Arama

Beyin Fırtınası

Güncelleme: 22 Ocak 2015 Gösterim: 5.323 Cevap: 3
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
10 Nisan 2009       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Beyin Fırtınası

Sponsorlu Bağlantılar
Beyin fırtınası (brainstorming) belirli bir konuda çözüm arayışına yönelik grup tartışması sırasında yaratıcılığı artırmak için kullanılan yöntemlerden bindir (Osborn, 1961). Yöntem, çözüm arayışında çözüm önerisi veya önerilerinin tartılıp değerlendirilmesinden ziyade olabildiğince çok sayıda çözüm üretimine ve ortaya konmasına dayanmaktadır. Zira beyin fırtınası yöntemi, bunu vazeden şu temel sayıltıdan yola çıkar: Bir grupta, belirli bir problem hakkında ne kadar çok fikir, ne kadar çok çözüm önerisi ortaya atılırsa, söz konusu probleme en uygun çözümü bulma olasılığı o kadar artar.

Yöntemin uygulanışında birkaç hususa dikkat edilir. Birincisi, grup tartışmasına katılan üyelerin hiç çekinmeden ve değerlendirilme kaygısı olmadan, zihinlerinden geçen Önerileri ortaya koymaları ve önerileri maksimum kılmak esastır. İkincisi grup üyelerince ortaya atılan hiç bir öneri eleştirilemez, zira amaç değerlendirme değil, öneri sayısını artırmadır. Üçüncüsü, üyelerce önerilen tüm öneriler kişilere değil, gruba aittir ve grup tarafından geliştirilip kullanılabilir. Kişisel görüşlerin toplanmasından sonra, öneriler rasyonel bir yöntemle değerlendirilir.

Beyin fırtınasının yukarda özetlenen ve grup tartışmasına dayalı yaygın şeklinin dışında az bilinen ikinci bir versiyonu daha vardır. Gordon tarafından önerilen bu versiyon, ´işlemsel yaratıcılık yöntemi´ ya da ´sinektik yöntem´ olarak anılmaktadır. Burada, çözüm aranan problemi tam olarak bilen sadece ´animatör´dür. Animatör, hem kendiliğindenliği ve hem de tartışmaya katılan farklı formasyonlardan grup üyelerinin benzer düşünce tarzlarına ulaşıncaya kadar karşılıklı birbirini anlamasını kolaylaştıracak bir ´grup iklimi´ oluşturmaya çalışır.

Herkesin birbiriyle benzerliklerini ve farklılıklarını görmesi önemlidir. Sinektik yöntemin özü, tuhaf olanı tanıdık kılmak, tanıdık olanı tuhaf kılmaktır. Bu önermenin ilk kısmı, sorunun anlaşılması ve analiziyle ilgilidir, ikinci kısmı ise problemin bir başka türlü görünmesini sağlamak ve böylece çözümün yaratıcı sezgisini başlatacak bir şey bulmak için her türden analojinin aranmasıyla ilgilidir.

Sinektik yöntem, tıpkı Delphi Yöntemi gibi, sürrealist yöntem olarak da adlandırılmıştır (Moles ve Mouchot, 1971), zira Salvador Dali´nin tablolarındaki gibi, ilke olarak birbiriyle en az birlikte giden veya birbiriyle çelişkili görünen öğeleri bir araya getirme çabasındadır. Uygulama, "a priori" olarak uyuşmayan fikir veya öğeler arasında kabul edilebilir bir harmoniyi bulmayı hedeflemektedir

Kaynak

SuQnet - avatarı
SuQnet
Ziyaretçi
15 Aralık 2009       Mesaj #2
SuQnet - avatarı
Ziyaretçi
Amerikali Edwin Land 1943te sahilde küçük kizinin fotografini çektigi zaman kizi sabirsizlikla, Baba! Niçin resmi hemen simdi göremiyorum ? diye sormustu. Bu soru babayi düsünmeye sevk etti.
Düsünmesinin semeresini ise, ona ün kazandiran Polaroid makineyi gelistirerek gördü. Burada küçük kizin, o güne kadar düsünülmemis veya hayata geçirilememis bir olay için babasina ilham kaynagi olmustur. Yeni kesif ve icatlara zemin hazirlayan müessir yollardan biri de beyin firtinasidir (Brainstorming). Beyin firtinasinin temel prensibi sudur: Bir problemi çözmekle görevlendirilen bir grubun üyeleri mümkün oldugu kadar kadar çok fikir üretirler. Buradaki problem illâ da bir sikintili durum olmayabilir (Negatif problem) . Olumlu bir problem de olabilir. Meselâ bir sirket, yil sonunda elde ettigi kâri en verimli bir sekilde nasil kullanacagini bir beyin firtinasi seansi ile halledebilir. Beyin firtinasi seanslarinda üretilen fikirler mantiksiz, sira disi, çilginca ve görünüste imkânsiz olabilirler. Burada temel kaide, kesinlikle elestiri ve kritik olmamasi. Nasil olur?, bu da mi olur ? yahu, hadi be sende !, kafayi mi yedin !! ? türünden sözler henüz yeni ortaya çikmis veya çikacak olan fikri hemen yok edebilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Albert Einstein bu konuda söyle demistir: Ortaya atilan yeni fikirlerde bir ilginçlik, saçmalik yoksa bu fikirde umut yok demektir. Dahasi baslangiçta aptalca imis gibi görünen bir fikir, beyin firtinasi ekibinin diger üyeleri üzerinde müsbet tesirler icra edebilir. Beyin firtinasi seansinda görüsler yüksek sesle söylenmeli ve hemen kaydedilmelidir. 30-40 dklik bir seanstan sonra bütün fikirler üyeler tarafindan degerlendirilerek en iyi fikir çözüm olarak seçilir.
Beynimizin sag tarafi, zihindeki resimlerle veya hikâyelerle ilgilenmekten ve çapraz bagintilar kurmaktan hoslanir. Beyin firtinalari çalismalari sag beyni uyarir.
Yapilan çalismalar çocuklarin (bilhassa 2-7 yas arasi) okula gitmeden önce, okul dönemine göre sag beyni dokuz kat daha fazla kullandiklarini ortaya koymustur. Yani çocuklar yeni (mucitce) fikirleri daha fazla üretirler. Durum böyle iken niçin uzun yillardan beri hiçbir bilim adamimiz Nobel mükâfati almamistir? Niçin bütün yeni bulus ve icatlar baskalari tarafindan yapilmaktadir? Son yüz yildaki patentlerin yüzde kaçi bize aittir? Cevaplardan bir tanesi, okullarimizda beyin firtinasi gibi yenilikçi düsüncelerin yeterince ögretilmemesi olabilir.
Okullarimizda genellikle merakli sorular pek tesvik edilmemekte, aksine, çocuklardan kaliplar içinde düsünmeleri ve önceden hazirlanmis cevaplari vermeleri istenmektedir. Yeri gelmisken tarihimizdeki duruma kisaca bir göz atip Mimar Sinanlarin, Itrîlerin, Fatihlerin, Hazerfenlerin, Gazalilerin nasil yetistigini daha iyi anlayabiliriz.
Fatih Sultan Mehmetin kurdugu, Sahn-i Seman Medreselerinde fizik, kimya, biyoloji, matematik, astronomi, mantik, felsefe, edebiyat gibi fen ve sosyal bilimler birlikte ögretiliyor, mucit ve kâsifler yetistiriliyordu.
Havan topunu ilk icat eden Fatihtir. Barutu atesli silahlarda ilk kullanan Osmanlilardir. Ilk uçan insan bir Türktür. Mimar Sinan hâlâ asilamamistir. Bir Itrî, bir Dede Efendi henüz geçilemedi. Bir Gazali yetismedi.
Süleymaniye Kütüphanesi hâlen Dünyanin en çok el yazmasi eser bulunduran kütüphanesidir. Ancak mâzide kalmis bu hâmasî destanlara bakip iç geçirmektense, davranip Eski hâl muhâl, ya yeni hâl, ya izmihlâl deyip, gayrete gelmenin zamanin çoktan geldigini ve geçmek üzere oldugunu farketmeliyiz.

Bir Beyin Firtinasi Seansi
Problem:
Sirketimizin bu seneki gelirleri çok düstü zarar ediyoruz.
Seans sirasinda ortaya atilan bir görüs: Kuslar uçar.
Beyin Firtinasi: Onlar nesnelere bir kusun gözleriyle bakarlar… Her seyi tepeden iyi bir sekilde görebilirler… Keskin bir görüsleri vardir… Bazen kanat çirpmayi birakirlar ve asagiya dogru süzülürler. Ama bunu zarif bir sekilde yaparlar… Çok beceriklidirler… Kaynaklari ziyan etmezler… Güçlerini tutumlu sekilde kullanmaya çalisirlar… Nereye gittiklerini biliyor gibidirler… Oysa çok uzaktadir, gittikleri yer… Yolculuga iyi hazirlanirlar… Her çesit hava sartlarina hazirdirlar… Gittikleri yere varmayi ümid ederler… Düsmanlarini tanirlar… Bazen kendilerini güvenlik içinde bulurlar… Bazen yirtici hayvanlar arasinda… Ama her zaman çevrelerinde bütün olup bitenlerin farkindadirlar… Bir yolunu bulup gitmeyi sürdürürler… Her gizli hava akimini kendi hizmetlerine kullanarak.. rüzgârla bozusmadan.. ama çevreyle basarili bir is birligi sergileyerek… Uçmanin büyüsündeki asaleti daima koruyarak.. dengeyi, kontrolü, ustaligi elden birakmadan yapabileceklerinin en iyisini yaparlar. Gördünüz mü ? Bir kusun uçmasindan nerelere geldik !

Sinirlari Zorlayin
Insan hayatinda birçok sinirlar vardir ve bu sinirlarin ötesine geçmek ürkütücü bulunur. Hayatimizda fizikî sinirlar oldugu gibi zihnî sinirlar da vardir. Zihnî sinirlamalar beyin firtinasi olusturacak sekilde düsünmemize izin vermezler, degisimi engellerler. Bu daha önce denenmedi, çok güçsüzüm, izin vermezler, yapamam, ne derler, bu kadar da olur mu?.. gibi ifadeler zihnî sinirlamalara örnektir. Zihnî kaliplar asildigi an, kapilar açilir ve yepyeni ufuklar bizi bekler. Sinirlari bazen bir soru ile asariz. Tipki Edward Lande, ailesinin fotograflarini çekerken küçük kizinin fotograflarimizi görmek için niçin beklemek zorundayiz? sorusunda oldugu gibi. Sinirlarimizi zorlayalim, düsünelim, düsünelim, derin tefekkürlere dalalim. Muhtesem birer makine olan hücrelerimizi, sütün diski ile kan arasinda nasil olustugunu, uzayin sonsuz büyüklügünü, kuslari, denizleri, rüzgâri… Beynimizde firtinalar olusturalim. Neticede yenilikler, kesfedilenler sizin olsun.

Think-Tank Düsünce Kulüpleri
Ülkemizin içine düstügü ve bir türlü çikamadigi bu durumdan kurtulmasi için insanimizin kolayciligi terk etmesi, okumasi, düsünmesi, tartismasi gerekmektedir. Bütün bunlarin olabilmesi için de her seyin rahatça konusulup elestirilebildigi, bir toplum yapisinin olusturulmasi gerekmektedir.
Günümüzde egitim, saglik, ekonomi, politika, savunma tratejileri ve çevre gibi hayatin her alaninda yeni yaklasimlara orijinal fikirlere ihtiyaç vardir. Bu da bol bol beyin firtinasi yapan, tefekkür eden genç ve dinamik insanlarla olacaktir. Bunun bir yolu da çok alternatifli-beyin firtinali düsünme kulüplerini (Think-Tank) her bir müessese ve sirket için kurup ayakta kalmasini ve isletilmesini saglamaktir.
Batida ileriye dönük projeler gelistiren Türkçeye tam tercümesi Düsünce Tanki olan Think-Tank kuruluslari ise Türkiyede yok denecek kadar azdir. Dolayisiyla Türkiyede bir düsüncesizlik ve bunun getirdigi bir çözümsüzlük hüküm sürmektedir. ABDde 3.500 kadar think-tank müessesesi bulunmaktadir. Bunlarin her biri ayri ihtisas sahalarinda, politikadan içtimaî problemlere, bütçeden millî müdafaaya kadar birçok sahada çalismalarini sürdürmektedirler.
Meselâ; bir think-tank kurulusu olan Brooklyns Institute sadece devlet bütçesi ile ilgilenmeyip, bütçenin hazirlanisinda müessir olmakta ve uygulamasini da takib etmektedir. Misirda bile bir think-tank arastirma enstitüsünün yillik bütçesi 2 milyon dolardir. Türkiyede ise hiçbir kurulusun bütçesi bu kadar degildir. Lübnanda bir arastirma kurulusunda çalisanlarin sayisi 30-35 kisi iken Türkiyede en büyük think-tank kurulusu olan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfinin çalisan sayisi 9-10 civarindadir.
Think-tank kulüplerini, düsüncenin AR-GEleri olarak kabul edebiliriz. Hedef çok düsünmek ve mümkün oldugunca çok düsünce üretmektir. Bir bakima, think-tanklar düsüncesizlige karsi bir isyandir. Türkiyede think-tank kuruluslari açisindan birçok bâkir sahalar vardir. Meselâ; hosgörü ve barisçi çözüm üretme konusunda Türkiyede arastirma yapan bir kurum yoktur. Silahsizlanma konusunda Batili ülkelerde çalisma yapan binlerce kurum varken, Türkiyede bir tane bile yoktur. Üniversite egitimi ve üniversiteye giris imtihani sistemi hakkinda fikir üreten kaç tane think-tank kulübü vardir?
Kisacasi Türkiyede birçok mevzuda çok sayida think-tanklara ve tabiî ki buralarda görev alarak beyin firtinalari olusturacak, yeni kesif ve icatlara zemin hazirlayacak genç dimaglara ihtiyaç vardir.

Kaynak

Son düzenleyen _PaPiLLoN_; 17 Aralık 2009 12:06 Sebep: Kaynak belirtildi.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Ocak 2015       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Beyin Fırtınası Nedir?
MsXLabs.org

Beyin fırtınası ingilizce “ Brainstorming “ , fransızca “ rémue-méninge “ veya “ déballage d’idées “ kelimelerinden oluşur . Beyin fırtınasının hemen hemen birbirinin aynı olan birçok tarifi vardır . Bunların birkaçı şöyledir :

* Beyin fırtınası daha çok düşünce yaratmak için belli sayıda bireyden oluşan bir grubun yaratıcı kapasitesinden yararlanmayı amaçlar . Grup üyelerinden herbirinin düşüncesi yaratıcı grubu oluşturur .

* Daha çok düşünce yaratmak için belli sayıda bireyden oluşan bir grubun yaratıcı kapasitelerinden yararlanmaktır .

* Beyin fırtınası , bir grubun uğraştığı konularla ilgili olarak , birçok fikrin ortaya çıkmasının sağlandığı bir düşünce seansıdır .

* Beyin fırtınası belirli bir sorunun çözülebilmesi için bir grup üyenin liderleri nezaretine bir teknik uygulayarak fikir üretmeleridir . En basit açıklamasıyla ; fikir üretimini teşvik etmektir diyebiliriz .

* Beyin fırtınası , herhangi bir konuda fikir , kanıt veya çözüm önerileri toplamak amacıyla gerçekleştirilen , yaratıcılığı teşvik eden , tüm takım üyelerinin katılımını cesaretlendiren , katılımcıların fikirlerinin değerlendirilmesi ve kritik edilmesi yerine yeni fikir üretimini amaçlayan bir araçtır .

Beyin fırtınasını , “ Çok sayıda fikri , bir grup insandan , kısa sürede elde etme tekniklerinden biri “ diye tanımladığımızda , bu tanımın özelikleri “ çok sayıdaki fikir “ , “ bir grup insan “ , “ kısa süre “ dir . Bunları açarsak , ilk olarak çok sayıdaki fikir denmiştir , iyi fikir denmemiştir . Seans sırasında oluşan fikirlerin hepsinin olması diye bişey söz konusu değildir . İyi yürütülen bir seans sonunda yüzlerce düşünce oluşacaktır ve bu fikirlerin hepsi hesaba katılır . Hatta en aptalca fikirler de hesaba katılır , bunlar kahkahalarla zemin hazırlayarak gerginliği azaltırlar . Derin sessizlik beyin fırtınası seansını kısa sürede başarısızlığa mahkum eder .

İkinci olarak tanımda bir grup insan özelliği vardı . Beyin fırtınası seansı için en uygun katılımcı sayısı oniki ile beş arasında olmalıdır .Bu sayıya yöneticide dahildir. Bu sınır içinde kalan bir grupta herkes katkıda bulunma olasılığı . Seansa katılanların sayısı yirmi kişiyi aşarsa , katılanların bir kısmı konuşma fırsatı bulamazlar . Beş veya altı kişiden daha az katılımcının oluşturduğu gruplarda herkes kendi söyleyeceğini söylemeden önce diğerlerinin fikirlerini belirtmelerini bekleme eğilimine girmektedir . Ayrıca küçük gruplarda rahat ve serbest bir atmosfer oluşturmak daha zordur .

Son olarak tanımda kısa sürede ifadesi gelir . Birçok yöneticinin belirli zamanlarda beyin fırtınası yapacak zamanı olmayabilir , bu yüzden kararları tek başına alırlar . Bu elbette doğrudur . Çözümü belli olaylar için grup oluşturmak gereksizdir .


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Ocak 2015       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
BEYİN FIRTINASI
MsXLabs.org

Beyin fırtınası seansının başlangıcında , grup yöneticisi kağıda yazılmış yeniden tanımlamaları okur ve katılımcılardan bunlarla ilgili düşüncelerin belirtilmesini ister . Bu çalışmada en fazla göz önünde tutulması gereken nokta , grup yöneticisinin de bizzat düşünce üretmesidir . Çalışma grubunun lideri de aktif olarak üretime katılması gereken bir üyedir . Bu uygulama , özellikle yöneticinin seansın gidişatında değişiklikler yapmak istediğinde grubu yönlendirecek şekilde düşünceler açıklamasına olanak verdiğinden , asla terkedilmemelidir .

Düşüncelerin ifadesi oldukça hızlı bir tempoyla yapılmalı ve grup lideri aynı hızla bu fikirleri kaydetmelidir . Bu kaydetme işlemi için bir sekreter kullanılmamalıdır. Her düşünce sırasıyla numaralanır ve büyük boyutlu kağıtlar üzerine kalın keçeli kalemle yazılır . Kağıtların arkaları kullanılmamalıdır . Sonra bu kağıtlar katılımcıların görebileceği bir şekilde asılmalıdır . Bu kağıtların devamlı göz önünde bulunması beyin fırtınasının önemli bir özelliğidir . Kalın keçeli kalemlerle doldurulan büyük kağıtlar , söylenen bütün fikirlerin sürekli göz önünde olmasını sağlar . Hızla artan sayıda fikrin odanın duvarlarında katılımcıların sürekli gözleri önünde olması katılımcılara yeni fikirler üretmek üzere şevk verecek görsel bir etki yaratır .

Beyin fırtınası seansında asla teyp kullanılmamalıdır . Çünkü , her şeyden önce , kaydedilen fikirler sürekli olarak görsel biçimde izlenebilir olmayacaktır . Ayrıca , çok az sayıda insan sesinin kaydedilmesine alışıktır ve insanların çoğu seslerini kaydeden bir teyp cihazının varlığını rahatsız edici bulur , bu da seansa katılanların dikkatlerini dağıtır . Bu şartlarda rahatlamaları ve serbest düşünce üretmeleri mümkün değildir . Ayrıca bu seans süresi kadarda dinleme süresi için zaman harcanacağı da malumdur . Öte yandan bu kayıt uygun olmayan kişilerin eline geçebilir . Normal bir fırtınasında olması gereken gürültüler , kahkahalar , espriler , şakalar dışarıdan bakan ve beyin fırtınası uygulaması hakkında bilgi sahibi olmayan birine ( bu bir yönetici olabilir ) saçma görünebilir . Bu nedenlerle seanslarda teyp kaydı yapılmamalıdır .

Beyin fırtınası seansının önemli özelliklerinden biri de kahkahalı ve gürültülü olmalarının gerekmesidir . Belirtilen fikirler dışında hiçbir sesin olmadığı sessiz bir seans , kısa sürede temposunu kaybedecek ve yaratıcılıktan uzaklaşacaktır . Gürültülü ve gülünen bir ortam , fikir oluşumuna katkıda bulunduğu için desteklenmelidir . Sessizliğe yönelen bir çalışmayı canlandırmak ve katılımcılar başka şeyle düşünürken konudan uzaklaşmalarına engel olmak için grup lideri ifade edilen yazarken onları yüksek sesle tekrarlayabilir , uçuk fikirlere yüksek sesle gülebilir . “ Başka fikirler de duyalım “ , “ Bu konuda siz ne dersiniz ? “ gibi cümlelerle katılımcılar teşvik edilebilir .

Belirtilen fikirleri kaydetmek , grup yöneticisinin yetkinleşmesi gereken bir iştir . Burada fikirlerin kaydedilmeden önce grup yöneticisinden geçmesi en uygun yöntemdir . Çünkü yönetici fikirleri kaydederken üzerinde değişiklikler , kısaltmalar ve ya da eklemeler yapabilir . Bu arada meydana gelen ifade değişiklikleri , yeni fikirlerin doğmasına olanak verebilir . Kaydı hızlandırmak için uygulanabilecek bir yöntemde , bir yerine iki kişinin fikirleri kaydetmesidir . Ancak bu belirgin bir hızlanma sağlamayacaktır , çünkü çalışma lideri katılımcıların belirttiği fikri kaydı tutanın yazabileceğinden daha hızlı şekilde değiştirerek tekrarlayabilir ya da başka bir düşünceyle bütünleştirebilir . Bu durumda yazıcıların liderin hızına yetişmeleri güç olacağından , konuşmaya sık sık ara vermek gerekir ki bu da sürat gerektiren bir çalışmanın yürütülmesi açısından kötüdür .

Fikirler genellikle katılımcılar tarafından önceden planlanmış bir biçimde oluştururlar , ancak bazı fikirler diğer katılımcılara örnek oluşturarak onların fikirlerini yönlendirebilir . Bu sakınılacak bir durum değildir ve düşünceleri belli bir konuşma sırasına göre kaydetmek için özel bir çaba sarfedilmemelidir . Katılımcılardan belli bir sıraya uygun olarak konuşmaları beklenmemelidir , çünkü böyle bir talep , bir grup üyesinin hazır olmadığı bir anda düşünce açıklamaya zorlanmasına neden olabilir . Katılımcıları güç duruma düşürmekten sakınılmalıdır . Güç duruma düşen katılımcıların şevki kırılır . Hiçbir zaman henüz konuşmamış bir grup üyesine dönüp ondan fikir beklediğinizi söylememelisiniz .

Çalışma seansı ilerledikçe fikir akışının hızında değişiklikler olacaktır . Başlangıçtaki hızlı akış bir süre sonra yavaşlayacaktır . Bu yavaşlamayı değiştirmenin ve fikir akışının tamamen durmasını engellemenin yolları vardır . Bunlardan biri “ Bir Dakikalık Sessizlik “ yöntemidir . Bu yöntemde seans lideri tam bir sessizlik ister ve katılımcıların onlara en yakın kağıttaki fikirleri okumalarını söyler . Tanınan bu süreden amaç , katılımcıların birbirlerinin düşüncelerine bakarak yeni fikirler üretmelerini sağlamaktır . Bir dakikalık sessizlikten sonra , grup lideri üzerinde çalışılmakta olan yeniden tanımlamayı tekrar eder ve fikir akışını yeniden başlatır . Bu uygulama yeniden birçok düşüncenin dile getirilmesine olanak verir . Daha çok düşünce elde etmek için başka bir yolda , daha önce ifade edilmiş bir fikri alıp katılımcılardan bu düşünce üzerinde değişiklikler yapmalararını istemektir . Burada amaçlanan , akla gelen her düşüncenin muhtemel bütün çeşitlemeleriyle tanımlanabilmesidir . Hiçbir fikir , başka bir düşüncenin içinde zaten ifade edilmiş olduğu için hesap dışında tutulmamalıdır . Bu düşünce ancak , eğer aynı düşünce daha önce aynı sözcükler kullanılarak ifade edilmişse tekrarlanmış kabul edilir . Başka bir çare de , geriye dönüp daha önce belirlenmiş olan yeniden tanımlanmış sorunlardan birini daha seçerek işe yeniden “ Kaç değişik yolla … ? “ diye başlamaktır . Burada da daha önce olduğu gibi düşünceler sıra numarası verilerek kaydedilmelidir . Beklenen verim elde edilemiyorsa ve neşeli ve serbest bir ortam sağlanamamışsa , katılımcıları şaşırtıp güldürecek şekilde seçilmiş bir tema üzerinde yeni bir ısınma turuna başvurulabilir .

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

3 Haziran 2018 / YnsYlmz Parapsikoloji
23 Haziran 2015 / nötrino Uzay Bilimleri
7 Nisan 2017 / _Yağmur_ Tıp Bilimleri
10 Aralık 2009 / nötrino Mühendislik Bilimleri