MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Müslümanlık/İslamiyet (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/)
-   -   Hz. Osman Dönemi - Hz. Osman'ın Halife Seç;ilmesi (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/28668-hz-osman-donemi-hz-osmanin-halife-sec-ilmesi.html)

P.u.S.u 7 Haziran 2007 00:08

Hz. Osman Dönemi - Hz. Osman'ın Halife Seçilmesi
 
HZ. OSMAN'IN HALIFE SEÇILMESI
Hz. Ömer (r.a.), bir halife seçmeye mecbur edilince, yani bir düsman tarafindan sirtindan hançerlenip, ölüm dösegine düsünce, bir sey yapmali idi. Filhakika, kendisini ziyarete gelen birçok sahabi O'na, bir halife seçmesinin zorunlu oldugunu söylemislerdi. «Çünkü Hz. Ebu Bekir (r.a.) bunu yapti» demisler ve ilave etmislerdi: «Sayet sen kendine bir veliahd seçmezsen, karisikliklar olabilir ve belki de bir iç savas çikabilir.» Gelen müslümanlardan bazilari, Hz. Ömer (r.a.)'in kendi oglu, Abdullah b. Ömer'i seçmesini teklif ettiler. Çünkü Abdullah b. Ömer, çok iyi bir müslümandi. Alimdi, mütedeyyin idi ve Halife olmak için, bütün sartlara sahip idi. Hz. Ömer (r.a.) bu teklife çok kizmis ve yanlis hatirlamiyorsam, bu teklifte bulunani tokatlamis ve söyle söylemisti: «Sen benim cehenneme gitmemi mi istiyorsun?» Daha sonra devam etmisti «Ne yapacagimi bilemiyorum. Sayet birini tayin edersem, benden önce, benden daha iyi olan birisi, yani Hz. Ebu Bekir (r.a.), bunu yapmisti. Sayet kimseyi seçmezsem, bunu da benden önce ve benden çok daha iyi olan Hz. Peygamber (s.a.v.) yapmisti. Su halde, her iki sekilde de hareket edebilirim.» Hz. Ömer, «Bu dünyada oldugu gibi, öbür dünyada da sizi idare etmenin mes'uliyeti altina girmek istemiyorum» diyordu. O demek istiyordu ki «Ben bir veliahd tayin edecek: olursam, dolayli olarak, öldükten sonra da sizi idare etmis olacagim ve bu veliahdin vasitasiyla ben mes'ul olacagim; bunu istemiyorum». Ve sonunda Hz. Ömer söyle demisti: «Hz. Peygamber (s.a.v.) vefat ettiginde, O'nun en çok sevdigi on kisi vardi, hatta Hz. Peygamber (s.a.v.) bunlarin öldükten sonra cennete gideceklerini müjdelemisti (asere-i mübessere). Iste bunlar arasindan kendinize bir halife seçin.»
Bu arada, bu on kisiden üçü vefat etmisti. Daha dogrusu iki kisi ölmüs ve Hz. Ömer (r.a.) de yaraliydi. Geriye yedi kisi kaliyordu. Fakat bu yedi kisiden, sadece altisi Medine'de bulunuyordu. Yedincisi seyahatte idi. Iste, Hz.Ömer bu alti kisinin toplanip aralarinda halîfe seçmelerini istedi. Fakat bunda bir güçlük ihtimali vardi. Sayet üç kisi bir tarafta, üç kisi diger tarafta olacak olursa, seçim imkani olamazdi. Hz. Ömer (r.a.) bu güçlügü düsündü. Mesele çok mühimdi. Halife'nin hemen seçilmesi icap ediyordu. Yedinci olan sahabi beklenecek olursa, karisikliklar olabilirdi. ve onun ne zaman dönecegi belli degildi. Bunun için Hz.Ömer (r.a.), bu alti kisilik heyete, bazi sartlarda dahil olmak üzere, yedinci bir sahis seçti: Abdullah b. Ömer. Sartlar sunlardi:
O, halife olarak seçilemeyecekti. Sayet seçimde ekseriyet temin edilirse, mesele, dörde karsi iki gibi, bu durumda Abdullah b. Ömer, ekseriyete uyacak ve sahsi görüs serdetmiyecekti. Sayet her iki tarafta, esit olarak üçer kisi olursa Abdullah, Abdurrahman b. Avf hangi tarafta ise, reyini o tarafa kullanacakti.


asla_asla_deme 14 Kasım 2008 15:11

(574-656). Hz. Muhammed'in ölümünden sonra İslam toplumunun başına geçen üçüncü halife olan Hz. Osman Mekkeli varlıklı bir aileden geliyordu. Gençliğinde ticaretle uğraştı. Ailesinin direnişine karşın Hz. Muhammed'in peygamberliğini kabul eden ilk kişilerden oldu. Mekkeliler'in gittik­çe artan baskıları üzerine Hz. Muhammed'in izniyle Habeşistan'a (Etiyopya) göç eden Müslümanlar arasında Hz. Osman da vardı. Bir süre sonra Mekke'ye dönerek gene tica­retle uğraştı ve Müslümanlar'a mali destek sağladı. Hicret'ten (622) sonra Medine'ye gelerek burada da ticaret yapmayı sürdürdü. Hz. Muhammed'in Bedir dışındaki bütün savaşlarına katıldı. 628'deki Hudeybiye Ant­laşmasıyla ilgili görüşmelerde peygamberin temsilcileri arasında yer aldı. 630'da Mekke' nin alınışında bulundu. Hz. Muhammed'in ölümünden sonra Hz. Ebubekir'in ve Hz. Ömer'in halifeliklerini destekledi. Hz. Ömer halifeliği sırasında (634-644), kendinden son­raki halifeyi belirlemeleri için aralarında Hz. Osman'ın da yer aldığı altı kişilik bir ku­rul oluşturmuştu. Hz. Ömer'in ölümünden sonra toplanan kurul Hz. Osman'ı halifeliğe getirdi.
Hz. Osman halifeliğinin ilk yıllarında Hz. Ömer'in fetihçi siyasetini sürdürdü. 651'de İran'daki Sasani hanedanına kesin olarak son verildi. İslam orduları Afganistan'ın doğusu­na kadar ilerlediler. Batıda Mısır Valisi İbn Ebi Serh Libya'ya girdi, Trablusgarp'taki Bizans ordusunu yenilgiye uğrattı. Sudan vergiye bağlandı. Önemli bir gelişme de denizlerde görüldü. Şam Valisi Muaviye'nin (sonradan ilk Emevi halifesi) oluşturduğu ilk İslam donanması 649'da Kıbrıs'ı aldı. 654'te Bizans donanmasını Zatü's-Sevari Deniz Sa-vaşı'nda yenilgiye uğrattı. 655'te İstanbul ön­lerine kadar gelen donanma fırtına yüzünden geri dönmek zorunda kaldı.

Hz. Osman'ın halifeliğinin son yılları iç siyasal çekişmeler yüzünden oldukça buna­lımlı geçti. Bağlı olduğu Beni Ümeyye (Eme­vi) ailesinden kişileri önemli görevlere getir­mesi başka ailelerin ve kabilelerin tepkisine yol açtı. Mısır, Küfe, Basra gibi yerlerde toplanan karşıtlarının sayısı giderek arttı. Hz. Osman'ın yatıştırıcı önlemler alması, Hz. Ali'nin uzlaştırma girişimleri yarar sağlamadı. 656'nın hac mevsiminde Medine'de toplanan karşıtlar Hz. Osman'ı halifelikten çekilmeye zorladılar. Bunu kabul etmeyince de evinde öldürdüler. Bundan sonra ayrılıklar daha da derinleşti, yeni halife Hz. Ali de olayları önleyemedi ve sonunda o da öldürüldü
Hz. Osman'ın İslam tarihi açısından önemli bir hizmeti, Hz. Ebubekir'in halifeliği (632-634) sırasında bir araya getirilen Kuran sayfa­larını ayetlerin iniş sırasına göre yeniden düzenletmesi, çeşitli ağızlara göre farklı bi­çimde okunmasını önlemek amacıyla Kureyş okuyuşunu temel alarak yeniden yazdırması-dır. "Hazret-i Osman Mushafı" denen bu nüsha yedi adet çoğaltılarak önemli merkezle­re gönderildi. Buna uymayan nüshaların, parçaların ve sayfaların yakılması emredildi.

MsxLabs & TemelBritannica


asla_asla_deme 18 Haziran 2009 20:04

Hz. Osman Müslüman Safında
 
HZ. OSMAN MÜSLÜMANLARIN SAFINDA

Resûl-i Ekrem Efendimiz, henüz açıktan halka peygamberliğini ilân etmemişti. Bu devrede de, Hz. Ebû Bekir, son derece büyük bir cehd ve gayretle samimi dostlarına İslâmiyeti anlatıyordu.
Birgün Hz. Osman`a da Müslümanlıktan bahis açtı ve onu alarak Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna getirdi.
Hazret-i Resûlullah, dâima tebessüm eden parlak bir simâya sahip Hz. Osman`a,
"Allah`ın ihsanı olan Cennete rağbet et. Ben, sana ve bütün insanlara hidâyet rehberi olarak gönderildim!" dedi. Rasûlullahın bu sâde, bu samimi ve bu i`câzkâr sözleri karşısında Hz. Osman âdeta kendinden geçer gibi oldu ve şehâdet kelimesi kendi kendine mübârek dudaklarından döküldü:
"Eşhedü en lâ İlâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlullah!"179
Sonra da daha önce Şam`dan dönerken gördüğü bir rü`yâsını Kâinatın Efendisine anlattı:
"Yâ Resûlallah," dedi. "Biz Muân ile Zerkâ arasında bulunduğumuz ve uyuduğumuz sırada bir münâdi: `Ey uyuyanlar! Uyanın! Ahmet (a.s.m.) Mekke`de zuhur etti!` diye seslenmişti. Mekke`ye gelince sizi işittik!"180
Yumuşak huylu, edeb ve hâyâ sahibi ve cömert bir zât olan Hz. Osman`ın da Müslümanlar safına katılması müşrikleri fazlasıyla tedirgin etti. Kabilesi ferdleri ona ezâ ve cefâya yeltendiler. Fakat o, her türlü ezâ ve cefaya göğüs gerdi ve hak bildiği yoldan zerre kadar inhirâf göstermedi.
Amcası Hakem bin Ebû`l-Âs, kendisini bir urganla bir direğe bağlar ve döverek şöyle derdi:
"Sen, atalarının dinini bırakır da sonradan çıkma bir dine özenirsin öyle mi? And olsun ki, tuttuğun bu dini bırakıp, tekrar atalarının dinine dönmedikçe seni salıvermeyeceğim."
Metanet âbidesi Hz. Osman`ın cevabı şu olurdu:
"Vallahi, ben hak ve hakikat dinini asla bırakmam!"
O, günlerce bu cefâ ve eziyetle karşı karşıya bırakıldı. Fakat zerre kadar îmânından taviz vermedi. Onun bu metaneti ve büyüklüğü karşısında sonunda amcası küçüldü ve onu salıvermekten başka çare bulamadı.181
Orta boylu, esmer tenli, güzel yüzlü, sık sakallı, gür saçlı ve iri yapılı olan Hz. Osman, fıtraten temiz ve nezih bir insandı. İçki içmeyi Cahiliyye Devrinde kendisine haram kılmıştı. Servetini Allah yolunda ve din uğrunda sarfetmekten zevk alan bahtiyarlardandı. Hafız-ı Kur`ân`dı. Geceleri, namazında bütün Kur`ân`ı hatmederdi.
Cennetle müjdelenen on Sahabîden biri olan Hz. Osman, aynı zamanda Resûl-i Ekrem Efendimizin damadıdır. Önce Peygamberimizin kerimesi Rukiyye`yi aldı. O, vefât edince, Resûlullah onu bu sefer kızı Ümmü Gülsüm ile evlendirdi. Bu sebeple de "Zinnûreyn" lâkabını aldı.

179. İbni Sa`d, Tabakât: 3/55
180. İbni Sa`d, Tabakât: 3/55
181. İbni Sa`d, Tabakât: 3/55


hazel53 2 Ocak 2012 17:46

8-|



Saat: 05:28

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık