MsXLabs
Sayfa 1 / 5

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Atatürk'ün edebiyatla ilgili sözleri nelerdir? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/332581-ataturkun-edebiyatla-ilgili-sozleri-nelerdir.html)

Misafir 25 Eylül 2010 20:12

Mustafa Kemal Atatürk'ün edebiyat ile ilgili sözleri nelerdir?


fadedliver 25 Eylül 2010 23:19

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1829394)
Mustafa Kemal Atatürk'ün edebiyat ile ilgili sözleri nelerdir?

Atatürk’ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır.
Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki:
Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, bilhassa musiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir.
Bu tanımdan sonra edebiyatın amaç ve hedefini çizmiş.
beşeriyette en müspet ilim ve en ince teknik esaslarına dayanan hayatla ve kanla karşılaşmak kendileri için alında yazılı olan askerlik gibi yüksek bir idealist meslek dahi, kendini içinde bulunduğu topluma anlatabilmek ve bu büyük insanlık ve kahramanlık yolculuğuna hazırlayabilmek için, uyandırıcı, hedefleyici, yürütücü ve nihayet fedakar ve kahraman yapıcı vasıtayı edebiyatta bulur.
Bu cümlede, üzerinde kısaca da olsa durulması gereken bazı önemli konulara yer verilmiştir. Bir kere Atatürk için, edebiyat, geçirilmesi güç zamanlarda uyandırıcı, hedeflendirici ve yürütücü bir vasıtadır. Ancak dikkat olunacak husus, bu vasıtanın yıkıcı değil, fedakar, kahraman ve yapıcı bir vasıf taşımasıdır. Sonra Atatürk’ün milli, daha dorusu hamasi bir edebiyat zevk ve anlayışı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yine bu cümlenin devamında Atatürk’ün, edebiyatı, cemiyetin hal ve istikbalini koruyan ve daima koruyacak olan bir terbiye ve eğitim aracı saydığı da ortaya çıkmaktadır.
Şair Halit Fahri Ozansoy’a 29 Ağustos 1928 akşamı Dolma bahçe Sarayı’nda Türk inkılabı şairinin nasıl olması gerektiğini şu şekilde açıklamıştır.
Mutlak dahil olduğun parlak Türk devrinde şair olduğunu ispat edeceksin. Şiirlerin şen, şatır fakat Türk milletinin sürur, şetaret, faaliyet, his ve hareketlerini terennüm edecektir. Buna mevcudiyetini hasredeceksin.
ATATÜRK’E GÖRE EDEBİYAT
Atatürk; hayatı boyunca edebiyatla yakında ilgilenmiş, edebiyatı toplum faydasına yöneltmek için direktifler vermiş, okullarda öğretim programlarını bu yönde düzenletmiştir. Edebi sanatların bir fikrin, özellikle inkılapların yayılması ve kökleşmesinde en etkili araç olduğuna daima inanmıştır.
Bir akşam toplantısında (1937), söz edebiyattan açılınca, bu konuda çeşitli konuşmalar yapılır. "Edebiyat nedir? Osmanlı devrinde ve cumhuriyet rejiminde edebiyat denilince ne anlaşılıyor?" gibi sorular sorulur.
Osmanlı devrinde ve bugüne kadar geçen cumhuriyet çağında ve bundan evvelki Türk kültürel çağlarında ve hatta bütün medeni toplumlarda edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır:
Söz ve anlamı, yani insan aklında yer eden her türlü bilgileri ve insan kudretinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.
Bu itibarla, edebiyatın, her insan ve cemiyeti, bu cemiyetin hal ve geleceğini koruyan ve koruyacak olan her kuruluş için esaslı eğitim araçlarından biri olduğu kolayca anlaşılır.
Bunun içindir ki Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, edebiyat öğretiminde şu noktalar bilhassa önem ve kıymet vermelidir:
A) Türk çocuğunun kafasını, yaratılıştaki dikkat ve itinaya göre geliştirmek. Bu, cumhuriyetin sağlık düzeniyle ilgilenen bakanlığa da düşen bir görevdir.
B) Güzel muhafaza edilen, Yürek kafa ve zekalarını açmak, yaymak, genişletmek. Bu bilhassa, Milli Eğitim Bakanlığının görevidir. Bununla birlikte, Türk çocuklarının kafalarına müspet ilim ve maddi teknik mefhumlarını, yalnız nazari olarak değil aynı zamanda pratik vasıtalarla da yetiştirmek.
C) Bir taraftan da Türk kafalarındaki kabiliyetleri, Türk karakterindeki sağlamlıkları, Türk duygularındaki yükseklik ve genişlikleri, kendileri hiç zorlanmadan, doğal bir halde ve olduğu gibi ifadeye onları alıştırmak.
Bunlar yapılınca netice şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken, onun beyan ve anlatış tarzı; Türk çocuğu yazarken, onun ifade üslubu kendisini dinleyenleri, onun yürüdüğü yola gösterebilecek kabiliyeti sayesinde; Türk çocuğu kendisini dinleyen veya yazısını okuyanları peşine takarak yüksek Türk ülküsüne iletebilecek, ulaştırabilecektir.

kaynak


Misafir 30 Eylül 2010 16:29

atatürkün edebiyat ile ilgili sözleri
 
Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, bilhassa musiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir. BUNDAN BAŞKA SÖZÜ VARMI BU KİTAPTADA VAR LÜTFEN ACİL


ener 30 Eylül 2010 16:32

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1832911)
Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, bilhassa musiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir. BUNDAN BAŞKA SÖZÜ VARMI BU KİTAPTADA VAR LÜTFEN ACİL

Alıntı:

fadedliver adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1829497)
Atatürk’ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır.
Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki:
Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, bilhassa musiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir.
Bu tanımdan sonra edebiyatın amaç ve hedefini çizmiş.
beşeriyette en müspet ilim ve en ince teknik esaslarına dayanan hayatla ve kanla karşılaşmak kendileri için alında yazılı olan askerlik gibi yüksek bir idealist meslek dahi, kendini içinde bulunduğu topluma anlatabilmek ve bu büyük insanlık ve kahramanlık yolculuğuna hazırlayabilmek için, uyandırıcı, hedefleyici, yürütücü ve nihayet fedakar ve kahraman yapıcı vasıtayı edebiyatta bulur.
Bu cümlede, üzerinde kısaca da olsa durulması gereken bazı önemli konulara yer verilmiştir. Bir kere Atatürk için, edebiyat, geçirilmesi güç zamanlarda uyandırıcı, hedeflendirici ve yürütücü bir vasıtadır. Ancak dikkat olunacak husus, bu vasıtanın yıkıcı değil, fedakar, kahraman ve yapıcı bir vasıf taşımasıdır. Sonra Atatürk’ün milli, daha dorusu hamasi bir edebiyat zevk ve anlayışı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yine bu cümlenin devamında Atatürk’ün, edebiyatı, cemiyetin hal ve istikbalini koruyan ve daima koruyacak olan bir terbiye ve eğitim aracı saydığı da ortaya çıkmaktadır.
Şair Halit Fahri Ozansoy’a 29 Ağustos 1928 akşamı Dolma bahçe Sarayı’nda Türk inkılabı şairinin nasıl olması gerektiğini şu şekilde açıklamıştır.
Mutlak dahil olduğun parlak Türk devrinde şair olduğunu ispat edeceksin. Şiirlerin şen, şatır fakat Türk milletinin sürur, şetaret, faaliyet, his ve hareketlerini terennüm edecektir. Buna mevcudiyetini hasredeceksin.
ATATÜRK’E GÖRE EDEBİYAT
Atatürk; hayatı boyunca edebiyatla yakında ilgilenmiş, edebiyatı toplum faydasına yöneltmek için direktifler vermiş, okullarda öğretim programlarını bu yönde düzenletmiştir. Edebi sanatların bir fikrin, özellikle inkılapların yayılması ve kökleşmesinde en etkili araç olduğuna daima inanmıştır.
Bir akşam toplantısında (1937), söz edebiyattan açılınca, bu konuda çeşitli konuşmalar yapılır. "Edebiyat nedir? Osmanlı devrinde ve cumhuriyet rejiminde edebiyat denilince ne anlaşılıyor?" gibi sorular sorulur.
Osmanlı devrinde ve bugüne kadar geçen cumhuriyet çağında ve bundan evvelki Türk kültürel çağlarında ve hatta bütün medeni toplumlarda edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır:
Söz ve anlamı, yani insan aklında yer eden her türlü bilgileri ve insan kudretinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.
Bu itibarla, edebiyatın, her insan ve cemiyeti, bu cemiyetin hal ve geleceğini koruyan ve koruyacak olan her kuruluş için esaslı eğitim araçlarından biri olduğu kolayca anlaşılır.
Bunun içindir ki Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, edebiyat öğretiminde şu noktalar bilhassa önem ve kıymet vermelidir:
A) Türk çocuğunun kafasını, yaratılıştaki dikkat ve itinaya göre geliştirmek. Bu, cumhuriyetin sağlık düzeniyle ilgilenen bakanlığa da düşen bir görevdir.
B) Güzel muhafaza edilen, Yürek kafa ve zekalarını açmak, yaymak, genişletmek. Bu bilhassa, Milli Eğitim Bakanlığının görevidir. Bununla birlikte, Türk çocuklarının kafalarına müspet ilim ve maddi teknik mefhumlarını, yalnız nazari olarak değil aynı zamanda pratik vasıtalarla da yetiştirmek.
C) Bir taraftan da Türk kafalarındaki kabiliyetleri, Türk karakterindeki sağlamlıkları, Türk duygularındaki yükseklik ve genişlikleri, kendileri hiç zorlanmadan, doğal bir halde ve olduğu gibi ifadeye onları alıştırmak.
Bunlar yapılınca netice şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken, onun beyan ve anlatış tarzı; Türk çocuğu yazarken, onun ifade üslubu kendisini dinleyenleri, onun yürüdüğü yola gösterebilecek kabiliyeti sayesinde; Türk çocuğu kendisini dinleyen veya yazısını okuyanları peşine takarak yüksek Türk ülküsüne iletebilecek, ulaştırabilecektir.

kaynak

.


Misafir 30 Eylül 2010 17:15

sanat güzelliğin ifadesidir. bu ifade sözle olursa şiir,nağme ile olursa musiki,resim ile olursa ressamlık,oyma ile olursa heykeltraşlık,bina ile olursa mimarlık olur(mustafa kemal atatürk)


Misafir 5 Ekim 2010 23:37

Ataturkun edebiyat ozdeyisleri ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum


Misafir 20 Mart 2011 19:24

Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, bilhassa musiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir. BUNDAN BAŞKA SÖZÜ VARMI BU KİTAPTADA VAR LÜTFEN ACİL
NOT: CÜCÜ KİSS (FACE ADİMM))


Misafir 20 Eylül 2011 16:42

olmuo


Misafir 21 Eylül 2011 22:06

bu ne ya herkes birbirinden alıntı yapıp yazmış kısa bi söz istiyorum sadece


Misafir 22 Eylül 2011 21:24

offff atatürkün edebiyatla ilgili görüşlerini ifade ettiği özdeğişlerden 1 , 2 tane falannn beeeeee :(:(:(:(:(:(:(:(:(:(



Saat: 15:07
Sayfa 1 / 5

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık