Arama

Osmanlı Kurumları - Ases Teşkilatı (Asesler)

Güncelleme: 15 Nisan 2013 Gösterim: 3.981 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ağustos 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ases Teşkilatı (Asesler)
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Asesler (Ases Teşkilatı)
Osmanlı Devleti'nde, şehirlerde geceleri dolaşan güvenlik kuvvetine verilen isim.

Ases teşkilatı, İlhanlılardan Selçuklulara, oradan da Osmanlılara geçti. Bu teşkilata, İlhanlılar Devletinde “emaret-i ases” denirdi. Osmanlılarda Fatih Sultan Mehmed döneminde kurulan aseslik teşkilatının başında, Yeniçeri Ocağı'nı meydana getiren ortalardan yirmi sekizinci ortanın çorbacısı bulunurdu. Bu çorbacıya, asesbaşı denirdi. Bugünkü manâda emniyet müdürüne karşılık gelmektedir.

Asesbaşı idaresindeki asesler, geceleri, asayişi temin etmek için dolaşırlar, yasak yerlerde rastladıkları şüpheli kişileri yakalarlar, kimliklerini soruştururlar, suçlu olanları cezalandırırlardı. Suçsuz olanları ise, yasak yerlerde dolaştıklarından ötürü para cezasına çarptırırlardı. Yeniçeri ağasının yakaladığı kimselerin hapsi ile asesbaşı ilgilenirdi. İstanbul içindeki Tomruklar ile Babacafer zindanları da asesbaşının emri altındaydı.

Asesbaşı, merasimlerde ve kapıkulu ocaklarının sefere çıkışlarında, beş yüz kadar olan maiyeti ile yolun iki tarafına dizilerek düzeni sağlardı. Vezir-i azam divanında ve vezir-i azamın İstanbul’da kol gezdiği zamanlarda, bir kısım asesiyle birlikte asesbaşı da bulunurdu. Narh denetiminde subaşıyla birlikte sadrazama yardımcı olurdu. Yeniçerilere ulufe dağıtımına, Muhzır Ağa ile birlikte müşahit olarak katılırdı. Elçi karşılama ve kabul resimlerinde, protokolde yer alırdı.

Asesbaşı, başına yeşil çuhadan çatal kalafat, arkasına zağra yakalı ve yeşil divan kürkü, bacağına ak çakşır, ayağına da sarı yemeni giyerdi. Devlet merkezi olan İstanbul’da, biri Galata’da diğeri Suriçi’nde olmak üzere iki asesbaşı vardı. Fakat, Suriçi Asesbaşısı üstün dereceliydi. Asesbaşı, Babıali’de bulunduğu için, kendisinin yeniçeri ağası dairesinde bir emir eri bulunurdu. Yeniçeri ağası, asesbaşına bu emir eri ile emir gönderirdi. Diğer şehir ve kasabalarda da, ases adı altında emniyet teşkilatı ve buna ait vergiler vardı.



bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
15 Nisan 2013       Mesaj #2
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Asesler

Sponsorlu Bağlantılar
Kolluk kuvvetlerinin şehir içinde inzibatı ve asayişi sağlamak amacıyla çarşı ve pazarlarla mahalle aralarında dolaşmalarına gece veya gündüz dolaşmasına kola çıkmak da denilirdi. Sadrazamlar, Yeniçeri ağaları, kaptan paşalar bile zaman zaman kola çıkarlar, yolsuz hareketi görülenleri te'dip ederlerdi. Ancak bu görev Yeniçeri Ocağı'nm Yirmisekizinci Orta'sının efradını oluşturan aseslere verilmişti.
Gece veya gündüz şüpheli görülen kişiler asesler tarafından yakalanırlar, durumlarında, eylemlerinde suç unsuru görülürse şer'î cezası verilmek üzere kadı önüne çıkarırlardı. Eğer suç değil de kabahat türünde kusurları varsa asesbaşı'na tanınmış "tazîr" yetkisi içinde kalarak kendisine örfî cezalar uygularlardı. "Yasakçı kulu" gibi görev yaptıklarından bazı cezaları uygu-lama yetkileri vardı. Tutukluları teslim alıp hapse koymak da aseslerin işiydi. Ancak suç işleyen yeniçerileri yakalayıp Yeniçeri Ocağı'na teslim etmekle "bostancı mumcusu" görevliydi.

Çarşı ve pazar yerlerinde güvenlik hizmetleri yaparlar, karşılığında, esnaftan "asesiye" adıyla para toplarlardı. Biri İstanbul ve diğeri Galata'da olmak üzere iki asesbaşı vardı. İstanbul ases başısı'nm derecesi Galata'dan daha yüksekti.
Taşra şehir ve ilçelerinde de asesbaşı emrinde olarak aynı görevler yapılırdı. İstanbul dışındaki kentlerde ve büyük kasabalarda görevlendirilen asesler de gece devriye gezerler, şüpheli ve suçluları yakalayıp kadıya teslim ederler ya da yetkileri içinde bulunan cezaları uygularlardı.

Asesbaşı, narh denetiminde subaşıyla birlikte Sadrâzama eşlik ederdi. Dîvân-ı Hümayun ve Ağakapısi'nda toplanan Ağa Divânı toplantılarında, Yeniçerilere ulûfe dağıtımı, elçi karşılama ve kabul törenlerinde hazır bulunurdu. Bu görevleri sırasında yeşil çuhadan çatal kalafat, zağra yakalı ve yeşil kaplı Divân kürkü, ak çakşır, ayaklarına da sarı yemeni giyerdi.

İstanbul'daki Tomruklar ve Babacafer zindanları da asesbaşının yönetimi altındaydı. Yeniçeri Ocağı'ndan idam cezasına çarptırılanlar hükmün yerine getirilmesi için ona teslim edilirdi.





kaynak: 99 soruda Osmanlı

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

20 Ağustos 2013 / ThinkerBeLL Osmanlı İmparatorluğu
2 Nisan 2010 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
27 Haziran 2011 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
20 Ağustos 2009 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
20 Ağustos 2009 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu