Arama

Uyku-Uyanıklık Arası Hal

Güncelleme: 25 Ocak 2015 Gösterim: 10.052 Cevap: 3
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
13 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Uyku-Uyanıklık Arası
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Uyku-uyanıklık arası, tam uyanmadan önceki (hipnopompik) ve aynı zamanda, uykuya dalmadan önceki (hipnogojik) yarı uyku hali olup, ayırt edici özellikleri, beyindeki neo-korteks tabakalarının etkin olmaması, yani duyu organlarından bilgi gelmemesi ve beynin alfa dalgaları yayınlamasıdır. Halk arasında tavşan uykusu olarak da bilinir.
Uyku-uyanıklık arası denilen bu yarı uyku hali doğal olarak meydana geldiği gibi, çeşitli yöntemlerle (zen, yoga, uyaranların azaltılması, gevşeme vs.) yapay olarak da oluşturulabilir. Uyku-uyanıklık arası halde, göz kapakları kapalıyken gözyuvarların hareket etmeleri sözkonusu olabilir ki, bu göz hareketleri rüya görüldüğünü gösterirler. Kimi zaman paranormal algılamaların meydana geldiği rüyalarda imaj ve seslerin duyusal (beş duyu yoluyla) değil zihinsel algılanması sözkonusudur, REM uykusu). Uyku-uyanıklık arası, şuuraltı kapısının açıldığı hal olarak da belirtilir.
Metapsişik incelemelerde ve oto-hipnozda (kendi kendine hipnoz) yararlanılan uyku-uyanıklık arası halin yapay olarak oluşturulmasında monoton davul sesleri, bir mantra tekrarı, belirli bir nefes ritmini koruma, zihni boş tutma gibi çeşitli yöntemler kullanılabilir.
Sufilik, zen, yoga ve sistemlerindeki çalışmalarda uyku-uyanıklık arası hal çeşitli gevşeme teknikleriyle elde edilir.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
26 Ekim 2012       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Rüyaları Okumak Mümkün mü?

Sponsorlu Bağlantılar
Uyku esnasındaki beyin taramaları rüyaların görseli hakkında araştırmacılara fikir verecek.Japonya’nın Kyoto şehrinde hesaplamalı sinirbilimleri laboratuvarında Dr. Kamitani öncülüğündeki ekibin araştırmalarında üç kişinin fonksiyonel sinir görüntülemesi ile uyku esnasında beyin taramaları yapıldı. Eş zamanlı olarakta elektroensefalografi (EEG) kullanarak deneklerin beyin dalgaları da kayıt atına alındı.

Araştırmacılar, uyku esnasındaki katılımcılardan beyin dalgaları desenleri elde ettiklerinde onları uyandırıp ne rüya gördüklerini sordular. Sonra tekrar uykuya dalmalarını istediler.Üç saatlik uyku periyotlarında yedi ve sekiz defa olmak üzere bu işlemler farklı günlerde ve farklı katılımcılar üzerinde denendi. Sonra her katılımcı bir saatlik uykulara tabi tutuldu. Araştırmacılar her saatte altı veya yedi kez gönüllü katılımcılardan gördükleri rüyaları not ettiler. Sonuç olarak 200’e yakın rüyayı raporlamış oldular.

Rüyaların büyük bir çoğunluğunun günlük aktiviteler ile ilgili olduğu çok az bir kısmının ise ünlü bir star ile konuşmak gibi rüyalar içerdiğini belirtiyorlar. Araştırmacılar katılımcılardan rüyalarının anahtar kelimeler ile ifade etmelerini istediler bu sayede 20 kategori oluşturdular. Bu kategorilerden kadın, erkek, araba, bilgisayar en sıklıkla rapor edilen rüya kategorileri olarak belirlendi.Dr.Kamitani ve arkadaşları kategorileri temsil eden çeşitli fotoğraflar belirlediler. Gönüllü katılımcılara uykudan uyanır uyanmaz bu görüntüler gösterildi ve beyin aktiviteleri desenleri kayıt altına alındı. Bu kayıtlar uykudaki kayıtlar ile karşılaştırıldı.Araştırmacılar, beynin görüntülerden sorumlu bölgelerini elde ettikleri veriler ile incelediler. Bu bölgeler V1,V2 ve V3 olarak adlandırılıyor. Ayrıca, bu bölgeler dışındaki beyinde görsellikten sorumlu alanları da incelediler.

2008 yılında Dr. Kamitani ve takım arkadaşları katılımcılara gösterilen resimlere karşı beyinlerinin göstermiş oldukları tepkileri çözümlediklerini duyurmuşlardı. Şimdi de katılımcıların rüyalarını tahmin edebilecek beyin aktivitelerinin bulunduğu bölgeyi belirlediler. Dr.Kamitani, rüyaların her kategori içerisinde mevcut olup olmadığını tahmin edebilmek için bir model inşa ettiklerini belirtiyor. Böylece katılımcıyı uyandırmadan 9 saniye öncesinde beyin aktivitelerini analiz edebiliyorlar. Bu sayede kişinin rüya görüp görmediğini tahmin edebildiklerini ve bununda %75-80 doğrulukta sonuçlar verdiğini belirtiyorlar.

Bulgular Nörobilim topluluğunun yıllık toplantısında Louisina’da tartışıldı. Kaliforniya Üniversitesi, Berkley’den Nörobilimci Dr. Gallant, bu çalışmalarının çok ilgi çekici ve heyecan verici olduğunu belirtirken bunun rüya esnasında beynin yüksek seviyede bir görsel bölgesinin olduğunun da kanıtı olduğu görüşünde. Ayrıca, rüyaların ilk birkaç saniyede daha net hatırlanmasının onları kısa hafızaya kayıt edildiğinin de bir göstergesi olduğu belirtiliyor.

Dr.Kamitani ve ekibi şimdide REM evresi ile ilgili bilgiler toplamanın peşine düştüler. Dr. Kamtani, bunun heyecan verici bir çalışma olacağını zira kişinin REM evresine ulaşabilmesi için en az bir saat beklemek zorunda olduğunu belirtiyor.Tüm bu çalışmaların bir gün rüyalar hakkında daha fazla gizemi aydınlatacağı ve rüyanın hangi fonksiyonlar ile oluştuğuna da ışık tutacağı tahmin ediliyor.


Kaynak : Nature (19 Ekim 2012)

_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
20 Temmuz 2013       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
UYKU - UYANIKLIK ARASI
MsXLabs.org

Tam uyanmadan önce (ipnopompik) veya uykuya dalmadan önce (ipnogojik) doğal olarak meydana gelen veya çeşitli yöntemlerle (yoga, zen, rölaksasyon, uyaranların azaltılması vb.) yapay olarak oluşturulan, beyindeki neo–korteks tabakalarının etkin olmadığı, yani duyu organlarından bilgi gelmediği ve beynin alfa dalgaları yayınladığı yarı uyku hali.

Göz kapakları kapalıyken “göz hareketleri”nin meydana gelebildiği uyku uyanıklık arası durumda bilinçaltı kapısının açılması ve rüyalar görülmesi söz konusu olur. Ses ve imajları duyusal değil de zihinsel algılanmasından oluşan bu rüyaların bir kısmı psişik, daha doğrusu paranormal denilen niteliktedir.

Uyku uyanıklık arası durum, özellikle beynin neo–korteks tabakalarının faal olmadığı, yani duyu organlarımızdan bilgi gelmediği zaman ortaya çıkar. Bu durum alfa dalgasının ortaya çıkmasına sebep olur. Uyku ile uyanıklık arasındaki bu halde, duyumsal ve zihinsel bir dinlenme halinde olunur ve nöronlar tam bir senkronizasyon durumundadır.

Zihin, uyku ile uyanıklık arasındaki duruma mantra tekrarında, metronom ve monoton davul sesinde, derin gevşeme esnasında ulaşabilir. Yoga, Zen, sufilik çalışmalarında, uyku–uyanıklık arası halinin rolü önemlidir. Kendi kendine telkin sırasında zihinde bir boşluk yaratmak, belli bir nefes ritminde kalmak “uyku–uyanıklık arası” denilen bu psişik hali meydana getirebilmektedir. Metapsişik araştırmalarda, ruhsal yeteneklerin çalıştırılmasına bağlı alıştırmalarda, süjelerin böyle bir zihin hali içinde bulunması büyük bir kolaylık sağlamaktadır.

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
rahip - avatarı
rahip
Ziyaretçi
25 Ocak 2015       Mesaj #4
rahip - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
nötrino adlı kullanıcıdan alıntı

Rüyaları Okumak Mümkün mü?

Uyku esnasındaki beyin taramaları rüyaların görseli hakkında araştırmacılara fikir verecek.Japonya’nın Kyoto şehrinde hesaplamalı sinirbilimleri laboratuvarında Dr. Kamitani öncülüğündeki ekibin araştırmalarında üç kişinin fonksiyonel sinir görüntülemesi ile uyku esnasında beyin taramaları yapıldı. Eş zamanlı olarakta elektroensefalografi (EEG) kullanarak deneklerin beyin dalgaları da kayıt atına alındı.

Araştırmacılar, uyku esnasındaki katılımcılardan beyin dalgaları desenleri elde ettiklerinde onları uyandırıp ne rüya gördüklerini sordular. Sonra tekrar uykuya dalmalarını istediler.Üç saatlik uyku periyotlarında yedi ve sekiz defa olmak üzere bu işlemler farklı günlerde ve farklı katılımcılar üzerinde denendi. Sonra her katılımcı bir saatlik uykulara tabi tutuldu. Araştırmacılar her saatte altı veya yedi kez gönüllü katılımcılardan gördükleri rüyaları not ettiler. Sonuç olarak 200’e yakın rüyayı raporlamış oldular.

Rüyaların büyük bir çoğunluğunun günlük aktiviteler ile ilgili olduğu çok az bir kısmının ise ünlü bir star ile konuşmak gibi rüyalar içerdiğini belirtiyorlar. Araştırmacılar katılımcılardan rüyalarının anahtar kelimeler ile ifade etmelerini istediler bu sayede 20 kategori oluşturdular. Bu kategorilerden kadın, erkek, araba, bilgisayar en sıklıkla rapor edilen rüya kategorileri olarak belirlendi.Dr.Kamitani ve arkadaşları kategorileri temsil eden çeşitli fotoğraflar belirlediler. Gönüllü katılımcılara uykudan uyanır uyanmaz bu görüntüler gösterildi ve beyin aktiviteleri desenleri kayıt altına alındı. Bu kayıtlar uykudaki kayıtlar ile karşılaştırıldı.Araştırmacılar, beynin görüntülerden sorumlu bölgelerini elde ettikleri veriler ile incelediler. Bu bölgeler V1,V2 ve V3 olarak adlandırılıyor. Ayrıca, bu bölgeler dışındaki beyinde görsellikten sorumlu alanları da incelediler.

2008 yılında Dr. Kamitani ve takım arkadaşları katılımcılara gösterilen resimlere karşı beyinlerinin göstermiş oldukları tepkileri çözümlediklerini duyurmuşlardı. Şimdi de katılımcıların rüyalarını tahmin edebilecek beyin aktivitelerinin bulunduğu bölgeyi belirlediler. Dr.Kamitani, rüyaların her kategori içerisinde mevcut olup olmadığını tahmin edebilmek için bir model inşa ettiklerini belirtiyor. Böylece katılımcıyı uyandırmadan 9 saniye öncesinde beyin aktivitelerini analiz edebiliyorlar. Bu sayede kişinin rüya görüp görmediğini tahmin edebildiklerini ve bununda %75-80 doğrulukta sonuçlar verdiğini belirtiyorlar.

Bulgular Nörobilim topluluğunun yıllık toplantısında Louisina’da tartışıldı. Kaliforniya Üniversitesi, Berkley’den Nörobilimci Dr. Gallant, bu çalışmalarının çok ilgi çekici ve heyecan verici olduğunu belirtirken bunun rüya esnasında beynin yüksek seviyede bir görsel bölgesinin olduğunun da kanıtı olduğu görüşünde. Ayrıca, rüyaların ilk birkaç saniyede daha net hatırlanmasının onları kısa hafızaya kayıt edildiğinin de bir göstergesi olduğu belirtiliyor.

Dr.Kamitani ve ekibi şimdide REM evresi ile ilgili bilgiler toplamanın peşine düştüler. Dr. Kamtani, bunun heyecan verici bir çalışma olacağını zira kişinin REM evresine ulaşabilmesi için en az bir saat beklemek zorunda olduğunu belirtiyor.Tüm bu çalışmaların bir gün rüyalar hakkında daha fazla gizemi aydınlatacağı ve rüyanın hangi fonksiyonlar ile oluştuğuna da ışık tutacağı tahmin ediliyor.


Kaynak : Nature (19 Ekim 2012)

Bu Özelliğe ulaşmak için bir saat beklemek gerekmez.Bir Kimse ... emer.... ismindeki Bu Tılsımı Günde 1500 defa okusa 2. gün bu özelliğe hemen kavuşur istediğinde birkaç dakikada bu hal kendisine gelir

Benzer Konular

6 Ekim 2011 / HayLaZ61 Sağlıklı Yaşam
12 Temmuz 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
24 Temmuz 2014 / Pasakli_Prenses Taslak Konular
11 Temmuz 2015 / Safi X-Sözlük