Arama

Bireyi Tanımada Test Dışı Teknikler

Güncelleme: 23 Temmuz 2009 Gösterim: 28.504 Cevap: 0
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
30 Haziran 2009       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
BİREYİ TANIMADA TEST DIŞI TEKNİKLER

Sponsorlu Bağlantılar

Uygulanması uzmanlık gerektirmeyen, Yönergesi okunarak herkes tarafından uygulanabilen rehberlik teknikleridir. Çok çeşitli yöntemler vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

GÖZLEME DAYALI: Gözlem, Gözlem Listesi, Anekdot (Olay Kaydı), Derecelendirme Ölçekleri

KENDİNİ ANLATMAYA DAYALI: Anket(Soru Listesi), Otobiyografi, Problem Tarama Listesi, Bibliyoterapi

BAŞKALARININ KANILARINA DAYALI: Sosyometri, Kimdir Bu?

ETKİLEŞİME DAYALI: Görüşme, Oyun Etkinlikleri, Psikodrama

A-GÖZLEME DAYALI TEKNİKLER



1) GÖZLEM


Bir kimsenin diğer bir kimse hakkında duyu organları ile bilgi edinme yolu veya bireylerin değişik ortamlarda , çeşitli davranışları hakkında onları gözleme yolu ile bilgi toplama tekniği olarak tanımlanır. Gözlem bilgi toplama aracıdır da diyebiliriz.

Birkaç tür gözlem vardır. Bunlar;

*Gelişi güzel gözlem: Bunda bilgiler neyin, nerede, nasıl, ne zaman gözleneceğine ilişkin bir planın yapılmadığı , amacın saptanmadığı doğal bir ortamda rastlantısal olarak elde edilir.
Örneğin okullarda öğretmenler, öğrencileri, öğrenciler diğer arkadaşları, sevgililer birbirleri hakkında çok sayıda bilgiyi bu şekilde öğrenirler.

*Sistemli gözlem: Neyin nerede, nasıl, ne zaman gözleneceğinin önceden planlandığı, amacın saptandığı ve belli kurallara uyarak yapılan gözlemdir. Gelişi güzel gözleme göre daha geçerli ve güvenlidir.
Örneğin: Öğrenciyi derste, laboratuarda, okul içi ve dışında, oyun ortamında gözlemleyerek hakkında bilgi toplanır.

*Katılımlı gözlem: Gözlemci, gözlenen birey veya grup ile aynı ortamda bulunur ve onlarla birlikte aynı etkinliklere katılır.

*Katılımsız gözlem: Gözlemci, gözlenen grup veya olayın dışında kalarak grubu veya kişiyi dışardan objektif olarak gözler.

Gözlem sürecinde uyulması gereken bazı ilkeler:
-Öncelikle kimin niçin, nerede, nasıl, ne kadar sürede gözleneceğine ilişkin bir gözlem planı yapılmalıdır.
-Gözlem yapılmadan önce gözlem sonuçlarının nasıl kaydedileceği ve bilgilerin nasıl analiz edileceği kararlaştırılmış olmalıdır.
-Belli bir zaman sürecinde yalnızca bir kişi gözlenmelidir.
-Gözlem, amaca uygun olarak yeterli bir zaman süresince yapılmalıdır. Örneğin , birey on beş gün boyunca gözlenmelidir.
-Bireyin her seferde uzun süre gözlenmesi yerine kısa süreli ve farklı aralıklarla gözlenmesi tercih edilmelidir.
-Birey kontrollü ve doğal ortamlarda gözlenebilmelidir.
-Birey bir bütün olarak gözlenmelidir, ancak bir kritik davranış gözlenecekse bu davranış bireyin bütünlüğü içinde gözlenmelidir.
-Gözlem sonuçları olduğu gibi yorum ve değerlendirmeye katılmadan kaydedilmelidir.
-Birey gözlendiğinin farkına varmamalıdır. Bu nedenle gözlem sonuçları gözlenenin gözü önünde kaydedilmemelidir.
-Araya zaman girince gözlemci bazı gözlemlerini unutabilir. Bu nedenle gözlem sonuçları gözlemin arkasından hemen kaydedilmelidir.
-Gözlemci gözlenen bireyin söyledikleriyle birlikte söylediklerine eşlik eden duygu ve davranışlarına dikkat etmelidir.
-Gözlemler, gözlemci hatalarını en aza indirme amacıyla eğer mümkünse birden çok gözlemci tarafından yapılmalıdır.
-Gözlemin ne zaman, hangi koşullarda ve durumda yapıldığı mutlaka kaydedilmelidir. Gözlemlerin saptanmasında olay, koşullar, süreç ve sonuçlar birlikte düşünülmelidir.
-Gözlem tekniği ile elde edilen bilgiler, birey hakkındaki mevcut diğer bilgilerle bir arada değerlendirilmelidir.
-Birey hakkında elde edilen bilgiler, bireyi etiketlemek amacıyla değil; bireyin bir sorununun çözümüne veya bütün olarak gelişmesine katkı amacıyla kullanılmalıdır.

Gözlem Tekniğinin Yararları
Gözlem, bireyin doğal ortamda gözlenmesine dayandığı için diğer bireyi tanıma teknikleri ile elde edilemeyen orijinal bilgilerin doğrudan elde edilmesine olanak veren bir tekniktir.

Gözlem tekniği, bireyin sadece sözlerini değil bu sözlere eşlik eden davranış ve beden dilini de gözlemeye ve böylece bireyin duygu ve düşünce davranışları arasındaki çelişkileri anlamaya olanak sağlayan bir tekniktir.

Gözlem bireyin çeşitli gelişim dönemlerindeki bütün halinde gelişmesini izleyerek gelişim özelliklerini karşılaştırmaya en uygun olan bir tekniktir.
Gözlem her yaştaki bireyi veya grubu incelemek amacıyla kullanılabilecek bir tekniktir.

Gözlem tekniği kullanılması kolay, fazlaca araç gereç kullanılmayı gerektirmeyen maddi bakımdan ekonomik olan bir tekniktir.
Gözlem tekniğini uygulamak için özel bir zaman ayırmak, öğrenciyi dersinden, çalışanı işinden alıkoymak söz konusu değildir. Gözlenen bireyi ayrıca zamanı alınmamaktadır. Bu nedenle okullarda ve iş yerlerinde kolaylıkla uygulayabiliriz.

Gözlemsel Teknikte Bazı Sınırlılıklar

1- Gözlemsel tekniği gözlenen birey, durum veya olayın gözle görülebilen kulakla duyulabilen söz, düşünce ve davranışları hakkında bilgi verir. Ancak bu davranışların nedenleri hakkında bilgi vermez. Bu nedenle gözlem tekniği ile elde edilen bilgilerin nedenlerini bir ölçüde yapabilmek gözlemin sürekli yapılmasına bağlıdır.
2- Bir gözlemin nesnelliği ve bilimselliği gözlemcinin önyargılarına, davranışlarına ve duygularını anlama ve algılama gücüne, duygusal kararlılığına, olaylara bakış açısına ya da yaşam felsefesine, davranışlar arsındaki ilişki ve çelişkileri kavrayabilme yeteneğine, gözlem tekniğini uygulama ve sonuçlarını kaydetmedeki becerisine vb. bağlıdır. Öyleyse herkes gözlem yapabilir, ancak her gözlem aynı derecede nesnel ve bilimsel değildir. Bu nedenle iyi gözlemcinin bu alanda yetişmiş olması beklenir.
3- Okullarda öğretmenler öğrencilerini, yöneticiler diğer çalışanları ve anne-babalar çocuklarını gözlemlemektedirler. Bunu önlemek mümkün değildir. Ancak bireyi tanıma teknikleri konusunda eğitim almamış kimselerin nesnellikten ve bilimsellikten uzak bir şekilde bireysel gözlemler yaparak bireyleri gelişigüzel etiketledikleri gözlenmektedir.

2) ANEKDOT (OLAY KAYDI)


(Vak’a kaydı, olay kaydı) Anekdot, gözlem sonuçlarının kaydedilmesi amacıyla geliştirilmiş özel bir formun adıdır.Anekdot, uzman, öğretmen ve yöneticilerin zaman zaman tanık oldukları ve önemli gördükleri iyi ve kusurlu olduğunu düşündükleri öğrenci davranışlarının sürekli objektif ve ayrıntılı şekilde kaydedip saklanmaları tekniğidir.

Anekdotlar ayrı ayrı kartlar biçiminde hazırlanacağı gibi, taşınabilir defterler biçiminde de olabilir. Birey hakkındaki anekdotlar sonradan özetlemek ve toplu dosyalara aktarmak üzere bir zarf içine toplanacağı gibi her birey için anekdot özetleme formu da geliştirilebilir.

Anekdotlarda, öğrenciye ilişkin tüm gözlemler kaydedilmez. Sıradan olmayan tipik, dikkate değer davranışların kaydedilmesi gerekli ve önemlidir.
Bir anekdotta;
Gözlemcinin adı, soyadı ve unvanı,
Gözlenen öğrencinin adı, soyadı, numarası, sınıfı ve şubesi,
Olayın geçtiği yer ve zaman
Gözlenen olayın objektif olarak betimlenmesi
Gözlemcinin yorumu ve önerisi için ayrılmış kısımların bulunması, gereklidir.

3) GÖZLEM LİSTESİ



Öğrencilerin çeşitli alanlara ilişkin özelliklerinin sıralandığı ve bu özelliklerden hangisinin çocukta olup olmadığını belirlemeye yarayan gözleme dayalı araçlardır.

Örneğin: “Üstün zihin yeteneği” , “yaratıcı yeteneği” , “liderlik yeteneği” olan veya öğrenme güçlüğü çeken çocukları belirlemek için kayıt çizelgeleri gerekir.

4) DERECELENDİRME ÖLÇEKLERİ


Gözlemlerin kayıt edilmesi için kullanılan araçlardan biridir. Derecelendirme ölçeği, bir bireyin belirli bir konuda çeşitli davranış özellikleri hakkında sıralanmış açıklayıcı ifade ya da cümlelerin, bireyi tanıyan ve gözlemi yapan kişi tarafından işaretlenmesi esasını alır. Derecelendirme ölçeği ele alınan her özellikle ilgili ifadeleri tek tek belirli bir ölçek üzerinde derecelendirmeyi esas aldığından tekniğin adı da bu yapıya uyarak derecelendirme ölçeği olarak geliştirilmiştir ve genellikle dört tür ölçek kullanılmaktadır. Bunlar:
1- Sayısal Ölçekli
2- Betimsel Ölçekli
3- Karşılaştırmalı
4- Grafik Ölçekli ‘dir.

B-KENDİNİ ANLATMAYA DAYALI TEKNİKLER

1) ANKET



Bireyin ailesi, kişisel nitelikleri, çeşitli konulara ilişkin duygu ve düşünceleri hakkında bilgi etmek amacıyla hazırlanmış yazılı sorular grubudur. Bu soruların neler olacağı ve soru sayısı araştırmacının amacına bağlı olarak değişmektedir. Anketler çok sayıda sorulardan oluşması ve kısa sürede çok sayıda kişiye uygulanarak bir çok konuda bilgi toplanması nedeniyle başta araştırmacılar olmak üzere hemen herkes tarafından yaygın olarak uygulanan bir tekniktir.
Anket sorularını hazırlamak uzmanlık işidir. Anketteki sorular birey hakkında bilgi toplamaya yöneliktir.

Anket kullanılırken toplanan bilgilerin gizli tutulacağı , bilgileri amaç dışı başkaları ile paylaşılamayacağı açıkça belirtilmelidir. Ancak bu şekilde, anketlerin dolduranlar tarafından daha ciddiyet ve samimiyetle ele alınması ve böylece doğru bilgilerin toplanması sağlanabilir.

Ankette dört soru sorulabilir:

1. Açık uçlu sorular;bir soru sorulur ve bireyin yazarak yanıtlaması istenir.
ÖRN:sizce enflasyonun en önemli nedeni nedir?

2. Kapalı uçlu sorular:Bir soru sorulur ve seçenekler verilir. Bireyin bu seçenekler içinden birini ya da birkaçını işaretlemesi beklenir.
ÖRN:Kaç yaşında evlendiniz?
( )17 yaş ve daha küçük
( )18-20
( )21-25
( )26-30
( )31 yaş ve daha büyük


3. Evet hayır şeklinde yanıtlanan sorular:anketlerde bazı sorular evet hayır diye yanıtlanması gereken sorulardır.
ÖRN:Yağmurlu gecelerde kendinizi kötü hisseder misiniz?


4. Derecelendirilmeli sorular:anketlerde bazı sorularda derecelendirilmelidir.
ÖRN:öğretmenlerinizin size davranışlarından ne derece memnunsunuz?
( )oldukça memnunum
( )kısmen
( )memnun değilim

Anketler;
1. Gruplara uygulanabilir.
2. Bireylerle görüşülerek uygulanabilir.
3. Posta ile yollanarak uygulanabilir.
4. Telefon görüşmesi yaparak uygulanabilir.

Anketlerde her şeyden önce ,cevaplama güvenliğini ve katılma oranını yüksek tutmak için net ve yeterli bir açıklamaya gerek vardır. Anketin kapsadığı alan yada konu mutlaka sınırlı tutulmalıdır. Elde hazır bulunan bilgiler tekrar tekrar sorularak yada gereksiz sorulara yer vererek anketin hacmi genişletilmemelidir. Ankette çok özel ve kişisel sorulardan kaçınmalıdır.

2) PROBLEM TARAMA LİSTELERİ


Problem tarama listeleri, bireyin gereksinimleri, kişisel sorunları, sağlık, bedensel gelişim,benlik algısı,sosyal destek sistemi, okul, öğretmenler, aile,gelecek,meslek seçme,insan ilişkileri gibi konularda bireyin yaşamakta olduğu sorunlar hakkında bilgi toplayan ve bireylerinin sorunlarının giderilmesi için yardım etmeyi amaçlayan bilgi toplama araçlarıdır.
Bu envanterin amacı:Bireyin sahip olduğu önemli problemleri saptayarak bu problemlerini çözmesi ,için öğrenciye yardım etmek ve böylece öğrencinin bir bütün olarak gelişmesine, okula uyum sağlamasına ve akademik başarısının yükselmesine katkıda bulunmaktır.

Problem tarama listeleri, o okulun özellikleri, öğrencilerin gereksinimlerini, gelişim dönemlerini dikkate alarak hazırlanmalıdır. Örneğin, ilköğretim öğrencileri için hazırlanacak problem tarama listesi yatılı lise öğrencileri için hazırlanan problem tarama listesinden farklı olacaktır.

Problem tarama listelerinde problem cümleleri 30 ile 400 arasında değişir. Yalnız 40-50’ den fazla soru sorulmamalıdır. Çünkü genelde öğrenciler çok sayıda maddeyi okumaktan kaçınmakta ve rasgele işaretleme yapılmalıdır.
Problem tarama envanterlerini hazırlamak zor değildir,uzmanlık gerektirmez. Psikolojik danışmanlar ve öğretmenler problem tarama listeleri hazırlayabilir, uygulayabilirler.

Problem tarama listeleri hazırlanırken şu yol izlenebilir:
-Problem tarama listesi uygulanacak gruba çeşitli problem alanlarıyla ilgili açık uçlu sorular sorularak grubun problemleri hakkında kabaca bilgi toplanabilir.
-Bu toplanan bilgiler, öğretmenler ile uzmanların gözlemleri birleştirilerek bir geçici problem tarama listesi hazırlanır.
-Geçici problem tarama listesi üzerinde her problem cümlesi gözden geçirilir.
-Maddeler amaca uygun bir biçimde yazıldıktan sonra bir de açıklama yazılarak bu geçici form deneme uygulaması için hazır hale getirilir.
-Problem tarama listesi geçici formunun deneme uygulaması, esas uygulama grubuna benzer 30-40 kişilik küçük bir gruba uygulanır.
-Deneme uygulamasından sonra problem tarama listesi üzerinde gerekli düzeltmeler yapılarak esas form oluşturulur. Bu şekilde geliştirilmiş form hedef grup için uygulanır.

Problem tarama listelerinin sonuçları öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler ve veliler ile paylaşılabilir. Ancak sonuçların paylaşılmasında çok dikkatli olunmalıdır. Bir öğrencinin problemi öğrencinin rızası olmadan hiç kimse ile paylaşılmamalıdır. Kişisel nitelikli problem konuda, rehber öğretmen sınıfa girerek problem tarama listesinde bulunan problem cümlelerinden örnek verebilir ve bu tür problemleri olan öğrencilerin problemlerinin çözümü amacıyla rehberlik servisine başvurabilecekleri belirtilir. Grup için ortak ve yaygın olan problemlerin neler olduğu ise her sınıfta uygun bir dille belirtilir. Bu problemlerin grup rehberliği veya diğer rehberlik etkinlikleri çerçevesinde ele alınarak çözülmesine çalışılacağı vurgulanabilir. Bu açıklamalarda belirtilen bireysel ve grup rehberliği çalışmaları zaman geçirilmeden başlatılmalıdır.
Problem tarama listeleri ile ilgili çeşitli açıklamaların ışığında, listeler tüm bir okulun eğitim programının yeniden düzenlenmesinde;okul psikolojik danışma ve rehberlik programının örgütlenmesinde ve geliştirilmesinde; bireylerin kendi problemlerini daha iyi anlamalarını sağlamada;psikolojik danışmaya ihtiyaç gösteren çok problemli öğrencilerin belirlenmesinde; psikolojik danışma sürecinin etkinliğinin artırılmasında; öğrencilerin problemlerinin yaş,cinsiyet, sosyo-ekonomik durum gibi değişkenler bakımından nasıl farklılaştığını incelemede kolaylıkla kullanılabilmektedir.

3) OTOBİYOGRAFİ


Otobiyografi, bireyin geçmiş ve şimdiki yaşantısı ile geleceğe ilişkin planlarını yazılı olarak anlatmasıdır. Otobiyografinin amacı; Bireyin davranışlarının gerisinde yatan gereksinimleri, bastırılmış duyguları,tutumları ortaya çıkarmak ve baskı altında tutulan duygu ve düşünceleri ifade ederek bireyin rahatlamasını sağlamak;bireyi dolaylı olarak farklı yönleriyle tanımaktır. Ayrıca otobiyografi bireye zayıf ve üstün yanlarını,başarı ve başarısızlıklarını, insan ilişkilerini ve yaşantılarını anımsama fırsatı vermektir.

Bireylere otobiyografi yazdırılırken genellikle iki yol benimsenebilir: bunlardan birisi; bireyin kendisi hakkında her konuda istediği gibi serbestçe yazması istenebilir. Buna kontrolsüz ya da sınırsız otobiyografi denir. Bir başka yol ise, yazılacak konu ya da alt konuları sınırlamaktır. Bu durumda bireyin sadece belirli bir konu etrafında, örneğin,aile özgeçmişi, başkaları ile ilişkileri, ilgileri,geleceğe ilişkin kaygıları gibi konulardan biri hakkında serbestçe yazması istenir. Buna kontrollü yada sınırlı otobiyografi denir. Psikolojik danışma ve rehberlik uygulamalarında, yerine göre, otobiyografi yazdırılacak konular serbest bırakılacağı gibi, bazen de sınırlandırılabilir. Aslında, zaman zaman her iki yola da başvurmak gerekli olabilir.

Otobiyografi diğer tekniklerle elde edilemeyen ve gerçekten elde edilmesine gereksinim duyulan bilgileri elde etmek amacıyla yazdırılmalıdır. Elde edilen bu bilgiler birey hakkındaki mevcut bilgilere ek bilgiler katacaksa otobiyografi yazdırılmalıdır. Çünkü sık sık otobiyografi yazdırmak mümkün olmamaktadır. İkincisi otobiyografi yazdırılmadan önce, elde edilen bilgilerin ne amaçla kullanılacağı konusunda birey bilgilendirilmeli ve bu bilgilerin gizli kalacağı konusunda güvence verilmelidir. Diğer bir önemli nokta ise, doğru bilgiler elde edebilmek için bireyin güdülenmesidir.

Otobiyografi bireyi tanıma teknikleri içinde geçerliliği en düşük olan tekniklerden biridir. Bu nedenle otobiyografiden elde edilen bilgiler,diğer bireyi tanıma teknikleri aracılığı ile elde edilen bilgilerle değerlendirilmelidir.

Otobiyografinin yararlı yanları:

1. Öğretmen, öğrencinin önemli duygularını ,tutumlarını,yaşantılarını öğrenebilir.
2. Uygulama ve değerlendirilmesi görüşmeden daha az zaman alır.
3. Öğrenci,kendini ve yaşantılarını anlatırken içini boşaltır.

Otobiyografinin sınırlılıkları:

1.Elde edilen bilgiler, başka kaynaklardan elde edilenlerle denetlenmedikçe rehberi yanıltabilir.
2.Yaş, zeka ve yazma yeteneği yazma tekniğini etkiler ve bu da rehberi yanlış yargılara götürebilir.
3. Öğrenci-imgeleminin genişliği dolayısıyla gerçekleri değiştirebilir

4) BİBLİYOTERAPİ


Bibliyoterapi; kitaplarla terapidir. Bireylere problemlerini çözme, kendini tanıma gibi konularda masal, öykü, deneme gibi edebiyat eserlerinden yararlanmalarını sağlayan bir sürecin adı olarak tanımlanabilir. Burada sadece kitap okumak değil kitap ile bir etkileşime girmek de önemlidir. Örneğin; masaldaki kahraman veya onun başına gelen bir olay ile benzeşim-özdeşim kurmak bibliyoterapinin ilk basamağıdır. Kitap okumanın ruhsal olaylardaki iyileştirici etkisi, kişisel gelişime olan katkısı ilk medeniyetlerden günümüze değin bilinir ve uygulanır.

Günümüzde bir uzman psikolojik danışman ile birlikte uygulanan bibliyoterapinin belli başlı özellikleri şunlardır:
1. Çocuğun yaşadığı sorunlara uygun kitabı seçme.
2. Kitabı doğru zamanda seçme veokumasına başlama.
3. Öyküdeki kahramanla benzer sorunları yaşadığını çocuğa aktarma, kişilik özelliklerini anlatma ve özdeşim kurmasını sağlamak terapinin ilk aşamasıdır.
4. En önemlisi ise yaşanan sorunları kabul etme ve üzerinde çalışmaktır.
Kitaptaki olaylarla kendi yaşamındaki olayları bütünleştirip duygularını anlayabilen çocuğunsorunlu olduğu noktada kendini görüp tanıması, iyileştirmeyi kabul etmesiyle terapi amacına ulaşmış olur.

C-BAŞKALARININ KANILARINA DAYALI TEKNİKLER

1) SOSYOMETRİ


Sosyometri, bir grubu oluşturan bireylerin sosyal durumunu,birbirleri ile olan ilişki biçimlerini, grup içindeki alt gruplar, kısaca grubun gerçek görünümü ve gurup bütünlüğü hakkında objektif bilgi edinmek için en güvenilir teknik gösterilir.

Sosyometri belirli bir zamanda bir grubun bütün üyeleri arasında mevcut tüm sosyal ilişkileri ortaya koyması bakımında pratik ve kullanışlı bir yöntem olmakla birlikte bu sosyal ilişkilerin arkasındaki nedenler değerler ve tutumlar hakkında fazla bir ipucu vermez. Bu bakımdan Sosyometri daha ileri incelemeler ve değerlendirmeler için bir başlangıç noktası olarak düşünülmelidir.

Sosyometri uygulamasından güvenilir sonuçlar alabilmek için uyulması gereken kurallar:

*Sosyometri sonuçları özel ve gizli tutulmalıdır. Sosyometri uygulamasında uygulama sonuçlarının gizli tutulacağı hakkında tüm bireylere söz verilmeli ve gerçekten bu söze kesinlikle uyulmalıdır.
*Sosyometri uygulaması dostça bir hava içinde hiçbir zorlamaya dayanmadan yapılmalıdır. *Uygulama sınıfta ya da gurupta bir sınav ortamı oluşturulmamalı; bireylerin seçimlerini ve tercihlerini kendiliğinden serbestçe yapabilmeleri sağlanmalıdır.
*Sosyometri uygulamasından önce sınıfta ya da guruptaki üyeler birbirlerini yeterince tanımış olmalıdır.
*Sosyometri uygulaması aynı sınıf ya da gurupta belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Çünkü zamanla üyeler arasındaki ilişkilerin yapısı ve biçimi değişebilir.
*Sosyometri uygulamasından elde edilen bilgiler bireylere verilecek psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin programlanmasında dikkate alınmalı, bu bilgiler uygun bir yaklaşım biçimleri içinde bireylerle paylaşılmalıdır.


Sosyometri uygulaması yapılırken şu şekilde bir yönerge kullanılabilir;
Yanıt kağıdına; tarih, adınız ve soyadınızı açıkça yazınız.

Yazdığınız isimleri kimseye göstermeyiniz, kimseyle konuşmayınız.
Önce iyi düşününüz sonra yazınız, eğer cevap kağıdına yazabileceğiniz üç arkadaşınızın ismi, yoksa iki, o da yoksa bir kişinin ismini yazınız, hiç kimse yoksa kağıdı boş bırakınız

Arkadaşınızın adını ve soyadını yazarken tercihlerinizi derecelere göre yapınız.
İstediğiniz arkadaş, o gün sınıfta yoksa onun da adını yazınız.
Sosyometri uygulaması sonuçları gizli tutulacaktır.

2) KİMDİR-BU TEKNİĞİ


Bir sınıf yada grup içindeki sosyal ilişkileri ortaya çıkaran sosyometrik tekniklerden biridir. Kimdir bu tekniği grup içindeki bireyin kendi kendini nasıl gördüğünü ve diğer üyelerle nasıl bir sosyal ilişki içinde bulunduğunu ortaya çıkarır.

Kimdir bu tekniği uygulanırken bir dizi olumlu ve olumsuz davranışlar sıralanır. Bireyin, her davranışı yanına grup içinde bu davranışa sahip olan arkadaşlarını ve uyuyorsa kendini yazması istenir.

Davranışlar listesi kısa bir açıklama ile her davranışın yanına yeterli bir boşluk bırakılarak teksir edilir ve gruba dağıtılır. Cevaplama için boş kağıt dağıtılır, cevaplama yapılırken her davranışın yanına birden çok yazılabileceği gibi, aynı kişi değişik davranışların yanına yeniden yazılabilir. Bu teknikte olumlu ve olumsuz davranışlar listelenirken ifadeler düz cümle yada bir soru cümlesi olarak yazılabilir.

Kimdir-Bu tekniği uygulamasının sonuçlarını kolayca yorumlayabilmek için toplanan bilgilerin tablolar halinde özetlenmesi ve bireyin kendini ve başkalarını hangi davranışlarda kaç kez yazdığını sayısal olarak belirlenmesi gerekir. Tablolar hazırlandıktan sonra sayısal değerlere bakılarak sonuçlar kolayca yorumlanıp açıklanabilir.

Kimdir-Bu? tekniğinin sosyometriden farkı;

Görüldüğü gibi Kimdir-Bu tekniği uygulaması sosyometri uygulaması ile paralellik göstermektedir. Ancak; Kimdir-Bu tekniği bireyin grup içinde kendi kendin nasıl algıladığı hakkında önemli ipuçları verirken, sosyometri grubun sosyal yapısını daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Kimdir-Bu ? tekniği uygulanması örneği:


“Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.”

Sevgili arkadaşlar;
Kimdir-Bu? Bulunduğunuz sınıf içinde nasıl tanındığınızı belirtmek amacıyla hazırlanmış bir tekniktir. Aşağıda sınıf arkadaşınızı tanımlayan 24 özellik sıralanmıştır. Her özelliği dikkatlice okuyunuz, her özellik sınıf arkadaşlarınızdan kimin davranış özelliğine uygunsa o cümlenin altında bulunan noktalı yere en fazla iki arkadaşınızın adı ve soyadını yazınız. O özellik sınıf arkadaşınızdan hiç kimseye uygun değilse boş bırakınız. Lütfen yazdıklarınızı gizli tutunuz ve kimseye göstermeyiniz.
.
D-ETKİLEŞİME DAYALI TEKNİKLER

1) GÖRÜŞME


Görüşme,bireyi tanıma çalışmalarında en yaygın olarak kullanılan bir tekniktir. Belli bir amaçla yüz yüze gelen iki veya daha fazla kişinin, sözel ve sözel olmayan davranış ve teknikler kullanarak yaptıkları bir etkileşim sürecidir. Görüşmeyi yapan kimse teknik ve beceri yönünden iyi yetişmiş olabilir,görüşme konusunda uzmanlaşmış bir kişi, de olabilir.Herkes kendi amaçları doğrultusunda farklı görüşmeler yapabilir. Öğretmen öğrencisiyle, doktor hastasıyla, danışman danışanıyla, yönetici ise işe alacağı adayıyla vs. görüşme yapabilir. Görüşmeciler bilgi toplamak ve bireye yardım etmek amacıyla görüşme yaparken görüştükleri bireylerin giyim-kuşamı, beden dili, ses tonu ve genel davranışlarını doğrudan gözleme olanağı bulur. Görüşmenin en üstün yanlarından biri budur. Görüşmeci görüştüğü birey hakkında oldukça fazla bilgi edinebilir. Ancak burada görüşmecinin becerikli ve yetenekli olması gerekir. Daha çok bilgi elde edebilmek için açık uçlu sorular sorulmalıdır.

Görüşmenin konuşmadan farkı
1. Görüşmede bilinçli olarak saptanmış bir amaç vardır. Bireylerin kişisel problemlerinin çözümüne yardım etmek, bir köy liderinin köyün ihtiyaçlarını öğrenmek ve iş isteyen birisi hakkında bilgi toplamak görüşmenin amaçlarından biri olabilir.
2. Belli bir amacı olduğu için görüşmenin kapsamı bu amaca yönelik bir plan ve düzen içinde yürütülür.
3. Amacın gerçekleştirilebilmesi için görüşmeye taraf olan kişilerden biri olan görüşmeci etkileşimi planlama,düzenleme sorumluluğunu üzerine alır.
4. Görüşme sürecinde belli bir amaç için iki kişinin bir araya gelmesi söz konusu olduğu için görüşmeler çoğunlukla rasgele değil belli bir zamanda,yerde ve sınırlı bir süre için düzenlenir.


Görüşmenin olumlu yönleri:
1. Yüz yüze ve doğal etkileşim sürecidir. Böylelikle birey hakkında kesin ve doğru bilgi edinilir.
2. Kullanım alanı çok geniştir.
3. Görüşmede bireyin söylediklerine ve beden diline bakarak söylemedikleri veya gerisinde yatan duygu ve düşünceleri anlayabiliriz.
4. Görüşme tekniği okuma yazma bilmeyen bireylere de uygulanabilir.
5. İyi ilişkiler kurulduğu zaman görüşme ile bilgiler doğru ve eksiksiz olarak toplanabilir.

Görüşmenin sınırlı yanları:
1. Görüşme tekniği ekonomik değildir.(tek tek bireylere dayandırıldığı için zaman,emek,para bakımından ekonomik değildir.)
2. Bireyin verdiği bilgilerin doğru olduğu kabul edilmektedir. Ancak birey hakkında elde edilen bilgilerin ne derece doğru olup olmadığını kontrol etmek mümkün değildir.
3. Görüşme tekniği, taraflar açısından sübjektif olduğundan elde edilen bilgiler yanlış yorumlanabilir.
4. Görüşmede taraflara uygun yer, zaman,süre belirlemek oldukça zordur.
5. Görüşmede elde edilen bilgiler görüşülen bireyin vermek istedikleri bilgiler ile sınırlıdır.

Görüşme, hangi konuda kiminle yapılırsa yapılsın,bazı soruların sorulup cevapların alındığı bir soruşturma süreci biçiminde düşünülmemelidir. Görüşmede görüşülen kişinin konu hakkındaki duygu ve düşüncelerini rahat bir şekilde ifade etmesine fırsat verilmelidir. Görüşmeyi sürdüren uygulayıcının görüşülen kişinin görüşlerini, duygu ve düşüncelerini eleştirme ve yargılama gibi bir hak ve sorumluluğu da yoktur.

Görüşme sonuçlarının kayıt edilmesi gerekir. Kayıt amacı ile önceden hazırlanmış araçlar ve ölçekler kullanılacağı gibi düz yazılı raporlarda düzenlenebilir. Duruma ve kullanılan aracın niteliğine bağlı olarak, bazı bilgiler görüşme sırasında kaydedilebilir; bazı bilgilerin ise görüşmeden sonra yazılması gerekli olabilir. Okullarda psikolojik danışma ve rehberlik uygulamaları ile ilgili olarak görüşme çalışmalarında uzmanların yanı sıra öğretmenlerin de görev almaları gerekir. Buna göre, görüşme tekniği ile bilgi toplamada tecrübe kazanmaları ve bu tekniği etkili bir biçimde kullanabilmeleri için öğretmenler ve uzmanlar arasında yakın işbirliği ve karşılıklı bilgi alışverişi sağlanmalıdır.

2) OYUN



Oyun, çocuklar için kendini tanıma,kendini anlatma ,düşünme ve deşarj olma aracıdır.Aynı zamanda oyun çocuğu tanımak için bir tekniktir. Çocuğun gerginlik ve kaygılarını gidermede sağaltıcı bir işlev görür. Çocuk oyun aracılığıyla dünyayı anlar,ilişkilerini, geçmişi ve geleceği kavrar. Bu nedenle oyun bir öğrenme aracıdır ve evrensel bir dildir.

Çocuğun oyun ortamında oyuncaklarla ilişkisi, oyunda aldığı roller, benimsediği davranış kalıpları, kurallara uyma düzeyi, grupla işbirliği yapma,kişisel sorumluluk üstlenme,ilgisi becerileri, duygulanım düzeyi,liderlik özellikleri, başkalarının özelliklerine saygılı olma,bencillik, paylaşımcılık gibi çok sayıda niteliği gözlenerek çocuk hakkında bilgi elde edilebilir. Ayrıca oyun aracılığıyla çocuğun sıkıntı ve sorunları ile davranış bozukluklarını anlamak ve bu davranış problemlerini oyun aracılığıyla çözmek de mümkün olabilmektedir.

Oyun aracılığıyla çocuk çok çeşitli yönlerden kendini tanıma,üstün ve zayıf yönlerini anlama, zayıf yönlerini geliştirme, kendini başkalarıyla kıyaslama ve akranlarını tanıma fırsatını da yakalamaktadır. Çocuk yaşam için gerekli olan davranış, bilgi, beceri ve alışkanlıklarının çoğunu, cinsiyet rollerini oyun ortamında öğrenir. Oyun bir öğrenme ortamıdır. Böyle bir öğrenme ortamında çocuk özgür ve yaratıcıdır. Potansiyellerini geliştirebilir. Çocuk bireysel oyundan grupla oyun oynamaya geçince sosyalleşme süreci hızlanır ve çocuk akranlarıyla birlikte bu doğal ortamda sosyalleşir. Bu nedenlerle oyun çocuğun yaşamının ayrılmaz parçasıdır.

Oyunların ruh sağlığına etkisi:Çoğu kez çocuğun oyun tercihlerine ve davranışlarına bakarak temel ilgi alanlarını, kişisel tutum ve eğilimlerini tanımak, ruhsal güçlüklerini ve davranış bozukluklarını teşhis etmek mümkün olmaktadır. Psikologlar ve psikiyatrisiler, çocuk oyunlarının bu yansıtıcı potansiyelinden yararlanmaktadırlar. Uzmanlar, çocukları oyun içinde gözleyerek onların ruhsal problemlerini açıklayıcı ve yardım edici yöntemler geliştirmişlerdir.

3) PSİKODRAMA


Psikodrama, bireyin kendisi için kaygı ve üzüntü kaynağı olan bir psikolojik problemini bir rol olarak alıp bir grup karşısında gerçek yaşamında olduğu gibi oynayarak ortaya koymasıdır. Buna göre psikodrama tekniğinin uygulanabilmesi için belirli bir ortamda bazı koşulların sağlanması gerekir.

Psikodramada bir yönetici danışman veya terapist ile grubu oluşturan danışanlar ya da izleyiciler vardır. Danışanlardan biri kendi isteği ile grup karşısında kendi problemi ile ilgili rolünü oynar. Rol oynanırken ortamda gerekli düzenlemeler yapılır ve grubun bazı üyeleri oynanmakta olan rolün gerektirdiği diğer rolleri alır;ancak,baş oyuncu problemini oynamak üzere ortaya çıkan oyuncudur. Ortam tamamen özel olarak seçilmiş bir oda içinde duygusal ve psikolojik ilişkilerin kurulmasına uygun bir terapi ortamıdır. Bu özelliklerden dolayı, psikodrama devam eden bir grup terapisi veya bir grupla psikolojik danışma süreci içinde, yerine göre zaman zaman başvurulacak bir tekniktir.

Psikodrama bireyin grup içinde problemlerini yaşantısal olarak oyunla sergileme fırsatı vererek onun tüm duygularını ortaya koyması ve problemi hakkında daha çok bilinçlenmesi sağlaması bakımından etkili bir terapi tekniğidir. Ancak, bu sonuçların gerçekten ortaya çıkması için psikodramayı yöneten terapistin bu konuda yeterli ve tecrübeli olması gerekir.

Psikodrama sürerken danışanın yani esas oyuncunun ortaya koyduğu davranışları ve bu davranışlar arasındaki ilişkileri anlama ve gerektiğinde bir yönetici olarak terapistin yapacağı girişimler, yorum ve yönlendirmeler çok önemlidir. Bunlar ise psikodrama süresince terapistin çok uyanık ve etkin olmasını zorunlu kılar.

Psikodrama, oyun oynama bittikten sonra yorum ve tartışmalarla gruptaki diğer üyelerin ve seyircilerin de katılmaları uygun olur. Bu şekilde gruptaki diğer üyeler arasındaki psikolojik ilişkiler daha da ileri götürülerek psikodramanın terapötik etkisi artırılabilir.

Kaynak

Son düzenleyen _PaPiLLoN_; 23 Temmuz 2009 20:50

Benzer Konular

4 Ağustos 2008 / Misafir Eğitim Bilimleri
20 Kasım 2007 / KENCISii Taslak Konular
17 Şubat 2015 / taylordoğa Soru-Cevap
17 Eylül 2008 / RuffRyders Taslak Konular
8 Ekim 2010 / Teamoore Taslak Konular