Önemli İcatlar - Tekerlek 1 ek tekerlekTEKER olarak da bilinir, merkezinden geçen bir milin çevresinde dönen, sert malzemeden yapılmış çembersel organ. Tekerleklerin gövdeleri dolu olduğu gibi, çemberleri (ispit) göbeğe çelik tellerle bağlanmış da olabilir. İO 3500’de yapılmış olduğu sanılan bir Sümer hiyeroglifinde, tekerleklerle donatılmış bir kızak görülmektedir. Tekerlekli taşımacılık düşüncesinin yüklerin ağaç tomruklarının üzerinden yuvarlanmasından doğduğu sanılmaktadır. Bilinen en eski tekerlekler ise, ağaçtan oyularak hazırlanmış üç tahta parçasının gergi latalarıyla birleştirilmesiyle oluşturulan diskler biçimindedir. İspitti tekerlekler İÖ 2000 dolayında ortaya çıktı ve ilk olarak Anadolu’da savaş arabalarında kullanıldı. Daha sonra, yağlanmış dingillerin çevresinde dönen göbek takımları ortaya çıktı, ispitlerin çevresine ise metal şeritler takıldı ya da ispitler tümüyle metalden yapılmaya başladı. Mezopotamya’da da İÖ 3500’de çömlek yapımcılığında döner tekerlekler (çark) kullanılmaya başladı. Eskiden sulama amacıyla suyun aşağıdan yukarı taşınmasında kullanılan ilk su çarkları, bir çember ile bu çemberin çevresine yerleştirilmiş kovalardan oluşuyordu; çark akmakta olan suyun itme etkisiyle dönüyordu. Çark dönerken suya dalan kovalar suyla doluyor, yukarı çıktıklarında da içlerindeki suyu tarlaya açılan bir kanala boşaltıyorlardı. Ortaçağda yararlanılan başhca üç güç kaynağı (hayvan, su ve rüzgâr), çarkların çevrilmesinde de kullanıldı. Tahıl öğütmede kullanılan değirmen taşlarını döndürmenin bir yolu da, taşın ortasından uzanan dikey mile yatay bir kol bağlamak ve bu kolu insan ya da hayvan gücüyle itmekti. Değirmen taşlarını döndürmek için rüzgâr ve su etkisiyle çalışan çarklardan da yararlanılırdı. Çark ve tekerle denetimli dönme hareketi elde edilebildiğinden, makine tasarımlarında da bu organlardan yaygın olarak yararlanılır. Yinelemeli işlemleri gerçekleştirmek üzere geliştirilen buharlı döner makineler Sanayi Devrimi’nde büyük rol oynamıştır. Dönme hareketiyle sabit bir hareket büyüklüğü ve doğrultusu elde edilebilir; doğrusal harekette ise bu olanaklı değildir. |
1 ek Tekerlek Tekerlek, bugüne kadar gerçekleştirilen en önemli buluş olarak kabul edilir. Eğer tekerlek olmasaydı, ağır eşya ve yükler insan ya da hayvan gücüyle taşınacak, bu da dev boyutlarda enerji harcanmasına neden olacaktı; yani tekerlek insanlığa çok önemli bir enerji tasarrufu sağlama olanağı yaratmıştır. Tekerlekli taşıtlar ulaşımı hızlandırmış, kolaylaştırmış ve insanların ürünlerini değiş tokuş edebilmelerine olanak vermiştir. Tekerlek üretimde de büyük bir rol oynar ve bu alanda da çok büyük bir enerji tasarrufu sağlar. Eski uygarlıklarda bazı insanlar başı ve sonu olmayan bir çember biçiminde olduğu için tekerleği bir olumsuzluk simgesi olarak görür ve bu nedenle de kutsal bir cisim olarak kabul ederdi. Ayrıca, döndüğü için tekerlek bir talih simgesi olarak görülür ve talih tanrıçası Tortuna tekerlek döndüren biri olarak betimlenir. Tekerleği kimlerin bulduğu tam olarak bilinmiyor. Ama tekerlek düşüncesi, hareket ettirilmek istenen ağır cisimlerin, örneğin teknelerin, altlarına kütüklerin dizilmesi halinde yuvarlandığı gözlendikten sonra ortaya çıkmış olabilir. Bu tür bir tekerlek sisteminin bulunduğu bilinen ilk taşıtlar, tahta bir ılık-meyle bir arada tutulan üç kalastan oluşuyordu. Tekerlek belki ile ilkin çömlekçilikte kullanıldı. Mezopotamya'da bugün Irak sınırları içinde ver alan bir bölge ı yaşamış olan Sümerler. İÖ 3250 gibi çok erken bir tarihte çömlek yapımında tekerlekten (çömlekçi çarkı) yararlanmış olabilirler. Çömlekçi çarkını Mısırlılar İÖ 2750 dolaylarında, Hintliler İÖ 2500’den önce ve Girit'teki Minos uygarlığını kuranlar İÖ 2010 dolaylarında kullanmaya başladılar. Çömlekçi çarkının en önemli üstünlüğü çarkın ortasına yerleştirilerek döndürülen yumuşak bir kil parçasına hatifçe dokunarak istenen dairesel biçimin verilebilmesiydi. İlk çömlekçi çarkları, bugünküler gibi tahta bir tabladan oluşuyordu. İlk tekerlekli taşıtlar iki ya da dört tekerlekli arabalardı. Bu arabalar, çömlekçi çarkı kullanan topluluklarda ortaya çıktı. Şümerler, araba tekerleklerinin çabuk aşınmasını önlemek için tekerleğin çevresine büyük başlı bakır çiviler çakarlardı. Önceleri bu arabalar bir verilen bir yere yiyecek taşımak ve ölen kralları mezarlarına götürmek için kullanılıyordu. Ama daha sonraları tekerlekli taşıtlar göç eden insanların ve eşyaların taşınmasında da kullanılmaya başlandı. İÖ 1200'e gelindiğinde öküzlerin çektiği tahta tekerlekli arabalarla kuzey ülkelerinden Mısır'a gidiliyordu. Bu, tekerleğin bulunmasının ülkelerarası göç hareketlerinde ne kadar büyük bir rol oynadığını gösteren bir örnektir. Tekerleğin ilk kullanıldığı yerlerden biri de savaş arabalarıydı; bunlar, yayalardan oluşan düşman ordusunun üzerine hızla sürülen ağır taşıtlardı. Başlangıçta, öteki arabalarda olduğu gibi savaş arabası tekerleklerinin de içleri doluydu; ama çok geçmeden, daha hafif tekerlekler kullanılırsa arabaların daha hızlı sürülebileceği anlaşıldı. İÖ 2000'den hemen sonra, Mezopotamya'da, Anadolu'da ve Persler'in ülkesinde (bugünkü İran) parmaklı tekerlek yapımı başladı. (Tekerlek göbeğini jant halkasına bağlayan ahşap ya da metal çubuklara "parmak" denir.) Bu tekerleklerin çoğunun, yaklaşık 400 yıl sonra Mısır'da ve ondan da yaklaşık 100 yıl sonra Girit'te yapılanlar gibi, ağaçtan yapılmış yalnızca dört parmağı vardı. Parmaklı tekerlekli savaş arabaları artık eskiden olduğu gibi öküzlerle ya da daha önceleri Mezopotamya'daki gibi yaban eşekleriyle değil, atlarla çekiliyordu. Geliştirilen hızlı savaş arabalarını daha az gelişmiş uygarlıklara karşı kullanan Asurlular, Hititler ve Mısırlılar geniş topraklar ele geçirdiler ve ordularında bu tür çevik araçlar bulunmayan daha önceki krallıklardan çok daha uzun ömürlü imparatorluklar kurdular. Eski Yunanlılar İÖ 16. yüzyılda hafif savaş arabaları kullanmaya başladılar; Truva'ya karşı kullandıkları büyük savaş arabası bu tür arabaların örneklerinden biriydi. Arabayı bir sürücü sürüyor, onun arkasında bir asker bulunuyor ve araba savaş alanına ulaştığında asker arabadan aşağı atlayıp savaşa katılıyordu. Ama İÖ 6. yüzyıla gelindiğinde Yunanlıları savaşlarda artık savaş arabası kullanmaz oldular. Romalıların da savaş arabaları vardı, ama onlar savaşa bu arabalarla gitmezlerdi. Romalılar savaş arabalarını geçit törenlerinde ve izleyicilerde büyük heyecan yaratan, son derece tehlikeli araba yarışlarında kullanırlardı. Aynı sıralarda, İngiltere de içinde olmak üzere Avrupa'nın çeşitli yerlerinde yaşayan Keltler, ülkelerini istilaya gelen Romalı askerlere ve süvarilere karşı, metalden yapılmış, zarif, iki tekerlekli savaş arabaları kullanıyorlardı. Bu arabalarda, tekerleklerin parmak sayısı 14'e kadar çıkabiliyor ve tekerlek çemberi, sağlam olsun diye demirle tutturuluyordu. Ortaçağda Avrupa'da yaşayan topluluklar insan ve yük taşımacılığında araba kullanmaya devam ettiler, ama o dönemde tekerlekli taşıtlarda pek bir gelişme olmadı. Tekerlekten başka biçimlerde yararlanma da fazlaca yaygınlaşmadı. Örneğin, ilk kez İS 13. yüzyılda kullanılmış olan çıkrığa ve Romalılar döneminden beri bilinen tekerlekli sabana bile ender rastlanıyordu. Ama çarklarla (çark da bir tür tekerlektir) donatılmış mekanik saatler ortaçağda ortaya çıktı; ayrıca, Romalılar zamanından beri bilinen su değirmenleri de gene ortaçağda yaygınlaştı. 15. yüzyılın sonlarına doğru Avrupalılar Amerika kıtasını keşfettiler. Çok daha sonraları, bu kıtadaki Mayalar, İnkalar, Aztekler gibi yerli halklardan bazılarının çok ileri bir uygarlık kurmuş olmalarına karşılık, keşif öncesinde tekerleği bilmedikleri ileri sürüldü. Ama Meksika'daki Xalapa Müzesi'nde, tekerlekleri olan küçük bir oyuncak oselo (yabani bir kedi türü) vardır. Bu oyuncağın İS 6. yüzyıl ile 9. yüzyıl arasındaki bir dönemden kaldığı sanılmaktadır. Demek ki, Amerika Yerlileri tekerleği biliyorlardı, ama 16. yüzyılda Avrupalılardan görene kadar taşımacılıkta ya da üretimde ondan yararlanmamışlardı. Üzerinde çarklar bulunan eğirme makineleri Sanayi Devrimi sıralarında bulundu ve dokuma sanayisinde çok büyük bir değişime yol açtı. Tarak makineleri de aynı dönemde bulundu; bunların da ana parçalarını çarklar oluşturuyordu. Daha sonra aldığı biçimiyle buhar makinesi de çarkların yardımıyla çalışıyordu. Tren, gemi ve fabrikalardaki makineler için gerekli güç, Hep bu tur buhar makinelerinden sağlanırdı. Tekerlek yapım zanaatının en üst noktaya ulaştığı 17. yüzyılda her köyün bir tekerlek yapım ustası vardı; tekerlek göbeğine yüksükler geçirir ve bu yüksüklere de tekerlek parmakları oturtulurdu. Sonra bu parmakların üzerine yan vana getirildiğinde tam bir çember oluşturacak biçimde kesilmiş eğri parçalardan oluşan tekerlek çemberi ya da kasnağı çepeçevre geçirilirdi, Son işlem olarak da tekerlek yapım ustası ile demirci, tekerlek kasnağıyla aynı çapta olan bir demir çemberi ateşle kızdırırlardı. Demir çember ısınınca genleşir (çapı biraz büyür) ve böylece tekerlek kasnağının üzerine geçirilebilirdi. Sonra üzerine su dökülerek demir soğutulur, soğuyan demir büzülürken bütün tekerlek parçalarının sıkıca birbirine geçmesini sağlar ve bu sırada patlamayı andıran şiddetli sesler çıkardı. Yolların büyük ölçüde geliştirildiği 18. yüzyılda tekerlekli taşıtlar iyice yaygınlaştı. Daha önceleri yollar oldukça kötü durumdaydı. Yüzeyleri düz ve sert değildi; o kadar çamurlu ve delik deşiktiler ki üzerlerinde tekerlekli araçların yol alabilmesi olanaksızdı. Mallar bir yerden bu yere çoğu kez at sırtında ya da suyoluyla taşınırdı. Sanayi Devrimi ilerledikçe, çok sayıda fabrikanın ürettiği büyük miktarlardaki ürünün taşınabilmesi için bu yöntemlerin uygun olmadığı anlaşıldı. Thomas Telford (1757–1834) ve John McAdam ( 1756–1836) gibi yol mühendisleri, tekerlekli taşıt trafiğinin hızla akmasına elverişli yol yüzeyleri yaptılar. Yüzyılın sonuna yaklaşırken yeni, sert yüzeyli yollar üzerinde atlı yolcu arabaları gibi çok sayıda tekerlekli taşıt kullanılır oldu. Bu taşıtların tekerlekleri ağaçlan yapılırdı ve çevrelerine demir bir cember şerit geçirilirdi. Demiryolu taşıtlarının tekerlekleri, bugün olduğu gibi çelikten yapılır ve tekerleğin üzerine bir kenarı çıkıntılı bir çember geçirilirdi (Flanş olarak bilinen bu kenar çıkınlısı tekerleğin kayıp raydan çıkmasını önler.) Kenarı çıkıntılı, yani flanşlı tekerleği 1900'de William Jessop buldu. 19. yüzyılda karayolu taşıtlarının tekerlekleri de metalden yapılmaya ve tekerleği korumak için çevresine, havayla şişirilmiş lastik takılmaya baskındı. Bu lastikler daha önce bulunmuştu, ama ancak 1887'den sonra kullanıma girdi. Bu tur tekerlekleri olan otomobiller 19. yüzyılın atlı yol arabalarının verini aldı. 19. yüzyılda ortaya tekerlek büyüklükleri birbirinden farklı ilk bisiklet türleri çıkmaya başladı. Günümüzdeki bisikletin iki tekerleği de aynı büyüklüktedir. Bugün, önceki zamanlara göre birbirinden çok farklı taşıtlarda da tekerleklerden yararlanır. Ayın pürüzlü yüzeyinde gitmek için bile tekerlekli taşıtlar tasarlanmıştır. Günümüzde bir mühendis, dişli çarklardan yararlanarak Taş Devri’nin bütün insanlarınca uygulanabilecek olandan çok daha büyük gücü tek bir makineyle üretebilmektedir. MsXLabs.org & Temel Britannica |
1 ek TEKERLEK Merkezî bir dingil çevresinde dönebilen dairesel bir parçadan oluşan ve hareket iletimini sağlayan mekanik aygıt. Tekerlek denince ilk akla gelen, araba tekerleğidir. Mezopotamya'da yapılan kazılarda İ.Ö. 3000 yıllarına ait tekerleklere rastlanmıştır. Başlangıçta savaş arabalarında ve kralların cenaze törenlerinde kullanılan arabalarda görülen basit tekerlekten sonra İ.Ö. 1800'lerde ispitli tekerleğin bulunması önemli askerî gelişmelere yol açtı. Eski Mısırlılar, bu tür tekerlekler üzerine bindirilmiş arabayı İ.Ö. 17. yüzyılda ülkelerini işgal eden, Hiksos adını verdikleri Asyalı bir kavimden öğrendiler. Mısırlılardan sonra Asurlular, Sümerler, Hititler, Yunanlılar ve Romalılar da tekerlekli araba kullandılar. Tekerleğin bulunması ve geliştirilmesi uygarlığa büyük ilerlemeler sağladı. Tekerlek, sayısız teknik buluşun temelini oluşturdu. Bugün tekerleğin kullanılmadığı yer yok gibidir. Tekerlekten taşıma amacıyla yararlanıldığı gibi teknik uygulamalarda da yararlanılır. Kasnaklar ve çarklar, tekerlek esasına dayanır. İlk tekerlekler, üç parça tahta ile bunları tutan bakır kancalardan ve hepsini çivilerle birleştiren deri ya da metal çemberlerden oluşur ve ekseni orta kısımda yer alanbir çıkıntıdan geçerdi. Avrupa'da çevresi metal, orta çubukları 14 tane olan ilk tekerleği yapan Keltlerdir. İlkel bir bilyalı yatağı ilk kullanan da yine Keltler olmuştur. MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi |
1 ek Tekerleğin İcadıTekerlegin bulunuşunda, Amerikalı arkeolog Speiser, Gawra’da, M.Ö. 3.000–2.500 yıllara ait tekerlek kalıntılarına rastlamış; İngiliz meslektaşı Woolley ise Ur’da, M.Ö. 2.950 yıllarından kalma bir mezardan tekerlek çıkarmıştır. Ne gibi bir ihtiyacın bu icada yol açtığı kesinlikle bilinmemektedir. General Frugier’nin ilginç bir varsayımına göre, Yontma Taş Çağı’ndan başlayarak insan, avladığı hayvanı, kaya parçaları gibi bazı şeyleri taşıma ihtiyacını duymuştur. Bu soruna çare ararken, kesilmiş bir ağacın yuvarlandığını, böylece taşımayı kolaylaştırdığını fark eden insanlar yüklerini iki ağaç kütüğünün üzerine koymayı akıl etmişleridir. İngiliz tarihçisi Maccurdy’ye göre; tekerleğin atası, tomar denilen silindir biçiminde durulmuş kağıt ya da deridir. Bu gelişmeyi kazılar da doğrulamaktadır. Yapılan kazılarda Sümer ülkelerinde, M.Ö. 3.000′den kalma kızaklar ve arabalar çıkartılmıştır. Tekerleğin icadını hiç şüphesiz araba izlemiştir. Bir çift tekerleği dingille birleştirmek ve buna demirsiz bir saban oturtmak işten bile değildir. Gerçekten de, M.Ö. 3.000 yıllarının Sümer kalıntılarında rastlanan arabalar böyledir. Sürücüsü, iki tekerleğin arasına konmuş bir eyere, ata biner gibi otururdu. Bu taslak çabuk gelişerek dört tekerlekli bir araç oldu; fakat henüz ön tekerlekler sabitti. Daha sonraları arabayı kayışlarla atlara bağladılar. M.Ö. 2.000 yılında Mezopotamya’da görülen bu araba, giderek Sami ırkından Hiksosların akınıyla Mısır’a girince, Firavun’un ordusunda, 1917′de ilk müttefik tanklarının Alman askerleri üzerinde yarattığı paniğe benzer bir korku yarattı. Mısırlılar hayvan gücü olarak henüz öküz ve eşekten yararlanıyorlardı. Ancak tecrübeden çabuk ders almayı bildiler. İstilâcıları ülkeden atar atmaz bu yeni savaş aracını kullanmaya başladılar. Öyle ki, Mısır tarihinin en parlak dönemi olan Yeni İmparatorluk’tan kalan belgeler, Firavun’u gelecek kuşaklara savaş arabasının üstünde, bir eliyle dizginleri tutar, ötekiyle de düşmanı yere serer biçimde gösterebilmiştir. Bunu izleyen on yüzyıl boyunca, araba, savaş alanlarında fetih aracı olarak hizmet etti. Asurlular, M.Ö. 1.000 yıllarında bir sürücünün kullandığı, iki savaşçıyı çeken çift at koşulmuş arabaları sayesinde dünyaya egemen oldular. Asur’un ünlü kralları Surgon ve Assurbanipal birçok şehirleri, güçlü savaş makineleri halini alan arabalarıyla kuşattılar. Bu arabaların, tekerlekleri üzerine oturtulmuş ağır koçbaşlarıyla şehir kapılarına saldırdılar; savaşçılar kalkanlarının arkasına saklanarak kale duvarlarının üstüne yürüdüler. Daha çok savaş döneminde yararlanılan tekerlek, sonraki yıllarda neredeyse tüm taşıma araçlarında kullanılmıştır. |
1 ek TEKERLEK 1. Merkezinden geçen bir milin çevresinde dönen ve bir taşıtın zemin üzerine oturmasını ve bu zemin üzerinde hareket etmesini sağlayan çembersel organ; teker (Bk. ansikl. böl. Bisikç. ve Oto.) 2. Bazı mobilyalann, eşyaların, bazı el arabalarının altına takılan ve her yöne dönebilen tekerlek biçiminde küçük parça. 3. Arg. Edilgin eşcinsel erkek. 4. Tekerlek pabucu, arabaların yokuş aşağı inme durumlarında hızlanmalarını önlemek amacıyla tekerlek altına konan ve arabaya zincirle bağlı bulunan demir parçası. —Aktar. Portatif tekerlek, yerlerim değiştirmek için yüklerin altına yerleştirilen ve istenilen yöne çevrilebilen küçük tekerlek. (Sabit destekler üzerine monte edilen portatif tekerlekler, en az bir yüzleri düz olan koliler için bir yuvarlanma yolu oluşturabilirler.) —Giz. bil. Işınlı biçiminden dolayı güneş simgesi. (Tekerlek tarotun temel gizlerinin onuncusudur; yeri göğe, kutsal olmayanı kutsala bağlayan aracın simgesidir. Çok kutsal olan tekerlekler (burçlar kuşağı ve katedral cephelerinin merkezindeki gül] genellikle latince rota adıyla adlandırılır.) —Havc. Kuyruk tekerleği, bir uçak gövdesinin en arkasında yer alan küçük tekerlek. —Oto.
—Tüt. Ekici tütün işlemesinde, demet ya da pastalların normal tav alabilmesi için ortada boşluk bırakılarak silindir biçiminde yapılan tütün istifi ♦ sıf. ve a. Tekerlek biçimindeki şey için kullanılır: Bir tekerlek kaşar peyniri —ANSİKL. Bisikç. Dolu tekerlekli scooterler dışında, bisiklet ve motosikletlerde, tekerlek göbeğinin jantla bağlantısı ya çelik tellerle ("piyano teli" denir) ya da çeşitli alaşımlardan yapılmış tellerle sağlanır. Çelik telli tekerlekler, genellikle bütün bisiklet ve motosiklet serileri ile arazi tipi motosikletlere (teller belli bir esneklik sağlar) donatılır. Temizlenmesi daha kolay olan ve bakım gerektirmeyen (akort edilecek teller yok) alaşım telli tekerlekler diğer bütün motosiklet tiplerinde kullanılır. —Dy. Demiryolu taşıtlarında tekerlekler dingillere bağlıdır; dingiller, yatak görevi yapan makaralı rulmanlarla donatılmış dingil kutuları içinde dönen dingil başları ya da tekerlek akslarıyla taşıtın ağırlığını taşır. Tekerlekler uzun süre bir tekerlek gövdesi ile gövdenin jant kısmına sıcak olarak geçirilen bir bandajdan oluştu. Günümüzde, tekerlekler, tekparça halinde dökülmektedir (tekparça tekerlekler) Bandajın yuvarlanma yüzeyi kesik koni biçimindedir (eğimi genellikle 1/20 düzeyinde); bunun yararı dingili sürekli olarak yol eksenine ortalamak ve taşıt bir kurbada seyrederken, yolun daha uzun olduğu dış rây üzerinde yuvarlanma çapını artırmak, buna karşılık iç rayda azaltmaktır. Tekerlek bandajının çıkıntılı bölümüne buden denir. —Ota Ana görevleri taşıtı taşımak olan tekerlekler, ayrıca, gerek önde, gerek arkada bulunan iki devindirici tekerlek sayesinde itmeyi, direksiyon simidiyle döndürülen ön tekerlekler sayesinde yön vermeyi ve son olarak fren ve askı donanımı desteklemeyi sağlar. Arazi taşıtlarında tekerleklerin dördü de hem devindirici, hem yönlendiricidir. Ağır taşıtlarda ise arkaya çift tekerlek takılır. Tekerlek, metal bir janftan (eskiden çıkarılabilen), tekerleğin cıvata ya da somunlarla tespit edildiği bir göbekten oluşur. Lüks otomobillerde ve yarış arabalarında, dişli yivler yardımıyla tekerlekleri tespit etmeyi sağlayan birçok sistem başarıyla kullanılmıştır; ancak metal telli (vidalanmış ya da kaynaklanmış) tekerleklerle birlikte kullanılan bu sistemler, çelik saçtan soğuk çekme tekerlekler ile hafif alaşımdan (alüminyum ve magnezyum) dökme tekerleklerin ortaya çıkmasıyla terk edilmiştir. Ayrıca takviyeli plastik malzemeden yapılmış tekerlekler de denenmiştir. Tekerlek aksı. Motorlu bir taşıtta aks. tekerleğe ve fren takımına destek görevi yapar. Aks, ön tarafta dingil pimi çevresinde yönlendirilebilir ve ön tekerlek aksları "parçalı" tip dingillerde olduğu gibi dingilin merkez bölümünden ayrı olarak düzenlenir. Ön tekerlekleri devindirici olan taşıtlarda, aks transmisyon miline bağlıdır ve aks taşıyıcısı denilen bir pim grubu tarafından taşınır. —Sil. Tank kasası, değişik sayıda tekerlekler yardımıyla tırtılları üzerinde durur ve bu tekerlekler tankın ilerlemesini sağlar. Büyük tekerlekler küçüklerden daha kolay döner ve daha az ısınır, ancak tankın tırtıl üzerine uyguladığı basıncı düzenli bir biçimde dağıtamaz; işte bu nedenle, kimi kez, beşli kümeler halinde yerleştirilmiş birçok tekerlek sırası kullanılır. Genellikle konik silindirli rulmanlar üzerine monte edilen tekerlekler çamur ve tozdan korunmalıdır. Metal jantları çoğu kez kauçuk bir dış lastikle kaplanır ya da patlamaz bir lastikle donatılır. Destek tekerlekleri, tırtıl şeridinin virajlarda gevşemesini önler, ancak zorunlu değildir; alman tankları Tigre ve Panther ile rus tankı T 34'te bu tekerlekler yoktur. Kaynak: Büyük Larousse |
Saat: 02:35 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık