Arama

Osmanlı Padişahları - Sultan Birinci Abdülmecid

Güncelleme: 30 Mart 2011 Gösterim: 26.498 Cevap: 4
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
17 Şubat 2007       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
SULTAN BİRİNCİ ABDÜLMECİD
1839 - 1861
Sponsorlu Bağlantılar

Babası : Sultan İkinci Mahmud
Annesi : Bezm-i Alem Valide Sultan
Doğumu : 25 Nisan 1823
Ölümü : 25 Haziran 1861
Saltanatı : 01 Temmuz 1839 - 1861
Osmanlı Padişahları - Sultan Birinci Abdülmecid
ABDÜLMECİD
HAYATI
Sultan Birinci Abdülmecid 25 Nisan 1823 günü doğdu. Babası Sultan İkinci Mahmud, annesi Gürcü Bezm-i Alem Valide Sultan'dır. Annesi Gürcüdür. Sultan Birinci Abdülmecid, babasının arzusu yönünde bir eğitim ve terbiye gördüğü için ıslahatçı fikirlere sahipti. Batı alemine karşı hayranlık besliyordu. Babasının vefatı üzerine, henüz 17 yaşında iken Osmanlı tahtına oturdu. Devletin ilerleyişi için Avrupayi hayat tarzının ülke çapında yaygınlaştırılmasını istedi. Saltanatının henüz dördüncü ayında ilan ettiği Gülhane Hatt-ı Hümayunu sebebiyle Tanzimat Dönemi padişahı olarak şöhret bulmuştur.

Sultan Birinci Abdülmecid batılı yazarların takdir ve sevgiyle andıkları bir padişahtı. Adil, merhametli, ıslahatçı, yenilikçi bir insan olan Sultan Birinci Abdülmecid, çok genç yaşlardan itibaren içki kullanmaya başladı. 25 Haziran 1861 tarihinde 39 yaşında iken İstanbul'da veremden dolayı vefat eden Sultan Birinci Abdülmecid, Yavuz Sultan Selim'in türbesi yanındaki mezarına defnedildi.

Sultan İkinci Mahmud, ölüm döşeğinde iken, Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklanmış olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa Osmanlı kuvvetlerini Nizip'te yenilgiye uğratmıştı. Sultan Birinci Abdülmecid böyle karmaşık bir ortamda tahta çıktı. Mısır Sorunu, Rus donanmasının Hünkar İskelesi Antlaşmasına uyarak İstanbul'a gelmesi üzerine bir Avrupa sorunu haline geldi.

Başta İngiltere, Avusturya, Prusya ve Rusya olmak üzere Avrupalı devletler, Osmanlı Devleti ile Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa arasındaki Mısır Sorununu çözmek için bir konferans düzenlediler. Avrupa Devletleri Mısır'da güçlü bir yönetim istemiyorlardı. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya karşı Osmanlı Devleti'nin tarafını tuttular ve bu ortamda Londra Sözleşmesi imzalandı (1840).

Buna göre; Mısır Osmanlı Devleti'ne bağlı kalacak, ancak yönetimi Mehmed Ali Paşa ve oğulları yürütmeye devam edecekti. Mısır 80.000 altın vergi ödeyecekti. Suriye, Adana ve Girit tekrar Osmanlı yönetimine bırakılıyordu.

Hünkar İskelesi Antlaşması'nın süresi bitince, Londra'da bir yeniden bir konferans düzenlendi (1841). Toplantıya Osmanlı Devleti'nden başka Rusya, Fransa, İngiltere, Prusya ve Avusturya katıldı. Konferansta alınan kararlara göre, Boğazlarda egemenlik hakkı Osmanlı Devleti'ne ait olacak, ancak barış döneminde hiçbir savaş gemisi boğazlardan geçmeyecekti.

Bu antlaşma ile Fransa ve İngiltere Akdeniz'deki güvenliklerini sağlamış oluyorlar, Osmanlı Devleti'nin boğazlar üzerindeki kayıtsız şartsız haklarına kısıtlama geliyordu. Rusya ise Hünkar İskelesi Antlaşması ile boğazlar üzerinde sağladığı üstünlüğü kaybetmiş oluyordu.
TANZİMAT FERMANI
Tanzimat hareketleri Osmanlı'ya batılı anlamda bir düşünce biçimi ve yönetim şekli getirmek için Avrupa'dan esinlenerek yapılan programlı bir yenilik ve kültür hareketiydi. Bu hareket Sultan İkinci Mahmud'un padişah olduğu yıllarda başlamıştı.

Sultan Birinci Abdülmecid tarafından Londra Elçiliğinden alınıp Hariciye Nazırlığına (Dış İşleri Bakanlığı) getirilen Mustafa Reşit Paşa, Avrupa siyasetini iyi bilen bir devlet adamıydı. Tanzimat hareketinin bugüne kadar yapılan ıslahatlardan farklı olduğunu Sultan Birinci Abdülmecid'e kabul ettirdi. Tanzimat Fermanı; Topkapı sarayının Gülhane Bahçesinde düzenlenen ve yabancı elçilerle, devlet adamlarının hazır bulunduğu bir toplantıda, Mustafa Reşit Paşa tarafından Kasım 1839 tarihinde ilan edildi. Tanzimat fermanına tarihimizde Tanzimat-ı Hayriye veya Gülhane Hatt-ı Humayun'u da denir.

Tanzimat Fermanı'nın getirdiği önemli yenilikler şunlardı; Müslüman veya gayrimüslim olan herkesin can, mal, namus güvenliği devlet garantisi altına alınacak, vergiler herkesin gelirine göre düzenli bir şekilde alınacak, askerlik belirli bir düzene göre olacak, mahkemeler herkese açık olacak ve mahkeme kararı olmadan kimse idam edilmeyecek, herkesin mal ve mülk sahibi olması ve bunu miras olarak bırakabilmesi sağlanacak, rüşvet ve iltimas kaldırılacak, kanun gücünün her gücün üstünde olduğu kabul edilecekti.

Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti'nde anayasal düzenin başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Bu fermanla Sultan Birinci Abdülmecid, kendi gücünün üzerinde bir güç olduğunu kabul ediyordu. Tanzimat Fermanı ile azınlıklara bazı haklar verilmişti. Bu hakları bahane eden Avrupa devletleri Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmaya devam ettiler. Oysa Tanzimat Fermanı, bir anlamda bu tip müdahaleleri önlemek için ilan edilmişti.
KIRIM SAVAŞI
Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti içinde gerektiği ilgiyi görmese de, Avrupa'da ses getirdi. Bu sıralarda, Tuna boylarında ilerlemeye başlayan Rusya, Osmanlı topraklarına son vermek ve bu toprakları Avrupalı devletler arasında pay etmek istiyordu.

Ayrıca Rusya, Osmanlı Ortodokslarının haklarının kendisine bırakılmasını da istiyordu. Ancak Rusya'nın hesabı tutmadı. İngiltere ve Fransa bu planı kabul etmeyerek, Rus saldırısı karşısında Osmanlı Devleti'nden taraf oldular. Ruslar, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinden destek alan Osmanlı kuvvetleri karşısında yenilgiye uğradılar ve Sivastopol ele geçirildi (1855).

Osmanlı Devleti karşısında uğradığı yenilgiler yüzünden intihar eden Rus Çarı Birinci Nicolay'ın yerine tahta geçen Çar İkinci Alexander, barış istemek zorunda kaldı. 1856 yılında yapılan Paris Antlaşmasına göre; Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, toprakları Avrupa devletlerinin kefaleti altında olacaktı. Karadeniz'de her iki tarafın da savaş gemileri bulundurulmayacaktı. Taraflar aldıkları yerleri birbirlerine geri vereceklerdi.ISLAHAT FERMANI
Islahat Fermanı Osmanlı Devleti'nin bir iç düzenleme olmakla beraber Rusya ve Avrupa'nın iç işlerine karışmasını önlemek amacıyla ilan edilmiştir. Bu ferman Paris Konferansı'nın başlamasından hemen sonra İstanbul'da yabancı devlet temsilcilerinin huzurunda okunarak açıklandı. Fermanın getirdiği önemli hususlar şunlardı:

- Din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak, okul kilise ve hastane gibi binaların tamiri yapılacak

- Müslümanlarla Gayrimüslimler kanun önünde eşit sayılacak

- Patrikhanede yeni meclisler kurularak bu meclislerin aldığı kararlar Osmanlı Devleti tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek

- Devlet hizmetlerine, okullara askerlik görevine bütün uyruklar eşit olarak kabul edilecekti.

- Vergiler eşit alınacak iltizam usulü kaldırılacak

- Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içinde mülk sahibi olabileceklerdi.

Bu fermanla gayrimüslimlere daha fazla hak verilmiş, Avrupalı devletler Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmayacaklarını Paris Antlaşmasıyla kabul etmelerine rağmen sözlerinde durmamışlar ve bu fermanı bahane ederek Osmanlı Devleti'nin içi işlerine karışmışlardır.

Otuz sekiz yaşında ölen Abdülmecid, Osmanlı padişahları arasında, ilk Avrupa kültürü alan padişahtır. Osmanlı İmparatorluğu'nun her bakımdan Avrupalılaşması için yapılan hareketlere daima yardımcı olmuş, bu hareketler sonucu, padişahın yetki ve otoritesinin azalmasına rağmen bu duruma itiraz etmemiş, ülkede gazete çıkarılmasına, özgürlük fikirlerinin yayılmasına, yeniliğin yerleşmesine, memlekette meşrutiyet havasının esmesine engel olmamıştır.
MİMARİ ESERLER
Padişahlığı döneminde önemli mimari yapıların oluşturulmasını sağlayan Sultan Birinci Abdülmecid,
Beşiktaş Küçük Mecidiye Camii,
Fatih Hırka-i Şerif Camii,
Humus Ulu Camii,
Fuat Paşa Camii ve Türbesi,
Dolmabahçe Camii,
Ortaköy Camii yaptırdı.

Bunların yanı sıra Dolmabahçe Sarayı,
Küçüksu Kasrı,
Mecidiye Kasrı ve Sultanahmet Darülfunun binası gibi birbirinden güzel sanat eserleri yine Abdülmecid döneminde yapıldı.

tugra31
ABDÜLMECİD(Tuğrası)


KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
13 Eylül 2008       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Abdülmecid
Alıntıdaki Ek 15233
Abdülmecid, Tanzimat Fermanı'nı ilan eden Osmanlı padişahıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Abdülmecid, (1823-1861). II. Mahmud'un oğlu olan Abdülmecid, babasının ölümü üze­rine 1839'da 31. Osmanlı hükümdarı olarak tahta çıktı. Tahta çıkışından hemen önce Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa Osmanlı ordusunu Nizip'te yenmiş, Osmanlı donanması da Kaptan-ı Derya (deniz kuvvet­leri komutanı) Ahmed Fevzi Paşa tarafından Mısır'a kaçırılmıştı. Böyle bir ortamda halkın ve batılı devletlerin desteğini kazanmak iste­yen Abdülmecid, başta Mustafa Reşid Paşa olmak üzere bir grup devlet adamının isteğiy­le 3 Kasım 1839'da Tanzimat Fermanı'nı ilan etti (bak. Tanzimat). Gülhane Hatt-ı Hüma­yunu olarak da bilinen bu fermanla Osmanlı uyruğundaki her ırk ve dinden insana eşit haklar, can ve mal güvenliği ile eşit mali yükümlülükler getirildiği, bu konuların çıka-nlacak yasalarla güvenceye bağlanacağı ilan edildi.

Öncelikle dış sorunların çözümüne eğilen Abdülmecid, Suriye'yi geri vermesi koşuluyla Kavalalı Mehmed Ali Paşa'yı babadan oğula geçmek üzere valilikte bıraktı. 1841'de imza­lanan Londra Antlaşması'yla da beş büyük Avrupa devletine Osmanlı İmparatorluğu' nun İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerin­deki egemenliğini kabul ettirerek, yabancı savaş gemilerinin boğazlardan geçemeyeceği­ni bildirdi.

Bu dış sorunların yanı sıra Osmanlı Devle­ti giderek büyüyen ekonomik bir bunalıma girmişti. Devletin giderleri gelirlerinin çok üstünde olduğu için sürekli kâğıt para bası­lıyor, bu da paranın değer kaybetmesine yol açıyordu. Abdülmecid çözüm olarak harca­malarda kısıntı yapılmasını isteyince maaşlar indirildi, yüksek gelirlilerden alınan vergiler artınldı.
Osmanlı Devleti ekonomik sorunlarını çöz­meye uğraşırken, Eflâk ve Boğdan'da baş­layan ayaklanmalar üzerine Rusya, Küçük Kaynarca Antlaşması'yla elde ettiği haklara dayanarak yeni isteklerde bulundu. Bu istek­leri kabul edilmeyince de Eflâk ve Boğdan'ı işgal etti. Kara savaşlarında Ruslar'ı yenen Osmanlılar aynı başarıyı denizlerde göstere­medi ve Osmanlı donanması Sinop'ta Ruslar tarafından yakıldı. Rusya'nın özellikle deniz­lerde güçlü olduğunu görerek boğazları ele geçirmesinden korkan Fransa ve İngiltere Osmanlılar'ın yanında savaşa girdi. Savaş Kırım'a kaydırıldı ve Sivastopol'ü yitiren Rusya barış istedi.

Kırım Savaşı'nın başlamasıyla mali durum daha da bozulmuştu. Osmanlı Devleti ilk dış borcunu 1854'te, savaşta kendisini destekle­miş olan Fransa ve İngiltere'den aldı. Borçla­ra güvence olarak da Mısır'dan alınan yıllık vergi ile gümrük gelirleri gösterildi.
1856'da, Kırım Savaşı'na katılan batılı dev­letlerin isteklerine uyarak, Hıristiyanlar'ın vergi ve askerlik yükümlülüklerini hafifleten Islahat Fermanı ilan edildi. Bu arada, Tanzi­mat ve Islahat fermanlarına dayanarak çıkarı­lan yeni yasalar toplumun bazı kesimlerinde tepkilere yol açtı. Cidde Ayaklanması, Kuleli Vakası gibi olaylar baş gösterdi. Suriye, Eflâk, Boğdan ve Karadağ'da yeni karışıklık­lar çıktı. Bunalımların devleti gittikçe sarstığı bir dönemde Abdülmecid öldü.

Babası II. Mahmud'un yenilikçi tutumunu sürdüren Abdülmecid eğitime özel bir önem verdi. Rüştiye (ortaokul) ve idadiler (lise), ebe okulu, Darülmuallimin (öğretmen oku­lu), Ziraat (tarım) Mektebi, kız rüştiyeleri, Orman ve Maâdin (madenler) Mektebi, Mül­kiye, Telgraf Mektebi gibi eğitim kurumları açıldı. Ayrıca Encümen-i Daniş (Bilimler Akademisi) kuruldu. İlk ceza yasası hazırlan­dı; ticaret meclisleri ve karma ticaret mahke­meleri kuruldu. Askerlik hizmetinin yaşam boyu değil süreli olması da gene Abdülmecid döneminde yasalaştınldı.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Gerçekçi ol imkansızı iste...
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
13 Temmuz 2009       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Abdülmecit, (d. 25 Nisan 1823, İstanbul – ö. 25 Haziran 1861, İstanbul). 31. Osmanlı padişahıdır.

II.Mahmut'un Bezmialem Sultan'dan olan oğludur. Osmanlı Devleti'nin son 4 padişahının hepsinin babasıdır. Ayrıca en çok sayıda oğlu padişahlık yapmış olan padişahtır.

Batı kültürüyle yetiştirilmiştir. İyi Fransızca konuşur ve batı müziğinden hoşlanırdı. Babası II. Mahmut gibi yenilik yanlısıydı. Babasının vefatı üzerine tahta çıktı. I. Abdülmecit'in tahta çıkışı sevinç uyandırmıştı. Tâlihi, Mustafa Reşit, Mehmet Emin Ali, Fuat paşalar gibi devlet adamlarına rastlamasıydı. Saltanatı sırasında en çok tutucuların muhalefetiyle karşılaştı. Aracısız halkın dertlerini halkın kendi ağzından dinleyen ilk padişahtır. Kendinden sonra padişahlık makamına ulaşan 4 oğlu ile ilginç bir babadır.

Tanzimat Fermanı I. Abdülmecit'in zamanında ilan edildi. Tanzimat'ın uygulamasında karşılaşılan güçlükleri yerinde görmek amacıyla yurt gezilerine çıktı. 1844'te İzmit, Mudanya, Bursa, Gelibolu, Çanakkale, Limni, Midilli, Sakız'ı ziyaret etti; 1846'da Silistre'ye kadar uzanan bir Rumeli gezisi yaptı. Her yıl Meclisi Vâlâyı Ahkâmı Adliye'yi bir nutukla açması, onun milletvekili düzenine yakınlığını gösterir.

Abdülmecit, babası gibi tüberküloza yakalanmıştı. Ihlamur Köşkü'nde öldüğünde (25 Haziran 1861) 39 yaşındaydı.Fatih'te Sultan Selim semtinde Yavuz Selim Camii Haziresi'nde Sultan Abdülmecit Türbesi'ne defnedildi.

Saltanatı dönemindeki önemli olaylar


Padişah Abdülmecit cuma selamlığına çıkarken (Paolo Verona, 1840)

1 Temmuz'da (1839) tahta çıktığında; Mısır sorunu Nizip yenilgisiyle (24 Haziran 1839) çıkmaza girmiş durumdaydı. Babasının cenaze töreni sırasında başvekil Mehmet Emin Rauf Paşa'dan padişahın mührünü zorla alan, Meclisi Valayı Ahkâmı Adliye Reisi Koca Mehmet Hüsrev Paşa, kendisini sadrazam ilân ettirdi (2 Temmuz 1839).

Henüz Nizip bozgunundan haberi olmayan padişah, sorunu çözmek için orduya ve donanmaya harekâtı durdurmaları için emir gönderdi. Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'yı bağışladığını ve anlaşmak istediğini bildirmek üzere Köse Akif Efendi'yi Mısır'a yolladı. Bu arada düşman saydığı Hüsrev Paşa'nın sadarete gelmesinden korkan Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa, donanmayı Mısır'a götürüp, Mehmet Ali Paşa'ya teslim etti (3 Temmuz 1839). Nizip yenilgisinin haberi İstanbul'a ulaştı. İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya ve Prusya, verdikleri ortak bir notayla Mısır sorununun kendilerine danışılmadan çözülmemesini istediler (27 Temmuz 1839). Bu nota kabul edildi. Böylece Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerinin bir tür güdümü altına girmiş oldu.

Londra ve Paris'te, Osmanlı devletindeki ıslahat hazırlıkları konusunda görüşmelerde bulunan hariciye nazırı Mustafa Reşit Paşa, bir ıslahat programının gerekliliğine padişahı inandırdı. Hazırlanan Gülhane Hatt-ı Hümayunu (Hatt-ı Şerif ya da Tanzimat Fermanı da denir) Mustafa Reşit Paşa tarafından 3 Kasım'da Gülhane'de okundu. Tanzimat dönemini açan bu belgeyle, yargılamasız kimsenin cezalandırılamayacağı, mal ve mülkünün zorla alımına gidilemeyeceği ilkesi getiriliyor, devletle birey arasındaki ilişkileri düzenleyecek yasaların çıkarılacağı açıklanıyordu.

Tanzimat Fermanı'nın uyandırdığı olumlu hava Mısır sorununun çözümünü kolaylaştırdı. İngiltere'nin önerisiyle, beş büyük devlet Londra'da bir araya geldiler. Mısır valisini destekleyen Fransa dışlanarak, 15 Temmuz 1840'ta İngiltere, Rusya, Avusturya, ve Prusya arasında Londra Antlaşması imzalandı. Mısır valiliği veraset yoluyla Mehmet Ali Paşa'ya bırakılarak, ele geçirdiği topraklar ve Osmanlı donanması geri alındı. Aynı devletler, aralarına Osmanlı Devletiyle Fransa'yı da alarak imzaladıkları Boğazlar Sözleşmesi ile (13 Temmuz 1841) Osmanlı Devleti'nin boğazlar üzerindeki egemenliği tanındı ve boğazlar yabancı savaş gemilerine kapatıldı.

Tanzimatın öngördüğü ilkeleri uygulamak için Meclis-i Âli-i Tanzimat kuruldu (1853). Her eyaletten, yörelerinin gereksinmelerini bildirmek üzere ikişer temsilci İstanbul'da toplantıya çağrıldı. Merkezden her bölgeye gönderilen imar meclisleri çalışmaya başladı. Mâliye, Fransa'daki örgütlenme temel alınarak düzenlendi. Mâli yetkililer, idare amirlerinden alınarak defterdarlara verildi. Vergilerin saptanması vilâyet meclislerine, toplanması da muhassıl adı verilen vergi memurlarına bırakıldı. İltizam yöntemi kaldırıldı. Aşar, her yerde eşit olarak alınmaya başladı. Hristiyanlardan alınan vergilerin toplanmasında patrikhanelerin aracılığı kabul edildi. Ticaret meclisleri kuruldu. Fransız ceza kanunu çevrilerek uygulamaya konuldu. Meclis-i Maarif-i Umumiye toplandı (1845). İlk idâdiler açıldı. 1847'de Mekâtibi Umumiye nezareti kuruldu. 1848'de ilk muallim mektebi, aynı yıl Harbiye'de kurmay sınıfı, 1850'de Darülmaarif adı verilen lise, 1851'de ilk bilim akademisi sayılan Encümen-i Daniş açıldı. 1846'da Darülfünun binasının temeli atıldı. Askerlik yasası çıkarılarak (6 Eylül 1843) kura yöntemi benimsendi, askerlik süresi 4-5 yıl olarak sınırlandı.

Devletin bütün kurumlarında başlatılan yenileşme çabaları, karşılaşılan tepkiler dolayısıyla istenilen sonucu vermedi. Abdülmecit zaman zaman tutucuları görevlendirmek zorunda kaldı. Olanaksızlıklar nedeniyle yeniden iltizam yöntemine dönüldü. 1840'ta kâime-i mutebere adıyla ilk kâğıt para çıkarıldı. Devlet ıslahat işleriyle uğraştığı sırada İngiltere ve Fransa'nın çıkar çatışmaları ve kışkırtmalarıyla Suriye ve Lübnan'da Dürziler ile Maruniler arasında olaylar çıktı (1845). 1848 ihtilâlleri sırasında Avusturya'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Macar yurtseverleri Türkiye'ye sığındı. Bab-ı Âli'nin, Avusturya ve Rusya'nın baskı ve tehditlerine karşın sığınanları geri vermemesi Avrupa'da Osmanlı Devleti'nin saygınlığını yükseltti. Eflak ve Boğdan'a da yansıyan ayaklanma, İngilizlerle yapılan Baltalimanı Antlaşmasıyla (1 Mayıs 1849) geçici olarak sonuca bağlandı. Bir süre sonra ortaya çıkan kutsal yerler sorunu, Osmanlı Devleti ile Rusya'yı savaşa sürükledi. Kudüs'teki katolikleri korumak için başvuran Fransa'ya karşı, Rusya da ortodoksların haklarını korumak için harekete geçti. Bab-ı Âli'ye verdiği bir nota ile ortodokslara geniş haklar tanınmasını, bunların koruyuculuk hakkının da kendisine verilmesini istedi. Osmanlı hükümeti bunu kabul etmeyince de Eflâk ve Boğdan'ı işgâl etti. Bunun üzerine Abdülmecit, Rusya'ya savaş açtı (4 Ekim 1853). Osmanlı Devleti, müttefikleri İngiltere, Fransa, Piyemonte ile birlikte Kırım Savaşı'nı kazandı. Yalnız, Paris'te imzalanacak barış antlaşmasından önce padişah, Tanzimat Fermanı'nı tamamlayan Islahat Fermanı'nı ilân etmek zorunda bırakıldı (18 Şubat 1856). Azınlıklara, savaştan önce Rusların istdiğinden daha fazla haklar veren bu belge, Paris Antlaşması'nı (30 Mart 1856)'da imzalayan İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya ve Piyemonte tarafından senet kabul edildi. Böylece, bir iç sorun olan ıslahat konusunda yabancılara müdahale hakkı tanınmış oldu. Buna karşılık Osmanlı Devleti imzacı devletlerin güvencesi altında bütünlüğünü koruyor ve Avrupa devletleriyle eşit haklara sahip sayılıyordu.

Siyasi buhranları bu şekilde atlatan Abdülmecit, yeniden ıslahat işlerine döndü. 1856'da askerlik teşkilâtı yedi ordu esası üzerine kuruldu ve Hristiyanlar da askere alınmaya başlandı. Maarif-i Umumiye nezareti kuruldu (28 Nisan 1857). Avrupa'ya öğrenci gönderildi (1857). Mülkiye Mahreç Mektebi (1859), Telgraf Mektebi (1860) gibi bazı meslek okulları açıldı. Yeni toprak kanunu (Arazi kanunnamesi) yayınlandı (1857). Devletin gelir ve giderleri bir bütçeye bağlandı. Tersane yeniden düzenlendi.

Abdülmecit, çeşitli toplulukları eşitlik ilkesi içinde ve Osmanlılık düşüncesi çevresinde birleştirmeye çalıştı. Fakat, özellikle gayri müslimlerde uyanan ve batılı devletlerce desteklenen ulusçuluk duyguları böyle bir birliğin kurulmasını olanaksızlaştırıyordu. 1856 Islahat Fermanı'yla gayri müslimlere verilen geniş ayrıcalıklar, müslümanların tepkisine yol açtığı gibi, gayrimüslimler de askere alınma kararına karşı çıktılar. Osmanlı toplumu yeniden huzursuz bir ortama sürüklendi. Cidde'de (1857), Karadağ'da (1858) olaylar çıktı. Avrupa devletleri olayların bir Avrupa kurulunca denetlenmesini istediler.

Avrupa devletlerinin devletin içişlerine karışmasından hoşlanmayanlar, padişahı ve hükümet erkânını öldürüp Abdülaziz'i tahta çıkarmak için örgütlendiler. Kuleli Vakası olarak bilinen bu örgütlenme, bir ihbar üzerine dağıtıldı (14 Eylül 1859), önderleri cezalandırıldı. Bu sırada mâli durum da çıkmaza girmişti. Savaş giderlerini karşılamak üzere ağır koşullarla alınan dış borçların hazineye büyük yükü yanında padişahın ve sarayın sorumsuz harcamaları da durumu gittikçe ağırlaştırıyordu. Devlet, Kırım Savaşı sırasında ilk kez dışarıdan borç almak zorunda kalmıştı(24 Ağustos 1854). Bunu ikinci (1855), üçüncü (1858), dördüncü (1860), borçlanmaları izledi. Beyoğlu sarraflarından alınan borçlar da 80 milyon altın lirayı aştı. Bunlar için rehin verilen mücevherlerle borç senetlerinin bir bölümü yabancı tüccar ve bankerlerin eline geçti. Durumu sert biçimde eleştiren sadrazam Mehmet Emin Âli Paşa azledildi (18 Ekim 1859). İngiltere, Fransa, Avusturya, Prusya ve Rusya Bab-ı Âli'ye bir nota vererek, Islahat Fermanı'nda sözkonusu edilen ıslahatların gerçekleştirilmesini istediler (Ekim 1859). Bunların sağlanması için ayrı ayrı müdahalede bulunacaklarını da belirttiler. Nitekim Rusya ilk adımı atarak, Bosna-Hersek, ve Bulgaristan'daki Hristiyanların durumunu uluslararası bir kurulun incelemesini istedi. Bu sorun çözülmeden, Lübnan olayları yeniden alevlendi (1860). Ardından Şam olayı patlak verdi. Hollanda ve Amerikan konsolosları bu karışıklıklar sırasında öldürüldü (1860). Hariciye nazırı Fuat Paşa, olağanüstü yetkili olarak Lübnan'a yollandı. Fransa, Beyrut'a asker çıkardı. Sonunda Lübnan ayrıcalıklı sancak durumuna getirildi (9 Haziran 1861).

Mimari çalışmalar

Sultan Abdülmecid, dışardan aldığı borçların bir kısmıyla saray ve köşkler yaptırdı. Dolmabahçe Sarayı (1853), Beykoz Kasrı (1855), Küçüksu Kasrı (1857), Mecidiye Camii (1849), Teşvikiye Camii (1854), döneminin başlıca yapıtlarıdır. Bezmiâlem Valide Sultan Gureba Hastanesi'ni yaptırdı (1845-1846). Yeni Galata Köprüsü de aynı tarihte hizmete girdi.

Eşleri ve çocukları

* Şevkefza Valide Sultan'dan : V. Murat
* Gülcemal Kadınefendi'den : Fatma Sultan, Refia Sultan, V. Mehmet Reşad
* Tirimüjgan Kadınefendi'den : II.Abdülhamit
* Düzdidil Kadınefendi'den : Cemile Sultan
* Verdicenan Kadınefendi'den : Münire Sultan, Şehzade Ahmet Kemaleddin Efendi
* Nesrin Hanımefendi'den : Behice Sultan
* Nükhetseza Hanımefendi'den : Şehzade Mehmet Burhanettin Efendi
* Nalanıdil Hanımefendi'den : Seniha Sultan
* Mehtab Kadınefendi'den : Şehzade Ahmet Nureddin Efendi
* Gülistu Kadınefendi'den : Mediha Sultan, VI. Mehmet Vahdeddin
* Şayeste Hanımefendi'den : Naile Sultan
* Ayşe Serfiraz Hanımefendi'den : Şehzade Süleyman Selim Efendi

Diğer eşleri

* Servetseza Başkadınefendi, Hoşyar Kadınefendi, Şayan Kadınefendi, Zerrinmelek Hanımefendi (ö. 1842), Ceylanyar Hanımefendi (ö. 1855), Navekmisal Hanımefendi (ö. 1854), Nergis Hanımefendi (ö. 1848), Neveser Hanımefendi (ö. 1889), Bezmara Hanımefendi, Piristû Kadın Efendi

Vikipedi
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
4 Ekim 2010       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Abdülmecid Ìstanbul'da dünyaya geldi. Babasi ona iyi bir tahsil yaptirmak için cok titiz davrandi. Kendisi biraz zayifça idi. Çok zeki, terbiyeli, merhamet ve sefkatli bir kimseydi. Tahta çiktiginda 15 yasindaydi. Yeni gelismeleri çok siki bir sekilde takip eder ve hemen Devlet-i Aliyyede tatbik edilmesini isterdi.

Devrinde olan önemli olaylar:

1839 senesinde Gülhane Hatti Hümayunu okundu. 1846'da Mustafa Resid Pasa Sadrazam oldu. Maarif alaninda pek çok ilerlemeler oldu. Bir çok meslek okullari acildi. 1848'de Macar isyani dolayisiyla Macaristan'dan çok sayida ilticalar oldu. Eflak ve Bagdan'da ihtilal oldu. Mübarek yerler meselesi ortaya cikti.

1853'de Rusya harbi basladi. Sinop baskini oldu. 1854'de Ruslar karada büyük kayiplar verdiler. Meshur Silistre müdafaasi yapildi ve Ruslar bozuldu. Yerköyü Muharebesi kazanildi. Fransa ve ingiltere de Türkiye yaninda yer aldilar ve Kirim'a cikarma yapildi.

1855'de Sivastopol alindi. Telgraf ve demiryolu hatlari yapiIdi. 1856"da Paris Anlasmasi yapiIdi. Ruslara karsi büyük menfaatler saglandi.

Abdulmecid Dolmabahçe Sarayi'ni yaptirdi ve Ortaköy'deki Mecidiye Camiini insa ettirdi.

25 Haziran 1861'de babasi gibi verem hastaligina tutularak vefat etti. oldügünde 38 yasindaydi. Fatih'teki Sultan Selim Camii avlusundaki türbesine gömüldü. (Allah rahmet eylesin)

Silsìle-i Saadãt-i Naksibendiyye'den Hãfiz Ebû Said Sãhib (k.s.) Hazretleri bu devirde vefat etmistir.

Erkek çocuklari :
Ahmed, Mehmed Burhaneddin, Bahaüddin, Rustü Mehmed, Seyfüddin, Osman, Ziyaeddin Mehmed, Abid Mehmed, Abdüssamed Mehmed, Fuad Mehmed, Nureddin, Vamuk Mehmed, Abdülhamid, Mehmed Vahidüddin, Súleyman, Kemaleddin, Nizameddin, Mehmed Resad.

Kiz cocuklari :
Bedihe, Behice, Samiye, Mediha, Refia, Sehime, Sabiha, Aliye, Fatma, Cemile, Seniha, Fehime, Mühibe, Mukbile, Münire, Naime, Neyyire, Behiye.

MsXLabs.org & Osmanlı Tarihi
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
30 Mart 2011       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Sultan Birinci Abdülmecid

Doğumu:
1823, İstanbul
Ölümü: 1861, İstanbul

Osmanlı padişahı. II. Mahmut'un oğludur. Devrinin en önemli olayı, 3 Kasım 1839'da ilân edilen Tanzimat Fermanı'dır. Bu ferman, İngiltere ve Fransa'nın, Mısır ve Boğazlar sorunlarında Osmanlı Devleti'ne yakınlaşmaları sonucunu doğurdu. Rusların Eflâk ve Boğdan'ı işgal etmeleri üzerine Abdülmecit tarafından ilân edilen Kırım Savaşı, Osmanlı Devleti ve müttefiklerinin başarısıyla sonuçlandı, fakat savaşın ağır masrafları ve İngiltere'nin bu konudaki baskıları, 1854 yılında Osmanlı Devleti'nin ilk olarak borçlanmasına neden oldu.

1856 yılında imzalanan Paris Antlaşması ile Osmanlı Devleti, diğer devletlerin güvencesi altında bütünlüğünü korudu ve Avrupa devletleriyle eşit haklara sahip oldu. Abdülmecit bu tarihten sonra ıslahat işleriyle uğraştı. Rüştiye okulları öğretime açıldı, mülkî yönetime denetim mekanizması getirildi. İlk ceza kanunu hazırlandı. Gureba Hastanesi ve Karaköy - Eminönü Köprüsü yaptırıldı. Ziraat, Maarif ve Zaptiye meclisleri oluşturuldu. Avrupa'ya çok sayıda öğrenci gönderildi ve Paris'te "Mektebi Osmani" adlı bir okul açıldı. İzmit'te bir kâğıt fabrikası kuruldu.

Abdülmecit'in yaşamının son dönemlerinde devlet ve saray borç içinde kaldı. Abdülmecit, dış ülkelerden aldığı paranın bir bölümünü saray ve köşklere sarf etti. Dolmabahçe Sarayı, Beykoz Kasrı ve Küçüksu Kasrı onun zamanında yapıldı.

Tanzimat Fermanı'nın hükümleri ve bu doğrultuda yapılan işler, Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında gerginliğin artmasına ve ulusal duyguların körüklenmesine yol açtı. Eflâk ve Boğdan'ın bağımsız devlet kurma mücadeleleri hızlandı. Karadağ'da ayaklanmalar çıktı.

Saray masraflarının aşırı artışı ve devletin ağır borçlar altına girmesi sonucu Kuleli Vak'ası gerçekleşti (1848). Abdülmecit, Fransa'nın Lübnan sorununa karışmasından ve Lübnan'ın 1861'de ayrıcalıklı bir sancak hâline gelmesinden sonra, kadın ve içki düşkünlüğünün yarattığı yıpranmaya daha fazla dayanamayarak öldü. Mezarı, İstanbul'da Yavuz Sultan Selim Camii'nin avlusundadır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Osmanlı Padişahları - Sultan Birinci Abdülmecid

Son düzenleyen Safi; 23 Eylül 2016 22:55

Benzer Konular

3 Temmuz 2015 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
29 Mart 2011 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
20 Ağustos 2013 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
6 Temmuz 2012 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu
10 Haziran 2013 / kompetankedi Osmanlı İmparatorluğu