atatürkün özelikleri hakkında şiir ler |
Alıntı:
Gecenin arkasında bir yerde, Ufaldıkça gaz lambaları, Nehrin omuzlarına yaslanıp yaşlı ve dindar Yalnızlıktan soğumuş dağlar, Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde, Köylüler böyle diyorlar, Yatsıları.. Nal sesleri duyulur mu yağmur olursa Ne mümkün En usul havalarda duyulacak Erzurum'a doğru şah damarın oynar gibi, Gören eden yok, her nasılsa Kalpaklı olduğunu biliyorlar. Bir elinde kılıç, bir elinde sancak, Kemah köylüğünde, Fakir fukaraya azık dağıtasıymış, Üçer arşın kefenlik, İçlik ve mintan, Birer kese sarı lira cep harçlığı, Olur mu olmaz mı Orası bilinmiyor.. Tılhasta bir kağnıya dokunmasıyla bir ne halsa, Araba traktöre tebdil olmuş Allah tarafından. Tercan toprağındaki kerametini Anlata anlata bitiremiyorlar. Köylüler böyle diyorlar.. Gecenin arkasında bir yerde, Ufaldıkça gaz lambaları, Nehrin omuzlarına yaslanıp yaşlı ve dindar, Yalnızlıktan soğumuş dağlar, Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde, Köylüler böyle diyorlar yatsıları.. Kemal Paşa'dır diyorlar... Attila İLHAN ATATÜRK'Ü DİNLERKEN Yay yine gerilmede, fırlayacak yine ok; Yine vatanımızın yeryüzünde eşi yok; Bozkurt, Ergenekon'u yeni delmiş gibidir: Her biri ihtiraını seyre gelmiş gibidir. Kalpler ellerde çarpar gibi alkış kopuyor; Her ruh bir tutam ışık ve her göz bir damla kor: En büyük, en sevgili, en genç, en mert geliyor; Dünya imtihanını veren tek fert geliyor; Kürsüye her çıkışta, Türk daha yükselecek, Dinle: Her cümlesinde doğuyor bir "gelecek" Aslan, insan ve Tanrı bir arada bu başta, Kıvılcımlar doğuyor bastığımız her taşta. Önümüzde mesafe ve zaman çökmekte diz; Bir İnönü azmiyle ardındayız hepimiz. Yerine getirmeye yeni dileklerini, Koymuş on yedi milyon, yola yüreklerini. "Marş! Marş! Öz yurdu fethe!" Şimdi manen, yeniden: Deliyor dağı taşı öncümüz gibi tren, Fabrikalar kalemiz, kanallar siperimiz Ve bu fetih olacak bizim şaheserimiz... Behçet Kemal ÇAĞLAR RESİM Her gün Enginlerden engin Yücelerden yüce Bir duygu sarar bizi Bu sınıfa girince. Yanda, bir uçtan bir uca. Mavi deniz Odanın içinde güneşleri bulunca. Isınırız. Enginlerin engini deniz olsa Deniz ufak! Yücelerin yücesi güneş olsa Güneş küçük! İlk günü gördük, nerden geldi: Duvardaydı Denizleri, güneşleri Küçülten büyüklük. Kürsünün üstünde bir resim: Gözleri denizlerden mavi Bakışları güneşlerden sıcak. Dört mevsim. Kürsünün üstünde: Atatürk'üm, arkasında al bayrak Kolları kavuşturmuş göğsünde. Bu resimle başlar bizim günümüz Karşımızda Atatürk'ü gördükçe Kıvançla dolar, taşar gönlümüz. Öğretmenimizin kürsüde Verdiği dersi Dinler bizimle birlikte Atatürk'ün resmi. Çalışkanız, çünkü Çalışınca Bakarız, Atatürk güldü. Bir yanlışlık yapsak Bulutlanır gözleri Anlarız Atatürk üzüldü. Gelsek kürsünün dibine Görür bizi Eğilince. Kalksak, gitsek gerilere Otursak arkalarda; Başımızı kaldırmadan duyarız: Atatürk orada. Öteki odalarda Başka başka resimleri Ata'mın. Atatürk'üm artık ömrüm oldukça Bu resminle karşımdasın! Yok hiç birinde Bundaki tılsım Değişen çizgilere Canlı gibi bu resim. Öyle canlı ki sanırım Bende bir gün okulu bitirince Uzanan ellerinle Okşanacak sırtım. Öyle canlı ki, sanırım Karanlık bile olsa Aydınlanır yollarım. Tıpkı sınıftaki gibi Yapacağım bir işte Bu resmindir rehberim: Kötülüğe uzanırsam Çat kaşlarını Tutulsun ellerim . Tıpkı sınıftaki gibi Bütün ömrüm boyunca Yaptığım her işte İyi, doğru oldumsa Sevincini belli et. Gülümse ! Yaprak yaprak dökülürken önümde Her yıl dört mevsim; Sınıflar içinde yalnız bu sınıf Resimler içinde yalnız bu resim ! Behçet NECATİGİL BENİ SEVMEK DEMEK Yaşatıyor musun devrimlerimi, Götürebiliyor musun yeni çağlara? Yazıyı, kılığı, hür düşünceyi Örnek ediyor musun uluslara? Atabiliyor musun zihinlerden Softalık, gerilik, tüm karanlığı? Adın var mı en yeni buluşlarda? Köye sokabildin mi aydınlığı? Sevebiliyor musun düşmanını? Bolluk mu bir uçtan bir uca vatan? Derim ki yolumda yürüyorsunuz, Büyüğünden küçüğüne o zaman... Halim YAĞCIOĞLU BÜYÜK TAARRUZ Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birden bire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. Paşalar `üç' dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun kenarına kadar, eğildi durdu. Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı... Nazım Hikmet RAN |
atatürkün okuduğu okulla hakkında şiirler yokmu f106 f40 f19 |
Bunu Ele Alan Şiir Sanırım Yok Ama Bilgi Verebilirim ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU OKULLAR Önce mahalle mektebine başladı.Sonra Şemsi Efendi Okuluna yazıldı.1894 de Selanik'te Sivil Rüştiye (ortaokul) Mektebine girdi. Fakat orta öğretimini burada tamamlamadı.Askeri Rüştiye'nin üçüncü sınıfına kayıt oldu. Mustafa Kemal Rüştiyeden sonra Manastır Askeri idadisini, daha sonra İstanbul'daki Harp Okulu'nu bitirip Harp Akademisi'ne girdi. Buradan yüzbaşı olarak ordu saflarına katıldı. ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU OKULLARIN ŞİMDİKİ ADLARI NELERDİR? ((Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu ve 1893 yılında Selânik Askerî Rüştiyesi'ne girdi. Bu okulda Matematik Öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey "Kemal" adını ilave etti. Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey (Yücekök), özgürlük düşüncesiyle genç Mustafa Kemal'in düşünce yapısına etkiledi. Mustafa Kemal Kuleli Askerî İdadisi'ne girmeyi düşündüyse de ona ağabeylik yapan Selânikli bir subay Hasan Bey'in tavsiyesine uyarak Manastır Askerî İdadisi'ne kaydoldu. 1896-1899 yıllarında okuduğu Manastır Askerî İdadisi'nde Tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey (Bilge), Mustafa Kemal Efendi'nin tarih'e olan merakını güçlendirdi. Bu okulu ikincilikle bitirdi. 13 Mart 1899'da İstanbul'da Mekteb-i Harbiye-i Şahane (Harp Okulu)'na girdi. Birinci sınıfı 27. ikinci sınıfı 11. üçüncü sınıfı 1902'de Mülazım (Teğmen) rütbesiyle, 549 kişi arasından, piyade sınıf sekizincisi (1317 - P.8) olarak bitirdi. Akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebi (Harp Akademisi)'ne devam etti ve 11 Ocak 1905'te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.)) Şemsi Efendi Mektebi Manastır'da bulunan ve Sabetayist olarak bilinen Şemsi Efendi'nin (ö. 1917) kurucusu olduğu şimdiki Feyziye Mektepleri'nin öncüsü okuldur. Mustafa Kemal Atatürk, Mahalle Mektebi'nden sonra burada okudu.Ayrıca bu okul Mustafa Kemalin Atatürkçü kişiliğinin oluşmasında etkili olmuştur. Okul modern ve laik bir okuldu ve bu özellikleri nedeniyle defalarca muhafazakar kesimlerin saldırısına uğramış ve zarar görmüştü. Şemsi Efendi Mektebi'nin devamı olan Şişli Terakki Lisesi halen Teşvikiye'de bulunmaktadır. Kuleli Askeri İdadisi Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul Boğazı kıyısında yer alan ve genelde yüksek gelirli insanların oturduğu boğazda çok güzel bir semt ve kuleli askeri lisesinin bulunduğu yerdir. Manastır Askeri İdadisi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1896-1898 yılları arasında okuduğu okulun adıdır. Manastır Askeri İdadisi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunmaktadır ve günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Binanin ikinci katında Mustafa Kemal için ayrılmış bir bölüm vardır. Mekteb-i Harbiye-i Şahane (Harp Okulu) Kara Harp Okulu (KHO) ya da geleneksel adıyla Harbiye, Ankara'da konuşlanmış, Türk Kara Kuvvetleri'nin muvazzaf subay kaynağı, lisans seviyesinde eğitim veren askeri okul. Erkan-ı Harbiye Mektebi (Harp Akademisi) Harp Akademileri Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) düzeyde eğitim ve öğretim veren, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kurmay subay yetiştiren bir askeri akademidir. |
Lütfen Manastır Askeri Ve Atatürkle ilgili içeri manastir askeri idadisi ozellikleri ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum lütfen yardımcı olunn |
masatır askeri idadisi inin öszelliklerini istiyorum |
[manastir askeri idadisi ozellikleri ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum] |
çok acıl 15dk içinde atatürkün liderlik özelligini belirten şiir |
Saat: 21:05 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık