MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Sanat (https://www.msxlabs.org/forum/sanat/)
-   -   Sanatın Gerekliliği (https://www.msxlabs.org/forum/sanat/175340-sanatin-gerekliligi.html)

ThinkerBeLL 22 Ağustos 2012 12:51

Sanatın Gerekliliği
MsXLabs.org

"Sanat için soyunurum" diyen film yıldızı, "Sanat, sanat içindir ne demek?" diyen edebiyat öğretmeni, "Sanat gerçekleri anlamamızı sağlayan yalandır" diyen Pablo Picasso ve bunun gibi günlük hayatta içinde "sanat" geçen pek çok cümle.
Sanat Büyük Larousse ansiklopedisinin tanımıyla; herhangi bir etkinliğin ya da işin yapılmasıyla ilgili yöntemlarin, bilgilerin ve kuralların tümü. Başka bir tarifte bir işi yapmak için gerekli beceri ve yetenek. Pratik kurallarla belirlenmiş zanaatı uygulama. Hasan Nail Canat'a göre " Gülü incitmeden, gül yaprağına şiir yazmak", Ebers'e göre "Sanat bizi Allah'a götüren köprü."
Sanatın tanımını, anlamını kime sorarsanız, herkesten farklı cevap alırsınız. Kişiler tarifleri yaparken daha çok sanatsal düzenlemeleri içeren etkinliklerden söz ederler. Hemen akla gelen edebiyat, tiyatro, sinema, opera, plastik sanatlardır. Yani bireyle sanatçının, sanatını icra ettiği konser, sergi salonları,sahne gibi yerlerde buluşması düşünülür.
Peki gerçekten sanat, belli bir mekanda yapılılan, estetik kaygı taşıyan kuralları harekete geçiren bir etkinlik midir? O zaman hayatı boyunca sadece birkaç kez sinemaya gitmiş ya da bir romanı baştan sona kadar okumamış bir kişi sanatsal faaliyetlerin insan ruhunda yaptığı rötüşten mahrum mu yaşıyor demektir.
Medeniyetlerin başlamasıyla birlikte sanat da başlamıştır. Bunun belli bir kuralı, zorunluluğu olduğu için sanat, uygarlıkla pararlel gitmemiştir. Sanat yaşamsal bir faaliyet olarak hayatın doğal uzantısı durumunda ister istemez ortaya çıkmıştır. Yaşamın her alanında fark edelim ya da etmeyelim sanat vardır. Aslında sanat, hayatta algılanabilen estetik duyarlılığın tümüdür.
Sanat beş duyumuza hitap eden, doğal işleyişin zerafet kazanamasıdır. Etkileyici bir parfüm, lezzetli bir yemek, özenle düzenlenmiş bir bahçe, tebessümle söylenmiş bir söz, ipek ibrişimle dokunmuş bir eşarp insan ruhunda tarif edilemez duygular bıraktığında sanata uzanan kapıları aralar. Bir de altıncı his vardır ki bu da tanımlanamayan estetik duygu ihtiyacıdır.
Ata'nın söylediği "Sanatsız kalmış toplumların hayat damarlarından biri kopmuş demektir" değişi ruhumuzun ihtiyaç duyduğu sanat anlayışını vurgular. Elbette insan hayatını sürdürecek pek çok etken vardır. Bunlardan biri ya da birkaçı eksik olabilir. Ancak farkında olarak veya olmayarak hissetttiğimiz sanat gereksinimi, insan ruhunu cilalayan, düşüncelerini harekete yansıtan önemli bir değerdir.
Sanatı bir tanım, bir faaliyet olarak kurallaştırmak, mevcut olan estetik düşünceleri, hareketleri akademik düzeye taşımak demektir. Zaten toplumda var olan zarif yapı bu şekilde irdelenmiş olur. İnsanın ruhundaki güzelliği bulma çabası belli bir biçim kazanır.
Sanatın insanlık tarihiyle başlamasıyla birlikte hayat daha anlaşılır olmuştur. Örneğin güzel sanatlarla uğraşan bir kişinin elinin, zekasının ve kafasının birlikte çalıştığını söyler, Johnson Ruskin. Sanat, kişinin evreni algılamasını sağlar. Katıldığımız her sanatsal etkinliğin ardından, kişiliğimizin daha farklı boyuta taşındığını hissederiz. Belki 10 yıl önce okuduğumuz bir kitaptan pek birşey hatırlamayız ama üzerimizde bıraktığı etki farkında olmadan konuşmalarımızın, hareketlerimizin bir parçası olmuştur bile. Dinlediğimiz bir melodi yüreğimizin derinliklerinde çiçekli bir bahçe hazırlayabilir.
Sanatın ruhumuzda bıraktığı izler iyiye, doğruya ve tabi ki gerçeğe yöneliktir. Sanattan kalan ruhumuzda hissettiğimiz duyarlılığın günlük yamda davranışa dönüşmesidir. Sanat bir gereksinimdir çünkü sanat hayata dostça bir katkıdır.



eku123 31 Ağustos 2012 18:57

Sanat yaşamın estetik dille ifadesidir bir anlamda. Yaşamdaki her şeyin yansıtılmasıdır, dillendirilmesi ve insanın gündemine getirmesidir. Bu bağlamda sanat elbette ki toplum içindir ve öyle olmalıdır. Ama elbette ki estetik kaygı gerekli koşuldur sanatta. Sanatta estetik kaygıyı ihmal ederseniz konunuz ne olursa olsun ortaya sanat koymazsınız yaptığınız ve yarattığınız şey başka bir şey olur.
Mustafa Kemal ATATÜRK ün’’ sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur ‘’ sözü çok anlamlı ve yerindedir. Gerçekten de ülke olarak millet olarak yaşadığımız ve çözemediğimiz sorunlar ın kaynağı biraz da sanatsız kalmamızdan kaynaklanmaktadır. Sanata ve sanatçıya yeterince değer vermememizden, yeterince duyarlılık göstermediğimizden kaynaklanmaktadır.Sanat bir anlamda en önemli iletişim ve etkileşim dilidir. İnsanlar birbirlerine kendilerini ve sorunlarını en etkin bir şekilde sanatsal edimlerle ve eylemlerle anlatabilirler.
Peki sanatsal edimler ve eylemler ne anlama gelmektedir, bu edimlerin felsefi, ontolojik, transandantal ve metafizik anlamları nelerdir? Veya özetle sana felsefe ile iştigal eden birine ne anlatmaktadır?Tek tek sanatları ele alarak özetlemeye çalışacak ve paylaşmaya çalışacağım sizlerle.

1-RESİM
Resim zamanı durdurma sanatıdır bir anlamda. Hatta durdurulmuş zamanın içinde yeni bir zaman yaratmadır.Fotoğrafta da aynı özellikler vardır amafotoğraftaki zamanın durması bir tekerleğin acı bir fren sesiyle durması gibidir. Taş yüklü bir kamyonun metallerin sürtünmesiyle çıkan çığlıksı soğuk bir sesssle fren yapması gibidir fotoğraf. Oysa resimde bir uçan balonun gökyüzünde nokta haline gelmesi örneğinde olduğu gibi durur. Resimde boyalarla çizgilerle bir ışık cümbüşü yaratılır. Her ışık bir psikolojik imdir , bir duygu sembolüdür.
Resim ressamın yaşamın ağırlığından kaçışıdır. Bu kaçışın insancıl yönde olanıdır. Enerji depolayıp tekrar dönüşü sağlayanıdır. Resim çok şeydir.
GÜNÜMÜZDE RESİM BİR İHTİYAÇ MIDIR?
Günümüzde her şey makineleşmiş durumdadır. Bu gün bilgisayara yaptıramayacağınız bir şey yok gibidir. Son derece hassas ölçülerde resim yaptırabilir , son derece hassas bir üslüpla çekilmiş bir fotoğraf makinesi görüntüsünün çıktısı alabailirsiniz., Fotoğraf makinesinin , bilgisayarların ve envay çeşit kameraların olduğu bir dünyada resim bir ihtiyaç mıdır?
İhtiyaçsa nasıl bir ihtiyaçtır?
Evet… Resim gerekli olan ve bu çerçevede bir ihtiyaç olan bir unsurdur. Hiçbir fotoğraf makinesi ve kamerayla siz insani olanı tam olarak yansıtamazsınız.
Nedir insani olan bu duygular? İnsanın iç dünyasıdır bu hissettikleridir. Yaşama dönük bakışlarıdır. Yaşamı algılarken sahip olduğu özgürlük ve özgünlüğüdür.
İnsani duygular muhteşem ışık oyunları ile ancak resim tekniğiyle ve bir ressam tarafından yansıtılabilir. Gelecekte belki insanın beyninden geçenleri grafikte gösteren , bunun resmini çizen makineler icat edilebilir. Ancak hiçbir zaman hiçbir makine onun elinden çıkan resim kadar güzel ifade edemeyecektir , olan biteni.
Çünkü hiçbir makine hayal kuramaz. Hiçbir makine düşünemez ve hiçbir makine kendini yaratan programın dışına çıkamaz. Oysa insan kendisini çerçeveleyen programı aşabilir. Bunun yollarından biri de resimdir.
Resim yoluyla insan kendi kalıplarını kırar . kendini aşar. O açıdan resim bir ihtiyaçtır.
Resim felsefe ile iç içedir. Felsefesiz resim olmaz.Resimsiz felsefe olur ama felsefede bir anlamda düşüncenin sözcüklerle resmini çizmek değil midir?

SONUÇ
Resim sanatı bireye sayısız yararlar sağlamaktadır. Eğitim öğretim sürecinde istendik şeylerin verilebilmesinde, kazandırılabilmesinde son derece önemli bir araçtır. Bu nedenle resim sanatı okullarımızda formalite icabı ve angarya olarak görülmemeli hakkıyla değerlendirilmelidir. Okularımızda okuyan geleceğin sanatçıları desteklenip üst düzey eğitime tabi tutulmalıdır.

Kaynak


KAPTAN 9 Aralık 2012 02:12

‘Sanatın Gerekliliği’

“Sanatın Gerekliliği” (Ernst Fischer, Çeviren: Cevat Çapan) ilk kez 1968’de Memet Fuat’ın yayınevinde basılmıştı. O tarihten bu yana pek çok yeni basımı yapıldı. Bu ilginin temel nedeni, yazarın dünyaya bakışındaki tutarlılık, bunu yansıtmadaki başarısı ve sanatın temellerine ilişkin geniş görüşlülüğüdür. Pek çok özelliğiyle benzersiz bir kitaptır “Sanatın Gerekliliği”.

Kitabın girişindeki birinci bölümü, bir savsöz niteliğindeki şu cümleyle biter:

“Sanat insanın dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gereklidir. Ama salt özünde taşıdığı büyü yüzünden de gereklidir.”

Evet, insanların yaşadıkları dünyayı, insanı ve hatta kendilerini tanıyabilmeleri için birincil önemde bir araçtır sanat. Çünkü sanat yapıtları içlerinde insanlığın tüm geçmiş hayat deneyimini barındırırlar. İnsan soyunun mağaralarda yaşadıkları dönemden bugüne bütün deneyimleri sanat yapıtları yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.

“Sanatın Gerekliliği”, bu uzun serüvenin özetidir bir bakıma. Çalışma, dil, benzerini yaratmak, büyü gibi unsurların insan elinde nasıl sanata dönüştüğü neredeyse büyülü güzellikteki cümlelerle ve örneklerle anlatılır.

Kitabın geniş bölümlerinden biri “Sanat ve Kapitalizm”. Kral Midas’ın dokunduğu her şeyi altına çevirmesi gibi sermaye düzeni de her şeyi alınıp satılan “mal”a çevirdi. Her gün örneklerini gördüğümüz gibi ticari bir uğraş oldu sanat ve edebiyat. Fischer, kapitalizmin ilk dönemlerinden başlayarak halk sanatı, romantizm, izlenimcilik, doğalcılık, simgecilik, gerçekçilik gibi akımları incelerken, sanata bu dönemde giren yabancılaşma, nihilizm, insansızlaştırma, gizemleme gibi kavramları da açımlayıp inceliyor.

Kitabın bir başka ana bölümü de öz ve biçim sorunlarını tartışıyor. Burada yazar, resim, müzik, şiir gibi farklı sanat dallarının anlatım biçimlerinin neredeyse kılcal damarlarında dolaşıyor. Bir sanat yapıtını oluşturan iki ana etkenin, hem birbiriyle hem de toplumsal yapıyla ilişkisini nefis örneklerle açıklıyor.

‘Sanatın Gerekliliği’ kuramsal bir kitap olmasına karşın sanat yapıtları, yazarlar ve sanatçılar arasında tanıdık bir arkadaş gibi dolaşıyor. Hemen her sayfasında okuduğumuz bir kitap, dinlediğimiz bir müzik eseri ya da gördüğümüz bir tabloyla karşılaşıyoruz... Bu zenginlik okura hem yabancısı olmadığı bir alanda dolaştığı izlenimi veriyor hem de yazarın engin bakışıyla her sayfada daha zenginleşiyoruz.

Kitabın her cümlesinin ışıltılı, aydınlatıcı olmasının bir temel nedeni de Türkçeye çok başarılı bir biçimde çevrilmiş olması. Kuramsal bir kitabın da güzel bir dille çevrilebileceğinin parlak bir örneği.

Aslında yazarın öyle bir ustalığı var ki her satırında yalnız sanatı değil, hayatı da öğretiyor. Bir arkadaşım, “Bütün kültürümün temeli bu kitaptır” demişti.

Bir kitabın bir insanın hayatında böyle belirleyici bir rolü olabilir mi? Demek olabiliyor.

Ernst Fischer’in ülkemiz okurları için başarısı “Sanatın Gerekliliği” ile sınırlı değil. Ahmet Cemal’in dilimize çevirdiği “Franz Kafka” kitabı da, bu büyük yaratıcının dünyasını tanıyabilmek için benzersiz bir kılavuz.

***

“Sanatın Gerekliliği”nin yeni basımında ülkemiz okurlarının çok sevdiği bir başka yazar olan John Berger’in uzun bir önsözü var: Berger bu yazısında Ernst Fischer’le geçirdiği son günü (çünkü yazar o günün akşamında ölecektir) hem o anların hem de bütün bir hayatın dökümünü yaparcasına çok dokunaklı bir dille anlatıyor.

Anlattığı kişiler gerçek olmasa, başlı başına kurmaca bir metin gibi de okunabilecek bu yazı, hayat ayrıntıları ve düşünce yoğunluğuyla dolu:

“Neyi seçer âşık olan insan? Sevdiği uğruna dünyayı (bütün hayatını) gözden çıkarmayı seçer.”

cumhuriyet portalı


_EKSELANS_ 9 Aralık 2012 10:07

sanat
 
Sanat, özü barındırır. Hayatın her evresinde, her döneminde sanat vardır. Hayat geliştikçe sanat gelişir, hayat değiştikçe sanat değişir. Hayatı yansıtır sanat, anlatır insana. Sanat nedir ki zaten, hayatın kendisi değil mi?

Sanat, her zaman insan için var olmuştur. İnsan var olduğu sürece de sanat var olacaktır. En bilindik örnektir, tiyatro sahneleri. Hayatı orda taklit ediyoruz biz derler. Ya da sinema aynı şekilde. Aslında taklit etmek de diyemeyiz tam olarak. Sanat, "nasıl bir hayat istiyoruz" mantığını yansıtır insanın. Örneklendirmek gerekirse, sinemalarda hep harika aşkı anlatmak istemez mi insan, gösterişli yaşamı, güllük gülistanlık hayatları.. İşte insan zihnindeki idealin dışa vurumu, karşınızda "Sanat"..

"Sanat gerekli midir" ile "Sanat şart mıdır" sorularını da karşılaştırmakta fayda var. Evet, sanat şart değildir belki. Aç insanı doyurmaz, ölmüş bir canlıyı diriltmez, ya da bunun gibi bir sürü şey. Ama sanat insana, başka hiç bir şeyin veremediği farklı bir huzur aşılar, yeni kapılar açar hiç bilinmeyen, gidilmeyen, gezilmeyen dünyalara. Aydınlatır ruhu. Bu yüzden sanat belki "şart" değildir ama hayatın tadını alabilmek için kesinlikle "gerekli" dir.

Sanat ile uğraşan kişiler için ise bu tat bambaşkadır. Yaratmanın zevkine varır sanatçı, üretimin keşfine çıkar. Kendine döner, kendini keşfeder belki de sanatı sayesinde. Kendini yansıtırken, başka yansımaları da görür etrafında. Büyür yansıttığı ışık. Işık büyüdükçe haz büyür, haz büyüdükçe ışık. İşte sanat bu yüzden gereklidir.

Sanat için "gerekli değildir" diyenler de çıkacaktır mutlaka, kimse yadırgayamaz. Bunu; sanatla tanışmamış ya da tanıştıkları şeyin sanat olmadığı gerçeğinin farkına varamamış olmalarına bağlayabiliriz. Sanat gereklidir, sanat her alanda gereklidir. İnsan var oldukça, sanata muhtaç olacaktır. Tabi sanat da insana...



Saat: 12:18

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık