1 ek selbir suyun doğal ya da yapay yatağından taşarak çevredeki kuru alanları basması. Bazı durumlarda insanlık için nimet, bazı durumlarda ise felaket niteliğini taşır. Örneğin, Assuan Yüksek Barajfnın yapımından önce, Mısır'da Nil Irmağının düzenli mevsimlik taşkınları tarıma yararken. Çin'de Yangtze ve Huang ırmaklarının çığır değişiklikleri sürekli felaketlere yol açmıştır. Büyük zarar veren, denetlenmesi güç seller genellikle kısa sürede büyük miktarda yağmur düşmesinden kaynaklanır. Buna örnek olarak Paris (1658, 1910), Varşova (1861, 1964), Frankfurt am Main (1854, 1930) ve Roma (1530, 1557) selleri gösterilebilir. Benzer büyük seller arasında ilkbahardaki buz sıkışması sonucunda Tuna (1342, 1402, 1501, 1830) ve Neva (1824) ırmaklarında, fırtına gelgitleri sonucunda İngiltere, Belçika ve Hollanda kıyılarında (1099, 1953), depremlerin yol açtığı dev deniz dalgaları sonucunda Lizbon (1755) ve Hawaii'de (Hilo, 1946) meydana gelen seller sayılabilir. Sellerin ölçümünde yükseklik, su miktarı, taşkın alanı ve akış hacmi gibi özellikler göz önüne alınır. Bu özellikler toprağın rasyonel kullanımı, köprü ve barajların yapımı, sellerin önceden tahmin edilmesi ve önlenmesi açısından önemlidir. Selin denetim altına alınmasında kullanılan yaygın yöntemlerin başında kanal ıslahı, koruyucu set ve gölet yapımı, toprak ve orman koruma programları gelir. Bir akarsuyun taşıdığı su miktarı genellikle aydan aya ve yıldan yıla büyük değişiklikler gösterir. Bu değişiklikler ani ve beklenmeyen sellere yol açabilir. Ani sellerin en çarpıcı örneği çamurlu ve anaforlu suların bir kanyon ya da dere yatağından aşağı akmasıdır. Kısa süren bu olay, genellikle yaz aylarındaki yağmur fırtınalarında görülür. Ani seller ırmağın yalnızca bir kolunda oluşabilir ve su toplama havzasının geri kalan yerleri hiç etkilenmeyebilir. kaynak: Ana Britannica |
1 ek Sel Sel ister büyük nehirlerin kıyısına yerleşmiş, ister dağ yamaçlarında yaşıyor olsun, isterse çöllerde bulunsun her yerdeki insanların rastlayabileceği türde bir doğa olayıdır. Yerleşilen yerlerdeki çeşitlilik, görülme sıklığını değiştirmesine rağmen özellikle sel olayını dikkate almadan kurulan altyapılar bu doğa olayının bir faciaya dönüşmesine neden olabilmektedir. Ülkemizde sadece 1995 yılında üç bölgede görülen sel olayı 160 kişinin ölümüne neden olurken her yıl can kaybına neden olmayan seller sonucu milyarlarca liralık ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Bu amaçla gelişmiş ülkeler sel riskini en aza indirmek için erken uyarı sistemleri geliştirerek özellikle can kaybını en aza indirmeyi başarmışlardır. Selin en sık rastlanan sebebi kuvvetli ve uzun süreli yağıştır. Seller kar erimesi sonucu oluşan kuvvetli akışlar veya drenaj kanallarının tıkanması sonucunda da meydana gelebilir. Günümüzde rastlanılan en yaygın sebep ise; kuvvetli yağmur fırtınalarında drenaj sistemlerindeki yetersizlik sonucu ana nehir kanallarının tamamen dolu olması ile meydana gelen taşmalar sonucu oluşan sellerdir. Dağlık bölgelerde ise seller kar erimesi veya yağışla birleşen kar suyundan meydana gelir. Çok nadir olarak da barajların çökmesi ve taşmasından kaynaklanan sellere rastlanılmaktadır. Akarsuların su taşıma miktarı değişkenlik gösterir. Bazen uzun süre yağış olmayan veya az yağış alan bir alanda akışlar yavaşlar bazende aynı alanda yağışlı bir periyotta güçlü akışlar olabilir. Sellerin miktarındaki değişkenlik yağışın yoğunluğuna, yağış miktarına, kar erime oranına ve/veya diğer faktörlere bağlıdır. İki akarsu havzası arasındaki yağış toplamı veya toplama alanındaki depolama miktarı sel potansiyelinde önemli rol oynar. SEL ÇEŞİTLERİ Seller oluş hızlarına göre sınıflandırılır; Kuvvetli yağışlardan sonraki birkaç saat içinde veya bir yerdeki suyun aniden serbest kalması ile oluşan seller ani seller olarak isimlendirilir. Bu tip seller örneğin dağlık bölgelerdeki küçük nehirlerin ani ve kuvvetli bir yağışa maruz kalmalarıyla oluşur ve çok hızlı bir şekilde en üst değerine ulaşır. Sel ise genellikle daha yavaş gelişir ve haftalar boyu etkili olur. Örneğin büyük nehirler boyunca görülen seller bu tip sellerdir. SELİN NEDENLERİ Sele en çok nehir yataklarından taşmalar sonucu rastlanır. Ani ve kuvvetli yağışlar ve kar erimesi sonucu taşmalar oluşmaktadır. Nehir yataklarına gelen suyun sele dönüşmesine yatakların amacı dışında kullanılması da çok etkili olmaktadır. Günümüzde çarpık kentleşme sonucu dere yataklarının gecekondulaşma bölgesi haline gelmesi, ağaçlandırılması, doldurulması veya nehir yataklarının değiştirilmesi sonucu her yıl ülkemizde büyük mal ve hatta can kayıplarına rastlanmaktadır. Dağlık alanlarda yağış ve tepelerdeki karın erimesi sonucu dere yatakları taşıyamayacağı miktarda su ile dolar ve ani seller oluşur. Özellikle dağ eteklerindeki yerleşim yerleri için heyelan tehlikesi de yaratan bu seller oldukça tehlikeli olmaktadır. Şiddetli rüzgarla birlikte tropikal fırtınalar ve harikeynler (hurricane) özellikle Atlantik okyanusu kıyılarında kuvvetli kıyı selleri oluşturur. Sürekli ve şiddetli rüzgar büyük bir dalgaya sebep olarak suyu karanın içlerine kadar sürükler. Göl bölgelerinde de benzer atmosferik şartlar veya depremler göl seviyesinde değişimlere ve sellere sebep olur. Diğer yandan okyanustaki depremler ve volkanik patlamalar sonucu oluşan tsunami adı verilen dev okyanus dalgaları karaların iç kesimlerine kadar girerek etkili olur. GENEL ÖNLEMLER
Ani bir sel sırasında;
|
1 ek SEL NEDİR ? Suyun doğal yada yapay yatağından taşarak tehlikeye neden olan doğal bir afettir. Bazı seller birkaç gün içerisinde meydana gelir. Fakat seylaplar (ani sel) birkaç dakika içerisinde suların kabarmasına neden olurlar. Hızla akan sel suları içerisinde bir çok kaya, taşlar, ağaçlar ve diğer enkazlar büyük tehlikelere neden olabilir. Hızla artan sel suları yüksek bentleri ve dik toprak kenarlarının üzerini aşarak yüksek yerlerde de tehlike oluşturabilir. Ayrıca oluşturduğu balçık ve kaygan çamurlar büyük tehlike oluşturur. Sel ister büyük nehirlerin kıyısına yerleşmiş, ister dağ yamaçlarında yaşıyor olsun, isterse çöllerde bulunsun her yerdeki insanların rastlayabileceği türde bir doğa olayıdır. Yerleşilen yerlerdeki çeşitlilik görülme sıklığını değiştirmesine rağmen özellikle sel olayını dikkate almadan kurulan altyapılar bu doğa olayının bir faciaya dönüşmesine neden olabilmektedir. Ülkemizde sadece 1995 yılında üç bölgede görülen sel olayı 160 kişinin ölümüne neden olurken her yıl can kaybına neden olmayan seller sonucu milyarlarca liralık ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Bu amaçla gelişmiş ülkeler sel riskini en aza indirmek için erken uyarı sistemleri geliştirerek özellikle can kaybını en aza indirmeyi başarmışlardır. Selin en sık rastlanan sebebi kuvvetli ve uzun süreli yağıştır. Seller kar erimesi sonucu oluşan kuvvetli akışlar veya drenaj kanallarının tıkanması sonucunda da meydana gelebilir. Günümüzde rastlanılan en yaygın sebep ise; kuvvetli yağmur fırtınalarında drenaj sistemlerindeki yetersizlik sonucu ana nehir kanallarının tamamen dolu olması ile meydana gelen taşmalar sonucu oluşan sellerdir. Dağlık bölgelerde ise seller kar erimesi veya yağışla birleşen kar suyundan meydana gelir. Çok nadir olarak da barajların çökmesi ve taşmasından kaynaklanan sellere rastlanılmaktadır. Akarsuların su taşıma miktarı değişkenlik gösterir. Bazen uzun süre yağış olmayan veya az yağış alan bir alanda akışlar yavaşlar bazen de aynı alanda yağışlı bir periyotta güçlü akışlar olabilir. Sellerin miktarındaki değişkenlik yağışın yoğunluğuna, yağış miktarına, kar erime oranına ve/veya diğer faktörlere bağlıdır. İki akarsu havzası arasındaki yağış toplamı veya toplama alanındaki depolama miktarı sel potansiyelinde önemli rol oynar. Deprem felaketinin aksine su baskınlarını gerek meteorolojik bulgular gerekse baskın bölgelerinden bugüne kadar elde edilen istatistikler ve gözlemler sayesinde önceden saptamak mümkün olabilir Sellerin Ölçümünde;
Selin en sık karşılaşılan şekli, kuvvetli ve uzun süreli yağış sonucu oluşur. Sel, kar erimesinin ardından oluşan kuvvetli akışlar veya drenaj kanallarının tıkanması sebebiyle de meydana gelebilir. Dağlık bölgelerde ise sel, kar erimesi veya yağışla birleşen kar suyundan meydana gelir. Çok nadir de olsa barajların çökmesi ve taşmasından kaynaklanan sele de rastlanılmaktadır. Engellenemez tabiat olayı sele en çok, nehir yataklarından taşmalar sonucu rastlanır. Nehir yataklarına gelen suyun sele dönüşmesine, yatakların amacı dışında kullanılması da yol açar. Günümüzde çarpık kentleşme sonucu dere yataklarının gecekondulaşma bölgesi haline gelmesi, ağaçlandırılması, doldurulması veya nehir yataklarının değiştirilmesi sonucu oluşan seller her yıl ülkemizde büyük mal ve can kaybına sebep oluyor. SELİN NİTELİĞİ Doğal olayların bir sonucu olan sel riskinin zarar verici hale gelmesindeki en önemli etken insan olgusudur. Sözü edilen insan olgusu salt biyolojik bir varlık olan insanı değil her türlü insan eylemleri ve bu eylemler sonucu insanların yüzyıllar boyunca geliştirmiş olduğu özdeksel kültür öğelerini kapsamaktadır. Bu yönüyle insan, risk faktörlerinin oluşum sürecinde farklı, bu faktörlerin meydana gelmesi ile birlikte ortaya çıkan sonuçların büyüklüğünde yani risklerin etkileme süreçlerinde farklı etkilerde bulunmaktadır. Bu bakımdan insanların her anlamda riskler üzerinde belirleyici etkileri oldukları önemli bir gerçekliktir. Bu bağlamda aşağıdaki şekil farklı risklerin insan eylemleri ile ilişkisini ortaya koymak bakımından son derece önem taşımaktadır SELE NEDEN OLAN FAKTÖRLER Bir yerdeki sel oluşumunu ve onun bir afete dönüşmesini, aşağıda özetlenen etkenler belirlemektedir.
Yine kalın bir kar örtüsü üzerine, nispeten ılık bir havada yağan yağmur da, ani kar erimelerine neden olduğundan, sel olma şansını arttırmaktadır. Özellikle çıplak arazilerde, toprağın nem miktarı da önemli bir etkendir. Neme doymuş topraklar, suya doymuş olduğundan, emme kabiliyeti zayıflayacak ve şiddetli yağış sonrası oluşan su kütlesinin büyük bir bölümü yüzeysel akışa geçecektir. Buna karşılık nemi düşük olan arazide yağış sularının bir kısmı toprak tarafından emileceği için, buralarda sel olasılığı da azalacaktır. Bitki örtüsü yönünden zengin, nemli iklim bölgelerinde, çok şiddetli yağışlardan sonra bile, emilme ve bitki gövdelerinin akış hızını azaltması nedeniyle sel çok fazla görülen bir olay değildir. Nemli tropikal bölgeler bu özelliğe sahip olan yerlerdir. Fizyolojik olaylar dendiği zaman, o bölgenin orografik durumu, yükseltisi, eğimi, toprak özellikleri, denize yakınlığı-uzaklığı, anlaşılmalıdır. Bütün bu özellikler, akarsu havzalarının yağış, sıcaklık, buharlaşma ve drenaj koşulları ile bitki örtüsünün dağılışını yönlendirerek, sel olaylarına karşı duyarlılığını ortaya koyan faktörlerdir. Etkili yağışlara bağlı olarak oluşan ani seller genellikle akarsuların yukarı havzalarında oluşmakta, eğilimine göre de etkileri artmaktadır. Havzanın aşağı kesimlerinde ise, daha çok taşkınlara dönüşmektedir. Özellikle tsunamilerin ve kuvvetli fırtınaların neden olduğu dalgalara bağlı, deniz kabarmaları sonucu ve şiddetli yağışlar sonrasında akarsu debilerinin artmasıyla ortaya çıkan seller, alçak kıyılara ve düzlüklere sahip olan ülkelerde çok daha etkili olmaktadır. Örneğin, Bangladeş bu ülkelerin başında gelmektedir. Buralar daha çok Muson yağışlarına bağlı olarak oluşan bu tip sel ve taşkınlıklardan çok etkilenmekte ve sel sürecinde çok büyük can ve mal kaybı yaşanmaktadır. Örneğin, 1972 yılının Kasım ayında Bangladeş'de 200.000 kişi, periyodik olarak bu tip sel ve taşkın olaylarının etkisinde kalan Leningrad'da ise 1924 yılında 20.000 kişi yaşamını kaybetmiştir. Geniş bir havzayı ilgilendiren sel özellikle akarsu havzalarının aşağı kısımlarındaki düzlük alanlarda birkaç hafta, hatta birkaç ay etkisini sürdürebilmektedir. Ama bir akarsuyun yukarı havzasında yer alan alanlarda ve daha küçük akarsu havzalarında görülen sel olayı ise, birkaç saat içinde etkisini kaybedebilmektedir. Bu tip seller daha çok dağlık yapıya sahip, kurak ve yarı kurak bölgelerde görülmektedir. Beşeri etkinlikler dendiği zaman insanın sosyal, kültürel ve ekonomik bütün etkileri ile insanla doğal çevre arasındaki ilişkiler akla gelmektedir. Doğal afetlere neden olan bütün doğal olaylar, normal ölçüler içinde olduğu sürece, doğanın dengesi ve yaşamın devamı için gerekli olan olaylardır. Sel olayını da aynı açıdan değerlendirmek gerekir. Ancak bu olayların afet haline dönüşmesi, ekonomik ve sosyal gelişme bağlamında süregelen insan etkinliklerinin, doğal çevre üzerinde yaptığı olumsuz etkilerle ilişkilidir. Örneğin, akarsu yataklarının akışının engellenecek biçimde kullanılması , yani sel, taşkınına hassas yerlerin yerleşime açılması, akarsu ve taşkın kontrol sistemlerinin yetersizliği, doğal bitki örtüsünün tahribi, yol yapımı gibi daha bir çok beşeri etkinlikler, sel afetinin oluşmasına ve zararlarının artmasına neden olmaktadır. Daha önce belirtildiği gibi seller, değişik isimlerle anılmaktadır. Ancak bunların içinde akarsu selleri ile kıyı sellerinin daha kolay doğal afete dönüşebilme özellikleri nedeniyle ayrı bir yeri vardır. SELİN NEDENLERİ NELERDİR ?
|
SEL ÇEŞİTLERİ NELERDİR ? Seller oluşma süreleri bakımından ikiye ayrılır: 1.) Sel (floods). Bir hafta veya daha uzun bir süre içinde oluşabilir. 2.) Ani Seller (flash floods). 6 saat içinde oluşabilir. Kuvvetli yağışlardan sonraki birkaç saat içinde veya bir yerdeki suyun aniden serbest kalması ile oluşan seller ani seller olarak isimlendirilir. Bu tip seller örneğin dağlık bölgelerdeki küçük nehirlerin ani ve kuvvetli bir yağışa maruz kalmalarıyla oluşur ve çok hızlı bir şekilde en üst değerine ulaşır. Sel ise genellikle daha yavaş gelişir ve haftalar boyu etkili olur. Örneğin büyük nehirler boyunca görülen seller bu tip sellerdir. Ani seller her yerde oluşabilir. Seller oluşma yerleri bakımından dörde ayrılır: 1-Dere ve Nehir Selleri: Nehirler boyunca sellerin oluşması doğaldır ve hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bazı nehir selleri mevsimsel olarak kış ve ilkbahar yağışlarının erittiği kar sularının nehirleri doldurması ile oluşur. Dere ve nehirlerin su seviyeleri, yağmurlu fırtınalarda da hızla yükselebilir ve ani seller yağmur kesilmesinden önce başlayabilir. Bir yerdeki sel şartlarını tespit etmek ile oraya sel dalgasının ulaşması arasında çok az bir zaman vardır. Mal ve can güvenliğinin sağlanabilmesi için çok süratli tedbirlerin alınması lazımdır. 2-Dağlık Alan Selleri: Şiddetli yağışlı fırtınalar kuru su kanallarını veya küçük çayları, gürül gürül akan tehlikeli sel sularına dönüştürdüğü zamanlarda dağlık alanlarda ve dağlık alanlara yakın yerlerde de ani seller oluşur. Örneğin Arizona’daki kuru vadilerde ani sellerin 58 saniyede gelişebildiği tespit edilmiştir. 3-Şehir Selleri: Şehir selleri, şehir içindeki her türlü arazide oluşabilir. Özellikle binalar, yollar ve otomobiller için parklar inşa edilmesiyle doğal bitki örtüsü yok edilmiş şehirsel alanlarda yağışın toprağa sızması mümkün değildir ve bu nedenle ani seller sık sık oluşmaktadır. Şehirleşme yüzeysel akışı doğal yüzeylere göre 2 ila 6 kat daha arttırır. Caddeler nehirlere, binaların bodrum katları da ölüm tuzağı kapalı yüzme havuzlarına dönüşebilir! 4-Kıyı Selleri: Tropikal fırtınalar ve harikeynler veya kıyıdan uzakta deniz/okyanusta bulunan kuvvetli alçak basınç sistemleri, neden olduğu fırtına kabarması nedeniyle deniz/okyanus sularını kara içlerine sürükleyerek önemli sellere neden olabilir. Benzer şekilde göllerin su seviyesinde herhangi bir nedenle görülen yükselme, göl kıyılarında suyun taşması sonucunda sellere neden olurlar. ÜLKEMİZDE SELLER Türkiyenin Sel Afetleri Yönünden Durumu Doğal afet olarak sel, "bir akarsuyun muhtelif nedenlerle yatağından taşarak, çevresindeki arazilere, yerleşim yerlerine, altyapı tesislerine ve canlılara zarar vermek suretiyle, etki bölgesinde normal sosyo-ekonomik faaliyeti kesintiye uğratacak ölçüde bir akış büyüklüğü oluşturması olayı" şeklinde ifade edilmektedir. Bu tanımı, deniz sahillerine mücavir bölgelerdeki dalga hareketlerinden kaynaklanan kıyı taşkınları, göllerdeki seviye değişiklikleri ile dalga etkilerinden kaynaklanan göl taşkınları ve buzul erime ve parçalanmalarından kaynaklanan buz hareketi taşkınları ile genişletmek mümkündür.Dünyanın bir çok bölgesinde aşırı yöresel yağışlardan veya toplu kar erimelerinden sonra yaşanan akarsu taşkınları sel olayının en yaygın örneğidir. Sel yaşandığı bölgenin iklim koşullarına, jeoteknik ve topoğrafik niteliklerine bağlı olarak gelişen bir doğal oluşumdur. Ancak sel problemi veya afeti tamamen insan aktivitelerinin bir sonucu olarak meydana gelmektedir. Sel riski bulunan sahalarda önceden tedbir alınmaksızın süregelen kontrolsüz kentleşme faaliyetleri dünyanın her köşesinde sel afetinin en önemli nedenidir. Ülkemizde sel yada bir diğer ifade ile taşkın afetleri, depremlerden sonra en büyük ekonomik kayıplara neden olan doğal afettir Mevcut envanter verileri itibari ile taşkınlardan kaynaklanan ekonomik kayıp her yıl için ortalama 100.000.000 ABD dolarına ulaşmaktadır. Buna karşın taşkınların kontrolü ve zararlarının azaltılmasına yönelik olarak genelde yapısal önlemler bağlamında sürdürülen projeli faaliyetler için ayrılan yatırım miktarı ise yılda ortalama 30 000 000 ABD doları civarındadır. Ekonomik kayıpların sektörel bazda dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. 1955-1969 döneminde genel hayatı etkileyen önemdeki taşkın olayı sayısı 1140 adet ve meydana gelen can kaybı sayısı 510 kişidir. Bir diğer ifade ile bu dönemde ülkemizde her bir yıla ortalama 76 adet taşkın olayının düştüğü ve her yıl için ortalama 35 kişinin taşkınlarda hayatını kaybettiği görülmektedir. 1970-1997 döneminde değerlendirilen toplam taşkın olayı sayısı ise 626 ve toplam can kaybı sayısı 538’dir. Aynı ifade ile bu dönemde her bir yıla ortalama 22 adet taşkın olayının düştüğü ve yılda ortalama 19 kişinin taşkınlarda hayatını kaybettiği görülmektedir. 1955-1997 döneminde en fazla can kaybına yol açan taşkın afeti 1957 yılı Eylül ayında Ankara’nın Hatip çayı vadisinde yaşanmış ve 185 kişinin ölümü ile sonuçlanmıştır. Yukarıda iki ayrı dönemi karşılaştıran mukayeselerden hareketle, akarsu havzalarında su developmanına yönelik kapsamlı projeler ve taşkın koruma projeleri hizmete girdikçe taşkınların sıklığı ve oluşturduğu can kayıplarında önemli azalmalar olduğu görülmektedir. Ancak benzer bir sonucu ekonomik kayıplar açısından ifade etmek güçtür. Zira ekonomik gelişmenin sonucu olarak taşkın riski taşıyan alanlardaki ekonomik değerlerin büyüklükleri de o ölçüde artmakta ve daha küçük frekanstaki bir taşkında yaşanan ekonomik kayıp, gelişme öncesindeki daha büyük frekanslı bir taşkında yaşanandan çok daha büyük ekonomik kayıplar oluşturabilmektedir. Nitekim, 1989 – 1998 on yıllık dönemine ilişkin aşağıdaki tabloda yer alan değerler bu yaklaşımı doğrulamaktadır. |
Sel felaketinden önce devletin alması gereken önlemler
|
Su ve Sel Baskınları :3/2′si su ile kaplı olan Dünyamızın en büyük felaketlerinden birisidir. Büyük çoğunluğu insan hataları nedeni ile ağır zarar ve tahribatlarla sonuçlanmaktadır. Halen büyük hasara neden olan felaketler içerisinde depremden sonra ikinci sırada gelmekte ve toplam ölümlerin % 30′u su ve sel baskınlarından oluşmaktadır. Emniyet Tedbirleri: Ağaçlandırma yapmak, nehir, kanal, dere yataklarını kapatarak doldurmamak, bu bölgelerin yakınına ve çukur ve alçak bölgelerde yerleşim alanları yapmamak, yüksek ve sağlam köprüler inşa etmek, bu köprülerin ayaklarını yumuşak veya kaygan zemin üzerinde yapmamak, yeraltı kanalizasyon ve atıksu kanallarını büyük ve geniş inşa etmek, bu kanalların çıkışlarını denizlere veya nehirlerin havzalarına vermek, cadde, yol ve köprüler üzerinde suların birikmesini önleyecek giderler yapmak, giderlerin üzerlerine sağlam mazgallar koymak, sel veya su baskını tehlikesine maruz yerlerde yapılmış binaları sağlamlaştırmak, gerekirse bent veya setler inşa etmek, açık kanallar inşa etmek, bu felaket esnasında yüksek yerlerden suyla beraber gelebilecek toprak, taş akma ve kaymalarını önlemek için, kayma tehdidi bulunan yerleri betonlamak veya çelik ağ ile örtmek, aynı depremde olduğu gibi tetikte ve teyakkuzda bulunmak, acil müdahale ekip ve teşkilatlarında yeterli miktarda su tahliye pompası, vidanjör, bot bulundurmak, acil müdahale için geniş kapsamlı senaryolar hazırlamak. Bireysel Tedbirler : Unutmayalım ki Gelecek Nesiller’de bizim yaşadığımız Dünya’da yaşayacaklar. Öyleyse gelin hep birlikte onlara güzel ve sağlıklı yaşayacakları bir istikbal verelim. Çünki üzerinde yaşayabileceğimiz sadece BİR DÜNYA’YA SAHİBİZ. Sanırım sizlerde aynı fikirdesinizdir. SELLER ve NEHİR TAŞKINLARI Sel hasarı Aşırı yağışlar veya diğer nedenlerle bir yerin geçici olarak sular altında kalması sonucu meydana gelen hasar ve kayıplardır. Yerleşim bölgelerinde, ekili alanlarda, ulaşım güzergâhlarında etkili olur. Ani sel Kısa süreli ve şiddetli yağışlar neticesinde nehirlerde, su kanallarında yağmur sularının hızla yükselerek, cadde ve sokaklarda akmasıyla oluşan hasarlar su ?altında bırakarak ve ulaşımı aksatarak etkili olur. Nehir taşkınları Meteorolojik nedenlerle kendiliğinden gelişen hallerde veya baraj kapaklarının açılmasıyla nehrin normal yatağının dışına taşarak çevreye zarar vermesi durumu su altında bırakarak, evleri ve altyapıyı yıkarak etkili olur. Nasıl etkiliyor
Bina içinde: Pilli radyodan hava durumu raporlarını ve haberleri takip etmeye devam edin. Sel çantanızı ve acil durumda kullanmak için hazırlandığınız malzemeleri yanınıza alın. Size bağımlı kişileri, engellileri ve hayvanları unutmayın. Gereksiz yere telefonu kullanmayın. Tüm elektrikli ev aletlerini, şalterleri ve vanaları kapatın. İstenildiğinde evden ayrılmaya ve belirtilen yere gitmeye hazır olun. Otomobilde: Eğer otomobilinizin üzerine bir elektrik teli düşerse, elektrik kesilene kadar otomobilin içinde kalın. Yangın veya başka bir nedenle otomobili terk etmek zorundaysanız, ayaklarınız yer ile temas ettiğinde vücudunuzun hiç bir noktası otomobille temas etmeyecek şekilde araçtan atlayın. Görünüşe aldanmayın. Dibini görmediğiniz hiç bir sel suyuna otomobil ile girmeyin, sel suları ile karşılaşınca durun ve başka bir yöne gidin. Unutmayın, dizinize kadar yükselmiş sel suyu otomobilinizi kaldırıp götürebilir. Kestirme yolları değil, belirlenmiş tahliye yollarını kullanın. Arızalanan ve stop eden otomobili hemen terk edin. Otomobili itmeye kalkışmayın. Hızla yükselebilen sel suları otomobille birlikte sizi de sürükleyip götürebilir. Dışarıda: Yüksek bir yere çıkıp bekleyin. Unutmayın, elektriği sadece metal cisimler değil aynı zamanda kopmuş elektrik telleri ile temas halinde olabilecek su birikintilerinden, bahçe çitlerinden, ağaçlardan ve diğer ıslak cisimlerde iletir bu nedenle uzak durun ve dikkatli olun. Dibi görünmeyen veya ayak bileğinize kadar yükselmiş sel sularına yürüyerek girmeyin. Çocuklarınızın su birikintilerinin çevresinde, mazgalların etrafında, kuru vadi vb. yerlerde oynamasına asla müsaade etmeyin. SEL SONRASINDA
Yurdumuzda hemen hemen her yıl felaketlere, önemli can ve mal kaybına neden olan ve ani aşırı yağışlar sonucu oluşan sel ve taşkın olayları meydana gelmektedir. Ülkemizin gelişen şehir, kasaba ve yerleşim bölgeleri, altyapı ve endüstri tesisleri, tarım ve turizm alanları, özetle sosyal ve ekonomik değerler şiddeti ve verdiği zararları her yıl artan sel ve taşkınların tehdidi altındadır.Seller ile mücadelede öncelikle oluşum süreleri ve yerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Gerçekte seller, oluşma süreleri bakımından ikiye ayrılır: 1. Sel (floods), bir hafta veya daha uzun bir süre içinde oluşabilir, ve 2. Ani Seller (flash floods), 6 saat içinde oluşabilir. Ani seller, çöller dahil, dünyanın her tarafında sık sık görülür. Normal seller ise oluşma yerleri bakımından dörde ayrılır: 1. Dere ve Nehir Selleri, 2. Dağlık Alan Selleri, 3. Şehir Selleri, ve 4. Kıyı Selleri. Seller en sık görülen ve en tahrip edici doğal afetlerden biridir. Sellerin neden olduğu hasar sadece su basması ile sınırlı değil aynı zamanda sel ile beraber çamur ve diğer dağ kalıntılarının akması da büyük problemlere neden olur. Sel nedeniyle meydana gelen ölümlerin çoğunu, gelişmiş ülkelerde (örneğin, ABD’de yılda ortalama 140 kişi) otomobillerinin içinde sürüklenen insanlar oluşturur. Gelişmemiş ülkelerde en önemli problem, sel tehlikesi anında insanların doğru ve zamanında uyarılamamasıdır. Çünkü bir çok sel (sellerin 70’i) insanlar uykudayken geceleri oluşur. Böylece, Türkiye’de de daha çok sel yataklarına yerleşmiş ve sel için gerektiği gibi önceden modern meteorolojik ihbarlar ile uyarılamayan insanlar ölmektedir. Öneriler: Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sellerin her çeşidine karşı erken uyarı sistemleri kurmak ve işletmek Türkiye’de de tek başına Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün (DMİ) veya ona bağlı bir “Fırtına Tahmin ve Erken Uyarı Merkezi”nin görevi olmalıdır. Gelişmiş ülkelerdeki gibi ülkemizde de, gerektiğinde 2-aşamalı ve yerel ani sel ve fırtına ihbarları ve tavsiyeleri sırasıyla “Ani Sel Gözetleme” (gözetleme alanında veya yakınında ani sel oluşma ihtimali var, hazırlıklı ol!) ve “Ani Sel Uyarısı” (uyarı alanında ani sel şuan oluşuyor veya oluşması an meselesi, derhal önlem al!) ile insanlarımız hiç bir bürokratik işleme ihtiyaç duymadan bilgilendirilebilmeli ve tehlike bölgelerinde, en geç bir saat içinde boşaltabilecek şekilde gerekli olan sivil savunma afet planı ve hazırlıkları yapılmalıdır. Romalılardan beri insanlar seller ile mücadele etmek için barajlar ve su bentleri inşa etme yoluna gitmiştir. 1950’li yıllardan sonra selden korunma kavramı değişmiştir. Büyük-küçük her nehire bir baraj yapılamayacağı gibi artık sellerin sadece nehirler ile ilişkili olmadığı da görülmüştür. Bu nedenle, gelişmiş ülkelerde gelişmiş hidro-meteorolojik gözlem ağları, meteoroloji radarı, otomatik akım ve yağış istasyonları ve hidro-meteorolojik modeller ile doğru ve erken nehir su seviye (yani sel, taşkın) tahmini ve uyarıları ile can ve mal kayıpları en aza indirgenmiştir. Ülkemizde de, Sel Gözetleme (gözetleme alanındaki nehir taşarak alçak yerleri su basma ihtimali var, hazırlıklı ol!) ve Sel Uyarısının (gözetleme alanında sel şuan oluşmakta veya her an oluşabilir, derhal önlem al!) yapılabilmesi için ülkemiz nehir bölgelerine ayrılmalı ve DMİ’nin bölge istasyonlarındaki nehirlerin su seviyelerini de (taşkınları) sürekli olarak tahmin ederek, hiç bir bürokratik işleme de ihtiyaç duymadan halka duyurmalıdır. Yukarıda belirtildiği gibi ülkemizde öncelikle atmosferik koşullara bağlı olarak oluşan ani ve aşırı yağışların tahmin edilerek sel ve taşkın uyarılarının yapılması gereklidir. Bunun için de, meteoroloji teşkilatımız bir an önce ve gelişmiş ülkelerdeki emsallerine benzer şekilde gerekli eleman ve teknoloji ile donatılmalı ve bu işi yapabilecek şekilde yeniden yapılanmalıdır. Türkiye’de, yağan yağışı DMİ, akışa geçen yağışı ise DSİ ölçmektedir. Halbuki, ülkemizde toprağın nem durumunu, fırtınanın etkili olma süresi, yağmış ve yağacak olan yağışın miktarlarını vb. belirleyip tahmin eden ve nehirdeki akışı ve yükselmeleri hidro-meteorolojik modeller ile bir bütün içinde sürekli olarak takip edip sel ihbarlarını yapacak şekilde donatılmış ve görevlendirilmiş, bilimsel esaslara göre yönetilen bir teknik kuruluş olmalıdır. Bunun için Türkiye’de de, hidrolojik ve meteorolojik hizmetler bir an önce tek çatı altında toplanmalıdır. Özellikle su yapılarının projelendirilmesi ve ekonomik analizinde, taşkın zararlarının önlenmesinde ve yerleşim politikalarının belirlenmesinde akarsu havzalarının taşkın özelliklerinin bilinmesi gereklidir. Meteoroloji, hidroloji, topoğrafya, morfoloji, bitki örtüsü gibi faktörleri de hesaba katarak, değişik sürelerde ortaya çıkabilecek yağış şiddetlerini kullanarak gelecekte sel veya taşkınlarda ortaya çıkabilecek yüzeysel su derinliklerini tahmin edilebilmesi için sel hesapları yapılmalıdır. Akarsu havzalarında taşkın koruma yapıları hizmete girdikçe, taşkınların sıklığı ve yaptığı zararlarda önemli azalma olduğu görülmektedir. Ancak, bu tesislerin üst havzalarında erozyondan koruma, bitki örtüsü ve arazi kullanımı iyileştirilmesi çalışmaları en az taşkın koruma yapısının kendisi kadar önem taşımaktadır. Taşkın zararlarının azaltılması konusunda da ilgili kuruluşların yeniden yapılanarak, zamanlama yönünden birlikte çalışmalarının önemi ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin günlük hava tahminlerini sağladığı, İngiltere’deki kısa adı ECMWF olan merkezin kullandığı, sayısal hava tahmin modelinin sahip olduğu büyük grid mesafeleri nedeni ile ani sellerin tahmininde Türkiye yetersiz kalmaktadır. Türkiye’nin dağlık yapısı nedeniyle sağlıklı bir fırtına analizi ve takibi için sık bir radar ağı kurmak da mümkün değildir. Bu nedenlerden dolayı, Türkiye’nin meteoroloji radarlarından önce dağlık alanlardaki yağış miktarlarını iyi bir şekilde tahmin edebilen, küçük grid mesafeli, bir ulusal modele daha çok ihtiyacı vardır. Ayrıca (otomatik) hidro-meteorolojik ölçüm ağının ülkemizin dağlık alanlarında yaygınlaştırılması ve uzaktan algılama gibi yeni teknolojilerin kullanılması da gerekmektedir. Son yıllarda yerleşim yoğunluğu ve nüfus artması ile seller sonucunda meskun bölgelerde misli görülmemiş zararlar meydana gelmektedir. Yerel idarecilerin bu konuda doğru kararlar alabilmesi için, o yerin meteoroloji, hidroloji, topografya, morfoloji, bitki örtüsü vb. gibi faktörleri de hesaba alarak, değişik sürelerde ortaya çıkabilecek yağış şiddetlerinden yararlanarak gelecekteki sel veya taşkınlardan, sel yataklarında ortaya çıkabilecek yüzeysel su derinliklerinin önceden belirlenmesi gerekir. Ayrıca, şehirlerin İmar Planları hazırlanıp yenilenirken, sel yatakları hidro-meteorolojik analiz ve modeller ile ayrıntılı bir şekilde belirlenip buralarda yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemelidir. Doğru bir şekilde sel ihbarları yapabilmek için, gözlenen meteorolojik özelliklerin neye işaret ettiği ancak daha önceki sellere ait bilgilerin akademik seviyede bilimsel olarak değerlendirilmesiyle mümkündür. Sağlıklı bilimsel çalışmalar yapılabilmesi için de gerçek anlamda bir DMİ-üniversite işbirliği şarttır. Ayrıca, DMİ’nin bir “Sel Veri Tabanı” oluşturup üniversitelere ücretsiz olarak sunması gerekir. Halk için selden korunmanın yolları
|
1 ek Sel Nedir Sel ani, büyük ve düzensiz su akıntılarına verilen isimdir. Bol yağış alan,Deniz seviyesine yakın,ekvatoral bölgelerde sel daha fazla meydana gelir. Seller tüm doğal tehlikelerin en tanınmışı ve en yaygınıdır. Bazı seller birkaç gün içinde meydana gelir, fakat seylap(ani sel) lar birkaç dakika içinde suların kabarmasına neden olabilir. Su, hızla akan sel suları ile bir hayli kaya yükü, çamur, parçalanmış ağaçlar ve diğer enkazı da birlikte taşıyan doğal akıntı sistemlerine yol açarak dik toprak kenarlarının üzerinden hızla aşar. Sel koşulları tarafından oluşturulan kaygan çamurlar keza bir tehlikedir. Küçük çayların, sel yatakçıklarının, derelerin , mezraların, kuru çay yataklarının yada kuru havada zararsız görünen alçak tabanlı arazinin dahil taşıyabileceğini hatırlayın. Her nerede yaşarsanız yaşayın,olası sel tehlikesine karşı uyanık olun. Eğer alçak tabanlı bir sahada, su yada bir bentten gelen çay kenarında yaşıyorsanız, sellere karşı hazırlıklı bulunmalısınız. Nedenleri ve Alınacak Önlemler Sele en çok nehir yataklarindan tasmalar sonucu rastlanir. Ani ve kuvvetli yagislar ve kar erimesi sonucu tasmalar olusmaktadir. Nehir yataklarina gelen suyun sele dönüsmesine yataklarin amaci disinda kullanilmasi da çok etkili olmaktadir. Günümüzde çarpik kentlesme sonucu dere yataklarinin gecekondulasma bölgesi haline gelmesi, agaçlandirilmasi, doldurulmasi veya nehir yataklarinin degistirilmesi sonucu her yil ülkemizde büyük mal ve hatta can kayiplarina rastlanmaktadir. Daglik alanlarda yagis ve tepelerdeki karin erimesi sonucu dere yataklari tasiyamayacagi miktarda su ile dolar ve ani seller olusur. Özellikle dag eteklerindeki yerlesim yerleri için heyelan tehlikesi de yaratan bu seller oldukça tehlikeli olmaktadir. Siddetli rüzgârla birlikte tropikal firtinalar ve harikeynler (hurrican) özellikle Atlantik okyanusu kiyilarinda kuvvetli kiyi selleri olusturur. Sürekli ve siddetli rüzgâr büyük bir dalgaya sebep olarak suyu karanin içlerine kadar sürükler. Göl bölgelerinde de benzer atmosferik sartlar veya depremler göl seviyesinde degisimlere ve sellere sebep olur. Diger yandan okyanustaki depremler ve volkanik patlamalar sonucu olusan tsunami adi verilen dev okyanus dalgalari karalarin iç kesimlerine kadar girerek etkili olur. SELDEN ÖNCE YAPILACAK SEYLER
1. Yapabileceginiz yetkililer tarafindan söylenmedikçe, afet bölgesine ugramayin. 2. Sel sigortaniz varsa, kayiplariniz oldugunu sigorta ajansiniza bildirin. 3. Tibbi bakimin ve yerlesim, yiyecek ve giyecek ile diger seyler gibi yardimin bulunabilecegi yerler hakkinda verilebilecek bilgi ve talimatlar için radyo ve TV de arama yapin. 4. Sel sulari birinci katin üzerinde ise evinize girmeyin; binanin girilmeye güvenceli olup olmadigini bilemezsiniz. 5. Binalari kontrol etmek için pilli fenerler veya el fenerleri kullanin. Ancak binada gaz sizintisi oldugunu düsünüyorsaniz, herhangi bir türde isik kullanmayin. Isigin kendisi bir patlamanin tetigi olabilir!!! 6. Sel kapilarin siserek sikismasina yol açmis olabilir. Sisen kapilar, biriken çamur yada tümseklesmis döseme nedeniyle giris zorlastirdiginda bir pencere veya diger açik yerden girmeye çalisin. 7. Herhangi bir suyu kullanmadan önce yerel sivil savunma veya olaganüstü durum yönetimiyle mutabik olun. Su kaynaklari sel nedeniyle kirlenmis olabilir. 8. Sel sularinin temas ettigi yiyecekleri tüketmeyin. 9. Islak yerlerde elektrikli teçhizati kullanmayin. 10. Gaz sirketlerinden evinizi sizintiya karsi kontrol etmelerini ve sonra gaz pompalamalarini isteyin. 11. Bodrum/ zemin katiniz sel suyu ile doluysa derece derece pompalayarak (ortalama günde 1/3 miktarda su) bosaltin, böylece hasarin önüne geçebilirsiniz. Çevredeki toprak hala su altindayken bodrum/zemin katindaki su pompalanirsa duvarlar çökebilir ve döseme egrilip bükülebilir. 12. Bozulmus yardimci hatlari yetkililere bildirin. 13. Önceden sel ile kapli alanlarda zehirli yilanlara karsi dikkatli olun. |
2 ek |
3 ek |
Saat: 20:54 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık