Arama

Antlaşmalar - Sevr (Sévres) Antlaşması

Güncelleme: 10 Ağustos 2016 Gösterim: 10.963 Cevap: 4
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
4 Haziran 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Sevres Antlaşması

Ad:  sevres antlaşması1.jpg
Gösterim: 2223
Boyut:  94.0 KB

I. Dünya Savaşı (1914-18) sonrasında İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan banş antlaşması
Sponsorlu Bağlantılar
(10 Ağustos 1920)

Savaştan Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan’la birlikte yenik çıkan Osmanlı Devleti’nin Mondros Mütarekesi’ni (30 Ekim 1918) imzalamasının ardından, itilaf Devletleri’nce sonuç belgesi niteliğinde bir banş antlaşması gündeme getirildi. Osmalı Devleti’ne dayatılacak koşulları belirlemek amacıyla kendi aralannda çeşitli toplantılar düzenleyen İtilaf Devletleri, ilk kez Paris Barış Konferansında (1919-20) böyle bir belgeyi hazırlama çalışmalarına başladılar. Bu sırada mütareke uyannca Anadolu’da başlamış olan işgale karşı Milli Mücadele’nin gittikçe güçlenmesi, bu yöndeki çabaları daha da hızlandırdı, itilaf Kuvvetlerinin İstanbul’u işgal ederek (16 Mart 1920) Osmanlı Meclisi Mebusan'ını çalışamaz duruma düşürmesinden kısa bir süre sonra San Remo Konferansı toplandı.

Bu konferansta hazırlanan ve ağır hükümler içeren banş planı, büyük bir baskı altında tutulan Bâbıâli’ye 11 Mayıs 1920’de sunuldu. Ulusal bağımsızlık ve ulusal devlet programı bulunmayan güçsüz Bâbıâli hükümeti, bir süre uzlaşma yolları aradıktan sonra, Anadolu ve Trakya’daki Yunan ve İngiliz askeri harekâtının genişlemesinin yarattığı baskının etkisiyle plana boyun eğdi. Banş antlaşması Fransa’nın Sevres kentinde 10 Ağustos 1920’de imzalandı.

Antlaşmaya göre Osmanlı Devleti’nden geriye, yabancı güçlerin denetiminde bir payitaht (İstanbul) ve çevresi ile küçülmüş Anadolu toprakları kalıyordu. Batı Trakya’nın tümü ile Doğu Trakya’nın Büyük Çekmece yakınlarına kadar olan büyük bölümü Yunanistan’a veriliyordu. İzmir ve bölgesi biçimsel olarak Osmanlı egemenliğinde kalmakla birlikte, bu egemenliğin kullanılışı ve yönetim hakkı da Yunanlılara devrediliyordu. Burada kurulacak bir yerel parlamento bu bölgenin ileride (5 yıl içinde) Yunanistan’a bağlanmasına karar verebilecekti. Öte yandan Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan Devleti ile özerk bir Kürdistan Devleti kurulacaktı. Birincisinin sınırlan ABD tarafından saptanacak, İkincisi ise bir süre sonra Milletler Cemiyeti’nin de onayıyla bağımsızlığını tam olarak elde edebilecekti. Ülkenin güney sınırlan ise, Antakya, Antep, Urfa ve Mardin Fransa’ya kalacak biçimde çizilmişti.

Antlaşma hükümlerine göre Osmanlı padişahı ve hükümeti İstanbul’da kalacak ve burası başkent olmaya devam edecekti. Ama antlaşmaya aykırı davranılırsa bu hükümler de değiştirilebilecekti. İstanbul ve Çanakkale boğazlan savaşta ve banşta bütün devletlerin ticaret ve savaş gemilerine açık tutulacak, buralardaki denetim İtilaf Devletleri temsilcilerinden oluşan, özel bayrağı ve zabıtası bulunan bir Boğazlar Komisyonu tarafından üstlenilecekti. Ayrıca bu bölgede İtilaf Devletleri askeri güç bulundurabilecek ve manevra düzenieyebileceklerdi. İstanbul’da ise bir jandarma alayı ile padişahın muhafız birliği dışında Türk askeri gücü bulunmayacaktı.

Antlaşma İtilaf Devletleri’ne adli, kültürel ve ekonomik kapitülasyonlarla ayrıcalıklar mali denetim hakları, azınlıklann korunma sı gerekçesiyle müdahale olanakları da tam maktaydı. Türk askeri gücü ise asgari düzeye indirilmişti.

Antlaşmayla umduklarını bulamayan Fransa ve İtalya’yı tatmin etmek için İngiltere’nin katılımıyla gene Sevres’de aynı gün imzalanan Üçlü Sözleşme, Fransa ve İtalya’ya Anadolu’nun Türklere kalan topraklarının büyük bölümü üzerinde ekonomik nüfuz bölgeleri tanıyordu. Dolayısıyla geri kalan topraklar üzerinde bağımsız ve egemen bir devletin yaşayabilmesi olanağı da yoktu. Bu nitelikleriyle gerek Sevres Antlaşması, gerekse Üçlü Sözleşme, 1 Dünya Savaşı yıllarında İtilaf Devletleri arasında yapılan ve Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasını amaçlayan emperyalist karakterli gizli anlaşmaların birer uzantısı durumundaydılar.

Sevres Antlaşmasının imzacı devletlerin yetkili organlarınca onaylanması gerekiyordu. Meclisi Mebusan 18 Mart 1920’de işgal ve baskılar nedeniyle faaliyetlerine son verdiği, Ankara’daki Büyük Millet Meclisi ise antlaşmaya daha başından kesin olarak karşı çıktığı için, Sevres Antlaşması Türkiye tarafından onaylanmadı. Batılı devletler arasında da Yunanistan’dan başka antlaşmayı onaylayan çıkmadı. Böylece antlaşma hukuki geçerlilik kazanmadı ve yürürlüğe girmedi. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sonra imzalanan Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) (Bkn: Lozan Antlaşması) bu durumu tescil etmiş oldu.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen NeutralizeR; 10 Ağustos 2016 20:11
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Haziran 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  sevres antlaşması2.jpg
Gösterim: 4050
Boyut:  78.3 KB

Sevr antlaşması


OsmanlI devletinin Mondros mütarekesi'nden (1918) sonra itilaf devletleri'yle imzaladığı barış belgesi
Sponsorlu Bağlantılar
(10 ağustos 1920)

Birinci Dünya savaşı’ndan birleşikleri Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'la birlikte yenik olarak çıkan Osmanlı devleti, itilaf devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Japonya, Yunanistan, Sırbistan) tarafından Paris barış konferansı'na çağrıldı (22 nisan 1920).

Eski sadrazamlardan Ahmet Tevfik Paşa (Okday) başkanlığında Dahiliye nazırı Reşit Bey (Rey), Maarif nazırı Fahrettin Bey (Rumboyoğlu) ve Nafıa nazırı Cemil Paşa'dan (Topuzlu) oluşan bir heyet konferansta OsmanlI devletini temsil etmek üzere yola çıkarıldı. Ancak, İstanbul hükümeti Paris barış konferansı' na çağrıldıktan 8 gün sonra (30 nisan) Anadolu'da TBMM hükümetinin kurulduğu ve Osmanlı devletiyle yapılacak bir barışın türk ulusunca kurulan bu bağımsız yönetimi kesinlikle etkilemeyeceği Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) tarafından tüm Avrupa devletlerine duyuruldu, itilaf devletleri bu bildiriye karşın, Ankara hükümetini konferansa çağırmadılar. Öte yandan, Fransa’ya giden osmanlı delegelerine Paris barış konferansının antlaşma koşulları bildirildi (10 mayıs). Koşulları çok ağır bulan türk heyeti görüşmeleri kesip İstanbul'a döndü.

Bunun üzerine itilaf devletleri, son osmanlı padişahı Mehmet (Vahdettin) Vl'ya İstanbul'daki işgal komutanları aracılığıyla baskı yaparak ve Ege bölgesindeki istilacı yunan kuvvetlerini saldırıya geçirtip Balıkesir, Bursa, Uşak'ı işgal etmelerine göz yumarak (22 haziran) sadrazam Damat Ferit Paşa’nın önerilen barış koşullarını İstanbul hükümetinin kabul etmeye hazır olduğunu kendilerine bildirmesini sağladılar (25 haziran). Ancak, Ankara hükümeti bundan bir hafta önce (18 haziran) Misakı milli'ye sadık kalınacağını, türk topraklarının parçalanmasına izin verilmeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha duyurdu. Öte yandan, Damat Ferit Paşa’nın âyandan Bağdatlı Hadi Paşa başkanlığında Paris’e gönderdiği Rıza Tevfik (Bölükbaşı) ve Bern büyükelçisi Reşat Halis beylerden oluşan osmanlı heyeti, Sevr antlaşması' imzaladı (10 ağustos 1920). imzalanmadan önce (22 temmuz) Mehmet VI başkanlığında toplanan Saltanat şûrası tarafından da kabul edilmesine karar verilen Sevr antlaşmasının başlıca hükümleri:

1. sınırlara ilişkin koşullar:


  • tüm Arabistan’la birlikte Irak, Ürdün, Filistin İngiltere’ye;
  • tüm Suriye ile birlikte Güneydoğu Anadolu bölgesi (Urfa, Mardin, Gaziantep, Kahramanmaraş) Fransa'ya;
  • Antalya başta olmak üzere Akdeniz bölgesi İtalya'ya;
  • Büyükçekmece gölüne kadar uzanan Trakya bölgesinin batısında kalan topraklarla birlikte İmroz (Gökçeada), Bçızca ada ve Ege bölgesi (Salihli, Akhisar, İzmir, Ödemiş, Tire, Söke, Afyonkarahisar, Kütahya) Yunanistan'a bırakılacaktır;
  • ancak, Ege bölgesi resmen osmanlı egemenliğinde kalmakla birlikte Osmanlı devleti yönetim yetkisini Yunanistan'a devredecek, bölgede yerel bir meclis kurulacak ve antlaşmanın uygulamaya girmesinden en az 5 yıl sonra bu meclis bölgenin kesin olarak Yunanistan'a katılmasını isteme hakkına sahip bulunacaktır;
  • Doğu Anadolu' da sınırlarını ABD Başkanı Wilson’ın saptayacağı bağımsız bir Ermenistan, ayrıca, bu antlaşmanın uygulamaya giriş tarihinden bir yıl sonra da yine Doğu Anadolu' da bir kürt devleti kurulacaktır;
  • öte yandan, İstanbul merkez olmak üzere İzmit, Bursa, Balıkesir, Çanakkale'yi de kapsayan Boğazlar bölgesinde Türkiye’nin de katılacağı bağımsız bir yönetim oluşturulacak ve kendine özgü bir bayrağı olacak bu yönetimin parasal işlerini Büyük Britanya, Fransa ve İtalya’nın üyesi bulunduğu bir komisyon yürütecek, türk üyeler ancak danışma niteliğinde olan görüşmelerde oy kullanabilecekleri gibi, devletin bütçesini de bu komisyon düzenleyecektir;
  • İstanbul yine resmen Osmanlı devletinin başkenti olarak kalacak, padişah ve hükümeti bu barış antlaşmasının hükümlerine uydukları sürece burada oturacak, aksi takdirde tüm yetkilerinden yoksun bırakılarak ellerinden alınacaktır;

2. siyasal ve toplumsal koşullar:


  • herhangi bir osmanlı yurttaşı (özellikle azınlıklar) hiçbir engelle karşılaşmadan dilediği itilaf devletinin uyruğuna girebilecektir; savaşlar yüzünden ya da başka nedenlerle yerlerinden ayrılmış olan azınlıklar geri dönebilecek ve uğradıkları zararlar Osmanlı devleti mâliyesi tarafından ödenecektir;
  • azınlıklar okul, yetimevi, kilise gibi toplumsal ve dinsel kuruluşlar açmakta özgür olacaklardır;
  • yabancı okul ya da yüksekokul mezunu azınlıklar osmanlı ülkesinde parlamento etkinlikleri başta olmak üzere her işi serbestçe yapabilecekler, bu uygulamanın kurallara uygun biçimde sağlanması itilaf devletleri'nce denetlenecektir;

3. askerliğe ilişkin koşullar:


  • Osmanlı devletli silahlı kuvvetlerini sayıca azaltacak, 35 bini jandarma, 15 bini özel birlik, 700’ü de padişahı korumakla görevli güvenlik alayı olmak üzere sadece 50 700 kişilik bir askeri güç bulundurulacaktır;
  • itilaf devletlerinin denetiminde görev yapacak olan jandarma birlikleri top kullanamayacak, yalnız kendilerine ayrılan bölgelerin dirlik ve düzeninden sorumlu olacak ve itilaf devletleri’nin izni olmaksızın tahkimat yapamayacaklardır;
  • türk deniz kuvvetleri savaş gemisi olarak 600 tonilatodan küçük 6 torpido ve 7 gambot kullanabilecek, 1 600 groston üstündeki tüm deniz araçları itilaf devletlerinin buyruğuna verilecektir;

4. ekonomik koşullar:


  • yürürlükte kalacak olan kapitülasyonlardan itilaf devletleri ile birlikte Romanya, Portekiz ve Ermenistan da yararlanacaktır; itilaf devletleri Türkiye'nin parasal durumunu yeniden düzenlemek ve refah düzeyini yükseltmek amacıyla bir komisyon oluşturacak, OsmanlI devleti bu komisyonun onaylamadığı mali önlemleri almayacaktır;
  • gümrükler genel müdürü komisyonca atanacak ve görevinden alınabilecektir;
  • devletin para sistemi, OsmanlI bankası ve Düyunu umumiye ile işbirliği yaparak çalışacak olan bu komisyon tarafından düzenlenecektir: Düyunu umumiye dışındaki gelirlerden önce türk topraklarında bulunan itilaf devletleri askerlerinin tüm giderleri, sonra savaştan zarar gören itilaf devletleri uyruklularının zararları, daha sonra da OsmanlI devletinin gereksinimleri karşılanacaktır.

Yunanistan’dan başka hiçbir devletin, padişah Vahdettin'in bile onaylamadığı Sevr antlaşması, Kurtuluş savaşı’nıntürk ulusu adına zaferle sonuçlanması üzerine geçersiz sayıldı. Sevr’i kökünden bozan Lozan antlaşması’yla (24 temmuz 1923) Hatay dışında bugünkü egemenlik sınırlarını elde eden Türkiye, kapitülasyonları da kaldırdı.

kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 5 Ağustos 2016 23:55
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ağustos 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Serv Barış Antlaşması



Birinci Dünya Harbi sonrasındaki antlaşmalardandır. Osmanlı Devleti ile İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan arasında 10 Ağustos 1920 tarihinde Fransa’nın başşehri Paris'in Sevres kasabasında imzalandı. Osmanlı Sultani Vahideddin Hân (1918-1922) ile İngiliz, Fransız ve İtalyan parlamentoları tarafından tasdik edilmediğinden hükümsüz kalmıştır. Yunanistan tek taraflı kabul edip, yürürlüğe koymak istediyse de, ordusu 9 Eylül 1922'de İzmir’den Ege Denizine dökülünce arzusundan vazgeçmek zorunda kaldı.

Sevr Antlaşması, 10 Nisan 1915 tarihinde Londra' da Rusya-İngiltere-Fransa Gizli Antlaşması’na göre, Türkiye'nin paylaşılması esasına dayanıyordu. Fakat Sevr'de, Bolşevik İhtilâlı, iç harp ve çarlığı destekleyen Avrupalı kuvvetlerle uğraşan Sovyet Rusya dışarıda bırakıldı. Sovyet Rusya dışarıda bırakılınca, önceki gizli antlaşmalarda Rusya’nın payına düsen topraklar yeniden paylaşıldı. Londra Antlaşması’nda Rusya'ya verilen Türk Boğazlarının, Sevr öncesi tertiplerle İngiltere-Fransa, İtalya kontrolünde tutulması kararlaştırıldı. İtilâf devletlerinin hazırladıkları antlaşma metnini Paris'te 11 Mayıs 1920 tarihinde Osmanlı Devleti temsilcisi eski sadrazam A. Tevfik Pasa okuyunca “İstiklâlimize aykırıdır” diyerek imzalamadı.

Tevfik Pasa, antlaşma metnine itiraz cevabi yazıp, İstanbul’a döndü. Osmanlı mebusları, İstanbul’un işgalinden sonra bir kısmı yakalanıp, Malta'ya sürülmesi, bir kısmı da Anadolu'da Millî Mücadele’ye katıldığından antlaşma metni Mebuslar Meclisi’nden geçemiyordu. Sultan Vahideddin Hân, antlaşma metnini Türk İstiklâline aykırı bulduğundan, Mebuslar Meclisi'nden geçmediğini dünya kamuoyuna ilân edip, bütün baskılara rağmen tasdik etmedi. Yunanistan Meclisi, Sevr Antlaşması’nı tasdik edip, yürürlüğe koymağa kalkıştı. Bunun üzerine besinci defa sadrazamlığa getirilen Damad Ferid Paşa; ayandan Hadi Pasa, filozof Rıza Tevfik ve Bern elçisi R. Halis Beyler ile Paris'e gidip, Sevr Antlaşması’nı imzaladı. Sevr Antlaşması Osmanlı Sultanı Vahideddin Hân ile İngiliz-Fransız-İtalyan parlamentolarınca tasdik edilmediğinden, dört yüz otuz üç madde ve on iki bölümün (ölü-doğan) hükümleri şunlardı:
  1. İstanbul ile Boğazları’nı ve Marmara’nın Anadolu kıyılarının tahkim edilmemesi ve buraların Karma Boğazlar Komisyonunca kontrolü;
  2. Suriye ve Lübnan'in Fransızlara; Arabistan, Yemen, Irak, Filistin'in İngiltere’ye yine Mısır, Sudan ve Kıbrıs’ın İngiliz idaresine; Fas ve Tunus'un Fransa'ya bırakılması;
  3. İzmir/Aydin vilâyeti ile Çatalca'dan batıya Doğu Trakya ve İmroz/Gökçeada ile Bozcaada dâhil Yunanlılara;
  4. Rize, Trabzon, Gümüşhane, Artvin, Kars, Ağrı, Van, Bitlis, Muş, Bingöl, Erzincan ve Erzurum'un Ermenilere;
  5. Muğla ve Antalya’nın İtalya’ya verilip, Konya, Göller Bölgesi, Afyon ve Bursa'ya kadarki yerlerde de himaye hakkı tanınması;
  6. Kapitülasyonların her devlete tanınması;
  7. Osmanlı devlet borçlarının ödenmesini ihtiva ediyordu.
Son düzenleyen Safi; 5 Ağustos 2016 23:35
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
22 Haziran 2010       Mesaj #4
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

SEVR ANTLAŞMASI

Ad:  sevres antlaşması3.jpg
Gösterim: 1237
Boyut:  96.0 KB

(10 Ağustos 1920) :


10 Ağustos 1920'de Osmanlı İmparatorluğu ile İtilâf Devletleri arasında imzalanan barış antlaşması. Antlaşma ayrıca Yunanistan, Japonya ve diğer bazı Avrupa devletleri tarafından da imzalandı. 19 Ocak 1920'de toplanan son Osmanlı Meclisi Anadolu'daki kurtuluş hareketlerinin etkisiyle "Misakımillî"yi kabul etmişti. Yeni Türkiye'nin sınırlarını çizen bu belge aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun dağıldığının, Osmanlılık, İslâmlık ve Turancılık politikasının sonunun geldiğinin de ilânıydı. İstanbul'un 16 Mart 1920'de işgalinden sonra Vahidettin, Damat Ferit hükümetinin isteğine uyarak meclisi dağıttı. Osmanlı Devleti 22 Nisan 1920'de San Remo'da toplanan barış konferansına çağrıldı. Bu konferansa katılan Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa önerileri "bağımsızlık ve devlet kavramlarıyla bağdaşmadığı" gerekçesiyle reddetti. Öte yandan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde, İtilâf Devletleri dışında bazı devletler de hak iddia etmekteydiler. Bu nedenle İtilâf Devletleri, Osmanlılar ile yapılacak barış antlaşması konusunda önce kendi aralarında anlaşmak amacıyla, 24 Nisan 1920'de bir antlaşma imzaladılar. Tevfik Paşa'nın önerileri geri çevirmesi üzerine, İtilâf Devletleri padişaha baskı yaparak sadrazamın değiştirilmesini sağladılar. Yeni Sadrazam Damat Ferit Paşa başkanlığındaki Osmanlı heyeti, önerilen yeni barış koşullarını, öncekilerden daha da ağır oldukları hâlde kabul etti.

I. Dünya Savaşı'na son veren antlaşmalar içinde en son imzalananı olan Sevr Antlaşması, Anadolu'da başlayan Kurtuluş Savaşı nedeniyle hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamadı ve 24 Temmuz 1924 Lozan Barışı ile de hepsinden önce yürürlükten kalktı.

Bir önsöz ve 13 bölümde toplanmış 433 maddeden oluşan antlaşma özetle şu hükümleri kapsıyordu:
a) İngiliz hükümeti ve bağlaşıkları İstanbul'u ve Boğazları işgal edecekler, uluslararası bir komisyon buraların yönetim ve denetimini üzerine alacak.
b) Kapitülâsyonlar yeniden yürürlüğe girecek.
c) Osmanlı İmparatorluğu askerî ve malî denetim altında bulundurulacak, askerlik hizmeti kaldırılacak, yalnız 50.000 kişilik bir ordu bulundurabilecek, savaş gemisi ve uçak yapılmayacak.
d) Limanlar, ırmaklar ve demiryolları uluslararası denetim altında bulundurulacak.
Osmanlı Devleti'nin topraklarıysa aşağıdaki biçimde bölünmekteydi:
a) Gelibolu ile birlikte Çatalca'ya dek Trakya, Oniki Ada dışında Ege Adaları ve İzmir Yunanistan'a verilecek.
b) Suriye ve Kilikya yani Çukurova, Fransa'ya verilecek.
c) Irak ve Filistin, İngiltere'nin olacak.
d) Antalya ve çevresinde uzun bir kıyı bölgesi İtalya'ya verilecek.
e) Doğu illerinde bağımsız bir Ermenistan kurulacak.
f) Güneydoğu illerine de Kürdistan adı altında özerklik tanınacak.
Antlaşma Osmanlı Devleti'ne, Ankara-Kastamonu yöresinde küçük bir Orta Anadolu toprağı bırakmaktaydı.
  • İtilaf devletleri I. Dünya Savaşı sonrası yendikleri devletlerle tek bir antlaşma yaparak onları devlet olarak tanırken Osman­lılarla silahları bıraktıran Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzaladı.
  • Osmanlılarla iki antlaşma yapılmasının nedeni İtilaf Devletleri'nin Osmanlı toprak­larını kendi aralarında paylasabilecek ortam hazırlamaktı.
  • Bu antlaşma TBMM tarafından tanınmadı.
  • Antlaşma maddeleri kâğıt üzerinde kaldı, geçerli sayılmadı.
Nedeni : Anadolu'da işgalcilere karşı TBMM'nin kurulmasıydı.

MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Safi; 11 Ekim 2016 00:16
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
elmo357 - avatarı
elmo357
Ziyaretçi
10 Kasım 2010       Mesaj #5
elmo357 - avatarı
Ziyaretçi

Sevr Antlaşması


(Fransızca: Le traité de Sévres), Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920'de imzalanan barış antlaşmasıdır. Yunanistan dışında hiçbir devlet tarafından onaylanmamış ve yürürlüğe girmemiştir.
İtilaf Devletleri ile Osmanlı arasındaki savaş hali 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile sona ermiştir.
Sevr Antlaşması adını, son müzakerelerin ve imza töreninin gerçekleştiği Paris'in Sèvres banliyösünden alır.

Hazırlık Süreci


Dünya Savaşı galiplerinin savaş sonrası dünya düzenini belirlemek için topladıkları Paris Barış Konferansı 18 Ocak 1919'da açıldı. 7 Mayıs 1919'da Alman ve Avusturya-Macaristan barış koşulları açıklandı. Almanya ile Versailles Antlaşması 28 Haziran'da, Avusturya ile Saint-Germain-en-Laye Antlaşması 10 Eylül'de Macaristan`la Triannon Antlaşması ve Bulgaristan`la Neuilley Antlaşması imzalandı. Türk barışının da diğerleri ile birlikte 1919 Mayıs'ında açıklanması beklenirken, görüşmeler belirsiz bir geleceğe ertelendi. Bunun nedenleri bugüne dek yeterince aydınlatılamamıştır.

İtilaf Devletleri Yüksek Konseyinin 7 Mayıs'ta aldığı karar uyarınca 15 Mayıs'ta İzmir Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bu olay tüm Türkiye'de güçlü bir ulusal tepkiye yol açtı. 6 Eylül'de toplanan Sivas Kongresi'nden sonra İstanbul'daki Osmanlı hükümeti, ülke üzerindeki idari ve askeri denetimini kaybetti. Sivas ve daha sonra Ankara'da, Mustafa Kemal Paşa yönetiminde bir ulusal direniş hükümeti kuruldu. Anadolu hükümeti, olumsuz şartlarda bir barış antlaşmasını kabul etmeyeceğini bildirdi ve direniş hazırlıklarına girişti.

İtilâf Devletleri 18 Nisan 1920'de San Remo Konferansı'nda Osmanlı Devleti'ne uygulanacak barış şartlarını hazırladılar. 22 Nisan'da Osmanlı Hükümetini Paris'te toplanacak barış konferansına davet ettiler. Padişah, eski sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'nın başkanlığında bir heyeti Paris'e gönderdi. Ertesi günü Ankara'da toplanan Büyük Millet Meclisi, 30 Nisan günü taraf devletlerin dışişleri bakanlıklarına gönderdiği bir yazıyla İstanbul'dan ayrı bir hükümetin kurulduğunu bildirdi.
Paris'te barış şartlarını öğrenen Ahmet Tevfik Paşa, İstanbul'a gönderdiği telgrafta barış şartlarının "devlet mefhumu ile kabil-i telif olmadığını" [devlet kavramı ile bağdaşmadığını] bildirerek görüşmelerden çekildi. Bunun üzerine 21 Haziran'da İtilaf Devletleri Osmanlı Devletinin direnişini kırmak için, İzmir'de bulunan Yunan kuvvetlerini Anadolu içlerine sürmeye karar verdi. Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya kısa sürede Yunan ordusu tarafından işgal edildi.


Sevr Antlaşmasını imzalayan Osmanlı heyeti (soldan sağa, Rıza Tevfik, Damat Ferid Paşa, Hadi Paşa ve Reşid Halis).
Ege felaketi üzerine 22 Haziran'da İstanbul'da toplanan Saltanat Şurası, Paris'e Sadrazam Damat Ferit Paşa başkanlığında ikinci bir heyet göndermeye karar verdi. Eski maarif nazırı (milli eğitim bakanı) Hadi Paşa, eski Şura-yı Devlet (Danıştay) reisi Rıza Tevfik Bey ve Bern Sefiri Reşat Halis Bey'den oluşan bu heyet, 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı. Ankara'daki Büyük Millet Meclisi antlaşmayı sert bir bildiri ile kınadı.

Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için önce Meclis-i Mebusan'ın antlaşmayı görüşüp kabul etmesi, sonra da imzalamak üzere Vahdettin'e göndermesi gerekiyordu. Fakat antlaşma imzalandığı tarihte Meclis-i Mebusan kapalı olduğundan antlaşma mecliste görüşülemedi ve padişahın önüne gelmedi.Dolayısıyla antlaşma hiçbir zaman yürürlüğe girmedi.

Saltanat Şurası'nda yaşananlar


Saltanat Şurası'nda yaşananlar ise günümüzde hala tartışılmaktadır. Nutuk'ta bu toplantıda Vahdettin'le ilgili “Sevr muahedesini bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.” denmektedir. Saray Başmabeyncisi Lütfi Simavi'ye göre ise Vahdettin açılış nutkunu okuduktan sonra başkanlığı Damat Ferit Paşa’ya bırakarak salonda durmamış, çıkıp gitmiştir. Son Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu İsmail Hakkı Okday'ın anlatımı ise şöyledir:
Nihayet Sevr’i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah’ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâra bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın Sevr’in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah’a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayandan Topçu Feriki Rıza Paşa, ‘Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr’i kabul ettiğimizden değil’ diye haykırarak Damat Ferid’in oyununu açıkça protesto dahi etti.
Kimi tarihçiler bu olayı, şurada oy hakkı olmayan padişahın oylama yapılması çağrısı yapılınca dışarı çıkması, fakat Damat Ferit'in olayı oldubittiye getirmesi olarak yorumlamaktadır. Kimileri toplantının Sevr’i onaylatmak üzere taraflı bir tarzda yürütülmesini protesto mahiyetinde, belki de biraz öfkeli bir şekilde ayağa kalktığını ve çıkıp yan odaya geçmiştiğini iddia etmektedir. Kimi tarihçiler ise bunun, padişah ile Damat Ferit Paşa'nın antlaşmayı kabul ettirebilmek için birlikte hazırladıkları bir plan olduğunu iddia etmektedirler.

İtilaf Devletleri'nin bakışı


İtalya antlaşmadan hoşnutsuzluğunu açıkça bildirerek Osmanlı'dan yana tavır aldı. Fransa hükümeti antlaşmadan dolayı parlamentoda ve şekilde eleştirildi. ABD zaten bu sırada iç politik gelişmeler nedeniyle her türlü uluslararası girişimden çekilmişti.İtalya ile Fransanın onaylamamasının asıl nedeni ise izmirin Yunanlılara verilmesidir.

Antlaşma Hükümleri

  1. Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;
  2. Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletlerin donanmalarını yardıma çağırabilecek;
  3. Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;
  4. İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;
  5. Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)
  6. Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
  7. Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrımüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okullar ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
  8. Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı'nın askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesinde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
  9. Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
  10. Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı'nın mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
  11. Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
  12. Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek; eski eserler kanunu çıkarılacak vb.
Antlaşma bir yanda Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Portekiz, Romanya, Ermenistan, Polonya, Sırp-Hırvat Cumhuriyeti ve Çekoslovakya ile, diğer yanda Osmanlı Devleti arasında imzalandı. ABD ve Rusya imza atmadılar.

Antlaşmanın Özellikleri


Sevr Antlaşması,
  • öteki savaş sonu antlaşmaları, özellikle Versailles Antlaşması ve Avusturya-Macaristan'ı parçalayan Saint-Germain Antlaşması,
  • Wilson İlkeleri'nde dile getirilen milliyet ilkesi,
  • Müttefik devletler arası rekabetler bağlamında daha iyi değerlendirilebilir.
Antlaşma ile, nüfus çoğunluğu Türk olan yerlerin hemen hepsi (daha önce Balkan Savaşı'nda yitirilen Batı Trakya dışında) Türkiye'ye verilmiştir. Nüfus çoğunluğu Kürt olan bölgenin durumu belirsiz bırakılmıştır. Çoğunluğu Türk olan, ancak nüfus değişimi sonucu Rum nüfusun artması beklenen İzmir'in durumu da belirsizdir. Türk-Ermeni sınırının çizimi ertelenmiştir.

Padişahın şahsında simgesel bir egemenlik korunsa da, uygulamada Türkiye İtilaf devletlerinin ortaklaşa yöneteceği bir sömürge durumuna getirilmiştir. Burada dikkati çeken, müttefik devletler arasında gözetilen dengelerdir. Bir dizi önlemle, taraflardan herhangi birinin Türkiye üzerinde tek yanlı egemenlik kurmasının önüne geçilmiştir.Türkiye'nin yoğun Türk nüfusu barındıran Bulgaristan'la ilişiği koparılmıştır. Yunanistan'la Türkiye arasında
Oniki Adalar yoluyla örülmüş olan İtalyan duvarı varlığını korumuştur.
Ad:  SevresSignatories.jpg
Gösterim: 1105
Boyut:  209.7 KB
SEVR ANTLAŞMASINI İMZALAYAN OSMANLI HEYETİ

Son düzenleyen Safi; 5 Ağustos 2016 23:42

Benzer Konular

15 Aralık 2011 / Misafir Cevaplanmış
26 Kasım 2009 / _KleopatrA_ Osmanlı İmparatorluğu
5 Ağustos 2016 / <isimsiz> Cevaplanmış
15 Aralık 2011 / nhl Cevaplanmış
12 Ocak 2015 / Misafir Cevaplanmış