Arama

Alman Müziği

Güncelleme: 8 Nisan 2010 Gösterim: 5.046 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
8 Nisan 2010       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alman Müziği
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Orta Avrupa'nın Almanca konuşan uluslarının müziğe tartışılmaz katkısı, başkaca çok az ulus tarafından gerçekleştirilmiştir. Avusturya ve Almanya öbür uluslardan daha çok besteci yetiştirmiş ve müzik alanında önemli gelişmeler sağlamıştır.
Alman müziğinin doğuşu 12. yüzyıla rastlar. O yıllarda gezgin şarkıcılar yazdıkları lirik şiirleri besteler, hem çalar hem söylerlerdi. Bunlardan en ünlüsü Wâlther von der Vogelweide'dır. Alman müziğinin başlangıcının bir başka kaynağı ise 10. ve 13. yüzyıllar arasında Batı Avrupa'da yergiler, şiirler ve şarkılar söyleyerek dolaşan gezgin öğrencilerdi. 19. yüzyılda Bavyera'daki Benediktbeuern Manastırı'nda bulunan 13. yüzyıla ait bir elyazmasındaki dizeler ünlü "Carmina Burana"yı gün ışığına çıkarttı. Orta Çağ'da şiirlerin çoğu ve onlara eşlik eden müzik içkiye, eğlenceye ve aşka övgüydü.
13. yüzyılın sonuna doğru müzik artık Alman kültürünün önemli bir öğesi olmuştu. Gelişmekte olan Alman kentlerinin önde gelen kişileri müzikçiler için, üyelik, çalışma koşulları, bestelerin nasıl yapılacağı gibi konuların katı kurallarla belirlendiği lonca örgütleri kurdular. Lonca üyeleri usta şarkıcı olarak tanımlanıyordu ve içlerinde en ünlüsü Nürnberg'li Hans Sachs idi.
15. yüzyılda bugünkü Fransa'da kurulan Burgonya Krallığı'nda çoksesli müzik gelişmeye başladı. Çalışma yaşamının büyük bir bölümünü İtalya'da geçiren Flaman doğumlu Heinrich Isaac (1450 - 1517), bu tür müzik yapanlar arasındaki ilk önemli ulusal müzikçidir. Heinrich Isaac'ın bir Alman halk şarkısından dört bölümlük yeni bir düzenlemeyle bestelediği "Innsbruck" (Senden Ayrılmalıyım) adlı parçası uluslararası üne kavuşan ilk Alman müziği oldu.
16. yüzyılda Alman müziği Reform hareketinden büyük ölçüde etkilendi. Martin Luther (1483 - 1546) tanınmış Alman halk müziği ezgilerini yazdığı ilahilere uyarladı. 1539 - 56 yılları arasında Nürnberg'de, içinde zamanın en sevilen bestecilerinden Heinrich Isaac ve öğrencisi Ludwig Semfl'den (1490 - 1543) de parçalar bulunan bir şarkı kitabı yayımlandı. Venedik'te öğrenim gören Hans Leo Hassler (1564 - 1612) kilise müziği ve çoğunlukla çalgısız olarak çeşitli perdelerden söylenen şarkılar (madrigal) besteledi. 17. yüzyılın en önemli Alman bestecisi olan Heinrich Schütz (1585 - 1672) de Venedik'te öğrenim gördü. Çok sayıda dinsel koro müziği besteleyen Schütz, günümüze ulaşamayan ilk Alman operası " Dafne"nin(1627) de bestecisidir.
17. yüzyılda, kimi kilise orgcularının besteleri oldukça karmaşık ve zor parçalardan oluşuyordu. Kuzey Almanya'da Danimarkalı Dietrich Buxtehude (1637 - 1707) ve Johann Pachelbel'in (1653 - 1706) yetiştirdikleri orgcular, dönemin en büyük bestecisi Johann Sebastian Bach'ı (1685 - 1750) büyük ölçüde etkilemiştir. Org ve klavsen çalmakta usta olan Bach aynı zamanda keman da çalardı ve çalgılar için bestelenmiş (enstrümantal) parçaları kendisinden öncekilerden çok daha iyi kavramıştı. Doğduğu yer olan Saksonya'dan hemen hiç ayrılmamış olmasına karşın Fransız ve İtalyan müziğini iyi tanırdı. Enstrümantal parçalarının yanı sıra orkestra ve koro için olağanüstü bir ustalıkla bestelenmiş çok sayıda yapıtı vardır. Bach'm dehası, var olan müzik biçimlerini, özellikle de kısa bir temanın aralıklarla yinelenişi olan füg'ü yetkinleştirmiş olmasında yatar.
Bach'ın çağdaşı olan, enstrümantal ve orkestra müziği bestecisi Georg Friedrich Hândel (1685 - 1759) de çok yetenekliydi. Bach'ın aksine çok seyahat etti. İtalya gezisinden sonra 1726'da İngiliz yurttaşı oldu ve Londra'ya yerleşti. İtalyan operaları, İncil'den alınmış konulan içeren koro ve orkestra için yazılmış uzun oratoryolar besteledi.
Bach ve Hândel'den sonraki en önemli gelişme senfoninin doğuşudur. Johann Wenzel Anton Stamitz'in (1717 - 57) Mannheim Sarayı'nda kurduğu orkestranın, senfoninin yaratılışında ve biçimlenişinde büyük payı olmuştur. J. S. Bach'ın oğlu Cari Philipp Emanuel Bach'ın (1714 - 88) ise çağdaş sonatın gelişmesine katkısı büyüktür. Çalışmalarını Paris ve Viyana'da sürdüren Christoph Willibald Gluck (1714 - 87) ise ilk önemli Alman opera bestecisidir.
18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarında Viyana Avrupa'nın başlıca müzik merkezi durumuna geldi. Joseph Haydn (1732 - 1809), Wolfgang Amadeus Mozart (175691) ve Ludwig van Beethoven (1770 - 1827) gibi büyük besteciler Viyana'da sonat, senfoni, yaylı çalgılar dörtlüsü gibi müzik türlerine en yetkin "klasik" biçimleri kazandırdılar.
19. yüzyılın başında müzik dünyasında piyano en sevilen çalgıydı. Franz Schubert (1797 - 1828) ve Robert Schumann (1810 - 56) romantik şiirleri Alman şarkıları (Lied) biçiminde müziğe uyarladılar. Her iki besteci de yalnız piyano için güçlü ve güzel yapıtlar verdiler; unutulmaz orkestra parçaları ve senfoniler bestelediler. Schubert ayrıca yaylı çalgılar dörtlüsünü geliştirdi ve çok güzel koro parçaları besteledi. Johannes Brahms (1833 - 97) şarkılar, oda müziği, koro parçaları, konçerto ve senfonileriyle ün kazandı. Felix Mendelssohn (1809 - 47) çok yetenekli bir oda ve orkestra müziği bestecisi olduğu kadar değerli bir orkestra şefiydi. Unutulmakta olan J. S. Bach'ın yapıtlarına yeniden ilgi duyulmasını sağlamak için çok çaba gösterdi.
Alman opera bestecilerinden "Der Freischütz"ün (Nişancı) yazarı Kari Maria von Weber (1786 - 1826), ölümünden çok kısa bir süre önce 1826'da "Oberon"usahneye koydu. Gene de 19. yüzyıl Alman opera sanatının gerçek devi Richard Wagner'dir (1813 - 83). "Müzikli tiyatro" anlayışından hareket eden Wagner'in yapıtlarında sözcükler ve ezgiler büyük bir uyum içinde kaynaşır. Bayreuth'da, operalarının gösterimi için özel olarak yapılan tiyatro binasında günümüzde de Wagner operaları sahnelenmektedir.
19. yüzyıl Viyana'sında daha hafif müzik türleri olan operetler ve valsler de çok yaygındı. Bu tür müziğin önde gelen yaratıcıları Strauss ailesiydi. Baba Johann Strauss (1804 - 49) "Valsin Babası", oğullarından Johann Strauss (1825 - 99) ise "Vals Kralı" olarak bilinir. Oğul Strauss, aralarında dünyaca ünlü "Mavi Tuna"nın (1867) da bulunduğu 150'den fazla valsin yaratıcısıdır. Ayrıca polkalar, dans müzikleri ve Viyana operet klasiklerinden sayılan "Yarasa"yı (1874) bestelemiştir.
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlannda Alman müziğinde büyük değişimler göze çarpar. Wagner müzikal oyunlarında yeni armoniler denedi. Viyana'da Arnold Schönberg (1874 - 1951), öğrencileri Alban Berg (1885 - 1935) ve Anton von Webern (1883 - 1945) ile birlikte 12 ton dizisi ya da tekniği olarak adlandırılan yepyeni bir müzik türü geliştirdi. Bu müzikle, o güne kadar kullanılan armoni kurallarına karşı çıkılıyordu. 12 ton müziği 20. yüzyılın elektronik müziğini ve cazı etkilemiştir. Gustav Mahler (1860 - 1911) ve Richard Strauss (1864 - 1949) da Wagner'in yolundan gittiler. Mahler senfoniler, Strauss ise çoğunlukla operalar besteledi. Her iki bestecinin yapıtları da çok büyük ilgi gördü. Romantik içerikli olan müzikleri genellikle büyük orkestralar eşliğinde çalınır.
I. ve II. Dünya savaşları arasındaki en önemli akımlardan biri işlevsel müzik(Gebrauchsmusik) olarak bilinen türdür. Sonradan çok çeşitli türlerde besteler yapmış olan Paul Hindemith (1895 - 1963), başlangıçta işlevsel türde besteler yaptı. Bu türün en ünlü sanatçısı Kurt Weill'dir (1900 - 50). Weill, Bertolt Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera" (Die Dreigroschenoper;1928) gibi yapıtlarının müziğini yapmıştır.
Alman müziğinin 20. yüzyıldaki gelişimi Adolf Hitler'in Nazi yönetimi sırasında bir süre engellendi. Ama II. Dünya Savaşı'ndan bu yana müzik sanatı gerek Federal Almanya'da, gerek Demokratik Alman Cumhuriyeti'nde çok önemli gelişmeler gösterdi. Leipzig Gewandhaus Orkestrası, Berlin Filarmoni Orkestrası ve Viyana Devlet Operası dünya çapında ünlü kuruluşlardır. Uluslararası konser ve opera sahnelerinde azımsanmayacak sayıda Alman ve Avusturyalı sanatçı yer almaktadır. Schönberg ve öğrencilerinin açtığı yolu izleyen Karlheinz Stockhausen (doğumu 1928) ve Hans Werner Henze (doğumu 1926) çağdaş müziğe yenilikler getiren en tanınmış sanatçılardır. Viyana Çocuk Korosu da dünyanın en iyi çocuk korolarından biridir.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

18 Ağustos 2009 / Misafir Sanat
2 Ocak 2015 / Misafir Cevaplanmış
10 Haziran 2013 / Misafir Edebiyat
23 Şubat 2008 / Bluesorrow Sanat
31 Mayıs 2008 / Misafir Taslak Konular