Arama

Osmanlı Kurumları - Cebeci Ocağı

Güncelleme: 31 Temmuz 2012 Gösterim: 4.888 Cevap: 3
HipHopRocK - avatarı
HipHopRocK
Ziyaretçi
11 Mart 2009       Mesaj #1
HipHopRocK - avatarı
Ziyaretçi
Cebeci Ocağı

Sponsorlu Bağlantılar
Cebeci Ocağı, Osmanlı ordusunda, silahların temin edilmesi, korunması ve sefer zamanında cepheye götürülmesiyle görevli kapıkulu ocağı idi. Ocağın mensuplarına, Cebeciler denilmekteydi. Cebeci Ocağı, Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuştur. İlk zamanlarda bu ocağın mensupları, yeniçeriler gibi, acemi oğlanlar arasından seçilmekteydi. Bunlar, ocağa "şâkird" yani 'öğrenci' sıfatıyla alınırlar, sonra asıl Cebeciler arasına geçerlerdi. Maaş defterlerinden anlaşıldığına göre Cebeciler, 59 bölük ve 37 orta bölük olmak üzere 96 odaya ayrılmıştı. Cebeci ortaları, silah yapan, tamir eden, barutları geliştiren ve savaş araç-gereçlerini hazırlayan sınıflardan oluşuyordu. Bunların arasında ayrı bir sınıf olarak, humbara dökücüleri, barutçular ve lağımcılar da vardı.
Cebecilerin en büyük subayına, Cebecibaşı adı verilirdi. Cebecibaşılık makamı boşaldığı zaman, başkethüda bu makama tayin edilirdi. Ancak bazen, Cebehâne başçavuşunun, hattâ sonraları ocak dışından da, Cebecibaşı tayin edildiği olmuştur. Cebecilerin, rütbe bakımından, Cebecibaşı ve dört kethüdadan sonra sırasıyla, cebeci başçavuşu, büyük ve orta kumandanları, odabaşıları ve küçük subaylar gelirdi. Ocağın hesap işlerine "Cebeci Kâtibi" bakardı.
Cebeciler, başlarında iki ucu omuzlarına doğru sarkan ve dört tarafı yeşil çuha olan şebkülah denilen serpuşu giyerler ve merasim esnasında bunun üzerine tüy takarlardı. Cebecilerin malûl ve ihtiyarları, ocaklarının kanunu üzere belli miktarda aylığa bağlanarak emekliye ayrılırlardı.
Cebehâne, Ayasofya Camii karşısında, son devirde yanmış olan adliye binasının yerinde idi. Burada zabit ve neferlerin odaları, silah ve sair harp malzemesi tamirhanesi ve depo bulunuyordu. Cebehâne için lâzım olan mamul ve gayri mamul bütün eşya, bu depoda bulunurdu. Yeniçerilere ait cebe (zırh) üzerlerinin kumaşları, tolga kılıfları, zırh keseleri, meşin, bakır, pamuk ipliği, keten, çelik, kayık, tüfenk maşası, cebehâne ambarında bulunan eşyadan bir kısmıdır. Bunlardan başka kürek, kazma ve bunların sapları, tüfenk kundağı ve diğer imal edilmiş malzemeler, hep burada bulunur ve yapılırdı. Bu eşyadan gerekli olanların donanmaya ve kalelere gönderilme sorumluluğu Cebecibaşıya aitti. Cebehâne'de levazım azaldığı zaman, bu noksanı Cebecibaşı dîvâna arz eder ve noksanlar tamamlanırdı. Yeniçeriler, devlet merkezinde bulunurlarken tüfenk taşımaları yasak olduğundan, bunların talim zamanlarında kullanacakları tüfenkleri, Cebecibaşı verir ve işleri bitince yine geri alırdı.
Kalelere silah ve cephane gönderilmesi, oradaki cephanenin muhafazası, Cebeci Ocağı tarafından gönderilmiş olan Cebecilere aitti. Bu kalelerdeki silah, cephane ve barut gibi harp levazımının muayeneleri ve işe yarayıp yaramayacağının tetkiki, Cebecibaşı tarafından yapılırdı. Kalelerde hizmet eden Cebeciler de, Yeniçeriler gibi üç sene müddetle kale hizmetinde bulunurlar ve sonra merkeze getirilip, yerlerine başkaları gönderilirdi. Bu cebecilerin başlarında zabitleri bulunurdu.
Savaş zamanında, yeniçerilere ait harp levazımatı, Cebeciler vasıtasıyla katır ve develerle nakledilir ve harp mıntıkasına girildikten sonra, kendilerine dağıtılırdı. Ordu, savaş meydanında yerini aldığı zaman, Cebeciler ordunun merkez cephesinin gerisinde bulunurlardı.
Cebecilerin sayıları, devirlere göre artıp eksilme göstermiştir. Kanunî devrinde sayıları 700 iken, 1570 yılında 4.000, Eğri Seferi'nde 3.000, IV. Murat devrinde 7.000 - 8.000 olmuş, 1702 yılında ise 2.500’e kadar indirilmiştir.
1826 yılında, II. Mahmud, yeniçerilerle birlikte artan itaatsizlikleri dolayısıyla Cebeci Ocağını da kaldırmıştır.
Daha sonra, modern bir anlayışla Asâkîr-i Mansûre-i Muhammediyye ordusunun kurulmasıyla birlikte, 1.054 neferden meydana gelen yeni bir Cebehâne sınıfı kuruldu. Sağ ve sol kol olarak tertip edilen ve birer Bölükbaşının kumandanlığı altında idare olunan bu yeni teşkilat, 1860'a kadar varlığını korumuştur.

200px Cebeci

Bir minyatürde cebeci


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Nisan 2010       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kapikulu askerinin piyade ocaklarindan biri de "Cebeci Ocagi"dir. Kelime olarak "cebe" zirh demektir. Osmanlilar, bir nevi istilah olarak bu kelimenin mana ve kapsamini genisletmis görünmektedirler. Bunun içindir ki "cebeci" dendigi zaman belli hizmetleri olan bir askerî sinif akla gelmektedir. Buna göre devletin yaya muharib askeri olan yeniçerilerin ok, yay, kalkan, kiliç, tüfek, balta, kazma, kürek, kursun, barut, zirh, tolga, harbe vesaire gibi ihtiyaçlari olan savas alet ve esyasi yapan veya tedarik eden ocaga "Cebeci Ocagi" denirdi. Bu ocak, yeniçerilere lazim olan harp levazimatini deve ve katirlarla nakl ederek, cephede bulunan yeniçerilere dagitirdi. Savas sonunda da bunlari tekrar toplardi. Bu arada tamire muhtaç olanlari da tamir ederek silah depolarinda muhafaza ederdi.
Sefer esnasinda ordu komutanlari refakatina münasib bir miktar cebeci verilirdi. Bunlarin, kuvvetli, becerikli ve silahtan anlayanlardan olmasi gerekirdi. Bu maksatla Cebecibasiya bu yolda emirler verilirdi. Baris zamaninda bunlar, kendilerine tahsis edilen Ayasofya taraflarinda ve Tophane civarinda bulunan kislalarinda ikamet ederlerdi.
Sponsorlu Bağlantılar
Bu ocagin kurulus tarihi kesin olarak tesbit edilmekle birlikte, Yeniçeri ocagi ile birlikte veya ondan çok kisa bir müddet sonra oldugu tahmin edilmektedir. Bu ocaga girecek olanlar, "Pencik" ve "Devsirme Kanunu" devam ettigi müddetçe Acemi oglanlari arasindan seçilirdi. Sonralari Yeniçeriler gibi bunlarin da evlenmelerine müsaade edildiginden yetisen çocuklari da cebeci olurdu. Ocaga alinacak kimseler, önceleri "sakird" ismiyle alinir, daha sonra fiilen cebeci olurlardi.
Ocak mevcudu, aralarindaki münasebet dolayisiyla Yeniçeri askerinin azalip çogalmasina bagli olarak artar veya eksilirdi. XVI. asir ortalarinda yeniçeriler 12 bin nefer iken bunlarin sayilan 500 kadardi. XVII. asirda (1675) te cebecilerin sayilari 4180 civarindadir. XVIII. yüzyilda cebecilerin sayisi 2500-5000 arasinda degismekteydi. Yeniçeri Ocagi'nin lagv edilmesi ile ortadan kalkan Cebeci Ocagi, Asakir-i Mansûre ile yeniden tesis edilmisti.
Diger Kapikulu ocaklari gibi "orta" denilen ve 38 bölüge ayrilmis bulunan cebecilerin en büyük komutani "Cebecibasi" idi. Ortalar, kendi aralarinda silah yapan, silahlan tamir eden, barutlari islâh eyleyen, harp levazimatini tedarik edip hazirlayan ve humbara yapanlar gibi ayri ayri kisimlara ayriliyorlardi.

MsXLabs.org & OT

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
20 Nisan 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Cebeci Ocağı

Kapıkulu ocaklarının ok, yay, kılıç, tüfek, kalkan, tolga, barut gibi savaş araç ve gereçlerini yapmak, onarmak ve dağıtmakla görevli olan cebecilerin bağlı olduğu ocak. Ocağın komutanına cebecibaşı denirdi. Komutanın, kethüda denen dört yardımcısı vardı. Boşalan cebecibaşılığa genellikle başkethüda atanırdı. Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulduğu sanılmaktadır. Önceleri görevlileri salt yeniçerilerden seçilen ocağa, daha sonra dışardan da cebeci alınmaya başlandı. Güvenlik görevlisi olarak da çalışırlardı. 1826 yılında yenişeri ocağı ile birlikte kaldırılmıştır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #4
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Cebeci Ocağı

Cebecilerin mensup olduğu ocağın adıdır.
Kapıkulu ocaklarının yaya kısmında yer alırlar. Bölük ve cemaat olarak iki kısma ayrılan bu ocak, ok, yay, kılıç, kalkan, harbe, cebe, cevşen, tüfek, barut ve kurşun gibi dönemlerinin savaş malzemelerinin imali, muhafazası ve tamiri ile görevliydi. Savaş sonunda, silahlar ocak tarafından geri alınır, tamiri gerekenler tamir edilir, barış zamanında cephane adı verilen silah deposunda muhafaza edilirdi. Savaş zamanında bu malzemelerin cephelere dönemlerinin taşıma araçları filika ve palangalara götürülmesi de bu ocağın görevleri arasındaydı.
Cebeci Ocağı'nın ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Yeniçeri Ocağı ile beraber veya ondan sonra kurulduğu tahmin edilmektedir.
Cebeci Ocağı'na girecek olanlar Acemi oğullarının arasından seçilirdi. Ancak daha sonra Cebecilerin evlenmelerine izin verilince, cebeci çocukları da ocağa kaydedildi. Acemi Ocağı'nın bozulması üzerine dışarıdan kayıtlar da yapıldı. Cebecilerin sakat ve yaşlıları Ocak Kanunu gereğince emekli edilirlerdi. Emekli maaşıyla ocak maaşı beraber verilirdi.
Padişah veya sadrazam sefere çıkarsa, Cebecilerin hepsi sefere katılır, serasker veya başka biri sefere gönderilirse belirli miktarda Cebeci sefere iştirak ederdi.
Cebeciler diğer Kapıkulu ocakları gibi orta denilen 38 bölüğe ayrılmıştı. Bunlardan birinci Cebeci ortası 59 bölüktü. Cebeciler tüfengi, kaygani, burgui tahir (temizleyici), perdahı, terzi gibi çeşitli sanat kollarına ayrılıyorlardı. Cebeciler arasında ayrı bir sınıf olarak humbara dökücüleri, barutçular ve lağımcılar da vardı. Cebecilerden serdengeçti yazılanlar da olurdu.
Cebeci Ocağı'nın en büyük subayı cebecibaşı idi. Yeniçerilerin devlet merkezinde silah taşımaları, yasak olduğundan bunların talim zamanında kullanacakları tüfekleri cebecibaşılar verir ve işleri bitince tekrar geri alırlardı. Cebeci Ocağı ihtiyacı olan silahları kendi atölyelerinde yapardı. Gerektiğinde bu malzemeler ocak dışında da yaptırılabilirdi. Cebecibaşı ayrıca Ayasofya, Hocapaşa ve Ahırkapı taraflarının asayişini sağlamakla da görevliydi. Ocakta ayrıca dört kethüda ve bir de başçavuş vardı. Bunlardan başka bölük ve orta kumandanları ve bunların bir derece aşağısında odabaşıları ve diğer küçük subaylar bulunurdu. Ocakta cebeciler katibi ve kesedar gibi kalem subayları da bulunurdu. Bunların görevi ulufe ve malzeme defterlerini tutmaktı.
Kalelere silah ve cephane gönderilmesi, kalelerdeki cephanenin muhafazası, ocaktan gönderilen cebecilerin göreviydi. Kalelerdeki cephane, silah, barut ve savaş malzemelerinin kontrolü de cebecibaşı tarafından yapılırdı. Cebecilerin kale görevleri üç yıl süreyle olurdu. Bu süreyi bitiren Cebeci merkeze alınır ve yerine bir başkası görevlendirilirdi.
Cebecilerin kışlası Ayasofya Camii karşısında idi. Burada savaş malzemelerini tamir ettikleri bir atölye de bulunuyordu.
Cebeci Ocağı, Yeniçeri Ocağı'nın isyanlarına katıldıkları için, Yeniçeri Ocağı ile birlikte lağv edildi (1826). Cebeci Ocağı'nın kaldırılmasından sonra yeni bir kanun ile cephane efradı toplanmıştır. 1054 kişiden kurulu olan yeni cebeciler sağ kol ve sol kol diye ikiye ayrılmışlardır.
Cebeci Ocağı yalnız İstanbul'da değildi. Anadolu'da da cebeci ocakları vardı. Ankara'daki Cebeci semti, ismini bölgedeki ocaktan almıştır.
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

20 Temmuz 2012 / HipHopRocK Osmanlı İmparatorluğu
29 Nisan 2010 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
27 Haziran 2012 / HipHopRocK Taslak Konular
30 Mart 2010 / asla_asla_deme Osmanlı İmparatorluğu
31 Temmuz 2012 / Efulim Taslak Konular