3 TANE İLKİNİ BULAMADIM ACABA BULURMUSUNUZ KONUSU:ORMANLARI KORUMA YOLLARI NELERDİR LTF BULUN ÇOK ACİL? |
Ormanların korunması http://www.aksam.com.tr/kalici/resim3/yukari.gif http://www.aksam.com.tr/kalici/resim3/ileri.gif Ülkemiz nüfusunun 9 milyonu sayıları 17 bin 445 olan ormaniçi ve kenarı köylerde yaşamaktadır. Bu da göstermektedir ki, Türkiye nüfusunun yaklaşık altıda biri ormanlarla iç içe yaşamaktadır İçinde bulunduğumuz Yüzyıl'da çağdaş ormancılığın amacı, ormanın sürekliliğini sağlayarak optimal yararlanmayı temin etmektir. Ormanlar varlıkları ve sağladıkları yararlar itibarıyle, toplumların yaşama düzenlerini etkileyen doğal kaynakların başında gelmektedir. Ormanlar ülkelerin ekonomik yaşamında olduğu kadar, sosyal yaşamlarında da büyük öneme sahiptirler. İnsanlığın varoluşundan beri ormanlara ve elde edilen çeşitli ürünlere ve hizmetlere sürekli gereksinme duyulmuştur. Ormanlar varoluşlarıyla topluma temiz hava, çevre sağlığı, görsel zenginlik, toprağı koruma, iklimi iyileştirme ve su rejimini düzenleme gibi hizmetleri aracısız olarak sunabilirler. Bununla birlikte ormanlar, çeşitli nitelikteki ürünlerin kaynağı olarak büyük oranda öneme sahiptirler. Bilindiği gibi bugün orman ürünlerinin (ana ve yan ürünler) 6 bin dolayında kullanım yeri bulunmaktadır. Ancak, orman kaynaklarının bu fonksiyonlarını gerçekleştirip topluma sunabilmeleri için öncelikle ülkemiz ormanlarının sağlıklı bir yapıya kavuşturularak korunmaları ile mümkündür. Türkiye'de son yıllarda orman varlığının saptanması amacıyla yapılan çalışmalardan (Türkiye Orman Envanteri) anlaşılacağı üzere 20.2 milyon hektardır. Buna göre ormanlarımız ülke alanının yüzde 26'sını kaplamaktadır. Ormanlarımızın yüzde 44'ü ürün verebilen 'verimli orman' niteliğinde olup, geri kalan yüzde 56'sı da verim gücü düşük ya da bozuk makilik ve çalılıkların oluşturduğu 'verimsiz orman' niteliğindedir. Canlı bir varlık olan orman açıkta bulunması nedeniyle, canlı ve cansız birçok etkenin oluşturduğu çeşitli tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır. * * * Ülkemiz ormanları için en tehlikeli yaratığın insan olduğu söylenebilir. Çünkü yurdumuz ormanları, bir taraftan çok eski tarihlerden bu yana cereyan eden sürekli savaşlar ve istilalalar, diğer taraftan da insanların ormanda yaptığı zararlar arasında orman yangınları, hayvanlarını otlatmaları, tarla açmaları, kaçakçılık, ortam kirlenmesi vb. nedenlerle büyük oranda tahrip edilerek alanları daralmış ya da tamamen çıplaklaşmıştır. Türkiye, topraklarının önemli kısımları itibarıyle erozyonun çok ilerlemiş olduğu bir ülkedir. Ormandan beklenen maddi ve manevi yararların sağlanabilmesi, onun iyi bir şekilde korunması ile mümkün olacaktır. Bugün en önemli doğal kaynaklardan biri olan ormanların zararlı etkenlere karşı korunması devletin ve bu arada vatandaşların en önemli görevleri arasında yer almalıdır. Türkiye'nin de dahil olduğu Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden meydana gelen Avrupa Tarım Konfederasyonu (CAE), 1971 yılı ekim ayında yapılan toplantıda 'Dünya Ormancılık Günü' kurulmasına karar vermiş ve bu günün tarihini de 21 Mart olarak saptanmıştır. * * * Bu düşünce Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) tarafından da kabul edilerek bu konuda üye devletlerle işbirliği yapılması tavsiye edilmiştir. Türkiye'de ilk defa 1975 yılında kutlanan Dünya Ormancılık Günü'nün amaçlarını aşağıdaki şekilde açıklamak mümkündür: Orman kaynaklarına gereken önemin verilmesi Radyo-Televizyon ve basın organlarından yararlanarak genel ormancılık faaliyetlerinin kamuoyuna duyurulması Ormanların maddi ve manevi faydaları yanında doğayı koruma ve rekreasyon yönünden hizmetlerin açıklanması Çevre sorunları içinde doğal kaynaklardan biri olan orman konusunun tabiat-insan ilişkileri yönünden incelenmesinin sağlanması Orman ürünlerine dünya çapında duyulan gereksinme ile orman kaynakları arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılması ve ağaçlandırmaların öneminin belirtilmesi Ormanlardan çok yönlü yararlanma yanında tüm ormancılık çalışmalarının sosyo-ekonomik değerlerinin belirtilmesi ve geliştirilmesi. Dünya Ormancılık Günü'nde de genel hatları ile ortaya konulan yukarıdaki amaçların gerçekleştirilmesi için ormanların iyi bir şekilde korunması gerekmektedir. Ülkemizde ormanların işletilmesi, korunması ve alanlarının genişletilmesi devlete ait bir görev olarak benimsenmiştir. Nitekim yürürlükte olan 1982 tarihli Anayasamız'ın 169. maddesinde, 'Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni ormanlar yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz, münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz' denilmekte ve bu suretle ormanların önemi üzerinde durulmaktadır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Anayasamız orman yangınları konusuna özel bir önem vermiş olup, bu amaçla işlenen suçların genel ve özel af kapsamı dışında tutulmasını öngörmüştür.Ormanlar insanlık tarihi boyunca önemini korumuştur. Bu gün için ülkemiz nüfusunun yaklaşık olarak 9 milyonu, sayıları 17 bin 445 olan ormaniçi ve kenarı köylerde yaşamaktadır. Bu rakamlar göstermektedirler ki, Türkiye nüfusunun yaklaşık altıda biri ormanlarla iç içe yaşamaktadır. Bu insanların ormanla olan ilişkileri ve ona olan sevgileri istenen düzeyde olmadıkça bundan daima zarar gören orman ve sonuçta yine insan olacaktır. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi - Yrd. Doç. Dr. Ali KÜÇÜKOSMANOĞLU |
Ormanları koruma yolları nedir? ormanları korumanın yolları nelerdir? |
Orman Yangını, Nedenleri ve Korunma Yolları İnceleyiniz... |
Ormanları nasıl koruyabiliriz? Orman koruma yollarını arıyorum.ama orman yangını olmayacak. |
Ormanların Korunması Ormanları yangından, hastalıklardan, böcek ve hayvanların vereceği zarardan korumak bir ormancının geleneksel görevleri arasındadır. Gittikçe daha çok sayıda insan ormanları dinlenme ve başka amaçlarla kullandıkça yangın olasılığı artmaktadır. Her 10 orman yangınından dokuzuna insanlar neden olur. Arabadan atılan sönmemiş bir sigara, söndürülmemiş bir kamp ateşi, rüzgârlı bir günde yakılan çöpler kısa bir süre içinde denetimden çıkan bir yangına neden olabilir. Her yıl milyonlarca hektar orman alanı yangınla kararmaktadır. Orman yangınlarından ağaçlar zarar görür ya da tümüyle kururken, doğal güzellikler de ortadan kalkar, yabanıl yaşam yok olur ve toprak aşınır. Özellikle Kuzey Amerika ve Avustralya' nın uçsuz bucaksız orman alanlarında yangına karşı mücadelede ormancıların kullanabilecekleri yeni gereçler geliştirilmiştir. Uçaklara takılan kızılötesi elektronik tarama gereçleri yoğun duman içinde bile yangının tam nerede olduğunu gösterebilmektedir. Yangına su ve kimyasal madde püskürtmek, yerdeki ekiplere yardım gereçleri ulaştırmak için uçak ve helikopterler kullanılmaktadır. Yangın söndürme ekipleri uzak ve yolu olmayan bölgelere paraşütle indirilir. Telsizli devriyeler ve kule gözcüleri yangını daha başlangıcında görüp haber vererek genişlemeden söndürülmesini sağlar. Gene de orman yangınlarıyla mücadele, yangın yerinde kazma kürek ve su pompalarıyla çalışmayı da gerektiren tehlikeli ve zor bir iştir.Orman yangınları kadar dehşet verici olmayan böcek ve hastalıklar da ormanların aynı derecede ciddi düşmanlarıdır. Bir zamanlar ABD'nin doğusundaki önemli ağaç türlerinden biri olan Amerika kestanesi, "kestane kanseri" denen bir mantar hastalığı sonucu yok olmuştur. Bir başka mantar hastalığından Veymut çamını kurtarmak için ormancılar uzun yıllar çalışmıştır. Karaağaç hastalığı, Avrupa ve Kuzey Amerika'da kent, park ve ormanlardaki çok sayıda karaağacı yok etmiştir. Bu tür kayıpları önlemek zordur. Çünkü genellikle hastalıklar ilk aşamalarında fark edilmez, yayıldıktan sonra denetim altına alınmaları ise büyük harcamalar gerektirir. Orman ağaçlarına saldıran çok çeşitli böcek türleri vardır. Eğer koşullar uygunsa bu böcekler hızla artar ve geniş bir alandaki ağaçları yok edebilir. Kabukböcekleri ve tombul güve en tehlikeli orman zararlılarından bazıları dır. Hastalıkları denetim altına alma yöntemleri arasında kimyasal tedavi, hasta ağaçların yakılması ve böcek ilacı püskürtmek sayılabilir. Zararlı böcekleri yok edecek başka böcek ve asalaklar bulmaya yönelik biyolojik mücadele yöntemlerini geliştirmek için de araştırmacılar çalışmaktadır. Yaşlılık, kuraklık ya da yangından zayıf düşmüş ağaçlar böcek saldırısından en kolay etkilenebilecek durumda olduklarından, böceklerle savaşmanın bir yolu da risk taşıyan ağaçları ormanda bırakmamaktır. |
ormanları koruma yolları nedir |
Alıntı:
|
ormanları koruma yoları ormanları koruma yolları nelerdir |
ormanları koruma yolları ormanları koruma yolları nelerdir |
Saat: 18:16 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık