Arama

Parfüm ve Tarihçesi

Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 22.408 Cevap: 3
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #1
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Parfümün Tarihçesi
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Parfüm, latince, kokulu duman anlamına gelen “perfumum” kelimesinden geliyor. Tarihi ise oldukça eski:

Günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce, Mısırlılar güneş tanrıları Râ için güneşin doğuşundan batışına dek kokulu otlar yakarlardı.

Ölülerini ise kokulu yağlar kullanarak mumyalar, mezarlarına parfüm şişeleri ve kokulu kremler koyarlardı. Nitekim, yapılan kazılarda Mısır Firavunu Tutankhamon’un mezarından parfüm şişeleri ve krem vazoları çıkarıldı. Mısırlılar günlük hayatlarında ise kokulu yağlar ve pomatlar kullanırdı. Bunlar içinde en çok tercih ettikleri “kyphi” adını verdikleri kokulu bir yağdı. Kyphi, bal, şarap, pirinç, mersin çiçeği, safran, katırtırnağı ve ardıç özlerinden oluşan bir karışımdı. Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve ender rastlanan çiçek özleri sürerdi.

Çağdaş niteliklere sahip ve bilinen ilk parfüm 14. yüzyılda, 1370 yılında yapıldı ve güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesine atfedildi. Esans ve biberiye yağı ile alkol karışımından elde edilmiş, lavanta yağı ile zenginleştirilmiş bu karışıma özel bir isim verilmesi de unutulmamıştı: “Macar Suyu”.

16. yüzyılda cam sanatının ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişme süreci de hızlandı. O yıllarda parfümün en çok üretilip tüketildiği ülke Fransa idi. Fakat parfümün vücuda sürülmesinin hastalıklara neden olacağı düşünülür, parfüm sadece pis kokuları maskelemek için kullanılırdı. Bu nedenle giysiler, eldivenler, mendiller, hatta mücevherler bile parfümlenirdi.

17. ve 18. yüzyıllarda, parfüm endüstrisi oldukça gelişti. Özellikle Fransa'nın Grasse bölgesi parfüm endüstrisinin kalbi, merkezi haline geldi.

20. yüzyılda parfümler muhteşem şişeleriyle birer sanat eseri halini aldı. Parfümler vücut kokularını bastırmak için değil, kişiliklerin altını çizmek için kullanılmaya başlandı ve çağdaş yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

Kokular bizim için çok önemli
Bu konunun aslını bilmiyorum, tamamen reklam da olabilir ama kokuların yaşamımızda çok önemli bir yeri olduğuna ve onlara fazlasıyla anlam yüklediğimize kuşku yok. Evlerimiz, arabalarımız, dolaplarımız, salonumuz, mutfağımız, banyomuz ve çamaşırlarımızın her biri için ayrı kokular alıyoruz. Her türlü deterjan, kullandığımız yumuşatıcılar, şampuan ve kremlerimiz çoğu zaman kokularıyla anlam kazanıyorlar. Üzerimize sürdüğümüz parfümlere gelince, onların yeri bambaşka! Bu koku merakımız yeni değil. Aroma terapiler, afrodizyak kokular, yatıştırıcı kokular, iştah açan, ağrı kesen, yüreğinizi ferahlatan, konsantrasyona yardımcı olan, inanca davet eden, gevşeten, kışkırtan vs. her çeşit koku, oldukça eski çağlardan beri insanlığın bir tutkusu. Hatta tapınakların, dinsel törenlerin bir parçası. Binlerce yıl önce insanlar Akdeniz boyunca kürek çeke çeke, kokuları, tütsüleri Asya'dan Avrupa'ya götürürlermiş. Parfüm şişeleri, çok eskiden beri bir servet değeri taşırmış.

Parfümlerin uzun bir geçmişi var:
Uzun yıllar boyunca, koku elde etmek için en geçerli yöntem, kokulu çiçekleri, ağaç kabuklarını, reçineleri ve misk, amber gibi çeşitli maddeleri, yağ içinde bekletmek olmuştur. Bu şekilde kokunun yağa geçmesi sağlanıyordu. Kokulu maddeleri kaynatmak veya sıkmak gibi yöntemler de denenmişti. Modern parfüm kokuları damıtma yöntemi ile elde edilir. Bu usul ortaçağda İslam dünyasında keşfedilmiştir.

Ben ve kokum!
Gel zaman git zaman, parfüm büyük bir sanayi haline geldi. Parfümlerin kokuları bir yana, isimlerine dikkat ederseniz, her biri inanılmaz derecede iddialıdır ve kişiliğimizi tamamlayan düşsel mesajlar taşırlar. Veya olmak istediğimiz kişiliği yansıtır. Onlarsız yapamaz hale geldiğimize kuşku yok. "Ben ve kokum!" işte bu kadar yakınız, bu kadar aidiz birbirimize. Seçtiğimiz parfümler kişiliğimizin bir parçası gibidir. Ekşi veya tatlı, çiçeksi, pudramsı veya otsu, metalik, baharatlı veya temizlik kokusu, kışkırtıcı yahut masum v.s. her dönem için bağlanacağımız bir koku buluruz…

Saf kokular geride kaldı:
Buraya kadar anlattıklarımın hepsi, kokuların hoş ve romantik tarafları. Çiçek özlerinden ve baharatlardan elde edilen o saf ürünler artık çok gerilerde kaldı. Saf gül yağı, misk veya amber yağı, yasemin yağı, çam yağı, lavanta, limon, elma, kayısı yağı, sandal ağacı özü yada patchuli vs. hala imal ediliyor. Doğal yada egzotik ürünler satan mağazalarda bunları kolayca bulabilirsiniz. Ama artık hiçbirimiz bunları alıp da saçımıza veya giysilerimize sürmeye cesaret edemeyiz. Bu kokular günümüzde çok ağır ve iç bayıltıcı sayılırlar. Aroma terapide kullanılıyorlar. Bazıları tütsü veya kandillerde bu kokulardan yararlanıyorlar. Ama kozmetik kullanım açısından günümüz zevklerini karşılamaktan çok uzaktalar.

estudiantes - avatarı
estudiantes
Ziyaretçi
1 Eylül 2007       Mesaj #2
estudiantes - avatarı
Ziyaretçi
Parfümün tarihi
Günümüzde hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan ve alışkanlık haline getirdiğimiz bir davranıştır parfüm kullanımı. Hepimizin kokularla uyanıp, kokularla saklanan anıları vardır. Sabahları okula, işe gitmeden önce herkesin kullandığı parfümlerin tarihte nasıl ortaya çıktığı ve hangi amaçlarla kullanıldığı ilginç gerçekleri de ortaya çıkarıyor.
Sponsorlu Bağlantılar

Edinilen bilgilere göre, eski zamanlarda koku, bir iletişim aracı olarak görülüyordu. İnsanlar kullandıkları kokularla tanınıyorlar ve böylece haberleşiyorlardı. Parfüm kullanımı, gözle görülmeyen elle tutulmayan, ama varlığı inkar edilmeyen, evrensel bir dil idi. Parfüm olmadan önce eski zamanlarda kokulu tütsü ve yağlar büyücülerin, sihirbazların ve din adamlarının güçlerini simgeliyordu. Orta Çağ hastalıklarından korunmak için insanlar temizliğin önemini anlayınca, sabun ve koku kullanmaya başladılar ve bu hızla yaygınlaşmaya başladı. Böylece 1390'da sedir ağacı, biberiye, terebentin ve alkolden üretilen ünlü ' Macar kolonyası' doğdu.
Rönesans döneminde ise koku kullanımı çılgınlığa dönüştü ve zenginliğin simgesi halini aldı. Yelpazeler, peruklar, mücevherler. biblolar, elbiseler her şey parfümlenmeye başladı. Aynı dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu da bu gelişmelerden etkilendi. Haremdeki gözdeler de padişahın huzuruna çıkmadan önce vücutlarını zencefil ve hoş kokulu otlarla ovuyorlardı. Eski Mısır'da da parfüm kullanımı zenginliğin bir simgesi haline gelmişti. Zenginlerin mumyalarına öteki yaşamında hoşluk olsun diye türlü kokular katıldı. Eski Yunan'da da savaş kahramanlarının adeleleri 'kafuru' ile ısıtılıyordu. Kadınlar da vücutlarını aromatik esanslarla ovuyorlardı.
Kokularla haşır neşir olunan Roma İmparatorluğu döneminde ise koku kullanımı oldukça yaygındı ve 'Per fumum' sözcüğü tüm kokuları ifade ediyordu.

Eiffel Tower Paris PARFUM 3 FRENCH Gift Mini 0 56 Fl oz

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Kasım 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
PARFÜM. Güzel kokulu maddelerin birbiri­ne karıştırılmasıyla elde edilen hoş kokulu ürünler olan parfümler binlerce yıldır kullanı­lır. İÖ 1350 dolaylarında öldüğü sanılan Mısır Kralı Tutanhamon'un mezarında güzel koku­lu kremlerle dolu vazolar bulunmuştur. Kut­sal Kitap'ta da baharat ve ağaç sakızından parfüm yapılışı anlatılmıştır.

İlk parfümler güzel kokulu reçineler, bal­samlar, yapraklar, baharat ve bazı ağaç türle­rinin odunlarından yapılırdı. Bu kokulu bitki­sel maddelere kokularını veren yağlara, ge­nellikle kolayca buharlaştıkları için, uçucu yağlar denir. Bu yağlar yasemin, portakal ve gülde olduğu gibi bitkinin çiçeğinde, ıtır ve servide olduğu gibi bitkinin yaprağında, tar­çında olduğu gibi bitkinin kabuğunda, santal ve sedirde olduğu gibi bitkinin gövdesinde, melekotu, zencefil ve süsende olduğu gibi bitkinin köklerinde, limon, bergamot ve por­takalda olduğu gibi bitkinin meyvelerinde, acı badem, kimyon ve küçükhindistancevizinde olduğu gibi bitkinin tohumlarında buluna­bilir.

Parfümün Yapılışı

Bitkisel maddelerdeki uçucu yağları çıkarmak için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunlardan birincisi, gül yapraklarını suyla damıtarak ilk kez gülsuyu yapmış olan Araplar'ın kullandığı damıtma yöntemidir. Arap parfümlerini Avrupa'ya tanıtanlar, Haçlı se­ferlerinden ülkelerine dönerken armağan ola­rak bu parfümleri getiren askerler olmuştur. Türkiye, Bulgaristan ve Fas'ta yapılan gülyağı da gül yapraklarının damıtılmasıyla elde edi­lir. Gül ekilen 1 hektarlık alandan yaklaşık 2 ton taçyaprak elde edilir, bundan da yalnız­ca 1 kg kadar gülyağı çıkarılır.

Bitkilerdeki uçucu yağları çıkarmanın baş­ka bir yöntemi sıkma'du. Bu yöntemde li­mon, portakal ve bergamot gibi meyvelerin kabukları rendelenir ve preslerde sıkılır. Eskiden elle yapılan bu işlemler günümüzde makinelerle yapılmaktadır. Bu yöntemle işle­nen 450 kg meyveden posa ve meyve suyunun yanı sıra 2 kg kadar da uçucu yağ elde edilir. Özellikle yasemin ve sümbülteber çiçekle­rinden uçucu yağ elde etmek için kullanılan soğurma (anfloraj) yöntemi, bitkideki uçucu yağların katı yağlarla soğurulmasına dayanır. Ahşap çerçevelere oturtulmuş cam levhaların üzeri, arıtılmış sığır donyağı ve domuz yağı karışımıyla kaplanır. Bunun üzerine çiçekle­rin taçyaprakları dizilerek çerçeveler birbiri üstüne yığılır. Bu durumda birkaç saat bekle­tildiğinde çerçevelerdeki katı yağ çiçek yapraklarındaki uçucu yağlan soğurur. Kullanı­lan katı yağlar uçucu yağlara doyuncaya kadar bu işlem yeni taçyapraklarla tekrarla­nır. Başka birçok çiçek türü için bu yöntemin değişik bir biçimi uygulanır. Bunun için taçyapraklar katı ya da sıvı yağın içine konup yaklaşık 65°C'ye kadar ısıtılır.

Bitkilerdeki uçucu yağları çıkarmanın daha gelişmiş bir yolu petrol eteri ve benzen gibi uçucu çözücüler kullanmaktır. Bu yöntemde, kokulu bitkiler bu tür bir çözücüyle birlikte ağzı sıkıca kapanan kaplara konur. Çözücü­nün bitkinin dokularına işleyip uçucu yağları­nı çözmesi için bir süre beklenir. Bundansonra alman çözücü yeniden kullanılmak üze­re damıtılırken geriye uçucu yağlar kalır. Bu yağlar daha sonra alkolle anlaştırılır.

İstenen uçucu yağlar elde edildikten sonra parfümün yapılmasına başlanır. Parfümcü ön­ce bir temel koku seçer ve buna başka uçucu yağlar ve sabitleştirici maddeler katıp karıştı­rarak parfümü hazırlar. Sabitleştiriciler parfü­mü oluşturan maddelerin birbirinden ayrılma­sını önleyerek parfümün kendine özgü koku­sunun sürekliliğini sağlar. Sabitleştirici mad­deler bazı hayvanlar, yosunlar ve reçineler­den elde edilir. Bunlardan en önemlisi olan misk Orta Asya'da yaşayan misk geyiklerin­den elde edilirdi. Erkek misk geyiklerinin salgıbezinden çıkarılan, hoş ve kalıcı bir kokusu olan misk, günümüzde yapay olarak da elde edilmektedir. Hayvanlardan elde edilen önemli sabitleştiricilerden biri de, ka­şalottan çıkarılan ve ender bulunur mumsu bir madde olan amberdir.Parfüm yapılışındaki son işlem, uçucu yağ ve sabitleştiricilerin alkolle seyreltilmesidir. Elde edilen karışım daha sonra dinlendirilmeye bırakılır. Gerektiği gibi dinlendirilmiş bir parfümün kokusu bu işlemden geçirilmemiş bir parfüme göre daha yumuşak ve etkileyi­cidir.

Parfüm Kullanımı
Avrupa'da 16. yüzyılda parfüm kullanımı yaygınlaştı; ama pahalı olduğu için yalnızca zenginler parfüm alabiliyordu. Parfüm kulla­nımının başlıca nedeni, hamamların az olduğu o dönemde sık yıkanamayan insanların vücut­larındaki kötü kokuları parfüm kokusuyla bastırmaktı. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth üç ayda bir banyo yaptığı için olağanüstü temiz bir kişi olarak bilinirdi. Zamanla insanlar daha temiz olma alışkanlığını edindiler ve kediotu esansı ya da seyreltilmemiş miskkedisi esansı gibi çok şiddetli kokular kullanmak moda olmaktan çıktı.

20. yüzyılda kimya sanayisinde ortaya çıkan gelişmeler, bazıları uçucu yağlarda doğal ola­rak var olan ve birçoğu doğal olarak bulun­mayan çok sayıda yapay koku maddesinin ortaya çıkmasına yol açtı.
Gerçekten de. kömür katranı ve petrol gibi maddelerden çıkarılan kimyasal maddelerle, çiçeklerde ki uçucu yağların hemen hemen tümüyle aynı olan maddeler üretilebilmektedir.

Çok değişik parfüm türleri vardır. Doğal uçucu yağlar, yapay koku maddeleri ve sabit-leştiricilerin bir karışımı olan iyi bir parfüm 300 kadar değişik madde içerebilir. Katılan alkol miktarı parfüm kokusunun gücünü be­lirler. Alkolle seyreltilerek parfümden daha zayıf kokulu ürünler elde edilir. Bunların içinde kokusu en hafif olanı bol alkolle seyreltilmiş olan kolonyadır. Katı olarak pazarlanan parfümler de vardır.

Pudra, krem, banyo köpüğü, sabun ve losyon gibi maddelere de parfüm katılır. Parfümlü mumlar da yapılır. Parfümün ilk biçimi olarak kabul edilen ve günlük gibi kokulu bitkilerin yakılmasıyla yapılan tütsü de bazı evlerde hâlâ kullanılır.

MsxLabs & TemelBritannica
Son düzenleyen _Yağmur_; 20 Ocak 2015 16:18 Sebep: kırık link kaldırıldı
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
20 Ocak 2015       Mesaj #4
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Parfümün Tarihi
MsXLabs.org


fBkhN0i

Parfümün tarihi 4000 yıl ve ötesine dayanmaktadır. Kelime ve dil olarak Latinceden gelmektedir. Parfümün nasıl oluştuğu konusunda ise antik çağlarda doğal olan yağların yanmasıyla ortaya çıkan koku olarak düşünülmüş ve karar birliğine varılmıştır.

Günümüzde güncel olarak kullanılan parfümlerin tarihi ise ortalama 200 yıl öncesine dayanmaktadır. Parfüm yapımı, günümüz şartlarında daha modern ve kimyasal yollar ile yapılmaktadır. Parfüm vücudunuzda hissedilmesinden oluşan aşamalar vardır. Bu aşamalara nota denir.

Notanın terimi müzikten etkilenilmesinden dolayıdır. Örneğin, bir şarkı da duyduğumuz ritimlerin bazıları oldukça yüksek bazı ritimlerin ise küçüktür. Parfümde de bu nota, alt orta ve tepe olarak kullanılmaktadır. Parfümü sıktığınız çıkan kokuyu hissetmeniz parfümün tepe noktasında olduğunun bir işaretidir.


Devamı İçin:

Benzer Konular

9 Ekim 2010 / Misafir Sağlıklı Yaşam
14 Şubat 2012 / *TeoDora* Taslak Konular
20 Mart 2015 / Sedef 21 Taslak Konular
28 Kasım 2015 / MaRCeLLCaT X-Sözlük