Arama

Osmanlı Kurumları - Topçu Ocağı

Güncelleme: 14 Aralık 2012 Gösterim: 10.109 Cevap: 4
HipHopRocK - avatarı
HipHopRocK
Ziyaretçi
12 Mart 2009       Mesaj #1
HipHopRocK - avatarı
Ziyaretçi
Topçu Ocağı

Sponsorlu Bağlantılar
Topçu Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Kapıkulu Ocakları'nın yaya kısmına mensup, top dökmek ve kullanmakla vazifeli askerlerin bağlı olduğu ocaktır.
Sultan I. Murad devrinde yeniçeri ocağının teşkilinden hemen sonra, acemi ocağından alınan askerlerle ilk olarak topçu ocağı kuruldu. İstanbul’un fethinden sonra, Galata suru dışında Tophane denilen yerde topçu kışlaları ve sabit top dökümhânesi yapıldı. Zaman içinde, Belgrad, Budin, Temaşvar, İşkodra, Gülamber, Provişte gibi yerlerde ihtiyaca göre tophaneler kurulup top döktürüldü.
Topçu ocağına sertopi adıyla da anılan topçubaşı nezaret ederdi. Onun emrinde bulunan dökücübaşı (serihtegân), dökümhâneden sorumluydu. Onun da maiyetinde; yardımcısı, tâmirci, dökümcü, burgucu, yamacı, demirci, marangoz gibi zanaatkârlar bulunurdu.
Tophanenin, hesap ve alım-satım işlerine tophane emini bakardı. İmalât ve ihtiyaçlarından da Tophane Nazırı mesuldü. Topları kullanmak ise, ağa bölükleriyle cemaat ortaları'nın vazifesiydi. Beş ağa bölüğü ve yetmiş cemaat ortası vardı. Her orta veya bölükte bir çorbacı, bir odabaşı ve diğer küçük rütbeli subaylar bulunurdu. Ocak kethüdası, ocak çavuşu ve katibi de, bu ocağın büyük amirleriydi. Topçu ocağı, sarı-kırmızı bayrak taşırdı.

150px Artilerijas karogs

Topçu Sancağı

150px Topcubasi

Keçeli Nefer
Yeniçeri Neferi
Nizamı Cedid Binbaşışı Selim III. Kurduğu Yeni Orduda Binbaşı
Topçu Başı Topçu Kumandanı
Binbaşı Mahmud II’nin Kurduğu Yeni Orduda Binbaşı

150px Suvari Topcu

150px TopC3A7u

Bir minyatürde topçu ocağı askeri.



asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
30 Mart 2010       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Osmanlı Devleti'nde Kapıkulu ocaklarına bağlı, top yapmak ve savaşlarda top kullanmakla görevli ocak.

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlılarda top, ilk defa I. Kosova Savaşı sırasında I. Murad tarafından döktürülmüştür. Fatih Sultan Mehmed'den sonra gelişmeye başlayan topçuluk, XVII. yüzyıldan itibaren Avrupa'daki gelişmeleri takip edemeyerek gerilemeye başlamıştır. Osmanlı topçuluğundaki gerilemeyi farkeden Sultan III. Mustafa, topçu ocağına hiç dokunmaksızın, 1774'te çıkardığı Hattı Hümayun ile topçu ocağında askeri bir reform yaparak sürat topçuları (Sahra Topçusu) sınıfını kurdu. 37 takım halinde kurulmuştur

MsXLabs.org & OT

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Nisan 2010       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Top dökmek, top atmak ve top mermisi yapmak gayesiyle teskil edilen bu ocak da, Kapikulu ocaklarinin yaya kismindandi. Efradi, Acemi Ocagi'ndan saglanirdi. Osmanli ordusunda ilk top, Sultan I. Murad zamaninda 1389 yilinda Kosova Meydan Muharebesinde kullanilmistir. Yildirim Beyâzid tarafindan da gerek Istanbul muhasaralarinda gerekse Nigbolu kusatmasinda topun bir silah olarak kullanildigi, Asikpasazâde tarafindan anlatilmaktadir. Görüldügü gibi Osmanli Devleti'nin daha baslangiç yillarinda top, ordunun ayrilmaz bir parçasi haline gelmistir. Bununla beraber topun silahli kuvvetlerin agir ve önemli bir silahi olarak ordu ve donanmaya yerlesmesini saglayan, Fâtih Sultan Mehmet olmustur. Kale yikan büyük toplar ile havan topunun mucidinin de Fâtih Sultan Mehmed oldugu belirtilmektedir. Bu silahin, askeriyedeki önemi o kadar büyümüs ve devlet ona o kadar ehemmiyet vermistir ki, patlatilamayan bir topun patlamasini temin eden kimseleri bile her türlü vergi ve rüsûmdan muaf saymistir.
Topçu ocaginin top döken kismi ile top kullanan bölükleri ayri ayri idiler. Toplar, her zaman devlet merkezinde veya fabrikalarinda döktürülmezlerdi. Bazen kale muhasaralarinda kalelerin önünde de top imal edildigi görülmektedir. Nitekim Sultan II. Murad zamanindaki Mora ve Arnavutluk seferlerinde, daha sonra da Istanbul kusatmasinda develerle getirilen malzeme ile buralarda toplar döktürülmüstü.
Osmanlilar, gelecekteki ihtiyaçlarini karsilamak ve devamli bir sekilde hazirlikli bulunmak gayesiyle Istanbul'un disinda da top fabrikalari kurmuslardi. Bu fabrikalar, hudud veya hududa yakin yerlerde idi. Bu yerler:
Belgrad, Semendire sancaginin Baç (Beç) madeni, Budin, Içkodra, Praviste, Timasvar ile Asya'da Iran sinirina yakin Kerkük'ün Gülanber kalesi idi. Bu toplarin mermilerini yapan fabrikalar da Bilecik, Van, Kigi, Kamengrad, Novaberda ve Baç'da idi. Bu mermiler (yuvarlak=gülle) için de ayri ayri yerlerde depolar yaptirilmisti. Her yil ne kadar mermi ve gülle dökülecegi, Divan tarafindan planlanip Topçubasina bildirilirdi. Dökümhanelere de buna göre emir giderdi. Bir gülle dökümhanesinin yillik ortalama kapasitesi 20-24 bin aded arasinda degisiyordu. Bu mermilerin en küçükleri 320 gram agirliginda idi. Bunlar, "Sahî" denilen toplarin gülleleri idi. Sahîler, katir sirtinda tasinabilen ve yalniz iki topçu eri tarafindan kullanilabilen küçük, pratik, atesi seri ve müessir toplardi. "înce Donanma"yi meydana getiren nehir gemilerinde de bunlar kullanilirdi. Kale muhasaralarinda surlari yikmak için kullanilan toplar daha büyüktü. Bu toplarin gülleleri 70 kg. agirliginda idi. Top mermisi döken madenlerde dökücü ustalari ve yeterince isçi vardi Dökücüler, Istanbul'daki Tophaneden gönderilirlerdi.
Osmanlilar, sadece madenî degil, tas gülle de kullanmislardi. Bu gülleleri demir olanlardan ayirmak için "Tas gülle" tabirini kullaniyorlardi.
Topçu ocaginin en büyük zâbitine (subayina) "Sertopî" veya "Topçubasi" denirdi. Bundan baska Dökümcübasi, Ocak kethüdasi ve çavusu gibi yüksek rütbeli subaylari ile "Çorbaci" veya "Bölükbasi", Dökücü halifeleri" gibi subaylari ile Ocak katibi vardi.
Tophanede sivil memurlar da istihdam ediliyordu. Bunlar, Tophane Nâzin ile Tophane Emini idi. Tophane Emini, tophaneye alinan ve sarf edilen esyanin defterini tutar ve her sene hesabini verirdi. Tophane levazimi, bunun eli ile tedarik edildiginden vazifesi çok önemli idi. Bütün bunlardan anlasildigina göre Topçubasi, Dökümcübasi, Tophane naziri, top dökümcüleri kethüdasi, Tophane emini ve Topçu çavusu Tophane ocaginin yüksek rütbeli subaylarindandi.
Topçular, sayica "Cebeciler"e yakin idiler. XVI. asirda ocagin mevcudu 1204 nefer iken, XVII. asirda bu sayi 2026'ya kadar yükselmistir. Onyedinci asrin sonlarinda muharebelerin devami yüzünden sayilari 5084'e kadar çikmistir.
Oldukça islah edilmesine ragmen Sultan III. Selim'in tahttan indirilmesi (hal') esnasinda Kabakçi Mustafa'ya iltihak eden Topçu ocagi, isyana istirak etmisti. Halbuki Sultan Selim, bu ocagin, zamanin sartlarina göre islâh edilmesine ehemmiyet vermis, derece ve itibarlarini artirmisti. Vak'a-i hayriye esnasinda topçular, devlete sadik kalarak Humbaraci ve Lagimci ocaklari ile birlikte "Sancag-i Serif altina gelmislerdi. Yeniçeri ocaginin ilgasindan sonra Topçu ocagi yeni sekle göre tertip edilmisti.
Topçu ocagi ile çok yakindan ilgisi bulunan bir ocak daha vardir ki, bu da "Top Arabacilari Ocagi"dir. Osmanlilarin ilk dönemlerinde kullanilan toplar, deve, katir ve beygirlerle naklolunan küçük ve hafif toplardi. XV. asirdan sonra topçulugun büyük ölçüde gelismesi üzerine ve büyük toplarin dökülmesinden sonra, yenilik yapan Osmanlilar, bunlari araba ile savasa götürmeye basladilar. Demek oluyor ki bu ocak, toplarin daha ziyade tekemmül ederek arabalarla tasinmasindan sonra dogmustur. Arabacibasi adinda bir subayin komutasinda bulunan bu ocak da çesitli ortalara ayrilmisti.
MsXLabs.org & OT
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #4
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Topçu Ocağı

Topçu Ocağı Kapıkulu ocaklarının yaya kısmına bağlı müstakil ocak.
Osmanlılarda ilk top kullanılması XIV. yüzyılın ikinci yarısında başlar. I. Murad zamanında ve I. Kosova Savaşı'nda top kullanılmıştır. Niğbolu Savaşı'nda, I. Bayezid'in İstanbul kuşatmasında Osmanlılar top kullanmışlardır. I. Murad zamanında bir Topçu Ocağı olduğu muhakkaktır. Bu suretle Topçu Ocağı'nın Yeniçeri Ocağı'ndan biraz sonra kurulmuş olduğu sonucuna varılır. D'ohsson Topçu Ocağı'nın II. Murad zamanında kurulduğunu iddia etmektedir.
Topçu Ocağı kurulduktan sonra Acemi Ocağı'ndan asker alınmaya başlandı. Top dökmek ve savaşta top kullanmak üzere iki sınıf halinde kurulan ocağa alınan erler şagird olarak deftere geçerdi. Kapıkullarının evlenmelerine izin verilince Topçu ocaklarının babalarının ocaklarına kaydedilmeleri kanun oldu. Topçu Ocağı erlerinden iyi hizmet edenler ya ortalarında terfi ederler veya bölüğe, tımara çıkarılırlardı.
Topçu kışlaları ile top dökümhanesi Galata suru haricinde Kılıç Ali Paşa Camii civarında idi. Topçu Ocağı kışlası III. Selim zamanında genişletilmiş, Tophane'de çıkan bir yangın sonucu Topçu kışlaları ve dökümhaneyi yakmış ve 1823'te bu bölgeler yeniden yapılmıştır.
Top dökümünün şefi dökümcübaşı idi. Bunun bir de muavini vardı. Dökümcübaşının maiyetinde çalışan burgucu, yamacı, kefçegir, çırakcı, dökümcü, haddad, neccar vs. gibi sanatkarlar vardı. Her top dökülüşünde sadrazam ve diğer devlet adamları tophaneye gelir ve top dökümüne nezaret ederlerdi.
Osmanlılar en kuvvetli dönemlerinde ülkenin çeşitli yerlerinde top fabrikası inşa etmişler ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli yerlerde top gülleleri hazır bulundurmuşlardır. İstanbul'dan başka Semendire Sancağı'nın Baç Madeni, Budin, İşkodra, Pravişte, Doğuda Gülanber'de fabrikalar kurularak top döktürülmüştü. Bunlardan başka Anadolu'da Bilecik, Van, Kiğı, Bosna'da Kamengrad, Baç, Novoberda madenlerinde top yuvarlağı denilen gülleler dökülürdü. Top gülleleri her sene muhtelif çapta ye mühim miktarda dökülürdü. 1564 senesinde Rudnik madeninde 2217 gülle dökülmüştü.
Topların nakilleri Anadolu'da yaya ve müsellemlere, Rumeli'de yörüklere ve daha sonra Evlad-ı Fatihan'a aitti. Top ve güllelerin bazıları araba ile gönderilir, Baç madenindekiler ise Tuna kayıkları ile Varna iskelesine oradan da gemilerle İstanbul'a getirtilerek top mahzenine konulurdu.
Osmanlı ordusunda çeşitli isimler altında ve başka başka çaplarda toplar kullanılmıştır. İstanbul'un fethinde, şayka, prankı ve havayi denilen havan topları, XVI.yüzyılda Tophane'den çıkan topların muhasebesi dolayısı ile düzenlenen defterde ise bacalaşko, zarbazen, havayi, şayka, prankı gibi toplardan bahsedilmektedir. Osmanlılar demir, bakır ve tunçtan top dökerlerdi.
Kalelerdeki top ve cephaneler zaman zaman yoklanır ve noksanları ikmal edilirdi. Osmanlılar özellikle sahildeki kalelerin bütün teçhizatının eksik olmamasına dikkat ederlerdi.
Topçu ortaları efradı ilk zamanlarda katır ve develerle nakledilen hafif toplarla beraber savaşa katılıyorlardı. Topların nakli için daha sonra Toparabacıları Ocağı kurulmuştur. Ağır olup kalekup denilen kaleleri dövmeye mahsus toplar verilen emre göre ya geriden gelir veya hiç savaşa götürülmezdi.
Topçular Tophane'de iki gün atış talimleri yaparlardı. Kapıkulu ve Dergah-ı ali Topçuları sınır ve sahil kalelerinde görevlendirilirlerdi. Bunların amirine Topçular Ağası, Topçubaşı veya Sertopi denilirdi. Bunlar Tophane semti ile Beyoğlu taraflarının muhafazası ve asayişinden sorumlu idiler. Topçu Ocağı kumandanı padişah sefere gitmedikçe sefere katılmazdı. Fakat 1574 tarihinden itibaren topçubaşıların serdar-ı ekremle sefere çıkmaları kanun oldu. Tophanede sivil memurlardan olmak üzere Tophane nazırı ve Tophane emini vardı.
Bir topçu şagirdi nefer topluluğuna geçmek için kendi sahasında dökücü veya topçu imtihanı verir ve o suretle dirlik sahibi olurdu. Topçu ortaları Nizam-ı Cedid'e kadar Ağa Bölüğü ve Cemaat olarak iki kısımdı. Bunlardan Ağa Bölüğü birinci cemaat ismi altında beş bölüğe ayrılmış olup, ikinci cemaatten 72. cemaate kadar devam etmekte idi. En kalabalık bölük de Birinci Ağa Bölüğü'dür.
III. Mustafa 1774'de bir ferman ile sürat topçularını kurdurdu. III. Mustafa'nın ölümüyle kaldırılan bu teşkilat 1782'de tekrar kuruldu. Sürat topçularının hizmet süresi üç seneydi. Osmanlı ordusundaki topçu mevcudu XVI. yüzyılın ilk yansında 1204'tü. Bu yüzyılın sonlarında mevcut 4000 "e yükselmiştir. Köprülüler devrinde 2026, XVII. yüzyıl sonlarında ise 5084, 1743'te 2000, XIX. yüzyılın başlarında ise 5000'den fazladır.
Topçu Ocağı III. Selim'in hal'inde Kabakçı Mustafa isyanına katılmıştı, Vaka-yı Hayriye sırasında topçular hükumete sadık kalarak Sancak-ı Şerif altına gelmişlerdi. Bu sebeple Yeniçeri Ocağı'nın ilgasından sonra Topçu Ocağı yeni şekle göre tertip edildi.
Sen sadece aynasin...
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
14 Aralık 2012       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
TOPÇU OCAĞI
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kapıkulu Ocakları'na bağlı bir ocak.

Topçu Ocağı'nın, top dökmek ve savaşlarda top kullanmak üzere iki ana görevi vardı. Topçu Ocağı I. Murat zamanında kuruldu. Özellikle II. Mehmet (Fatih) zamanında çok gelişti. İstanbul'un alınmasından sonra Galata semtinde bir topçu kışlasıyla bir top dökümhanesi inşa edildi. Topçu Ocağı'nın başında bulunan komutanı topçubaşıydı. Ayrıca ocakta, dökümcü, burgucu, demirci, marangoz gibi sanatkârlar da vardı.

Osmanlı İmparatorluğu'nda İstanbul'dan başka Belgrad, Budin, Temeşvar gibi önemli kalelerde de top dükümhaneleri ve her büyük kalede topçu erleri bulunurdu. Top gülleleriyse Anadolu'da ve Rumeli'de çeşitli yerlerde hazırlanırdı. Osmanlı İmparatorluğu topçuluk alanında Avrupalılara olan üstünlüğünü 16. yüzyılın sonlarına kadar, özellikle kale dövmekte kullanılan ağır toplar konusunda koruyabildi.

Ancak 17. ve 18. yüzyıllarda, özellikle hareket ve ateş hızına sahip toplarda üstünlük Avrupalılara geçti. Bu bakımdan topçuluk Osmanlı İmparatorluğu'nda askerî ıslahatın başladığı ilk alanlardan biri oldu. Topçu Ocağı, diğer Kapıkulu Ocakları, özellikle Yeniçeri Ocağı gibi bir isyan ve anarşi ocağı olmadı. Bu özelliklerinden dolayı Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasında devletin yanında yer aldı ve Vakai Hayriye'de önemli bir rol oynadı.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

20 Temmuz 2012 / HipHopRocK Osmanlı İmparatorluğu
29 Nisan 2010 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
27 Haziran 2012 / HipHopRocK Taslak Konular
30 Mart 2010 / asla_asla_deme Osmanlı İmparatorluğu
31 Temmuz 2012 / Efulim Taslak Konular