Arama

Johannes Brahms

Güncelleme: 11 Ocak 2012 Gösterim: 19.478 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Johannes Brahms (1833-1897)
Ad:  brahms.jpg
Gösterim: 369
Boyut:  7.6 KB
Johannes Brahms
Sponsorlu Bağlantılar

1833 yılının güzel bir Mayıs günü, ayın 7’si..
İyi yürekli, içkiyi ve dansı seven, neşeli bir adam olan Johann ile ondan 17 yaş küçük ve topal olan Christina’nın çocuğu olarak Hamburg’da dünyaya gelir Johannes Brahms. Ailesi çok yoksuldur. Hamburg'un kenar mahallelerinden birinde, küçük bir kaç odada yaşamaktadırlar. Baba Johann, Jakob dans salonlarında ve şehir bandosunda keman ve kontrbas çalan bir müzisyendir. Anne de evin de terzilik yaparak aile bütçesine katkıda bulumaktadır. Küçük Brahms ilk bilgilerini semt okulunda edinir. İlk piyano derslerini "yoksulların öğretmeni" olan Otto Cossel'den alır. Baba Brahms, orkestrada çalışmanın en güvenli iş olduğunu düşündüğü için, oğlunun yaratıcılık eğilimine karşı direnmektedir. Ancak küçük Brahms bir yandan babasıyla şehirdeki bütün barları ve birahaneleri dolaşıp müzik yapmakta bir yandan da piyano çalışmanın dışında, babasına rağmen beste yapmaktadır. O dönemleri şöyle anlatmaktadır:
“O zamanlar devamlı beste yapıyordum. Ama büyük bir gizlilikle ve sabahın erken saatlerinde."
Piyanoda gösterdiği ilerleme üzerine babası Brahms’ı , saygıdeğer bir piyanist ve üretken bir besteci olan Eduard Marxsen'e emanet etmeye ikna eder. Brahms Marxsen'in okulunu, Beethoven ve Bach'a hayranlık duyarak ve de bir piyano virtüözünün o sıralarda bilmesi gereken herşeyi öğrenerek bitirir. Sekiz yaşındayken de S. Michele kilisesinin rahibi onu incil okumaya yöneltir. 14 yaşında, o sıralarda oldukça bozulmuş olan sağlığını yeniden kazanmak için gittiği Winsen kasabasında, gönüllü gençlerden oluşan bir erkekler korosunu yönetmeye başlar Brahms. Brahms'ın, aile çevresinden ve babasının önlenemeyen dar görüşünden kurtuluşu 1848 yılında, yani besteci 15 yaşındayken gerçekleşir. O sıralarda zamanın en büyük yıldızları olan Liszt, Thalberg, ve Berlioz'u tanıyıp, düzenli olarak konserlere ve operalara gitmeye başlamıştır. 40'lı yılların sonlarında ilk bestesi ortaya çıkar: Op. 4 Piyano için Scherzo. Bir yandan da özel piyano dersleri vererek hayatını binbir güçlükle kazanmaya çalışmaktadır. Ama çalışmayı, ihtiyaçlarının dayattığı ağır bir yük olarak görmektedir. Macar kemancı Eduard Reményi ve Schumann'la tanışması, genç piyanist-bestecinin kişiliğinin oluşumunda etkili olur. Reményi ile Brahms birlikte, gösteriler yapmaya başlarlar.Reményi klasik bir repertuara sahiptir. Ama geniş çaplı bir başarı elde etmek için, Brahms'ın olağanüstü bir yumuşaklıkla eşlik ettiği bir dizi folklorik Macar parçasını da sunarlar programlarında. (Bu işbirliği, Brahms'ın “Macar üslubu” nu özümsemesi bakımından son derece önemlidir.)
Reményi Amerika'ya gidip geldikten sonra, Brahms'ı Hamburg'daki evinden çıkarıp Almanya'da oldukça başarı kazanacakları bir turneye sürükler. Besteci, büyük kemancı Joseph Joachim'le tanışmasını Reményi'ye borçludur. Joachim ve Brahms arasındaki yardımlaşma da o zaman başlamıştır.. Oysa, Weimar'da Liszt'e yaptığı ziyaret müzisyende hiç bir olumlu etki bırakmaz. 50'li yılların başında, Brahms'ın entellektüel gelişimini tamamlayan bir diğer isim de Robert Schumann olur. Piyanist Luise Japha, Schumann'ın piyano eserlerini ona ilk tanıtan kişidir. Müzisyenle şahsen tanışması ise, Reményi'yle çıktıkları turnenin sonunda, 30 Eylül 1853'te Düsseldorf'ta gerçekleşir. Bu tarih Brahms'ın hayatının en önemli tarihidir.
Brahms, tanışmadan önce Schumann için ihtiyar, kibirli ve aksi bir yaşlı diye düşünürken tanıştıktan sonra onun ne kadar dost canlısı ve mutlu bir aile reisi olduğunu görür. Schumann ve hayli ünlü bir piyanist olan karısı Clara bu genç yeteneği dinledikten sonra evlerinin kapılarını ona açarlar ve başarı kazanması için yardım etmeye karar verirler. Bir müzik dergisinde yayımlanan ünlü "Yeni Yollar" makalesinde Schumann, bu değerli gence sağlam bir kimlik vermeye çalışmaktadır: "Ona güçlü avangard savaşçı olarak hoşgeldin diyoruz."
Bir kaç ay içinde Brahms kataloğunun ilk beş eseri basılır. Aslında Schumann için bu çok şaşırtıcı bir gelişmedir. Çünkü onun bunca yıl uğraşıp başaramadıklarını Brahms kolayca yapmıştır. Onu ilk keşfeden kişi olarak devrin tanınmış büyük müzisyenleriyle tanıştırır, müzikseverlerin arasına sokar.
Henüz 20 yaşında olan bestecideki yaratıcı coşkunun yoğunlaşmasına, Clara Schumann'la olan ilişkisi de katkıda bulunur. Genç müzisyen kendinden çok büyük olan Clara'ya gizli bir hayranlık duymaktadır. Clara da hem genç müzisyene duyduğu hayranlıkla hem de bu kadar romantik bir şekilde sevilmenin büyüsüne kapılarak, buna karşılık verir. 1853-57 yıllarında müzisyenin hayatı büyük ölçüde Clara tarafından belirlenir. 1857 sonbaharında Detmold Sarayı'ndan aldığı ilk resmi görevi nedeniyle ayrılırlar. Yıllar sonra Clara öldüğü zaman sanki Brahms da ölüme mahkum olmuş gibi hisseder kendini. Zaten bir yıla kalmadan Brahms da ölecektir. Bu yıllar boyunca, bestelerinin basılmasıyla elde ettiği geliri dışında hayatını, Joachim ve Clara'nın eşliğinde verdiği konserlerle kazanır. Brahms'ın Detmold’daki görevi, bölge korosunu yönetmenin yanı sıra, yılın son üç ayındaki konser sezonunda orkestraya piyanist ve şef olarak katılmaktan ibarettir.Ayrıca, prenslerin müzik eğitimini de üstlenmesi gerekir. Bu görevlerini büyük bir tutku ve beceriyle yerine getirirken karşılığını da büyük bir cömertlikle alır. Bu arada burada küçük bir koro oluşturur. Hemen ardından da Hamburg’da bir kadınlar korosu kurup yönetmeye başlar. Clara ise Hamburg’a gelip gittikçe bu koroya katılmaktadır. 1859 yılının sonunda Brahms işinden ayrılır. Bu, Brahms'ın hayatı boyunca sabit bir işten duyacağı sıkıntının ilk belirtisidir. Yine de bazı resmi görevler elde etmek isteyen Brahms Hamburg Filarmoni'nin yönetimi ona değil de, arkadaşı olan operacı Stockhausen'e verilince çok üzülür. 1862-63 kışında Viyana'da bir süre kaldıktan sonra, 1863-64 sezonunda Viyana Şan Akademisi'nin yönetimini üstlenince yeniden hayat bulur. Hem repertuar seçiminde, hem de organizasyonda çalışır, ama sonraki üç sezon için görev teklif edilince gezgin bir müzisyen gibi davranarak bu teklifi reddeder.
Ya piyanist olarak turneye çıkar, ya arkadaşlarını ve çok sevgili Clara'sını ziyaret eder, ya da şehir dışındaki güzel yerlerde dinlenir, sonra yine Hamburg'a döner. Brahms’ın uluslararsı bir dinlenme yeri olan Baden Baden’e gitme alışkanlığı vardır ve burada ünlü vals imparatoru Johann Strauss ve Clara’nın da çocukluk arkadaşı olan Pauline Viardot-Garcia ile tanışır. Brahms için evlilik göze alınamayacak bir kavram olmasına rağmen hayatına pek çok kadın girmiş ancak bütün bu kadınlar onun beste çalışmaları sırasında kendisine ilham kaynağı olmuştur. Joachim enstrümantal eserleri için başlıca danışmanı, özellikle piyano eserlerini ithaf ettiği Clara ise yaratım bölümünü üstlenirler. Diğer kadınlar ise üretiminin dayanak noktalarını oluşturmaktadılar. 1862 yılında Viyana’da o sıralar çoktan ünlü olan Wagner'le karşılaşır. Bu sıralar Wagner’in yönettiği senfonik konserler için “Nürnbergli Usta Şarkıcılar” ı kopyalama işlerine katılır. Wagner’e göre, Brahms alçak gönüllü ancak göze çok çarpmayan bir müzisyendir. Tutkulu ve görkemli bir eser olan “Re Minor Piyano Konçertosu” na hem Joachim hem de Clara destek verirler. Konçertonun biçimlenmesi ve orkestrasyonunun yapılmasında besteciye katkıda bulunurlar. Joachim eserin 1859’ da Leipzig’de gerçekleştirilen ilk resmi yorumunun öncesinde, Hannover’de ilk kez çalınmasını sağlar. Clara ise piyano kısımlarını seslendirir. Ama Brahms’ın bu eseri hiçbir zaman beğenilmez. Çünkü o sıralarda doruklarda olan tür operadır. Hemen sonra senfoniler ve sonra da oda müziği gelmektedir. Brahms’ın hayatında bir çok kadın olmasına rağmen en büyük bağlılığı annesine karşı olur. Anne Brahms yıllarca mutlu bir evlilik yapmasına karşın ilerleyen evlilik yaşantılarının bir gün gelip çökmeye başladığını görür. 75 yaşındaki anne Brahms 58 yaşındaki baba Brahms’ın çapkınlıklarına göz yumamaz ve ayrılmaya karar verir. Zaten fazla da uğraşmasına gerek kalmadan hayata gözlerini yumar. Baba ise yeniden evlenmekten söz etmeye başlamıştır bile. Ailesindeki bu hüzünlü son Brahms’ı son derece etkiler. Onun için bir ağıt besteler: “Alman Requiemi”
Requiem’in Viyana’da gerçekleştirilen yorumu son derece başarısız geçer. Ancak ertesi yıl Bremen'de öylesine büyük bir zafer kazanır ki, o gün Brahms'ın, çağdaşlarının gözünde başarısının kanıtlandığı gün sayılır. Alman müzik dünyasının gözünde, Robert Schumann'ın kehaneti ancak bu tarihte doğrulanır ve Clara'nın Brahms'ı bir deha olarak ilan etmesi bu tarihte kabul edilir. Besteci, bu başarının hemen ardından büyük senfonik ve senfonik-koral çalışmalarla yeni bir yaratıcılık dönemine girer. “Macar Dansları” ile daha geniş bir halk kitlesini fetheder. Sonuç olarak 1869 yılı, Brahms'ın büyük başarılar elde ettiği dönemdir.

Biyografi Konusu: Johannes Brahms nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Johannes BRAHMS (1833-1897)

Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  brahms.jpg
Gösterim: 409
Boyut:  34.5 KB
Besteci Brahms'ın yaşamının sonuna doğru çekilmiş bir fotoğrafı

Opera dışında her türde beste yapmış olan büyük Alman besteci Johannes Brahms'ın yapıtla­rında klasik güzellik, romantizm ve dinginlik egemendir. Ne var ki, bu dinginliğin ardında güldürüden trajediye kadar varan büyük bir anlatım gücü sezilir.
Müzik Brahms'ın ailesinde önemli bir uğ­raştı. Almanya'da Hamburg tiyatro orkestra­sında kontrbasçı olan babası, yaşamını müzi­ğe adamak üzere evden kaçmıştı. Ailesi Brahms'ın yeteneklerini fark etmekte gecik­medi. Yedi yaşındayken, bulundukları yerde müzik öğretmenliği yapan F. W. Cassel'den ders almaya başladı. 10 yaşına geldiğinde öğrenimini önde gelen müzik ustalarından Eduard Marxsen üstlendi.
Brahms olağanüstü yetenekte bir piyanist­ti. Bir süre gece kulüpleri ve gemici meyhane­lerinde piyano çalarak ailesinin geçimine kat­kıda bulundu. 20 yaşındayken Macar kemancı Remenyi ile birlikte çalmak üzere bir konser turnesine çıktı. Bu turnede ünlü kemancı Joseph Joachim ile tanıştı. Joachim, Brahms' ın yorumundan öyle etkilendi ki, besteci Franz Liszt ve Robert Schumann'a genç müzisyeni tanıtıcı mektuplar yazdı. Brahms zaten besteler yapıyordu ve görüşmelerinden hemen sonra Schumann onun müzikte bir deha olduğunu ileri sürdü. Brahms Schu-mann'la derin bir dostluk kurdu. Ne yazık ki, Schumann çok geçmeden bir akıl hastanesine kapatıldı. Schumann'ın 1856'da acıklı ölü­münden sonra eşi Clara Schumann, Brahms' in birinci piyano konçertosunu ilk kez halk önünde çaldı. Clara Schumann ile Brahms'ın dostluğu Clara ölünceye kadar sürdü.
Brahms'ın müziğinde biçim ve uyumluluk kaygısı ağır basar. Klasik biçim ve tekniklerde uzmanlaşan Brahms sağlam ve tutarlı bir yapı, uyumlu bir bütün oluşturmaya önem verdi. Bir yandan da çağının romantik eğilim­leri yapıtlarına yansıdı. Müzikte geleneksel kalıpların kırıldığı Romantik çağda, Brahms klasik geleneklere bağlılığıyla bir karşı akım oluşturdu. Bu nedenle ünlenmesi zaman aldı. 1868'de annesinin ve Schumann'ın ölümün­den etkilenerek koro ve orkestra için bes­telediği Alman Requiem'i ile hak ettiği üne kavuştu.
Brahms, Almanya'da Detmold ve Ham­burg'da, İsviçre'de Zürich'te ve 1872'de yer­leştiği Avusturya'nın başkenti Viyana'da çe­şitli orkestraları yönetti. Dürüst, içten, açık sözlü, zaman zaman hoyrat olan ve gösterişsiz bir yaşamı yeğleyen Brahms'ın kişiliği zengin ve ünlü olduktan sonra da değişmedi.
Brahms en iyi yapıtlarını Alman Requiem inden sonra yazdı. Bunlar dört senfoni, 1878'de Joachim için bestelediği olağanüstü güzellikteki keman konçertosu, iki piyano konçertosu, 200'e yakın şarkı, koro için beste­ler, piyano parçaları ve çok sayıda oda müziği parçasıdır. Brahms, Macar Danslarfnda ol­duğu gibi birçok bestesinde sevdiği halk ezgilerini kullandı. Bir öyküye eşlik edecek bir müzik değil, başlı başına güzel ve doyuru­cu bir müzik yaratmak için besteler yaptı. Brahms, Bach ve Beethoven'le birlikte "Üç B'ler" olarak anılır.
Brahms çok sevdiği Clara Schumann'ın ölümünden kısa süre sonra Viyana'da öldü.



MsXLabs.org & Temel Britannica

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Ocak 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
7 Mayıs 1833 yılında Hamburg'da doğan Johannes Brahms'ın küçüklüğü dans yerlerinde çalışmak ile geçmiştir. Babasının kontrbasçı olması bu işi yapmasında ki en büyük etken olmuştur. Brahms, ünlü kemancı Joseph Joachim aracılığı ile Robert Schumann'ın yanına geçmiştir. Yanına gitmiş olduğu adamın, Brahms'ta ışık görmesi ve onun hakkında bir yazı yazması ile her şey başlamıştı. Hamburg'da müzik denemelerinin başarısız olması sonucunda Almanya'da birçok kente ve küçük kasabaya giden ve burada şansını deneyen Brahms, buralarda pek etkili olamamıştır. Ancak buralarda geçirmiş olduğu süre onun ünlü bir bestekar olmasına yardımcı olmuştur. Bu maceralardan sonra bir daha ülkesine dönmemek üzere Viyana'ya yerleşmiştir. Çoğu ünlü bestekar gibi Brahms'ta hayatı boyunca evlenmeyip, bekar kalmıştır. Viyana'da ki dostları Brahms'ı hayata bağlamışlardı.

Benzer Konular

30 Eylül 2015 / virtuecat Felsefe ww
16 Ağustos 2015 / Safi Müzik ww
13 Ekim 2015 / ahmetseydi Bilim ww
11 Ağustos 2015 / Safi Sanat ww
10 Haziran 2015 / Safi Sanat ww