MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Cevaplanmış (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/)
-   -   Tevfik Fikret'in şiir, Sait Faik Abasıyanık'ın hikaye anlayışı nasıldır? (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/220547-tevfik-fikretin-siir-sait-faik-abasiyanikin-hikaye-anlayisi-nasildir.html)

Ziyaretçi 24 Aralık 2008 16:45

Tevfik Fikret'in şiir, Sait Faik Abasıyanık'ın hikaye anlayışı nasıldır?
 
Tevfik Fikret'in şiir, Sait Faik Abasıyanık'ın hikaye anlayışı nasıldır?


Misafir 24 Aralık 2008 16:49

Tevfik fikretin şiir anlayışı


İlk gruptaki şiirlerinde işlediği konular aşk, doğa ve günlük yaşamdaki bazı olaylardır. Bu şiirlerinde "sanat için sanat" düşüncesine bağlıdır. Servet-i Fünûn dışındaki şiirlerinde toplumcu bir anlayışa yönelir. Bu şiirlerde ana temalar hürriyet ve medeniyettir. Toplumu saran hürriyetsizliğe karşı yazdığı "Sis" şiiri büyük yankı uyandırır. Fikret, sanatının ikinci döneminde tarihe, dine, bütün ulusal değerlere karşıdır. Ülkenin ilerlemesini, gelişmesini ister. Fikret, aruz ölçüsünü Türkçeye başarıyla uygular. Şiirde beyit bütünlüğünü kırmış, anlamın beyitte tamamlanması geleneğini sona erdirmiştir. Nazmı (şiiri) nesre (düzyazıya) yaklaştırmıştır. Şiirlerinde sonenin ya-nında serbest müstezatı sıklıkla kullanmıştır. Fikret'in özellikle ilk dönemindeki şiirlerinde dili oldukça ağırdır. Arapça, Farsça sözcük ve tamlamaları yoğun biçimde kullanır. Fikret'in şiirlerinde biçim yönünden parnasizmin etkisi vardır. Fikret, manzum hikâyelerinde de toplumsal konuları ve sorunları ele almıştır. Balıkçılar, Nesrin, Ramazan Sadakası manzum hikâyelerindendir. Şiirlerini Rübab-ı Şikeste ve Haluk'un Defterî adlı kitaplarda toplamıştır. Çocuklar için hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri Şermin adlı bir kitaptadır; bu şiirlerde dil oldukça yalındır.


Misafir 24 Aralık 2008 16:50

Sait faik abasıyanıkın hikaye anlayışı


Cumhuriyet sonrası dönemde Türk hikâyeciliğinin en önemli yazarlarındandır. Hikâyeleri Çehov tarzı hikâyeciliğin örneklerinden sayılır. İstanbul'daki yaşam Sait Faik'in hikâyelerinin asıl konusunu oluşturur; bu açıdan o, tam bir İstanbul hikâyecisidir. İstanbul'un kalabalık semtlerinde, kenar mahallelerinde, balıkçıların arasında, adalarda, Köprü'de ya da Tünel'de dolaşan yazar gözlemlediği yaşamı ve insanları anlatır. Deniz kıyısı, balıkçılar, vapur iskelesi, yolcu vapuru, bir boyacı çocuk, ihtiyar bir di-lenci, Adalar'daki yaşam onun hikâyelerinin asıl öğeleri gibidir. Sait Faik için yazmak bir ihtiyaçtır. Son derece akıcı, etkileyici, özentiden uzak, yalın bir anlatımı vardır. Onur hikâyelerinde konu ve olaydan çok değişik zaman dilimleri ve insan görünümleri ön plandadır. Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Alemdağda Var Bir Yılan, Havada Bulut, Kampanya, Lüzumsuz Adam, Son Kuşlar hikâye; Medar-ı Maişet Motoru ve Kayıp Aranıyor romantüründeki eserleridir.


filsd41 28 Mart 2012 22:34

Sait Faik Abasıyanık!ın Türk Hikayeciliğindeki yeri


Sanatla ilgisi daha lise sıralarında başlayan Sait Faik Abasıyanık yaz­maya şiirle başlamıştır. Onun şiirlerinde Faruk Nafiz Çamlıbel ve Necip Fazıl Kısakürek gibi dönemin önemli şairlerinin açık etkileri görülür. Bu arada hikaye de yazmaya başlayan Sait Faik, kendisini bu yolda teşvik eden Kenan Hulusi Koray’ın aracılığıyla “Uçurt­ma” adlı ilk yazısını yayımlamıştır. (9 Aralık 1929). “İpekli Mendil” adlı ilk hikâyesi 15 Nisan 1934 tarihli Varlık dergisi­nin 19′uncu sayısında çıkan Sait Faik, o yılların birbiri ardına batıp çıkan dergilerinde, gazetelerin eklerinde hikâyeler ya­yımlamış, ilk kitabını da 1936 yılında çıkarmıştır: Semaver.

1939 yılında yayımladığı Şahmerdan’daki “Çelme” adlı öyküsü için “Örfi İdare Mahkemesi” dava açmış, 1944 yılın­da yayımladığı Medar-ı Maişet Motoru adlı ilk romanı toplatılmıştır.
Sait Faik Abasıyanık Hikayeleri, Türk hikayeciliği için bir dönüm noktasıdır. Bi­lindiği gibi Türk hikayeciliğinde iki büyük isimden söz edilir: Ömer Seyfettin ve Sait Faik Abasıyanık. Sait Faik hem güzel Türkçesi, hem anlaşılır bir dille yazması sayesinde kısa süre­de kendini fark ettirmiştir. Onun hikâyelerinde konu önemli değildir; çünkü her şeyi hikâye konusu yapabilmektedir. Kimi zaman bir semaveri, kimi zaman bir fabrika işçisini, kimi zaman da bir balığı anlatmış; ancak yakaladığı tatlı üslupla büyük bir beğeni toplamıştır. İlk hikâyelerinde olayları top­lumcu bir açıdan gözlemeye çalıştığı, gözlemci bir gerçekçili­ğe yöneldiği görülür. Denilebilir ki hayatın içindeki “sıradan adam”ı edebiyatımıza getiren, yerleştiren, bilinmeyen yönle­rini gösteren, bir moda hâline getiren odur.


_Yağmur_ 12 Kasım 2016 13:59

Tevfik Fikret'in Şiir Anlayışı


1. Sanat anlayışında iki safha görülür:
A) Şiirlerinde ferdi konuları işlemiştir. "Sanat için sanat" yaptığı ilk safhada, şiirlerinin başlıca temaları aşk ve tabiattir. En tanınmışları Seninle, İlelebed, Bir Ömr-i Muhayyel, Sen Olmasan, Leyli Veda, Birlikte ve Bir Hicrân-ı Muvakkatten Sonra olan bu şiirler, hasta bir hassasiyete, yumuşak ve zarif bir üslûba sahiptirler. Bu romantik şiirlerdeki duyguların özelliği, derinlik değil, zarafettir.

B)Servet-i Fünun dergisi dışında yazdıkları şiirlerinde toplumsal konuları işlemiştir. Ferdiyetçilikten toplumculuğa kayan bir sanat anlayışı vardır. Sosyal konuları ele aldığı ikinci safhada ise, ana temalar "hürriyet" ve "medeniyet"tir. Savaş düşmanlığını (Tarîh-i Kadîm, Halûk'un Vedâı, Halûk'un Âmentüsü, Hilâl-i Ahmer) hayatının sonuna kadar muhafaza etmiş ve bu sebeple, Osmanlıİmparatorluğu'nun I. Dünya Sava-şı'na katılmasına şiddetle karşı koymuştu. İmparatorluğunun bu savaşa katılması münasebetiyle ve eski bir geleneğe uyularak hükümetçe Peygamber'in sancağının halk önüne çıkarılması üzerine yazdığı Sancâğ-ı Şerîf Huzurundaadlı şiiri, onun savaş düşmanlığının da son güzel belgesidir. Hürriyet mücadelesini 1908'e kadar gizli olarak ve bu tarihten sonra açıkça yapmıştır.

DEVAMI.>> Tevfik Fikret

Sait Faik Abasıyanık hikayelerinin özellikleri


Sanat aslında insandır`diyen Sait Faik, eserlerinde genel anlamıyla insanı işlemiştir. Konusu da, kaynağı da, malzemesi de, duygusu da insandır. Onda güneş gören bir evin insana açılan bütün pencereleri vardır. Dülger balığını anlatırken bile aslında insanı konu edinir. Dülger balığının içine, insanı öyle titiz bir ustalıkla yerleştirmiştir ki, bundan etkilenmemek mümkün değildir. Bu duruma yol açan etkeni, Sait Faik`teki dinmez insan sevgisine bağlamamız oldukça yerinde olacaktır. O, hayatı insan temelinde algılar. Bütün yollar insana uzar onun anlayışında. Her şey insan için vardır, insansız dünya ve hayat anlamsız olacaktır: `İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok, her şey onun sayesinde onunla güzel. Bu dakikada, bu günün güzelliği gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil.`

DEVAMI.>> Sait Faik Abasıyanık



Saat: 14:45

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık