Arama

Osmanlı Devleti'nin Deniz Seferleri

Güncelleme: 12 Mart 2010 Gösterim: 18.529 Cevap: 1
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
25 Kasım 2009       Mesaj #1
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı Devleti'nin Deniz Seferleri:
  • İstanbul’un alınmasıyla birlikte, Akdeniz ile Karadeniz arasındaki tek su yolu olan İstanbul ve Çanakkale Boğazları Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçti.
  • Fatih Sultan Mehmet, denizciliğe önem verdi. Çeşitli yerlerde tersaneler kurarak denizlerde Venedik ve Cenevizlilerle mücadele edecek duruma geldi.
  • Fatih Sultan Mehmet, Karadeniz Bölgesi’ne seferler düzenledi , hedefi Karadeniz’i bir Türk gölü haline getirmekti.
  • Amasra'nın alınması; Batı Karadeniz’de önemli bir ticaret merkezi olan Amasra, Cenevizlilerin elinde idi. Denizden ve karadan kuşatılan Amasra fethedildi.
  • Sinop, İsfandiyaroğulları (Candaroğulları)nın elinde idi. Fatih bu beyliğin üzerine bir ordu göndererek şehri topraklarına kattı.
  • Trabzon'un 1461 de alınması; IV. Haçlı Seferi sonunda Trabzon’da bir Rum Devleti kurulmuştu. Rum imparatorları Bizans’lılarla aynı soydandılar ve Osmanlı Devleti’ne karşı düşmanca bir tutum içerisindeydiler. Fatih, Trabzon’u karadan ve denizden kuşattı.Zor durumda kalan Rum kralı şehri teslim etti. Böylece Trabzon da Osmanlı topraklarına katıldı (1461).
  • Kırım seferi: Kırım halkı ile Cenevizliler arasında anlaşmazlıklar yaşanıyordu. Kırım halkının Cenevizlilere karşı Osmanlılardan yardım istemesi üzerine Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki büyük bir donanmayı Kırım’a gönderdi. Venedik ve Cenevizlilerin elindeki şehirler ele geçirildi.
  • Ege adalarının alınması: Ege adalarının bir kısmı Rodos Şövalyeleri’nin bir kısmı Venediklilerin bir kısmı da Cenevizlilerin elinde idi. Ege Denizi’ndeki Gökçeada, Taşoz, Semadirek, Bozcaada, Limni, Eğriboz ve Midilli adaları fethedildi.
  • Osmanlı - Venedik savaşı: Osmanlı Devleti ile Venedikliler arasında başlayan savaş on altı yıl (1463-1479) sürdü. Venedikliler 1479’da anlaşma yapmak zorunda kaldı. Venedikliler; Osmanlılara bazı toprakları ve yıllık vergi vermeyi kabul etti. Buna karşılık Osmanlı Devleti de Venediklilere Osmanlı kara sularında serbestçe ticaret yapma ve Osmanlı limanlarından yararlanma hakkı verdi.
  • Rodos'un Fethi - 1521 : Rodos adası Saint Jan Şövalyelerinin elinde bir korsan yatağı idi. Rodos, Kanuni Sultan Süleyman'ın katıldığı şiddetli bir kuşatma sonunda alındı (1521).
  • Sakız Adası’nın Fethi : Cenevizlilerin elinde bulunan Sakız adası 1566’da fethedildi.
  • Cezayir seferi ve Hızır Reis: Hızır Reis ve kardeşleri İspanyolların elinden Cezayir’i alarak burada bir devlet kurdular. Venedik, İspanya, Papalık ve Malta şövalyelerinden oluşan bir Haçlı donanmasının kuruldu ve başına ünlü denizci Andrea Dorya getirildi. Haçlı donanması, Mora kıyılarına saldırınca Kanuni, Hızır Reis’i Osmanlı hizmetine çağırdı. İstanbul’a gelen Hızır Reis’i Osmanlı Kaptanı Deryalığına getirdi. Kendisine hayırlı anlamına gelen Hayrettin lakabını verdi. Hızır Reis’in Osmanlı hizmetine girmesiyle Cezayir, Osmanlı Devleti’ne bağlandı ve beylerbeylik haline getirildi (1533).
  • Preveze Deniz zaferi - 1538 : Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekizlilerden oluşan Andrea Dorya’nın komutasındaki Haçlı donanması ile Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Preveze’de karşı karşıya geldi. Osmanlı donanması Haçlı donanmasını ağır bir yenilgiye uğrattı.
  • Trablusgarp zaferi - 1551 : Kanuni, Turgut Reis’i Trablusgarp’ı fethetmekle görevlendirdi. Turgut Reis, Trablusgarp’ı İspanyollar’dan aldı (1551). Turgut Reis, bu başarısından dolayı Trablusgarp Beylerbeyliği’ne getirildi.
  • Kıbrıs'ın Fethedilmesi: 1570 - 1571 : Doğu Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, Venediklilerin elinde idi. II.Selim’in emri ile vezir Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı donanması bir yıllık kuşatmdan sonra Kıbrıs’ı fethetti (1571 ).
  • İnebahtı Deniş Savaşı - 1571: Kıbrıs’ın kuşatılması sırasında Venedikliler Avrupa devletlerinden yardım istemişlerdi. Papanın kışkırtmasıyla Osmanlılara karşı yeni bir Haçlı donanması oluşturuldu. Oluşturulan bu donanma Yunanistan’ın batısında İnebahtı Körfezi’nde ani bir baskın yaparak Osmanlı donanmasını yaktı (1571). Osmanlı Devleti, kaybedilen donanmanın yerine altı ay içerisinde daha büyük bir donanma kurdu. 1572’de Akdeniz’e açılan bu yeni donanmaya karşı koyamayan Venedikliler barış istemek zorunda kaldı.
  • Tunus'un alınması - 1574: Tunus, İspanyolların elindeydi. Buraya gönderilen donanma İspanyolları Tunus’tan çıkardı. Tunus, Osmanlı Devleti’ne bağlandı (1574).
  • Fas'ın alınması - 1577: Fas halkının Portekiz saldırısına karşı Osmanlı Devleti’nden yardım istemesi üzerine buraya yardım gönderildi. Fas’a giren Ramazan Paşa Vadiüsseyl Savaşı’nda Portekizlileri ağır bir yenilgiye uğrattı (1577). Portekiz kralı savaşta öldü.
  • Hindistan'daki müslümanların yardım istemesiyle de Kanuni zamanında bu bölgeye 1538 - 1553 yılları arasında dört deniz seferi yapıldı. Ancak başarısız oldu. Bu seferlerin sonucunda ise Yemen, Aden ve bazı kaleler ile Habeşistan’ın bir kısmı Osmanlı topraklarına katıldı. Arap Yarımadası tamamen Osmanlı Devleti’nin egemenliğine girdi. Kızıldeniz ve Basra Körfezi, Osmanlı denetimine girdi.

Sponsorlu Bağlantılar
MeLiSSiA - avatarı
MeLiSSiA
Ziyaretçi
12 Mart 2010       Mesaj #2
MeLiSSiA - avatarı
Ziyaretçi
İlk Deniz Savaşı

Sponsorlu Bağlantılar
Bir kara devleti olarak kurulan Osmanlı Devleti , daha Orhan Gazi zamanından itibaren denizciliğin önemini kavramış ve gelişmesinin denizcilik sayesinde daha kolay olacağını anlamıştı. Bu sebeple olacak ki 1321'lerden itibaren üç yönde denizlere çıkma hareketine başladı. Yıldırım Bayezid zamanında Gelibolu tersanesinin yapılması ile gelişmeye başlayan Osmanlı denizciliği, henüz Venediklilerle boy ölçüşebilecek bir güce sahip değildi.
Ege Denizi'nde Venediklilerce bağlı Andros adası beyi olan Pietro Zeno, Osmanlı ticaret gemilerine karsı düşmanca bir muamele içinde bulunduğu için hicrî 818 (M. 1415) yılında Gelibolu tersanesinde hazırlanan 30 kadırga, Çalı Bey komutasında Akdeniz'e çıkar. Otuz gemiden meydana gelen bu Osmanlı donanması, Venedikliler tarafından Türk ticaret gemilerine karsı girişilen hareketlere mukabele etmek üzere Andros, Paros ve Milos adalarına hücum etmiş, bir hayli de esir alıp dönmekte iken Eğriboz adası sahilinde rastladığı birkaç Venedik ticaret gemisini de zapt ederek geriye dönmüştü. Bu hadiseden bir sene sonra, Venediklilerin Pietro Loredano komutasında sevk ettikleri donanma, Lapseki önlerine gelir. Venedik amirali, Türkler tarafından kendisine bir taarruz olmadıkça, kendisinin taarruz etmemesi hakkında senatodan kesin talimat almıştı. Bu talimat gereği o, Türklerden zapt ettikleri gemileri geri isteyecekti. Bununla beraber her iki donanma da harp tertibatı almıştı. Tam bu sırada İstanbul taraflarından gelmekte olan bir Midili gemisini, Türklere ait olduğunu zannederek yakalamak isteyen Venedik amirali, geminin Osmanlı donanmasına doğru kaçıp onlara sığınması üzerine geminin kendisine verilmesini ister. Bu isteği red eden Osmanlı amirali, olaya müdahale ettiğinden Marmara adası ile Gelibolu arasında şiddetli bir muharebe meydana gelir. Henüz yeni gelişmekte olan Osmanlı donanması, bu ilk ciddi deniz muharebesinde maglub olurken komutanı (amiral) olan Çalı Bey de sehid olur (1 Rebiülahir 819/29 Mayıs 1416). Yaralanmış olan Venedik amirali ise Bozcaada'ya çekilir. 1417 yılında Pietro Loredano tekrar gelerek Lapseki'yi almak istediyse de muvaffak olamaz. Sonunda İmparator Manuel'in araya girmesi ile iki taraf arasında barış sağlanmış ve esirler iade edilmişti.

Öyle anlaşılıyor ki Osmanlılar, yeni öğrenmeye başladıkları bu denizcilik mesleğinde henüz tam bir olgunluğa erişmiş değillerdi. Bu sebeple, kahramanca savaşmış olmalarına rağmen Venediklilerle basa çıkamamışlardı. Zaten Venedikliler de kendileri ile denizde rekabet edebilecek bir gücü istemiyorlardı. Bunun için Osmanlı denizciliğini baltalamaya yönelik her çareye başvuruyorlardı. Nitekim bu ilk savaşta maglub olan Osmanlı donanması ve askerine karsı giriştikleri katliam bunun açık bir delili olarak tarih sayfalarında yer almaktadır. Gerek çağdaş tarihçi Dukas, gerekse daha sonraki tarihçiler bu katliamı tafsilatlı bir şekilde anlatırlar. Bunların verdiği bilgiye göre Gelibolu sahilinde cereyan eden muharebeyi Sevr eden çocuk ve kadınların gözleri önünde o anda ele geçirilen Osmanlı amiral gemisi ile altı kadırga ve altı çektirmede ele geçirilen bütün esirler, topluca öldürülerek büyük bir katliama tabi tutuldular. Bu arada bütün savaş boyunca yirmi yedi gemi, Venediklilerdin eline düştü. Ertesi gün, ölümden kurtulmuş bulunan esirler, tekrar gözden geçirildi. Bunlar içinde kendi istekleri ile Osmanlı gemilerinde bulunan Ceneviz, Katalan, Sicilyalı, Fransız ve Giritli gibi Hıristiyan gemiciler de, gemilerin seren direklerine asılmak suretiyle öldürüldüler. Bu arada Osmanlı amirali ile işbirliği yaptıklarını sandıkları vatandaşlarını da amiral gemisinde işkence ile öldürdüler. Katliamdan kurtulan Müslüman gemici ve askerlerin bir kısmi da idareleri altında bulunan Ege adalarına çalıştırılmak üzere götürüldüler.

Dukas, bu muharebedeki katliamı su ifadelerle nakl eder: "Evvela amiral Çalı Bey'in kadırgasına taarruz ederek, gemide mevcuda bütün erleri kılıçtan geçirdiler. Hatta Çalı Bey'i de yakalayarak vücudunu parça ettiler. Sonra başka kadırgalara da taarruz ederek bütün Türk kadırgalarını zapt ettiler. Türkleri, kanlarının ve çocuklarının gözleri önünde merhametsizce parçaladılar. Bu muharebe, Gelibolu'dan bir mil kadar uzakta cereyan etmişti.
Venedikliler, aksama doğru muharebeye son verdiler. 27 adet Türk gemisini alarak Bozcaada limanına girdiler. Burada tahkikat yaparak erler arasında Türk aslından olanları kâmilen boğazladılar. Hıristiyan erler hakkında da araştırma yaparak Türk donanmasına angarya olarak cebren (zorla) alinmiş olanların hayatlarını bağışladılar. Ücret ve diğer menfaat temini maksadıyla Türklerin hizmetine girmiş olanlarını Bozcaada'da kazıkladılar. Bütün adada çepeçevre bağ kütükleri ve bu kütüklerden sarkmış üzüm salkımları gibi asilmiş erler görünüyordu."

İstanbul'un fethinden tam otuz yedi sene önce cereyan eden bu hadise, Venediklilerdin vahşetini ortaya koymaktadır. Osmanlılar'ın, şimdiye kadar tanımadıkları ve şahidi olmadıkları böyle bir olay, onların daha sonra denizcilikte de maharet kese etmek için çok daha ciddi çalışmalarına sebep olmuştu.

Benzer Konular

22 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap
23 Şubat 2016 / Misafir Cevaplanmış
15 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
19 Aralık 2016 / Misafir Soru-Cevap
27 Aralık 2011 / zeynep betul Soru-Cevap