MsXLabs
Sayfa 1 / 2

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Hz. Muhammed'in son peygamber olması ne anlama geliyor? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/232512-hz-muhammedin-son-peygamber-olmasi-ne-anlama-geliyor.html)

454BEATİFULGİRL 17 Şubat 2009 16:35

HZ.MUHAMMEDİN SON PEYGAMBER OLMASI NE ANLAMA GELİYOR?


DERF_YORK 17 Şubat 2009 17:07

Hz. Peygamber kendisi için diyor ki:ben peygamberlik binasının son tuğlasıyım. ben peygamberlerin sonuncusuyum.

Hz. Muhammed son semavi din olan ve hükmü kıyamete kadar geçerli olacak, dini ve daveti umumi ve tüm beşereyiti kapsayan islam dinini getirdiği ve bundan sonrada her hangi bir din ve şeriat gelmeyeceği için o da peygamberlerin sonuncusu olmuştur. Ondan sonra resul ve nebi gelmeyecektir. Malûmdur ki, bu alem de her şeyin bir başlangıcı ve bir de nihayeti olduğu gibi, hz. Âdem'le (a.s.) başlayan peygamberlik müessesesi de hâtemü’l-enbiyâ (s.a.v.) ile son bulmuştur.


Hz. Muhammed’in (sav) hâtemü’l enbiya olduğu ahzap suresinde şu şekilde ifade buyurulmaktadır. “muhammed sizin ricalinizden hiçbirinin babası değil ve lâkin Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah âlimdir. (her şeyi bilendir.) Hz. Muhammed'in peygamberliği ile insanlık din açısından, ilerlemenin son noktasına erişmiştir. Ondan sonra başka peygamber beklememeli, Muhammedî nur'u izlemelidir. Allah her şeyi çok iyi biliyor. Her şeyi bilip duyuyor. Onun için bu hükümleri emrediyor.(Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili Tefsiri)


Bilindiği gibi, kendisine kitap indirilen peygamberlere “resul” denir. Ayet-i kerimede peygamberimiz (asm.) için hem resul, hem de son peygamber buyurulmasıyla artık kendinden sonra hiçbir nebinin gelmeyeceği ve nübüvvet kapısının Onunla son bulduğu kesinlikle bildirilmiş oluyor. Yâni, Hz. Muhammed (asm.) son nebi olduğu gibi, son resul de olmaktadır. Zira, her resul nebidir, fakat her nebi resul değildir.

Âyet-i kerimede “son peygamber” yerine “son gönderilen” buyurulsaydı, belki bazı kimseler, peygamberimizden (asm.) sonra kitap sahibi olmayan bir nebinin gönderilebileceği vehmine kapılabilirlerdi. Böylece, ayet-i kerime bu husustaki bütün vehim ve vesveselerin kapısını kapatmış bulunmaktadır.


Hz İsa Peygamber,de Muhammet Mustafa ( S.a.v ) Hazretlerinin son Peygamber olduğunu belirtmiştir.


Misafir 17 Şubat 2009 17:17

Hz Muhammed (sas)'in Son Peygamber Oluşu

İbrahim EMİROĞLU
Peygamber, Allah ile kulları arasında elçilik yapan, Allah’ın emir ve yasaklarını, razı olup olmadığı şeyleri, din esaslarını insanlara bildiren, onlara mutluluk yollarını gösteren Allah tarafından görevlendirilmiş seçkin kuldur Bu fonksiyonları icrâ etmek üzere gönderilen en son seçkin kul ise Hz Muhammed (sas)'dir Bu yazıda Hz Muhammed'in son peygamber olduğunu ispat eden delillerden bir kısmı üzerinde genel olarak durulacaktır

Hz Muhammed’in son peygamber olduğu bizzat Kur’ân–ı Kerim tarafından bildirilmiştir Buna göre Hz Muhammed’den sonra artık peygamber gelmeyecektir Ancak, tarih boyunca ve günümüzde bazı kişiler, bu hak inanca ters bir takım iddialar serdetmişler ve peygamberlik iddiasında bulunmuşlardır; geçmişte bunların en meşhurları arasında Esvedü’l–Ansi (v11/632), Tuleyha b Huveylid (v24/644) ve Müseylime–i Kezzâb (v12/683), gibi isimler sayılabilir1 Daha sonra gelen bir takım sapık fırkalar içinde de Hz Muhammed ile peygamberliğin son bulmadığını ileri sürenler olmuştur Hatta bunlardan Sebeîler, Beyânîler, Harbîler, Muğîrîler gibi fırkalar sadece peygemberlik iddiasıyla yetinmeyip Hz Ali, imamlar veya kendi liderleri hakkında ilâhlık iddiasında bile bulunmuşlardır2 Bu fırkalardan Cenâhîler, Ğurâbîler, Bâbekîler, Yezîdîler, Bezîğîler, Şeyhîler, Bâtınîler, Bahâîler ve Kâdiyânîler ise ulûhiyyet iddiasında bulunmasalar da, peygamberliğin Hz Ali’nin soyunda veya başka kişiler kanalıyla devam ettiği inancındadırlar3

Günümüz Türkiye’sinde ve dünya coğrafyasında da Peygamberlerin kesintisiz olarak gelmesi gerektiği dolayısıyla Hz Muhammed (sas)'den sonra da gelebileceği fikrini taşıyan bir takım kimseler bulunmaktadır Bu ön bilgiyi müteakiben asıl konumuz olan Hz Muhammed’in son peygamber oluşunu işlemeye geçebiliriz Fakat bundan önce O’nun neden dolayı “en faziletli bir peygamber” olduğuna kısaca değinmek istiyoruz

Hz Muhammed şu özellikleri sebebiyle en üstün peygamber kabul edilmiştir

1 Ümmetinin “en hayırlı ümmet” olması
2 Risâletinin, bütün insanları, hatta cinleri bile kapsaması
3 Tebliğ ettiği esasların akıl, duygu ve eylem yönleriyle insanları tatmin edecek nitelikte makul, uygun ve tutarlı olması
4 Peygamberlerin sonuncusu olması
5 En büyük mucizesi olan Kur’ân’ın, sağlam bir şekilde elde korunur olması
6 Getirdiği dinî ahkamın, önceki dinî ahkamı neshetmesi
7 Kıyamet günü bütün insanlara şahitlik etmesi

Hz Muhammed’in peygamberlerin sonuncusu (hâtemü’l–enbiyâ) oluşunun, Kur’ân–ı Kerim’in bazı âyetleri ve bazı hadisler temel alınarak, müslüman âlimler tarafından naklî ve aklî gerekçelere dayandırılmak suretiyle açıklandığını görmekteyiz Bunların ikna edici olasimkesi için ilk etapta HzMuhammed’i peygamber olarak kabul etmek gerekmektedir İslâm inancına göre, Hz Muhammed’in peygamber olduğunu kabul etmek, onun son peygamber olduğunu, şeriatının evrensel ve ebedî olduğunu, onun nesh edilmeyeceğini de kabul etmek demektir4 Çünkü ilâhî vehyin kendisine indirilenle son bulduğunu, dinin tamamlandığını, peygamberliğin kendisiyle birlikte hitama erdirildiğini bize söyleyen O’dur Hz Muhammed bir peygamber olduğuna ve peygamberler de yalan söylemeyeceğine göre, haber verdiği şeyler haktır ve doğrudur Binâenaleyh Hz Muhammed’i hem gerçek peygamber kabul edip, hem de ondan sonra peygamber geleceğine inanmak birbiriyle te’lifi kabul edilemeyecek çelişkili şeylerdir

Kendinden önceki bazı peygamberlerin ve kutsal kitapların geleceğini önceden haber vermesi, büyük mucizeler göstermesi söyledikleri ve ortaya koyduklarıyla kendisini kabul ettirmiş olması, Hz Muhamed’in peygamberliğinin dellilerinden bazılarıdır Bu deliller genel olarak hissî, naklî ve aklî olarak üç grupta incelenmiştir Ayrıca bunlar, İslâm Kültür Dünyasında, Hz Muhammed’le ilgili olmak üzere, şemâil (dış görünüş vasıfları), hasâis (belirgin özellikleri), fazâil (üstün yönleri) ve delâil (peygamberliğinin açık delilleri) adı altında genişce işlenen konulardır

Önce O'nun peygamberliğinin ispatı için getirilen mucizelerine bir göz atalım:

1 Hissî/Kevnî Mucizeleri: Bunlar Hz Peygamber'in zâtı ile ilgili ve zatının dışında olmak üzere genelde iki kısımda incelenir

a Zâtı ile ilgili olanlar:
HzMuhammed’in gerek fiziksel özellikleri, gerek rûhî ve ahlâkî durumu onun bir peygamber olduğunu ilk bakışta hissetmiştir Kendisine intikal eden nübüvvet nuru, boyu, endamı, birbiriyle uyum içinde olan uzuvları, güzel ve cezbedici konuşması, vakur yürüyüşü, güven telkin eden duruşu, sempatik çehresi; yeme, içme, konuşma, uyuma ve beşeri ilişkilerindeki itidalliği, onun maddi vechesiyle ilgili olan mucizevî yönlerinden bir kısmına örnektir Hz Resûl’ün doğruluğu, edebi, hayası, cömertliği, hilmi, cesareti, fedâkarlığı, sabrı, kanaati, dirayeti, zekası ve diğer olumlu özellikleri konusunda insanların ittifak etmeleri de onun ahlâkî, hissî veya manevî yönüyle ilgili mucizevî kişiliğine delildir

b Zatının dışında olanlar:
Bunlardan bir kısmı, kaynaklarda yer alan, az yemeğin çoğalması, ağaç kütüğünde inleme sesinin duyulması, ayın ikiye bölünmesi, savaşta görünmeyen güçlerin yardıma gelmesi gibi mucizeleri; bir kısmı da geçmiş peygamberlerin kendisini müjdelemesidir ki “Yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye uyanlar”(A’râf, 7/157; ayrıca bkz Bakara, 2/146, Âli İmrân, 3/81) âyeti bu hususa işaret eder

2 Aklî Mucizeleri: Hz Muhammed’den önceki peygamberlere verilen mucizeler daha ziyade, insanlığın gelişimine parelel olarak hissî veya kevnî mucizeler olmuştur Örneğin Hz İbrahim’in mucizeleri tabiat ilimleri, Hz Süleyman’ınki yine tabiat ve taknoloji ile ilgili, Hz Musa’nınki sihir, Hz İsa’nınki ise tıp ağırlıklıdır Bu mucizeler, ancak sınırlı bir zaman diliminde etkili olabilmiş, genellikle, peygamberlerin ölümüyle birlikte etkisini kaybetmiştir Fakat, burada aklî mucizeye örnek olarak göstereceğimiz Kur’ân mucizesi ise, asırlar geçse de canlılığını hiç yitirmemiş, her zaman etkisini sürdüregelmiştir Hz Muhammed’in insanlara tebliğ ettiği Kur’ân'ın, tespit ve muhafazası, edebî yönden güçlü bir topluma gelmesi ve onlara meydan okuması, okuma–yazması olmayan ve geçmiş kitapları bilmeyen ümmî bir peygamberin elinde zuhur etmesi, anlam yönünden sağlamlığı, içerdiği hükümleri, hükümleri arasındaki tutarlılığı, uygulanabilirliği, okunuşu, ezberlenebilirliği, üslûbunun veciz ve çarpıcı/etkileyici oluşu gibi hususlar onun mucizeliğini ispatlamaktadır

Hz Peygamber’in, halkı dine davet etmeden evvelki, davet esnasındaki ve daveti tamamladıktan sonraki halleri, yüce ahlâkı, verdiği hikmet dolu ve isabetli hükümler; cengâverlere hücum etmesi sırasındaki kararlı, cesur ve sarsılmaz tutumu, her hal ü kârda Allah’ın kendisini koruduğuna dair beslediği güven duygusu, korkunç durumlarda bile vaziyetini değiştirmemesi gibi hususların, peygamberlerden başkasında toplanmasının imkânsız olduğuna akıl kesinlikle hükmeder Allah’ın bu tür kemâl ve üstün halleri, kendisine iftira edeceğini bildiği bir zatta bulundurması, sonra bu şahsı (kendisine iftira ettiği için cezalandırmadan) 23 sene ihmal etmesi, sonra onun dinini diğer dinler ve düşmanlarına karşı üstün kılması, bıraktığı eseri (ve açtığı çığırı) ölümünden sonra kıyamete kadar payidar kılması olacak şey değildir!

Kısacası bir yalancı peygamber bu kadar mükemmel bir karaktere sahip olamaz, bu kadar başarılı olamaz, bu ölçüde büyük bir hareketi başlatamaz ve yürütemez O, bu büyük davayı semavî bir kitap sahibi olmayan ve hikmetten anlamayan bir kavim içinde ortaya atmış, (Bakara, 2/151) onlara kitabı/Kur’ân’ı ve hikmeti açıklamış, hukukî ve şer’i işleri öğretmiş, ahlâklarını mükemmelleştirmiş, halkının pek çoğunu hem ilmî, hem de amelî fazilet bakımından kemâle erdirmiş, bütün âlemi iman ve iyi amelle nurlandırmış ve Allah’ın va’dettiği gibi onun dinini öbür dinlerin tümüne üstün kılmıştır (Tevbe, 9/33; Feth, 48/28; Sâf, 61/9) Esasen resûllüğün ve nebiliğin bundan başka bir manası (ve gâyesi) de yoktur5

“Burada şu iki noktayı önemli belirtmek gerekmektedir Bunlardan birincisi Hz Muhammed’in hal hareket ve sözleriyle ilgilidir Bu kadar üstün vasıflara sahip olan sağlam karakterli bir insanın, “Ben peygamberim” şeklindeki beyanını kabul edip kendisine uymak için mucize göstermesini beklemeye bile gerek yoktur Zaten onun sehsiyetini yakından tanıyan ve çok iyi bilen Hz Ebu Bekir gibi basiretli dürüst ve hakperest insanlar, mucize göstermesini istemeden ona iman etmişlerdi Hz Peygamber'den mucize göstermesini isteyenlerin pek çoğu da iman etmişlerdi Şu halde, Hz Peygamberin herkese emniyet ve itimad veren güçlü şehsiyeti ve sağlam seciyesi, gösterdiği mucizelerden daha beliğ ve veciz bir şekilde O’nun Allah Resûlü olduğuna delâlet etmekteydi

Vefatından sonra geriye bıraktığı yakın arkadaşları, İslâm devletinin sınırlarını doğuda Hindistan’a, batıda Pasifik Okyanusuna kadar genişletecek derecede akıllı, basiretli, azimli, meharetli ve hamleci insanlardı Hz Peygamber’in bu güçlü şahsiyet sahibi zeki insanları, kendisinin peygamber olduğuna (Allah’ın izniyle) inandırmış olması, onların kayıtsız şartsız güvenlerini kazanması ve mutlak şekilde kendisine bağlaması, bu gibi işlerin zorluğunu bilen her aklı başında insan için mucizelerin en büyüğüdür Asırlarca başka milletlerin hakimiyeti altında yaşaya yaşaya müzminleşmiş bir aşağılık duygusuna sahip olan cahil ve bedevi bir kavmi, uzun ve şanlı bir mazisi olan İran Sasani Devletine ve Bizans İmporatorluğu’na kafa tutacak hale getirmesi, o zamanın dünyasının en güçlü iki devleti ile başarılı savaşlar yapacak bir seviyeye yükseltmesi, bu iki devletten birini kökünden, diğerini ise büyük ölçüde yıkacak bir şuur ve aksiyon seviyesine çıkarması, daha fazlasını insan aklının idraktan aciz kaldığı en muazzam mucizelerdir

Allah, bu kadar meziyet, fazilet ve kemâle sahip kıldığı bir kimseye, Zat’ı aleyhinde bulunma ve yalan isnad etme imkânını vermez Onu bir süre başarılı kılsa bile sonuçta rezil eder Gerçi bazı fatihler ve cihangirler, Makedonyalı İskender ve Cengiz Han örneginde olduğu gibi, yaşadıkları zaman içinde Hz Peygamber’in kurduğu ve halifelerinin genişlettiği devletten daha geniş sınırları olan büyük devletler kurmuşlardır Fakat bu devletlerin ömrü kurucularının ömrü kadar olmuş, onlardan sonra parçalanmışlardı Ayrıca Hz Peygamber için sözkonusu olan başarı sadece devlet kurma ve fetih yapma hareketi değildir Bundan daha önemlisi, gidilebilen ülkelerde yaşayan halk yığınlarının manen ve kalben fethedilerek yeni bir inanç sisteminin şuurlu taraftarları ve savunucuları haline getirilebilmiş olmasıdır ki diğer fatihlerde ve cihangirlerde böyle köklü bir başarı yoktur

Önemle belirtilecek ikinci nokta ise Hz Peygamber’in medeniyet âlemine kazandırdığı manevi değerlerdir Çoğu cahil ve bedevi olan toplulukları eğitmek, onlara edep ve ahlâk öğretmek, dünyanın en büyük medeniyetlerinden birinin kurulmasına müsait olan zemini hazırlamak ayrı bir mucizedir Resulüllah’ın hayatında kendisinden zuhûr eden “ellerinden su akması, az yemekle çok kişinin karnını doyuması” gibi mucizeler, sadece o zamanda yaşamış olan insanlar için delil olduğu halde, bu tür mucizeler ise her zaman delil olma niteliğini korumaktadır İslâmın ilim, irfan, edep, ahlâk, terbiye, iman, çalışma, istikamet, medeniyet ve kültür gibi büyük önem atfettiği manevî değerleri görmezlikten gelerek veya bunlara lâyık oldukları büyük önemi vermeyerek, bazı hârikulâde hadiseler üzerinde daha fazla durmak, “mühimle meşgul olurken ehemmin faydasından (lüzumlu ile ilgilenirken daha fazla lüzumlunun verilerinden) mahrum kalmak gibi bir sonuç meydana getirmiştir Bu hüküm en azından, bazı çevreler için doğrudur”6

3 Haberî Mucizeleri: Hz Muhammed, herhangi bir kitap okumamış,7 eliyle yazı yazmamış,8 kimseden tarih dersi almamış olduğu halde kavmine çok hikmetli açıklamalarda bulunmuş, hayatî önem arzeden prensipler vaz’ etmiş, geçmiş kavimlerin hayat hikâyelerinden bilgiler aktarmıştır Bu durum, onun Allah katından bilgilendirildiğini gösterir Gelecekte vuku bulacak bir takım işleri haber vermesi de Hz Muhammed’in haberî mucizelerindendir Onun bu tür haberleri, hem sunuş gâyesi bakımından hem nitelikleri hem de sonuçları bakımından kâhinlerin, müneccimlerin, falcıların haberlerinden farlıdır O, bu tür bilgileri öğrenmek için herhangi bir uğraşa girişmemiş, yıldızlara bakmaya ve usturlap gibi aletlere ihtiyaç duymamış; bunlar, aşağıdaki âyet örneklerinde görüleceği gibi, Allah tarafından kendisine öğretilmiştir: “Elif, Lâm, Mîm Rumlar (Arapların bulunduğu) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar, onlar bu yenilgilerinden kısa bir süre sonra gâlip geleceklerdir” (Rûm, 30/13), “Ey Muhammed! Yoksa ‘Biz intikam almaya gücü yeten bir topluluğuz’ mu diyorlar! O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır”(Kamer, 54/44–45)


Misafir 3 Ocak 2010 16:10

arkadaşlar hatemül embiya ne?


_KleopatrA_ 3 Ocak 2010 16:20

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1638653)
arkadaşlar hatemül embiya ne?

hz. peygamber için kullanılan bir terimdir. "nebilerin sonuncusu " anlamına gelen bu terim kur'an-ı kerim'de ahzab suresi 40. ayette geçer : "muhammed sizin yetişkin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. fakat o,allah'ın resûlü ve hâtem-ül-enbiyâdır. allah her şeyi hakkıyla bilendir." bu konu hakkında hz. peygamber'in bir de hadisi vardır : " ben, hâtem-ül-enbiyâyım (peygamberlerin sonuncusuyum). benden sonra peygamber gelmeyecektir."
bize kadar gelen bazı rivayetlere göre, peygamber efendimizin nûru, Âdem aleyhisselâmdan beri temiz ana ve babalardan geçerek asıl sâhibi olan hâtem-ül-enbiyâ'ya gelmiştir. bazı alimler peygamberlik makamını belli derece ayırarak incelemişlerdir. buna göre peygamberlik makâmı da dört derecedir. birincisi nebîler, ikincisi resûller, üçüncüsü ulü'l-azm peygamberler (adem, nuh, musa, isa ve hz. muhammed ). dördüncü derece ise hâtem-ül-enbiyâlık derecesidir ve hz. peygamber'e mahsustur.

islam ilimleri literatüründe hâtem kelimesinin bir tamlama ile kullanılması çok meşhurdur. fakat bu kullanımlar içerisinde en çok öne çıkanlar, hâtemü'l-enbiya ile hâtemü'l-velaye ya da hatmu'l-velaye'dir.


fadedliver 3 Ocak 2010 16:21

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1638653)
arkadaşlar hatemül embiya ne?

Alıntı:

hz. peygamber için kullanılan bir terimdir. "nebilerin sonuncusu " anlamına gelen bu terim kur'an-ı kerim'de ahzab suresi 40. ayette geçer : "muhammed sizin yetişkin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. fakat o,allah'ın resûlü ve hâtem-ül-enbiyâdır. allah her şeyi hakkıyla bilendir." bu konu hakkında hz. peygamber'in bir de hadisi vardır : " ben, hâtem-ül-enbiyâyım (peygamberlerin sonuncusuyum). benden sonra peygamber gelmeyecektir."
bize kadar gelen bazı rivayetlere göre, peygamber efendimizin nûru, Âdem aleyhisselâmdan beri temiz ana ve babalardan geçerek asıl sâhibi olan hâtem-ül-enbiyâ'ya gelmiştir. bazı alimler peygamberlik makamını belli derece ayırarak incelemişlerdir. buna göre peygamberlik makâmı da dört derecedir. birincisi nebîler, ikincisi resûller, üçüncüsü ulü'l-azm peygamberler (adem, nuh, musa, isa ve hz. muhammed ). dördüncü derece ise hâtem-ül-enbiyâlık derecesidir ve hz. peygamber'e mahsustur.

islam ilimleri literatüründe hâtem kelimesinin bir tamlama ile kullanılması çok meşhurdur. fakat bu kullanımlar içerisinde en çok öne çıkanlar, hâtemü'l-enbiya ile hâtemü'l-velaye ya da hatmu'l-velaye'dir.
alıntdır*


iyiliğinizi öğr 7 Aralık 2011 19:50

öğrenci
 
Ayetleri, lütfen,yanlış yorumlamayalım doğrusunu biliyorsanız öyle yazın,bizler sitelerden yararlanarak ödevlerimizi yapıyoruz.mesela ayeti yanlış yazmış ben kur'an-ı kerim mealinden baktım ayet aynen şöyle:" Muhammed,sizin erkeklerinizden hiç birinizin babası değildir.O, ancak a Allah'ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi çok iyi bilendir." ayeti kur'an-ı kerim mealinden yazdım %100 doğru...


Misafir 25 Aralık 2011 08:05

hz. muhammet son peygamber mi?


Misafir 8 Şubat 2012 13:17

Tabikide son peygamber Hz.Muhammed


Misafir 8 Şubat 2012 20:01

bunlar işe yaramıo daha iyi anlatın lütfen



Saat: 21:57
Sayfa 1 / 2

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık