Arama

Kendi Zekasını Geliştiren Yazılım

Güncelleme: 30 Temmuz 2015 Gösterim: 4.308 Cevap: 4
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Kasım 2009       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
Yapay zeka, sanal yazılımlar, android

Sponsorlu Bağlantılar
Amerikalı bilim insanlarının yapay zekâ alanındaki çalışmaları, Second Life gibi sanal dünyalarda denenmeye başladı.

Kullanıcıların kontrol ettiği avatarların (sanal karakter) hareket ve tepkilerini öğrenerek sonraki davranışları bunlara göre ayarlayan bir yazılım geliştiren Novamente firması uzmanları, bu "öğrenen" yazılımı önce sanal ev hayvanları yaparak denemeye koyuldu.
Söz konusu yazılımın kendi kendine öğrenme özelliği sayesinde gittikçe daha akıllı ve becerikli olabileceği ve kendi "zeka'sını geliştirebileceği uzmanlarca iddia ediliyor.

Firma yetkilileri kısa zaman içinde konuşan papağan ve hatta bebek avatarlarını bile bu yazılımla "öğrenerek gelişen" sanal varlıklar haline getirebileceklerini söylüyor.

Second Life gibi sanal dünyalar, yapay zekâ yazılımları için bir 'gövde' temin ediyor. Yani yazılımları test etmek için gerçek bir robot yapmak zorunda kalmayan bilim insanları, sanal alemde bir avatar oluşturup bunu yazılıma kodlayarak deneme yapabiliyor.

Yapay zekâ çalışmalarıyla bilinen Novamente'nin bilim insanları üzerinde çalıştıkları yapay zekâ sisteminde "düşünme" işlevini üstlenecek bir "idrak motoru" yapmayı başardıklarını açıkladı. Bu motor kontrolü altındaki avatarın hareket ve tepkilerini belirliyor ancak her hareketten dersler alıp sonraki davranışlarını daha rafineleştirme özelliğine de sahip.

İnsan kolunun işlevlerini taklit edebilecek biyonik kol için Johns Hopkins ve Nashville Vanderbilt Üniversiteleri ile Chicago Institute of Rehabilitation'da çalışmalar tam gaz sürüyor.


Kaynak:Wired, CNN / Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji
Son düzenleyen nötrino; 30 Temmuz 2015 12:23
1nzar - avatarı
1nzar
Ziyaretçi
21 Kasım 2009       Mesaj #2
1nzar - avatarı
Ziyaretçi
Terminatörlere merhaba'nın ilk adimlari sankiMsn Happy
Sponsorlu Bağlantılar
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
7 Ocak 2013       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
'Yapay Zekalı Makineler Sorun Olabilir'

Makine öğrenimi alanında dünyanın önde gelen bilim insanlarından olan Profesör Yaser Abu Mustafa, yapay zekalı makine ve sistemlerin geliştirilmesi yolunda hızla adım atıldığını ifade ederken, ‘İnsan zekasına sahip makinelerle yaşayacağımız bir dünya beklenmedik gelişmeler sunabilir’ ifadesini kullandı.İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) gerçekleştirilen Sanat ve Teknoloji Semineri’nin önemli konukları arasında, California Teknoloji Ensititüsü’nde Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi alanında akademisyenlik yapan Profesör Yaser Abu Mustafa da vardı. Mustafa, uzmanlık alanı olan makine öğrenimi alanındaki gelişmeleri ntvmsnbc’ye değerlendirdi.

‘Verilerden aldıkları bilgileri öğrenen ve buna göre hareket eden sistemleri’ geliştirmeye çalışan Mustafa, yapay zekalı makinelerle yaşayacağımız dünyanın nasıl olacağını tahmin etmemin çok zor olduğunu belirtti ve not düştü: “Dijital dünyanın sunduğu sosyal medya, giderek doğal insan tecrübesini kaybetmemize neden oluyor.”

Sürekli yeni gelişimlere sahne olan internet ve dijital dünyada, insanların kafalarından geçenleri öğrenmeye çalışan algoritmalar geliştirilmeye çalışıldığı görülüyor. Yakın zamanda aynı eğilimi yeni cihaz ve makinelerde görmeye başladık. Neden sürekli insanların akıllarını okumaya çalışıyoruz?

İnsanların profillerini içinde toplamaya çalışan bir şemsiye düşünün. Yeni yapılan çalışmalarda, popülasyonlar sınıflandırılmaya, bu şekilde aynı özellikleri taşıyan gruplar belirlenmeye çalışılıyor. Buradaki en büyük avantaj, doğru insanları hedef olarak belirleyebilmek. Örneğin, internette ilginizi çekebilecek yüzlerce e-mail, yazı, reklam görüyorsunuz.

Amaç, sizin davranışlarınızı daha iyi bilen sistemlerle beliren mesaj sayısını 100’den 10’a indirmek. Bu sayede 10 tane davetten 3 tanesinin ilginizi çekiyor olma ihtimali çok daha yüksek olacak ve sizde internet kirliliğine maruz kalmayacaksınız. Bu herkes için faydalı çünkü binlerce davet arasından sizin için mükemmel olan bir tane varsa bunu kaçırmayacaksınız.

Geliştirilmek istenen sistemle, herkes hakkında eşit miktarda veri olacak ve bu veriler kişiye özgü en iyi profili sunacak. Örneğin şu sosyal medya ağını kullanıyorsunuz, şu kredi kartlarına sahipsiniz, en son şunu aldınız gibi. Kullanıcının psikolojisini ve diğer özelliklerini ortaya koyan güvenilir bir profil, neyin pazarlanması gerektiğini de çok iyi gösterecek. Sonuçta kimse oturup sizin ne satın almak isteyeceğinizi düşünmüyor. Ancak tamamen verilerle oluşturulan bir süreç ile size ne sunulması gerektiği anlaşılabilecek.


Kısaca en iyi pazarlama için sunulan alternatiflerden en iyisini belirlemeye mi çalışıyorsunuz?

Burada farklı olan çözüm, kullanıcıya ilgisini çekebileceğini düşündüğümüz ürünü sunmak. Bu oluşturulmak istenen şemsiyenin ta kendisi.

Zamanla insanlar ve makineler arasında bilgi takası yapılacağı bir geleceği mi gidiyoruz?

Buna yavaşça ilerliyoruz ancak asıl hedefimiz bu değil. İnsan-makine arayüzü bugün kullanılmaya başlayan bir teknoloji. Zamanla bu arayüz daha da gelişerek doğal bir hale gelecek. İnsanların hareketlerini, yüz ifadelerini anlayacak. Her komutu klavye veya fare ile girmek zorunda kalmayacaksınız. İnsan-makine arazüyüzün iyi taraflarından biri, makinelerden öğrenme özelliği. Elinizde öğrenmek isteyeceğiniz konunun bir modeli olmayabilir ama bu konuda makineler size yardımcı olabilecek. Bu alanda tamamen makine öğrenimine dayalı uygulamalar örnek gösterilebilir. Makinelerin öğrenimi üretmek istediğimiz çözümün sadece bir parçası. Makineler, yeni dijital dünyada önde gelen oyuncular değil ama bir rolleri var ve her zaman olacak.

Zamanla insanlar geleneksel öğrenme yöntemlerini bırakarak yüzde 100 veri tabanlı öğrenime mi geçecek? Gördüğümüz her sıradan nesneyi bile bilimsel bir bakış açısıyla mı kafamıza yerleştireceğiz?

Makinelere dayanan öğrenime geçilmemiş olsa bugün bizi geleneksel ve zor olan öğrenimden uzaklaştırmaya başlayan cihazlar kullanmaya başlardık. Tablet bilgisayarlarda aklınızdaki bir şeye hemen bakabilme şansı bulabiliyorsunuz. Kaçınılmaz olarak öğrenimde vakit kaybettiren yöntemleri ortadan kaldırmaya başlayacağız. Ancak bugün yeni yöntemlerin ne kadar yararlı olup olmayacağı tartışmaları yapılıyor.

Eskiden bize zaman kaybettiren yöntemleri değiştirdiğimiz için iyi bir şey yaptığımızı düşünüyoruz ama alternatiflerin ne kadar uyumlu olduğunu da iyi anlamamız gerekiyor. Makine öğrenimini teknolojinin sunacağı diğer kavramlardan farklı tutacak bir neden göremiyorum. Bu teknoloji yararlı da olabilir, olmayadabilir. Ama nasıl olacağını değerlendirmek yeni nesile düşecek ve bunu göreceğiz.

Makine öğrenimi geliştikçe üzerinde kafa yormamız gereken, hatta bizi tembelleştiren alanlar da olacak. Ancak rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki makine öğrenimi ile alternatif teknolojiler arasında yapacağı etki açısından önemli bir fark yok.


Peki nasıl bir değişimden bahsediyoruz. Hava durumunu düşünürken, çevredeki insanlara ve nesnelere bakarken hepsini rakamlarla, akademik açıklamalarıyla oluşan düşüncelerle mi değerlendireceğiz? Bilgisayarlaşacak mıyız bir nevi?

Bugün alışmış olduğumuz şey, hava durumuna veya trafiğe bakmak istediğimizde sadece gereken bilgiyi önümüzde açmamız. Benim endişem, bilgiye bu kadar kolay ulaşan insanların, zamanla zor problemleri çözmekte zorlanır hale gelmesi, aslında ihtiyaç duyacağı bir bilgiyi göz ardı etmeye başlaması. Aslına bakarsanız, ileride nasıl düşüneceğimizi bilemiyorum. Nasıl bir süreçten geçerek nasıl bir noktaya geleceğimizi söylemek çok zor.

Şöyle bir örnek verebilirim. Bugün, elime aldığım kalemle çok karmaşık matematiksel problemleri çözebiliyorum. Ancak yeni nesil belki bunu hayal bile edemeyecek. Tabii ki her zaman böyle yapmıyorum ama düşünce şeklim açısından bunun yararlı olduğunu düşünüyorum. Bir şeylerin değiştiği açık. Ancak öğrenme alışkanlıklarıyla bizim kapasitemiz ortaya ne çıkaracak şu an söylemek zor.“İnsan zekasına sahip makineler sorun oluşturabilir!”


Gelecekte akıllı telefon, tablet bilgisayar ve diğer cihazların yüzümüzü okuyarak bize tepki vereceğini düşünebilir miyiz?

Kullandığımız cihazların makine öğrenimiyle bağlantılı olacağından eminim. Cihazlar sizin davranış ve yüz ifadelerinize tepki vererek faydalı olmaya çalışacaklar. Zamanla, doğru tepkiyi verebilmek için sizi daha iyi okumaya çalışacaklar. Kısaca, makine öğrenimiyle doğrudan bağlantılı süreç kullandığımız cihazlar da olacak. Makine öğrenimini burada kısaca tekrarlarsak, cihaz bir parça veri aldığı zaman, onu işleyerek bir şekil verecek.

2001: Space Odyssey filmindeki gibi bir dünyada yaşayacağımızı söyleyebilir miyiz? Makinelerin bizi okuduğu, hatta aklımızdan geçenleri sezdiği, gerekirse bizi öldürmeye kalktığı bir dünya?

Böyle bir şeyi düşünebilmek için, teknolojinin özel bir noktaya geldiğini görmemiz gerek. Bu da, makinelere artık tamamen güvenebileceğimiz bir nokta olmalı. Örneğin, bir odaya kamera yerleştireceksiniz. Gün sonunda, bilgisayar size odaya girenlerin isimlerini ve diğer bilgileri hazırlamış olacak. Bilgisayarların, sizinle zeka bakımından eşleşebileceği bir noktaya gelmesi lazım. Burada en önemli soru, kamunun böyle bir ilişkiyi nasıl karşılayacağı. Bunu tahmin edebilmek çok zor. Bu soruyu sosyal bilimlerle ilgilenen bilim insanları daha iyi bilebilir. Yapay zekalı makinelerle insanların bir arada yaşayacağı bir dünyada beklenmedik veya hiç istenmeyen sonuçlar da doğabilir. Şu an da bir şey söylemek mümkün değil çünkü elimizde hiçbir model de yok.

Yine de konuşan ve yürüyen makinelerle birlikte yaşayacağımız bir fütürist dünya olacak diye düşünüyorum.Şunu çok net belirtmem lazım. Zaten fütürist çağda yaşıyoruz. Ben bir çocukken insanların bir gün ellerinde yüzlerce fonksiyonu yerine getirebilen akıllı telefonlarla gezeceğini söyleselerdi bu inanılmaz bir düşünce gibi gelirdi. Ancak geçmişle bugün yaşadığımız dünyayı kıyaslarsak, 2001: Space Oddsey gibi bir dünyaya gelmiş durumdayız. Zaten gelecekteyiz. Sorulması gereken, ne kadar derine ineceğiz ve sonuçları ne olacak?


Teknik bankacılık alanında makine öğrenimi üzerinde nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

Makine öğrenimi alanında teknik bankacılık da iki önemli işlem öne çıkıyor: Kişi ve kurumlar için kredi işlemleri ve ticaret. Bugün dijital bankacılıkta makine öğrenimi ile bağlantısı olmayan güvenlik, sunucu kapasitesi, verilerin transfer hızı gibi birçok konu var. Makine öğrenimi teknik bankacılıkta sektörü, insanları okur ve bankanın nasıl bir konum alması gerektiğini, borsanın hareketlerinin anlaşılmasını, hangi müşterilerin iyi veya kötü olduğunu, inip çıkan trendleri ve diğer teknik olmayan hususları takip eder. Makine öğrenimi bağımsız bir teknolojidir. Tek bir makine öğrenimi kullanıyorsanız bu işin tamamı demektir. Dijital teknolojilerde de makine öğrenimi bir bileşik olarak kullanılacaktır ama hiçbir zaman kendi başına çözümü sunmaz.“Dijital Dünya'nın bazı özellikleri kesinlikle olumsuz!”

Makine öğreniminin eğitimden dijital uygulamalara kadar gelecekte hayatımızın bir parçası olacağını söylediniz. Peki ne kadar büyük bir parçadan bahsediyoruz?

Şöyle özetleyeyim: Makine öğrenimi gelecekte dijital uygulamaların bir parçası olacak. Eğer dijital uygulama öğrenimle bağlantılı ise uygulamanın büyük bir kısmını oluşturacak veya kendisi olacak. Veri elde edilmesi ve işlenmesinde de makine öğrenimi her zaman rol oynayacak ancak veri işlenmesi ne kadar fazla olursa, makine öğreniminin rolü de o kadar artacak.

Milyarlarca insan sosyal medya kullanıyor. Gelecekte sosyal ağların da makineler tarafından kontrol edilmesi, onlar tarafından denetlenmemiz söz konusu olur mu?

“Dünya nüfusu teknoloji için sorun değil!” Sosyal medya henüz doygunluk döneminden çok uzak. Yeni platformlar ortaya çıkıyor, dengeler değişiyor. Facebook’un ardından yavaşça gelişen Twitter, şimdi çok daha aktif durumda. Bazıları yakın gelecekte hayatta kalamayabilir. Sosyal ağlar sayesinde insanlar hakkında çok şey öğreniyorsunuz ve bir insanla karşılaştığınızda çok yakın olmasanız da aslında hakkında birçok şey biliyorsunuz. Soyal medya olumlu ve olumsuz yönler sunsa da, ne yöne gittiği hakkında kesin bir kanı da bulunamayız. Daha da önemlisi diğerlerinin arasından sıyrılan bir trend henüz yok.

Dünya nüfusu 8 milyara yaklaşıyor, yaşam giderek karmaşık hale geliyor. Makine öğrenimi ile kurulacak olan sistemle giderek artan nüfusun düzen içinde yaşayacağı bir dünya kurulabilir mi?

Makine öğreniminin başarılı olacağına inanıyorum. Geliştirilecek yeni eğitim sistemi ve diğer teknolojiler, 8 milyar için de, 100 milyar insan için de yeterli ve kullanılabilir. Dünya nüfusu, teknoloji açısından değil, kaynaklar açısından bir sorun teşkil edecek. Gıda, hastalıklar ve diğer faktörler dünya için daha öncül konular. Gelecekte belki de dünyadaki tüm insanlar hakkındaki bilgileri dizüstü bilgisayarınızda taşıyacağım. Demek istediğim, teknoloji için rakam bir sınır değil.


Kaynak : Ntvmsnbc (07 Ocak 2013,10:45)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Mayıs 2013       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Yapay Zeka İnsan Yerini Alacak!

Dijital çağ, hayatın her alanında yenilikler sunarken, yapay zekalı robotların da hayatımıza gireceği gün giderek yaklaşıyor. Bilim insanları, en son tahminlerinde, yapay zekalı akıllı robotların 2100 yılında insanlığa baskın gelebileceğini belirtirken, ‘insanların giderek makineler için enerji kaynağı haline gelmeye başladığı’ ifade edildi.Bilgisayar uzmanları, insanların fiziksel kapasitelerini makinelerin yardımıyla hayal edilemeyecek noktalara taşıyacakları fütürist bir dünyanın, sanılandan çok daha yakın olduğunu düşünüyor.

Ancak insanlığın faydasına dokunacağına inanılan robot teknolojisinin, korkutucu bir kahanet şeklnde sunan bilim insanları da var. Bazıları, yapay zekalı organizmaların, bir gün ‘Terminatör’ veya ‘Matrix’ filmlerindeki gibi insanların yetenekleri ve pozisyonlarını elde ederek baskın güç haline gelebileceğini belirtiyor. Fütürist Ray Kurzweil, ‘The Singularity is Near: When Humans Transcend Biology’ adlı kitabında, ‘bilgisayarların 2029 yılında insanlar kadar akıllı olacağını, 2045 yılında ise insan zekasının milyarlarca katı seviyeye ulaşacağını’ öne sürüyor.

ABD’nin Wisconsin-Madison Üniversitesi’ne bilgisayar bilimi uzmanı olan Bill Hibbard ise yapay zekalı organizmaların 21’inci yüzyıl içinde insan zekasını alt edeceğinden neredeyse emin olduğunu ifade etti. Hibbard, “En kötümser tahminlerimin doğru çıkması, robotların hala insanların dünyaya geldiği zaman içinde bizden üstün hale geleceği anlamına gelir” dedi.

Üretimde İnsan Yerini Yapay Zeka Alacak!

New York Üniversitesi’nde Hibbard’ın meslektaşı olan Ernest Davis ise ‘robotların yakın gelecekte insanlara üstün geleceğini düşünmediğini’ belirtti. Davis, ‘yapat zekanın satranç gibi oyunlarda en iyi oyuncuları bile yenebildiğini ancak algı, dil ve fiziksel dünyaya uyum konusunda 7 yaşındaki bir çocuktan iyi olmadığını’ ifade etti.

Davis, ‘ters dönen bir kahve fincanının nasıl bir sonuç doğuracağını insanların bileceğini, ancak aynı durumda bir bilgisayar programının bardağın büyüklüğünden kahvenin döküleceği mesafeye kadar her türlü hesaplamayı yapacağı çok kapsamlı bir simülasyon gerçekleştirmesi gerektiğini’ söyledi. Washington D.C’deki George Mason Üniversitesi’nde ekonomist olan Robin Hanson, tarım ve sanayi devrimlerinin, sırasıyla ekonomik üretkenliği 1000 ve 15 yılda bir ikiye katladığını, robotların insanlardan akıllı hale gelmesiyle, bu oranın her hafta veya ayda bir gerçekleşeceğini ifade etti. Hanson, ekonomideki ana faktör olan insanların, yapay zekanın makinelere kopyalanabilmesiyle maliyet olarak düşeceğini, böylece üretkenlikteki hızın çok daha hızlı artacağını söyledi.

Dünya Yok mu Olacak?

Hanson, üretkenliğin çok hızlı artmasının iyi bir şey olmayabileceğini, insanların zamanla kıyamet senaryolarından hayatta kalamayacak duruma düşebilecekleri uyarısını yaptı.Hanson, “Robotlara dayanan bir toplum veya ekonomi, bugün doğanın yok edilmesi konusundaki korkuyu gerçeğe dönüştürerek doğanın mahvolmasına neden olabilir” dedi.

Hibbard, robotlara dayanan bir geleceğin aynı zamanda insanları görmezlikten geldiğine dikkat çekti: “Sürücüsüz araçlar milyonlarca kamyon şoförünü işsiz bırakacak... Ancak kimse bu tür olasılıkları düşünmüyor” yorumunu yaptı. ABD’li ekonomist, “Teknolojiyi kimsenin ilgi göstermediği yöntemlerle kullanmak, çok büyük sorunlar doğuracak finansal teşvikler sağlayabilir. Hatta bu sorunlar çözümsüz olabilir” dedi.

'İnsanlar Mitokondriye Dönüyor'

Bazı bilim insanları, insanlığın çoktan yapay zekanın yanında geri kalmaya başladığını düşünüyor. Kenyon Yüksekokulunda mikrobiyolog olan ‘The Highest Frontier’ adlı kitabın yazarı Joan Slonczewski, insanların yazma, yön bulma, belli olayları hatırlama ve hesaplama yapma gibi belli yeteneklerini zaten körelttiğini belirtti. Slonczewski, ‘matbaanın keşfinden bu yana, insanların zekayı yeniden tanımladığını ve bu görevi makinelere aktarmaya çalıştığını, insanların doğasında yer alan yaşlılara bakmak gibi işlerin bile robotlara yüklenmeye çalışıldığını’ söyledi.

Slonczewski, “İnsanlık kendini varlıktan geliştirdi. Şimdi kademeli olarak makineler mi yerimizi alacak? Bana kalırsa bu ucu açık bir soru” dedi. İnsanların geldiği noktayı hücrelerin enerji deposu mitokonriye benzeten Slonczewski, “Mitokondriya bir zamanlar bağımsız bir organizmaydı. Ancak zamanla hücrelere bir zamanlar gerçekleştirdiği fonksiyonları yapmalarına izin verdi... İnsanlar da birer mitokondri haline geliyor. Enerjiyi sağlıyoruz ve sorumluluklarımızı makinelere veriyoruz... Ancak zaman geçtikçe her şeyi onlar yapmaya başlıyor” dedi.


Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (09 Mayıs 2013,02:23)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Temmuz 2015       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Otonom Silah Sistemleri

Bilim insanları, "katil robot" olarak da bilinen "otonom silah sistemlerinin" ölümcül etkileri konusunda uyarıda bulundu. Aralarında ünlü İngiliz Astrofizikçi Prof. Dr. Stephen Hawking'in de bulunduğu bine yakın bilim insanının imzasını taşıyan ortak mektup, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'teki Uluslararası Yapay Zeka Konferansı'nda okundu. Mektupta "Hedef seçiminde hala insanlara bağlı olan seyir (cruise) füzeleri ve insansız hava araçlarından farklı olarak yapay zekayla kontrol edilen silahlar ya da katil robotlar, hedeflerini insanlarla doğrudan iletişim kurmadan seçip vuracak. Büyük bir askeri gücün otonom silahları geliştirmeye başlaması, korkunç sonuçlara yol açabilir" ifadeleri kullanıldı.

Otonom silahların barut ve nükleer silahların ardından savaş alanında "üçüncü devrim" olarak nitelendiğine dikkat çekilen mektupta, "Nükleer, kimyasal ya da biyolojik silahların aksine otonom silahlar, çok sayıda ve düşük maliyetle üretilebilecek. Bu silahlar, kolayca karaborsaya, oradan da terör örgütlerinin eline düşebilir. Dünyanın önde gelen askeri güçlerinden birinin otonom silah geliştirmeye başlamasının, küresel bir yarışa yol açması kaçınılmazdır. Bu durumda otonom silahlar, geleceğin kalaşnikofu haline gelecektir" denildi.

Otonom silahların suikastler, soykırım ve nüfus kontrolü gibi kitlesel ölümlere yol açacak eylemler için ideal seçenek olacağına işaret edilen mektupta, "Dünyanın önde gelen askeri güçleri, otonom silah geliştirme yarışını daha başlamadan sona erdirmek zorundadır" ifadesine yer verildi. Mektubu imzalayanlar arasında Apple'ın kurucularından Steve Wozniak, SpaceX şirketinin Üst Yöneticisi Elon Musk, DeepMind şirketinin kurucusu Demis Hassabis, Filozof Noam Chomsky ve Google yöneticilerinden Peter Norvig de yer alıyor. Mektup, Yaşamın Geleceği Enstitüsü'nün (Future of Life Institute - FLI) internet sitesinde de yayımlandı.

Kaynak: AA / Uluslararası Yapay Zeka Konferansı (28 Temmuz 2015)

Benzer Konular

1 Mayıs 2015 / Misafir Cevaplanmış
11 Temmuz 2014 / _Yağmur_ Meslekler
8 Ocak 2017 / Misafir82666 Soru-Cevap