Arama

Cenaze Namazı

Güncelleme: 7 Aralık 2016 Gösterim: 10.074 Cevap: 3
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
26 Ağustos 2009       Mesaj #1
reyan - avatarı
Ziyaretçi

Cenaze namazı,

vefat eden din kardeşlerimiz hakkında duâ olmak üzere bir farz-ı kifâyedir.

Cenaze namazının kılınması için aranan şartlar şunlardır:


Sponsorlu Bağlantılar
  • Ölenin müslüman olması. Müslüman olduğu bilinmeyen, bu hususta hâli gizli olan kimsenin Cenaze namazı kılınmaz. Ölenin müslüman olduğuna muteber şâhid ve delil lâzımdır .
  • Ölünün yıkanarak temiz kefene sarılmış olması.
  • Ölünün, imam ve cemaatin önünde olması.
  • Ölünün tamamının veya bedeninin çoğunun mevcut olması. Eğer bedeninin çoğu gitmiş veya başsız olarak yarısı varsa namazı kılınmaz, yıkanmaz. Bir beze sarılarak gömülür.

Cenaze Namazının Kılınışı

Ad:  cenaze-namazi-nasil-kilinir.jpg
Gösterim: 877
Boyut:  97.4 KB
  • Cenaze namazı dört tekbir ve kıyâmla edâ edilir.
  • Bu namazda secde ve rükû yoktur.
  • İmam, ölünün göğsü hizasında durur.
  • Cemâat da arkasında saf tutar.
  • Cemâata ölünün erkek veya kadın olduğu duyurulur, ona göre niyet edilir. Yâni "Allâh için namaza, meyyit için duâya, er kişi (veya hâtun kişi) niyetine uydum hâzır olan imâma" diye kalben niyet edip imamın arkasından tekbir alınır.
  • İlk tekbiri alırken eller kulak hizâsına kadar kaldırılıp göbek altında bağlanır, Sübhâneke, "ve celle senâüke" ile okunur.
  • Bundan sonra eller kaldırılmadan ikinci bir tekbir alınır. Bu tekbirleri imam âşikâr, cemâat ise gizli alır. "Allâhümme salli ve Allâhümme bârik..." okunur. Bundan sonra üçüncü tekbir alınır ve Cenaze duâsı okunur.

Cenaze duâsını bilmeyenler burada "Allâhümme innâ nesteıynüke..." yi yâni kunut duâsını veya duâ niyeti ile Fâtiha-i şerîfeyi okurlar. Daha sonra dördüncü tekbir alınır, eller yan tarafa bırakılıp selâm verilir.

Üçüncü tekbirden sonra okunacak Cenaze duâsı:


Allâhümmağfir lihayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gâibinâ ve kebîrinâ ve sağîrinâ ve zekerinâ ve ünsânâ. Allâhümme men ahyeytehû minnâ feahyihî alel islâmi ve men teveffeytehû minnâ feteveffehû alel îmâni ve hussa hâzelmeyyite birravhi verrâhati verrahmeti velmağfireti verrıdvân. Allâhümme in kâne muhsinen fezid fî ihsânihî ve in kâne müsîen fetecâvez anhü ve lakkıhil' emne velbüşrâ velkerâmete vezzülfâ birahmetike yâ erhamerrâhimîn."

Kadın ise "hâzihil meyyite" denir.
Kadın ise "in kânet muhsineten fezid fî ihsânihâ ve in kânet müsîeten fetecâvez anhâ ve lakkıhel'emne" denir.
Mânâsı: Allâh'ım! Bizim dirilerimizi, ölülerimizi, hâzır ve gâib olanlarımızı, büyüklerimizi ve küçüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı afv ü mağfiret buyur. Yâ Rabb! Bizden yaşattıklarını İslâm üzere yaşat. Bizden öldürdüklerini iman üzere öldür. Bilhassa bu ölüyü kolaylığa, rahatlığa, mağfirete, rızâna erdir. Yâ Rabb! Eğer bu ölü, muhsin ise ihsanını artır; ve eğer yaramaz bulunmuş ise affet. Kendisine emniyet, beşâret, kerâmet ve kurbaniyet nasib buyur, rahmetinle, ey erhamerrâhimîn."

Cenaze erkek çocuk ise, yukarıdaki duâ "alel îmâni" den itibaren şöyle okunur: "Allâhümmec'alhü lenâ feratan vec'alhü lenâ ecran ve zuhrâ. Allâhüm-mec'alhü lenâ şâfian ve müşeffean."

Cenaze kız çocuk ise, yukarıdaki Cenaze duâsı "alel îmâni" den itibâren şöyle okunur: "Allâhümmec'alhâ lenâ feratan vec'alhâ lenâ ecran ve zuhrâ. Allâhümmec'alhâ lenâ şâfiaten ve müşeffeaten."

Mühim Hatırlatma
Bir çok kimseler, Cenaze namazının dördüncü tekbirinde, ya hiç ellerini bırakmadan selâm vermekte veya sağ tarafa selâm verince sağ elini, sol tarafa selâm verince de sol elini yana bırakmaktadır.
Bu hareketlerin her ikisi de yanlıştır. Doğrusu, dördüncü tekbiri aldıktan sonra her iki eli yana bırakıp selâm vermektir. Çünkü kendisinde sünnet olan bir zikrin bulunduğu kıyamlarda eller bağlanır. Sünnet olan bir zikrin kalmadığı kıyamlarda ise, eller bağlanmaz, yana salınır. (Dürer, 1/ 53)
Cenaze namazı içinde imam açıktan "Allâhü Ekber" diye tekbir aldıkça bazı kimseler kafalarını kaldırmaktadırlar. Bu da yanlış ve tehlikeli bir harekettir. Doğrusu, ne kafa ile ve ne de başka bir azâ ile namaz müddetince hiçbir harekette bulunmamaktır.
Cenaze namazı kılınıcak yer veya ayakkabı temiz değilse, ayakkabıyı çıkarıp üzerine basmalıdır.


Kaynak: Muhtasar İlmihal (Resimli Namaz Hocası) 67. Baskı, Hasan Arıkan



Son düzenleyen perlina; 7 Aralık 2016 15:09
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #2
reyan - avatarı
Ziyaretçi

Cenaze İle İlgili Vacipler ve Görevler


Cenaze ölü demektir. Ölmek üzere bulunan kimseye "muhtazar" denir. Muhtazarın yanında tevhid ve şahadet kelimelerini okumaya ve ölünün kabri başında yapılacak konuşmaya "Telkîn" denir.
Sponsorlu Bağlantılar

Ölünün yıkanmasına "Gasl-i meyyit", ölünün yıkanmasından sonra kabre gömülmesine kadar yapılması gereken şeylere ve bunların temin etmeye de "Techiz" adı verilir. Ölüyü bilinen bezlere sarmaya da "Tekfin" denilmektedir.

Ölen bir müslümanı yıkamak, kefenlemek ve üzerine namaz kılıp bir kabre gömmek müslümanlar için bir farz-ı kifayedir. İnsanlar bu farzı yapmadıkları zaman, bundan hepsi Allah katında sorumlu olurlar. Bu görevi yapmaya imkânları yoksa, sorumlu olmazlar.

İslâm ölülerini hayır ile anmak, onların güzel hallerini söylemek ve kötülüklerini söylemekten kaçınmak müslümanlar için bir görevdir. Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur: "Ölülerinizi güzel hallerini yad ediniz, kötülüklerini söylemekten çekininiz."
Öyle ki, bir İslâm ölüsünde görülüp iyi haline delâlet eden güzel koku veya yüzünün nurlanması gibi şeyleri söylemek müstahabdır. Fakat fena koku ve yüzünün kararması gibi şeyleri söylemek haramdır, gıybetten sayılır. Ancak ölü açıkta haram işleyen bid'at sahibi olarak tanınmış ve bu hal üzere ölmüş ise, fena halleri söylenebilir. Başkalarına ibret olmak için söylenmesi caiz olabilir.

Ölmek üzere olan kimseyi (muhtazarı), bir güçlük yoksa kıbleye doğru sağ yanı üzerine çevirmek müstahabdır. Ayakları kıbleye doğru olarak ve başı biraz yükseltilerek arkası üstüne de yatırılabilir. Adet haline gelen de budur. Bu halde, başı biraz yukarı kaldırılır ki, yüzü kıbleye yönelmiş olsun.

Ölüm haline giren kimseye Kelime-i Tevhid telkîn edilir. Bu bir sünnettir. Şöyle ki: Daha ruhu boğazına çıkmadan yanında Tevhid ve Şahadet kelimeleri okunur; fakat sen söyle, diye ona zorlanmaz. Hasta da bu kelimeyi bir defa okuyup başka bir şey söylemezse, artık telkine son verilir. Böylece son sözü tevhid kelimesi olur. Bu telkini, hastanın hoşlanmadığı bir kimse yapmamalıdır. Bu telkin, içine tevbeyi de alacak şekilde şöyle yapılabilir: "Estağfirullahel-Azim ellezi lâ İlâhe illâ hüvel-Hayyül Kayyüme ve etübu ileyhi = Şanı Yüce olan Allah'dan mağfiret diler ve ona tevbe ederim ki, O'ndan başka hak mabud yoktur. O, Hayy'dır, Kayyum'dur."
Bir hadîs-i şerîfde buyurulmuştur:
"Her kimin son sözü 'Lâ İlâhe İllallah' olursa cennete girer."
Muhtazarın yanında Yasin ve Ra'd surelerini okumak müstahabdır.

Muhtazar ölünce gözleri yumdurulur, çenesi kapatılarak bir bez ile iyice çekilip tepesine bağlanır. Bunları yapan kimse şöylece dua etmelidir:
"Bismillâhi ve âlâ milleti Resûlillahi. Alahümme yessir aleyhi emrehu ve sehhil aleyhi ma ba'dehu ve es'idhu bilikaike vec'al ma harace ileyhi hayren mimma harece anhü = Yüce Allah'ın ismini zikir ile ve Resûlüllah'ın dini üzere ölmüş olsun. Ey Allah'ım! Bunun işini kolay et, kendisine ilerisini kolaylaştır, onu cemalinle mutlu kıl. Gitmekte olduğu âlemi ona, içinden çıktığı âlemden daha hayırlı yap."

Ölünün üzerinden elbisesi çıkarılır, yıkanması için hazırlanan bir yer üzerine konulur ve üstüne örtü çekilir. Şişmesine engel olmak için karnı üstüne bıçak gibi bir demir parçası konulur. Elleri yanlarına uzatılır. Kollan göğsünün üzerine konulmaz. Yanında cünub, hayız ve nifas hallerinde olanlar bulunmaz.

Ölünün yanında güzel kokulu bir şey bulundurulur. Yıkanmadıkça yanında Kur'ân okunmaz, okunması mekruhtur. Bu durumda başka bir odada Kur'ân okunabilir. Ölünün bulunduğu yer geniş olup üzerinde de tam bir örtü bulunduğu takdirde, kendisine yakın oturulmaksızın gizlice Kur'ân-ı Kerîm okunması da kerahet olmayabilir.

Ölünün komşularına ve yakınlarına vefat haberi verilir. Bunlar da, ölüye karşı son görevlerini yapmaya koşarak sevab kazanırlar.
Son düzenleyen perlina; 7 Aralık 2016 14:53
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
7 Nisan 2010       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  cenaze namazı.jpg
Gösterim: 548
Boyut:  47.0 KB

Cenaze namazı

için bir araya gelen cemaat, musalla taşına konulan cenaze cemaatin önünde olacak şekilde, kıbleye doğru saf tu­tar. Böylece saf düzenine geçildikten sonra cenaze namazı kılınması için niyet edilir. imam olan kişi, Allah Teâlâ'nın rızası için ora­da bulunan cenazenin namazını kılmaya ve o cenaze için dua etmeye niyet ederek namaza başlar. Cemaat ise, Allah rızası için o cenaze namazını kılıp onun için dua etmeye ve ima­ma uymaya niyet eder. imam niyette ölünün erkek veya kadın, kız veya erkek çocuğu oldu­ğunu belirtmelidir. Diğer namazlarda, cemaat içinde kadın bulunması durumunda imamın, kadınlar için de imamlığa niyet etmesi gerekli olduğu halde, bu namazda kadınlar için ayrıca niyet etmesi gerekmez.
Namazın niyet sonrası aşamaları şöyle özet­lenebilir: imam "Allahüekber" diyerek tekbir alıp ellerini namazda olduğu gibi bağlar. Ce­maat de gizlice tekbir alarak ellerini bağlar. Bu tekbirin arkasından hem imam hem cemaat "ve celle senâüke" ile birlikte içlerinden "Sübhâneke"yi okurlar. Sonra imam elleri kaldır­madan "Allahüekber" diye açıktan tekbir alır. Cemaat de ellerini kaldırmadan gizlice tekbir alır. Bundan sonra hepsi içlerinden "Allahümme salli" ve "Allahümme bârik" dualarını okur. Tekrar aynı şekilde "Allahüekber" diye tekbir alınır. Bu tekbirden sonra ölüye ve di­ğer müminlere niyetle cenaze duası okunur.

Cenaze namazı esas itibariyle bir duadan iba­ret olduğu için, bu duaları Arapça okumak şart değildir. isteyen bu şekliyle Arapça oku­yabilir, benzer anlamda başka dualar da yapa­bilir. Her ikisini yapma imkânına sahip ola­mayanlar ise bu duaların kendi dilindeki an­lamlarını okuyabileceği gibi, ölüye rahmet di­leğini içeren ifadelerle dua yapabilir. Bu du­adan sonra yine "Allahüekber" denilip tekbir alınır ve arkasından önce sağa sonra sola imam yüksek sesle, cemaat alçak sesle selam verir. Böylece namaz tamamlanmış olur.

Erkek Cenaze îçin Dua:
"Allâhümmağfir lihayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gaibinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve sagîrinâ ve kebîrinâ. Allâhümme men ahyey- tehû minnâ fe ahyihîalel-islâm ve men teveffeytehû minnâ fe teveffehû alel-îmân. Ve hussa hâzel-meyyite bi'r-ravhi ver-râhati vel- mağfireti ve'r-rıdvân. Allâhümme in kâne muhsinen fe zid fî ihsânihî ve in kâne müsîen fe tecâvez anhü ve lakkihil-emne vel-büşrâ vel-kerâmete ve'z-zülfâ, bi rahmetike yâ erha- merrâhimîn".

Manası:

"Allah'ım! Dirimizi, ölümüzü, burada bulu­nanlarımızı bulunmayanlarımızı, erkeğimizi ka­dınımızı, küçüğümüzü büyüğümüzü mağfiret buyur, bağışla. Allah'ım! Aramızdan yaşatacak­larını İslâm üzere yaşat, öldüreceklerini iman üzere öldür. Şurada duran ölüye, kolaylık ve ra­hatlık ver, onu bağışla. Bu kişi, iyi bir kimse idiy­se sen onun iyiliğini artır; eğer kötü davranmış günahkâr bir kimse idiyse, sen rahmet ve mer­hametinle onları hoş gör.
Ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah'ım! Ona güven, müjde, ikram ve yakınlık ile mukabele et."

Kadın Cenaze İçin Dua
Ölen kişi kadın ise, erkekler için okunan du­anın ana metni ve anlamı aynı kalmak üzere, duadaki "...ve hussa..." kelimesinden sonraki zamirler kadın yerini tutacak şekilde şöyle değiş­tirilir:
"Ve hussa hâzihil-meyyite bir-ravhi ver-râ- hati vel-mağfireti ve'r-rıdvân. Allâhümme in kânet muhsineten fe zid fî ihsânihâ ve in kâ- net müsîeten fe tecâvez anhâ ve lakkiha lem ne..." şeklinde devam edilir.
Bu duaları bilmeyenler, bildikleri başka uy­gun dualar okuyabilir. "Rabbenâ âtinâ" duası bu dualardan biridir. "Allahım beni, bu ölüyü ve bütün müminleri bağışla" şeklinde dua da edebilir. Bununla birlikte dua niyetiyle Fatiha Suresi de okunabilir.

Sorumlu/Mükellef Olmayan Kimseler îçin Dua
Ölen kişi çocuk veya mükellef olmayan bir kimse ise, duadaki "ve men teveffeytehû min- nâ fe teveffehû ale'l-îmân (öldüreceklerini iman üzere öldür) cümlesi yerine "Allâhümme'c'alhü lenâ feratan, Allâhümme'c'alhü lenâ ecran ve zuhran, Allâhümme'c'alhü lenâ şâfi'an müşef- fe'an".
"Allahım! Sen onu bizim için önden gönde­rilmiş bir sevap vesilesi yap, ecir vesilesi ve âhiret azığı eyle, onu bize şefaati kabul edilen bir şefaatçi eyle!" diye dua edilir.

Kimlerin Cenaze Namazı Kılınır?
Bu konuyu iki kategoride değerlendirmek mümkündür

Müslüman Olma Şartı:
Müslüman olduğu bilinen herkesin cenaze namazı kılınır.
Müslüman olanlarla Müslüman olmayanla­rın cenazeleri karışacak olsa, ayırt etme imka­nı varsa ayırt edilerek Müslümanların cenaze namazı kılınır. Ayırma imkanı olmaması duru­munda cenazelerin hepsi yıkanır ve Müslü­manlara niyet edilerek hepsinin cenaze nama­zı kılınır.

Yeni Doğan Çocuklar: Canlı olarak doğ­duğu bilinen bir çocuğun, yıkanıp cenaze na­mazı kılınır. Çocuk ölü olarak doğarsa, yıkanır ancak cenaze namazı kılınmaz.

c. Cenaze Namazı İle İlgili Bazı Meseleler

a. Niyet

Cenaze namazına niyet şarttır. Bu niyetle ölünün kadın veya erkek, kız çocuk veya er­kek çocuk olduğu belirlenir. Cenazenin kadın, erkek, kız veya erkek çocuğu olduğunu bilme­yen kişi "üzerine imamın namaz kıldığı kişi" diye niyet edebilir.

b. Kıble
Kıble yönü araştırılıp namaz kılındıktan sonra hataya düşüldüğü anlaşılırsa, namaz ye­niden kılınır. Fakat namazdan sonra cemaatin abdestsiz olduğu anlaşılırsa namaz iade edil­mez; çünkü cenaze namazı farz-ı kifaye oldu

ğundan, imamın namazı sahih olunca, cenaze namazının farziyeti yerine gelmiş olur.

Gaib Ölünün Namazı
Hanefî ve Mâlikî fakihleri, kıble yönünde sap­ma meydana geleceği gerekçesiyle, gaip yani orada bulunmayan bir cenaze üzerine namaz kılmayı caiz görmemişlerdir. Fakat Şâfiîler'e göre gaip üzerine cenaze namazı kılınabilir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.), Necâşî'nin na­mazını bu şekilde kılmıştır. Hanbelîlere göre de aradan bir ay geçmedikçe, gaip üzerine cenaze namazı kılınabilir.


Vakit
Genel olarak namaz kılmanın mekruh sayıldı­ğı vakitlerde yani güneşin doğması veya batma­sı veya zevale yaklaşması hallerinde cenaze na­mazı kılmak da mekruhtur. Fakat bu vakitlerde kılınmış olan cenaze namazının iade edilmesi yani yeniden kılınması gerekmez. Bu vakitlerde cenazenin defnedilmesi ise mekruh değildir.


Namazı Kılınmadan Defnedilen Cenaze­nin Namazı
Namazı kılınmayarak defnedilmiş olan bir cenazenin henüz dağılmamış olduğu ihtimal dahilinde ise, cenazeye karşı sorumluluğu ye­rine getirmek için, ölünün kabri üzerine namaz kılınır.


Yıkanmadan Kefenlenen Cenaze

Bir ölü yıkanmadan kefenlenmişse veya ölü­nün bir uzvunun yıkanması unutulmuşsa, ke­fen açılır ve yıkanması tamamlanır. Eğer na­mazı kılındıktan sonra, yıkanmadan kefenlendiği anlaşılırsa, cenazenin kefeni açılır ve ek­sik kalan uzuvlar yıkandıktan sonra namazı yeniden kılınır. Kabre konulup üzeri toprakla örtülmediği sürece hüküm böyledir. Ancak kabre konulup üzeri toprakla örtüldükten son­ra ölünün kabirden çıkarılması uygun değildir. Ölü hiç yıkanmamış bile olsa artık defnedildi­ği haliyle kalmalıdır. Şayet cenaze namazı kılınmamışsa, tercih edilen görüşe göre, ölünün kabri başında namazı kılınabilir. Ölünün ke­fensiz olarak defnedilmesi durumunda da ka­bir açılmaz.


Müslüman Bir Erkek ile Evli Olan Hıristi­yan veya Yahudi Kadının Durumu
Bir Müslüman ile evli bulunan Hıristiyan ve­ya Yahudi kadının hangi mezarlığa gömülece­ği hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu durumda kadının kendisinin bir vasiyetinin olup olmaması araştırılır. Kadının vasiyeti var­sa, vasiyetine göre gereği yerine getirilmelidir. Şayet vasiyeti yoksa kadının ailesinin isteğine bırakılır.


MsXLabs.org & DİB
Son düzenleyen perlina; 7 Aralık 2016 15:14
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
7 Aralık 2016       Mesaj #4
perlina - avatarı
Ziyaretçi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

7 Aralık 2016 / asla_asla_deme Müslümanlık/İslamiyet
27 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap
2 Ağustos 2012 / reyan X-Sözlük
11 Kasım 2008 / HerHangiBiri Mustafa Kemal ATATÜRK
30 Temmuz 2013 / _Yağmur_ Müslümanlık/İslamiyet