MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Ziraat (https://www.msxlabs.org/forum/ziraat/)
-   -   Kanola Yetiştiriciliği (https://www.msxlabs.org/forum/ziraat/79038-kanola-yetistiriciligi.html)

H€L€N 17 Kasım 2007 21:35

Kanola - Kanola Nedir - Kanola Yetiştiriciliği
 

Kanolanın Önemi Bitkisel yağ kaynağı olarak Kanola ülkemize II. Dünya savaşı sırasında Bulgaristan ve Romanya'dan Gelen göçmenlerle kolza adı ile ülkemize girmiş ve Trakya'da ekim alanı bulmuştur. Ülkemizde rapiska, rapitsa, kolza isimleriyle de bilinen kanola kışlık ve yazlık olmak üzere iki fizyolojik döneme sahip bir yağ bitkisidir. Kanola tanesinde bulunan%38-50 yağ,%16-24 protein,zengin oleik ve linoleik asit miktarı ve yağının kaynama noktasının yüksek olması (238 0C) nedenleriyle önemli bir yağ bitkisidir.
İklim ve Toprak İstekleri
Kanola bitkisi kışlık ve yazlık olarak yetiştirilebilmektedir. Ülkemizde genellikle kışlık kanola tarımı yapılmaktadır. Kışlık kanola kışa kar altında -15 0C 'ye kadar dayanıklıdır.Ancak kışa girerken rozetleşmesini tamamlamış olması gerekmektedir. Bunun için Ekim ayının başında tavlı toprağa ekilmeli ve çıkışı sağlanmalıdır.Kışa rozet dönemi oluşmadan giren kanola bitkileri sıfırın altındaki sıcaklıklardan zarar görmektedir.Yazlık kanola daha çok ılıman iklim bölgeleri olan Ege ve Akdeniz'de yetiştirilmektedir.
Konola bitkisi kumlu ve hafif topraklar dışında hemen hemen her toprakta yetişmektedir. Su tutan, göllenen tarım alanlarında çok zarar görmektedir. En iyi yetiştiği toprak humuslu, derin yapılı, nötr veya hafif alkali ve hafif asit topraklardır (pH: 4.2-7.2).
Toprak Hazırlığı
Kanola tohumu çok küçük ve çimlendikten sonra toprak yüzeyine çıkış yüzdesi düşük olduğundan tohum yatağının iyi hazırlanması gerekmektedir. Mümkünse iç bölgelerde buğday hasadından sonra gölge tavına sürüm yapılmalıdır. Daha sonra kazayağı ve tırmık ile tohum yatağı keseksiz ve tavı kaçırmadan hazırlanmalıdır. Ekimden önce toprağın yüzeyinin düzgün olması ve bastırılması için tapan çekilmelidir. Tapan çekilmezse tohumlar derine gideceğinden üniform düzgün bir çıkış sağlanamaz.
Ekim Zamanı
Ekim zamanı toprak ısısı ile yakından ilgilidir. Çimlenmenin iyi olabilmesi için toprak ısısı en az 10-12 0C olmalıdır. Kanola ekim zamanı Trakya, Marmara, Ege, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 15 Eylül- 15 Ekim tarihleri arasında yapılmalıdır. Karadeniz bölgesinde sahil kuşağında en uygun ekim zamanı 15 Eylül- 20 Ekim tarihleri, iç kesimlerde 20 Eylül- 10 Ekim tarihleri kanola için uygun ekim zamanıdır. Bu şekilde iyi çıkış yapan kanola bitkileri kışa 4-6 yaprak (rozet dönemi) arasında girer ve kuvvetli bir kök sistemini geliştirerek soğuktan zarar görmez. Eğer kanola ekimleri Kasım ayına sarkarsa genç fideler zarar görmektedir. Bu nedenle kanola ekiminde geç kalınmamalıdır.
Tohumluk
Kanola tarımında tohumluğun önemi büyüktür. Çiftçiler kendi hasat ettikleri üründen kesinlikle tohumluk olarak ayırmamalıdır. Çünkü kanola bitkisi % 34 lere varan ölçüde yabanı hardal türleri ile melezlen-diğinden ikinci yıl hasat edilen ürün tohumluk olarak ekildiğinde hasat edilen ürünün yağında erusik asit ve küspesinde glukosinalat oranı artacaktır. Her yıl kontrollü olarak üretilen sertifikalı tohumlukların üreticiler tarafından alınması gerekmektedir. Alınacak tohumluğun ekileceği bölgede denenmiş ve kış soğuklarına dayanıklı olması gerekmektedir.
Ekim Şekli
Kanola ekimi yonca ekim makinası gibi küçük tohumları ekebilen mekanik yada pnomatik mibzerlerle yapılmalıdır. Üreticiler gelişmiş ekim makinalarını kullanarak sıra arası, sıra üzeri ve ekim derinliğini kolaylıkla ayarlayabilirler. Bu tip gelişmiş ekim makinaları ile ekimde 1 da a kullanılan tohum miktarından önemli tasarruf sağlanmakta, 1 da 800-1000 gr yeterli olmaktadır ve düzgün bir çıkış elde edilmektedir.
Kanola akiminde sıra arası mesafe 20 cm, sıra üzeri mesafe ise 3-4 cm arasında olabilir. Ekim derinliği 1.5-2 cm civarında olmalıdır. Aşırı sık ve derin ekimden kaçınılmalıdır. Derin ekimde çıkışlar mütecanis olmaz, geç kalır ve kışa iyice gelişmeden gireceğinden zarar görür. Sık ekim için de aynı zayıf gelişme söz konusudur. Zayıf kök yapısına sahip kanola bitkileri kış soğuklarından önemli ölçüde zarar görmektedir. Bazı gevşek yapıdaki topraklarda ekimden sonra merdane geçirilirse çıkış iyi olmaktadır.
Bakım
Normal zamanında yapılan ekimlerde kanola gür geliştiği için içerisinde yabancı ot barındırmaz. Tarlada yabancı ot olarak hardal varsa kanola ekilmez. Çünkü ikisi de aynı familyadan olduğundan mücadelesi zordur ve daha sonra hasat edilecek kanola ürününe karışarak kaliteyi bozar. Ayrıca kanola bitkileri Nisan ayına kadar olan gelişme döneminde toprakta taban suyu yüksekliğine ve su tutmasına karşı çok hassas olduğundan yağışlı dönemlerde tarlada göllenme olursa hemen su tahliye edilmelidir.
Gübreleme
Kanola her 50 kg verim için toraktan 1 kg S (kükürt) kaldırmaktadır. Buna göre uygulanacak gübre formlarının amonyum sülfat türü olmasına dikkat edilmelidir. İyi bir verim alabilmek için dekara 12-14 kg saf azot, 7-8 kg fosfor verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı ( 6 kg/da), fosforlu gübrenin tamamı ekimle birlikte, azotlu gübrenin diğer yarısı Şubat sonu Mart başında sapa kalkma döneminde verilmelidir.
Ekim Nöbeti
Kanola yetiştiriciliğinden yüksek verim alabilmek için mutlaka münavebe yapılmalıdır. Kanolanın gireceği bazı münavebe modelleri şu şekilde olabilir;
1. Model: Ayçiçeği + Kanola + Buğday +Mısır
2. Model: Buğday + Kanola + Baklagil + Ayçiçeği
3. Model: Buğday + Kanola + Şekerpancarı + Kavun-Karpuz
4. Model: Ayçiçeği + Kanola + Buğday
Kanola Tarımında Yabancı Ot Mücadelesi
Yabancı ot mücadelesi kanolanın ilk yetişme devresinin ilk ayında çok önem taşır ve yapılması % 20-30 oranında daha fazla verim alınmasını sağlayabilir. Hızlı gelişme yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle ilk gelişme devresinde faydalı tarla alanını kaplayarak kanola bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddelerine ortak olarak önemli oranda zarar yaparlar. Kanola bitkisi 30-40 cm boyunda olduğunda gür gelişip, gölge yaparak diğer yabancı otların gelişmesini büyük oranda engellemektedir.
Kanola Hastalık ve Zararlıları
Kanolanın önemli zararlıları toprak pireleri, tarla salyangozu, kanola sap hortumlu böceği, lahana kelebeği ve yaprak bitidir. Özellikle Trakya'da bazı lokasyonlarda lahana kelebeği ve Karadeniz Bölgesinde de yaprak biti zararı fazladır. Yaprakların ve çiçek saplarının öz suyunu emerek beyazlama yapmakta ve önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Bu zararlılar ile ilaçlı mücadele yapılmalıdır.
Önemli hastalıkları ise mildiyö, kolza kök uru, kurşuni küftür. Trakya'da hastalıklar pek yaygın değildir.
Kanola Tohum Bağlama
Kanola çiçeklenme döneminde tozlanma için çeşidin kendine tozlanmasının az veya çok olmasına bağlı olarak yüksek oranda bal arılarına ihtiyaç duyar. Bu nedenle çiçeklenme dönemindeki sürede kanola tarlaları yakınında arı kovanı bulunması harnuplarda (kapsüllerde) döllenme ve tane tutmayı artırır. Çiçeklenme ve döllenme bitkide alttan yukarı doğru olmaktadır. Nisan sonu Mayıs ayı başlarında kanolanın çiçeklenmesi arılara bol miktarda çiçek tozu sağlamaktadır.
Hasat ve Depolama
Kanola, havaların sıcak veya yağışlı gitmesine ve çeşidin erkenciliğine bağlı olarak çiçeklenmeden 40 ile 50 gün sonra hasat olumuna gelir. Trakya'da 10 Haziran, Akdeniz'de 10 Mayıstan itibaren kanola hasadı yapılabilmektedir. Kanola hasat olumuna geldiğinde bitkilerin sap, yaprak ve kapsülleri tamamen kuruyup sararır. Kırmızımsı sarı bir renk oluşur. Tohum kahverengiye dönüşmüşse hasat zamanı gelmiş demektir. Kanola bitkisinde olgunlaşma aşağıdan yukarıya doğrudur. Hasatta bitkileri tam olgunlaşması beklenirse alt kapsüllerde çatlama ve dökülmeler görülür. Erken hasatta ise üst kapsüller tam olgunlaşmadığından hasat kaybı olur. Kanola taneleri çok küçük olduğundan hasada başlamadan önce biçerdöverin ayarları çok iyi yapılmalıdır. Dekardan alınan verim ekilen çeşidin verim gücüne ve toprak verimliliği ile iklim koşullarına bağlı olarak 250-350 kg arasındadır. Emniyetli bir depolama için tanelerin rutubeti %9 u geçmemelidir. Kuru ambarlarda depolanmalıdır. Aksi halde çok çabuk kızışma olur ve küflenir.
Sonuç
sonuç olarak kanola tarımında çiftçilerimizin birim alandan daha yüksek verim elde etmeleri ve kazançlarını artırmaları buraya kadar belirtilen yetiştirme tekniği esaslarını tam olarak uygulamalarına bağlıdır. Kanola tarımı konusunda daha geniş bilgi almak isteyenler en yakın Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Araştırma Enstitüleri ile Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine başvurdukları takdirde kendilerine yardımcı olunacaktır.



Pollyanna 22 Ağustos 2008 18:25

Bağışıklık sistemi için kanola yağı

Zeytinyağının pabucu artık damda! Salatalarda ve kızartmalarda zeytinyağının yerine kullanılan kanola yağı, bağışıklık sistemini koruyor. Kemiklere iyi gelen bu yağ; sinir sistemini de güçlendiriyor.
http://groups.yahoo.com/group/chelebi/pending/image001.gif?view=1&msg=287182&part=4
Zeytinyağına yeni bir rakip geldi. Amerika ve Avrupa'da son yıllarda çok moda olan kanola yağı, Türkiye'de de yeni yeni diyetisyenlerin tavsiyeleri arasına girmeye başladı. Kanola yağının görünümü; ayçiçek yağıyla aynı. Adını yeşil bir bitki olan ve evde bile kolaylıkla yetiştirilebilen kanoladan alıyor. A, D, E ve K vitaminlerini içeren bu yağ; bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ayrıca raşitizm adlı kemik hastalığına ve osteoporoza da iyi geliyor. Türk Kalp Vakfı Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Sumru Özbay, kanola yağı hakkında bilgi verdi:

KEMİKLERE İYİ GELİYOR
* Kanola yağı, nasıl bir yağ?
Yağlar; yiyeceklerin hazırlanmasında ve tüketilmesinde kullanılan saf birer enerji kaynağıdır. Bitkisel sıvı yağların özellikle hipertansiyon, kolesterol ve koroner kalp hastalıklarından korunmak için kullanılması gerekir. Bunlar; lipit düzeyini de ayarlar. Dünyada bitkisel yağ üretiminde, soya fasulyesinden sonra ikinci sırada kanola yağı geliyor. Bu yağ; A, D, E ve K vitaminlerinin yanında, Omega 3 ve Omega 6 da içeriyor. Hem zeytinyağı özelliği taşıdığı, hem de diğer bitkisel sıvıyağların özelliğini gösterdiği için tüm dünyada çok tercih ediliyor.

* Bu yağın içinde gerçekten vitamin var mı?
Sıvıyağlarla beslenmenin önemi; son 30 yıla damgasını vurdu. Çünkü vitaminler yiyeceklerle vücuda alındığında, bunların bağırsaktan çözünüp kana geçmesi için yağa ihtiyaç vardır. İnsan vücudunda yağda eriyen vitaminler ayrı bir grup oluşturur. Bunlar A, D, E ve K vitaminleridir. A vitamini, bir antioksidandır. D vitamini ise, kalsiyumun kemiklere taşınmasını sağlar. Tüm bu vitaminleri içeren kanola yağı, raşitizm ve osteoropoz gibi hastalıkları önlemektedir. Ayrıca bu yağ; birçok cilt hastalığına da çok iyi gelir.

ANTİOKSİDAN ÖZELLİĞİ VAR
* Zeytinyağı kızartmalarda kullanılmaz ama kanola yağı kullanılabiliyor. Kanola yağı ile zeytinyağının farkı var mı?
Aslında, zeytinyağı için söylenebilecek her şey kanola yağı için de söylenebilir. Kanola yağı, zeytinyağına eşdeğer özelliklere sahiptir. Ancak zeytinyağı yarı doymuş yağlar grubuna girmektedir. Her iki yağın da dumanlanma noktası bir hayli yüksektir. İkisi de aşırı ısıda duman yapmaz ve kimyasal maddeleri açığa çıkarmaz. Kanola yağı, antioksidan özelliğe sahiptir. İnsan mekanizmasını olumlu etkiler. Büyüme ve gelişmeye yardımcı olur. Ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendirir.


Salatalarda kullanılıyor sinirleri güçlendiriyor


DİDEM SEYMEN - SAĞLIK SERVİSİ


Kanola yağı, bir süredir zeytinyağının yerine yemeklerde, salatalarda ve kızartmalarda kullanılıyor. Kanola yağı kullananlarda iletiyi kuvvetli alma özelliği yani hissetme gücü daha fazladır. Nöronlar; sinir hücreleri ve yağ hücrelerinden oluşmaktadır. Onların iyi işlemesi için mutlaka dengeli ve sağlıklı beslenmek gerekmektedir. Hücre yenilenmesini sağlayan ise; proteindir. Hücre içindeki nöronların gelişmesi de yağlara bağlıdır. Bu noktada, yeşil bitkiler son derece önemli bir rol oynar. Kanola adlı bitkinin içeriğinde, yeterli oranda kerofil bulunmaktadır. Bu da; özellikle bağışıklık sisteminin dış etkilerden korunmasını sağlar. Zeytinyağı gibi kanola yağının da dumanlanma noktası yüksektir. Kokusu yoktur ve akışkanlığı normaldir. Zeytinyağının kokusunu ağır bulan kişiler, onun yerine kanola yağını tercih edebilirler.

* Kanola yağını kimlere önerirsiniz?
Şekeri olanlara, by-pass olmuş hastalara, anjiyolu hastalara ve yaşı 45'in üzerinde olanlara öneriyoruz. Bu kişilerin üzerinde bir inceleme yaptık. Önce kan tahlillerini yaptırdık, ardından da onlara kanola yağı verdik. Tekrar kan tahlillerine baktırdık. Kolesterol değerleri iyileşmişti. Bu hastaları, 1,5 yıl boyunca takip ediyoruz. Ben de kanola yağı kullandım. Kendim kullanmadığım bir şeyi zaten hastalarıma tavsiye etmem. Aynı tahlilleri kendi üzerimde de yapıp, sonuçlara bakıyorum.


karayel 26 Ağustos 2008 14:51

Kanola Yağı

KANOLA yağının elde edildiği KANOLA bitkisi, ülkemizin her bölgesinde rahatlıkla yetişebilen bir bitkidir. Bu sayede, ayçiçek bitkisinin yetişemediği veya çorak kalmış arazilerde rahatlıkla KANOLA bitkisini yetiştirebilir ve senede 2 kez hasat alınabilir.

Bunun yanında KANOLA yağı, dünyada zeytinyağından sonra en sağlıklı olarak bilinen ve doğruluğu araştırmalarla kanıtlanmış bir yağdır.

Ülkemiz için pek yeni bir bitki olmayan KANOLA ekim alanlarının artırılması ve üretiminin ciddi bir seviyeye getirilmesi, bitkisel yağlar ile beraber, biyo-dizel üretiminde de kalıcı bir ürün olması açısından önemli rol oynamaktadır. Dünyada yetiştirilen yağ bitkilerinin üretim değerlerini, ülkemizde yetiştirilen yağ bitkileri ile karşılaştıracak olursak; dünyanın önemle üzerinde durduğu ve ekimini giderek artırdığı yağ bitkilerine, bizim yeteri önem vermediğimiz anlaşılmaktadır. Örneğin; dünyada bitkisel yağ üretiminde, soya fasulyesi-kanola-pamuk-yer fıstığı-ayçiçeği sıralaması uygulanırken, beşinci sırada yer alan ayçiçeği bitkisi ülkemizin en önem verdiği yağ bitkisi olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye tüm ümitlerini ayçiçeği tarımına bağlamış ve bitkisel yağ açığını ayçiçeği ile çözmeye çalışmıştır.

KANOLA, tohumunda yüksek oranda yağ mevcuttur. Yetiştirme koşullarına ve çeşit özelliklerine göre % 40 -50 oranında yağ içerir. Küspesi % 40 oranında protein içerir. Bu özelliğiyle soya fasulyesine yakın bir özellik arz eder. Fakat yüksek oranda yağ içermesiyle soya fasulyesine kıyasla, daha yüksek oranda yağ elde edilir. Türkiye’nin her bölgesinde kışlık olarak yetiştirme olanağı bulunan KANOLA, daha düşük oranda verime razı olmak koşuluyla yazlık olarak da yetiştirilebilir. Tarımı buğday tarımına benzemektedir. Genel bir ifadeyle buğday tarımının yapıldığı her bölgede, sulama olanakları olmayan bölgelerde bile kış ve ilkbahar yağmurlarıyla, KANOLA tarımı yapılabilir.

KANOLA bitkisi, doğada kendiliğinden yetişen, yabani bir otsu bitkidir. Yabani bitkilerin besin öğeleri ve etken maddeleri çok etkili olduğundan, KANOLA’yı diğer bitkisel yağlar ile karşılaştırdığımızda, bu dört vitaminin bağırsaklarda emilimini yüksek oranda sağlaması açısından daha avantajlıdır. KANOLA YAĞI vücut için önemli olan A, D, E, K vitaminlerine sahip olmasının yanında, Omega 3 ve Omega 6 içermesi, zeytinyağı özelliği ve diğer bitkisel sıvı yağların özelliğini beraberce göstermesi bakımından son derece önemlidir.Son yıllardaki araştırmalar Omega 3 ve 6’nın beyin gelişiminin etkisinin yanı sıra, retina hücrelerinin görme yeteneği üzerindeki etkisini de ispatlanmıştır. Ayrıca Omega 3 yağ asitleri, koroner atherosklerojen önlenmesinde son derece etkilidir ve Kardiac arrest riskini azaltmaktadır.
Başlı başına bir mucize olan zeytinyağının yararları son yıllarda daha çok konuşulmaktadır. Daha önceleri zeytinyağı, zeytinyağlı yemeklerde ve salatalarda kullanılırdı. Diğer bitkisel sıvı yağlar, (ayçiçek, mısırözü gibi) dumanlama noktası yüksek olduğu için kızartmalarda kullanılıyordu. Oysa KANOLA yemeklerde, salatalarda ve kızartmalarda kullanılabilecek bütün özelliklere sahip bir yağ olması bakımından önemlidir.


Pollyanna 27 Ağustos 2008 00:56

Kanola (Brassica napus), kolzanın ıslahı sonucu elde edilmiş, erüsik asit ve glukosinolat ihtiva etmeyen bir çeşit bitki türüdür.

Bu çeşit ilk önce Kanada'da geliştirilmesinden dolayı ona İngilizce "Canadian Oil Low Acid" (düşük asitli Kanada yağı) sözcüklerinden türeme, "kanola" adı verilmiştir.

Kanola (Brassica napus Kanola Oleifera sp.), kışlık ve yazlık olmak üzere iki fizyolojik döneme sahip bir yağ bitkisidir. Kanola tanesinde bulunan %38-50 yağ ve %16-24 protein ile önemli bir yağ bitkisidir.

Bitkisel yağ kaynağı olarak yağlı tohumlu bitkiler olan ayçiçeği, soya, pamuk ve yer fıstığı arasında üretim açısından üçüncü sırayı almaktadır. Dünya'da yıllık üretimi 22 milyon ton civarındadır. En çok üreten ülkelerden Çin 4.5, Hindistan 4.4, Kanada 2.8, Polonya 0.5, Fransa0,47, Pakistan 0.4, Almanya 0.4, İngiltere 0.3 milyon ha ekim alanına sahiptir.

Eskiden kolza olarak isimlendirilen çeşitlerdeki % 45-50 oranındaki Erüsik asit içeriği, ıslah çalışmaları ile % 0 düzeyine düşürülmesi kolzanın bitkisel yağ ihtiyacı için yeniden üretime alınmasını sağlamıştır. Türkiye'de bitkisel yağ açığını kapatmak amacıyla kanola tarımının yaygınlaşması için çalışmalar sürmektedir
,


Misafir 15 Kasım 2009 23:05

KANOLA YAĞI VE KANSER RİSKİ….

Kanola Yağı, Kolza bitki tohumlarının genetik yolla ıslah edilmesi ile elde edilmiş tohumlardan üretilen bir yağ çeşididir. Kozla ise gıda yağ bitkilerinin içinde en fazla zehirli olanıdır. Öldürücü zehirli olduğu için Böcekler onu yemezler..

Kanada tarafından geliştirilip dünyaya tanıtıldığından dolayı "Canadian oil, low acid" kelimelerinin başlangıç harflerinin birleştirilmesinden oluşturulan canola(kanola) ismi ile yayılmıştır.

Kolza yağı uzun yıllar makinalarda ve bilhassa buharlı makinalarda yağlama maddesi olarak kullanılmıştır. İkinci Cihan harbinden sonra yenebilir yağ yapımına yönelinmiş 1950 li yıllarda marketlerde satılmaya başlanmışdı.

Ancak hayvanlar üzerinde yapılan deneyler insan sağlığında kalp hasarlarına sebep olduğunu ortaya koydu. Bunun üzerine bazı ülkelerin araştırmacıları bu yağın kullanılmasının tehlikeli olduğunu bildirdiler.

Yıllar gittikçe kötüye gidiyordu. Kozla (kanola)yağı, insanda ve hayvanda amfizem solunum sıkıntıları, kansızlık, kabızlık, aşırı duyarlılık ve körlük sebebi olabiliyor. Yasak edildiği tarihte İngiltere ve Avrupada 1986-1991 arasında sığır, koyun vs gibi büyükbaş hayvanların yemlerinde kozla yağı kullanılmakta idi. O dönemde hızla DELİ DANA hastalığı başgöstermişti.

Kanola yağının etkileri konusunda fareler üzerinde yapılan çalışmalar pekçok problemleri göstermiştir. Farelerde kalp, böbrek, böbrek üstü ve trioid bezlerinin yağlı dejenerasyonu gelişme göstermiştir. Diyetlerinden kanola yağı çıkarıldığı zaman birikimler eriyor,fakat organlardaki hasarlı dokular geride kalıyor. Kanola yağı bağışıklık sistemini de zayıflatıyor.

Bu yağda yoğun bir şekilde bulunan erusik asitin akciğer kanseri ile bağlantıları üzerinde durulmaktadır. Sinir ve kan dolaşım sistemlerinde de zararlı etkileri olduğu bildirilmektedir. Zararlı etkilerinin kanola yağının doğrudan bir trans yağ asidi oluşu ile ilişkilendirilmektedir.

Bu yağlar kullanılarak üretilen margarinlerin daha da büyük bir risk taşıyacağı ifade edilmektedir.

Diğer yandan, Kanola tohumlarının genetik yapısı üzerinde oynanarak daha düşük erosik asit oranlı yağ elde edilmeye çalışılmakta olduğu bildirilmektedir.

Problem, çok ucuz olduğu için, haberimiz olmadan ekmekte, margarinde ve her çeşit işlenmiş gıdada kanola yağının kullanılmış olabileceğidir. Burada tüketici olarak bizim uyanık, bilgili ve sorgulayıcı olmamız önemlidir. Böylece gıdalarımızın içerisine katılabilecek bu gibi zararlı katkıların bilgisini önceden temin etmiş oluruz. Sağlıklı olmadığı için, Yemek yağı ve salata yağı olarak kanola yağı kullanmaktan kaçınmalıyız.

Bugün için bu yağdan ve türevlerinden uzak durmanın daha uygun olacağını düşünüyoruz.



Saat: 04:16

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık