MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Osmanlı İmparatorluğu (https://www.msxlabs.org/forum/osmanli-imparatorlugu/)
-   -   Fetret Devri (https://www.msxlabs.org/forum/osmanli-imparatorlugu/15667-fetret-devri.html)

Misafir 27 Kasım 2006 20:28

Fetret Devri
 
3 ek

Fetret Devri


Yıldırım Bayezid’in, Ankara Meydan Savaşı'nda Timur Han'a esir düşmesinden sonra dağılan Osmanlı birliğinin, 1413 yılında, Birinci Mehmed Han tarafından yeniden sağlanıncaya kadar geçen devresi.

Yıldırım Bayezid’in ölümünden sonra, geriye altı oğlu kaldı. Bunlar Emir Süleyman ile, İsa, Mehmed, Mustafa, Musa ve Kasım Çelebiler idi. Ankara Savaşı'ndan, yanında büyük kuvvetlerle ayrılan Emir Süleyman, süratle Bursa’ya geldi ve ailesi ile çocuklarını yanına alarak Gelibolu’ya gitti. Burada İmparator Manuel ile bir antlaşma yaptı. Anadolu sahilindeki bazı adalar ile Silivri, Selânik ve Teselya’yı Bizanslılara terk ediyordu. Bu suretle Rumeli'ye geçen Emir Süleyman, Edirne’de hükümdar ilan edildi. Aynı zamanda Venedik ve Cenevizlilerle de ticarî antlaşmalar yaptı.
Alıntıdaki Ek 61211
Timur Han, Emir Süleyman’a taç ve hil’at göndererek, onu kendisine bağlamaya muvaffak oldu. Emir Süleyman, ince ruhlu, ilim ve sanat erbabının hâmisi olan bir zattı. Ancak babasının azim, irade ve enerjisine malik değildi. Bu itibarla devleti bir idare altında toplamak suretiyle Osmanlı birliğini kuramadı.

Ankara Savaşından sonra Balıkesir taraflarında gizlenen İsa Çelebi, Timur Han'ın İzmir’e doğru gittiği sırada, Bursa’ya geldi. Daha sonra Timur Han'ın muvafakatini da alarak, burada bir müddet oturdu. Ancak, Timur Han Semerkand’a dönerken, Yıldırım Bayezid’in tabutunu Musa Çelebi’ye vererek türbesine defnedilmek üzere gönderdi. Böylece büyük bir kuvvetle Bursa’ya gelen Musa Çelebi, İsa’yı kaçırdı ve hükümdarlığını ilan etti. Ancak, kuvvet toplayan İsa Çelebi’nin yeniden gelerek Bursa’ya hakim olmasından sonra, Musa Çelebi, Germiyanoğlu’nun yanına kaçtı.

Alıntıdaki Ek 61213
Ankara Savaşında ihtiyat kumandanı olarak görev yapan Mehmed Çelebi ise, savaşın kaybedileceğini anlayınca, bin kadar askeriyle Amasya’ya doğru çekilmişti. O sırada Amasya’da, Timur Hanın tayin ettiği Kara Devletşah bulunuyordu. Şehre ani bir baskın yapan Mehmed Çelebi, Kara Devletşah’ı öldürttü ve eski sancağına yeniden hakim oldu. Çelebi Mehmed Amasya’da bulunduğu sırada Canik, Tokat, Niksar ve Sivas taraflarına hakim olmaya çalıştı ve buna da muvaffak oldu. Bu havâlideki isyancı beylerden Kubadoğlu, Gözleroğlu, Köpekoğlu ve Mezid Beyi ortadan kaldırdı. Bu arada Mehmed Çelebi, babasını esaretten kurtarmak gayesiyle Kütahya’ya casuslar göndermişti. Timur Hanın esirleri arasında bulunan Firuz Paşa da onlara yardım etmekteydi. Yer altında tünel kazarak Yıldırım Bayezid’in yanına varmak isteyen fedaîler, planlarının görülmesi üzerine yakalandılar ve öldürüldüler. Çelebi Mehmed, bir kez daha aynı gaye ile faaliyete geçti ise de, Timur Hanın güvenlik kuvvetlerini arttırması ve bu arada Firuz Beyi de öldürtmesi ile bir netice alamadı.

Mehmed Çelebi, aynı zamanda Osmanlı birliğini sağlamak yolunda ilk teşebbüslere girişti. İsa Çelebi’ye haber göndererek birleşmelerini istedi. Ancak red cevabı aldı. Bu durum üzerine, iki kardeşin kuvvetleri, Ulubat önlerinde karşılaştı. Sert geçen muharebeden sonra, İsa Beyin kuvvetleri dağıldı. Böylece, Bursa ile İznik’i ele geçiren Mehmed Çelebi, hükümdarlığını ilan etti. Bundan sonra Germiyanoğlu’na haber gönderen Mehmed Çelebi, ondan, Musa Çelebi’yi kendisine göndermesini istedi ve bu isteği derhal yerine getirildi. Bu sırada kardeşi Süleyman’ın yanına kaçan İsa Çelebi, ondan aldığı yardımlarla yeniden Bursa üzerine yürüdü. Bu arada Çelebi Mehmed’le anlaştığını söyleyerek Bursa’ya kolayca girmeyi düşündü ise de, Bursa halkı müdafaa tertibatı aldı. Bu durum üzerine Bursa’yı yakmaya kalkışan İsa Çelebi, Çelebi Mehmed’in gelmesi üzerine, karşısına çıktı. Yine muvaffak olamadı ve İsfendiyar Beyin yanına kaçtı. Daha sonra, Çelebi Mehmed’in elinde bulunan Ankara’yı almak isteyen İsa Çelebi, Gerede Muharebesinde üçüncü defa mağlup oldu ve Kastamonu’ya sığındı. İsa Çelebi, ardı ardına gelen mağlubiyetlere rağmen, taht iddiasından vazgeçmedi. Aydınoğlu Cüneyd Bey'in yanına giderek, böylece bir defa daha şansını denemeğe karar veren İsa Çelebi, Eskişehir’e kadar geldi. Ancak, yapılan muharebeyi kaybederek, savaş meydanında öldürüldü.

Edirne’de bulunan Emir Süleyman, Çelebi Mehmed’in faaliyetlerini yakından takip etmekteydi. İsa Çelebi’nin son hareketinde başarılı olamayarak öldürülmesinden sonra, Çelebi Mehmed’e daha fazla hazırlanmak imkânı vermek istemediğinden, süratle Anadolu’ya geçti ve Bursa’yı rahatlıkla aldı. Çelebi Mehmed ise, Süleyman’a karşı koyamayacağını anlayarak, Amasya’ya çekildi. Daha sonra Ankara’ya gelen Emir Süleyman, burasını da kendisine bağladı ve bütün Osmanlı ülkesine hakim olmuş bir hükümdar gibi davranmaya başladı.

Bu sırada Çelebi Mehmed, diğer Anadolu beylikleri ile ittifak kurma arzusundaydı. Lâkin bu teşebbüsünde tam bir başarıya ulaşamayınca, biraderi Musa Çelebi ile anlaştı ve ona kuvvet vererek Rumeli'ye geçirtti. Böylece Musa Çelebi ile Emir Süleyman’ı karşı karşıya getirmiş oluyordu. Musa Çelebi’nin Rumeli'ye geçmesinden endişelenen Emir Süleyman, süratle Edirne’ye döndü. Mehmed ile Musa Çelebi arasındaki antlaşmaya göre, eğer Musa, mücadeleden galip çıkarsa, Çelebi Mehmed’in hükümdarlığını tanıyacaktı. Mehmed Çelebi ise onu askerî bakımdan destekleyecekti. Bu sırada Anadolu’da serbest kalan Mehmed Bey, rahatlıkla Ankara, Bursa havâlisine, yani Anadolu’da Osmanlıların elinde kalan topraklara sahip oldu.

Alıntıdaki Ek 61214
Karadeniz yoluyla Eflak’a gelen Musa Çelebi, kendisine burada da müttefikler bulmakta gecikmedi. Eflâk Prensi Mirça, Sırp despotunun kardeşi Vuk Brankoiç ve Bulgar Boyarları, kendisine kuvvet verdiler. Buna karşılık Emir Süleyman da Bizans İmparatoru tarafından destek görüyordu. Çatalca yakınlarında yapılan iki kardeşin mücadelesinden galip çıkan Emir Süleyman oldu. Savaş esnasında komutanlarından Vuk’un Emir Süleyman tarafına geçmesi, sonucu büyük ölçüde etkiledi. Bu ihaneti cezasız bırakmayan Musa Çelebi, ilk fırsatta Vuk’u ortadan kaldırdı. Savaştan mağlup çıkan Musa Çelebi, azim ve cesaretini kaybetmeyerek, yeniden güçlü bir birlik kurmaya çalıştı. Bu arada ağabeysinin gafletinden de faydalanarak, kuvvetlerini arttırdı. Musa Çelebi'nin bir daha karşısına çıkamayacağını zanneden Emir Süleyman, büyük bir rahatlık içerisindeydi. Bu vaziyetten en iyi şekilde faydalanmaya bakan Musa Çelebi, Edirne üzerine âni bir baskın yaparak, şehri ele geçirdi. Emir Süleyman, kaçmaya muvaffak oldu ise de, Musa Çelebi’nin peşine taktığı adamlar tarafından yakalanarak öldürüldü (1410). Cesedi Bursa’ya gönderilerek, Çekirge’de büyük babası Murad Hüdâvendigâr’ın yanına gömüldü. Hükümdarlığı sekiz sene yedi ay kadardır. Emir Süleyman, muharebelerde fevkalâde şecaatiyle ve cömertliği, ilim adamlarını himayesiyle meşhur olmuştu. Edirne Sarayı, onun zamanında âlim, şair ve sanatkârlarla dolmuştu. Ahmedî ve Mevlid yazarı Süleyman Çelebi bunlardandır.

Musa Çelebi, Edirne’ye sahip olduktan sonra, daha önce Mehmed Çelebi ile yapmış olduğu antlaşmaya riayet etmeyerek hükümdarlığını ilan etti. Adına akçe kestirdi. Böylece, mücadele sahnesinde yalnız iki kardeş kalmıştı. Bunlardan Mehmed Çelebi Anadolu’ya, Musa Çelebi ise Rumeli'ye hakim ve sahip idiler. Bu arada, hayatta olan diğer Şehzade Mustafa Çelebi’yi Timur Han, Anadolu’dan ayrılışı sırasında yanında götürmüştü.

Biraderi Mehmed Çelebi’nin, Anadolu’da ne derece bir kuvvete sahip bulunduğunu iyi bilen Musa Çelebi, onunla mücadeleye girişmekten çekindi. Fakat, vakit geçirmeden, Rumeli bölgesinde fütuhat hareketine başladı. Gönderdiği kuvvetler, Sitirya Yarımadasına kadar geldiler. Yine Emir Süleyman’la olan mücadelesinde kendisine cephe alan Sırp Despotu Stefan’ın üzerine yürüyerek, Noveberda şehrini ele geçirdi. İsyan eden Vidin Bulgar Prensine baş eğdirdi. Nihayet, biraderi Süleyman’ın Bizanslılara terk ettiği Karadeniz sahilindeki şehirleri ve Teselya’yı aldıktan sonra, İstanbul’u kuşattı (1411). Endişeye düşen İmparator, kendi yanında bulunan Emir Süleyman’ın oğlu Orhan Çelebi’yi serbest bıraktı.

Selânik ve Teselya taraflarına giden Orhan Çelebi’nin hükümdarlık iddiasına kalkması üzerine İstanbul kuşatmasını muvakkaten (geçici) kaldıran Musa Çelebi, hızla Selânik üzerine yürüyerek, Orhan’ın kuvvetlerini dağıttı ve Selanik’i kuşattı. Bu arada İstanbul’a yapılan tazyiki de sıklaştırdı. Bu durum üzerine İmparator Manuel, Çelebi Mehmed’le ittifak etmekten başka çare bulamadı. Mehmed Çelebi’ye kuvvet vermeyi vâdeden ve onu koruyacağına söz veren İmparator, onun Rumeli'ye geçmesini sağladı. Mehmed Çelebi, gelişinin dördüncü günü, Çatalca’nın İnceğiz köyü mevkiinde Musa Çelebi ile yaptığı muharebeyi kaybetti ve yaralı olarak az bir kuvvetle Anadolu’ya geçti.

Musa Çelebi, bu muvaffakiyetlerine rağmen, Rumeli’deki beyleri tarafından, gün geçtikçe yalnız bırakılıyordu. Çünkü onun, daha önce Emir Süleyman tarafında bulunan Üsküp Sancakbeyi Paşa Yiğit ve meşhur akıncı kumandanı Evrenos Bey'le diğer komutanlara karşı soğuk ve itimatsız davranışı, bu beyleri aleyhine çevirdiği gibi, bazı ehliyetsiz kimseleri iş başına getirmesi de memnuniyetsizliklere yol açmıştı. Onun için bu beyler, el altından Çelebi Mehmed’e haberler göndermeye başladılar. Rumeli’deki durumun, lehine döndüğünü anlayan Çelebi Mehmed, Dulkadirliler'den de yardım alarak, otuz bin kişilik bir kuvvetle tekrar Rumeli'ye geçti (1413).

Çelebi Mehmed, Edirne’ye yaklaştıkça Rumeli beylerinin kuvvetleri, ordusuna ekleniyordu. Bu defa Mehmed Çelebi’ye karşı koyamayacağını anlayan Musa Çelebi, Bulgaristan’a çekildi. Yanında Beylerbeyi Mihaloğlu Mehmed Beyle Umur Bey'den başka büyük beylerden kimse kalmamıştı. Vize tarafında, Musa Çelebi’nin öncü kuvvetleri mağlup edildi. İki ordu, Filibe yakınında karşı karşıya geldi ise de, Mehmed Çelebi, müttefiklerin tamamını beklediğinden geri çekildi. Nihayet Paşa Yiğit, Barak Bey, Tırhala Beyi Sinan Bey ile Evrenos Bey’in de kendisine katılmasıyla, Tuna’ya doğru çekilmekte olan Musa Çelebi’nin karşısına geçtiler. Sofya’nın güneyinde Çamurlu Derbend denilen mevkide meydana gelen muharebede Musa Çelebi, fevkalâde cesaretle harp etti ise de, zaten az olan kuvvetleri dağıldılar. Yaralı olarak kaçan Musa Çelebi, bir bataklığa düştü ve yakalanarak öldürüldü. Cenazesini Bursa’ya göndererek, babasının yanına defnettiler.

Musa Çelebi’nin Rumeli’de hükümdarlığı, üç seneden azdır. Artık Mehmed Çelebi, Osmanlı Devleti'nin başında yalnız kalmıştı. Böylece Fetret Devri denilen ve hemen hemen on bir yıl süren kardeşler mücadelesi bitmiş, parçalanan birlik yeniden sağlanmıştı. Çelebi Mehmed, tahta geçtiğinde yirmi dört yaşında bulunuyordu. Her şeye rağmen, Osmanlı Devleti'nin prestiji ve gücü, Fetret devrinde de kendisini gösterdi. İstanbul, Yıldırım Bayezid devrinden daha şiddetli bir biçimde muhasara edildi. Bu arada diğer Anadolu Beylikleri ise, Timur sayesinde varlıklarına kavuştular. Ancak her biri, bu güçlü Osmanlı Şehzadesinin tarafını tutarak varlıklarını sürdürmeye çalıştılar.

BAKINIZ

> Timurhan

> Ankara Savaşı

> Osmanlı Padişahları - Sultan Yıldırım Bayezid



Genel Türk Tarihi / dallog.com


BYAYD SPEOPLE 6 Haziran 2008 10:05

1 ek
Alıntıdaki Ek 61206
Bunalım Devri, Osmanlı Devleti'nde Yıldırım Bayezid'in 1402'de Ankara Savaşı'nda, Timur İmparatorluğu'nun kurucusu olan Timur'a yenilip esir düşmesi sonucu ortaya çıkan ve Yıldırım Bayezid'in oğulları arasındaki taht kavgaları nedeniyle 11 yıl süren kargaşa dönemidir.

Yıldırım Bayezid'in altı oğlu vardır. Bunlar; Emir Süleyman, İsa Çelebi, Musa Çelebi, Mehmet Çelebi, Mustafa Çelebi ve Kasım Çelebi'dir.

En büyük olan ve padişah olması beklenen Mustafa Çelebi, Ankara Savaşı'nda ortadan kaybolmuştur. Ali Paşa, Emir Süleyman'ı Rumeli'ye kaçırdı. Mehmet Çelebi de Amasya'ya çekildi. İsa Çelebi ve Musa Çelebi çatışa çatışa Karesi yöresine gittiler, sonunda Musa Çelebi, İsa Çelebi'yi öldürdü. Oradan Bursa'ya geçti. Emir Süleyman'ın Bursa'ya gelmesi üzerine Karaman Yöresine kaçtı ve Karamanoğulları'na sığındı. Bu arada Emir Süleyman, olabilecek anlaşmazlıklar, Trakya'nın emniyeti ve boğazlardan rahat geçişi sağlamak amacıyla kardeşi Kasım'ı ve kız kardeşi Fatıma'yı Bizans'a rehin olarak verdi. Hemen ardından Karamanoğulları ile barış anlaşması yaptı.

Mehmet Çelebi, ağabeyi Süleyman'a tabi olduğunu ve Hanlığını tanıdığını çeşitli hediyelerle bildirdi. Bu anlaşmalar üzerine can güvenliği iyice azalan Musa Çelebi, Karaman'dan da kaçarak, İsfendiyar Bey'in yardımlarıyla Eflak Kralı Mirçe'ye sığındı. Eflak Kralı, Trakya'da, egemenlik sağlamak için Musa Çelebi'ye çok sayıda asker verdi. Musa Çelebi de yanına verilen bu askerlerle kendini Han ilan edebilmek üzere Edirne'ye saldırdı. Emir Süleyman beklemediği bu saldırıya karşı koyamayarak İstanbul taraflarına yanında çok az sayıda adamıyla ancak kaçmayı başardı. Uğradıkları bir köyde tanınınca, köylüler sırf Musa Çelebi'den bahşiş alabilmek gayesiyle Emir Süleyman'ı katlettiler. Türk geleneğine göre: Saltanat soyundan kim olursa olsun; bir saltanat üyesi, diğer bir saltanat üyesini kendi emri üzerine öldürtür. Başkalarının olaya izinsiz müdehalesine, kişi ise idam, devlet ise savaşla yok etmek cezasını verir ve intikamını mutlakâ alırdı. Musa Çelebi de bu yüzden, köyü içindekilerle beraber yok etti, 1410'da Edirne'ye döndü ve tahta geçti.

Bu olayları öğrenen Mehmet Çelebi de Amasya'dan Bursa'ya gelip burada tahta geçtiğini ilan etti. Emir Süleyman'ı destekleyenlerin hepsi Mehmet Çelebi'yi onayladılar ve tabi oldular. Rumeli'de, Samako'da son kez karşılaştılar ve Çamurlu Derbent Savaşı'nda Mehmet Çelebi, kardeşini yenip çadırında öldürttü.

Mehmet Çelebi (I. Mehmet) tüm kardeşlerinin isyanlarını bastırarak, hükümdar olmuştur. Fetret Dönemi, yeni kurulmuş olan Osmanlı Devleti'nin fiilen parçalanmasına sebep olmuştur. Bu nedenle I. Mehmet için "ikinci kurucu" da denir.


Misafir 10 Haziran 2008 13:20

1 ek

FETRET DEVRİ

Alıntıdaki Ek 61207

Fasıla-i Saltanat olarak da bilinir. Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'nda (28 Temmuz 1402) yenilmesiyle başlayan bu döneme, kardeşleriyle girdiği mücadelede başarılı olarak yönetimi yeniden ele geçiren Mehmed Çelebi son vermiştir.

Ankara Ovası'nda yapılan savaşın kötüye gittiğini gören Yıldırım bayezid'in oğullarından Süleyman Çelebi, yanına Sadrazam Çandarlı Ali Paşa, Murad Paşa ve yeniçeri ağası Hasan Ağa ile birlikte kendine bağlı olan birlikleri de yanına alarak Edirne'de saltanatını ilan etti.

Savaşa katılan diğer şehzadelerden İsa Çelebi Balıkesir'de, Çelebi Mehmed ise Amasya'da kendi hükümdarlıklarını ilan ettiler. Yıldırım Bayezid ile birlikte Musa çelebi ve Mustafa Çelebi (Düzmece Mustafa) Timur'a tutsak düştüler.

Timur, zaferden sonra sekiz ay kadar Anadolu'da kalarak Osmanlı topraklarını yağmaladı. Anadolu'da daha önceden bulunan ancak Osmanlı topraklarına katılan eski Anadolu Beyliklerini yeniden canlandırdı. Osmanlı topraklarını ise 4 şehzade arasında paylaştırarak Anadolu'dan çekildi. Böylece Osmanlı Toprakları bölünmüş oldu.

Şehzadelerden ilk olarak Mehmed Çelebi harekete geçti. Orta Anadolu'daki Türkmen beylerini safdışı bırakarak güçlü bir Türkmen ordusu kurdu. İlk çarpışma ise Musa Çelebi ile İsa Çelebi arasında Bursa'da meydan geldi. Musa Çelebi Bursa'yı alarak hükümdarlığını ilan ettiyse de kısa bir süre sonra İsa Çelebi Bursa'yı yeniden ele geçirdi. Bu olay şehzadeler arasındaki mücadelenin kızışmasına yol açtı. Çelebi Mehmed, diğer kardeşlerini safdışı bırakarak Osmanlı İmparatorluğunu yeniden bir birlik altında toplamıştır.


asla_asla_deme 17 Ekim 2008 15:44

1 ek

Fetret Devri

Alıntıdaki Ek 61208

(1402-1413)

Osmanlı ta­rihinde Yıldırım Bayezid'in 1402'de Ankara Savaşı'nda Timur'a yenilmesiyle başlayıp 1413'te Çelebi Mehmed'in tahtı tek başına ele geçirmesiyle sona eren, devlet düzeninin bo­zulduğu karışıklık dönemidir. "Fetret" Arap­ça bir sözcüktür ve "hükümdarsız geçen dönem; karışıklık dönemi" anlamına gelir.

Yıldırım Bayezid Ankara Savaşı'nda hem yenilmiş hem de oğullarından Musa Çelebi ve Düzmece Mustafa diye de bilinen Mustafa Çelebi ile birlikte Timur'a tutsak düşmüştü. Öbür oğulları İsa Çelebi Balıkesir-Bursa yö­resini, Çelebi Mehmed de Amasya yöresini Timur'a bağlı olarak yönetmeye başlamışlar­dı. Süleyman Çelebi ise başkent Edirne'de Timur'a bağlı olmaksızın hüküm sürüyordu. Bu arada Timur Anadolu Beylikleri'ne top­raklarını geri vermiş, Anadolu'daki siyasal birliği iyice parçalamıştı. Yıldırım Bayezid'in 1403'te, Timur'un da 14()5'te ölümünden son­ra daha rahat hareket etmeye başlayan şehza­deler Osmanlı tahtına tek başlarına sahip olabilmek amacıyla kıyasıya bir mücadeleye giriştiler. Bu kavgaya Timur'un serbest bırak­mış olduğu Musa Çelebi de bir süre sonra katıldı.

Çelebi Mehmed daha 1404'te Timur'un Semerkant'a dönmesinden yararlanarak hare­kete geçmiş ve kardeşi İsa Çelebi'yi yenerek Bursa'ya girmişti. Buna karşılık Edirne'de bulunan Süleyman Çelebi de 1405'te Anado­lu'ya geçerek Çelebi Mehmed'in elinden Bursa'yı aldı ve Ankara'ya kadar ilerledi. Amas­ya'ya çekilmek zorunda kalan Çelebi Mehmed ancak 1409'da toparlanabildi ve Süleyman Çelebi'nin Edirne'ye dönmesini sağlamak amacıyla küçük kardeşi Musa Çelebi'yi Ru­meli'ye gönderdi. Süleyman Çelebi Musa Çelebi'yle hesaplaşmak için Edirne'ye doğru yola çıkınca Çelebi Mehmed de Bursa'yı geri aldı.

Bu arada Rumeli'deki akıncıların deste­ğini kazanan Musa Çelebi kardeşi Süleyman Çelebi'yi yenerek 1410'da Edirne'yi ele geçir­di. Bundan sonraki çatışma Çelebi Mehmed ile Musa Çelebi arasında oldu. İyice güçlendiğine inanan Musa Çelebi Rumeli'de kendi adına fetihlere girişti, hatta 1411-12 yıllarında İstanbul'u bile kuşattı. Buna karşılık Bizanslı­larla anlaşan Çelebi Mehmed de 1412'de Rumeli'ye geçerek Musa Çelebi'nin üzerine yürüdü ama yenildi ve geri çekilmek zorunda kaldı. 1413'te daha büyük bir kuvvetle girişti­ği ikinci seferde kardeşinin ordusunu Vize yakınlarında bozguna uğratarak Edirne'ye girdi ve tahta oturdu. Böylece Osmanlı Dev­leti'nin siyasal birliği yeniden sağlanmış oldu.

Osmanlı Devleti Fetret Dönemi'nde şehza­deler arasındaki kanlı taht kavgaları yüzün­den yıkılmanın eşiğine kadar gelmiş, iç karı­şıklıklar Çelebi Mehmed'in başa geçmesinden sonra da sürmüştür. Bu dönemdeki şehzade kavgaları daha sonra 1457-81 yılları arasında padişahlık yapan Fatih Sultan Mehmed'in tahtı ele geçiren şehzadenin devletin birliği için öbür kardeşlerini öldürtmesini meşru (şeriata, yasaya uygun) sayan ünlü ilkesini koymasına da bir dayanak oluşturmuştur.

MsxLabs & Temel Britannica


Keten Prenses 30 Kasım 2008 04:33

1 ek

Ankara Savaşı sonuçları ve Fetret devri..



FETRET DEVRİ (1402-1413)
Alıntıdaki Ek 61212

Osmanlı tarihinde, kardeşlerin saltanat mücadelesi verdikleri ve 1413 yılına kadar devam eden karışıklıklar dönemi diyebileceğimiz "Fetret Devri", Timur'un uyguladığı bir siyasetin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yıldırım Beyazıd, Ankara Savaşı’nda Timur'a esir düştüğü zaman en büyükleri Süleyman olmak üzere İsa, Mehmed, Musa, Mustafa ve Kasım adlarında altı erkek çocuğa sahipti. Bunlardan beşi babaları ile birlikte Ankara Savaşı’na katılmışlardı. Kasım ise çok küçük olduğundan Bursa'da kalmıştı.

Süleyman Çelebi, muharebenin kaybedildiğini görünce babasının emri üzerine Vezir-i Azam Çandarlizâde Ali Paşa, Murad Paşa, Yeniçeri ağası Hasan Ağa ve Subaşı Eyne Bey ile birlikte yanındaki kuvvetlerle Bursa'ya gelmiş, buradan da küçük şehzade Kasım’ı alarak büyük zorluklarla Rumeli'ye geçebilmişti. İsa Çelebi, muharebe meydanini terk ettikten sonra Balıkesir taraflarında saklanmış, Mehmet Çelebi Amasya'ya çekilmiş, Musa ve Mustafa ise babaları ile birlikte esir düşmüşlerdi.

Asıl gayesi, güçlü bir Osmanlı Devleti yerine, kendisine bağlı ve onun yüksek hâkimiyetini tanıyan parçalanmış birkaç Osmanlı Beyliği meydana getirmek olan Timur, başlangıçta bu gayesine ulaşmış görünmekteydi. Ayrıca o, Yıldırım Beyazıd tarafından kurulmaya çalışılan Anadolu birliğini de parçalamak istiyordu. Bu sebeple Anadolu beylerine ait yerleri Osmanlılardan alıp tekrar eski sahiplerine verdi. Geriye kalan Osmanlı ülkesini de Beyazıd’ın dört oğlu arasında paylaştırmıştı.

Edirne'de bulunan Emir Süleyman'a Rumeli'deki yerleri verip kendisine tabi olduğunu ifade eden hükümdarlık alâmeti olarak kemer, külah ve hil'at göndermiştir. Diğer şehzadelerden İsa Çelebi Balıkesir ve Bursa'da, Mehmed Çelebi Amasya'da, Musa Çelebi ise İsa’yı Bursa'dan çekilmeye mecbur ederek Bursa'da Timur'un al damgasıyla hükümdar olmuşlardı.

Ankara Savaşı’ndan sonra Anadolu'da sekiz ay kadar kalan Timur, uyguladığı siyasetin meyvelerini verdiğini gördükten sonra Doğuya dönüp Çin seferine çıkarken arkasında bıraktığı Anadolu'nun politik yapısı Sultan I. Murad'ın hükümdarlığı sonundaki durumu andırıyordu. Timur, Beyazıd’ın ele geçirdiği toprakları geri almıştı. Böylece Sultan Murad’ın Ankara'dan Akdeniz'e açtığı Osmanlı koridoru kapanmış oluyordu.

Karamanoğlu Mehmed Bey, Anadolu'nun üçte birini kaplayan ve içlerinde Hamidoğulları ve Germiyanoğulları' nın topraklarının doğu bölgeleri ile Kayseri, Isparta, Antalya ve Alaiyye gibi kentler bulunan büyük bir devletin başına getirilmişti. Timur, Anadolu'da Osmanlılara karşı koyabilecek bir güç meydana getirmek için böyle yapmıştı. Mehmet Bey, Osmanlılar da dahil olmak üzere bütün beyliklerin emiri olarak ilân edilmişti.

Timur'un, Anadolu'da uyguladığı bu parçalama politikası sonucunda Osmanlı ülkesi şehzadeler arasında taksim edilmiş, on bir sene süren ve tarihlerde Osmanlı Devleti'nin parçalanmasından dolayı "Saltanatta Ara" denilen ve kanlı hadiselerle dolu bir devrin açılmasına, fetihlerin durmasına, İstanbul İmparatoru’nun türlü entrikalarla bu durumu körüklemesine sebep olmuştu. Hatta bazı Avrupalılar, yeni bir Haçlı Seferi düzenledikleri takdirde Osmanlıları Avrupa'dan atabileceklerini düşünür olmuşlardı.

Ankara Savaşı ve bunun sonucunda bir daha kalkınamaması planı ile Osmanlı Devleti'nin parçalanması bu devlet için mühim ve büyük bir darbe olmakla birlikte çeyrek asırda kendisini süratle toplamaya muvaffak olması bu devletin teşkilat ve müesseselerinin sağlamlığını göstermektedir. Buna karşılık Hindistan, Iran, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Ege Denizine kadar geniş topraklar üzerinde fetihlerde bulunmuş olan Timur'un, ölümünden kısa bir müddet sonra devletinin ortadan kalkması, onun sadece tedhise dayalı bir devlet kurduğunu göstermektedir.

ŞEHZADELERİN HAKİMİYET MÜCADELESİ
Ankara bozgunu, yüz sene zarfında Anadolu'nun hemen hemen tamamına yakın bir kısmı ile Rumeli'nin Tuna boylarına kadar en mühim yerlerini zapt eden Osmanlı Devleti için büyük bir felaket olmuştu. Ankara hezimeti ile başsız duruma düsen Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki toprakları Hıristiyan devletlerle çevrili olmasına rağmen bu devletin yıkılıp ortadan kalkmayışı, onun ne kadar sağlam temeller ve müesseseler üzerine kurulduğunu göstermektedi. Böyle tehlikeli bir dönemde Balkanlar'da,Osmanlı Devleti'ne karşı ayrılma veya isyan etme seklinde bir hareketin görülmemesi, Osmanlıların, buralarda yasayan Hıristiyan halka gösterdikleri âdilâne muameleden kaynaklanmaktadır. Müslüman Türkler, Balkanlar'daki Ortodoks halkı, Katoliklerin baskısından kurtarmak, onların dinî inançlarına kimseyi karıştırmamakla din ve vicdan hürriyetine saygının en güzel örneklerini vermişlerdi. Gerçekten de hiç bir devletin idare tarzı, Osmanlıların idaresi kadar iyi olamazdı. Balkan halkları bu gerçeği çok acı tecrübeler sonunda anlamislardi.

Öyle anlasiliyor ki, Osmanli sehzadeleri arasindaki çekisme, Timur henüz sahnede iken ortaya çikmisti. Bu da Bursa'yi elde etme yüzünden olmustu. Nitekim Mehmet Çelebi, ailesinin Bursa'daki topraklarini istemeye kalkismis, fakat Timur'un Musa Çelebi'yi tutmasi yüzünden bundan vazgeçmişti. Babası Yıldırım Beyazıd ile birlikte Timur'a esir düsen ve onun yanında bulunan Musa Çelebi, Timur'un destek ve yakınlığını kazanarak, Bursa ve Karesi bölgesine hâkim olan kardeşi İsa Çelebi ile çatışmaya girer. Bu mücadeleden basarili çıkan Musa Çelebi, Bursa'ya hâkim olur. Fakat, Timur'un Anadolu'yu terk etmesinden sonra kuvvetlenen Isa Çelebi, eski payitaht olan Bursa'yi tekrar ele geçirir. Mağlup olan Musa Çelebi ise Kütahya'daki dayısı Germiyanoğlu'nun yanında kalmaya mecbur olur. Muhtemelen oradan da Karamanoğlu'nun yanına gitmişti.

Amasya'da bulunan şehzade Mehmed, Amasya, Canik, Tokat, Niksar ve Sivas taraflarında bulunan yerli beylerden Kara Devlet Şah Kubadoğlu, Gözleroğlu, Köpekoğlu, Kadı Burhaneddin Ahmed'in damadı Mezid Bey'le mücadele edip o havaliyi tamamen kendi nüfuz ve hükmü altına almıştı. Subaşı Eyne Bey'in tavsiyesi ile Bursa taraflarında bulunan biraderi Isa Çelebi'ye müracaatla Anadolu'yu aralarında taksim etme teklifinde bulundu ise de İsa Çelebi'nin kendisinin büyük kardeş olduğunu söyleyip teklifi ret etmesi üzerine Ulubat'ta başlayan muharebede (1404) İsa Çelebi, mağlup olarak önce Yalova'ya, oradan da İstanbul’a gitti. Edirne'de bulunan Emir Süleyman’ın, İmparator’dan İsa’yı istemesi üzerine, antlaşma gereği olarak İsa Edirne'ye gönderildi.

Ulubat savaşında, Yıldırım Beyazıd’ın meşhur komutanlarından olup Mehmed Çelebi'nin maiyetine giren Subaşı Eyne Bey ile İsa Çelebi'nin yanında yer alan Sari Timurtas Paşa maktul düşmüşlerdi. Savaşı müteakip Bursa'ya giren Mehmed Çelebi, hükümdarlığını ilân etmesine rağmen, bir ihtiyat tedbiri olarak Timur'un adinin da bulunduğu para bastırarak zekice bir siyaset takip etmiştir. Mehmet Çelebi, daha sonra Germiyanoğlu Yakup Bey'in yanında bulunan babasının cesedini getirterek camiinin yanına gömdürmüştür.

Anadolu'daki bu mücadeleler devam ederken, en büyük şehzade olan Süleyman Çelebi (Emir Süleyman), Edirne'de Hıristiyan unsurların desteğiyle güvenlik içindeydi. Bu esnada Sırbistan’da Lazar'ın yerine geçen oğlu Stefan hüküm sürüyordu. George Brankoviç de güney Sırbistan’da gücünü yaymaya çalışıyordu. Emir Süleyman, bu iki Sırp prensin çatışmalarından istifade etmeyi basardı.

O, babasının Anadolu topraklarını ele geçirmek ve kardeşlerini ortadan kaldırarak Osmanli Devleti'ni yeniden eski durumuna getirmek istiyordu. Bu gayesini gerçekleştirebilmek için Selanik, Makedonya’nın bir bölümü, Mora, Trakya kıyıları, Marmara ve Karadeniz'de İstanbul’a en yakın kıyı kasabaları verilmek suretiyle Bizans'tan para ve askerî yardim sağlandı. Bizans’ın daha önce Osmanlılara ödemek zorunda olduğu vergi de kaldırıldı. Böylece Emir Süleyman, kendi kardeşlerine karsı yardim sağlamak için ağır bir bedel ödemiş oluyordu.

Kendisine en büyük rakip olarak Mehmed Çelebi'yi gören Emir Süleyman, kuvvetli bir ordunun basında Isa Çelebi'yi Bursa üzerine gönderir. Mehmed Çelebi'ye bağlı kalan Bursa'lıların mukavemeti üzerine muvaffak olamayan İsa Çelebi, Bursa'yi ateşe verip yaktıktan sonra, Kastamonu'da bulunan Isfendiyar Bey'in yanına çekilir. Onunla ittifak halinde bulunan Aydınoğlu Cüneyd, Saruhanoğlu Hızır şah Bey ve Menteşeoğlu İlyas Beylerle Mehmed Çelebi üzerine varıp onunla savaşmak istemişti. Fakat bu son teşebbüsünde de muvaffak olamayınca Karaman iline sığınmak ister. Fakat bu arzusunu gerçekleştiremeden Eskişehir yakınlarında yakalanarak öldürülür. Cesedi, Bursa'da Murad Hüdavendigâr türbesi yanına gömülür. Isa Çelebi'nin öldürülmesi üzerine onunla ittifak halinde bulunan ve yukarıda adı geçen Ege beylikleri, Mehmed Çelebi'nin hükümdarlığını tanımak zorunda kalırlar. Böylece Mehmed ve Süleyman Çelebiler, devletin Anadolu ve Avrupa bölümlerinin hükümdarları oldular.

Bununla beraber Emir Süleyman, devletin tamamını istiyordu. Bu yüzden ordusu ile kardeşinin üzerine varıp önce Bursa, sonra da Ankara’yı zaptetmişti. Bu kayıplardan sonra Amasya'ya çekilmek zorunda kalan Mehmed Çelebi, mücadeleden vazgeçme niyetinde değildi. Nitekim 1406 yılında Yenişehir ovasında kardeşi Emir Süleyman ile savaşmış, fakat mağlup olarak tekrar Amasya'ya çekilmiş ise de onu Rumeli'ye dönmek zorunda bırakmak için çareler aramaya başlamıştı. Anadolu'da dört yıl kadar kalan Emir Süleyman’ın, Sivrihisar yüzünden Karamanlılarla arasının açılmasını fırsat bilen Mehmed Çelebi, yeni bir taktik deneyerek Karaman'da bulunan kardeşi Musa Çelebi'yi kendisine bağlı kalmak şartıyla Rumeli'ne göndermeye karar verir. Bu maksatla Karamanlılarla Kırşehir’in Malya ovasında bulunan Cemale kalesinde buluşan Mehmed Çelebi, Candaroğlu Isfendiyar Bey ve Eflak Voyvodası Mirçe ile de müzakerelerde bulunmuştu. Onların da muvafakati üzerine Candar iline gelen Musa Çelebi, Temmuz 1409'da Sinop'tan gemilerle Eflâk'a geçer.


asla_asla_deme 18 Mart 2010 14:26

Şehzadelerin Hakimiyet Mücadelesi
 
1 ek
Alıntıdaki Ek 61210
Ankara bozgunu, yüz sene zarfinda Anadolu'nun hemen hemen tamamina yakin bir kismi ile Rumeli'nin Tuna boylarina kadar en mühim yerlerini zapt eden Osmanli Devleti için büyük bir felaket olmustu. Ankara hezimeti ile bassiz duruma düsen Osmanli Devleti'nin Rumeli'deki topraklari Hiristiyan devletlerle çevrili olmasina ragmen bu devletin yikilip ortadan kalkmayisi, onun ne kadar saglam temeller ve müesseseler üzerine kurulduğunu göstermektedir. Böyle tehlikeli bir dönemde Balkanlar'da, Osmanli Devleti'ne karsi ayrilma veya isyan etme seklinde bir hareketin görülmemesi, Osmanlilarin, buralarda yasayan Hiristiyan halka gösterdikleri âdilâne muameleden kaynaklanmaktadir. Müslüman Türkler, Balkanlar'daki Ortodoks halki, Katoliklerin baskisindan kurtarmak, onlarin dinî inançlarina kimseyi karistirmamakla din ve vicdan hürriyetine sayginin en güzel örneklerini vermislerdi. Gerçekten de hiç bir devletin idare tarzi, Osmanlilarin idaresi kadar iyi olamazdi. Balkan halklari bu gerçegi çok aci tecrübeler sonunda anlamislardi.

Öyle anlasiliyor ki, Osmanli sehzadeleri arasindaki çekisme, Timur henüz sahnede iken ortaya çikmisti. Bu da Bursa'yi elde etme yüzünden olmustu. Nitekim Mehmet Çelebi, ailesinin Bursa'daki topraklarini istemeye kalkismis, fakat Timur'un Musa Çelebi'yi tutmasi yüzünden bundan vaz geçmisti. Babasi Yildirim Bâyezid ile birlikte Timur'a esir düsen ve onun yaninda bulunan Musa Çelebi, Timur'un destek ve yakinligini kazanarak, Bursa ve Karesi bölgesine hâkim olan kardesi Isa Çelebi ile çatismaya girer. Bu mücadeleden basarili çikan Musa Çelebi, Bursa'ya hâkim olur. Fakat, Timur'un Anadolu'yu terk etmesinden sonra kuvvetlenen Isa Çelebi, eski payitaht olan Bursa'yi tekrar ele geçirir. Maglup olan Musa Çelebi ise Kütahya'daki dayisi Germiyanoglu'nun yaninda kalmaya mecbur olur. Muhtemelen oradan da Karamanoglu'nun yanina gitmisti.

Amasya'da bulunan sehzade Mehmed, Amasya, Canik, Tokat, Niksar ve Sivas taraflarinda bulunan yerli beylerden Kara Devletsah Kubadoglu, Gözleroglu, Köpekoglu, Kadi Burhaneddin Ahmed'in damadi Mezid Bey'le miicadele edip o havaliyi tamamen kendi nüfuz ve hükmü altina almisti. Subasi Eyne Bey'in tavsiyesi ile Bursa taraflarinda bulunan biraderi Isa Çelebi'ye müracaatla Anadolu'yu aralarinda taksim etme teklifinde bulundu ise de Isa Çelebi'nin kendisinin büyük kardes oldugunu söyleyip teklifi red etmesi üzerine Ulubat'ta baslayan muharebede (1404) Isa Çelebi, maglub olarak önce Yalova'ya, oradan da istanbul'a gitti. Edirne'de bulunan Emir Süleyman'in, Imparator'dan Isa'yi istemesi üzerine, antlasma geregi olarak Isa Edirne'ye gönderildi.

Ulubat savasinda, Yildirim Bâyezid'in meshur komutanlarindan olup Mehmed Çelebi'nin maiyetine giren Subasi Eyne Bey ile Isa Çelebi'nin yaninda yer alan Sari Timurtas Pasa maktul düsmüslerdi. Savasi müteakip Bursa'ya giren Mehmed Çelebi, hükümdarligim ilân etmesine ragmen, bir ihtiyat tedbiri olarak Timur'un adinin da bulundugu para bastirarak zekice bir siyaset takip etmistir. "Sikke-i müstereke" adi ile anilan bu paranin Bursa'da hicrî 806 tarihinde basildigi anlasilmaktadir. Mehmet Çelebi, daha sonra Germiyanoglu Yakub Bey'in yaninda bulunan babasinin cesedini getirterek camiinin yanina gömdürmüstür.

Anadolu'daki bu mücadeleler devam ederken, en büyük sehzade olan Süleyman Çelebi (Emir Süleyman), Edirne'de Hiristiyan unsurlarin destegiyle güvenlik içindeydi. Bu esnada Sirbistan'da Lazar'in yerine geçen oglu Stefan (Istefan) hüküm sürüyordu. Georg Brankoviç de güney Sirbistan'da gücünü yaymaya çalisiyordu. Emir Süleyman, bu iki Sirp prensin çatismalarindan istifade etmeyi basardi. O, babasinin Anadolu topraklarini ele geçirmek ve kardeslerini ortadan kaldirarak Osmanli Devleti'ni yeniden eski durumuna getirmek istiyordu. Bu gayesini gerçeklestirebilmek için Selanik, Makedonya'nin bir bölümü, Mora, Trakya kiyilari, Marmara ve Karadeniz'de Istanbul'a en yakin kiyi kasabalari verilmek suretiyle Bizans'tan para ve askerî yardim saglandi. Bizans'in daha önce Osmanlilara ödemek zorunda oldugu vergi de kaldirildi. Böylece Emir Süleyman, kendi kardeslerine karsi yardim saglamak için agir bir bedel ödemis oluyordu. Kendisine en büyük rakip olarak Mehmed Çelebi'yi gören Emir Süleyman, kuvvetli bir ordunun basinda Isa Çelebi'yi Bursa üzerine gönderir.

Mehmed Çelebi'ye bagli kalan Bursa'lilarin mukavemeti üzerine muvaffak olamayan Isa Çelebi, Bursa'yi atese verip yaktiktan sonra, Kastamonu'da bulunan Isfendiyar Bey'in yanina çekilir. Onunla ittifak halinde bulunan Aydinoglu Cüneyd, Saruhanoglu Hizirsah Bey ve Menteseoglu Ilyas Beylerle Mehmed Çelebi üzerine varip onunla savasmak istemisti. Fakat bu son tesebbüsünde de muvaffak olamayinca Karaman iline siginmak ister. Fakat bu arzusunu gerçeklestiremeden Eskisehir yakinlarinda yakalanarak öldürülür. Cesedi, Bursa'da Murad Hüdavendigâr türbesi yanina gömülür. Isa Çelebi'nin öldürülmesi üzerine onunla ittifak halinde bulunan ve yukarida adi geçen Ege beylikleri, Mehmed Çelebi'nin hükümdarligini tanimak zorunda kalirlar. Böylece Mehmed ve Süleyman Çelebiler, devletin Anadolu ve Avrupa bölümlerinin hükümdarlari oldular.

Bununla beraber Emir Süleyman, devletin tamamini istiyordu. Bu yüzden ordusu ile kardesinin üzerine varip önce Bursa, sonra da Ankara'yi zapt etmisti. Bu kayiplardan sonra Amasya'ya çekilmek zorunda kalan Mehmed Çelebi, mücadeleden vaz geçme niyetinde degildi. Nitekim 1406 yilinda Yenisehir ovasinda kardesi Emir Süleyman ile savasmis, fakat maglub olarak tekrar Amasya'ya çekilmis ise de onu Rumeli'ye dönmek zorunda birakmak için çareler aramaya baslamisti. Anadolu'da dört yil kadar kalan Emir Süleyman'in, Sivrihisar yüzünden Karamanlilar'la arasinin açilmasini firsat bilen Mehmed Çelebi, yeni bir taktik deneyerek Karaman'da bulunan kardesi Musa Çelebi'yi kendisine bagli kalmak sartiyla Rumeli'ne göndermeye karar verir. Bu maksatla Karamanlilar'la Kirsehir'in Malya ovasinda bulunan Cemale kalesinde bulusan Mehmed Çelebi, Candaroglu Isfendiyar Bey ve Eflak voyvodasi Mirçe ile de müzakerelerde bulunmustu. Onlarin da muvafakati üzerine Candar iline gelen Musa Çelebi, Temmuz 1409'da Sinop'tan gemilerle Eflâk'a geçer. Gerçi Emir Süleyman'in giiçlenip kendi bagimsizligini tehdid etmesinden korkan Eflâk'in ve Sirp krali Stefan'in da destekleri saglanmisti. Musa Çelebi, Eflâk'ta prensin kizi ile evlendi. Böylece Türkler, Ulahlar, Sirplar ve Bulgarlar'dan olusan bir ordu toplamayi basaran Musa Çelebi, Edirne üzerine yürür.

Musa Çelebi, Istanbul'a kaçmak üzere yola çikan Emir Süleyman'in yakalanip öldürülmesi ve bütün timarli sipahiler gibi sancak beylerinin de kendisine bagliliklarini bildirmeleri üzerine Rumeli'deki Osmanli eyaletlerinin yegane hâkimi olarak Edirne'de tahta geçer. Böylece Emir Süleyman'in devleti, daha yetenekli ve enerjik Musa Çelebi'ye kalmisti. Gerçekten, cesur, gözü pek, faal bir kimse olan Musa Çelebi, Çelebi Mehmed'e olan bagliligini red ve inkâr ederek hükümranligini ilân eder. Subat 1411 yilinda gerçeklesen hükümdarlik ilânindan sonra adina para bastiran Musa Çelebi, gerçek bir hükümdar gibi davranmaya baslar. Saray protokol ve merasimlerinde eski Osmanli saray geleneklerini kurmaya yeniden tesis etmeye çalisir.

Musa Çelebi, Emir Süleyman'a yardim eden Sirp despotu Stephan Lazaroviç üzerine yürüyerek önemli bir maden sehri olan Novo Brodo'yu zapt eder. Pravati ve köprü kalelerini de ele geçirmek suretiyle, karisiklik döneminde Osmanlilar'in Balkanlar'da kayb ettikleri topraklan geri alir. Bu esnada Emir Süleyman'in Rumeli'ye geçisi esnasinda Bizans'a biraktigi yerlerin çogunu geri alan Musa Çelebi, böylece Bizans'i da cezalandirmaya çalisiyordu. Istanbul'u karadan ve denizden kusatma altina alan Musa Çelebi, 1411 yilinda Silivri'ye gelmis ve Istanbul'u açlikla teslime zorlamak istemisti. Çagdas kaynaklarin ifadesine göre Musa Çelebi'nin tutumundan çekinen Manuel, Venedikliler'in de yardim etmemeleri üzerine sehri teslim etmeye karar verir. Ancak daha önce Musa Çelebi tarafindan Bizans'a gönderilen ve bilahare Manuel ile is birligi yapan Candaroglu Ibrahim Pasa'nin tavsiyesi ile hareket eden Manuel, Çelebi Mehmed'i Rumeli'ye geçirmek suretiyle Istanbul kusatmasini kaldirmak tesebbüsünde bulunur. Nitekim, Gebze kadisi Fazlullah'i Manuel'e göndererek onunla anlasan Çelebi Mehmed, önce Istanbul'a gelmis, 1412 senesinin Ekim ayinda da Çatalca yakininda bulunan Incegiz'de Musa Çelebi ile savasa girmistir.

Kardesler arasindaki mücadele esnasinda sik sik taraf degistirmekle dikkat çeken bir sahsiyet vardir. Aydinoglu Cüneyd Bey adini tasiyan bu zat, Aydin ilindeki mevkiini saglamlastirmak için bir dizi faaliyetlerde bulunmustu. Fakat sonunda Çelebi Mehmet duruma hâkim olup eski birligi saglayinca onu Nigbolu muhafizligina getirmek zorunda kalmistir. Bununla beraber ona güvenemeyen Çeîebi Mehmet, onu bölgesinden alip uzaklastirmak ihtiyacini duymustu.

Baslangiçta gayet halim selim görünen Musa Çelebi'nin, sonralari sert bir tavir takinarak gerek beylerinin gerekse askerlerinin kendisine olan bagliligini kayb etmesi, yenilmesinde büyük bir rol oynamistir. O, Sofya'nin güneyinde bulunan Samakov kasabasi civarindaki Çamurlu sahrasindaki savasta ordusunun maglub olmasi üzerine yarali olarak Eflâk'a dogru kaçmak isterken yakalanip 10 Temmuz 1413'te öldürülür. Musa Çelebi'nin ölüm haberi, büyük bir üzüntüye sebep olmustu. Nasinin Bursa'ya gelmesi üzerine sehri muhasara eden Karamanoglu Mehmed Bey, sür'atle geri çekilmek zorunda kaldi.

Musa Çelebi'nin vefati üzerine Osmanli hanedaninin bölünmesi sona ermis oluyordu. Çelebi Sultan Mehmed, babasinin topraklarini yeniden toparlamaya gayret ediyordu. Onbir yil süren bu karisiklik döneminden sonra Osmanli Devleti, Güneydogu Avrupa'daki bütün stratejik noktalari, Edirne, Sofya ve Üsküp'ü; Dogu Balkanlar'da da eski sehir ve yerlesim bölgelerini tekrar elde etmis oldu. Bunun sadece bir istisnasi vardi o da Çelebi Sultan Mehmed'e yardım karşiliğinda Sirbistan'a bırakılmış olan Nis'ti.

MsXLabs.org & OT


Daisy-BT 15 Temmuz 2011 13:42

Fetret Devri ya da Fasılai Saltanat


Osmanlı Devleti'nde, Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'nda (1402) Timur'a yenilerek tutsak düşmesinden sonra ortaya çıkan iktidar boşluğu dönemi (1402-1413).

Yıldırım Bayezid ile iki oğlunun (Musa Çelebi ve Mustafa Çelebi) tutsak düşmesinden sonra, diğer oğullarından Süleyman Çelebi Çandarlı Ali Paşa ile birlikte Edirne'ye; Çelebi Mehmed (I. Mehmed) Amasya'ya; İsa Çelebi de Karesi'ye (Balıkesir) çekildiler. Timur'un Anadolu'dan ayrılmasından sonra Bayezid'in oğulları arasında taht mücadelesi başladı. Edirne'de padişahlığını ilân eden Süleyman Çelebi, Hristiyanlardan büyük destek gördü ve Trakya'ya egemen oldu. Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti Bursa'ya yerleşen Çelebi Mehmed ise Türk âyan, loncalar ve Sünnî tarikatlardan destek gördü.

Fetret Devri'nde kardeşler arasında zaman zaman değişen ittifaklar ortaya çıktı. Bu mücadeleler sırasında mevcut durumdan yararlanmayı bilenÇelebi Mehmed, 1405'te İsa Çelebi'yi, 1411'de Süleyman Çelebi'yi, 1413'te de Musa Çelebi'yi öldürterek Osmanlı topraklarına egemen oldu. Bütün yörelerde egemenliğini kabul ettirdi ve Osmanlıların birliğini yeniden sağladı.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


Baturalp 11 Ocak 2017 01:49

Fetret Devri



Saat: 00:05

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık