Yeryüzü şekilleri nedir, neye yeryüzü şekli denir? Yeryüzü şekilleri nedir |
Yeryüzü Şekillerinin Oluşması Yeryüzü şekillerinin oluşması ve değişmesi hem iç, hem de dış güçlere bağlıdır. Yüzeydeki yükselmelere dünyanın içindeki güçler, yani iç güçler yol açar. Buna karşılık dış güçler, yani su, rüzgar ve buz bu yükseltileri yeniden düzleştirmeye çalışır. Tektonik ve magmatik olaylar, arazi yapılarının farklılığı ve dış güçlerin farklı etkileri çok çeşitli yeryüzü şekillerinin oluşmasına yol açar. Bunlar:
Dünya’nın kabuğunun soğumasından bu yana sürekli yinelenen bir süreç söz konusudur. İç güçler yüzeyde yükseklik farklılıklarına neden olurken, yani dağlar, kayalar, çukurlar, yanardağlar ya da başka yükseltiler oluştururken, dış güçler de bunları sürekli biçimde aşındırır, yontar ve doldurur. Güneş enerjisinin ve iklim etmenlerinin (sıcaklık farkı, yağış, rüzgar vb.) etkisi altındaki jeolojik süreçler dış güçleri oluşturur. Aşınma Çevre koşulları bir yüzeyin çeşitli biçimlerde aşınmasına neden olabilir. Bunlar ortaya çıkış biçimlerine göre fiziksel-mekanik, kimyasal, biyolojik ve biyokimyasal aşındırmalar olarak sınıflandırılabilir. Aşınmanın derecesi o çevrenin iklim ve hidroloji koşullarına bağlı olarak değişir. Fiziksel-mekanik aşınmaya buharlaşmanın çok, yağışın az olduğu kurak bölgelerle yağışların genellikle kar biçiminde düştüğü yerlerde rastlanır. Deniz kıyılarında da bu tür aşınmalar görülebilir. Yağışın bol ve sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde ise kimyasal aşınma söz konusudur. Bu tür aşınmalar özellikle tropik bölgelerde çok etkilidir. Günlük ya da yıllık sıcaklık farklılıkları kayaların yüzeyinde gerilimlere neden olarak onların kırılarak ufalanmasına yol açar. Ayrıca gene bu nedenle ortaya çıkan küçük çatlakların arasına giren sular buz, tuzlar da kristal oluşturarak kayayı parçalar. Rüzgar, su ve buzun da aşındırıcı etkisi vardır. Bunların taşıdığı katı cisimler kayalara vurarak ufalanıp parçalanmasına neden olur. Kimyasal aşınma daha çok suyun ve ona karışmış olan asitlerin etkisiyle ortaya çıkar. Örneğin, tuz içeren kayaçlar yalnızca suyun etkisiyle çözülebilir. Buna karşılık kireçtaşlarının eriyebilmesi için daha güçlü asitler gereklidir. Ötekilerle karşılaştırıldığında hayvanlarla bitkilerin yol açtığı biyolojik ve biyokimyasal aşınmanın önemsiz olduğu görülür. Aşınma genel olarak toprak oluşumunda da önemli rol oynar. Sürüklenme ve Taşıma Kopan parçaların bulundukları yerden uzaklaştırılmasına sürüklenme denir. Sürüklenme çoğu kez ışınmayla birlikte ortaya çıkar ve bunun sonucunda aşınan yüzey yeniden aşındırıcı güçlerin etkisi altına girer. Sürüklenme kütleçekiminin, suyun akım gücünün, buzun itici gücünün ve rüzgar hareketinin artık hiçbir şeyi hareket ettiremeyeceği noktada son bulur. Bu nedenle bazen dağların yakınındaki çukurlarda ya da dağların eteklerinde sürüklenmiş parçalara rastlanır. Doğa güçlerinin bu parçacıkları daha uzaklara götürdükleri de olur, buna taşıma denir. Özellikle ırmaklar kopardıkları parçaları çok uzaklara götürebilir. Suyun aşındırıcı gücünün etkisiyle oluşmuş “V” biçiminde vadilere rastlanabilir. Su gibi buz da kayalardan parçalar koparıp uzaklara taşıyabilir ve “U” biçiminde vadiler oluşturabilir. Denizin taşıyıcı etkisi dalgalar, gelgit ve akıntılarla ortaya çıkar. Rüzgar ise özellikle koruyucu bitkilerin olmadığı kurak bölgelerde büyük zararlar verebilir ve küçük parçaları binlerce kilometre uzağa taşıyabilir. Tortullaşma ve Yeniden Oluşum Taşınan parçaların bir yerde çökelmesine tortullaşma denir. Büyük parçalar dağlarla düzlükler arasındaki sınır bölgesinde çökelerek teraslar oluşturur. Daha küçük parçacıklar ise eğer kara parçası üstünde bir yerde çökelmemişlerse, denize ulaşır. Irmakların taşıdığı parçalar kıyılarda deltalar oluşturur. Kıyıya yakın bir yere çökelmeyen parçalar ise daha uzaklara giderek denizin dibinde birikir. Milyonlarca yıl süren bu taşıma ve biriktirme bir süre sonra yerkabuğuna baskı yaparak iç güçleri harekete geçirir, bunlar da yeniden yükseltilerin ortaya çıkmasına neden olur. Dünya’mız son 570 milyon yıldan beri üç büyük orojenez, yani dağoluşumu yaşamıştır. Bunların hepsi de yukarda anlatılan aşınma ve biriktirme sonucu iç güçlerin hareketiyle ortaya çıkmıştır. Günümüzden yaklaşık 500-408 milyon yıl önceki Kaledoniyen dağoluşumu sırasında İskoçya, Norveç’teki dağlar, 387-248 milyon yıl önceki dağoluşum sürecinde Apalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları, 213 milyon yıl önce başlayan son dağoluşumunda ise Alpler, Andlar, Kayalık Dağlar ve Himalayalar ortaya çıkmıştır. Yeryuvarlağının Yapısı ve Yer Şekillerinin Oluşumu 2) Yerkabuğunun yapısı: Yer, zamanla soğumaya başlamıştır. Ancak yerin iç kısmı ise hala sıcaktır. Yer soğumaya başladıkça yeryüzü yavaş yavaş şekillenmiştir. Yeryüzünden yerin içine doğru inildikçe her 33 metrede 1 C sıcaklık artmaktadır. Yer kabuğu dünyayı dıştan kuşatan bir tabakadır. Taş kürenin en üst katını oluşturur. Yer kabuğunun alt katmanı ise bazalt birleşimindeki taşlardan oluşmuştur. Bu yapıya sima denir. Yerkabuğunun Malzemeleri (Kayaçlar) 1) Püskürük Taşlar a) İç püskürük taşlar: Yer kabuğu altındaki mantonun yer kabuğunun çatlak ve kırık kısımlarından tıkanarak soğumasıyla oluşan taşlardır. (Granit)2) Tortul taşlar : Diğer yüzüne dış güçler tarafından getirilen maddelerin tortulanmasıyla (Üst üste birikmesiyle) oluşur. İçerisinde yer yer fosiller bulunur. a) Mekanik tortullar: Dış güçlerin etkisiyle getirilen çakıl, kum, kil gibi malzemelerin yeryüzünün çukur yerlerine birikmesiyle oluşur. (Kum taşı, kıl taşı)3) Başkalaşmış taşlar :Tortul ve püskürük taşları yüksek sıcaklık ve basınç altında kalarak değişikliğe uğraması ile oluşur. (Mermer oluşumu) Yeryuvarlağının İç Yapısı Yer küre hacminin %80’nini manto oluşturur. Mantodan sonra yer yuvarlağının iç kısmını çekirdek oluşturur. -Çekirdekte sıcaklık 4500 C bulur. Mantonun katı olan üst bölümü yer kabuğu ile birlikte taş küre olarak adlandırılır. Taş küre levha denilen büyük parçalar halindedir. Jeolojik Devirler Jeolojik zamanlar dört tanedir ve yaklaşık 570 milyon yıl sürmüştür. Bu dönemde oluşan tortul taşlar, o dönemde yaşayan canlıların fosillerini içerir. İç ve Dış Kuvvetler Enerjisini güneşten alan kuvvetlere ise dış kuvvetler denir. (Akarsular, rüzgarlar, dalgalar, vb.) İç ve dış kuvvetler birbiriyle sürekli mücadele halindedir. İç kuvvetler yeryüzünün kabartılarını meydana getirirken; dış kuvvetler ise bunları aşındırarak ortadan kaldırmaya ve seviyesine yakın az engebeli düzlüklere (peneplen) dönüştürürler. Dış kuvvetlerin yer yüzünün yüksek kesimlerinin aşındırmasıyla elde ettiği malzemeler yer yüzünün çukur yerlerinde (okyanus, deniz) biriktirmesi ile jeoseklinaller oluşur. Bunların kalınlığı binlerce metreyi bulur. Yerkabuğunun hareketleri Yer kabuğu bir bütün değildir. Çatlaklardan ve kırık boşluklardan oluşur. Yer kabuğu bir birinden ayrı parçalardan oluşur. Bu her bir parçaya levha denir. Bu levhalar manto üzerinde yüzer haldedirler. Yaklaşık yılda 1-2 cm hareket ederler. Dağ Oluşumu Jeosenklinal eğer sert yapıdaysa veya önceden yükselmiş kıvrım dağları tekrar yan basınçlara maruz kalırsa kırılma olur. Yükselen bölümlere horst, alçakta kalan kısımlara ise grabent denir. Yüksekte kalan horstlar dağı oluştururken, alçakta kalan kısımlar, daha sonra akarsuların gelişmesiyle ovaları oluşturur. (Ege bölgesi kıyı kesimleri. Burada yer alan boz dağlar kırılma sonucu oluşan horstlardır. Bu dağlar arasında bulun ve üzerinde aynı isimli akarsıların geçtiği Bakırçay, B. Menderes , ovalarında birer çöküntü (grabent) alanlarıdır.) 2) Kıta Oluşumu: Yer kabuğunun geniş tabanlı alçalma ve yükselme hareketleridir. Bu alçalma ve yükselme hareketleri çeşitli biçimlerde olabilir. Kıtaların yükselmesi sonucunda su seviyesi geri çekilir. Bu olaya denizlerin çekilmesi yani reogresyon denir. Tam tersi durumuna da transregsiyon denir. 3) Volkanizma: Yer kabuğu altındaki kızgın mağmanın yer kabuğunun çatlak ve kırık yerlerinden yeryüzüne çıkmasına denir. Bu sırada yeryüzüne katı gaz ve akıcı maddeler çıkarır. (karbondioksit, taş, kaya) Lavların üst üste birikmesiyle zamanlar volkanik dağlar meydana gelir. (K. Ağrı, Tendirek, Nemrut vb.) Volkan küllerinin yıllık birikmesiyle tüf tabakaları oluşur. 4) Deprem: Yerkabuğunu oluşturan katmanların yerlerinden oynamalarıyla hissedilen sarsıntılardır. Oluşumlarına göre yerel depremler ve tektonik depremler olarak ikiye ayrılır. Yerel depremler kısa sürede ve dar alanda etkili olan yıkıcı etkileri az olan sarsıntılardır. Tektonik depremler daha şiddetli etkili alanı daha fazla dolayısıyla tahrip gücü daha fazla olandır. Ovalar ve Platolar 1) Oluşumlarına Göre Ovalar a) Aşıntı Ovalar: Dış güçler tarafından aşırı dereceden aşındırıp, düzleştirilmesi sonucu oluşur. Bu ovalara Türkiye’de rastlanmaz. Doğu Avrupa bu konuya en belirgin örnek olarak bilinmektedir.2) Bulunduklarına göre ovalar: Ovalar kıyıya yakın ya da uzak olma durumlarına göre kıyı ovalar ve iç ovalar diye ikiye ayrılır. 3) Yükseltilerine göre ovalar: Bazı ovalar deniz seviyesine yakın iken, bazı ovalarda denizden 1000-2000 metre yüksektir. Bunlar grubuna göre ikiye ayrılır.
a) Aşıntı Platoları: Dış güçler tarafından yüzeyi aşındırılmış, akarsuların derin vadiler kazdığı düzlüklerdir. Yeryüzünün Biçimlenmesi (Dış Kuvvetler) 1) Mekanik (Fiziksel) ÇözünmeGünlük sıcaklık farkının fazla olduğu yerlerde görülür. -Günlük sıcaklığa bağlı olarak taşların ısınıp sonra soğuması sonucu oluşur. (Çöllerde görülebilir) 2) Kimyasal Çözünme Suyun taşları eritmesi, aşındırması, ve çürütmesi sonucu oluşur. Sıcaklığın etkisiyle bu çözünme daha da artar. -Nemli bölgelerde daha da yaygındır. 3) Biyolojik Çözünme Bitki köklerinin, kayalarının çatlaklarına girerek zamanla büyümesi ve bunun sonucu genişleyerek kayaların çatlamasına denir. Toprak Oluşmu ve Toprak Türleri Toprağın oluşması için önce kayaların çözünmesi gerekir. Canlı kalıntılarıyla oluşabilir. Toprağın oluşumuna etki eden faktörler; iklim, bitki örtüsü, yer şekilleri, taşların özelliğidir. a) Taşınmış Topraklar: Dış kuvvetlerin taşıyıp getirdiği malzemelerin birikmesiyle oluşur. Üç çeşittir:
İki gruba ayrılır:
Yer Göçmeleri ve Kaymalar Yer göçmesi: Kayaların, taş parçalarının, toprağın, büyük kütleli tabakaların birbirine kayarak yer değiştirme olayıdır.Yer Kayması: Üstteki geçirimli tabakaların, alttaki geçirimsiz ve kaygan tabakalar üzerinde, eğim doğrultusunda kaynamasıdır. Yer kaymasının yaygın adı heyelandır. Yer göçmeleri eğimin çokluğu, şiddetli yağış, sebeplerinden olur. Heyelan oluşumunu etkileyen unsurlardan biride; toprakların yapısal özelliğidir. Heyelan olaylarının en çok görüldüğü mevsim; ilkbahar sonrası kar erime zamanıdır. Toprak Erozyonu: Toprak erozyonunu oluşturan etmenler;
|
33) YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: Eğim, yükselti, bakı gibi faktörler aynı bölge ve yörede farklı toprak tiplerinin oluşmasına neden olmaktadır. Eğim: Eğimli araziler suyun tutulmasını ve bitkilerin yetişmesini güçleştirir ve toprakların aşınmasını kolaylaştırır. Aşmanın şiddetli olduğu kesimler toprak örtüsü yönünden yoksundur. Yükselti: Kuzey ve Güneyde uzanan dağların yükseklerinde sıcaklık yavaş yavaş azalır.Yağış artar.Dikey yönde farklı özellikte olan topraklar görülür. Örnek:Torosların güney yamaçlarında 1000 m’ye kadar kırmızı topraklar, daha yükseklerde kırmızımsı kahverengi topraklar ve orman sınırının üstünde koyu renkli çayır toprakları görülür. Kuzeyde ise, alt katta kestane renkli bozkır toprakları üst üste ise kahverengi orman top yer alır.İç Anadolu da alçaklarda boz renkli bozkır toprakların yükseklerde kahverengi ve kestane renkli topraklara geçilir. Doğu Anadolu kara topraklar görülür. Bakı: Dağların kuzey ve güney yamaçlarında yağış ve sıcaklık şartları farklıdır.Bu yüzden topraklarda farklıdır. Torosların güney yamaçlarında kırmızı topraklar yer alırken kuzeyde, kireçli kahverengi ormanların toprakları yer alır. Suyun sızma durumu: Toprak oluşumu için suyun topraktan sızması gerekir.Su toprakta sızmaz,birikirse toprak doygun hale gelir.Böylece toprak havalanamaz ve bitki kökleri solunum yapamaz Atta tuzlu ve alkollü bileşikler çözünerek dışarı çıkar, suyun buharlaşması ile tuzlu ve alkollü maddeler toprak yüzeyinde birikir. Örnek Konya, Iğdır ve Erzurum da bu yolla çorak topraklar oluşmuştur. Deltaların denize uzak kesimlerinde göl kenarlarında su uzun zaman toprakta kalır. Bataklıklarda sarıkamış gibi bitkiler suyun tabanında birikerek organik topraklar oluşturur. : Eğim, yükselti, bakı gibi faktörler aynı bölge ve yörede farklı toprak tiplerinin oluşmasına neden olmaktadır. Eğim: Eğimli araziler suyun tutulmasını ve bitkilerin yetişmesini güçleştirir ve toprakların aşınmasını kolaylaştırır. Aşmanın şiddetli olduğu kesimler toprak örtüsü yönünden yoksundur. Yükselti: Kuzey ve Güneyde uzanan dağların yükseklerinde sıcaklık yavaş yavaş azalır.Yağış artar.Dikey yönde farklı özellikte olan topraklar görülür. Örnek:Torosların güney yamaçlarında 1000 m’ye kadar kırmızı topraklar, daha yükseklerde kırmızımsı kahverengi topraklar ve orman sınırının üstünde koyu renkli çayır toprakları görülür. Kuzeyde ise, alt katta kestane renkli bozkır toprakları üst üste ise kahverengi orman top yer alır.İç Anadolu da alçaklarda boz renkli bozkır toprakların yükseklerde kahverengi ve kestane renkli topraklara geçilir. Doğu Anadolu kara topraklar görülür. Bakı: Dağların kuzey ve güney yamaçlarında yağış ve sıcaklık şartları farklıdır.Bu yüzden topraklarda farklıdır. Torosların güney yamaçlarında kırmızı topraklar yer alırken kuzeyde, kireçli kahverengi ormanların toprakları yer alır. Suyun sızma durumu: Toprak oluşumu için suyun topraktan sızması gerekir.Su toprakta sızmaz,birikirse toprak doygun hale gelir.Böylece toprak havalanamaz ve bitki kökleri solunum yapamaz Atta tuzlu ve alkollü bileşikler çözünerek dışarı çıkar, suyun buharlaşması ile tuzlu ve alkollü maddeler toprak yüzeyinde birikir. Örnek Konya, Iğdır ve Erzurum da bu yolla çorak topraklar oluşmuştur. Deltaların denize uzak kesimlerinde göl kenarlarında su uzun zaman toprakta kalır. Bataklıklarda sarıkamış gibi bitkiler suyun tabanında birikerek organik topraklar oluşturur. |
Dünyanın kabuğunun soğumasından bu yana sürekli yinelenen bir süreç söz konusudur: İç güçler yüzeyde yükseklik farklılıklarına neden olurken, yani dağlar, kayalar, çukurlar, yanardağlar ya da başka yükseltiler oluştururken, dış güçler de bunları sürekli biçimde aşındırır, yontar ve doldurur. Güneş enerjisinin ve iklim etmenlerinin (sıcaklık farkı, yağış, rüzgar vb.) etkisi altındaki jeolojik süreçler dış güçleri oluşturur. Dünya yüzeyinde iç güçlerin yol açtığı yükselmelere karşılık dış güçler, yani su, rüzgar ve buz, bu yükseltileri yeniden düzleştirmeye çalışır. Tektonik ve magmatik olaylar, arazi yapılarının farklılığı ve dış güçlerin farklı etkileri sonucu yeryüzü üzerinde birbirinden farklı oluşumlar meydana gelir. Meydana gelen bu oluşumların tamamına yeryüzü şekilleri denir. |
HARİTALARDA YÜZEY ŞEKİLLERİNİ GÖSTERME YÖNTEMLERİ 1.RENKLENDİRME YÖNTEMİ: http://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/13.jpg Fiziki haritalarda kullanılır.Yükselti ve derinlik basamakları renklerle gösterilir. Eşyükselti eğrileriyle birlikte kullanılır.Fiziki haritalarda yükseltiler genellikle, yeşil, sarı ve kahverenginin çeşitli tonları,derinlikler ise açıktan koyuya mavi rengin tonları ile gösterilir. Fiziki haritalarda kullanılan renkler,yükselti ve derinlik basamaklarını gösterir, yer şekillerini göstermez. Yükselti basamakları (m) Kullanılan Renkler 0 - 200 Yeşil 200 - 500 Açık Yeşil 500 - 1000 Sarı 1000 - 1500 Turuncu 1500 - 2000 Açık Kahverengi 2000 ve üzeri Koyu Kahverengi 2.TARAMA YÖNTEMİ: Yer şekilleri kısa, kalın, sık veya ince, uzun, seyrek çizgilerle taranarak gösterilir. Eğimin arttığı yerlerde taramanın boyu kısalır, sıklaşır ve kalınlığı artar. Eğimin azaldığı yerlerde taramanın boyu uzar, seyrekleşir ve incelir.Taramanın yapılmadığı yerler düzlükleri ifade eder.Tarama yöntemi ile harita yapımının zor olması,yükselti ve eğim bulma imkanı vermemesi nedeniyle fazla kullanılmamaktadır. 3.GÖLGELEME YÖNTEMİ: Güneş ışınlarının yer şekilleri üzerine 45 derece açı ile geldiği kabul edilerek,ışık alan yerlerde herhangi bir işlem yapılmaz gölgelerin açık veya koyu oluşuna göre arazinin eğimi hakkında bilgi verilir.Gölgelerin koyulaştığı yerlerde eğim azalır. Yer şekilleri ayrıntılı bir şekilde gösterilemediği için günümüzde tek başına kullanılmamaktadır. 4.KABARTMA YÖNTEMİ:Yükseltilerin belli oranlarda küçültülerek,yer şekillerinin kabartılarak gösterilmesidir. Yer şekillerini en iyi gösteren haritalardır.Oluşturulması ve taşınması oldukça zor olduğu için kullanışlı değildir. 5.İZOHİPS (EŞ YÜKSELTİ) YÖNTEMİ: Yer şekilleri izohipsler yardımıyla gösterilir.Haritalarda yer şekillerinin gösterilmesinde en çok kullanılan yöntem izohips yöntemidir. İzohips (Eş yükselti) Eğrisi:Yükseltileri aynı olan noktaları birleştiren eğrilere eş yükselti eğrisi adı verilir. İzohips Aralığı (Eş Aralık-Ekuidistans):İzohipsler haritanın ölçeğine göre belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir.Eş yükselti eğrilerinin aralarındaki yükseklik farkı eşittir.Bu özelliğe eş aralık(ekuidistans) adı verilir.Büyük ölçekli haritalarda aralık değeri daha az olur. İzobat(Eş derinlik) Eğrisi:Deniz ve göl yüzeyinden dibe doğru aynı derinlikteki noktaları birleştiren eğrilerdir. İzoterm:Yeryüzünde sıcaklığı aynı olan noktaların birleştirilmesi ile elde edilen eğrilerdir.Bunların kullanılmasıyla oluşturulan ve sıcaklığın yeryüzündeki dağılışını gösteren haritalara izoterm haritaları adı verilir. İzoterm eğrilerini ilk olarak Alman bilim adamı A.Von Humboldt kullanmış ve yeryüzünün yıllık izoterm haritalarını çizmiştir. İlk yapılan aylık izoterm haritaları H. Doven’in Ocak ve Temmuz aylarına ait izoterm haritalarıdır İzobar:Hava basıncının aynı olduğu yerleri birleştiren eğrilere izobar (eş basınç) eğrisi adı verilir.Basınç haritalarında bu değerler deniz yüzeyine indirgenmiş olarak gösterilir.Bunlar kullanılarak yapılan haritalara Eş basınç haritası(İzobar haritası) adı verilir. İzoseist:Deprem şiddetinin aynı derecede hissedildiği noktaların birleştirilmesi ile elde edilen eğrilerdir. İzohyet:Eşit miktarda yağış alan noktaların birleştirilmesi ile oluşturulan eğrilere izohyet eğrileri adı verilir. İZOHİPSLERİN ÖZELLİKLERİ 1.İç içe kapalı eğrilerdir. 2.Yeryüzü şekillerinin yükseltilerini ve genel biçimlerini ortaya koyarlar. 3.Aralarındaki yükselti farkı haritanın ölçeğine göre belirlenir ve birbirine eşittir.(Eş Aralık-Ekuidistans) 4.Sıfır metre izohipsi deniz seviyesinden başlar.(0 m eğrisi kıyı çizgisini gösterir) 5.İzohips eğrileri birbirini kesmez. 6.En alçak yeri en geniş izohips eğrisi, en yüksek yeri en dar izohips eğrisi gösterir.( Yükseltisi en az olan en dışta,yükseltisi en fazla olan en içtedir.) 7.Her izohips eğrisi kendisinden daha yüksek bir izohipsi çevreler.Çukur alanlardabunun tam tersi oluşur. 8.Birbirini çevrelemeyen iki komşu izohipsin yükseltileri aynıdır. 9.İzohips çizgisi üzerinde olmayan bir noktanın yükseltisi kesin biçimde tespit edilemez. 10.Aynı izohips üzerinde bulunan bütün noktaların yükseltileri birbirine eşittir. 11.İzohipslerin sıklaştığı yerler eğimin arttığı, seyrekleştiği yerler ise eğimin azaldığı yerleri gösterir. 12.Dağ dorukları(zirve) nokta ile gösterilir. 13.İzohipsler yeryüzü şekillerinin kuşbakışı görünümünü belirler. 14.İzohipsleri dik olarak kesen çizgiler ( ______ )daimi akarsuları gösterir.Kesik çizgiler ise( ---------- )mevsimlik akarsuları gösterir.Akarsu vadileri yükseltinin arttığı yöne doğru girinti oluşturur. 15.İzohipslerin "V" şeklini aldığı yerlerde, oluşan şeklin açık tarafı akarsu akış yönünü gösterir. DAİMİ AKARSU…………...1 HALİÇ………………….…....2 BOYUN...........................4 SIRT……….………………...5 DELTA….…………………...6 KAPALI ÇUKUR…..……..8 DORUK(ZİRVE)…..…....11-12 FALEZ OLUŞUMUNAUYGUN ALAN.......................14 KITA SAHANLIĞININ EN DAR OLDUĞU ALAN.....14 DORUK(ZİRVE):Tepe,dağ ve sırtların en yüksek noktasını meydana getirir. Nokta yada üçgen ile gösterilir.Genel olarak yeryüzü şeklinin yükselti değeri bu alana yazılır. DAĞ:Nispi yüksekliği fazla olan kabarık yeryüzü şekilleridir. TEPE:Kabarık bir yeryüzü şeklidir.Bir doruk ve bunu çevreleyen yamaçlardan oluşur.Dağdan farkı nispi yükseltisinin daha az olmasıdır. ÇANAK(ÇUKUR):Merkeze doğru alçalan yamaçları bulunan yüksek kenarlı ve yer yüzü şeklidir.Derinlik yönünde ok işareti konularak gösterilir.Çukur alan okun başladığı yerden başlayarak bittiği yere kadar uzanır. BOYUN: Doruk çizgisin geçtiği iki tepe arasında kalan ve nispeten alçakta bulunan alana boyun adı verilir.Genelde iki yanında doruk çizgisine dik uzanan vadiler görülür. SIRT:İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şekillerine sırt adı verilir. YAMAÇ:Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir.Bunlar dağ,tepe,vadi gibi şekillerin ana unsuru olan ve eğimi fazla olan yüzeylerdir. VADİ:Akarsuyun açtığı,sürekli inişli,birbirine bakan iki yamaçtan oluşan bulunan, uzun, doğal oluktur.İzohips eğrileri kaynak tarafına doğru girinti yaparlar.Girinti vadinin şekline göre değişir. Bu alanlarda eğriler sıklaşır ve sayıları artar.Bu alanlar aynı zamanda boğazları meydana getirirler. TALVEG: Bir vadinin yada akarsu yatağının en derin noktasını meydana getirir.En derin noktalarının birleştirilmesiyle Talveg çizgisi meydana gelir. Harita üzerinde akarsuyu gösteren çizgiye isabet eder. DELTA:Akarsuyun taşıdığı maddeleri denize yada göle ulaştığı yerde biriktirmesi ile oluşan yeryüzü şeklidir. Akarsuların delta oluşturdukları yerlerde, izohipsler deniz veya göl yüzeyine doğru çıkıntı yaparlar FALEZ(Yalıyar):Dalgaların kıyıları aşındırması sonucunda meydana gelen çökme ile oluşan dik kıyı biçimidir.Diğer dik kıyılardan ayrıldığı nokta oldukça kayalık görünüme sahip olmalarıdır. ŞEV:Farklı yükseklikteki iki dikliği birleştiren az eğimli yamaçlardır. BİRİKİNTİ KONİSİ:Dış kuvvetlerin çeşitli malzemeleri aşındırarak taşıyıp, eğimin azaldığı yerlerde biriktirmesi ile oluşur.Bunlar yarım koni şeklindedir. KONUYA İLİŞKİN ÇEŞİTLİ ŞEKİLLER http://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/1.jpghttp://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/2.jpghttp://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/4.jpghttp://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/4.jpghttp://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/06.jpghttp://www.cografyamvehayat.com/images/stories/harita_bilgisi/5.jpg |
Saat: 10:06 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık