Mimari Eser Resimleri Mimari Harikalar Sultan Ahmet Camii 1609-1616 arasında I. Ahmet tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılan Sultanahmet Camii, mavi, yeşil ve beyaz renkli çok güzel çinilerle bezendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami" olarak adlandırılır. Türkiye'nin altı minareli tek camisi olan Sultanahmet'in ibadethane bölümü 64 x 72 m. boyutlanandadır. 43 m. yüksekliğindeki merkezî kubbesinin çapı 33.4 m. olup Ayasofya'nın kubbesinden 2,6 m. daha büyüktür. Caminin içi 260 pencereyle aydınlatılmıştır. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur. Resim ve fotoğraf konularında uygulanan kurallar şöyledir:
|
Aspendos Antalya ili Serik ilçesi'nde bulunan Belkıs köyünde yer alan anfi tiyatrosuyla meshur antik kent.Aspendos, Serik ilçesinin 8 Km. doğusunda, Köprüçayı'nın dağlık bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde M.Ö. 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş ve antik devrin mamur zengin kentlerinden biridir. Buradaki Tiyatro M.S.2. yüzyılda Romalı'lar tarafından inşaa edilmiştir. Kent biri büyük, biri küçük iki tepe üzerine kurulmuştur. Coğrafyacı Strabon ve Pamponrus Mela, Kentin Agruslularca kurulduğunu yazarlar. Bölgeye M.Ö. 1200'den sonra Yunan göçleri olmuştur oysa Aspendos adının kaynağı Gremlerden önceki yerli Anadolu dilidir. Önemli bir ticaret yolu üzerinde olduğu ve Köprüçay Irmağı ile limana bağlandığı için Aspendos, her çağda ele geçirilmek istenen kentler arasında yer almıştır.Aspendos'un en önemli yapısı tiyatrosudur. Antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunanarak gelmiş bir açık hava tiyatrosudur. Bu tiyatro Anadolu'daki Roma Tiyatrolarının günümüze sahnesi ile ulaşabilen en eski ve sağlam bir örneğidir. Mimarı Aspendos'lu Theodorus'un oğlu Zenon'dur. Antonius Piu zamanında (138-164) yapılmıştır. Tiyatro, kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuştur.Aspendos her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir ve birkaç sene öncesine kadar konserler ve aktivilerler için kullanılmaktaydı. |
dünyanın en harika mimarisi... Tac Mahal |
ANITKABİR Anıtkabir RASATTEPE (ANITTEPE) Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin ismi Rasattepe idi.Bu tepede, M.Ö 12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir. ANITKABİR'İN İNŞAASI Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı. Anıtkabir'in inşaatı ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır.
"Anıtkabir Projesi"nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 m.lik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu.Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da ortadan kalkıyordu.Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır.Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy'den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır.Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana'dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon'dan, yeşil renk mermer Bilecik'ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana'nın Osmaniye İlçesi'nden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan getirilmiştir. ANITKABİR'İN MİMARİ ÖZELLİKLERİ Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "II. Ulusal Mimarlık Dönemi" olarak adlandırılır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır.Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır. Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir'in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır. |
işte güzel bi çin mimarisi... Çin Seddi Uzaydan bakıldığında ince, uzun bir dere gibi görülebilen, insan eliyle yapılmış tek eser olan Çin Seddi, Çin'in kuzeybatısı boyunca uzanan dünyanın en uzun savunma duvardır. Kalıntıları Po Hay körfezinde deniz kıyısında başlar. Pekin'in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang-Ho nehrini ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü'nün güneyinden batıya yönelerek devam eder.İlk set, M.Ö.7. yüzyılda Chu Krallığı tarafından, günümüzdeki Henan eyaletinde yapılmış olup fazla uzun değildir. M.Ö.3. yüzyılda Hun, Tunguz ve Moğolların saldırılarını durdurmak ve ülkenin kuzey sınırlarını korumak için İmparator Qin Shin Huang (Çe-Huang-Ti), burayı boydan boya aşılmaz bir savunma duvarıyla kapatmaya karar verdi. M.Ö.221 yılında daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birleştirek uzattı. M.Ö.3. yüzyıldan M.S.17. yüzyıla kadar Çinliler seddi uzatmaya devam etmişlerdir. Seddi onaran ve savunma amaçlı kullanan son hanedan Ming Hanedanı (1368-1644) olmuştur. Seddin yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 10.000 kilometreyi bulur. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 3.000 kilometrelik settir. Ancak asıl inşaat, M.Ö.221 ile M.S.608 yılları arasında yapılmıştır. Seddin kalınlık ve yüksekliği yer yer değişir. Genellikle duvarın yüksekliği 7-10 metre, taban kalınlığı 7 metre ve üst kalınlığı ise 6 metre civarındadır. Üzerinde atlar ve arabalar gidebilmektedir. Duvar boyunca siperlik ve okçu delikleri vardır. 200 metrede bir gözetleme kulesi veya kale ve 9 kilometrede bir fener kulesi bulunur. Duvar üzerinde yer yer saray ve tapınaklara da rastlanır. Bazı yerlerde setler, kademeli savunmaya imkan verecek şekilde bir kaç sıra halinde yapılmıştır. Çin Seddi, en uzun sürede yapılan ve en çok insan çalıştırılan yapıdır. M.S.555'te Beijing ile Datong arasındaki 500 km.lik duvarın yapımında 1.800.000 kişi çalıştırılmıştır. Badaling dağının üzerinden geçen seddin sadece 200 metrelik kısmını yapmak için bile binlerce kişi çalıştırılmış ve bu kişilerin isimleri bir taşa yazılmıştır. |
3 ek Eiffel Kulesi Fransa'nın olduğu kadar Paris şehrinin de sembolü olan Eiffel Kulesi, 1889 Dünya Fuarının Paris'te yapılmasına karar verilmesi üzerine Gustave Eiffel tarafından 1887-1889 yılları arasında yapılmıştır. Fransız hükümeti fuarın sembolü olacak ve demir-çelik mimarisinin meziyetlerini gösterecek bir eser yapılmasını istemişti. Eiffel, bunu en iyi belirtecek eserin bir çelik kule olacağına karar verdi. Bu amaçla Seine Nehri yakınlarındaki Askeri okulun karşısında kaya temeller atıldı. Kulenin çeşitli parçalarının planları 40 desinatör tarafından hazırlandı . Planlar, Clichy'de bu amaçla kurulan fabrikaya gönderilerek imal ettirildi. Önce kulenin 4 büyük ayağı, sonra bunların üzerine birinci kat platformu yapıldı. Daha sonra da ikinci, üçüncü platformlar yapıldı. Üçüncü platform üzerine madeni bir kubbe oturtularak kule tamamlandı. Kulenin birinci platformu 57,63 metre, ikinci platformu 115,73 metre üçüncü platformu ise 276,13 metre yüksekliktedir. Kubbenin yüksekliği ise 300,51 metredir. 1959'da eklenen radyo - televizyon vericileriyle birlikte kulenin yüksekliği 320,75 metre olmuştur. Kulenin yapımında kullanılan demirlerin ağırlığı 7175 tondur. Tepesinden bütün Paris'in ayaklar altında görülebildiği Eiffel Kulesi'nin katlarında turistler için lokantalar ve hediyelik eşya dükkanları bulunmaktadır. |
|
güzelmişş.. |
|
|
Saat: 07:32 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık