Adalet ile ilgili kompozisyon çalýþmasý nasýl yapýlýr?
 

Efendiler! Hükümet memlekette yasayý hakim kýlmak ve adaleti daðýtmakla yükümlüdür Bu açýdan adalet iþi çok önemlidir Adliye siyasetimizde izlenecek yol, adaleti, halký yormadan, süratle, uygun ve emniyetli bir þekilde daðýtmalýdýr Toplumumuzun dünyayla temasý doðal ve zorunludur; o nedenle de adalet seviyemizi tüm uygar toplumlarýn adaletleri seviyesine çýkarmak zorundayýz Çaðdaþ geliþme milletlerin uygar ihtiyaçlarýný geniþletir, artýrýr ve bu ihtiyaçlara uygun uygar haklarýn var olmasýný gerektirir
Her devletin, toplumunun uygarlýk seviyesine uygun bir hukuk mevzuatý vardýr Tüm uygar devletlerin medeni kanunlarý birbirlerine çok yakýndýr Bizim milletimiz ve hükümetimiz adalet düþüncesi zihniyeti bakýmýndan hiçbir uygar toplumdan geri deðildir Hatta bu noktada daha ileride olduðumuza tarih tanýklýk edebilir Bu yüzden bizim hukuk mevzuatýmýzýn da tüm uygar devletlerin yasal düzenlemesinden eksik olmasý kabul edilemez Hedeflediðimiz tam baðýmsýzlýk kavramý içinde adalet baðýmsýzlýðýmýzýn da yer almasý doðaldýr

Adalet, hakkýn gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamýna gelir.
Haklý ile haksýzýn ayýrt edilmesi adaletle saðlanýr. Adalet kavramý temelde hukuk kurallarýna uygunluðu içerir.
Ýnsanlarýn toplum içindeki davranýþlarýyla ilgili olduðundan ahlak ve din kurallarýyla da iliþkilidir ve tarih boyunca tartýþmalý bir alan olmuþtur. Düþünürler eski çaðlardan beri adalet kavramýyla ilgilenmiþlerdir.
Kutsal kitaplarýn hepsinde adalete ve adil olmaya iliþkin bölümler bulunur. Eski Yunanlý düþünür Platon’a göre adalet en yüce erdemlerden biri, insanýn ve devletin temel davranýþ kuralýdýr. Aristoteles’in hareket noktasýný ise eþitlik kavramý oluþturur. Ona göre, herkese eþit davranmak adalet için yeterli deðildir. Bir hukuk düzeni güçsüzleri koruduðu ölçüde adaletli olabilir.
Örneðin, günümüzde kiþinin tükettiði herhangi bir maldan alýnan katma deðer vergisi adil bir vergi deðildir. Çünkü kiþinin
gelir düzeyini dikkate almaz. Buna karþýlýk, kiþinin geliri üzerinden alýnan ve gelir düzeyi yükseldikçe vergi oranýnýn da arttýðý gelir vergisi daha adil bir uygulamadýr. 18. yüzyýlda Aydýnlanma Çaðý düþünürleri adalet kavramýný daha dar biçimde tanýmladýlar. Onlara göre hukuka ve hukuksal eþitliðe uygunluk adalet için yeterlidir. Ne var ki, hukuk düzeni her zaman adil olmayabilir. Çünkü hukuk yasalarýn her durumda ayný biçimde uygulanmasýný gerektirir. Oysa yargýç herhangi bir olayda yasayý uygularken, durumun özelliklerini de göz önünde bulundurmak zorundadýr. Böylece genel bir nitelik taþýyan yasanýn eksik yanlarý uygulamada giderilebilir ve adalete daha çok yaklaþýlabilir. Günümüzde adalet kavramý sosyal adaleti de kapsamaktadýr. Sosyal adalet, ekonomik, sosyal ve kültürel deðerlerin daðýlýmýndaki dengesizliklerin giderilmesini, toplumdaki zayýf ve güçsüzlere devletçe yardým edilmesini içerir.
Genel olarak ikiye ayrýlýr:
1-Denkleþtirici Adalet: Bireyler arasý eþitlik söz konusudur. Yapýlanla tazminatýn tutarlý olmasýdýr.
2-Daðýtýcý Adalet: Herkesin toplumdaki görevlerine göre hükümlü olmasýdýr. Orantýsaldýr/ Nispidir. Sosyal devlet anlayýþý
biraz daha daðýtýcý adalete uygundur.

teraziyi kim çaldý
 

adalet, insanlarýn kim olduðunu düþünmeden onu saymaktýr. adalet, insanlarý farklý kefelere koyup eþit mi bakmak deðil, herkesi ayný kefede eþit saymaktýr. eðer adalet ölürse, dünyadaki sevgi, saygý ölür. adalet, saygýdan fýþkýran bir pýnardýr. sizce insanlar eþit olmazsa nolur? herkes birbirine baðýrýr çaðýrýr. herkes saygýsýzlýk yolundan gider. saygý daðýnýn zirvesine ulaþamaz, pes edip tüm yolu geri dönerler. halbuki zirvede, o daðý geri dönmeye deymeyecek þeyler. adaleti kutuya kitleyip, düþmanlýðý özgürlüðüne kavuþturmak güzel mi? aslýnda bunu yapanlar adalet saklý kutunun yakýnlarýnda olduklarýnýn farkýnda deðiller. ve elbet birgün, adaletli, saygýlý, sevgi dolu biri gelicek ve adalet özgürlüðüne kavuþacak. düþmanlýk uzak diyarlara doðru bir daha gelmemek üzere yola çýkacak...

Adalet, yalnýz mülkün deðil, toplumun ve Ýslam dininin de temelidir. Ýslam’ýn doðuþundan sonra, kýsa bir süre içinde büyük bir coðrafyaya yayýlmasýnýn sebebi, Allah’ýn ve Peygamberimizin adalet konusunda ikna edici uyarýlarý, Müslümanlarýn da bu konuda çok titiz davranmalarýdýr.

Peygamberimiz haksýzlýða asla tahammül edemez, haksýzlýk karþýsýnda susan, kendini savunamayan kiþiyi dilsiz þeytan olmakla nitelendirir, onun bu halini beðenmezdi.

Peygamberimiz, kendini Kur’an’a göre eðitmiþ biriydi. Kur'an-ý Kerim’de yer alan adaletli olmakla ilgili uyarýlar, doðrudan onun sözlerine ve uygulamalarýna yansýmýþtýr. Bakýn Yüce Allah adil olmakla ilgili ne buyuruyor:

“Ey inananlar! Sizin, anne-babanýzýn ve akrabalarýnýzýn aleyhine de olsa, Allah rýzasý için hakikate þahitlik yaparak adaleti gözetin.O kiþi zengin de olsa fakir de olsa Allah’ýn hakký (olan doðru adil karar vermek) herkesten öncedir. Sakýn boþ heveslerinize, arzularýnýza uymayýn ki adaletten uzak düþmeyesiniz. Eðer hakikati çarpýtýrsanýz, bilin ki Allah bütün yaptýklarýnýzdan haberdardýr.” (Nisa 135)

Bir baþka ayette de Yüce Allah Peygamberimize ve onun þahsýnda tüm Müslümanlara þöyle buyurur:

“Onlarýn arasýnda hükmettiðin (idari karar verdiðin) zaman adaletle karar ver. Allah adaletli davrananlarý sever.” (Maide 42)

Bir baþka ayette de þöyle buyurulur:

"Allah göðü yükseltti ve her þey için bir ölçü koydu. Siz de (Ey Ýnsanlar!) asla ölçüden þaþmayýnýz; yaptýklarýnýzý adaletle tartýn ve ölçüyü eksik tutmayýn.” (Rahman 7-8)

Ülkemizde ve dünyada barýþýn hakim olabilmesi, insanlarýn huzur ve mutluluk içinde yaþabilmesi ve insanlarýn geleceðe umutla bakabilmeleri için, adaletin saðlanmasý ve herkes için verimli bir biçimde uygulanmasý son derece önemlidir. Ýnsanlar da sosyal yaþamlarýnda adaletli olmalý, hak etmediði bir þeye el uzatmamalý, kul haklarýna dikkat etmelidir. Yapýlan her bir haksýzlýðýn insana bir þekilde mutlaka geri döneceði unutulmamalýdýr.