Arama

Osmanlı İmparatorluğu - Sayfa 5

Güncelleme: 20 Eylül 2017 Gösterim: 173.408 Cevap: 53
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
13 Haziran 2007       Mesaj #41
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
foto01


Sponsorlu Bağlantılar
Balkan Savaşında Bulgar zulmü: İdamdan Önce Son Namaz


foto02


Şam’da Azmzade Konağı (XIX. yy sonu)



foto04


Hereke Dokuma Fabrikası Halı Tezğahı

foto05


Hamidiye Kağıt Fabrikası

foto06


Feshane

foto07


Çuha fabrikası
foto08


Baruthane


foto09


Yıldız Çini Fabrikası

drzombie - avatarı
drzombie
Ziyaretçi
15 Nisan 2008       Mesaj #42
drzombie - avatarı
Ziyaretçi
OSMAN GAZİ'NİN OĞLU ORHAN GAZİ'YE VASİYETİ
.
Sponsorlu Bağlantılar

"Ey oğul! Her işten önce din işlerine dikkat et. Zira farizaya (farzlara) dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir. Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helala-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme!.. Zira yaratandan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz. Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz. Böyle kişilerin sadakati olsa ümmeti olduğu Peygamber-i Zişan'ın sadık tebligatı üzere hareket eder de şer'i şerifin dışına çıkmazdı. Zulümden, bid'atten sakın. Zulme ve bid'ate teşvik edenleri devletinden uzaklaştır. Çünkü böyleleri seni zevale uğratmış olurlar. Daima cihad ile devletini genişletmeye çalış. Çünkü uzun zaman sefer olunmazsa askerin secaatine; reislerin ve kumandanların bilgi, tedbir ve malumatına ağırlık ve noksanlık gelir. Böyle sefer işlerini bilenler ölür gider de yerine tecrübesiz kimseler gelir, bu yüzden de bir çok hatalar meydana gelir ki, bundan da devlet büyük zararlar görür. Beytü'l-mali koru! Devletin servetini çoğaltmaya çalış!.. Şer'i şerifin ölçüsüne göre sana ait olana kanaatle, ihtiyaçlarından ve gerekli olanlardan başka lüzumsuz yere telef etme, israftan kaçın. Askerinle, malınla gururlanma. Zira onlar Allah yolunda cihad için milletin işlerinin yerli yerinde görülmesi ve cihana adalet ve fazileti yayman için vasıtadırlar.
Sadakatle Allah rızası için çalışan devlet erkanını koru!.. Vefatlarından sonra böyle kimselerin çoluk-çocuğuna bak, ihtiyaçlarını karşıla.!..Halkından hiç kimsenin malına tecavüz etme!.. Hak edenlere yardım ile iltifat elini uzat, böylelerinin yakınlarını sıkıntıdan kurtar. Askeri erkanı iyi koru!.. Alimler, fazıllar, sanatkarlar, edipler; devletin bedeninin gücüdür. Bunlara iltifat ve ikramda bulun. Bir kemal sahibi işitince onunla yakınlık kur, dirlikler ver ve ihsan eyle!.. Hükümetinde ulema, fazıl kimseler, erbab-ı maarif çoğalsın, siyaset ve din işleri nizam bulsun!..
Benden ibret al ki, bu diyarlara zayıf bir bey olarak gelip haketmediğim halde bunca inayet-i celile-i Rabbaniye'ye mazhar oldum. Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedi'yi ve ashabını, başka sana tabi olanları koru. Allah'ın (c.c) hakkını ve kulların hukukunu gözet!.. Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Ve adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüs de Allah'ın yardımına güven. Halkını düşman istilasından ve zulme uğratılmaktan koru!.. Haksız yere hiç bir ferde layık olmayan muamelede bulunma!.. Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan".
büşra_sarah - avatarı
büşra_sarah
Ziyaretçi
13 Haziran 2012       Mesaj #43
büşra_sarah - avatarı
Ziyaretçi
os arma

Osmanlı İmparatorluğu ya da Osmanlı Devleti (Osmanlı Türkçesi: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه - Devlet-i ʿAliyye-i ʿOsmâniyye) 1299-1923 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk-İslam devleti. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler Türkiye'nin tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.
Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Gazi, Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır. Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması yaygın kabule göre 1299 yılında olmuştur. Ancak Prof. Dr. Halil İnalcık ve bazı diğer akademisyenler, Osmanlı Devleti'nin 1299'da Söğüt'te değil 1302'de Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Bafeus Savaşı sonrasında devlet niteliğini kazandığını iddia ederler. İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cebelitarık Boğazı (ve 1553'te Fas kıyıları'na, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde Sudan, Eritre, Somali ve Yemen'e uzanmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve vergiye bağlanmış Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar[16] (1627) ve Lundy(1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüştür. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır.[18]Osmanlı İmparatorluğu, eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir.

vikipedi[COLOR="#4E66FF"]

---------- Mesaj tarihi 09:24 ---------- Önceki mesaj tarihi 09:19 ----------

Beylik (1299 öncesi)
Osmanlı Devleti beylik dönemi

Beylik döneminin ne zaman başladığı belli değildir. Osman Gazi birliklerinin 1298 yılında İnegöl ve civarını fethetmesi sonucunda bağımsızlığını ilan etti. Bu dönemde beylik dönemi sona ermiştir.
Moğol İmparatorluğu döneminde kaçan Süleyman Şah komutasındaki Kayılar ilk olarak 1227 yılında Anadolu'ya geldiler. Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı Alaeddin Keykubad, Kayıları Karacadağ ve bölgesine yerleştirdi. Kayılar bu sırada 50.000 kişiydiler.Süleyman Şah'ın Fırat Nehri'nden geçerken, boğulması üzerine, Kayı Boyu'na mensup bazı kişiler Erzurum ve Erzincan civarına göç ettiler.Bazıları da Suriye ve yeniden anayurtlarına göç etti.
Ertuğrul Gazi ise Söğüt ve civarına yerleşti. Bu sırada buraları fethetti. Ertuğrul Gazi yaklaşık 1000 km2 civarı bir toprak fethetmişti. Ertuğrul Gazi tahminen 90 yada 83 yaşında ölmüştü. Aşiret Osman Bey'i seçti. Osman Gazi, devlete adını vermiştir.
DeRDeST - avatarı
DeRDeST
Ziyaretçi
27 Mayıs 2013       Mesaj #44
DeRDeST - avatarı
Ziyaretçi
Osmanli Padişahları Neden Hacca Gitmemişlerdir ? Genç Osman’ın Mldürülmesinde Hacca Gitmek İstemesinin Rolü Var Mıdır ?

Bu soru çokça sorulmaktadir. Ancak bu sorunun cevaplandirilacagi en güzel yer, II. Osman meselesidir. Zira II. Osman’in katli olayinda bu sorunun cevabi da verilmistir. Evvela haccin farz olmasinin sartlarini özetleyelim: Müslüman olmak; akilli olmak; ergen olmak; hac yolu için hem gida ve hem de yol masraflarini karsilayabilecek kadar zengin olmak; haccin farz oldugunu bilmek; yol emniyeti bulunmak.

Bu kisa izahlardan sonra, Osmanli Padisahlarinin neden hacca gitmediklerinin cevabini arayalim :

1) Islâm Hukukuna göre, cihâd, Müslümanlar için farz-i kifâyedir. Bu sebeple fert olarak bir Müslüman, açik bir düsman tehlikesi bulunmadigi müddetçe, farz-i ayn olan hacci farz-i kifâye olan cihâda tercih edebilecektir. Cihâd, fert olarak Müslümanlarin hac ibadetine engel olmayacaktir. Bunun tek istisnasi, düsmanin bertaraf edilebilmesi için hacca gidecek Müslümanlara da ihtiyaç olmasidir. Iste bu noktada halife ve sultânlarin hükmü, Müslüman fertlerden farklidir ve onlar için cihâd yani düsmanlarin hücumunu bertaraf ederek Müslümanlarin emniyetini saglamak ve bunun için gerekirse savasmak, farz-i ayndir. Hz. Peygamber’e hangi amelin daha faziletli oldugu soruldugunda, sirasiyla, Allah’a ve Peygamberine iman, Allah yolunda cihad ve hacc-i mebrûr cevabini vermistir. Sebebi bellidir; Müslümanlarin canini, malini ve namusunu korumak hukukullah da denilen kamu haklarindandir; yani cemiyete ait bir ibadettir. Bazan kamu haklarindan olan bir mesele, sahsî farzlardan daha ehemmiyetli hale gelmektedir. Iste burada da durum budur.

Osmanli Padisahlarinin II. Selim’e kadar gelenlerinin tamami, ömürlerinin yarisini Allah yolunda cihâd için seferlerde geçirmislerdir. Üzerlerine farz-i ayn olan ve hukukullah mahiyetinde bulunan cihâdi ve nizâm-i âlemin devamini, sahsî farz olan hacca tercih etmeleri için, Seyhülislâmlar fetvâ vermislerdir. II. Bâyezid Amasya’da vali iken hacca gitmeye niyetlenirken, sadrazam ve diger devlet erkâninin imzasi ile gönderilen mektupta, hemen gelip tahta geçmesi gerektigini, hacca gitmeyi halka ve devleti idare etme isi olmayanlara birakmasi icab ettigini tavsiye etmisler; aksi takdirde düsmanin cesaretlenerek Müslümanlara saldirmasina sebep olacagini ikaz eylemislerdir.

osman001

Ayni sekilde israrla hacca gitmek isteyen ve bu niyetinin bedelini caniyla ödeyen II. Osman’a, Kayinpederi ve Seyhülislâm olan Es’ad Efendi aynen su fetvâyi vermis ve fikihtaki bu hükmü özetlemistir: "Padisahlara hac lâzim degildir; oturup adl eylemek evlâdir. Câiz ki, bir fitne zuhûr eyleye". Verilen bu fetvâyi tasdik eden asrinin kutbu Aziz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri de, II. Osman’i fetvâya uymasi için ciddi ikaz eylemistir. Hatta bu meseleden dolayi Padisah’in askeri tahrik ettiniz tarzinda tahkirine hedef olan ve sonradan Seyhülislâmlik makamina gelen Yahya Efendi’nin ifadeleri de tamamen fikhin ölçülerine uygundur:

"Padisahim! Hâsâ ki, ulema duacilariniz eskiyayi tahrik ede. Ancak içten gelerek bu niyetinizi istemezdik. Sebebi budur ki, ecdadiniz etmemisler, bu tarike gitmemisler, günahimiz varsa ol kadarcadir."

Nitekim halk ve asker arasinda yayilan dedikoduyu özetleyen su cümleler de meseleyi açiklamaktadir:

"Nizâm-i âlem içün padisahlar hacci terk edegelmistir. Düsmanin ortaya çikmasi ve düsmanlarin memleketi karistirma ihtimali var iken, Memâlik-i Mahrûse’yi koyup gitmek hatadir.".

2) Bazi Islâm hukukçulari, bedeni sihhatli olma sartini açarak, sihhatli olsa bile tutuklu olma veya kendisini hacdan alikoyan zâlim idareciden korkmanin da haccin edâsini engelleyecegini ifade ederken, sultân ve o manadaki devlet yetkililerinin de mahbus yani tutuklu gibi kabul edilecegini; sadece beytülmal disinda kendine ait malindan haccin farz olacagini ve bu özür devam ettigi müddetçe ölünceye kadar hacca gidemeyebilecegini hükme baglamislardir. Günümüzdeki gibi ulasim imkânlarinin gelismedigi ve bir hac görevinin en az üç ay sürecegi bir asirda, Osmanli Padisahlarinin hacca gitmeleri gerektigini düsünmek, Islâm Hukukunu bilmemek olur. Kaldi ki, ömürlerinin yarisini cephede geçiren Padisahlarin, neden Misir’a kadar cihâda gidip de hacca varmadiklari da ileri sürülemez; zira ordunun basinda mücahid bir komutan olarak sefere giden padisahla, kendi sahsî ibadeti için üç ay memleketini yalniz birakan padisah bir tutulamaz. Bunun en müsahhas misâli II. Osman’a karsi askerin ve hatta halkin duydugu tepkidir. Islâm âlimleri, haccin sartlarindan olan yol emniyetini ihlal eden Karamita grubunun isyani sebebiyle, 326/937 tarihinden itibaren 20 yil kadar haccin farz olmadigini, çünkü yollarda anarsi yasanabilecegini ifade etmislerdir.

Özetle Osmanli Padisahlarina dinen bizzat hacca gitmeleri farz olmamistir. Ancak kendi yerlerine bedel olarak baskalarini mutlaka göndermislerdir. Ayrica Sultân Abdülaziz’in gizlice tebdil-i kiyafet ederek hacca gittigi söylenmektedir. Ancak elimizde bunu dogrulayacak bir vesika bulunmamaktadir .

Kaynak: Prof. Ahmet Akgündüz, Bilinmeyen Osmanli
Son düzenleyen _Yağmur_; 27 Mayıs 2013 15:19 Sebep: sayfa düzeni
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Şubat 2016       Mesaj #45
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Osman Gazi, siyasi ve askeri faaliyetlerine Bizans topraklari üzerinde basladi. 1281 yilinda Kayi Boyu'nun Beyi oldugunda, ilk is olarak birçok Türkmen boyunu etrafinda topladi. Osmanli tarihinin ilk savasi, Bursa'nin Inegöl kazasina 10 km uzaklikta bulunan Hamzabey köyünde gerçeklesen Ermeni-Beli savasidir (1284). Bu savasta Osman Gazi'nin yegeni Baykoca sehit düstü. Osmanli tarihindeki ilk kale fethi olan Kulaca Hisar'in fethi ise 1285 yilinda gerçeklesti. Bu siralarda Selçuklu Sultani Üçüncü Alaüddin Keykubad, Eskisehir ve Inönü taraflarini Osman Gazi'ye verdi. Osman Gazi 1291 yilinda Inegöl Tekfuru ile savasip Karacahisar'i aldi. Sakarya taraflarina akinlar düzenledi. Amcasi Dündar Bey Bizans Tekfurlari ile iliski kurdugu için 1298 yilinda öldürüldü. Osman Gazi'nin yogun siyasi ve sosyal faaliyetlerinin devam ettigi bu yillarda, Ilhanlilar Anadolu Selçuklu Sultani Üçüncü Alaüddin Keykubat'i sürgüne göndermisler ve Selçuklu Devleti tahtsiz kalmisti. Osmanli baskentinin Bilecik'e tasindigi, Selçuklu tahtinin bos kaldigi 1299 yilinda Osmanli Devleti'nin kuruldugu kabul edilmektedir. (Bazi kaynaklarda Osmanli Devleti'nin kurulus tarihi 27 Temmuz 1301 olarak geçmektedir. Bu tarihte Osmanli kuvvetleri Bizans ordusunu Bafeus Savasi'nda yenilgiye ugratmis ve bagimsizligini kazanmistir). 1300'de fethedilen Yenisehir kalesi, bir yil sonra Osmanli Devleti'nin baskenti yapilacaktir.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Şubat 2016       Mesaj #46
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Dönemler

Kuruluş Dönemi
Yükseliş Dönemi
Duraklama Dönemi
Gerileme Dönemi
Yıkılış Dönemi

Devlet Teşkilatı

Askeri Teşkilat
Devlet Teşkilatı
Dini Teşkilat
Eğitim Öğretim
Güzel Sanatlar
İhtisab
İktisadi Hayat, Sanayi ve Ticaret
İlim
İlmiye Teşkilatı
İmaret
Maliye
Nişancı
Ordu Teşkilatı
Saray Teşkilatı
Sosyal Hayat
Toprak İdaresi

Savaşlar

1.Balkan Savaşı
1.Dünya Savaşı
1.Kosova Savaşı
1.Viyana Kuşatması
2.Balkan Savaşı
2.Kosova Savaşı
2.Viyana Kuşatması
Ankara Savaşı
Belgradın Fethi
Cerba Savaşı
Çaldıran Savaşı
Eğri Kalesinin Fethi
Eğriboz Zaferi
Fas'ın Fethi
Hacova Zaferi
İnebahtı Savaşı
İstanbul'un Fethi
Kanije Kalesi Zaferi
Kıbrıs'ın Fethi
Kırım Savaşı
Kırım'ın Fethi
Kurtuluş Savaşı
Mercidabık Zaferi
Mohac Savaşı
Niğbolu Zaferi
Osmanlı-Rus Savaşları
Otlukbeli Savaşı
Preveze Savaşı
Prut Savaşı
Ridaniye Zaferi
Rodos'un Fethi
Rus-Avusturya Savaşı
Salakamen Savaşı
Sırp Sındığı Savaşı
Trablusgarp Savaşı
Trablusgarp'ın Fethi
Tunus'un Fethi
Varna Savaşı
Venedik Savaşı


Kuruluş Dönemi
Osmanli Beyliginin Kurulusu; Osman Bey, Oguz asiretlerinin ittifakiyla basa geçtikten sonra, siyasî ve dinî bakimdan Anadolu'nun en itibarli ve nüfuzlu tarikatlerinden Ahilerin mühim bir sahsiyeti olan Seyh Edebali'nin kizi ile evlenerek, gücünü artirmis idi. Bundan sonra Osman Gazi, Bizans'a karsi genisleme politikasini uygulayarak, Inegöl, Karacahisar ve Yarhisar'i ele geçirdi ve bölgenin mühim merkezlerinden olan Bilecik'i alarak, burayi beyligin merkezi yapti (1299). Bu tarih devletin kurulus tarihi olarak kabul edilir. Selçuklu Sultani III. Alaaddin Keykubad'in Ilhanli Hükümdari Gazan Han'in kuvvetleri tarafindan tutulup, Iran'a götürülmesi üzerine Selçuklu ümerasindan bazilari ve bölgedeki Türkmen beyleri Osman Bey'e teveccüh göstermis; Oguz an'anesine göre onun hâkimiyetini tanimayi kabul etmislerdir. Nitekim Oguz beyleri Oguz Han töresine göre tertip edilen bir törende Osman Bey'in önünde diz çökerek, onun verdigi kimizi içmek suretiyle tâbiyetlerini sunmuslardir. Ancak henüz küçük bir beylik durumundaki Osmanogullarinin, seklen de olsa bu dönemde, Ilhanli hâkimiyetini tanidiklari bilinmektedir. Osman Gazi, beyligini ilân ettikten sonra idaresi altindaki bölgeleri bes kisma ayirarak buralari güvendigi ve savaslarda yararlik gösteren kimselere tevcih etti. Oglu Orhan'a Sultanönü, büyük kardesi Gündüz Bey'e Eskisehir'i, Aykut Alp'e In-önü'yü, Hasan Alp'e Yarhisar'i ve Turgut Alp'e de Inegöl'ü verdi. Diger oglu Alaaddin'e ise seyh Edebali'nin emin ve nazirliginda, ailenin geçimi için, Bilecik ve havalisinin gelirleri tahsis edildi.1302'de Bursa tekfurunun liderliginde birlesen Rum tekfurlarinin Koyunhisar (Bafeon) savasinda agir bir maglûbiyet tatmalari, Osman Bey'in Bursa ve Kocaeli taraflarina akinlar yapmasini oldukça kolaylastirmisti. Bir taraftan Bursa öte taraftan Iznik Türk kusatmasi altinda tutuluyordu. Ancak yaslilik sebebiyle Osman Bey, fetihler için oglu Orhan'i görevlendirmisti. Nitekim 1324 yilinda Osman Bey vefat etti ve oglu Orhan Bey Osmanli tahtina çikti.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Şubat 2016       Mesaj #47
Safi - avatarı
SMD MiSiM
OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN ÇÖKÜŞ NEDENLERİ

İÇ NEDENLER
1 Başlangıçta devletin kuruluşunda itici bir güç olarak kullanılmış olan din faktörü yorum farklılığı nedeniyle daha sonraları yıkılışta önemli bir etkiye sahip olmuştur. Özellikle ULEMA adıyla ortaya çıkan din adamları sınıfı batıdaki Katolik kilisesi gibi hareket etmiştir. Bu durum devleti tüm alanlarda özellikle eğitim alanında bir yıkılışa götürmüştür.
2 Devleti yöneten kadrolar başlangıçta Türk kadrolardan oluşuyordu. Fatih’ten sonra devşirme sistemiyle kul adamlar kullanılmaya başlanınca milletle devlet arasında kopukluklar baş göstermiştir.
3 Başlangıçta olan gelir fazlalığı daha sonraki dönemde çeşitli nedenlerle azalınca ekonomi oldukça bozulmuştur. Ekonomi bozulunca toprak sistemi bozuldu. Nüfus artışı nedeniyle ve toprak düzeninin bozulmasıyla göçler başladı. Bu durum iç güvenliği oldukça olumsuz etkilemiştir.
4 Celali Ayaklanmaları, Anadolu insanı başlangıçta devletle hiçbir sorunu olmadığından rahat yaşıyordu. Ancak toprak düzeninin bozulması sonucu halk üzerine yüklenen vergiler artınca halk ya toprağı terk etmiş ya da çevredeki köylülerin birleşmesiyle ayaklanma yolunu seçmiştir. Bu durum Anadolu’nun kan gölü haline gelmesine neden oldu.
5 Sufi Ayaklanmaları, Devlet daha önce medreselerinde okuyan öğrencileri öğrenimleri bitince görevlendirebilirken öğrenci sayısının artışıyla her öğrenciye iş bulamaz hale gelince mezun olan öğrenciler köylülerle birleşerek ayaklanma çıkarmaya başladılar. Bu ayaklanmalara sufi ayaklanmaları denir.

DIŞ NEDENLER

1 Avrupa’da ortaçağın bitmesiyle önemli bir gelişme yaşandı. Rönesans ve Reformla Avrupa dünya uygarlığının yeni lokomotifi haline gelmiş ve teknoloji üretmeye başlamıştır. Doğudan getirilen barut, saat, kağıt, pusula, matbaa daha da geliştirilerek büyük bir gelişme gösterilmiştir.
2 Avrupa’da güçlü devletlerin kurulması. Osmanlı’nın yükselişi sırasında Avrupa'daki karışıklık ve küçük devletlerin oluşu olumlu bir etki sağlarken daha sonraki süreçte büyük ve orta ölçekli ve köklü devletler kurulmaya başladı. Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, Fransa Krallığı, Avusturya Macaristan İmp'luğu Rus Çarlığı, İngiltere Krallığı ,İspanya Krallığı gibi ülkeler güçlü devletler olarak Osmanlı Devleti için tehdit oluşturmaya başlamıştır.
3 Rönesans ve Reformun sonuçlarından olmak üzere Deniz keşifleri yine Osmanlı Devletini olumsuz etkilemiştir. Denizden dünyanın keşfedilmesi yeni kıtalar ve yeni yaşam alanları Avrupa’nın fazla nüfusunu buralara göndererek rahatlamalarını sağlamış, Avrupa devletleri bu yerlerden altın, gümüş gibi değerli madenler elde etmişlerdir. Buralardan gelen kaynaklar içerde değerlendirilmiş gelişme hızlandırılmıştır. Deniz yollarının bulunması doğuya gidişi basitleştirmiş ve buradan mal alışverişi kolaylaşmıştır.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Şubat 2016       Mesaj #48
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YÜKSELME


Ad:  osmanlı1.JPG
Gösterim: 294
Boyut:  107.9 KB
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Şubat 2016       Mesaj #49
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KURULUŞ

Ad:  osmanlı2.JPG
Gösterim: 2181
Boyut:  105.0 KB
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Şubat 2016       Mesaj #50
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  osmanlı3.JPG
Gösterim: 272
Boyut:  80.7 KB

Ad:  osmanlı33.JPG
Gösterim: 327
Boyut:  51.1 KB
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

21 Ağustos 2008 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
6 Ekim 2010 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
3 Nisan 2009 / ThinkerBeLL Taslak Konular
27 Ekim 2005 / ByKatip Taslak Konular
23 Mart 2010 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu