Arama

Nefesli Çalgılar - Obua

Güncelleme: 30 Nisan 2012 Gösterim: 9.736 Cevap: 3
_cesminaz_ - avatarı
_cesminaz_
Ziyaretçi
16 Ağustos 2009       Mesaj #1
_cesminaz_ - avatarı
Ziyaretçi
OBUA
Obua, nefesli çalgılar ailesinden bir müzik aletidir. 1170 yılından önce "hautbois" denilen obuanın sözcük kökeni Fransızca'dan İngilizce'ye geçen HAUT ("yüksek") ve BOIS (ahşap nefesli çalgı) bileşik kelimesinden türetilmiştir. Obua, ağız ve hava basıncıyla çalınır
Sponsorlu Bağlantılar
Ses
Ahşaptan yapılan Obua'nın üretiminde genellikle abanoz ya da gül ağacı tercih edilmekle birlikte şimşir ve sedir ağaçları da kullanılmaktadır. Diğer ahşap nefesli çalgılarla karşılaştırıldığında obua daha derinlemesine bir ses verir. Obuanın orta la sesi, diğer enstrümanların farklı uç seslerinin ortasıyla eşittir. Orkestralarda akort işlemi için la sesi obuadan alınır. Mezzosopranodan sopranoya uzanan bir yelpazede yer alır. Notaları sol anahtarı ile yazılır.

Tarihçe


Barok

17. yüzyılda Fransa'da Shawm adıyla görülen obua şimşirden yapılmıştı, bir büyük ve iki yan tuştan oluşan üç anahtarı bulunmaktaydı. Yan tuşları genellikle doğru kullanımı kolaylaştıran sol el için iki delikti.
50px Baroque oboebarok dönemi obua`si

Klasik

Klasik dönemde tuş sayısı artarken, çapı giderek daralan bu enstrümana D♯, F, and G♯ notaları eklendi. Bu dönemde Johann Christian Bach, Johann Christian Fischer, Jan Antonín Koželuh, ve Ludwig August Lebrun gibi kompozitörlerin birçok bestesinde obua önemli rol oynadı.


ClassicalOboeKlasik dönem obua`si
Viyana Obua

Viyana döneminde, özgün obua çap ve ton özellikleri çok az değişim göstererek günümüze kadar korunarak geldi. André Constantinides, Karl Rado, Guntram Wolf ve Yamaha gibi yapımcılar tarafından üretildi.

Konservatuvar

19. yüzyılda Paris'te Tirebert ailesi tarafından üretildi. Değişken formda büyük ses delikleri kullanılan obua, Avrupa'da bazı askeri bandolarda gelişme gösterdiyse de 20. yüzyıl boyunca genel özellikleri üzerinde temel bir değşiiklik yaşamadı.

Biçimsellliği

Tahta dışında ebonit'ten üretilen modelleri de bulunan obua, üstten alta doğru genişleyen konik bir biçeme sahiptir. üst alt ve gövdelerle "kalak" denen orta bölüm olarak üç parçadan oluşur. En üstte bulunan ince ve küçük metal (gümüş ya da nikel) boruya takılan çift kamışlı bir ağızlığın üflenmesiyle çalınır. Bu ağızlık kamıştan iki parçanın balmumlu ince iple bağlanmasıyla birleştirilmiştir. Profesyonel obuacılar kendi ağızlıklarını kendileri hazırlamaktadır.
180px Oboe modern Günümüzde obua

Ek bilgiler

  • Klasik müzik dışında geleneksel halk müziğinde, cazda Paul Whiteman, Garvin Bushell, John Coltrane, Gil Evans, Miles Davis tarafından, rock ve pop müzikte The Moody BluesHenry Cow (Lindsay Cooper), New York Rock & Roll Ensemble (Martin Fulterman ve Michael Kamen, David Gilmour), Roxy Music (Andy Mackay), Electric Light Orchestra (Roy Wood), Wizzard (Roy Wood), King Crimson (Robin Miller) gibi sanatçılar tarafından kullanıldı. (Ray Thomas),
  • Birçok çeşidi bulunan obuanın bir türü de İngiliz kornosudur.
  • Temel özellikleri benzerlik gösteren ilk örnekleri Eski Yunan'da görülmüştür.
  • Ses aralığı 2,5 oktavdır.
Kaynak:Vikipedi


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_cesminaz_ - avatarı
_cesminaz_
Ziyaretçi
21 Ağustos 2009       Mesaj #2
_cesminaz_ - avatarı
Ziyaretçi
OBUA’NIN TARİHÇESİ :

Sponsorlu Bağlantılar
Yapılışına göre eski bir geçmişi olan bir müzik aletidir. Bu tipteki aletlerin ilkel şekilleri Mısır anıtları üzerinde resmedilmiş ve bütün doğu kavimleri arasında kullanılmış olup, zamanla bu tipten muhtelif müzik aleti aileleri türemiştir.

Avrupa’da korunarak varlığından doğan iki aileyi Virdung ayırd etmiş ve Preatorius bunların tariflerini yapmıştır. Bu iki aileden bir tanesi, muhletif boylarda iki kanatlı kamışı olan ve üstüvani borulu Cromorhe’ler ailesi, öteli de (tiz) şalmey, (alto) pommer ve fagotun ataları olan üç büyük Pommer çeşitidir. XVI. Ve XVII. Yüzyıllarda tiz şalmey ailesinden olup Duçen veya Diskant nevinden olanı, bugün kullanılan soprano Obua halini almıştır. Halk dansına eşlik etmekte kullanılıyordu. Thoinot Arbeau bu aletle trompet arasında bir dereceye kadar yakınlık bularak birbirleriyle oktav aralıkta çalan büyük ve küçük Obuaların birleşik olarak çalmalarını tavsiye etmiş ve büyük bir velvele çıkarmağa gayet elverişli olan bu çiftlerin, kasaba şenliklerinde ve büyük toplantılarda işe yarıyacağını da söylemiştir. Mersenne Obua’nın aynı işte kullanılmaktaki yararından bahsederken, trompet hariç tutulacak olursa bütün müzik aletlerinin en kuvvetli ve en şiddetli seslisi nin Obua olduğunu söyleniştir. Bu nedenlerden dolayı Obua, Louis XVI. zamanında kurulan ilk askeri mızıka takımlarına alındı.

Bir nevi Fransız gaydası olan Müzet çalanlarla Obua çalanlar Ecurie mızıkasında karışık bir halde yer alıyorlardı; bunların çalış tarzında De Pure kusuru havayı (nefesi) sürekli vermek hususundaki güçlükten ileri gelmiş sayıyordu, yani eşit uzunlukta ses çıkarılamadığını söylemek istemişti.

Böylece Obua’nın sesi ve tınlayışı erkenden beğenilmiş olmasına rağmen, müzik aletleri takımların bir işe yaramaz sayılmıştı.

Opera, oratoryo ve kantatlarında Steffani, Keiser, Haendel ve Bach, daima çokça sayıda Obua kullanarak keman partilerini duble etmişlerdir. Orijinal orkestrasyonuna nazaran Haendel’in Messie’si 1910’da Paris’te Raugel tarafından idare edilirken, bu yolda fazla Obua kullanılmak suretiyle icra edilmiş ve kuvvet bakımından fevkalade sonuçlar alınmıştır. Obua çalışta büyük virtüözler tarafından sağlanan ilerlemeler sayesinde bu aleti solist olarak orkestrada kullanmak göreneği doğmuş ve XVIII. Yüzyılın ikinci yarısında Besozzi kardeşlerin gösterdiği maharet bu hususta çok işe yaramıştır. O devirde Obua’nın henüz üç perdesi vardır. Bunlardan ikisini 1727’de Alman Gerhand Hoffmann katmıştı. Paris konservatuarının müzesinde Sallantin’in kullandığı dört perdeli Obua korunmaktadı. Perdelerin sayısını Delusse (1780), Buffet (1884), Brod (1846) ve Triebert (1813-1878) arttırmışlardır. Bach, eserlerinde Obua’ya büyük şair solist rolünü gördürmüştür. Bu rol sonradan dikkati çekecek kadar güzel olan sesi sayesinde korangle’ye geçmiş ve bir zamanlar soprano Obua için ün sağlamış olan bazı kompozitörlerin eserlerindeki hakiki şairane rolü kendisine emanet ettirmiştir.

Tınlayşlarının şairane karakteri nüanslı tesirler yaratmaktaki meziyetleri, seslerin cazibesi sayesindedir. Modern kompozitörler elinde her iki alet birinci planda yer almışlardır.

Oda müziği alanında Obua oldukça önemli rol oynamıştır. Schumann’dan modernlere gelinceye kadar kompozitörler Obua üstün seviyesiyle kullanmışlardır. Berlioz Obuayı överken der ki: geçmişe ait duyguları uyandırmak suretiyle bu alet, bütün aletlere üstün gelir

XX. yüzyılın malı olabilmiş ve bu arada Leon Goussens gibi şöhret yapmış Oboistler yetişmiştir. Bu virtüözlerin sayesinde Obua’nın edebiyatı her gün zenginleşmektedir. Aranjmanların sayısı ise çok kalabalıktır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_cesminaz_ - avatarı
_cesminaz_
Ziyaretçi
23 Ağustos 2009       Mesaj #3
_cesminaz_ - avatarı
Ziyaretçi
Tınlama Bölgeleri

Obua kendi içinde farklı tınlayan üç ses bölümüne sahiptir.

Kalın ses bölgesi : En pes ses olan si bemolden bir sonraki fa sesine kadar olan ses genişliğidir. Kaba, metalik ve agresif bir tınısı vardır. Genizden geliyormuş hissi uyandırtan bu sesleri yumuşak ve kısık bir nüansta çalmak oldukça zordur.
Orta ses bölgesi : Birinci oktavdaki fa sesinden ikinci oktavın sosn sesi olan si bemol sesina kadar olan kısımdır. Bu kısımda kalın ses bölgesine oranla sesler daha yumuşak ve doğaldır. Ayrıca Obuanın en güzel sesleri bu genişlik içinde yer alır. Tatlı, ılık ve ve obuaya kendi kişiliğini kazandıran ses rengi bu oktavda mevcuttur. Eserlerde obuaya verilen en güzel sololar yine bu ses genişliği içinde yazılmıştır.
İnce ses bölgesi : İkinci oktavın son sesi olan si bemolden sonraki ince seslerdir. İnceldikçe obua ses renginden uzaklaşır, daha yırtıcı ve ince seslere dönüşür. En ince seslerde entonasyon kaybı muhtemeldir ve genelde de kullanılmaz. Özel efekler yaratılmak istendiğinde oldukça kullanışlı olabileceği durumlarda vardır. Bu eserler genelde modern dönemlerde büyük orkestralar için yazılmış senfonik eserlerdir.

Obuanın Teknik Özellikleri

Obua, virtuozite bakımından flüt kadar hünerli bir çalgı değildir.Gerektiğinde bağlı veya dilli pasajları büyük bir ustalıkla çalabileceği gibi aslında çalınma teknigi ve ses rengine pek uyumlu uygun değildir. Küçük karakteristik ezgiler ve özellikle orta ses bölgesinde yazılmış, tatlı, cantabile (şarkı söyler gibi) çalınan ezgiler obuanın asıl karakterine uygun ve etkilidir. Çalınış sırasında kamış çalıcının ağızının iç kısmında bulunduğu için, çift, üç ve kurbağa dili gibi tekniklerin çalınması oldukça güçtür. Bu tür durumlar obuada ender görülür ve zaten obua edebiyatına özgü bir tarz değildir. Ancak obua bunlara karşıt olarak tek dille oldukça hızlı pasajlar çalabilir. BU teknikte çalınan stakato (İt. staccato) pasajlar, keskin, kuru, hafif ve narin niteliklerde diğer bütün tahta üflemeli çalgılarda üstündür.

Orkestradaki en önemli görevleri : İlk olarak solo bir çalgı olduğunu unutmamamız gereken bir enstrüman olan obua bazı durumlarda diğer gruplarla unison olarakda çalabilir ve diğer çalgıların ses rengini zenginleştirebilir ve hatta gereken yerlerde eşlik amaçlı kısa figürlerde kullanılabilir. Diğer tahta üflemelilerle çok iyi kaynaşır ve uyumlu tınılar ortaya çıkarabilir. Esprili, alaycı veya şakacı bir etki için obuaya özellikle kalın seslerde stakato pasajlar verilebilir.

Fakat yinede obuanın ana karakteri ne olursa olsun, tatlı, cantabile, dokunaklı ve halk ezgilerinin güzel akıcı melodilerini icra etmek için benzersiz bir ses rengi olan bir enstrümandır ki besteciler genelde de bu şekilde kullanmayı tercih etmişlerdir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
30 Nisan 2012       Mesaj #4
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Obua
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

OBUA Orkestrada yer alan bir çeşit üflemeli çalgı. Tahtadan yapılmış olup konik biçimlidir. Az üflemeyle uzun ve tatlı ses çıkarabilir. Her tür müzikte, solo ya da orkestra eşliğinde kullanılır. İlkel biçimi zurnadır. Tarihi, Orta Çağ'a kadar gider. Notası sol anahtarıyla yazılır. Senfonik orkestralarda önemli bir yeri vardır. Mekanizması yumuşak ve az bir nefesle üflenebildiği için kolayca triller, gamlar ve arpejler yapılmasını sağlar. Yunan çalgısı aulos, obuanın atasıdır. Obua terimi, 14. yüzyılda kullanılmaya başlandı, 16. yüzyılda iyice yayıldı. Obua aynı yüzyılda Fransız saray bandosuna girdi, 19. yüzyılda geliştirildi. Çift kamışlı, altı delikli ve on anahtarlıdır.
theMira

Benzer Konular

4 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Sanat
28 Temmuz 2012 / asla_asla_deme Sanat
16 Eylül 2009 / asla_asla_deme Sanat
7 Kasım 2006 / GusinapsE Sanat
27 Temmuz 2012 / [WoL]bL Sanat