MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Cevaplanmış (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/)
-   -   Zamanı iyi değerlendirmek ile ilgili hadis örnekleri verir misiniz? (https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/341052-zamani-iyi-degerlendirmek-ile-ilgili-hadis-ornekleri-verir-misiniz.html)

Gölge1905 7 Aralık 2010 18:44

Zamanı iyi değerlendirmek ile ilgili hadis örnekleri verir misiniz?
 
Zamanı iyi değerlendirmek ile ilgili hadis örnekleri verir misiniz?


CenneT-ul Meva 7 Aralık 2010 21:29

Peygamber Efendimizin Zamanla İlgili Hadisleri
Peygamber Efendimiz s.a.v. in Zamanla İlgili Hadis-i Şerifleri

“İnsanların çoğunun kıymetini bilmediği iki nimet vardır.Bunlar;sıhhat ve boş zamandır..”

''Ademoğluna kıyamet günü şunlar sorulmadıkça asla yerinden ayrılmaz:

Ömrünü nerede ve ne şekilde geçirdiğinden
İlmi ile ne yaptığından
Malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve
Bedenini nerede yıprattığından”

“İki günü eşit olan ziyandadır”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Beş şeyden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini hastalığından önce sağlığını fakirliğinden önce zenginliğini meşguliyetinden önce boş zamanını ve ölümünden önce hayatını.” buyurmaktadır.


CenneT-ul Meva 16 Aralık 2010 14:25

Peygamberimiz bazı hadislerinde ümmetinin ömrünün binbeşyüz seneyi geçmeyeceğini söylüyor.Ve ahirzaman olarak belirtilen son safhada da yaşanacak kıyamet alametlerrini sıralıyor.Aşağıdaki yazıda,Peygamber Efendimiz(s.a.v.)'in 14 asır önce haber verdiği bu alametleri okuyacaksınız........

*İnsanların başına bir zaman gelecek ki ,onlardan faiz yemiyen kalmayacak yemese bile tozu mutlaka bulaşacaktır.

*Bir çok kişi az bi dünyalık zarfında dinini feda edecektir.

*Kazanç,belirli kişiler arsında dolaşacak,dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecekler.

*Fitne her veve girecek ve tecrübesiz gençler başa geçecekler.

*Kur'an'dan bir resim,islam'dan bir isim,Müslümandan bir cisim kalacak.

*Üç şey çok kıymetlenecek;Helâl para,kendisiyle amel edinen sünnet ve candan bir dost.

*Ecnebiler çokğalacak ve müslümanlara galebe edecekler.

*Sonradan gelen nesiller ,önceden gelenlere sövüp sayacaklar.

*Mihnet,bela,musibet artacak,rahat ve huzur kalmayacak,kimse eliyle bunları önleyemeyecek.

*Köylüler şehirlere akın edecekler ve ne idüğü belirsiz deve çobanları,bina yaptırmakta birbirleriyle yarışacaklar.

*Bir Müslüman koyundan daha âciz olacak,hor ve hakir görülecek.

*İlim azalacak,cehalet,anarşi ve cinayetler artacak,adam öldürmek hafif bir suç sayılacak.

*Hilesiz iş yapılamayacak,tacirler ve yazrlar artacak kalem bollaşacak.

*Kişi elbisesini sakındığı kadar dinini sakınmayacak ve fakirler de namaz kılmayacak.

*Akrabalık bağları kopacak ve selam,sadece tanıdık olanlara verilercek.

*Zenginler ticaret için,hafızlar riya ve gösteriş için hacccca gidecekler.

*Büyükleri merhametsiz küçükleri hürmetsiz olacak;çocukları terbiye,köpekleri terbiyeden daha zor olacak.

*İnsanlar kötülüklerden birbirlerini sakındırmayacak ve iyiliği emretmeyecekler.

*Minareler çoğalacak,camiler süslenip ziynetlenecek(kkilise ve havralar gibi) ve içlerinden yüksek sesler gelecek.

*Hainlere emin,emin olanlara hain denilecek ve ''şurada emin bir insan vardır''denilecek kadar emin insan sayısı azlacak.

*Kişiye ,şerrinden korkulduğu için ikramda bulunulacak.Görünüşte dost fakar esasında düşman sayısı artacak,sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak,amir ve memur çok ,doğru iş yapan az olacak.

*Yıldızlar(fal)doğrulanacak ve kader yalanlanacak.

*Allah ü Teâlâ apaçık inkar edilecek.

*Âlicenaplık,izzet-i ikram ve cömertlik duyguları kaybolacak ve haklar para karşılığı satılır hale gelecek.

*Cemaatin inanacı zayıf,ibadeti taklit olacak,hafızlar çok ama âlim bulunmayacak.

*Zenginlere itibar edilecek,cimrilik artacak,zekat ağır bir borç olarak kabul edilecek.

*Âlimler para ve dünyalık karşılığında ilim öğretecek,ahiret ameli ile dünyalık talep edecekler.

*Dinden garı hususlar için öğrenim yapılacak.

*Erkekler kendilerini kadınlara,kadınlar da erkeklere benzeyecekler.

*Erkekler erkeklerle ,kadınlar kadınlarla münasebetsiz alakalar kuracak.

*Her tarafta şarkıcı ve çalgıcı kadınlar zuhur edcek.

*Söz kadınlarda olacak ve zina yaygınlaşacak.

*Kadınlar,saçları deve hörgücü gibi ,sokaklarda dolaşacaklar.

*Haram işlemeyi kolaylaştıran imkanlar artacak,gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.

*İmanı kalpte tutmak,kor ateşi elde tutmaktan daha zor olacak,kişi gece mü'min yatacak sabah kafir olarak kalkacak veya bunu tersi olcak.

*İçkiyi devletler teşkil edecekler ve muhteliif isimler altında içilecekler.

*Dünya işlerine dalıp ahiret işleri unutulacak,Allah'ın kitabıyla hükmetmek ayıp sayılacak.

*Büyük ve gösterişli binalar yapılacak ve bunlardan dolayı sokaklar daralacak.

*Yırtıcı hayvanların derileri tabaklanarak çeşitli giyim eşyası yapılacak.

*SAbah giyinen elbise başka akşam giyinen elbise başkaolacak.Önünüze yemeklerden biri gelip diğeri gidecek ve Kabe'nin örtüldüğü gibi evlerimizin duvarları da halılarla süslenecek.

*Ümmetimin erkekleri şişmanlayacak ve semizleşecekler.

*Dedikodu yaygın bir hal alacak.

*Herkes ''kazanamadığından ve geçinemediğinden ''şikayetçi olacak.

*Yalancı şahitlik ve boşanmalar artacak,ani ölümler sık görülecek.

*Mal çoğalıp sel gibi akacak,mal sahibi malına tapacak ve tüccarların çoğu hilekar olacak.

*Kişi karısına itaat edip anasına asi olacak ve arkadaşına yaklaşıp babasından uzaklaşacak.

*Gönüller birbirini sevmez olacak,dince ve dünyalık işlerde muhtelif görüşler belirlenecek,kardeşler bile dinde ve mezheplerde ihtilaf edecekler.

*İmar edilen şeyler harap edilecek,harap olanlar ise imar edilecek.

*Fazıklar başa geçecek ve konuşmasını bilmeyenler halka hitap edecekler.

*Arap arazisinin çölleri ,nehirlere ve çöllere kavuşacak.

*Faize alış-veriş;rüşvete hediye denecek,tefecilik artacak,helal-haram unutulacak,para gelsin de nerden gelirse gelsin dencek.

*Zaman kısalacak.Bir sene bir ay gibi,bir ay bir hafta gibi,bir hafta bir gün gibi geçecek,bir günün geçmesi ise bir yuaprağın yanması kadar çabuklaşacak,hiçbir şeyde bereket kalmayacak.


Misafir 8 Ocak 2011 20:32

Allah Dostuyla terzi arasında şöyle bir konuşma geçer:
-Sen ne iş yaparsın?
-Terziyim efendim
-Kaç yıldır bu mesleği icra ediyorsun?
-Tam 30 yıldır efendim
-Terzilikte en zor şey nedir?
-Ölçüye göre kesim yapabilmektir
-Can boğaza geldiğinde kesim yapabilirmisin?
-Canım tendeyken kesimi zor yapıyorum, can boğaza gelince nasıl kesim yapabilirim, bu mümkün değil
-Öyleyse 30 yıldır yaptığın kesim işini can boğaza gelince yapamıyorsun da,
30 yıldır yapmadığın tevbeyi can boğaza gelince nasıl yapacaksın?

Yarına bırakanlar helak oldu (HŞ)

-İki günü eşit olan ziyandadır ( HŞ)

-Allah katında en hayırlı amel az ama sürekli olanıdır (HŞ)

-“Muhakkak ki bugün bizler hesabı olmayan bir amel günü içindeyizYarın ise ameli olmayan bir hesap günü içinde olacağız” (HŞ)

-“ Allah’ım erken kalkan ümmetimin işini bereketli kıl” (HŞ)

“İnsanların çoğunun kıymetini bilmediği iki nimet vardır.Bunlar;sıhhat ve boş zamandır..”

''Ademoğluna kıyamet günü şunlar sorulmadıkça asla yerinden ayrılmaz:

Ömrünü nerede ve ne şekilde geçirdiğinden
İlmi ile ne yaptığından
Malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve
Bedenini nerede yıprattığından”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Beş şeyden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini hastalığından önce sağlığını fakirliğinden önce zenginliğini meşguliyetinden önce boş zamanını ve ölümünden önce hayatını.” buyurmaktadır.


nar7 18 Nisan 2011 17:00

Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde zaman


İslam, zamanı sonsuzluk olarak anlar ve ifade eder Kuran ayetleriyle ve hadislerle insanın yaşadığı hayatın her anından hesaba çekileceği, kendisine verilen zamanı, hayat sermayesini nasıl harcadığından sorguya çekileceği, zamanını boşa harcayan ve değerlendiremeyen insanın pişman olacağı belirtilmiştir İlk pişmanlık ölüm halinde, ikincisi ise ahirette olacaktır

“De ki: 'Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim Her ümmetin bir eceli vardır Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler” (Yunus Suresi, 49)

“Küfredenlere gelince, onlara cehennem ateşi vardır Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden biraz azabı da hafifletilmez, işte Biz, her nankörü böyle cezalandırırız Ve onlar orada şöyle feryat ederler: ‘Ey Rabbimiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım’ (Onlara): ‘Ya size orada düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki? Hem size Peygamber de geldi O halde tadın; çünkü zalimleri kurtaracak yoktur!’” (Fatır Suresi, 36–37)

Zaman kavramının önemini ve değerini, insana verilmiş nimetlerin en büyüğü olduğunu Allah’ın (cc), Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerinde zamana yemin etmesinden de anlıyoruz Asr Suresi’nde Allah, zamana yemin eder

Hadis-i şeriflere göre; Hz Muhammed (sav), insanın dört şeyden hesap vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamayacağını ifade etmiştir Ebu Berse (ra)’ın anlattığı bu hadise göre şöyle buyrulmuştur: “Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları (Rabbinin huzurundan) ayrılamaz: ‘Ömrünü nerede harcadığından, ne amelde bulunduğundan, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, vücudunu nerede çürüttüğünden” (Tirmizî, Kıyamet: 1)

Bu Hadis-i Şerifte, insanın zamanını iyi değerlendirmesine, bu değerli nimetin boşa harcanmaması gerektiğine dikkat çekilerek insana bir nasihat ve uyarı vardır

Başka bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyrulmuştur: “Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil; İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölmeden önce hayatın” (Buhârî ve Müslim)

امرئٍ أخّرَ أجلَهُ حتّى بلغَ ستّينَ سنة
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır"

وعن أبى هريرة قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ قَالَ اللَّهُ يَسُبُّ بَنُو آدَمَ الدَّهْرَ، وَأَنَا الدَّهْرُ، بِيَدِي اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ ‏"‏‏‏
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu söyler: “Ademoğlu zamana söver Halbuki zaman benim; yani gece ve gündüz benim tasarrufumdadır”

الدُّنْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو عابرُ سبيلٍ وكان ابن عمر يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ فلاَ َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ فلاََ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْ منْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ
İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) omuzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu İbnu Ömer şöyle diyordu: "Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap"

وخطَّ إلى جانبهِ خطاً وقال: هذا أجلُهُ، وَخطّ آخرَ بعيداً منهُ وقالَ: هذَا املُ، فبيْنَما هُوَ كَذلِكَ إذ جاءهُ اقربُ
Enes (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir"


Misafir 18 Nisan 2011 17:57

Vaktini ne ile geçiriyorsan, sen o’sun
Zaman, insanoğlunun en az sahip olduğu fakat en çok ihtiyaç duyduğu bir kavramdır. Bir servet kadar değerli olan zaman, aynı zamanda kum tanelerinin avucumuzdan kaydığı gibi gözlerimizin önünde iz bırakarak kayan bir gerçekliktir. Zamanın izlerini insan, hayatının her anında ve bedeninde görebilir. Zaman, üzerinden gelip geçilecek bir yol değil, farkındalıkla değerlendirilmesi gereken bir sermayedir.

Üstat Necip Fazıl zamanı dizelerine şöyle aktarmıştır:
Nedir zaman, nedir; bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir; iniş mi, yokuş mu?

Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde de bir inceleme yapıldığında en çok geçen kelimelerin zaman manasına gelen ‘vakit, miad, ecel, saat’ gibi kelimeler olduğu görülür. Dünya, ahiret, ömür, yaşam, kıyamet, gün, gece, ay, sene gibi kelimeler de zaman ile ilgilidir.

Zaman kavramı ve anlayışı hakkında özellikle sûfiler, dikkate değecek önemli değer ve görüşler ortaya koymuşlardır. Sûfi düşüncesi şöyledir: “Geçmişin düşünülmesi, geçmişle uğraşılması, insanın zarar etmesinden başka bir işe yaramaz. Geleceğin düşünülmesinde de sonuç aynıdır. Çünkü düşünülen gelecek ve yıllar gelmeyebilir ve yaşanmayabilir. O halde insan, yaşanmaması muhtemel olan bir zaman üzerinde düşünerek, kaygılanarak ya da umutlanarak zihnini bulandırmamalıdır. Eğer bir insan, içinde bulunduğu hali en iyi şekilde değerlendirir ve faydalı bir biçimde geçirirse, geçmiş zaten iyi değerlendirilmiş olur. Bu durum gelecek için de bir hazırlık demektir.”

Zamanı anlayıp, yorumlayamadığımız sürece hayatın anlamı eksik kalacaktır. Ebu Ali Dekkâk (ks) şöyle demiş: “Vakit, içinde bulunduğun andır. Yani zihnin ve gönlün neyle meşgulse senin vaktin işte odur. Eğer gönlün dünya ile meşgulse senin vaktin işte odur. Eğer gönlün dünya ile ise vaktin dünyadır, ahiret ile ise vaktin ahirettir. Eğer gönlünde neşe varsa vaktin neşe, hüzün varsa vaktin hüzündür. Yani sende hangi hâl galip ise vaktin odur.”

Bir seneden bir saniyeye zamanın kıymeti

İnsanlar arasındaki tek fark, sahip oldukları zaman değildir. Çünkü herkesin 24 saati vardır. Fark, bu zamanın nasıl kullanıldığındadır. Zaman, biriktirilemez, geri döndürülemez ve ödünç alınıp verilemez. Her ne kadar zaman soyut bir kavram olsa da, hayat akışımızda yaptıklarımız tarafından ölçülebilir; fakat her zaman etkili değerlendirip en iyi faydayı sağlayamadığımız bir nimettir.

“Farz edin ki, her sabah hesabınıza 86.400 YTL karşılıksız kredi veren bir bankanız var ama bir günden diğerine hiç bakiye devretmiyor. Tutarı ne olursa olsun, kullanmadığınız bakiye miktarı her akşam iptal ediliyor. Böyle bir durumda ne yapardınız? Tabi ki son kuruşuna kadar çekerdiniz.

Aslında hepimizin böyle bir bankası var. Adı ZAMAN. Her sabah, hesabınıza 86.400 saniye kredi veriyor. Her akşam ise iyi şeylere yatırım yapamadığınız kısmını silip, hesabınıza zarar kaydediyor. Hiç devretmiyor. Kredi miktarından bir kuruş fazla kullandırmıyor. Her gün size yeni bir hesap açıyor. Her akşam günün bakiyesini yakıyor. Eğer günlük depozitolarınızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir. Geriye dönüş yok. Yarından avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü depozitonuzla yaşamalısınız. Ona yatırım yapın ki, size sağlık, mutluluk ve başarı olarak geri dönsün. Zaman akıp gidiyor, gününüzü iyi değerlendirin.

BİR SENE'nin kıymetini anlayabilmek için sınıfta kalan bir öğrenciye sorun.
BİR AY'ın kıymetini anlayabilmek için prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
BİR HAFTA'nın kıymetini anlayabilmek için haftalık bir derginin editörüne sorun.
BİR DAKİKA'nın kıymetini anlayabilmek için treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun.
BİR SANİYE'nin kıymetini anlayabilmek için bir kazayı kıl payı atlatmış bir kişiye sorun.

Sahip olduğunuz her anı değerlendirin. Daha fazla değer verin.
“Şunu unutmayın ki zaman kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma, bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.” (Newsweek Dergisi)

Zamanı yorumlamak
Hayatın anlamını kavramak, insanın zaman köprüsünde ilerleyişini ve yaratılış gayesini anlamak için zamanı anlayıp yorumlayabilmesi gerekir. Bu yapılamadığında ise eksik bir parça kalacaktır insanda.

İnsan, sonsuz bir zamanın akışında ilerlemek için doğar. Ölçülebilir dünya zamanını, kendisine verilen süre içinde tamamlar ve sonsuz zaman dilimine geçerek hayata devam eder.

İnsan, zamanı beş ortamda yaşar:
•Hâl’de: Hâl, içinde yaşanılan durumu belirler.
•Durumda: İçinde bulunulan durumu belirler. Hal ve durumun uyumlu olması, kişinin ruhsal durumuna olumlu etkiler yaparak huzurlu bir zaman dilimi yaşamasına yardımcı olur.
•Sosyal çevrede: Hal ve durumu çevreleyen zaman dilimini belirler. Çoğuldur, paylaşımcı ve sosyaldir.
•Dünyada: Sosyal alanı çevreler ve bağ kurar.
•Ahirette: Diğer dört zaman ortamında her ne yapıldıysa sadece yapılanların günah ve sevaplarının değerlendirmesi sonucu ile beraber sonsuz bir hayatı kapsayarak gerçekleşen sonsuz zamanı ifade eder.

Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde zaman
İslam, zamanı sonsuzluk olarak anlar ve ifade eder. Kuran ayetleriyle ve hadislerle insanın yaşadığı hayatın her anından hesaba çekileceği, kendisine verilen zamanı, hayat sermayesini nasıl harcadığından sorguya çekileceği, zamanını boşa harcayan ve değerlendiremeyen insanın pişman olacağı belirtilmiştir. İlk pişmanlık ölüm halinde, ikincisi ise ahirette olacaktır.

“De ki: 'Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler.” (Yunus Suresi, 49)

“Küfredenlere gelince, onlara cehennem ateşi vardır. Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden biraz azabı da hafifletilmez, işte Biz, her nankörü böyle cezalandırırız. Ve onlar orada şöyle feryat ederler: ‘Ey Rabbimiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım.’ (Onlara): ‘Ya size orada düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki? Hem size Peygamber de geldi. O halde tadın; çünkü zalimleri kurtaracak yoktur!’” (Fatır Suresi, 36–37)

Zaman kavramının önemini ve değerini, insana verilmiş nimetlerin en büyüğü olduğunu Allah’ın (cc), Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerinde zamana yemin etmesinden de anlıyoruz. Asr Suresi’nde Allah, zamana yemin eder.

Hadis-i şeriflere göre; Hz. Muhammed (sav), insanın dört şeyden hesap vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamayacağını ifade etmiştir. Ebu Berse (ra)’ın anlattığı bu hadise göre şöyle buyrulmuştur: “Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları (Rabbinin huzurundan) ayrılamaz: ‘Ömrünü nerede harcadığından, ne amelde bulunduğundan, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, vücudunu nerede çürüttüğünden.” (Tirmizî, Kıyamet: 1)

Bu Hadis-i Şerifte, insanın zamanını iyi değerlendirmesine, bu değerli nimetin boşa harcanmaması gerektiğine dikkat çekilerek insana bir nasihat ve uyarı vardır.

Başka bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyrulmuştur: “Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil; İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölmeden önce hayatın.” (Buhârî ve Müslim)

Zamanın kıymetini bilmek

Birçok insan bilinçsizce zamanını boşa harcamaktadır. Bunun baş sebebi ise insanın zaman konusundaki bilgisizliğidir. Zamanın kullanım düzeni kişinin kendi denetimindedir ve bu da zamanın verimliliğini etkiler. İnsanın yarına bir garantisi olmadığını düşünürsek, sahip olunan en az şeyin zaman olduğunu anlayabiliriz.

İnsan, boşa harcadığı zamanları bir araya getirse, hayretler içerisinde zamanını nasıl boşa harcadığını anlar. Zaman konusunda insanın bilinçsizliğini İmam Şafii şöyle dile getirir: “Zamana kusur buluruz, oysa zaman konuşacak olsa utanırız.” Zamanı değerlendirmek ve kazanmak, meşgul görünmek değil; hedef ve amaçlarımızı, var oluş amacımız doğrultusunda gerçekleştirmek için zamanı kullanmaktır.

İnsan, zamanını boş yere ve anlamsız eğlence, kurgu ve dedikodular üzerine kurulu TV programlarıyla boşa harcamamalıdır.

Kuran-ı Kerim’de boş ve faydasız olan her şeyden uzak durulması gerektiği şöyle anlatılır: “Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler.” (Mü’minun Suresi, 3)

Birçok insan, ömrün kısalığından şikâyet eder. Ömür üzerine şiirler dahi yazılmıştır. Ömrün kısalığından şikâyet ederek ömrünü boşa harcayan birçok insan, dünyada hiçbir varlık gösteremeden daha iyi günlerin özlemiyle, şikâyet ederek göçüp gitmiştir. Şikâyetleri, onların kısa olduğunu düşündükleri ömürlerini boşa geçirmelerine sebep olmuştur.

Zamanın kısalığından şikâyet edenler, yakınanlar, bu düşüncelerinde hapsolurken; zamanı değerlendiren, kullanıldıkça genişlediğini kavrayan insanlar bu ilahi hediyeyi değerlendirebilirler.

Kuran-ı Kerim’de hiçbir şeyin zamana karşı koyamayacağına dikkat çekilmiştir: “Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ot, ziraatçıların hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.” (Hadid Suresi, 20)

Zaman üzerine söylenmiş ve her biri bir hayat anahtarı olan, asla ‘kulak ardı’ etmememiz gereken şu sözleri daima hatırlamalıyız:

“İnsanlar, babalarının şöhretinden çok, zamanların siretine (hayat tarzına) benzerler.” Hz. Ali (ra)

“Zamana kusur buluruz. Oysa zaman konuşacak olsa utanırız.” İmam Şafii (r.aleyh)

“Medeniyetin sürate verdiği kıymet, vakte verdiği ehemmiyeti ifade eder.” Peyami Safa

“Zaman insanı değil, armutları olgunlaştırır.” Necip Fazıl Kısakürek (r.aleyh)



Saat: 01:23

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık