MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Cevaplanmış (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/)
-   -   Toplum arasında iletişimin önemi nedir? (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/319243-toplum-arasinda-iletisimin-onemi-nedir.html)

Misafir 25 Nisan 2010 21:14

Toplum arasında iletişimin önemi nedir?
 
Toplum arasında iletişimin önemi nedir?


fadedliver 25 Nisan 2010 21:18

En geleneksel anlamda iletişim mektup alma ve gönderme, telefonlaşma ve benzeri türde haberleşme, posta hizmetleri, ulaşım ya da elektrik devresi, elektronik bağlantısıdır. İletişim teknolojisidir, sanattır, gazeteciliktir; kitle iletişimi ya da kişilerarası ilişkidir. Medya, iletişim teknolojileri, sözsüz iletişim dahası sessizlik bile iletişim sözcüğünün anlamı içindedir. Çağdaş dünyada iletişim,, devletlerin süregitmesini, ticaretin yürütülmesini, toplumsal düzenin sağlanmasını ve eğitimin çağdaşlaşmasının sağlamaktadır.

“İletişim, insanın türsel özelliği olan toplumlaşabilme yeteneğinin bir yansımasıdır. Doğal ortamına uyumlanmayı dolaysız olarak yapma durumundaki diğer canlı türlerinin aksine, insan, doğal ortamındaki fırtınalara, soğuğa, göllere, denizlere vb. uyumlanmak için “ayı” olmak, “balık olmak” zorunda kalmamış; bunu “toplumsallaşırlığı” ile oluşturduğu kültürü aracılığı ile yapmıştır.”

Genelde iletişim, bir yerden, bir kişiden, bir makineden bir başkasına herhangi bir ortamdan yararlanarak bilgi göndermedir. İki yönlü bir süreç olarak tanımlandığında ise haberleri, düşünceleri, duyguları vb. bildirme ve düşünceleri paylaşma ya da değiş tokuş etme etkinliği, bilgi, haber, düşünce ya ad görüş alışverişi, iletidir.

İletişim toplumsal bir işlev olarak tanımlanmıştır. İletişimi en genel anlamında tüm düşünce, olgu ve veri iletimi ve paylaşımını kapsayan bireysel ya da toplumsal bir olgu olarak tanımlarsak, iletişim sürecinin yararlığını bireysel ve toplumsal açıdan irdeleyebiliriz. Bireysel açıdan; deneyimlerin, tepkilerin, duyguların paylaşılmasını sağlayan iletişim bireyler arasındaki etkileşimin temelidir. İletişim kuran kaynak bir başkasının kavrama yetisini simgeler kullanarak istediği biçimde iletişim süreciyle etkileyebilir.

Hedef de iletişim kaynağından gelen simgeleri algılayıp, yorumladıktan sonra yanıt vermek, belirli bir tepki göstermek için iletişim sürecinden yararlanabilir. Toplumsal açıdan; toplumsal iletişimin işlevleri genelde kaynak açısından bilgilendirmek, öğretmek, eğlendirmek ve önermek ya da ikna etmek; hedef kitle açısından da anlamak, öğrenmek, eğlenmek ve karar vermek diye sıralanmaktadır.

İnsanların büyük bir toplum içinde toplumu oluşturan diğer alt gruplarda ve kültürlerde yaşamaları, onları ve sosyal grupları birbirleri ile etkileşime zorlar ve böylece her insan grubu toplumsal ilişkilerin bir tür şebekesi olarak ortaya çıkar. Bu ilişkiler ise ancak iletişim aracılığıyla gerçekleştirilebilir.
Öte yandan, her insan toplumu, bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, gelenek ve göreneklerden ve insanın toplumun bir üyesi olarak elde ettiği bütün yeteneklerden oluşan bir kültüre sahiptir. Toplumu oluşturan bireyler bu kültürü sosyalleşme yolu ile kazanırlar. Sosyalleşmenin sağlanması için de kişiler ve toplumsal gruplar arasında iletişim zorunludur. Başka bir deyişle, iletişim toplum için yaşamsal bir süreçtir.


fadedliver 25 Nisan 2010 21:18

Toplum içinde yaşayan insanın kendisini ve çevresini daha iyi tanımasını ve başkaları ile uyumlu ilişkiler gerçekleştirmek için etkileşim kurabilme ve bu etkileşimi geliştirme becerisi bulunan bir iletişim güçüne sahiptir. Bu bağlamda iletişim bir çeşit bilginin paylaşılmasını mümkün kılan ve bir ilişkileşme ve paylaşım süreci olarak da nitelendirile bilinir.

Bir toplumda iletişimin kimler arasında,nasıl ve hangi sonuçlarla nasıl gerçekleşeceğini büyük ölçüde o toplumun,toplumsal ve kültürel özellikleri tarafından belirlenir.
Yetiştiğimiz çevre,eğitim ve öğretim düzeyimiz,kişilik özelliklerimiz,rollerimiz,inançlarımız,değerlerimiz,tutum ve davranışlarımız ve en temel olan önyargılarımız iletişim kurmamızda en etkili unsurlardır.
Bir süreç olarak iletişim,bireyin bir başka bireye yaptığı herhangi bir etki olmasının ötesinde,bir paylaşım eylemidir. Bu nedenle iletişim tek yönlü olmayıp,iki yönlü bir süreçtir. Bizler iletişim süreci içinde sadece mesaj almaz mesaj da göndeririz. Böylece iletişim sürecinde karşılıklı olarak etkilenir ve değişime uğrarız. Bu temelde iletişim kendimizi geliştirmede ve değiştirmede kullandığımız bir araçtır. Ancak,iletişimin amacı karşılıklı anlaşma ve paylaşmayı sağlamak olmak ile birlikte ve bunun her zaman gerçekleşmediğini ve günümüzde bir iletişi(sizlik)oluştuğunu da bilmekteyiz.
İletişimin bir çok bozucu engelli vardır ve bunlardan bazıları tutarsızlık,güvensizlik,isteksizlik,yetersiz dinleme,aşırı bilgi yükleme,sempatik etkenler,statü,yaş ve cinsiyet uyuşmazlıkları,gürültü ve diğer çevresel etkenlerdir. (1)
Bireylerin yüz yüze iletişimin etkin ve sağlıklı gerçeklemesinde,kuşkusuz iletişimin bozucu engellinde kişisel özellikler en önemlisidir.
Günümüzde en önemli sorun iletişimsizlik olarak kabul edilmektedir. Başkalarına kendimizi ifade edemiyor,kendimizi anlatamıyor,başkalarını dinleme tahammülümüzü git gide kaybediyoruz. Empatik tutum ve davranış geliştiremiyoruz. Demokratik iletişimden uzaklaşıyoruz. Birey olarak davranıyor fakat bireyselleşemiyoruz. Bu ve benzeri bir çok sorun iletişim etkinliğinin ortaya çıkmasını engellemektedir.
Teknolojinin çok hızlı gelişmesi sonucu,sosyal hayatımıza çok önemli yer alan TV,Bilgisayar, Internet yaygınlaşması artık iletişim şekillerimizi değiştirmiştir. Bir çok aile TV dizi akışına göre programlarını yapmaktadır.

Türker ALAKN 05.09.1999 günkü yazısında uzunca bir süre yurtdışında kaldıktan sonra dönen bir arkadaşıyla konuşmasını aktarır. Aklan,arkadaşına Türkiye’de en dikkatini çeken ne oldu diye sorar . Cevap: İnsan ilişkilerinin sertliği olur ve şöyle devam eder : “ Kimse gülümseyerek konuşmuyor,teşekkür etmiyor. Bu dolmuş nereye gidiyor diye soruyorum sürücüye , “Görmüyormusun,arabanın üzerinde yazıyor” diye hırcın bir tonla tıslıyor suratına karşı. İnsan ilişkilerinde incelik yok.”
ALKAN,kapitalistleşme,endüstrileşme,kentleşme ve bireyselleşmeyle birlikte bütün o geleneksel ilişkiler ağının gittiğini belirtir.
2002 ve 2003 yılında televizyonda yayınlanan kent şekerleme reklamını bir çoğumuz hatırlarız. Bu reklamda bayramda çocuklarını bekleyen yaşlı karı kocaları görmüştük. Son derece duygusal bir müzikle bayram ziyaretinde çocuklarını dört gözle bekleyen insanlar Türkiye’nin gündeminde yeni bir tartışma başlatmıştı.
Artık geleneksel ilişki biçimleri yok olmakta bayram günleri tatil günlerine dönüşmüş durumda,insanlar ekonomik sorunları nedeni ile geleneksel ilişki biçimlerinden vazgeçmektedir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine bağlı Aile Danışma Merkezlerine her geçen gün başvuruda bulunan aile müracaatları artmaktadır. Çiftlerde bir biri ile sağlıklı iletişim kuramama ve empatik tutum ve davranış gösterememeleri,birbirini anlama çabalarının azalması ve bu iletişim sorunun da ekonomik nedenlerde pekiştirince boşanmalar hızla artmakta olup,bu temelde toplumsal sorunlar artmaktadır.
İletişimsizlik sorunlarından dolayı herkes anlaşılmamaktan şikayetçiyiz. Fakat kendimizi bu konuda hiç sorgulamayız,kendimizi anlatamamaktaki temel nedeni düşünmeyiz. Modern hayatın getirdiği stresli ortam,sağlıklı savunma mekanizmaları kuramamak sonucu sorunu hep kendimiz dışında bir nedene yükleme alışkanlıkları kazandırmıştır. Oysaki iletişim temelde anlam yaratmayı ve paylaşmayı amaçlamalıdır. Bunun için kendi bireysel dairemizden çıkıp başkalarını da anlamaya çalışmalıyız.

Başkalarının bizi anlamadığını söylemek iletişimsizlikte kendi sucumuzu görmezden gelmek demektir. “ Beni anlamıyorlar” diye söylenmekten vazgeçip,bu cümleyi “Ben kendimi anlatamıyorum” a dönüştürmek daha doğru davranış olacaktır.
Kendimize güven duymalı,inanmalı ve önemli hissetmeliyiz,olumsuz düşüncelerden uzaklaşmalı,çevremizi,iletişim içinde olduğumuz kişiyi kişileri izlemeli ve dinlemeliyiz. Kendi güçümüze,yeteneklerimize sorumluluklarımıza sahip çıkarak kendimizle kuracağımız barışık bir iletişim,başkaları ile iletişimimizi de iyileştirecektir. (2)

Türkiye Kültürüne dair bir yabancının gözlemleri ile birlikte ele almak daha açıklayıcı olabilir.
30 yaşında İstanbul’a gelmiş,sihirbazlık kursu veren İngiliz olan Lee Alex,i Hızır TÜZEL ile Radikal gazetesinde bir röportaj yaptı. Bu röportaj sırasında “Diğer ülkelerdeki izleyenlerle,Türk izleyenlerin tepkileri arasında farklar görebildiniz mi?Sorusuna şöyle cevap veriyor: “ Sihirbazlığı Türkiye’de insanların yeniden keşfetmeleri gereken bir şey olarak görüyorum. Bilmedikleri yada unuttukları bir şey. Sihirbazlık hiçbir zaman kitlelerin ilgilendiği bir sanat olmamış Türkiye’de .Yadırgadıklarını hissediyorum . Nasıl tepki vereceklerini bilmiyorlar… Şovun zevkini çıkartacakları yerde,numaraları nasıl çözmek istiyorlar. Belki bu tepki onların özel yaşamlarında her zaman gösterdikleri tepkiler,bundan emin değilim. Türklerin gördükleri şeyden zevk almak yerine ,orada bir sorun aramak gibi alışkanlıkları var.”
Toplum olarak yaşadığımız iletişimsizlikten kaynaklanan bir çok sorun yaşamaktayız.
Fakat asıl önemli olan bu sorunları iletişimsizlikten kaynaklandığının farkında değiliz. Sorunu çözmede bir mazerete dayandırma veya sığınma alışkanlığımız devam etmektedir.

Toplum içindeki bireylerin birbirleri ile sağlıklı ilişkiler kurması, o toplumu meydana getiren bireylerin iyi ilişki kurma konusundaki ilkeleri, iletişimi engelleyen ve kolaylaştıran unsurları bilmelerine ve yaşamlarında uygun zaman ve yerde kullanmalarına bağlıdır.
Böylece, bireyler arasında oluşabilecek gerginlik ve çatışmalar oldukça azalır ve zaman kayıplarında da aynı doğrultuda azalma olur. (3)
Sonuç olarak, iletişim bir paylaşma eylemidir. İletişim kurmada kişisel özelliklerimiz,kültürel yapımız,değer ve tutumlarımız etkilidir. Birbirimizi anlama çabasında empatik tutum ve davranışı,demokratik ilişkileri kurmak zorunluluk olmalıdır. Bu eylemlerimizi gerçekleştirmediğimiz zaman bir birimizi anlamayacağız ve değer vermemiş olacağız. Toplum olarak bunları sorgulamalıyız. Bir çok sorunumuzun iletişimsizlik den kaynaklanmaktadır. Sorunu tartışmanın zamanı gelmiştir.

KAYNAKÇA
(1) Davit Van Fleet,1988 Aktaran Tutar ve Yılmaz ,2002;71.
(2) Uztuğ, Ferruh a.g.e 2003
(3) Oya G. ERSEVER
(4) Genel İletişim”(2003).Ankara Pegem A.Yayıncılık 260 (9 ):10 S.195-210
Sosyal Hizmet Uzmanı,1997-2004 tarihleri arası Karaelmas Üniversitesi Sağlık Y.O İletişim ve Halkla İlişkiler alanında öğretim görevliliği yapmıştır. İletişim alanında yayın yapan bir çok ulusal dergi,gazetelerde makaleleri yayınlanmıştır.


fadedliver 25 Nisan 2010 21:19

Toplum ve İletişim


Bizim ilk belirteceğimiz husus, iletişimin yeni bir olay olmadığıdır. İletişim son dönemlerin ürünü olmadığı gibi bağlı olduğu toplumsal yasa ve koşulların dışında tek başına, tek başına öncesi sonrası yokmuş gibi ele alınamaz. Konunun toplum yaşamına geçiş aşamasına kadar geriye götürülebilme özelliği bulunmaktadır. Buna bağlı olarak, iletişimin toplumsal bir eylem olma özelliği ortaya çıkmaktadır. İletişim, toplum yaşamının başlangıcından günümüze kadar her aşama ve durumda, her koşul ve ilişkide görülen toplumsal bir eylemdir.

Bu durumda tartışmaya toplumun kendisiyle başlanması, toplum ve buna bağlı olarak iletişimin gelişme koşullarının ele alınması gerekmektedir. Böylece iletişimi de günümüz koşullarına, günümüzdeki görünümüne açıklamak yerine olayı tarih içerisinde izlemek ve konuyu temelinden bir açıklamaya kavuşturmak mümkün olabilecektir.

Temel varsayım, toplumun mutlak, önceden verili, otomatik olarak gerçekleşen, doğadan gelen bir örgütlenme biçimi olmadığıdır. Tam tersine toplum yaşamı, yahut toplumsal örgütleniş biçimi önündeki sorunları aşabilmek için insanın sonradan geliştirdiği bir çözüm biçimi olarak karşımıza çıkmıştır. Başka bir ifadeyle toplum yaşamı, insanlığın gelişiminin bir aşamasıdır.
Toplum yaşamının insanlığın başlangıcına kadar geriye uzaması, bu örgütleniş biçiminin mutlak ve verili olduğu izlenimini doğurmaktadır. Söz konusu örgütleniş biçiminin tarihin başlangıcından beri görülmesi onun otomatik olarak gerçekleşen mutlak bir olay olduğunu göstermediği gibi, tersine insanların ilk ilişkilerinde önlerine çıkan sorunlarını kendi başlarına çözemedikleri ve çözümü toplum yaşamına geçmekte buldukları anlamına gelmektedir.

İnsan başlangıçta kendi yaşamını sürdürmek, korunmak, beslenmek gibi sorunlarını çözmek için doğa ile ilişki içindedir. Bu ilk temel sorunlar önünde insan, doğrudan ve anında ilişkilerle, kendiliğinden gerçekleşecek, bir çözüme sahip değildir. Bu durumda doğa ile zorunlu ve kesintisiz bir ilişkiye geçilmesi söz konusu olmaktadır. Ancak insanın, doğa olan ilişkisinde gerekli ve yeterli donanıma sahip olmaması sorunlarla karşılaşmasına yol açacaktır.
İnsan, doğal donanım açısından belki de canlıların en zayıf olanıdır. Bu yüzden de doğayla tam bir uyumu söz konusu değildir. Hayvanların doğa ile ilişkilerinde kendiliğinden ve anında çözüm bulmaları, onların kendi doğal yapılarıyla doğa yasaları arasındaki uyumdan kaynaklanmaktadır. Böylece hayvanlar, doğuştan gelen donanımları sayesinde doğayla uyum içerisinde bir ilişki kurabilmektedir.

Sorunlarını kalıtım yoluyla veya içgüdülerle, kendiliğinden ve anında ilişkilerle çözememesi, onun başka ve dolaylı ilişkiler geliştirmesinin ve bu ilişkiler içinde çözüm üretmesinin yollarını açacaktır. Donanım eksikliği ve doğal zafiyetten kaynaklanan ve direkt ilişki dışında, dolaylı bir ilişki türü geliştirilmesi ile gerçekleşen bu çözüm, insana diğer canlılar arasında çok önemli bir çözüm kazandırdığı gibi toplum yaşamına geçilmesine de açacaktır.

İletişim, toplum yaşamına geçiş aşamasında ilişkilerin örgütlenmesi ve belli bir amaca yönlendirilmesinde ortaya çıkan bir zorunluluk olarak kalmayacak, daha sonra toplum içinde birliğin ve ahengin sağlanması da iletişim ile mümkün olacaktır. Birlik ve ahengin sağlanması sadece toplum üyeleri ile sınırlı değildir. Toplum yapısı gelişip karmaşıklaştıkça çeşitli ihtiyaçların doğurduğu değişik toplum kurumları ortaya çıkacaktır. Bu kurumlar arasındaki birlik ve ilişkileri düzenlemek ve toplumun sürekliliğini sağlamak için bu defe örgütlü bir toplumsal kurum biçiminde somutlaşan iletişim sistemleri gündeme gelecektir.
Toplum önüne çıkan sorunları kendi bünyesinde yeni düzenlemeler yaparak, örgütlenme biçimini bu koşullara uydurarak aşmaya çalışacak ve değişecektir. Bu da toplumların ilerlemesini sağlayan en temel dinamik olarak karşımıza çıkacaktır.



nicely 10 Ekim 2011 00:45

İLETİŞİMİN ÖNEMİ
İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren insanlar birlikte yaşama ihtiyacı duymuşlar ve farklı toplumlar oluşturmuşlardır. Bir toplumun oluşması için,o toplumu meydana getiren bireylerin bazı ortak yaşantıları paylaşmaları gerekir. Böylece tarih,kültür,din,dil gibi bazı ortak özellikleri bir kuşaktan diğer bir kuşağa taşırız. Bu özelliklerin aynı toplumu oluşturan bireyler tarafından paylaşılması ise aralarında kurdukları iletişim sonucunda gerçekleşebilir. İletişim aracılığı ile insanlar diğer insanların bilgi,duygu ve düşüncelerini öğreniler ve bunları onlarla paylaşırlar.

İnsanlar; yeryüzüne gelişlerinden itibaren birbirleri ile bilgi alışverişinde bulunabilmek için, çok çeşitli yöntemler denemişlerdir. Toplumların uygarlık düzeyleri geliştikçe iletişim araçlarının çeşidi de artmıştır. Günümüzde teknolojik gelişmenin sağladığı imkanlar, iletişim araçlarını çok ileri bir düzeye ulaştırmıştır. Kitle iletişim araçlarının bir çoğu eğitim amaçlıdır. İletişim, toplumsal bir varlık olan insan yaşantısının kaçınılmaz ve önemli bir boyunu oluşturur. Belirli bir sosyal çevre içinde yaşayan insanlar, farkında olsun yada olmasın, birbirleriyle iletişim içindedirler. İnsanlar karşılaştıkları sorunları çözümlemek için düşünce alış verişinde bulunmak gereksinimi duymaktadır. Bir başka ifade ile iletişim kurarlar. Kişiler arası ve toplumsal sorunların çözümü, eğitimin yanı sıra karşılıklı iletişimi gerektirir. Sağlıklı iletişimin geliştirilmediği toplumlarda, insanların sorunlarını çözümlemek amacıyla başlattıkları iletişim, çatışmaya dönüşür. Böylece mevcut olan sorun çözümlenemediği gibi sorunlara yenileri de eklenir. Başkaları ile sağlıklı iletişim kurmayan insan, yalnız ve iç dünyasındaki gerilimleri ile baş başa yaşamak durumundadır. Bu nedenle çağdaş bir toplum olabilmek ve sorunlara demokratik çözümler getirebilmek için, o toplumu oluşturan insanlarda, sağlıklı iletişim becerileri geliştirmek zorundayız. Bu da toplumların eğitime verdikleri önemi iletişime de vermeleri ile mümkündür.

İletişimin toplumsal amacını belirlemek zorundayız. Toplumu oluşturan bireylerin ortak yaşantılarını paylaşmaları, kültürlerini nesilden nesile aktarılması ve toplumsal rollerin öğretilmesi gerekmektedir. Bir bireyin amacı ise; kendisini anlatabilmesi, yeni bilgi ve beceriler kazana bilmek olmalıdır.
İletişim insanların etkinliklerinin tamamlandığı bir araçtır. Etkileşimin olduğu her yerde iletişim, iletişimin olduğu her yerde ise etkileşim vardır. Bundan dolayı iletişim konusunda insanlarla dengeli bir siyaset izlemek zorundayız. İletişimin hayatın her safhasında olduğunu bilerek, insanlarımıza insan olduğunda dolayı saygı duyarak hareket etmek zorundayız.

Sorunlar üzerinde ürettiğimiz çözüm önerilerini karşımızdaki topluma özümsetmek için en iyi iletişim stratejilerini geliştirmeliyiz. Toplumun örf ve değerler topluluğuna uygun şekilde sorunlar üzerine eğilerek insanlarımızı tatmin edici bir açıklama yapmak başarının en büyük yoludur. Siyasetçiler bu konuda çok başarılılardır. Her seçim döneminde hangi ilde, hangi mahallede neler konuşacaklarını o topluluğun özelliklerine göre belirlemektedirler. İnsanları böylelikle düşüncelerine ortak ederek başarıya ulaşırlar. Tabi iletişim kurarken insanların manevi duygularını suiistimal etmek yanlıştır. Bunun da bilincinde olarak hareket etmek zorundayız.

Hangi kamu kurum ve kuruluşunda çalışırsak çalışalım, toplumun içinde ne görev yaparsak yapalım insanlarla iletişim kurmak zorunda olduğumuzu kesinlikle unutmamamız gerekmektedir. Ne kadar iyi iletişim kurarsak o kadar insanlar üzerinde etkimiz artar. İnsanlara anlatmak istediklerimizi iletişimin en büyük silahı olan üslubumuzu kullanarak yapmalıyız.İnsanlarımızı insan olduğundan saygı duyarak iletişimi kurmak bizleri ve toplumumuzu istediğimiz seviyeye çıkaracak tek ve net bir araç olarak görmek zorundayız.



Saat: 12:39

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık