MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Müslümanlık/İslamiyet (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/)
-   -   Sufizm veya Sufilik (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/91496-sufizm-veya-sufilik.html)

NihLe 18 Aralık 2007 15:43

Sufizm
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sufizm veya Sufilik (Arapça: صوفية yollarından biri ve felsefi bir akım. Birçok farklı ), İslamiyet'te Allah'a ulaşmanın ezoteriktarikatı vardır. Mezhep olup olmadığı konusunda fikir birliğine ulaşılmamıştır. Bu yolun takipçilerine Sufi denir. Sufizm’in tanımı çeşitli mutasavvıflarca farklı şekillerde yapılmıştır. Bu tanımlardan birine göre, Sufizm, insanın akıl yoluyla erişemediği ilahî hakikatleri ve gayb alemine ait hakikatleri sezgiyle arama yoludur. Hedef, insan-ı kamil olmaktır. Bir başka deyişle, Sufizm, İslam inanışına göre, kişiliği kötü huylardan temizleyip, ruhu pak edip, olgun olma (kemale erme) yoludur.

Mistik (ruhani) yaşantı olarak da adlandırılmış, Muhammedi Tasavvuf inanışında her şeriatın Muhammedi, İsevi ,Musevi gibi) Evliyaları ve tarikatleri olduğu Mutasavvıflar tarafından kabul edilmiştir. Muhammedi Tasavvuf Muhammed'in "Ben ilim şehriyim Ali kapısıdır" hadisini yol gösterici kabul etmiştir.

Muhammed'e dayanan, silsile yolu ile Allah'ı idrake vesile, Peygamber varisi olduğuna inanılan Evliyalar, Mutasavvıflar tarafından, zamana uygun "Hakk'tan aldığını halka sunuş" yolu olarak kabul edilmiş,dinin yalnız fıkıh olmadığı ,İslam'ın İlmî Fıkıh,İlmî Kelam, Ahlak ve Sufizm olmak üzere dört ana temelden oluştuğu inancı ile Sufizmsiz dinin yaşanamayacağı görüşü Mutasavvıfların ana ilkesi olarak ortaya çıkmıştır.

Sufizm, Kur'an anlayışını "Kuran'ın medarı ikidir, İlm-i tevhit, amel-i tevhit; tecellisi görülen hal ise lüzumlu ilim, salih ameldir." diye özetlemiş, Muhammed'in "Nefsini bilen Allah'ı bilir" hadisini yaşam biçimi kabul edip, olgun insan (insan-ı kâmil) olma yolunun Evliya rehberliğinde dıştan içe dönüşle mümkün olacağı, ögrenim ve yaşam alanının Sufizm olduğunu savunur. "Tasavvuf kâal (laf) değil, hâl yoludur" anlayışı sebebiyle halk arasında Ehli Hâl Üniversitesi olarak da anılır.

Fıkıhın kolları Mezhepler, Tasavvufun kolları tarikatlardır. Pirler tarafından sistemleştirilen tarikatlar pirlerin isimleri ile anılmışlardır.

Sufizm üzerine farklı görüşler
  • Kimilerine göre, sufizm ve tasavvuf aynı şey değildir. Sufizm mutasavvıflıktan daha yüksek bir aşamayı ifade eder. Mutasavvıflar Sufi olmaya çalışmışlarsa da başaramamışlar, tekkeler, ekoller kurmuşlardır. Oysa Sufizm’de ekol yoktur. Sufizm Batı Türkistan’da doğmuştur. İlk 350 yıldaki sufiler ilhamlı insanlardı, mala mülke değer vermezler, bazen çıkınları bile olmadan gezer ve her gittikleri yeri aydınlatırlardı.. Batı Türkistan’daki bu ilk sufiler, tarikatçılık gütmedikleri için, tarikat şeyhleri gibi isim yapmamış, tarihe isimsiz nefer olarak geçmişlerdir.
  • Kimilerine göre, Sufizm 13. yüzyıla dek sürmüş, 14. yüzyıldan itibaren, yerini tasavvufa bırakmıştır.
  • Kimilerine göre de, mutasavvıf yolunun hedefine ulaştığı zaman sufi olur.
  • Türkiyede bugün Sufizmi tanımayan toplum kesimleri yobazlarla Sufi tarikatları arasında ayırım yapamamaktadır. Ama işin daha kötüsü Sufizmle ilgilenen çevreler Sufizm ile Sufi Tarikatları arasındaki ayrımı tanıyamamaktalar. Sufizm bir yaşam tarzıdır, hayata farklı bir bakıştır. Tarikatlar ise Sufizmden kaynaklanan, kurumlaşmış olgulardır. Buz ile su ilişkisi gibi. Buz sudan oluşmuştur, ama suyun katılaşmış, donmuş halidir. Veya okyanusdan su alıp testiye doldursanız testideki su ne kadar okyanus özelliğini korur ki? Sufiliğin aslının ve yaşam felsefesinin su ve buz örneği durumunda olduğu bu gün toplumumuzda bilinmemektedir.
Toplumun Sufizmi taktir eden, seven kesiminde ise durum daha iyi değildir. Burada da Sufilik efsanevi olarak idealize edilmekte, en üst derecede, erişilmesi çok güç ahlaki değerlerle eş koşulmakta ve böylece günlük hayat dışına itmektedir. Onlar için hakiki Sufiler mucizeler yaratan efsanevi ermiş ve dervislerdir ve Sufilik güncel hayatta yaşayan normal kişilerin işi değildir. Klasik Sufi Tarikatlarında ise dini vecibeleri yerine getirmek ön plana geçtiğinden, uygulanan Sufi teknikleri sadece dini açıdan, sevap kazanma ölçüleri içinde yapılmakta ve açıklanmaktadır. Örneğin zikir yapan bir tarikat mensubuna hangi sebebten dolayı zikir yaptığını sorsak, bunu sadece dini bakış açısından açıklayabilecektir; şu kadar yüz veya bin kere zikir yaparsam o kadar sevap kazanırım misali. Peki Sufizm ile din arasında ne gibi bir bağlantı vardır? Önce şeriat sonra tarikat mı gelir? Din genelde Tanrının insanlara peygamberler yoluyla vahiy ettiği sosyal ve ahlaki yaşam şeklidir. İnsanların uymakla zorunlu olduğu kurallar vardır. Burada bir zorunluluk, olmazsa olmaz vardır. Sufizm ise bireyden Tanrıya giden yoldur; birey Tanrıyı arar ve bu arayış bir farz, yani zorunluluk değildir. İnsan sevdiği için, zevk aldığından dolayı arar. Dinde ibadetlerin çoğu farz iken, Sufizmdeki uygulamaları bireyler zevk aldıklarından dolayı yaparlar. Burada zikir, fikir gibi meditasyon uygulamalarının sayısal çokluğu önemli değildir; kalite, kalpten ve zevk alarak yapabilme önemlidir. Dini ibadetlerle Sufizmin kesiştiği noktalar tabiki mevcuttur. Aslında bir çok konuda neyin yapıldığı değil, nasıl yapıldığı farkı oluşturur. Mesela dindar bir kişi namaz kılarken, o derece konsantre olur ve ibadeti esnasında kendinden geçer, yani kişisel kısıtlılıklarını, egosunu, dış çevresini unutursa, geriye konsantre olduğu ideali kalır ve yapılan iş mistiksel olur. İşte bu Sufizmdir. Bu konu günlük işlerimiz, sanatsal uğraşlar için de bilhassa geçerlidir. İşlerimizi ve uğraşılarımızı zevk alarak ve mükemmel şekilde yapmaya çalışmak bizi kısıtlı tarafımızı, yani egomuzu unuttuğumuz bir meditasyon haline sokabilir. Yani meditasyon yapmak için sadece dini tekniklere gerek yoktur. Klasik Sufizmde ise dini teknik ve metodlarla ve belirli pisikolojik ve ahlaki basamakları geçip egoyu alt etme yoluyla yüzyıllarca etkili bir şekilde ruhaniyete erişmeye çalışıldı.

Tarikat kurmuş pirler
  • Abdulkadir Geylani (Kadiriye tarikatı)
  • Ahmed Er Rufai (Rufaiye tarikatı)
  • Ahmet El Bedevi (Bedeviye tarikatı)
  • İbrahim Dussuki (Dussukiye tarikatı)
  • Ebul Hasan Şazili (Şazili tarikatı)
  • Seyit Sadeddin (Sadiye tarikatı)
  • Mevlana Celaleddin Rumi (Mevleviye tarikatı)
  • Hacı Bektaşı Veli (Bektaşiye tarikatı)
  • Ömer Sıracettin Halveti (Halvetiye tarikatı)
  • Muhammed Bahauddin Nakşibendi (Nakşibendiye tarikatı)
  • Hacı Bayram-ı Veli (Bayramiye tarikatı)
  • Aziz Mahmud Hüdayi (Celvetiye tarikatı)
  • Galip Hasan Kuşçuoğlu (Galibiye tarikatı)[1]
  • Hazret İnayet Han ([Üniversel Sufizm)[2]
  • Veysel Karani (Oveysi İslam Sufizmi Okulu)[3]
Mutasavvıfların tasavvuf-sufizm tanımları
  • Tasavvuf tariki, nefsi ayıklayıp temizlemek ve ruhu pak ederek lahut alemine yükselmek yoludur.(Pir Galip Hasan Kuşçuoğlu )
  • "Tasavvuf, Allah’ın, seni sende öldürüp, Kendinde ebediyen diri kılmasıdır.” (Cüneyd-i Bağdadi)
  • "Tasavvuf ehlinin üç vasfı vardır. Toprak gibidir, iyiye de, kötü kimseye de verir. Bulut gibidir, her şeyi gölgeler. Yağmur gibidir, sevilen kimseyi de, sevilmeyen kimseyi de sular." (Harkûşî Abdülmelîk bin Muhammed)
  • "Tasavvuf hâldir, söz değildir, söz ile ele geçmez." (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)
  • "Tasavvuf, Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymak, fazla konuşmayı, fazla yemeği ve fazla uykuyu terk etmektir." (Alâüddevle Semnânî)
  • "Tasavvuf, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin hepsini terketmektir." (Ali bin Sehl)
  • "İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra şerîate (dînin emir ve yasaklarına) uymak, daha sonra tasavvuf yolunda yükselmektir." (Muhammed Bâkî-billah)
  • "Şimdiye kadar yedi yüz velî, tasavvufun târifinde türlü sözler söylemişlerdir. Bu sözlerin özü, şu noktada toplanabilir: Tasavvuf, vakti, en değerli olan şeye harcamaktır." (Ebû Saîd Ebü'l-Hayr)
  • "Tasavvuf ahlâktan ibarettir. Bu bakımdan ahlâkı senden yüksek olan, senden daha fazla arınmış demektir." (Ebû Bekr el-Kettânî)
  • "Tasavvuf: Kâinatı eksik görmek, hatta daha da ötesi bütün eksikliklerden münezzeh olanı (c.c) müşâhede ederek bu eksik varlıkları hiç görmemektir." (Ebû Amr ed-Dımeşkî)
  • "Tasavvuf; kulun herzaman, o an için kendisine en uygun olan şeyle meşgul olmasıdır." (Amr b. Osman el-Mekkî)
  • "İslam Sufizm Okulu (MTO Shahmaghsoudi) günümüz Üstadı Üveysi Pir'i Mevlana al-Muazzam Hazreti Ali Nader Angha, Sufizm adlı kitabında şöyle der: “Sufizm Peygamberlerin öğretisinin özüdür. Kaynağı ilk insana kadar gider, çünkü tohumu her insanın kalbinde mevcuttur."
  • "9. Yüzyılın büyük Sufisi Beyazıt Bestami Sufizmin tarihini şöyle anlatmıştır: “Tohumu Adem zamanında atılmış, filizleri Nuh zamanında oluşmuş ve İbrahim zamanında ise çiçek açmıştır. Üzümleri Musa zamanında yetişmiş ve İsa zamanında olgunlaşmış ve Muhammet zamanında ise saf bir şarap haline gelmiştir."
Tasavvufta-Sufizmde bilgi kuramı

Tasavvufa göre, iki tür bilgi vardır. Biri, çevreden okunarak elde edilen, sözel bilgiler yani "zâhir ilmi", diğeri ise sadece iç temizliği ile, salt içsel olarak duyularak elde edilebilen "bâtin ilmi" dir.

Buna göre, şeriat ve Kuran yargıları da dahil olmak üzere, söze dayanan teorik bilgilerin tümü sözel bilgidir. Bu bilgiler dıştan okunarak elde edilebilir. Oysa iç bilgi, dıştan okunarak elde edilemez, bu bilgi insanın içinden doğarak gelir ve gerçek bilgi budur. Tasavvufa göre, asıl bilginin, tasavvuf bilgisi denilen bu bilgi olduğu; kardeşlik duygusunu geliştirdiği, toplu olarak bir arada yaşama duygusunu güçlendirdiği, insanları iyilik ve olgunluğa götürdüğü kabul edilir.

Dış bilgi elde eden kişi iyi insan olur. Fakat, bu iyilik çoğunlukla, yalnız kendisi içindir. Tasavvuf bilgisi olan kişi ise, yaptığı her işte, tüm insanlığı düşünür.

Ek okumalar
  • Ebu Talib el-Mekkî, Ku'tu'l-Kulûb, I-IV, çev.M.Tan, İst.1999
  • Hucviri, Keşfu'l-Mahcub Hakikat Bilgisi, çev. Süleyman Uludağ, İst.1982.
  • Kuşeyri, Risâle Tasavvufa Dair Kuşeyrî Risalesi, çev. Süleyman Uludağ, İst.1981.
  • Serrac, el-Luma İslâm Tasavvufu, çev. H.K.Yılmaz, İst.1996
Yakın tarihli kitaplar
  • Uludağ Üniversitesi İlahiyat fakültesi Temel İslam Bilimleri bölüm tezi.
  • Ayni, Mehmet Ali, Tasavvuf Tarihi, İst.1340
  • Barkan, Ömer Lütfi, Kolonizatör Türk Dervişleri, VD, s.II, 1942
  • Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, İst.1991.
  • Gölpınarlı, Abdülbaki, 100 Soruda Tasavvuf, İst.1969
  • İz, Mahir, Tasavvuf, İst.1969.
  • Kara, Mustafa, Metinlerle Osmanlılarda Tasavvuf ve Tarikatlar, Bursa, 2004.
  • Öztürk, Yaşar Nuri, Tasavvufun Ruhu ve tarikatlar, İst.1988
  • Sunar, Cavit, Tasavvuf Felsefesi
  • Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İst.1991
  • Hazret İnayet Han, Mistik Yürek,Ist. 2003
  • Hazret İnayet Han, Sufizm ve Sanat: Dün, Bugün ve Yarın,Ist. 2003
  • Hazret İnayet Han, Karakter Yaratmak, Okyanus Yayınları, 2005, İstanbul
Batılı akademisyenlerin kitapları
  • Schimmel, Annemarie, Mystical Dimensions of Islam, 1978
  • Arberry, A. J., Sufism, 2001
  • Chittick, William, Sufism, 2000
  • Ernst, Carl W. Teachings of Sufism, 1999
  • Louis Massignon, Essay on the Origins of the Technical Language of Islamic Mysticism, Trans. Benjamin Clark, 1997
  • Nicholson, Reynold A. The Mystics Of Islam, 2006
  • Islamic Mysticism, 2002
  • Studies in Islamic Mysticism, 2001
  • Al Qushayri, Principles of Sufism, Trns. B.R. Von Schlegell, 1992
  • Sedgwick, Mark, Sufism: The Essentials, 2003
  • Eisabeth Keesing, Gönül Gözünüzü Açın Bir Sufi Ustası Yanıtlıyor, 2006
İlgili maddeler
  • Pir-i Galibi
  • hakikat
  • Tarikat
  • Mistizm
  • İbn Arabi
  • Abdülkadir Geylani
  • Tasavvuf müziği
  • Tasavvuf Edebiyatı
  • Zikir



Saat: 02:44

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık