Dünyanın Yedi Harikası: Piramitler - Mısır Piramitleri 2 ek Mısır PiramitleriArapça AHRAMATUL CÎZE, Mısır’da, el-Gize yakınlarında, Nil’in batı kıyısındaki kayalık bir düzlük üstünde, 4. sülale döneminde (İÖ y. 2613 - y. 2494) firavunlar için yapılmış piramit biçiminde üç mezar yapısı. Dünyanın Yedi Harikası arasında sayılırlar. En kuzeydekini 4. sülalenin ikinci firavunu Keops yaptırmıştır. Üçü içinde en büyükleri olduğu için Büyük Piramit adıyla da anılır. Taban kenarlarının uzunluğu yaklaşık 230,4 m’dir; yüksekliği ise yapıldığı sırada 147 m idi. Ortadaki piramidi 4. sülalenin dördüncüsü Firavun Kefren yaptırmıştır. Bu yapının taban kenarlarının uzunluğu 216 m, yüksekliği 143 m’dir. En son inşa edilen en güneydeki piramit 4. sülalenin altıncı firavunu Mikerinos’undur. Taban kenarlarının uzunluğu 109 m olan bu piramidin yapıldığı zamandaki yüksekliği 66 m’ydi. Piramitlerin üçü de zaman içinde sürekli yağmalanmış olduğundan, mezar eşyasının çoğu artık yoktur. Yumuşak, beyaz kireçtaşından dış kaplamaları neredeyse tümüyle aşındığı için ilk yapıldıkları yükseklikte de değildirler. Örneğin Büyük Piramit’in yüksekliği artık yalnızca 138 m’dir. Ama ortadaki Kefren Piramidi’nin en tepesinde dış kaplama hâlâ durmaktadır. Keops Piramidi büyük bir olasılıkla insan elinden çıkma yapıların en büyüğüdür. 50° 52'lık bir açıyla yükselen yan yüzleri tam dört ana yöne bakar. Keops Piramidi sarımtırak renkte kireçtaşı bloklardan inşa edilmiştir; bugün bütünüyle aşınmış olan dış kaplamasıyla içindeki dehlizler daha nitelikli ve açık renkte kireçtaşından, mezar odası ise çok büyük granit bloklarından yapılmıştır. Bu görkemli yapı için her biri ortalama 2,5 ton ağırlığında yaklaşık 2,3 milyon blok taş kullanılmıştır. Keops Piramidi, öteki iki piramit gibi, bir teknik ustalık ve mühendislik yeteneği başyapıtıdır. Yerleştirilişindeki geometrik doğruluk ve taşların kesimindeki titizlik, özellikle yapının dev boyutları ve kullanılan blpkların boyut ve ağırlıkları göz önüne alındığında şaşırtıcıdır. Gerek iç duvarların, gerekse bugün (bazısının ağırlığı 16 tonu bulan) birkaç taşı kalmış olan dış kaplamanın birleşme ayrıntıları yalnız Eski Mısır’da değil, büyük olasılıkla dünyadaki bütün yığma taş duvarlardakinden daha yetkindir. Keops Piramidi’nin girişi kuzey cephesinde, yerden 18 m yüksektedir. Buradan başlayarak piramidin oturtulduğu kayalık zeminin içine doğru inen eğimli bir geçit bitmemiş bir mezar odasında son bulur. Bu geçitten yukarı doğru ayrılan eğimli bir başka geçit Kraliçe Odası diye bilinen odaya ve 46 m uzunluğundaki eğimli bir aleriye ulaşır. Bu galerinin yukarı ucunda ulunan dar ve uzun bir geçitten de Kral Odası adı verilen, döşemesi, tavanı ve duvarları bütünüyle granit kaplı asıl mezar odasına geçilir. Bu odadan başlayıp piramidin dış yüzüne çıkan iki eğik baca kanalı vardır. Bu bacalar dinsel bir işlevi karşılamak için olabileceği gibi, havalandırma amacıyla da yapılmış olabilir. Kral Odası’nın üstünde, kütlesel yatay granit levhalarla birbirinden ayrılmış beş bölme bulunur. Bu levhaların, üstteki taş duvarlardan mezar odasının tavanına gelen büyük basıncı dağıttığı ileri sürülmektedir. Piramitlerin nasıl inşa edilmiş olduğu sorusuna hâlâ doyurucu bir yanıt verilememiştir. Çeşitli savların içinde en inandırıcı olanı, ağır yükleri kaldırmak için makaralı halat sistemini bilmeyen Eski Mısırlıların bunun yerine, tuğla, toprak ve kumdan, piramitle birlikte yükselen rampalar yaparak taş blokları bunların üstünde kızaklar, silindirik takozlar ve manivelalar aracılığıyla çektikleridir. Eski Yunanlı tarihçi Herodotos’a göre, Keops Piramidi’nin yapılması 20 yıl sürmüş ve bu işte 100 bin işçi çalıştırılmıştır. Tarım işçisi oldukları varsayılan bu insanların yalnızca (ya da daha çok) Nil Irmağının taşarak tarlaları kapladığı dönemlerde piramitlerde çalıştıkları düşünüldüğünde, bu sayı inandırıcı olmaktadır. Keops Piramidi’nin güneyine doğru Kefren’in vadi tapmağı yakınında Büyük Sfenks yer alır. Masif bir kayadan oyulmuş olan sfenks Kefren’in yüz çizgilerine ve yatan bir aslanın bedenine sahiptir. Yaklaşık 73 m uzunluğunda ve 20 m yüksekliğindedir (piramit; sfenks). 1925’te, Keops’un piramidine giden yolun üst ucunda, annesi Kraliçe Heteferes’in defin eşyalarını içeren bir çukur mezar keşfedildi. Taş doldurulmuş derin bir kuyunun dibinde kraliçenin boş lahti bulundu. Lahit, 4. sülale dönemi zanaatçılarının yüksek sanatsal yeteneklerini ve teknik yetkinliklerini belgeleyen mücevherler ve mobilyalarla çevrilmişti. Üç piramidin çevresinde, mastaba adı verilen, kesik piramit biçiminde mezar yapıları ile dolu geniş alanlar vardır. Bunlar kralların akrabalarının ya da memurlarının gömülmesi içindir. El-Gize’de 4. sülaleye ait, ızgara düzeninde yerleştirilmiş olanların yanı sıra, çok sayıda başka mastaba bulunmuştur. Bunlardan birkaçı 3. sülale (İÖ y. 2686 - y. 2613) dönemine, çoğunluğu ise 5. ve 6. sülalelere (İÖ y. 2494 - y. 2181) aittir. |
Dünyanın Yedi Harikası: Piramitler - Mısır Piramitleri 5 ek PiramitlerPiramitlerin Gizemi...
Gize piramitlerinden İçi ziyaret edilebilen tek piramit olan Kefren piramidinin mezar odası. Piramitler ile ilgili çeşitli matematiksel bulgular arasında ilginç olanları şunlar: Keops piramidinin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı yaklaşık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi veriyor. (149.504.000km). Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor. Keops Piramidinin Taban çevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesinin pi=3.14 sayısını veriyor. 62 metre yüksekliği ile Gize Piramitleri içerisinde en küçüğü olan Mikerinos Piramidi Kefren'in oğlu için yaptırılmış. Piramitler hala yapımları esnasında ki gizi korumaktalar. İşçilerin olağanüstü bir çabayla günde 10 metreküp taşı üst üste koyduklarını kabul edersek keops piramidinde yer alan yaklaşık 2.5 milyon metreküp taş, 250.000 gün, yani yaklaşık 664 yılda yerleştirilebiliyor. Oysa piramitler 20 ila 30 yıl arasında bir sürede tamamlanmıştır. Sfenks 70 metre uzunluğunda ve 30 metre yüksekliğinde olan Sfenks 14.yy da Memluk'lar tarafından top bataryalarına talim hedefi olarak kullanılmış ve ciddi biçimde zarar görmüş. M.Ö. 2520 yılında Keops'un oğlu Kefren'in mezar kompleksi için yontulmuş. Sfenks Mısır dilinde 'SEZP-ANHE' Yaşayan görüntü) anlamında. Tarih boyunca Sfenks Nil nehrine bakıyor ve nehir yoluyla gelenleri karşılıyordu. |
Piramitler 1 ek Mısır Piramitleri Ehramlar olarak da bilinen Mısır Piramitleri, çoğu Eski ve Orta Krallık döneminde Mısır krallarının (firavun) mezarlan üstüne yapılmış büyük anıtsal yapılardır. Orta ve Güney Amerika'da Mayalar, Aztekler ve İnkalar tarafından benzer yapılar yapılmıştır, ama gerçek piramitler Mısır'dadır. Yunanca pyramis sözcüğünden türemiş olan piramitlerde genellikle taş ya da tuğla kullanılmıştır. Dörtgen bir taban üzerinde yükselen piramitlerin üçgen biçimli dörtkenar yüzeyi tepede bir noktada birleşir. Mezar odası çoğunlukla piramidin üzerine oturduğu kayanın içine oyulmuştur. Eski Krallık'ta 2. hanedan döneminin sonuna kadar (yaklaşık İÖ 1650) krallar ve soylular mastaba denen mezarlara gömülürlerdi. Mastabalar, dikdörtgen biçimli, yan duvarları içeriye doğru eğimli ve üst yüzeyi düz olan; daha çok üstü kesik bir piramide benzeyen anıtmezarlardı. 3. hanedan döneminde (İÖ 2650–2575) kral mezarlarında taş kullanılmaya başlandı. İlk piramit, bu dönemde, Kahire'nin yakınındaki Sakkara'da ünlü mimar İmhotep tarafından yapıldı. Kral Zoser için tasarlanan ve üst üste konmuş altı mastabadan oluşan bu anıtmezara Basamaklı Piramit denmiştir. Kutsal sayılan ölmüş krala armağanların sunulduğu bir tapınağı da içeren Basamaklı Piramit ve ek yapıları geniş bir duvarla çevrelenmiştir. 60 metre yüksekliğinde olan ve kireçtaşından yapılan bu piramit Eski Mısır'ın en güzel anıtlarından biridir. Yapının altından toprağın içine uzanan 11 geçitte kral ve bazı soyluların pembe granit ve albatrdan (kaymaktaşı) yapılma lahitleri bulunur. Ne var ki, bu lahitler, daha önce soyulduğu için bu kişilerin mumyalanmış cesetleri bulunamamıştır. Bölgede daha birçok piramidin yapıldığı sanılmaktadır. 1953'te Sakkara'da 3. hanedan döneminden kalma tamamlanmamış bir başka basamaklı piramidin kalıntılarına rastlanmıştır. En tanınmış piramitler, Kahire'nin güneyinde Gize'de bulunan üç piramittir. Bu piramitler 4. hanedan döneminden (İÖ 2575–2464) kalmıştır. En büyüğünü Yunanca adıyla Firavun Keops yaptırmıştır. Keops Mısırlılar' ca Khufu olarak adlandırılır. Keops Piramidi' nin taban kenarları yaklaşık 230 metre ve yüksekliği 146 metredir. Ama dış kaplaması aşındığı için bugün yüksekliği 9 metre daha düşüktür. Kayalık bir zemine oturan piramidin dış bölümü kireçtaşı ve granitten yapılmıştır. Tüm yapıda her biri ortalama 2,75 ton ağırlığında toplam 2,3 milyon taş blok kullanılmıştır. Keops'un ardıllarından Kefren ve Mikerinos tarafından yaptırılan öbür ünlü iki piramit, ilkine göre daha küçüktür. Her üç piramit de yağmalanmış oldukları için içlerindeki eşyaların çoğu kaybolmuştur. 5. ve 6. hanedan kralları (İÖ 2465–2150) da Gize ve Abu Şir'de birçok piramit yaptırmışlardı. 11. ve 12. hanedan krallarının (İÖ 2130–1756) piramitleri daha çok Dahşur, Havara ve el-Lahun'da bulunmuştur. Bu dönemden sonra, soylulara mezar olarak kullanılan piramitlerin yapımına son verildi. Mısırlılar krallarını, 18. hanedan döneminde (İÖ 1540–1292) başkent olan Teb yakınlarındaki Krallar Vadisi'nde kayalara oyulmuş mezar odalarına gömmeye başladılar. Bir zamanlar Nil Irmağı'nın batı kıyısı boyunca birçok piramit yer alırdı. Bunların Eski ve Orta Krallık döneminde yapılmış olmaları ile Mısırlılar'ın Güneş tanrısı Ra'ya tapınmaya ve ölülerini mumyalamaya başlamaları arasında bir ilişki olduğu sanılmaktadır. Eski Mısırlılar, ölen bir kişinin bedenini koruyarak, ona yiyecek ve içecek sunarak ölümden sonra yaşamasını sağlayabileceklerine inanırlardı. Bu nedenle ölülerini, öbür dünyada gereksinecekleri eşyalarla birlikte gömerler, mezar duvarlarına çizdikleri resimler ve yazdıkları yazılarla ölülere karşılaşabilecekleri tehlikelerden korunma yollarını gösterirlerdi. MsXLabs.org & Temel Britannica |
Mısır Piramitleri 2 ek Krallık ailesinin lahitlerini barındırmak amacıyla yapılan piramitler (Yunanlıların bir pasta adından esinlenerek verdikleri ad) Mısır'da çok eski tarihlerde ortaya çıktı ve Eski İmparatorluğun (III.-VI. sülale, İ.Ö. 2780-2380) belirgin anıtları olarak kaldı. Piramitlerin biçimi bir simgedir; Gerçekten de kenarları basamaklar halinde olduğunda piramitler ölü kralın ruhunun, babası Ra'ya yani, Güneş'e kavuştuğu merdiveni belirtir; daha sonraları kenarları düz yapılmaya başlandığında piramitlerin bulutların içinden geçerek eğimli biçimde düşen güneş ışınları demetinin taşlaşmış bir görüntüsünü simgelediği bilinir. Piramit ölü kral için yaptırılan mimari bütünün en önemli bütünüydü.Çevresinde anıtsal bir duvar vardı; yanındaysa ölü tapınakları yer alıyordu.Piramitlerin başlangıçta çok büyük olan boyutları Eski İmparatorluk döneminde yavaş yavaş küçüldü ve Orta İmparatorluk'ta belirli bir ölçüde kaldı.Yeni İmparatorluk dönemindeyse piramitler kral mezarı olarak ortadan kalktı. III. Sülale'nin kurucusu olan kral Zoser'in piramidi bilinen ilk piramittir.Kahire'nin 28 km güneyinde Sakkara yaylasında eski başkent Menfis (Memphis) yakınında yükselen bu piramit, firavunun emri üzerine mimar İmhotep tarafından gerçekleştirildi. İmhotep piramit biçimindeki ilk kral mezarını ortaya attı ve bu gelenek, firavunlara tanınan bir ayrıcalık olarak kaldı.Dört bir yanındaki altışar geniş taş basamağıyla dev bir merdiven gibi görünen Zoser piramidi 109m eninde 121m boyundaki dikdörtgen bir taban üstünde yükseliyordu (61m). Piramidin altında, kayalar içine derin biçimde oyulmuş ve mavi fayans karolarla süslü ölü odaları bulunuyordu.Bu basamaklı piramit, 1600m uzunluğunda ve 10,5m yüksekliğinde görkemli bir duvarla kuşatılan on beş hektarlık merkezinde yer alır.Kralın bu "ebedi konutu"nda törenlerinin kutlanmasına yarayan çeşitli ek binalar da, günümüzde Mısır'ın en etkileyici arkeolojik sitelerinden biri olan bu anıtlar bütününün içinde yer alıyordu. Piramit yapımında bundan sonraki aşama Sakkara'nın 19 km güneyinde Medum sitesinde IV. Sülale'nin ilk firavunu Snefru tarafından yürütüldü.Başlangıçta sekiz basamaklı olan mezar, basamakları doldurtarak tabandan tepeye kesiksiz eğim halinde yükselen dümdüz dört kenarı elde eden Snefru tarafından tam bir piramide dönüştürüldü.Snefru için, Sakkara yakınında Dahşur'da iki piramit daha dikildi. SFENKS Mısır'da, Giza'daki üç büyük piramidin biraz doğusunda, bilinmez bir zamandan beri bu vadiyi bekleyen, gözlerini doğuya dikmiş yarı insan, yarı aslan bir heykel var: Sfenks. Ejiptologlar, Khafre piramidini Vadi Tapınağı'na bağlayan yolun bitiminde yer alan bu gizemli ve dilsiz yapının, İ.Ö 2500 dolaylarında firavun Khafre tarafından yaptırıldığını düşünüyorlar. Oysa ne Giza'daki herhangi bir anıtta bunu destekler bir ifade var, ne de Mısır'ın herhangi bir yerinde. Sfenks'in yapıldığı tarih, Ejiptologlar ne derse desin, bilinmiyor. PİRAMİTLERİN YAPILMASI Piramitler basit aletlerle,katı biçimde düzenlenmiş şantiyelerde inşa edildi.Hırsızlara yolunu şaşırtan karmakarışık koridorlar ağını ve odaları örten taş blokların üst üste konulması ile yapılan piramitler,Nil Nehri'ne doğru çıkıntı yapan kayalık bir plato üzerinde kuruldu. Taşkınlar sırasında çalışma daha kolay oluyordu.Limanla şantiye arasında kızaklar üzerinde taşları çeken yüzlercve işçinin balesi yıllarca sürdü.Taşları çıkarabilmek için yapılan rampalar, piramit tamamlandıktan sonra kaldırıldı. Piramitlerin inşası hakkında bir çok fikir çıktı. Kimisi piramit yapımında uzaylıların rol olduğunu savundu.Kimisi de hiç bir fikir yürütemedi.Kimileri de bu olayın,Mısır halkının azmiyle gerçekleştiğini benimsedi. GİZA PİRAMİTLERİ Tahmini olarak M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilen Giza piramitleri;Keops, Kefren, Mikerinos. İsimlerini aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Bu üç piramit dünyadaki en büyük piramitlerdir.Giza'da sadece bu piramitler bulunmaz. Sırf Mısır'da yüzlerce irili ufaklı piramitler mevcuttur ama bu Gize piramitlerini öbürlerinden ayıran farkların başında içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamasıdır. Piramitler yalnızca Mısıra özgü de değildir.Güney Amerika kökenli Maya ve Azteklerde piramitler yapmışlardır. Piramitlerin gökyüzünü incelemek amaçlı yapıldığı da zannedilmektedir DÜZ YÜZEYLİ PİRAMİTLER Daha sonraki piramitlerin dış yüzeyleri çıkıntısız, düzdü. Bu, belki de, kralın Güneş tanrısı Ra'ya tırmanabileceği güneş ışınlarını temsil etmesi için bu şekilde yapılmıştı. Bu piramit Abusir'deki Kral Sabure'nin piramidi asıl alınarak yapılmıştı.Vadi ile cenaze tapınakları bir kapalı ara yolla birbirine bağlanırdı.Bu piramitlere örnek olarak yukardaki resimlerdir. Basamaklı piramitler ilk yapılan piramitlerdir. Daha sonra piramitler düz yüzeyli yapılmaya başlandı. KEFREN PİRAMİTİ 2. büyük piramit olup firavun Kefren'e aittir.Taban kenarı 216 m dir.Yüksekliği 143 m dir. KEOPS Dünyanın yedi harikasından günümüze kadar ulaşan tek eser, Mısır'daki Keops Piramididir. Mısır'ın başkenti Kahire yakınındaki Nil Nehrinin batısında bulunan Giza Yaylasında bulunmaktadır. Keops Piramidinin yanında biraz daha küçük olan Kefren ve Mikorinos piramitleri bulunmaktadır. Ayrıca, içlerinde prenseslere ve firavunun en yakın yardımcılarına ait mumyaların bulunduğu beş piramit daha vardır. Büyük Piramit de denen Keops Piramidi, M.Ö. 2800 yıllarına doğru hüküm süren Mısır'ın 4. Sülale devri hükümdarlarından Keops'un mezarıdır. İkinci büyük piramit, Keops'un kardeşi olan ve O öldükten sonra firavun olan Kefren'e aittir. Küçük piramit ise M.Ö. 2500'lü yıllarda hüküm süren Mikerinos'a aittir. Keops Piramidinin yüksekliği 138 metredir. Tepeden 10 metre kadar aşınmıştır. Bazıları 10-15 ton ağırlığında olan 2.300.000 adet blok taşın üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Bir kenarı 227 metre olan dörtgen tabanı 50.524 metrekarelik bir alanı kaplar. Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası vardır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Biri kraliçeye ait olan iki oda daha vardır. Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştür. Bu muazzam mezar, üç ayda bir toplanan 100.000 esirin çalışmasıyla 30 yılda tamamlanmıştır. Daha sonra da Keops'un ve eşinin mumyalanmış cesetleri bu mezara yerleştirilmiştir. Dünyanın yedi harikasından günümüze kadar ulaşan tek eser, Mısır'daki Keops Piramididir. Mısır'ın başkenti Kahire yakınındaki Nil Nehrinin batısında bulunan Giza Yaylasında bulunmaktadır. Keops Piramidinin yanında biraz daha küçük olan Kefren ve Mikorinos piramitleri bulunmaktadır. Ayrıca, içlerinde prenseslere ve firavunun en yakın yardımcılarına ait mumyaların bulunduğu beş piramit daha vardır. Büyük Piramit de denen Keops Piramidi, M.Ö. 2800 yıllarına doğru hüküm süren Mısır'ın 4. Sülale devri hükümdarlarından Keops'un mezarıdır. İkinci büyük piramit, Keops'un kardeşi olan ve O öldükten sonra firavun olan Kefren'e aittir. Küçük piramit ise M.Ö. 2500'lü yıllarda hüküm süren Mikerinos'a aittir. Mısır piramitleri yeryüzündeki anıt-kabirlerin en eskileri ve en büyükleridir. Bunların en haşmetlisi olan Keops Piramidi dış görünüşü ile de "Dünyanın Birinci Harikası" olma niteliğine hak kazanmıştır. Piramitler, firavunun mumyası ile hepsi birbirinden değerli eşsiz nitelikteki sanat eserlerini; kral, kraliçe, prens heykellerini de içlerinde saklıyordu ve bu eşsiz hazineleri saklamak için yapılmışlardır. Keops Piramidinin yüksekliği 138 metredir. Tepeden 10 metre kadar aşınmıştır. Bazıları 10-15 ton ağırlığında olan 2.300.000 adet blok taşın üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Bir kenarı 227 metre olan dörtgen tabanı 50.524 metrekarelik bir alanı kaplar. Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası vardır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Biri kraliçeye ait olan iki oda daha vardır. Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştür. Bu muazzam mezar, üç ayda bir toplanan 100.000 esirin çalışmasıyla 30 yılda tamamlanmıştır. Daha sonra da Keops'un ve eşinin mumyalanmış cesetleri bu mezara yerleştirilmiştir. |
2 ek Gize'deki Piramitlerle İlgili Çarpıcı Bilgiler Gize'deki piramitlerle ilgili yapılan bazı matematiksel araştırmalar, eski Mısırlıların çok gelişmiş bir matematik ve geometri bilgileri olduğunu göstermektedir. Bu hesaplamalara göre, piramitleri planlayanların matematik ve geometri bilgisi dışında, dünyanın ölçüleri, çevresi, ekseni ve bu eksenin eğimi gibi bilgilere de sahip olmaları gereklidir. MÖ yaklaşık 2500'lü yıllarda inşasına başlanan piramitlerle ilgili bu bilgiler, henüz büyük matematik bilginleri Pisagor, Arşimet ve Öklid'den dahi 2000 yıl daha önce bu piramitlerin inşa edildiği göz önünde bulundurulursa, çok daha çarpıcı bir hal almaktadır:
1978'de Amerika'daki, Indiana Limestone Institute of America Inc. (dünyada kireçtaşı ocakları konusunda en büyük ve en uzman kuruluş), bugün Büyük Piramit gibi bir piramit inşa edilmek istense, insan gücü ve materyallerin ne olması gerektiği hakkında bir araştırma yapmıştır. Sonuç oldukça düşündürücüdür; şirket yetkilileri, piramitlerin inşasındaki zorluğu şöyle açıklamaktadırlar: Eğer mümkün olan gücü maksimuma çıkartsak, bu da bugünkü üretimi üç katına çıkartmak anlamına gelir ki, bu kadar kireçtaşını ocaktan çıkarmak ve transfer etmek ancak 27 yıl sürer. Üstelik tüm bu çalışmalar Amerika'nın üstün teknolojisiyle yani hidrolik çekiçler, elektronik kristal başlı testereler kullanılarak yapılabilir. Bu büyük çaba, sadece kireçtaşını madenden çıkarmak ve onu taşımak için kullanılacaktır. Ve buna, Büyük Piramit'in inşası için gerekli olan laboratuvar testleri ve bunun gibi ön çalışmalar dahil değildir. Keops Piramiti ortalama 2.5 milyon taş bloktan oluşmaktadır. Günde on bloğun üst üste konulduğu varsayılırsa -ki bu işçilerin olağanüstü bir çaba göstermelerini gerektirecektir- 2.5 milyon taşın 664 yılda yerlerine konulduğu ortaya çıkar. Oysa, söz konusu piramitin ortalama 20-30 yıl içinde yapılmış olduğu düşünülmektedir. Bu basit hesap dahi, Mısır piramitlerinin yapımında tahmin edilenden farklı ve üstün bir teknolojinin kullanıldığını ortaya koymaktadır. Peki Antik Mısır'da bu dev piramitler nasıl inşa edilmiştir? Kayalık taraçalar hangi güçle, hangi makinelerle, hangi teknikle düzleştirilmiştir? Kaya mezarları hangi imkanlarla kazılmıştır? İnşaat sırasında aydınlatma nasıl sağlanmıştır? (Piramitlerin ve mezarların duvarlarında ve tavanlarında, herhangi bir kararma ve is izine rastlanmamıştır.) Taş bloklar taş ocaklarından nasıl çıkarılmış, farklı şekillerdeki taşların kenarları nasıl düzleştirilmiştir? Tonlarca ağırlığındaki bu taşlar nasıl taşınmış ve birbirlerine santimetrenin binde biri gibi bir yakınlıkta nasıl birleştirilmiştir? Bu sorular daha da artırılabilir. Peki bu sorular evrimcilerin insanlık tarihi yanılgısıyla akılcı ve mantıklı bir şekilde cevaplanabilir mi? Elbette hayır. Antik Mısır'da, sanatıyla, tıbbıyla, mimarisi ve kültürüyle dev bir medeniyet kurulmuştur. Mısırlıların geride bıraktıkları eserler, kullandıkları tedavi yöntemleri, sahip oldukları bilgi birikiminin ve tecrübenin en önemli delillerindendir. Bugün bazı bilim adamları, tarihin evrimi iddiasına göre piramitleri yapması oldukça zor olan Mısırlıların eserlerinin, uzaylılar tarafından yapıldığını dahi iddia edebilmektedirler. Geçmiş toplumların dev taş bloklar kullanarak inşa ettikleri binalar, günümüzün modern inşaat makinelerine benzer makinelerin o dönemlerde de kullanılmış olduğuna işaret etmektedir. Altından yapılmış olan bu süs eşyasının da inşaat makinelerine olan benzerliği dikkat çekicidir. Bu parça, 1920'lerde Panama'da bulunmuştur. Kolye ucu olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bu ve benzeri bulgular, evrimcilerin geçmiş toplumların tamamen ilkel oldukları yönündeki iddialarını yalanmaktadır. Tarih boyunca teknolojide ilerleme ve bilgi birikimi olduğu açıktır, ancak bu geçmişte hayvani koşullarda yaşandığı anlamına gelmemektedir. Geçmiş toplumlar da ihtiyaçlarına uygun keşifler yapmışlar, cihazlar geliştirmişler, makineler kullanmışlardır. Dönemin muhtemel vinç modeli Tutankhamun döneminden bir kesit. Eser Kahire'deki Mısır Müzesi'nde sergileniyor. Elbetteki "piramitleri uzaylılar inşa ettiler" iddiası, demagoji ile bile bir açıklama yapamadıklarında evrimcilerin sığındıkları son derece akıl ve mantık dışı bir iddiadır. Her şeyden önce buna dair en ufak bir bilgi veya delil dahi bulunmamaktadır. Evrimciler tesadüflerle veya hayali evrimsel süreçle açıklama yapamayacaklarını anladıkları zaman hemen "uzaylılara" sığınmaktadırlar. Nitekim canlılığın yapı taşını oluşturan ilk proteinin ve hücrenin çekirdeğindeki DNA'nın, tesadüfen cansız maddelerden meydana gelemeyecek kadar kompleks ve olağanüstü bir yapıya sahip olduğunu anladıklarında şöyle gülünç bir iddiada bulunmuşlardır: "İlk canlı organizmayı dünyaya uzaylılar getirip bıraktılar." Bazı evrimci bilim adamları tarafından savunulan bu iddianın saçmalığı elbette ki evrimcilerin içine düştükleri çaresizliğin göstergelerindendir. Mısır'da kurulan medeniyet ve tarih boyunca kurulan diğer tüm medeniyetlerin her biri akıl ve irade sahibi insanlar tarafından kurulmuştur. Üstelik bunlar çok eski dönemlere ait medeniyetlerdir. Bugün Mısır'ın MÖ 3000 yılındaki eserlerini inceleyerek hayranlığımızı dile getiriyoruz ve bilim adamları ve konuyla ilgili uzmanlar bu eserlerin nasıl meydana getirilmiş olabileceğini tartışıp araştırıyorlar. Ancak şu nokta çok önemlidir; Mısır'da bugün izlerine rastlanan 5000 yıl önceki medeniyet, elbette ki binlerce yılın tecrübe ve bilgi birikimi ile oluşmuştur. Yani bu medeniyetin kökleri daha da öncesine dayanmaktadır. Dolayısıyla evrimcilerin ve tarihin evrimine inananların iddia ettikleri gibi ilk çağlarda ilkel ve konuşma yeteneğinden yoksun, sadece hayvan avlayarak geçimini sağlayabilen, yarı hayvan insanlar yoktu. İnsan ilk yaratıldığı günden bu yana, günümüz insanının sahip olduğu zeka, estetik anlayışı, kavrayış, bilinç ve ahlak gibi tüm insani özelliklere sahipti. |
Piramitlerin Sırları 1 ek Piramitler Hakkında Yeni BilgilerKeops Piramiti (Khufu Piramiti, Büyük Piramit), günümüzde Mısır'ın başkenti Kahire'nin bir parçası olan Gize'yi (El Giza) çevreleyen antik 'Gize mezar kenti'nde bulunan üç anıtsal piramitten en eski ve en büyük olanıdır. M.Ö. 2560 senesi civarında yapıldığı sanılan bu anıtsal kompleks, Dünyanın yedi harikasından biri olup, bu yedi harika içinde günümüze kadar ulaşan tek eserdir.Varlığını günümüze dek hemen hemen tam olarak sürdürebilmiş olanıdır. Bu piramidin Mısır firavunu Khufu adına bir anıtsal mezar olarak inşa edildiğine inanılır ve yapımının yaklaşık yirmi yıl sürdüğü sanılmaktadır. 20. yy. başlarına dek, yani 3800 yıl boyunca hacmi ve kütlesi bakımından Dünya’daki en büyük yapay (insan yapımı) yapı olarak kabul edilmiş ve yükseklik rekoru 4000 yıl boyunca kırılamamıştır. (Rekor 1310 yılında 160 m. yükseklikteki Lincoln Katedrali'nin inşasıyla kırılmıştır.) Kimileri mimarının Khufu’nun veziri olan Hemon ya da Hemiunu olduğunu düşünürler. Büyük Piramidin içinde üç oda saptanabilmiştir. Büyük Piramit'in güney tarafında günümüzdeki popüler tabiriyle Kraliçe Piramitleri adıyla sözü edilen ikinci derecede önem arzeden diğer piramitler bulunur. Bunlardan üçü hemen hemen orijinal yükseklikleriyle ayaktadır. Dördüncüsü öyle tahrip olmuştur ki varlığı bile tartışmalı hale gelmiştir. Fakat yakın zamanlarda bu piramidin taş pistinin ve birkaç kaplama taşının keşfedilmesi varlığı hakkındaki kuşkuları dağıtmıştır. Herodot’un anlattıklarına göre firavun Khufu Büyük Piramidin yapımı için gereken geliri elde edebilmek için kızını bile kötü yolda çalıştıran bir zorbaydı. Buna karşılık kızı da müşterilerinin her birinden küçük bir taş isterdi ve kızı böylece bu taşlarla kendi küçük piramidini yapmıştı. Bu hikâyeyi destekler mahiyette hiçbir kanıt yoktur. Kraliçe Piramitleri’nin Khufu'nun eşleri için yapılmış olduğu söylenirse de hükümdarlık üyeleri için yapılmış olduğu konusunda kesin bir kanıt yoktur. Piramit çevresindeki döşeme altında Khufu’nun annesi ve Snéfrou’nun kızkardeşi ve aynı zamanda karısı olan Hetepheres’in mezarı bulunur. 1925'te Reisner’ın kazılarında tesadüfen keşfedilmiştir. Piramidin çevresinde içlerine gemi sığacak şekilde kazılmış gemi biçimli üç oyuk bulunur. İçlerinde birkaç ip ve tahta parçasından başka bir şey bulunamamış bu oyukların ne amaçla yapıldıkları bilinmemektedir. Bununla birlikte Mayıs 1954’te Mısırlı arkeolog Kamal el-Mallakh, içinde ağırlıkları 15 tona varan taş levhalar altında 1224 tahta parçası bulunan, dikdörtgen biçimli dördüncü bir oyuk keşfetti. Hadj Ahmed Yusuf 14 yıl boyunca sistemli bir şekilde çalışarak tahta parçalarını birleştirmeyi başardı. Sedir ağacından yapılma 143 ft uzunluğunda bir gemi sözkonusuydu. (1 ft=0.3048 m) Bu geminin su sızdırmazlık özelliğini neye borçlu olduğu henüz anlaşılamamıştır. Büyük Piramidin inşa teknikleri hakkında birbirlerine karşıtlık gösteren veya birbirleriyle çelişen birçok alternatif varsayım ortaya atılmıştır. Örneğin Davidovits taş blokların uzaktaki bir taş ocağından taşınmamış olduklarını, yapım mahallinde üretilmiş, bir tür katılaştırılmış kireçtaşı blokları olduklarını ileri sürer ki, bu diğer Mısırbilimcilerce rağbet görmemiş bir iddiadır. Büyük çoğunluk ise bu taşların bir taş ocağından elde edilmiş, taşınmış ve yapıda kaldırma veya yuvarlama yoluyla kullanılmış olduklarını düşünür. Bir diğer iddiaysa yapıda uzaylıların parmağının olduğudur. Çünkü bu mimari o döneme ait olmayan bilgiler içerir. Eski Yunanlılar piramidin inşasında kölelerin kullanıldığına inanırlardı, Mısırbilimciler ise inşaatta kölelerin de kullanılmış olduğunu kabul etmekle birlikte inşaatta onbinlerce vasıflı işçinin çalışmış olması gerektiğini düşünmektedirler. Bu işçilere ait olması gereken mezarlık arkeolog Zahi Hawass ve arkeolog Mark Lehner tarafından 1990’da keşfedilmiştir. Çek Mısırbilimci Miroslav Verner’e göre inşa ekibi hiyerarşik bir şekilde organize edilmişti; 100.000 kişilik iki gruptan oluşuyordu ve her grup kendi içinde zaa ya da phyle adı verilen 20.000 kişilik gruplardan oluşuyordu ki, bu gruplar da işçilerin ustalık derecelerine göre daha küçük gruplara ayrılmış bulunuyordu. Piramidin inşası konusundaki gizemlerinden biri inşasının nasıl planlanabilmiş olduğudur. John Romer’in düşüncesine göre, eski Mısırlılar bu yapıda da daha önceleri ve daha sonraları diğer yapılarda uygulamış oldukları yöntemi uygulamışlardı: Planı ya da ana planın parçalarını yapıma girişmeden önce ölçekler kullanarak zemine çiziyorlardı. Taş blokların nasıl yerleştirildiği henüz anlaşılmış değildir. Bir varsayıma göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst üste konuyordu. Rampa çamur kaplanıyor sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu. Bir başka varsayıma göre taş bloklar dev manivelalarla kaldırılıyordu. Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramitin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştır. Yapının orijinal hali günümüzdeki gibi değildi. M.S. 1300 yılında meydana gelen büyük bir deprem, kaplama taşlarının belli bir kısmını yerlerinden etmiş ve düşen taşlar Bahri Sultan An-Nasir Nasir-ad-Din al-Hasan tarafından 1356’da taşınıp Kahire yakınlarındaki kale ve camilerin yapımında kullanılmıştır. Günümüzde Büyük Piramidin bu yapılarda kullanılmış sözkonusu taşları halen görülebilir durumdadırlar. Ayrıca, sonraki dönemlerde bölgeye gelmiş kaşiflerin raporlarına göre, sonraki çökmelerde de piramitten büyük taşlar kopmuştu ve bunlar piramidin dibine düşerek bir moloz yığını oluşturmuştu. Bu molozlar sonradan kazılar sırasında arkeolojik sit alanının temizlenmesi amacıyla alınıp uzağa atılmıştır. Bununla birlikte kaplama taşlarından piramitin temele yakın kısımlarındaki bazıları varlıklarını günümüze kadar sürdürebilmiştir, halen görülebilir durumdadır ve bunlar, piramidin yapımında gösterilen hassas işçilik ve ustalık hakkında yüzyıllarca aktarılagelmiş söylentileri kanıtlamaktadırlar. Yapılan hesaplamalara göre piramidin kütlesi 5.9 milyon ton ağırlığında, hacmi ise 2.500.000 m3’tür. Kimileri bu değerlerden yola çıkarak ve hergün 800 ton taşın yerleştirilebileceğini varsayarak inşaatın 20 yıl sürmüş olduğunu düşünmektedir. Piramidin ilk kesin ölçümleri 1880-1882 yıllarında Sir Flinders Petrie tarafından yapılmış ve ölçümleri “Gize piramitleri ve Tapınakları” (Pyramids and Temples of Gizeh) adlı kitabında yayımlamıştır. Piramidin tabanının dört kenarının birbirlerine, 58 mm.’lik fark gözardı edilirse, eşit olduğu görülmektedir. Taban yatay ve hemen hemen düzdür. Kare tabanın kenarları 4 açısal dakika gözardı edilirse, manyetik kuzey yerine gerçek kuzey esas alınıp, tam olarak dört ana yöne oturtularak hizalanmıştır ve 12 açısal saniye gözardı edilirse, taban hatasız bir karedir. Petrie’nin ölçümlerine ve sonraki çalışmalarına göre, orijinal halinde, piramit 280 kübit yüksekliğinde idi ve her bir kenarı 440 kübit uzunluğundaydı. Bu oranlar pi/2’ye eşittir ki, bu da 22/7’ye, yani % 0.05’lik fark gözardı edilirse pi sayısına denk düşer. Bazı Mısırbilimcilere göre bu tesadüfi bir sonuç olmayıp, maksatlı olarak tasarlanmış bir orandır. Verner konuya ilişkin olarak şöyle yazıyor: “Eski Mısırlılar pi sayısının kesin olarak belirlememişlerse de bunu uygulamada kullandıkları görülmektedir.” Piramitler üzerinde ilk hassas ölçümlerde bulunmuş uzman olan Petrie ise şu sonuca varmıştı: “Piramidin yüzeylerinin matamatiksel ilişkileri ve dairesel oranları rastlantıyla açıklanamayacak derecede, o kadar sistemlidir ki, bunların projede öngörüldüğünü, yani inşaatçilerin tasarımında mevcut bulunduğunu kabul etmek zorundayız.” Petrie, daha o zamandan kitabında şöyle yazıyordu: “Buradan şu sonucu çıkarıyoruz ki dairenin çapına bölümünün yaklaşık oranı olan 22/7 oranını bilmekteydiler.” Büyük piramitin gizli bilgiler barındırması, ilk olarak Napolyon ordularının Mısır'ı işgali sırasında Fransız mühendislerinin çalışmalarıyla ciddiye alınmıştır. Bu mühendisler piramiti bir triangülasyon noktası olarak kullanmaya kalktıklarında, dört kenarının dört ana yöne dönük olduğunu ve boylam dairesinin de tam piramitin doruğundan geçtiğini fark etmişlerdir. Doruktan geçen diagonal çizgiler kuzeye doğru uzatıldığında Nil Deltası'nı iki eşit parçaya bölmektedir. Taban köşegenlerinin kesiştiği noktadan kuzeye uzatılacak bir doğru, kuzey kutbunun yalnızca dört mil uzağından geçmektedir (ki piramidin yapımından bu yana geçen uzun süre içinde kutup noktasının yer değiştirmiş olması da mümkündür.) Bugünün uzunluk ölçüsü olan metrik sistemin birimi metredir. Yani kutuptan ekvatora kadarki meridyen uzunluğunun on milyonda biridir. Bu ölçü Fransızlar tarafından, Mısır işgalinden kısa süre önce ortaya çıkarılmıştır. Piramitin ölçüsü olarak kullanılan kübit ise, eski Mısırlıların kullandığı ölçüdür ve Fransızların biriminden binlerce yıl önce bulunmuş bir birimdir. Bir kübit'in uzunluğu bir metreye çok yakın olmakla birlikte, metreden daha dakik bir birimdir. Çünkü bu ölçü herhangi bir meridyen çevresine değil, kutup ekseninin uzunluğuna göre hesaplanmıştır. Meridyen uzunlukları, dünya çevresine göre değişebilmektedir. Büyük Piramit'in Mısır kübit'ine göre alınmış bazı ölçüleri, yerküre hakkında, dünyanın güneş sistemindeki yeri hakkında, sonradan, unutulup modern çağda yeniden keşfedilmiş bir hayli bilginin var olduğunu göstermektedir. Bu bilgiler ancak matematik olarak ifade edilebilmektedir. Piramitin çevresi, bir yıl içindeki gün sayısını (365.24) göstermektedir. Bu çevrenin iki katı, Ekvator'da bir boylam derecesinin bir dakikasına eşittir. Eğik kenar üzerinden, tabandan doruğa kadar olan uzunluk, bir paralel derecesinin altıyüzde biridir. Çevreyi yüksekliğin iki katına böldüğümüz zaman, ( pi ) sayısı olan 3.1416'yı bulmaktayız (Bu rakam, eski Yunanlıların bulduğu pi sayısından, yani 3.1428'den çok daha gerçektir). Piramitin ağırlığı 10 üzeri 15'le çarpıldığında, dünyanın yaklaşık ağırlığını vermektedir. Dünyanın kutup ekseni, doğrultusunu günden güne değiştirmekte ve böylelikle her 2200 yılda güneşin arkasına yeni bir burcun gelmesine olanak vermektedir. ilk durumuna ancak 25827 yıl sonra varmaktadır. Bu sayı da, 25826.6 olarak piramitte ortaya çıkmaktadır. Bu sayıyı veren, taban köşegenlerinin toplamıdır. Piramit'in yüksekliği 109'la çarpıldığında Dünya'nın Güneş'e uzaklığı yaklaşık olarak çıkmaktadır. Piramit'in çevresi, yüksekliğinin iki katına bölündüğü zaman pi sayısını bulmaktayız (3.1416...). Büyük piramitin içinde Firavun odasının boyutları, iki temel Pisagor üçgeninin eşidir. Oysa piramit, Pisagor'dan binlerce yıl önce yapılmıştır. Bu verilen ölçüler, piramitin ölçü rastlantılarından yalnızca küçük bir kısmıdır. Kaynak:Gençbilim |
Piramitlerin İnşa Teknolojisi 1 ek Modern Teknoloji Büyük Piramidi İnşa Edebilir mi?Yaklaşık 4,500 yıl once inşa edildiği düşünülen ve birçok kişinin, dünya dışı varlıklar tarafından yapıldığına inandığı Giza Platosu’ndaki dev piramidin, bugün bile inşa edilemeyeceği savunuluyor. Fransız bir mimar ise modern piramidi inşa edebilmek için doğru planı hazırladığını öne sürüyor. Uzmanlar, dev vinçler, helikopterler, traktörler, kamyonlar ve en gelişmiş inşaat makinelerini kullansak bile Büyük Piramit’in bir kopyasını inşa etmenin çok zor olacağını kabul ediyor. Piramitlerin en ekonomik şekilde inşa edilebilmesi adına en son ortaya atılan düşünce ise piramidin içinden dışına doğru yükselen sarmal şeklindeki bir rampanın kullanılması. Bu yöntemle, Dünya’nın Yedi Harikası’ndan biri olan dev piramidin bugün beş milyar dolara inşa edilebileceği öne sürülüyor. Ancak bu planın detaylarına girmeden önce ilk olarak Büyük Piramit’e ait rakamlara bakmamız gerekiyor. Yer seviyesinde her yönden yaklaşık 230 metre uzunluğunda olan piramidin boyu 146.5 metre. Her biri yaklaşık 3 ton ağırlığındaki 2.3 milyon taş bloktan inşa edilen piramidin toplam kütlesi 6.5 milyon ton. Tarihi kayıtlara dayanılarak kabul edilen gerçek, dev piramidin sadece 20 yıl içinde inşa edildiği. Bu da, 20 yıl süren inşaat boyunca her gün, beş dakikada bir taş bloklardan bir tanesinin yerine yerleştirildiği anlamına geliyor. Kısaca, piramidin inşasında çalışmış olan işçi sayısını tahmin etmek bile güç. Sarmal Rampa Yöntemi Birçok Mısır bilimci, Büyük Piramit’in, piramidin boyuyla yükselen bir rampanın yardımıyla inşa edildiğine inanıyor. Ancak piramidin boyu ele alındığında, taşları taşıyabilmek için kullanılacak böyle bir rampanın, piramidin etrafını saracak şekilde en az 1,5 kilometre uzunluğunda olması gerekirdi. Kısaca, rampanın toplam taş kütlesi, piramidin iki katına denk gelecekti. Ortaya atılan en son teori ise şu: Piramidin tabandan itibaren üçte ikilik kısmı, dışarıdan etrafını saran rampayla inşa edildi. Geride kalan yüzde 33’lük kısım ise işçilerin piramidin içeriden inşa ettiği ve inşa devam ettikçe yükselen sarmal şeklindeki rampayla tamamlandı. İşçiler dış rampanın taşlarını sökerek inşaatın geri kalanı için kullandı. Böylece, bugün bilim insanlarının nereye taşındığını merak ettiği milyonlarca ton harfiyatın büyük kısmının aslında piramitin inşasında kullanıldığı düşüncesi desteklendi. Piramitlerin, içinden yükselen sarmal şeklindeki bir rampayla inşa edildiği düşüncesi, Fransız mimar Jean-Pierre Houdin’e ait. Üç boyutlu grafikler üzerinde çalışan Dassault Systems şirketinde çalışan Hudin, savunduğu teroriye dayanarak modern bir inşaat planı hazırladı. Kanada’nın Laval Üniversitesi’nden araştırmacılar, piramidin içinden yükselen sarmal rampanın planını çıkarmak için kızıl ötesi görüntülemeye dayanan analizler yapıyor. Analizler, piramidin içinde sarmal bir rampa inşa edilmiş olduğunu gösteren sonuçlar verirse, Houdin’in teorisi destek bulmuş olacak. Ancak Houdin, beklentisi gerçekleşmese bile Büyük Piramit’i inşa etmenin en iyi yolunun içten dışa inşaat yöntemi olduğunu savunuyor. Life's Little Mysteries sitesine konuşan Houdin, “Bugün aynı şekilde Büyük Piramit’i inşa edebileceğimize inanıyorum. Bu düşünülebilecek en ekonomik yöntem” dedi. İki Önemli Fark Houdin, binlerce yıl once piramit inşa etmekle bugün inşa etmek arasında iki önemli fark olduğunu belirtti. Birincisi, rampadan yukarıya taşları taşıma işini işçiler değil, motorlu araçlar üstlenecek. İkinci olarak da, piramidin 10-15 metrelik zirvesini tamamlarken, küçük bir vinç kullanılabilecek. Bugün vinçlerin gökdelenlerin üzerinde çalışması gibi, helikopterler vinçleri piramidin inşası devam ederken henüz tamamlanmamış düz zirvesine yerleştirecek. İçerideki sarmal rampayla taşınan taşlar ve diger malzemeler, vinç tarafından yerleştirilecek. Yine Binlerce İşçi Gerekiyor Giza’daki dev piramidin, 20 yıl boyunca yaklaşık dört bin işçinin gece gündüz süren çalışmasıyla inşa edildiği, genel olarak kabul edilen görüş. Bugün piramidi inşa etmeye kalkışacak olursak, bu sefer ip ve kızaklarla taş çeken değil ancak inşaat makineleri, vinçler ve helikopterler kullanan 1,500-2,000 işçi gerekecek. Houdin’e göre inşaat ise beş yıl sürecek ve beş milyar dolara mal olacak. Houdin bu tahmini yaparken, Büyük Buhran döneminde yapılan, dünyanın en büyük barajlarından biri olan Hoover’ı örnek aldı. Binlerce işçinin çalıştığı ve doğaya karşı mühendisliğin en büyük başarılarından biri olarak gösterilen inşaatta, yüzü aşkın işçi de hayatını kaybetti. Hoover Barajı’nın sahip olduğu betonun hacmi, neredeyse Büyük Piramit’le aynı. Maliyet açısından nir karşılaştırma yapıldığında ise New York, Manhattan’da inşa edilecek 540 metre uzunluğundaki (anteniyle beraber) One World Trade Center, dört milyar dolara mal olacak. Zaman Kapsüllü Piramit Büyük Piramit’in bir kopyasını inşa etmeye yönelik bir plan yok, ancak inşaat modellerine yönelik planlar hayata geçmiş durumda. İngiltere merkezli Earth Pyramid Project (Dünya Piramit Projesi), henüz belirlenmeyen bir yerde inşa edilecek bir piramit için para topluyor. Amaç, dünyanın dört bir yanından getirilecek taşlarla bir piramit inşa etmek ve içine bin yıl sonra açılacak bir zaman kapsülü koymak. Birçok ülke ve uluslararası örgüt tarafından desteklenen Earth Pyramid, gelecek nesillere modern bir kültür penceresi oluşturmakla kalmayacak, aynı zamanda Houdin’in teorisinin doğruluğunun sınanması için de bir fırsat oluşturacak. Kaynak:Ntvmsnbc/BBC |
Piramitler Eski Mısır'da firavunların anıtmezarları. Aynı zamanda tapınak olarak kullanılanları da vardır. Tabanları dörtgen, dört duvarı üçgen biçiminde yükselerek sivri bir uçla biten çok büyük taş yapılardır. Eski Mısır İmparatorluğu topraklarında çok sayıda piramit bulunur. En görkemli ve en tanınmışları Gize, Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir. En eskisi III. Sülâle krallarından Zozer'in Sakkara'daki piramitidir. En görkemlisi Keops, "Dünyanın Yedi Harikası"ndan biridir. Büyüklükleri ve iç yapıları değişiklikler göstermekle birlikte pek çok özellikleri aynıdır. Örneğin Keops piramitinin yüksekliği 146, genişliği 227 metredir. İlk katında boş bir yeraltı odası vardır. İkinci kat kraliçenin, üçüncü kat firavunun mezarının bulunduğu kutsal katlardır. Bu anabölümlerin dışında birbirlerine sayısız ve karmaşık, dolambaçlı geçitlerle bağlı birçok oda ve depo vardır. Ayrıca orta boşluklar, kemerler ve havalandırma yolları bulunmaktadır. Buralara gömülen ölülerin sonra yeniden dirilecekleri inancı Eski Mısır dininde de vardır. Bu nedenle cesetler mumyalanır, sevdikleri şeyler ve yiyip içecekleri yanlarına konurdu. Güney Amerika'da da benzer piramitler vardır. Kerpiçten olanlarına da rastlanmıştır. Piramit yapımında kullanılan büyük taş blokların nasıl bir teknikle o yüksekliklere çıkarıldığı bugün hâlâ tartışma konusudur. MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi |
Kayıp Mısır Piramitleri 1 ek Kayıp Piramitler Google Earth'te Ortaya ÇıktıBilim insanları, Google Earth programı sayesinde Mısır’da bugüne kadar saklı kalan piramitlerin keşfedilmiş olabileceğine inanıyor. Uydu görüntülerini analiz ederek araştırmalar yapan arkeolog Micol, Google Earth programında yer alan fotoğraflarda ‘kayıp piramitler’ keşfettiğini öne sürdü. Micol, GoogleEearthAnomalies.com sitesinde yaptığı açıklamada, “Mısır’ın kuzeyinde, çok ilginç görünüme sahip tümsek grupları bulunduğunu” belirtti. Micol, piramit olabileceğini belirttiği yapılar arasında yaklaşık 145 km mesafe bulunduğuna dikkat çekti. Google Earth üzerinde tesbit edilen “tümseklerden” bir kısmı, Nil Nehri’nin yakınındaki Abu Sidhum kentinden 20 km mesafede bulunuyor. Bölgede, dört tümsek ve üçgen şeklinde bir plato göze çarpıyor. Tümseklerden büyük olan ikisi, yaklaşık 75 metre genişliğindeyken, küçük olan tümseklerin 30 metre genişliğinde olduğu tahmin ediliyor. 'Erozyona Uğradılar' Micol, yaptığı açıklamada, “Görüntüler yakından incelendiğinde, tümseklerin çok düz bir tavana sahip olduğu ve zamanla erozyona uğradığı izlenimi veren simetrik üçgen bir şekle sahip olduğu görülüyor” dedi.Micol, ayrıca bir diğer kayıp piramidin, Abu Sidhum’un 145 km kuzeyinde, Fayoum vahası yakınlarında olduğunu belirtti. Bölgede, yaklaşık 45 metre genişliğinde, dört kenarlı, ‘tepesi kesilmiş’ bir tümsek yer alıyor. Micol, bu piramit hakkında, “Tepeden bakıldığında bu yapının doğal bir tümseğe kıyasla kare şeklinde bir merkeze sahip olduğu görülüyor” dedi. Antik kent Dimai’nin sadece 5 km güneydoğusunda kalan bölgede, ilk tanıma uyan üç küçük piramit benzeri tümsek daha yer alıyor.Bu yapıların, “Giza Platosu’ndaki piramitlerin köşegen dizilimine benzeyen bir konumda yer aldıklarını” ifade eden. Micol ayrıca, “tümseklerin sahip olduğu rengin, Dimai kentinin duvarlarındaki materyale benzerlik gösterdiğini, çamur tuğla ve taştan yapılmış piramitler olabileceğini” söyledi. Yucatan'daki Kayıp Piramitler Kızıl ötesi görüntüleme uygulanarak, söz konusu yapıların daha detaylı incelenebileceğini belirten Micol, elde ettiği bilgileri incelemeleri için Mısır bilimci ve araştırmacılara gönderdiğini ifade etti. Micol, uydu görüntüleri üzerinde yaptığı analizlerde bugüne dek başka keşiflerde de bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin Meksika’nın Yucatan yarımadasındaki ‘yeraltı kenti’ olduğunu ve Yucatan’da bulunduğuna inandığı yeraltı kenti ve diğer ortaya çıkarılmamış antik yapılara dikkat çekebilmek için belgesel çekmek istediğini belirtti. Kaynak : Ntvmsnbc / BBC |
2 ek Büyük Giza Piramidi'nde Gizli Bir Boşluk Keşfedildi!Mısır'daki Büyük Giza Piramitleri'nin en büyüğü ve en eski olanı Büyük Piramit olarak bilinen Keops Piramidi'nin ortasında yolcu uçağı büyüklüğünde bir boşluk olduğu belirlendi. Yapılan araştırmaya göre, bulunan boşluk Piramitler'in gizemini artırırken bazı Mısırlı bilimciler ise boşluğun Piramitler'in nasıl yapıldığını açığa çıkarabileceğini belirtti. İki yıl boyunca yapılan araştırma sonucunda bulunan boşluğa henüz ulaşılamadığı için boşluk içeriğine dair bir bilgi elde edilmiş değil. Buluşun yapılmasını sağlayan ve 'elektron benzeri bir temel parçacık, atom altı parçacık' olarak bilinen müonlara dayanan teknoloji kaya parçalarının içindeki yoğunluğun keşfedilmesini sağlıyor. Röntgen benzeri bir işlem gibi tanımlanabilen müon teknolojisinin ardından bir minyatür robot veya drone gönderilerek boşluğa dair daha çok bilgi edinilmesi amaçlanıyor. Büyük Boşluk'un yatay olarak görülen Büyük Galeri'nin hemen üzerinde olduğu düşünülüyor! / Görsel Telif Hakkı: SCANPYRAMIDS! İlgili Keşifle Piramitlerin Yapım Sırrı Çözülebilir mi?Büyük Galeri! / Görsel Telif Hakkı: SCANPYRAMIDS! Bu bağlamda Spence; 'Bu buluş gerçekten çok heyecan verici, bir nevi gizli bir bölüm. Bunun piramidin merkezine büyük kayaları taşımak için kurulan eğimli rampa olduğunu ve daha sonra inşaatçıların burayı mühürlediğini düşünüyorum. Oryantasyonu kayaların dengesini dağıtan bölümün üzerindeki granit çatı direklerine doğru gidiyor. Bu gizli bir defin odası kadar kulağa heyecanlı gelmese de içeride rampa kullanıldığına dair ilk kanıt olabilir, bu da bize büyük kayaların nasıl konumlandırıldığına ve piramitlerin nasıl inşa edildiğine dair önemli bir bilgi verebilir.' şeklinde yorum yaptı. Kaynak: BBC Bilim / Nature (3 Kasım 2017) |
Saat: 03:09 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık