MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Felsefe (https://www.msxlabs.org/forum/felsefe/)
-   -   Edebiyat Felsefe İlişkisi (https://www.msxlabs.org/forum/felsefe/13247-edebiyat-felsefe-iliskisi.html)

ThinkerBeLL 6 Ekim 2011 20:08

Ey bu kaderli evin ele geçirilmez laneti
Ne büyüksün!
En süzenli, dokunulmazgibi görünen şeyi bile,
Uzaktan attığın oklarla yere serdin,
Ve yapayalnız kodun beni, bütün sevdiklerimi çekip aldın benden
Sophocles

Felsefe ile edebiyat ilişkisi, genelde felsefeden edebiyata doğru bir ilişki olup, felsefenin, edebiyat yapıtının gerisindeki felsefi anlayışı tanımlaması yönündedir. Bununla birlikte, bazı edebiyat yapıtlarının da bazı felsefecilere örnek olduğu bilinen bir gerçektir.
Felsefe ile edebiyat arasındaki bir diğer ilişki biçimi ise, edebiyat teorisinin oluşumunda ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi, Aristoteles'in Poetika, Immanuel Kant'ın Yargı Gücünün Eleştirisi, Hegel'in Estetik adlı yapıtları, bu ilişki biçiminin sonucunda oluşmuş başyapıtlardır.
Felsefe ile edebiyat arasındaki bir diğer ilişki biçimi ise, mevcut edebi yapıtların, gerçeklikte yaşanan sorunlarla sorunsal bağının kopması durumunda yaşanmaktadır. Felsefe, bu durumda, edebiyatın yaşadığı bunalımın neden ve kökenlerinin ne olduğunu tanımlamaya çalışmaktadır.
XXI. Dünya Felsefe Kongresinin Felsefe ve Edebiyat oturumlarında sunulan bildirilerin içerikleri bu yöndeydi.
Raisa Aleynik, 'Estetik Deneyim ve Dekonstruksiyon' başlıklı sunumunda, postmodenizmin akademik olmayan bir tarzda felsefe yapmasının dikkate değer olduğunu dile getirdi.
Aleynik'e göre, postmodernizm felsefeyi, edebiyat teorisini; sosyolojiyi, tarih araştırmalarının da etkilemekteydi. Postmodernizmin oluşmasında, edebiyata bakış, estetik bakış büyük rol oynamıştır. Derrida'nın, felsefe ve edebiyatı, tür ve tarz olarak eşit hale getirmeyi amaçlayan ilk dönem çalışmaları, bu anlamda ilgi çekici olmuştur.
Derrida'nın dekonstruksiyon anlayışında kültür, doğaya baskın çıkmaktadır, Rusya'daki dekonstıuksiyon çalışmalarında ise (L. Karasaev) tam tersi, doğanın kültüre baskın geldiği görülüyordu. Dekonstruksiyonun farklı yönlerini gösteren bu iki stratejisi, aslında birbirlerini tamamlamaktaydı: Biri bize Avrupa rasyonalizminin mutlaklık tehlikesini hatirlatır, diğeri ise bilincin dünyadan kovulması tehlikesini.
Kolombiyalı felsefeci Jose Gabriel Coley, 'Gabriel Garcia Marquez'de Özgürlük ve Kader' başlıklı sunumunda, Marquezin roman kişilerinin özgürlük ve yazgı arasında gidip geldiklerini söyledi. Coley'in bildirisi, katılımcıların katkısıyla derinlemesine tartışıldı.
Türkiye adına katılan İngiliz konuşmacı Barry Stocker, 'Roman ve Hegel'in Edebiyat Felsefesi' başlıklı sunumunda, Hegel'in karşıtların birliği kavramını oluştururken, Schlegel'in ironi görüşünden yararlandığını dile getirdi. Ona göre, Hegel, edebiyata felsefenin altında bir yer tanıyordu. Hegel, ironiyi güzel ruhun negatif konumu olarak tanımlıyordu. Güzel ruh, ironiyle, dünyadaki kötülüğe karşı dıırurken, kendisi kötülüğe dönüşüyordu.
Edebiyatın bugün dünyada yaşanan terorizm, insan haklarının ihlali, küreselleşme gibi problemleri konu edinememesinin iki nedeni vardı: Bunlardan biri, bugünkü edebiyatın, 19. yüzyılda ilerlemeci edebiyat anlayışına göre kurulmuş olmasıydı. Bu anlayışa göre, örneğin roman, toplumun ileriye doğru gelişimini betimliyordu. Bu bağlamda, edebiyat, terör eylemi yapan ama kendisini "kurtuluş mücadelesi veren bir örgüt" olarak tanımlayan bir örgütün eylemlerini terorizm olarak gösteremiyordu. Edebiyat kahramanı değil, kişi figürünü temel almalıydı. Olup biteni betimlemekten çok sorunu göstermeliydi. Böyle bir edebiyat anlayışının modeli ise Homeros değil, Sofokles'tir.



Alıntıdır
.


Tykhe 6 Ekim 2011 20:08

Edebiyat ile Felsefe Arasındaki İlişki
  • Madde ve yaşamayı çeşitli yönleriyle inceleyen bir düşünce sistemi olan felsefe, zaman zaman araç olarak edebî metinleri kullanmıştır.
  • Bazı edebî metinlerin arka planında bazı düşünceler yatar. Toplumları etkileyen bu düşünceler, felsefî metin yalınlığıyla değil, değiştirilip dönüştürülerek anlatılır. Sayfalarca süren bir edebî metnin arkasında bir cümlelik, bir iki kelimelik bir düşünce olabilir. Edebî metin, bu yönüyle felsefî metinlerden ayrılır. Örneğin Albert Camus'nun romanlarında (Bulantı, Düşüş vs.) egzistansiyalizm (varoluşçuluk) felsefesinin işlendiği görülebilir.
Kaynak



Saat: 07:25

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık