MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Müslümanlık/İslamiyet (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/)
-   -   İslam Dininde Kumar ve Oyun Oynamak ve Hükmü (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/183974-islam-dininde-kumar-ve-oyun-oynamak-ve-hukmu.html)

yüksel2 18 Haziran 2008 00:05

Kumar ve Oyunlar

Sual: Dünyadaki müslümanlara gönderilen Kumar Oyunları hakkındaki bildiriye cevap verir misiniz?
CEVAP
Dinimizde bir şeyin haram ve küfür olduğu dört delil ile bilinir. Bunlar Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyastır. Bundan başka delil yoktur. Gönderilen bildiride çeşitli kumar oyunlarının kağıt sayısından dolayı haram veya küfür olduğu bildiriliyor. Halbuki İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
(Oyun ile vakit geçirmek, tavla, 14 taş ve benzeri oyunlar tahrimen mekruhtur. Bunlar, para ile, mal ile yapılırsa kumar olur, haram olur.) [Redd-ül Muhtar c.5, s.253]

Demek ki, ne çeşit oyun olursa olsun, çayına bile olsa, oynanınca haram, parasız oynanırsa tahrimen mekruhtur. Hiçbir kitapta, kumar oynayan dinden çıkar diye yazmaz.

Bildiride, (Pişpirik oynarsan 54 farzla oynarsın, tavla oynarsan İslam’ın 32 şartı ile oynarsın) gibi indi görüşler vardır. Dinimizde rakamlar üzerinden manalar çıkarmak doğru değildir. Amerika’da peygamber olduğunu söyleyen R. Khalife isimli bir din düşmanı da, 19 rakamının kutsallığından bahsetmiştir. 19 rakamı üzerine başka numara döndürenler de olmuştur.

İslam’ın şartı 32 değil, beştir. Dominodaki sayılar farsçadır. Yahudilikle, Hıristiyanlıkla bir ilgisi yoktur. Abdestin farzı Hanefi’de dört ise de, diğer mezheplerde farklıdır.

Böyle bildiriler, ya yabancıların bir oyunu veya cahil kimselerin bir düzmesidir. Kumarın haram olduğu edille-i şeriyye ile de sabittir. Rakamlara göre haram olduğunu söylemek çok yanlıştır. Kumar oyunları, bildiride açıklanan rakamlarla değil de, başka rakamlarla oynansa haram olmaktan çıkacak mıdır? Elbette çıkmaz. Hurafelerden uzak durmak gerekir.


Sual: Top yarışı yaptırmak, topu en ileri atana hediye vermek caiz mi, kumar mı? Hangi şans oyunları, hangi yarışlar, kumardır, hangileri kumara girmez? Kur’a çekmek, piyangoya girer mi?
CEVAP
Bir şeyin kumar olabilmesi için bahse giren iki veya daha fazla kişinin zarar veya kâr etme ihtimalinin bulunması şarttır. Mesela (Sen kazanırsan ben sana vereceğim, ben kazanırsam sen bana vereceksin) şeklinde bahse girmek kumar olur. (Sen kazansan da, ben kazansam da ben vereceğim veya sen vereceksin) şeklinde olursa kumar olmaz. Yahut, birisi, iştirakçilerden para almadan (Hanginiz kazanırsa ona para veya araba vereceğim) dese kumar olmaz. Kazanma olmadan, (Kur’a çekeceğim. Kim kur’ada çıkarsa ona vereceğim) demek de kumar olmaz.

Mubah olan herhangi bir şey ile yarışmak caizdir. Yarışan iki kimseden yalnız birinin, (Beni geçersen, sana şunu vereceğim. Ben geçersem, senden bir şey istemem) demesi veya yarışmaya karışmayan birinin, (İkinizden kazanana şunu vereceğim. Kazanmayan bir şey vermeyecek) demesi caizdir. (Kazanamayan, kazanana şunu verecek) denirse, kumar olur. Kumarcılardan herbirinin malının artmak ve azalmak ihtimali vardır. Eğer, üçüncü bir kimse, ikisinin atlarını geçmesi şüpheli olan bir at ile yarışa katılıp, (Sizi geçersem, ikinizden de alırım. Siz beni geçerseniz, size bir şey vermem, hanginiz ötekini geçerse, ondan alır) demesi de caiz olur. (Redd-ül Muhtar)

TV’deki çekilişler
Sual: TV’lerdeki programlarda, fazla puan alana, kapıyı önce açana, mayını patlatmayana çeşitli hediyeler veriyorlar. İştirakçilerden hiç para almıyorlar. Bu kumara giriyor mu?
CEVAP
Girmiyor. İştirak eden herkesten az da olsa para alsa, kumara girer. Bu hususta, muteber eserlerden aldığımız yazı aşağıdadır:

Her şey ile yarış etmek ve bulmaca çözmek helaldir. Bunları kumar ile yapmak haramdır. Koşarak veya at ile ve silah ile, ok ile hedefe atmak gibi harbde kullanılan şeylerle yapılan yarışlarda, bir taraftan mal şart etmek de caiz olur. Yani iki kişiden yalnız biri, (Sen kazanırsan, ben sana vereceğim. Ben kazanırsam, sen bana vermeyeceksin) derse veya bir üçüncü kimse, yarışa katılanlar arasından kazanana ben vereceğim) derse caiz olur. İki tarafın da mal vermesi şart edilirse, kumar olur. Bir üçüncü kimse de yarışa katılıp, ikisini de geçerse, ikisinden de alması, ikisini de geçemezse, ondan bir şey alınmaması şartı ile, ikisinden geride kalanın, geçene mal vermesini şart etmek caiz olur.

Kur’a çekmek caiz ve sünnettir. Mülk sahiplerinin haklarının miktarlarını değiştirmek veya ortaklardan birinin hakkını yok etmek yahut hakkı olmayana pay vermek için yapılan kur’a, piyango olur, haram olur.

Kumar, yarışlarda olduğu gibi, tavla ile, dama taşları ile, iskambil kağıtları ile yapılan her oyunda, futbol oyunlarında da olur. Bunların hepsinde ve ilim adamları arasındaki kumarda, sözleri, tahminleri yanlış çıkanlar, tahminleri doğru çıkanlara mal, para vermektedir. Kumara katılanların herbirinde, hem almak hem de vermek ihtimali vardır. Kumar oynatmak, yarışmak demek değil, tahminde yanılıp yanılmamak demektir.

Kumarla sömürenler
Kumarda, sonu tahmin edilen işin oyun olması, kazançlı, başarılı olması veya zararlı olması arasında fark yoktur. Canbazın düşüp düşmeyeceğini, geminin batıp batmayacağını tahmin edenlerin, birbirlerine para vermek için sözleşmeleri de kumar olur. Bunun içindir ki, oyun, yarış yapılmaksızın, kumarcıların isimleri veya para ile aldıkları biletlerin numaraları arasında piyango çekerek, çekilen numara sahiplerine biletlerden toplanan paraların hepsini veya bir miktarını dağıtmak kumar olur. Çünkü, piyangoya katılanların hepsi kendi numarasının çekileceğini ümit etmektedir. Bu tahminleri doğru çıkanlar, yanlış çıkanların önceden vermiş oldukları paralardan almaktadır. Aldıkları para ile, önceden bilete verdikleri paranın farkını, tahminleri yanlış çıkanlardan almış olmaktadır. Tahminleri yanlış çıkacaklardan para toplamak güç olacağı için ve bunlar önceden belli olmadıkları için, piyangoya katılanların hepsinden, önceden bilet ücreti ismi altında para toplanmakta, tahmini doğru çıkanların vermiş oldukları, sonra kendilerine iade edilmektedir. Önceden toplanan paraların hepsini piyango sahibi almakta, bundan "aslanpayı"nı kendine ayırıp, geri kalanını tahminleri doğru çıkanlara vermektedir.

Piyango sahibi, kumara iştirak etmese bile, harama sebep olduğu için, büyük günah işlemekte iştirak edenleri sömürmektedir. (Redd-ül Muhtar, S. Ebediyye, İ. Ahlakı)

Sual: Gazetenin, çekiliş yaparak araba vermesiyle piyango arasında fark var mıdır?
CEVAP
Piyango bileti alınınca verilen paraya karşılık bir mal alınmıyor. Kuponsuz olarak Gazetenin vereceği çekilişe katılan kimse, verdiği para ile gazetenin yanında ayrıca ansiklopedi ve kaset de alıyor. Okuyucuların gazeteden bir alacakları kalmıyor. Gazete fazla olarak kur'a ile araba vs. veriyor. Gazete bunu da sorulan sualleri bilene veriyor. Bunun piyango ile hiç alakası yoktur. Üç çeşit kur'a, yani çekiliş vardır:
1- Haram olan kur'a. (İştirakçilerinden birkaçı hariç, hepsi zarar eder. Her çeşit piyango çekilişleri böyledir.)

2- Caiz olan kur'a. (İştirakçilerden hiç birinin zarar etmediği kur'a. Gazetenin verdiği arabalar, buzdolapları ve çamaşır makineleri böyledir.)

3- Müstehap olan kur'a. Müşterek hakka sahip olanlar arasında çekilen kur'a. (Kurban etini tarttıktan sonra ortakların kur'a ile hisselerini almaları böyledir.) [Mecelle Şerhi]

Ankara Müftülüğü'nün bu konudaki fetvasının özeti şöyle:
Gazetelerin okuyucularına verdiği araba, daire gibi şeyler, piyango hükmünde değildir. Çünkü ödenen para ile gazete satın alınmaktadır. Alınan gazetenin, emsali gazeteler yanında, tespit edilen değeri verilmektedir. Araba, daire gibi hediyeler, gazete sahibinin, kazancının bir kısmından alınarak, okuyucularına kur'a yani çekiliş ile hediye edilmektedir. Bunu maddi hiçbir değeri olmayan piyango bileti veya toto kağıdı ile karıştırmamak lazımdır. Bu hususta Din İşleri Yüksek Kurulu'nun birçok fetvası mevcuttur.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun kur'a yani çekiliş ile hediye vermenin caiz olduğunu bildiren fetvalarından biri şöyle:

Para ödeyerek bilet alan kimselerden bir kısmına ikramiye çıkıp, bir kısmına çıkmadığı için kumardır. Gazetelerin okuyucularına vermekte oldukları, otomobil, daire gibi şeyler, piyango hükmünde değildir. Çünkü bunda, ödenen para ile gazete satın alınmaktadır. Gazeteden çekiliş ile, okuyucularına çıkan otomobil vs. gibi şeyler hediye hükmündedir.

Sual: Haram bir şeyi sevmek, "Kumar haram ama seviyorum" demek küfür olur mu?
CEVAP
İnsanın nefsi haramlardan hoşlanır. Haramlardan hoşlanmak insanın elinde olmadığı için küfür ve günah olmaz. Haram işlemek günah olur. "Haram ama seviyorum" demek suretiyle günahı duyurmak, ilan etmek, teşvik etmek de günahtır. (Hadika)

Sual: Bir kilo baklavayı yiyebilirsen fiyatını ben ödeyeceğim. Yiyemezsen kendin ödersin diyerek bahse girmek kumar sayılır mı?
CEVAP
Karşılıklı zarar etme olduğundan kumar sayılır. Kendi getirdiği baklavayı arkadaşına (Hepsini yiyebilirsen sana şu kadar para vereceğim. Yiyemezsen bir şey yok) dese, kumar olmaz. İki taraftan birinin zarar etme ihtimali varsa, karşılıklı bahisler kumar olur.

Sual: Büyük ikramiyeli yarışmalara katılıp oradan kazanılacak parayı yemek caiz midir?
CEVAP
Para vermeden yarışmaya katılma imkanı varsa mahzuru yok. Az da olsa para veriliyorsa kumar olur, haram olur.

Sual: Okey, kağıt vs. gibi oyunlar, çayına veya vakit geçmesi için oynandığında günah olur mu?
CEVAP
Çayına oynamak da kumardır ve haramdır. Bu oyunları oynamak tahrimen mekruhtur. Devamlı oynanırsa haram olur. Oyun oynamak malayanidir, boş iştir.

İnsan, dünyaya oyun ve eğlence için gelmemiştir. Dünya iş ve kazanç yeridir. Dünya ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir. Boş vakit fırsat ve ganimettir. Faydalı iş yapmadan vakit geçirmek vakti öldürmek olur. Dünyada yapılan her işin, her nefesin hesabı kıyamette sorulacaktır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamet günü, herkes ömrünü ve gençliğini nerelerde geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nerelere harcadığından ve ilmi ile amel edip etmediğinden sorguya çekilecektir.) [Tirmizi]

Ömür, ilim, mal ve beden, Allahü teâlânın kullarına verdiği bir sermayedir. Bu sermayeyi Allahü teâlânın bildirdiği yerlerde harcamalıdır. Vakit geçtikten sonra pişmanlığın faydası olmaz. Onun için gençliğin, malın, sağlığın kıymetini bilmeli, dünyada ahireti kazanacak işler yapmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Beş şeyden önce beş şeyin kıymetini bil! İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş vaktin, fakirlikten önce zenginliğin ve ölümden önce hayatın kıymetini bil!) [Ebu Nuaym]

Peygamber efendimiz, tavla oynayan bir grup insana buyurdu ki:
(Oyunla meşgul olan el ve kalblere, boş ve bâtıl sözlere yazıklar olsun!) [Beyheki]

Böyle oyunları parasız, eğlence için oynamak da uygun değildir. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Satranç ve dama oynayan, ellerini domuz kanına bulaştırmış gibi olur.) [Müslim]

(Tavla oynadıktan sonra kalkıp namaz kılan, irin ve domuz kanı ile abdest alıp namaz kılana benzer.) [İ. Ahmed]

(Satranç, tavla ve benzeri haram olan oyunları oynayanlara rastladığınız zaman, selam vermeyin! Selamlarını da almayın!) [Deylemi]

Yukarıdaki hadis-i şeriflerin açıklaması olan fıkhi hüküm ise şöyledir:
(Tavla, satranç, 14 taş gibi oyunları oynamak tahrimen mekruhtur. Devamlı oynanırsa haram olur. Eğer bir farzı yapmaya mani olursa yahut para için oynanırsa yine haram olur.) [Redd-ül Muhtar 5/253]

Görüldüğü gibi, parasız olarak ara sıra oynamak harama yakın mekruh, devamlı oynanırsa haramdır. Çayına da oynamak kumar olduğu için yine haramdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimsenin boş şeylerle vakit geçirmesi, Allahü teâlânın onu sevmediğinin alametidir.) [Mektubat-ı Rabbani]

İmam-ı Malik hazretleri buyurdu ki Satranç ve dama oynayan Allah ve Resulüne asi olmuş sayılır.) [U. Kübra]

İmam-ı Gazali hazretleri ile İmam-ı Şafii hazretleri, ara sıra satranç oynamanın mubah, devamlı oynamanın ise tenzihi mekruh olduğunu bildirdiler. Nitekim, İmam-ı Şafii hazretleri, (Satranç oynamak, din ve mürüvvet sahiplerinin âdeti değildir) buyurdu.

Bu yazılardan anlaşıldığına göre, Hanefilerin satranç dahil bütün oyunları oynamaları doğru değildir. Şafiilerin ise, ara sıra yalnız satranç oynamaları caizdir.

Sual: İctihad kapısı kapalı deniyor. Örneğin günümüzde ortaya çıkan bazı oyunlar, at yarışı, loto ve diğer konular hakkında dinimizin bildirdikleri söylenirken kıyas ya da icma mı yapılmış oluyor yoksa İslam âlimlerinin bildirdikleri vasıtasıyla mı hüküm veriliyor?
CEVAP
Kumarı tarif etmişler, adına loto de, toto de, piyango de, at yarışı de, fark etmez yani yeni bir şey yok. Kıyas falan yapılmıyor. İçki, kumar ve diğer haramlar isim değiştirse de yine haramdır. Bunlar için yeni ictihada ihtiyaç yoktur.

Sual: Bazı şans oyunlarında, kendi bilgimizi ve tahmin yeteneğimizi de kullandığımız için, bunlara katılmak caiz olur mu?
CEVAP
Hayır, caiz olmaz. Ölçü, bilginin kullanılıp kullanılmaması değil, oyunda para verilip verilmemesidir. Bilgi yarışması da yapılsa, katılmak için para verilirse, yine kumar olur, caiz olmaz.

Sual: Bir şeyine lades tutuşmak, caiz olur mu?
CEVAP
Hayır, caiz olmaz, kumar olur.

Sual: Futbol veya başka oyunları, spor gayesiyle oynamak günah mıdır?
CEVAP
Avret yeri açık olursa veya namaza mani olursa, her oyun haram olur.

Oyunla vakit geçirmek, tavla, 14 taş ve benzeri oyunlar tahrimen mekruhtur. Bunlar, parayla, malla yapılırsa kumar olur, haram olur. (Redd-ül-muhtar)

Demek ki, ne çeşit oyun olursa olsun, çayına bile olsa, parayla oynanınca haram, parasız oynanırsa tahrimen mekruhtur.

Başka faydalı işler, mesela spor olarak, yürümek, koşmak, denizde yüzmek, evde çeşitli jimnastik aletleriyle spor yapmak tercih edilebilir.

Çeşitli oyunlara bağlanıp, kitap okumaktan mahrum kalanlar, hatta yemek yemeyi bile unutanlar oluyor. Okuldaki derslerine bile çalışamıyorlar.


asla_asla_deme 23 Şubat 2012 02:25

Kumarın Zararları
 
İslâm dini, Müslümanlara kumarin her çeşidini haram kılmıştır. Herhangi bir kimsenin menfaatim, haksız olarak ve oyun ile kendi­mize aktarmak haramdır.Kumar oynamakta kullanılan vasıta; ne olursa olsun, ne şekilde bir oyun takip edilirse edilsin hep kumardır.Kumarda zahmetsizce mal çarpmak veya çarptırmak olduğundan kumarın her çeşidine, Kur'ân-ı Kerim lisanında MEYSÎR adı veril­miştir.

Kumar; zar gibi ne olacağı belli olmayan muhataralı bir şeye bağlı olarak mal almak veya vermek demektir.Arablar îslâmiyetten önce tavla, satranç oyunları ile kumar oy­narlardı. «Ezlâm-ü aklâm» denilen fezz, tev'em, rakib, hils, nâfis, müs-bil, muallâ, menih, sefih, kumar kalemleri ile kazan­dıklarını hayra dağıtmak üzere, piyango çekerlerdi.Sûre-i Bakara da içki ve kumarda büyük günah bulunduğu beyan edilerek,Müslümanların günahtan kaçınmalarına işaret edilmiş; Sû­re-i Mâide'de ise, «Şeytanın amelindendir. Ondan uzaklasınız» buyrulmuştur.Günahın küçüğüne bile heves etmeyen mü'min, büyüğünden uzaklaşmak isteyecek, hele kumarın şeytanın işinden olduğunu, Allah'­ın kelâmından öğrendikten sonra kumardan tamamen el çekecektir. Zira dünya ve âhirette felah, kumardan kaçmakla mümkindir.


Aziz mü'minler!


Kumarın müptelâsı olan insanlar, ya çoluk çocuğunun rızkım kumarbazlara kaptıracak veya başkasının aile efradına mahsus ekmek parasını, oyunla elinden alıp çocuklarını aç bırakacaktır.


Kumara alışmış olan kimsenin çocukları yetim, ailesi dul gibi perişandır. Gece yarılarına kadar kocasının gelmesini bekleyen kadın onun bir cinayete kurban gideceğinden endişeli olarak, gündüz kor­ku gece kâbus içinde yaşar.
Kapının vurulduğunu duysa, «acaba gelen bir kara haber mi, yoksa kocam olacak derbeder mi?» diye kalbi çarpar, gözü kararır, korkulu ve heyecanlı anlar yaşar.Ayakta çorap, sırtta giyecek, evde yiyecek bulamayan çocuklar yan aç, yarı tok bir ömür geçirirler. Yaşamaları, akrebin kıskacında hayat sürmek kadar zordur. Buna yaşamak değil, ölmemek için çır­pınmak ve çare aramak denilmesi gerekir.Kumarbaz; yalnız ailesini değil kendi sıhhatini de düşünmez. Ha­vasız, ışıksız ve gıdasız kalarak Allah'ın emanet ettiği canına zulme­der; yâ bir hastanede yatak esiri olup inleyerek veya bir cinayete kurban giderek can verir. Kendini hayırla andıracak bir nam bı­rakmadığı için kimse onu rahmetle anmaz.

Şeytan, insanı tuzağa düşürmek için bazı şeyleri vasıta kılar. Ku­mar da bu tuzaklardan biridir. Bir âyet-i kerimede buyruluyor ki

«Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin dü­şürmek ister».
Şeytan, kumar vasıtasiyle kalblere düşmanlık tohumu eker, öfke ile sular ve cinayetle meyvesini dermiş, muradına ermiş olur. Zira iki kişinin biri mezarı, diğeri hapishaneyi boylamış olur.
Kumar, içinde her felâketi gizleyen belâ, kumarbaz da cinayetin her çeşitine müsaid bir belâdır. Kızdığı zaman, elini din kardeşinin kanına bulaştırmaktan çekinmez.
Can sıkıntısını dağıtmak için tavla ve benzeri şeyleri oynamakta mahzur görmeyenlere şu hadîs-i şerif açık bir ikazdır.
«Tavla oynayan, sanki elini domuz etine ve kanına bulamış gibi­dir»
«Kim tavla oynarsa muhakkak Allah ve Resulüne isyan et­miştir»
Böylesine kirli ve mülevves bir işin müptelâsı olan kimsenin ku­lağı, hakkı ve hakikate kapalıdır. Okunan ezanları duymaz hâle ge­lir. Şeytan kumar vasıtasiyle Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan insanı alıkoyar.Bazı kimseler, satrancın oynanmasında mahzur olmadığı iddia­sındadır. Fakat menfaat teminine vasıta olan her oyun gibi, satranç da kumar sayılmıştır.

Hazret-i Ali (r.a.), satrancın, kumar olduğunu ifade etmiştir. îmam Azam, îmam Mâlik ve Ahmed bin Hanbel, satrancın haramlığında ittifak etmişlerdir.Resûlullah Efendimiz, kuşbazların kuş yarıştırmalarını kumar saymıştır. Bu oyun şöyledir: İki kuşbaz, kümeslerinden birer güver­cin alarak orta bir mesafeden uçururlar. Bir kuş diğerini kandırıp ge­tirir. Kuşbaz, gelen güvercine sahip çıkar. Fahr-i Kâinat Efendimiz bu gaye ile kuşun, peşinden koşan kimseyi görünce


«Bir şeytan, bir şeytanın peşine takılmış (koşuyor)» buyurdular .

Din kardeşlerim!


Kumarda ortaya konan menfaat, az veya çok olsun, haram hükmünde bir fark yoktur.Çocukların sokaklarda oynadıkları ceviz oyunu , kaynamış yu­murta ile «kıran kırılanı alır» şeklindeki oyun, tombalalar ve her tür­lü şans ve talih oyunları kumardır.deki kişi bahse girerek
«Şu kadar yumurta yiyebilirsen şu para se­nin olsun»
diye iddiada bulunmuşlar fakat bunun doğru olup olmadı­ğını sormak için Hazret-i Ali'ye vardıklarında, bu büyük İmam, ken­dilerine müsaade vermemiş ve«Bu kumardır» demiştir.

Bazı muhitlerde LÂDES adı verilen bir oyun vardır. Tavuğun göğsünden çıkan çatal kemiği tutan iki kişi, bir menfaat üzerine bah­se tutuşup kemiği ikiye ayırırlar. Bu oyun kumar ve aldatanın alda nan kimseden aldığı şey de haramdır.Bu oyunlar, ortaya hiçbir para ve mal konulmadan oynanmış ol­sa bile gene günahtır. Çünkü ömür sermayesi kumara basılmış demek­tir. Allah'ın verdiği sayılı nefeslerin boşa geçmesi ve heder olmasın­dan daha büyük bir zarar olur mu?
«Seni Allah'ın zikrinden ve namazdan alıkoyan her şey kumar­dır»
Ey iman edenler! içki kumar, (tapınmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bun-(lar) dan kaçının ki muradınıza eresiniz

Mehmed Emre


pusula 23 Şubat 2012 08:10

Nasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan ihtimalli bir şeye bağlı kalarak mal vermek veya almak. Adı ne olursa olsun bu özelliği taşıyan para veya mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis kumardır. Kolaylıkla mal çarpmak veya çarptırmak olduğu için Kur'an'da "meysir" denilen kumar, kolaylık anlamındaki "yûsr" kökünden gelmektedir.

Kumar, insana yaratıcısını unutturan, namaz kılmaktan alıkoyan, tembelliğe sürükleyen, çalışma gücünü yokedip insanlar arasına kin ve düşmanlık saçan haksız bir kazanç yoludur. Fert ve toplum hayatında unutulmaz yaralar açan kumarın her türlüsü islâm dininde haram kılınmıştır.

Bu konuda Kur'an-ı Kerimde şöyle buyurulur.

"Aranızda mallarınızı haksız sebeplerle ve batıl yollarla yemeyin" (el-Bakara, 2/188; en-Nisâ, 4/29).

"Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister (el-Mâide, 5/90, 91; İbn Abidin Reddû'l Muhtar, İstanbul 1307, V, s. 355; Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dini, İstanbul 1960, II, s. 766).

Kumar ve zararları:

Yasak ve günâh olması bakımından içki ile kumar arasında hiç bir fark yoktur. Allah Teâlâ her ikisini de, aynı âyet-i kerime ile harâm kılmıştır:

"Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden birer pisliktir. Onun için siz bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz." (el-Maide, 5/90).

Oynayana kazanç veya zarar getiren her türlü şans oyunu kumardır. Kumar, haksız yere başkasının malını almak, bile bile ortaklaşa hırsızlık yapmaktır. Kumar, toplumsal bir felâkettir. Dinin şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pekçok âileyi sefil ve perişan ettiği her zaman görülmektedir. Hırsın verdiği heyecan ile sabahlara kadar kumar masalarından ayrılmayanlar, orada, sağlıklarını, servetlerini, ahlâklarını ve vakitlerini bırakarak insanlıktan uzaklaşır; bir gün kazananlar başka bir gün kaybederler.

Kumarda kaybedilen parada çoluk-çocuğun, fakirlerin hakkı vardır. Kazanılan para da meşrû değildir.

Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artar. Çalışmanın yerini tembellik alır. İş hayatında verim düşer. Kumar beraberinde içki, yalancılık, hırs, kin, intikam, cinayet gibi kötülükleri de getirir.

Kumar âile hayatında düzensizliklere, anlaşmazlıklara, ihmallere sebep olur. Kumar yüzünden, dinini, namusunu, vatanını satan, her türlü kutsal değeri ayaklar altına alan pekçok kişi vardır.

Kumar, içki gibi çok kısa bir zamanda alışkanlık hâline gelir. Bir daha ondan kurtulmak çok zor olur. Bunun için içki ve kumar alışkanlığı çok tehlikeli alışkanlıklardandır.

Sonunda para kazanılan veya kaybedilen, zar, oyun kâğıtları, piyango, spor-toto, loto, iddaa, müşterek bahis gibi her türlü şans oyunu kumardır.

Bütün şans oyunları başlangıçta eğlenmek ve vakit geçirmek için oynanır. İnsan, kazandıkça kazanma zevki ve hırsı için oynar. Kaybettikçe, kayıplarını çıkarmak için yine oynar. Sonunda kumarbaz oluverir. Her şeyini kumarda kaybeden, nesi varsa satan ve kumara yatıran, bütün ömrü sefalet içinde geçen, karısını ve çocuklarını mahveden kumarbazların, başlangıçta kumara bir eğlence gözü ile baktıkları unutulmamalıdır.

Sosyal bir âfet olan kumardan sakınmak kadar çevremizdeki insanları özellikle aile fertlerimizi de bundan korumak önemli bir görevdir. Kur'an'ı Kerimde âile bireylerinin zararlı kötü işlerden sakındırılıp, Allah ve rasûlünün istediği bir yaşantı için eğitilmesi görevi aile reislerine verilmektedir:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin başında sert ve şiddetli, Allah emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır " (et-Tahrîm, 66/6).

Tavla, satranç, dama, iskambil, tenis ve bilârdo gibi oyunların hepsi kumar amacıyla oynandığı ve bunlarla kazanç elde etmek istendiği takdirde, kumar hükmünde olduklarında şüphe yoktur.

Hz. Peygamber'in tavlayı yasaklayan çeşitli hadisleri vardır: "Tavla oynayan, Allah'a ve Rasûlüne âsî olmuştur" (Ebû Dâvud, Edeb, 56; İbn Mâce, Edeb, 43; Mâlik, Muvatta', 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 394, 397, 400). "Tavla oynayıp, sonra kalkarak namaz kılanın durumu, irin ve domuz kanı ile abdest alıp, kalkarak namaz kılanın durumuna benzer" (Ahmed b. Hanbel, V, 370).

İslâm hukukçularının çoğunluğu bu hadislerdeki genel yasaklamaya bakarak, kumar amacı olsun veya olmasın tavlanın caiz olmadığını söylemişlerdir. İbn el-Müseyyeb ve bazı bilginler ise, kumar amacı dışında tavla oynamanın haram olmadığı kanaatindedir. İskambil ve domino oyunları da tavla ile aynı niteliktedir.

Arapça aslı "satranç" olan ve türkçeye "satranç" olarak geçen oyun ise sahâbe devrinde ortaya çıktığından, bu konuda Hz. Peygamber'den sağlam bir hadis intikal etmemiştir. Sahâbe ve tabiî bilginleri ile daha sonrakiler satrançla ilgili üç görüş öne sürmüşlerdir:

Abdullah b. Abbas, Ebû Hüreyre, İbn Şirîn, Hişam b. Urve, Saîd b. el-Müseyyeb, Saîd b. el-Cübeyr gibi sahâbe ve tabii bilginlerine göre satranç oynamak mübahtır.

İmam Şâfiî'ye göre, satranç tenzihen mekruh, Ebû Hanîfe, Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise haramdır.

Satrancın bir şans oyunundan çok, bir zekâ oyunu ve beyin sporu özelliği dikkate alınarak, bir de hakkında kesin bir yasaklama hükmünun bulunmadığına bakılarak bu sonuca ulaşılmıştır. Ancak sahabenin bunu tavla'ya kıyas ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim, Abdullah b. Ömer'den şöyle dediği nakledilir: "Satranç tavladan daha kötüdür." Hz Ali'nin onu, kumar türünden saydığı belirtilir (İbn Kesîr, Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azım, İstanbul 1985, III, 170). Diğer yandan Yahyâ b. Saîd'in, İmam Mâlik'ten şu sözleri işittiği nakledilir: "Satrançta hayır yoktur, satranç ve onun dışındaki diğer bâtıl kumar oyunlarını oynamak çirkindir (mekruh). İmam Mâlik bunları söylerken şu âyeti okuyordu: "Hakk'ın dışında sapıklıktan başka ne vardır"(Yûnus, 10/32; bk. Mâlik, Muvatta, Rü'yâ, 7).

Dama da satranç benzeri bir oyundur. Tenis ve bilârdo oyunlarında ise spor hâkimdir. Meşrû olmayan başka unsurlar eklenmediği takdirde mübah olmaları gerekir.

Sonuç olarak, kumar amacı olmaksızın sadece dinlenmek, eğlenmek ve zevk için oynanabilen oyunların da mübah olabilmesi için dört şart öngörülmüştür: Oyun;

a. Namazın geçmesine veya gecikmesine yol açmamalı.

b. Hiçbir menfaat beklememeli.

c. Oyun sırasında dilini kötü ve boş sözlerden korumalı.

d. Normal dinlenme ve eğlenme ölçülerini aşarak vakit israfına yol açmamalıdır.


vertyucek 27 Aralık 2012 21:37

Piyango Şans Oyunları Dinimizce Haramdır
 
Piyango, dinimizce haramdır

Piyango, kumarın bir çeşidi olduğundan, piyango biletini alıp oynamak kesinlikle dinen haramdır. Onun yoluyla kazanılan mal da gayr-ı meşru'dur. (Emekli Müftü Hasib Asutay)

"Sonunda oynayana kazanç veya zarar getiren; zar, oyun kağıtları, piyango, spor toto, loto ve müşterek bahis gibi her türlü şans oyunları kumar olup kesinlikle haramdır. Bu gibi durumların devlet eliyle organize edilmesi durumu değiştirmez. Çünkü helal ve haram kılıcı sadece Allah'ü Teala'dır. Bunlara helal diyerek alan veya oynayan kişi ayeti inkar etmiş olacağından küfre düşer." (Mehmet Talu)

Kumarın hem ahiret hayatına hem de dünya hayatına çok büyük zararları vardır

Allah’ın (cc) yasakladığı bir amel olması sebebiyle oynayan kimsenin ahiret hayatı için çok büyük zararlara uğrayıp cezalandırılacağı açıktır. Çünkü Allah (cc) Kuran-ı Kerim’de:

“Ey îmân edenler! Şarab, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fâl okları ancak şeytanın işinden bir(er) pisliktir; öyleyse ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarda aranıza (o yolla) ancak düşmanlık ve kin düşürmek ve sizi Allah’ın zikrinden ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz, (bunlardan) vazgeçen kimseler (olmaz) mısınız?” (Maide 90-91) buyurarak kumar oynamayı haram kılmıştır.

Kumarın dünyadaki neticelerinin hem şahsî hem toplumsal hayatı mahvettiği düşünüldüğünde, dünyadaki zararlarının da küçümsenmeyecek kadar fazla olduğu görülecektir. Nitekim;

Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artar. Çalışmanın yerini tembellik alır. İş hayatında verim düşer. Kumar beraberinde içki, yalancılık, hırs, kin, intikam, cinayet gibi kötülükleri de getirir.

Kumar aile hayatında düzensizliklere, anlaşmazlıklara, ihmallere sebep olur. Kumar yüzünden, dinini, namusunu, vatanını satan, her türlü kutsal değeri ayaklar altına alan pek çok kişi vardır.

Kumar, içki gibi çok kısa bir zamanda alışkanlık hâline gelir. Bir daha ondan kurtulmak çok zor olur. Bunun için içki ve kumar alışkanlığı çok tehlikeli alışkanlıklardandır.

Bütün şans oyunları başlangıçta eğlenmek ve vakit geçirmek için oynanır. İnsan, kazandıkça kazanma zevki ve hırsı için oynar. Kaybettikçe, kayıplarını çıkarmak için yine oynar. Sonunda kumarbaz oluverir. Her şeyini kumarda kaybeden, nesi varsa satan ve kumara yatıran, bütün ömrü sefalet içinde geçen, karısını ve çocuklarını mahveden kumarbazların, başlangıçta kumara bir eğlence gözü ile baktıkları unutulmamalıdır.

Sosyal bir afet olan kumardan sakınmak kadar çevremizdeki insanları özellikle aile fertlerimizi de bundan korumak önemli bir görevdir. Kur'an'ı Kerimde âile bireylerinin zararlı kötü işlerden sakındırılıp, Allah ve Rasûlünün istediği bir yaşantı için eğitilmesi görevi aile reislerine verilmektedir:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin başında sert ve şiddetli, Allah emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır " (et-Tahrîm, 66/6).

Ayrıca, tavla, satranç, dama, iskambil, tenis ve bilârdo gibi oyunların hepsi kumar amacıyla oynandığı ve bunlarla kazanç elde etmek istendiği takdirde, kumar hükmünde olduklarında şüphe yoktur.

(Şamil İslam Ansiklopedisi)





Saat: 20:53

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık