Arama

Kefir ve Sağlık için Faydaları

Güncelleme: 21 Nisan 2016 Gösterim: 364.178 Cevap: 9
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
7 Mayıs 2006       Mesaj #1
kambis - avatarı
Ziyaretçi
KEFİR
Kefir Kafkasya’ da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika’da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.
Ad:  kefir2.jpg
Gösterim: 2377
Boyut:  15.8 KB

Sponsorlu Bağlantılar

KEFİR NEDİR ?
Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

KEFİR NERDEN GELMİŞTİR ?
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır. Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

KEFİR NELERE İYİ GELİR ?
Kullanımı ( içimi ) ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına ile su gibi içirirler. Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengin ilaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırıyor, bağırsak hareketlerini hızlandırıyor, bulaşıcı, sarılık , eklem hastalıkları, ishal , kabız , kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşürüyor ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİRİYOR... Hazmının kolay , proteince zengin oluşu NEDENİ İLE Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir.Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir. Doktorlar, hastalarına ilaçların yanında birde kefir içmelerini tembihliyor.
Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir. Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel SEZGİN, Japonya’ da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.( 22.02.2002 Star Gazetesi )
Ayrıca kefir sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk içinde yararlı olmaktadır.Ülser yüksek tansiyon , bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

KEFİRİ KİMLER KULLANIR ?
Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.

KANSER HASTALARI TERCİH EDİYOR ?
Kefir, vücut direncini arttırıyor, sindirim sistemine yararlı oluyor. Bağırsakta kanser oluşturan etkenleri engelliyor. İlaç değil ama, kanser hastası olanlar, bu özellikleri nedeniyle kefiri tercih ediyor... Yapılan çalışmalar, kefirin, iştahsızlık ve uykusuzluğa da iyi geldiğini göstermiştir.

KEFİR TANESİ
Kefir Tanesi; fındık yada buğday büyüklüğünde, renkleri beyaz, beyaz-sarı arasında küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir. Taneler sütü fermente edici rol oynar, en önemli özelliği fermantasyon sonunda süzülerek tekrar kullanılabilmesidir.Kefir taneleri kazein ve birbirleri ile ortak yaşayan mikroorganizmaların meydana getirdiği jelatinimsi koloniler oluştururlar. Çok karışık bir mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Değişik araştırmacılar, değişik bölgelerden aldıkları kefir tanelerinde farklı sayıda, oranda ve cinste mikroorganizma tespit etmiştir.Tanede genel olarak laktik asit bakterileri, laktozu fermente eden ve edemeyen mayalar mevcuttur. Bazı tanelerde enterokok ve koliform grubu bakterilere de rastlanmıştır. Kefir tanesinde saf toz halde liyofilize kültürler üretilmiştir. Avrupa ülkelerinde ve A.B.D. de genellikle saf kültürlerden kefir üretilirken , Rusya , Asya , Doğu Avrupa ve Ortadoğu bugüne kadar laboratuvar koşullarında kefir tanesi üretmek mümkün olmamıştır.

BESİN DEĞERLERİ

Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların , yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:12
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
30 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Kefir Nedir?
Kefir kültüre edilmiş, birçok sağlık unsuru içeren ayran benzeri bir içecektir. Kefir ekşi ve ferahlatıcı tadı ile ayrana, yoğurtta bulunan maya ve bakterilerin bağırsak siteminde tutunma özelliği olan ‘probiyotik’ yapıları ile de yoğurda benzemektedir. Kefirde doğal olarak yer alan bakteriler ve mayaların simbiyotik etkileşimi sonucu oluşan yapılar bu içeceğin düzenli tüketilmesi durumunda sağlık açısından faydalar içermektedir. Değerli vitamin ve mineraller ile yüklenmiştir, kolay sindirilebilir proteinler ve doğal antibiyotik özellikler içermektedir.
Kefirde yer alan çok miktardaki yararlı maya ve bakteriler, kültüre edilme işleminden sonra ortamda bulunan laktozun tamamına yakınını yapılarında bulunan laktaz enzimi ile tüketirler. Böylece laktozu tolere edemeyen kişiler bu şekilde kefiri rahatça tüketirler.
Ad:  kefir3.jpg
Gösterim: 2010
Boyut:  13.2 KB
Kefir çok farklı sütler ile örneğin inek, keçi, koyun, hindistancevizi, pirinç ya da soya sütleri ile yapılabilir. Yapısal olan mukoz benzeri özelliği, sindirim sisteminde yararlı bakterilerin kolonizasyonunu kolaylaştırır.
Kefir, tanecik (grain) adı verilen jelatinimsi beyaz ya da sarı partiküllerden oluşmaktadır. Bu tanecikli yapı kefiri diğer süt ürünlerinden ayırmaktadır. Bu tanecikler bakteri/maya karışımı kazein (süt proteini) ve kompleks şekerler ile küme halini almaktadır. Bazı taneciklerin fermentasyon işlemleri sonucunda el avucuna sığabilecek büyüklüklere ulaştığı bilinmektedir. Tanecikler yapısında bulunan yararlı organizmalar ile sütü fermente ederek kültüre edilmiş ürüne dönüştürmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Yoğurt ve Kefir arasındaki farklar nelerdir?
Her iki üründe kültüre edilmiş süt ürünleridir ama farklı türde faydalı bakteri içermektedirler. Yoğurdun içermiş olduğu bakteriler sindirim sistemini temiz tutarak burada konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamaktadır. Kefir bu özelliklere artı olarak yoğurdun sahip olmadığı sindirim sistemini kolonize etme özelliğine de sahiptir.

Meraklısına
Kefir yoğurtta bulunmayan birkaç faydalı bakteriyi de içermektedir, Lactobacillus caucasus, Leuconostoc, Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri. Aynı zamanda vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve elimine eden Saccharomyces kefir ve Torula kefir gibi mayaları da içermektedir. Sindirim siteminde zararlı bakteri ve mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler ve bağırsakların direncini artırır. Bu nedenle vücut gerek Escherichia coli gibi patojenlere gerek bağırsak parazitlerine karşı daha dirençli hale gelir.
Kefirde bulunan bakteri ve mayalar tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine yardımcı olarak besin kaybını önlemekte, bu sayede kolonu temiz ve sağlıklı tutmaktadır. Kefirin yoğurda kıyasla daha ince tanecikli yapıda olması sindiriminin kolay olmasını sağlamakta bu sayede de gerek bebekler gerek rahatsız yaşlılar ve sindirim bozukluklarına sahip olanlar için kullanımını kolaylaştırmaktadır.

Besin Değeri
Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel amino asitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sitemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır.
Kefir, B12, B1 ve K vitamini bakımdan da zengindir. Bu vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

Sağlık açısından Kefir
Kefirin diyetimizde düzenli olarak tüketiminin sayısız faydaları bulunmaktadır. Kolay sindirilebilir olması, bağırsakları temizlemesi, faydalı bakteriler ve mayalar, vitaminler ve mineraller, ve proteinleri içermesi. Kefir dengeleyici bir gıdadır. İçerdiği yapılar ile bağışıklık sisteme yardımcı olduğu, AIDS gibi rahatsızlıkların kötüye gitmesini yavaşlatmak, aşırı yorgunluk sendromuna, herpes ve kansere karşı olumlu etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Sinir sistemi üzerine olan sakinleştirici etkisi nedeni ile uyku bozuklukları, depresyon ve hiperaktivite rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.

Neden Kefir tüketmeliyim?
  • Kendi kültürümüzün bir öğesidir.
  • Pahalı olmayan ve evde kolayca yapılabilen bir gıdadır.
  • Dünyanın farklı yerlerinde Kronik Yorgunluk Sendromu, Astım, Deri Rahatsızlıkları ve antibiyotik tedavisinden sonra iç eko-sistemin temizlenmesinde kullanılmaktadır.
  • Çok şeker ve şekerli gıda tüketen çocuklar için faydalıdır.
  • Doğal sakinleştirici ve antibiyotiktir.Hamile kadınlar, hemşireler, yaşlılar için kompleks bir gıdadır.
Kefiri evde nasıl yaparım?
  • Bir kavanoza veya ağzı geniş bir şişeye yaklaşık 2 bardak taze süt konur.
  • Öncelikle kefir taneleri bulunduğu kaptan demir olmayan bir süzgeç vasıtası ile süzülür.
  • Süzgeçte kalan kefir taneleri sütün konduğu kaba aktarılır.
  • Ağzı bir kapı ile sıkı olmayan bir şekilde örtülür.
  • 24 saat oda sıcaklığında bekletilir.
  • Kefir taneleri gene demir olmayan bir süzgeç aracılığı ile süzülür.
  • Elde olunan içecek kefirdir.
  • Kefir taneleri eğer tekrar kefir yapılacak ise sütün içerisine yapılmayacak ise kendi kabı içerisine konulur.
Kefirin saklanması
Kefirin çok ekşi olmayan tatlıya yakın bir tatta içilmesi isteniyor ise taze olarak bir iki gün içerisinde tüketilmesi önerilir. Kefir ağzı bir kapalı bir kapta hafta hatta aylarca buzdolabında saklanabilir. Özellikle laktozu tolere edemeyen kişilere önerilebilecek olan, buzdolabında saklanan kefir tüketildikçe üzerine taze olanlardan eklenmesi ve bu şekilde tüketilmesidir.

Meraklısına
Dolapta bekleyen kefir sağlık açısından bir olumsuzluk etmeni oluşturmaz. Düşük sıcaklıklarda bile, içerisinde bulunan Acetobakterler tarafından üretilen asetik asit nedeni ile ekşiliğin artmasına neden olur. Hatta bir araştırmada bir yıl boyunca bekletilen kefirin tadının biraz ekşi olduğu ve içerisinde yer alan mayalar nedeni ile alkol miktarını % 4 civarına çıktığı belirtilmiştir.

Kefir yapmaya bir süre ara vereceğim, nasıl saklarım?
Kefir tanelerini bir kaç ay kullanmayacaksanız,
Kefir tanelerini temin ettiğinizde saf su içerisinde küçük bir kapta ya da kurutulmuş halde olacaklardır. Kefiri kullanmayacağınız zaman bir kabın içerisine saf suyu koyarak ve taneleri de içerisine ilave ederek buzdolabında (+4 C) saklayabilirsiniz.
Kefir tanelerini donduracak iseniz,
Kefir tanelerini soğuk saf su ile yıkayın (suyun klorsuz olmasına dikkat edin), temiz ve beyaz bir havlu ile düzgünce üzerindeki nemi bastırmadan uzaklaştırın. Taneleri bir poşet ya da kutu içerisine koyun ve taneleri tamamen kapatacak kadar süt tozu ilave edin ve buzluğa kaldırın. Bu şekilde bir yıla yakın bir süre saklayabilirsiniz.
Kefir tanelerini Kafkasya’da yapıldığı gibi kurutacak iseniz,
Kefir tanelerini soğuk saf su ile yıkayın, temiz ve beyaz bir havlu ile düzgünce üzerindeki nemi bastırmadan uzaklaştırın. Tanecikleri beyaz kağıttan kese içerisine koyup yoğun güneş altına bırakın. Tanecikleri burada sıcaklık, nem ve tanecik boyutuna bağlı olarak bir iki gün içerisinde kuruyacaklardır. Kuruyunca renkleri sarıya dönebilir bu gayet normaldir. Kuruyan taneleri ağzı sıkıca kapatılabilen bir kaba koyup soğuk bir ortam ya da buzdolabında 1- 1.5 yıl civarında saklanabilir.

Saklanan kefir tanelerinin aktivitesini geri kazandırmak için ne yapmalı?

Farklı nedenler ile kefir taneleri aktivitelerini kaybetmiş olabilirler. Onları tekrar aktive edebilmek için,
Kefir tanelerini dondurmuş iseniz;
Dondurulmuş olan taneleri soğuk su içerisine koyun. Bu şekilde süt tozundan ayrılabilsin. Sonrasında bir kap içerisine tanelerin üzerine 1:3 oranda olacak şekilde süt ilave edin ve 24 saat beklemeye bırakın. Eğer pıhtılaşma istenen düzeyde olmaz ise bu işleme her 24 saatte sütün miktarını her seferde artırarak devam edin. Bu işlem üç-dört gün sürebilir. İstenen aromaya ve yapıya ulaşıldığında kefir taneleri sütü işlemek için hazır demektir.
Kurutmuş iseniz;
Tanecikleri bir kaba alıp üzerine 1:3 olacak şekilde süt ilave edin. 24 saat sonra eski aromaya ulaşmış ise taneler hazırdır. Eğer değil ise, yukarıdaki gibi artan miktarlarda süt ilave ederek bu işleme devam edin. 2-7 arası tazelemeden sonra taneler hazır hale gelecektir.
Önemli not: Kefiri aktive etme aşamasında elde olunan kefiri tüketmeyiniz.

Kefiri nasıl temin edebilirim?

Kefir, Türkiye’de ticari olarak market ve benzeri yerlerde satılmamaktadır (bazı Üniversiteler küçük çapta üretim yapmaktadırlar). Lakin kefir tanelerini kimi Üniversitelerin Ziraat Fakültelerine bağlı olan Süt Ürünleri bölümlerinden temin edebilirsiniz.
Rahmi Lale

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:13
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
30 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
EVDE KEFİR YAPIMI

Biliyorsunuz kefirin en önemli özelliği bağışıklık sistemini kuvvetlendirip hastalıklara karşı direnç sağlaması ve mide, bağırsak sistemini düzenlemesi.

Kefir yapımında dikkat edilmesi gereken en önemli özellik kesinlikle metalle temas etmemesi. Cam veye plastik kaplar kullanmak gerekiyor, plastik kaşık, plastik süzgeç gibi.


Gelelim nasıl yapıldığına:

Buzdolabında suyun içinde beklemekte olan kefir mayası süzgeçe dökülür ve yıkanır.

Cam veya plastik kavanozun içerisine kefir mayası konur ve üzerine oda ısısında beklemiş olan süt dökülür.
Kavanozun ağzı çok sıkı olmayacak şekilde kapatılır ve güneş almayan serin bir yerde örneğin mutfak dolabının içinde yazın 8-10 saat arası kışın ise 12 saat kadar bekletilir.
Bekleme süresi dolunca başka bir kavanozun ağzına süzgeç konarak kefir süzülür.
Süzülen kefir buzdolabına konur. Süzgeçte kalan kefir mayaları ise bir kaseye konarak üzerine su doldurulur ve buzdolabında saklanır.

3-4 gün kadar buzdolabında kefir mayası bekletilebilir. Daha uzun süre saklanacaksa derin dondurucuya konulması tavsiye ediliyor.

Neden kefir tüketmeliyiz?
Kullanımı ve hazmı çok kolay olan kefir;
  • Bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önler.
  • Beyine enerji verir ve zihinsel gelişimi sağlar.
  • Kansere karşı koruyucu ve kanseri geciktirici etkisi vardır.
  • Yüksek tansiyonu giderir.
  • Kolesterolü düşürür.
  • Damar sertliğini giderir.
  • Kemik erimesini önler.
  • Bronşit ve astım nöbetlerini azaltır.
  • Kansızlığı ve kan bozukluğunu giderir.
  • Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
  • Egzama ve alerjilerde faydalıdır.
  • İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder.
  • İdrarı sulandırır.
  • Karaciğer bozukluğunu tedavi eder.
  • Mide ve bağırsak salgılarını arttırıp hazmı kolaylaştırır.
  • Bağırsak hareketlerini hızlandırır.
  • Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir.
Kefir mayası aktarlardan temin edilebilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:02
Quo vadis?
biruni - avatarı
biruni
VIP Önce Sağlık
22 Nisan 2010       Mesaj #4
biruni - avatarı
VIP Önce Sağlık
Kefir Haram Mı?
Kefir içmek isteyen ancak alkol tüketmediği için kefirin içinde bulunan az miktardaki alkolden ötürü haram olabileceğini düşünenler için Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın 2005 yılında kefir üreten bir firmanın müracaatı üzerine inceleme gerçekleştirerek bir açıklama yapıyor. Ayrıca diğer din adamlarının da bu konuda açıklamaları var. Açıklamaların ortak noktası kefirin haram olmadığı yönünde. Dolayısıyla kefiri haram olduğunu düşünüpte içmeyenler bu açıklamalar ışığında kefiri haram korkusu olmadan içebilirler.

Din İşleri Yüksek Kurulu kefir haram değildir diyor
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı‘ndan yapılan açıklamada, “Sarhoşluk verecek derecede mayalanmamış içeceklerin içilmesi caiz, sarhoşluk verecek derecede mayalanmış içeceklerin içilmesi ise haramdır. 12-14 saat ile fermantasyon süresi en kısa süreli olan tatlı kefirdeki alkol oranının on binde ikinin altında ve çok az oluştuğu şeklindeki laboratuvar sonucu uzmanlarca da teyit edilmekte, mayalanması kısa süren bu tatlı kefirdeki alkol oranının sarhoş edicilik vasfının bulunmadığı açıklanmaktadır. Bu itibarla, böyle bir kefirin içilmesinde sakınca yoktur.” denildi.

DEVAMI
Kefirin Dini Açıdan İncelenmesi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:05
Düşüncene katılmam şart değil, düşünceni anlatman için savaşırım...
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
10 Mayıs 2011       Mesaj #5
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Kefirin yararları
Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan ve yapılan araştırma ve deneyler sonucu adeta sağlık deposu olduğu ortaya çıkan kefirin yararları saymakla bitmiyor. İşte mucize bitki kefirin yararları…
Kefir, çok eski yıllardan beri özellikle Kafkasya bölgesinde yapılan, bugün ise Avrupa ve Amerika ülkelerinde ticari amaçla üretilen süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir Türk içeceğidir.
Kefir, son yıllarda Avrupa ve Amerika’da da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.

Kefir nedir?
Ad:  kefir4.jpg
Gösterim: 1861
Boyut:  15.0 KB

Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir.


Kefir aslında sıvı değildir
Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

Kefir nereden gelmiştir?
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür.

Kafkas Türklerinin gençlik iksiri
Kafkas Türkleri kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır.

Kefir üzerinde ciddi araştırmalar yapılıyor
Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

Kefir nelere iyi gelir?
Kullanımı ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır.

Kafkaslarda çocuklar su yerine kefir içiyor
Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına su gibi içirdikleri bilinmektedir. Bu sebeple Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir.

Kefir tansiyonu düşürür
Kefir protein, yağ, laktoz ve mineraller bakımından hayli zengindir. İlaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kolesterolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır.

Kefir her derde deva
Vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırır, bağırsak hareketlerini hızlandırır, bulaşıcı, sarılık, eklem hastalıkları, ishal, kabız, kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşmesini ve önemlisi kanseri geciktirir.
Kefir bebeklere bile içirilmeli
Hazmının kolay, proteince zengin oluşu nedeni ile kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir. Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir.

Kefir mükemmel bir enerji içeceğidir
Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir.

Kefir bir cilt maskesidir
Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:14
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
29 Ocak 2012       Mesaj #6
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
KEFİR
Kefir fermente bir süt içeceğidir. Koyu ayrana veya sulu yoğurda benzeyen hafif ekşimsi aroması, ferahlatıcı tadıyla nefis bir süt ürünü. Mucizevi sırları ise içerdiği maya ve bakterilerde gizli. Bunlarda fermantasyon sırasında oluşuyor.

Dost bakteriler olarak adlandırılan, bağırsak sisteminde tutunma özelliği olan probiotik bakteriler içeriyor. Bir kaşık kefirde

70-100 milyon arası probiotik bakteri bulunmaktadır.

Kefirde doğal olarak bulunan işbirlikçi bakteriler bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu özelliği ile simbiotik bir etkileşim alanı oluşturuyor.

Düzenli kullanım halinde simbiotik güç evrimsel çevrime yol açıyor.

İçerdiği diğer vitamin, mineral ve proteinler kolay ve tamamen sindirildiği için enfeksiyonlara karşı koruyucu, doğal antibiyotik görevini yerine getiriyor.

Kefir; doğal sağlık iksiridir.

Kefirin yoğurttan artı olarak özelliği; sindirim sistemini temiz tutarak konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamasının yanı sıra sindirim sistemini kolonize etmesidir.

Kefirde, yoğurtta bulunmayan faydalı bakterilerden Lactobacillus cancasus,Leuconostoc Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri bulunmaktadır.

Kefirin yapısı ; vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve emiline eden Saccharomyces kefir ile Torula kefir gibi mayalarıda içermektedir. Kefir; sindirim sisteminde zararlı bakteri ve mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler ve bağırsakların direncini arttırır. Bu nedenle Escherichia coli gibi patojenlere ve diğer bağırsak parazitlerine karşı daha dirençli bir yapı oluşturur.

Kefir; sindirim sisteminde tam beslenme sağlamaktadır.

Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin ; yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır.

Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler.

Ayrıca kefirde bulunan CO2 ‘de sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır.

Başta B12 olmak üzere B grubu vitaminleri sentezlemiş olarak barındıran kefirdeki L(+) süt asidi kolayca sindirilmektedir.

Bileşiminde Eksogen yağ asitleri ve aminoasitleri ‘de bulunmaktadır.

Kefir; her derde deva şifa kaynağıdır.

Kefirde bol miktarda bulunan ve Esansiyel aminoasitlerden birisi olan Triptofan , mineral maddelerden Kalsiyum ve Magnezyum sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yapmaktadır.Mineraller ayrıca kemik ve kas yapısını güçlendirmektedir. Kefirdeki vitaminler kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını giderir. Kandaki antikorları kuvvetlendirip attırırlar.

Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır.

Kefir; doğal enerji kaynağıdır.

Diğer ikinci önemli mineral madde olan Fosfor; hücre gelişimi ve enerji ihtiyacı için karbon hidratların ,yağların ve proteinlerin vücuda yararlı olması için büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

Tansiyon üzerine renin-anjiotensin etkisi yaparak düzenleme görevi görür. Kefirdeki fosfor hücrelerin büyüme,bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır.

Kefir ; doğal antibiyotiktir.

Kefirde oluşan Asetik asit , H2O2 gibi antibakteriyel maddeler ve doğal antibiotikler ; E.coli ( Tüberküloz – Verem ), Salmonella

( Malta Humması ) gibi patojen bakterilere karşı koruyucu kalkan etkisi yapmaktadır.

Bileşimindeki bulunan mucize mineral; Selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum etkisi, kalp hastalıklarını önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmakta, cinsel gücün devamlılığında popüler bir antioksidan olarak günümüzde öne çıkmıştır.

Kefir; doğal gençlik iksiridir.

Yaşamımız boyunca mükemmel olarak işleyen vücudumuz, yaşımız ilerledikçe dışarıdan gelen saldırılara karşı koruyucu kalkanlarını yitirmektedir. Toksik maddeler, cildi tahrip eden serbest radikaller, ağır metaller, hava kirliliğinden oluşan karbon monoksit gibi zararlı gazlar vücudumuzu bir nevi paslandırmaktadır. Kanser tümörü oluşumu aşamasında oksidasyon sonucu oluşan hücre dışı yapılar hücre bozulmalarına yol açmaktadır.

Doğru beslenme ile alacağımız vitamin ve mineraller paslanmayı giderir ve güçlü bir temizlik işlemi yapar. Dolayısıyla yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Anti oksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar.

Kefir; biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar.

Kefir sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere kortizol, ensülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar.

Kefir mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını arttırarak başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar.
In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
31 Ocak 2012       Mesaj #7
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
KEFİR ÜRETMEK İÇİN EN SIK KULLANILAN METOD
Ad:  kefir1.jpg
Gösterim: 2053
Boyut:  10.0 KB
Kefir tanelerini temiz cam kavanoza koyun.[Kavanozun üstüne işaret koymanız ileride kefir taneleri çoğalınca fazla miktarı belirlemeniz açısından iyi olacaktır.Koyduğunuz işareti geçen kefir tanelerini başka üretimler için yada başka insanlara vermek için ayırabilirsiniz..]
Ad:  kefir2.jpg
Gösterim: 1842
Boyut:  9.3 KB
Oda sıcaklığında taze süt ekleyin ve 24 saat bekleyin, veya süt koyulaşıncaya kadar yada beğendiğiniz kıvama gelinceye kadar bekleyin.[Kavonozu spot ışık altından ve direk gün ışığından uzak tutun mesela karanlık bir dolaba koyabilirsiniz.. Kavanozu 3/4 ünden daha fazla doldurmayın. ]
Ad:  kefir3.gif
Gösterim: 2113
Boyut:  75.3 KB
Kavanozu süzgeçe dökün ve kefir tanelerini süzün kavanozu temizleyerek bundan sonra tekrar kullanabilirsiniz.

Kefiriniz içmeye hazır isterseniz buzdolabında uzun süre saklayabilirsiniz.Kapalı hava geçirmez bir kapta oda sıcaklığında 1 gün kadar da dayanabilir.
  • Kefir tanelerinin zarar görmesini istemiyorsanız kavanozu sıcak suyla yıkadıktan sonra kefir tanelerini içine hemen atmayın kavonuzun soğumasını bekleyin..
    Tebrikler sizde artık kefir yapmasını öğrendiniz .Bu mucize içeceği başkalarıyla paylaşmayı unutmayın..
    KEFİR 24 VEYA 48 SAAT SONRA

    Ad:  24-36-hr-thumb.jpg
Gösterim: 1811
Boyut:  12.1 KB
  • Kefir yapımında en sık kullanılan metodu yukarıda açıkladık. Başka bir metod ise kefir mayalandıktan 8-12 saat sonra 5 sn kadar çalkalayarak sütün kefir tanelerine daha iyi nufuz etmesini sağlamaktır. Bu şekilde elde ettiğiniz kefir çok daha rahat süzülecektir.
    Not:Anlattığımız işlem kefirin 24 saat ve 48 saat yaklaşık 22°C [71°F] sıcaklıkta pıhtılaşmasını anlatmaktadır. 7 ölçü süte 1 ölçü kefir tanesi katılarak yapılmıştır. Bu sadece bir yol göstermedir.Kullandığınız kefir tanelerinin kalitesine cinsine sütün yağ oranına vs diğer etkenlere göre bu oran ve süreler değişebilir.Zamanla kefir ürettikçe kendinize uygun olan miktarları siz belirleyebilirsiniz..
 
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:38
In science we trust.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Nisan 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kefir, (Çerkesçe Kundeps) çok eski yıllardan beri Kafkasya’da bugün ise tüm dünyada ticari maksatla imal edilen Kefir mayası yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir içecektir.
Ad:  kefir1.jpg
Gösterim: 1929
Boyut:  19.7 KB

Kefir
, beyazımtrak renkte, karnıbaharı andırır şekilde ve genellikle bezelye veya fındık büyüklüğünde tanelerden meydana gelmiştir. Kefir tanesinde; Torula mayaları, Sacharamyces sp., Streptococcus cremoris, Betabacterium sp. gibi mikroorganizmalar bulunur. Bunların faaliyeti sonucu süt asidi, etil alkol ve karbondioksit meydana gelir. Kefir tanesi içerisinde bulunan mikroorganizmalardan bazıları süt şekerini parçalayarak süt asidi oluştururlar ve süt pıhtılaşır.
Çeşitli yayınlarda kefirin alerjik rahatsızlık,iştahsızlık, uykusuzluk, verem ve böbrek hastalıklarında, bronşit ve astımda, ekzema tedavisinde, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesinde kullanıldığı belirtilmektedir.


Kefir Nedir?

Kefir sütten yapıldığı için protein, yağ, laktoz, mineral maddeler ve vitaminler gibi besin maddelerini yapısında bulundurmaktadır. Kefir fermentasyonu sırasında bazı vitaminlerin sentezlenmesi, proteinlerin ve laktozun parçalanması kefirin besin değerini artırmaktadır (Libudzisz ve Piatkiewicz, 1990).
Kefir mikroorganizmaları, sütte meydana getirdikleri değişikliklerle daha kolay sindirilebilir hale getirirler. Böylece, kefirdeki besin elementlerinin vücut tarafından kolayca emilmesi sağlanır. Özellikle sütteki laktozun laktik aside dönüşmesiyle, laktoz intolerans kişilerce rahatca tüketilmektedir. (Anonymous, 1998).

Probiyotik - Prebiyotik
(WHO - TC SB - GATA - FDA - CE - US DOD - NATO)
İnsan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir. Bağırsaktaki mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere prebiyotik olarak tanımlanır. Kefir içerik olarak hem prebiyotik hem de doğadaki en zengin probiyotiktir. Probiyotik destek olmazsa bağırsaktaki denge zararlı mikroplar lehine değişir ve çok sayıda kronik hastalıklar ortaya çıkar. (WHO) Örneğin Amerika Savunma Bakanlığı 1 yıl içerisinde askerlerin kefir tüketimiyle sağlık giderlerinden 113 milyon dolar tasarruf etmiştir. (US DOD)

İnsan bağırsak sisteminde 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri, mantar ve maya mutual yaşam biçimi olarak bağırsak faunasını oluşturur. Bu faunada 400’ün üzerinde mikroorganizma çeşitliği vardır. Organizmalar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde kaplar. Bu şekilde dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesi engellenir.

Kefirin Besin Değerleri

Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli metabolik işlemlerde kullanılan mineraller, vitaminler ve önemli aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1, B kompleksi ve K vitamini bakımından da zengindir. Bu vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir. (Koroleva, 1988)

Sağlığa Faydaları

Uzun süreli kefir kullanımında tespit edilen çarpıcı bilimsel gerçeklerin bazıları:

1. Kefir ile Kilo Vermek

Yüksek miktarda içilen Kefirle birlikte izlenilen diyetle elde edilen sonuçlara göre sadece diyet yapıp spor yapanlarla karşılaştırıldığında çarpıcı bir gerçekle karşılaşılmıştır: Kefir içenlerin vücut yağları, iç organlardan başlayarak hızlı bir şekilde yağları yanmaktadır. Kefir içinde bulunan mikroorganizmaların dönüştürdükleri sütün içeriğindeki kalsiyum ve protein düzeyinin yüksek olması daha hızlı BMI endeksini, sıvı dengesini bozmadan ve kas yoğunluğunu artırarak yağ yaktığı tespit edilmiştir.
Bodybuilding spor branşıyla ilgilenen sporcuların temel protein desteği olan whey proteini, kimyasal işlemlerden geçirilmiş ve stoklanma sırasında koruyucu maddelerle desteklenmiş peynir altı suyundan imal edilir. Ancak kefir tüketiminde protein yapısı peynir altı suyundan daha zengin bir gıda desteği alınır. Kefir aynı zamanda serotonin, triptophan, asetilkolin ve lisitin içerdiği için uyku düzenini de sağlar. Uyurken metabolizma yağ yakmaya devam eder.

Kısaca, ne kadar çok kefir içerseniz yaptığız diyet ve spor o kadar daha fazla yağ yakmanızı sağlar. (Andrea, 2011; Megan, 2011; Ayala Canfi, 2011;David T, 2010)

2. Kanser

1. Karsinoma tümör gelişimini %40-90 oranında engeller (Shiomi, 1982)
2. Kanser hücre gelişimini önleyicidir (Chen, 2007; Maeda, 2004)
3. Kolon kanseri hücre gelişimini önleyicidir (Brady, 2000; Wollowski, 2001)
4. Meme kanser hücre gelişimini ve metastazı önleyicidir (Chen, 2007)
5. Radyasyon etkilerini minimize eder ve vücudu korur (Nagira, 1999; Matsuu, 2003;Heriksson,1995)
6. İmmün sistemi güçlendirerek kanser hücrelerinin ve tümörlerin çoğalmasını engeller (Schiffarin, 1995; Furukawa, 1990;Zubillaga, 2001; Heyman, 2000; Çevikbaş, 1994; Sanders, 2000)
7. Antimutajenik ve antioksidan etkisinin çok güçlü olduğu kanıtlanmıştır (Je-Ruei, 2005)

3. Sindirim Sistemi

1. Bağırsak ve sindirim sistemi fonksiyonlarını düzenler (Çevikbaş, 1994; De Vresa, 2002)
2. Sindirim sisteminde antifungal etkisi ispatlanmıştır (Çevikbaş, 1994)
3. Laktoz intolerantlar için kullanımı zorunludur (Zubillaga, 2001)
4. Antibiyotiklere dirençli mikroorganizmaları imha eder (De Vrese, 1992; Zubillaga, 2001; Nefedjeva, 1975; Karagözlü, 1990; Libudzisz, 1990)
5. Gastrit ve ülser helcobakteriyi imha eder (Zubillaga, 2001)
6. İshal ve kronik konstipasyonu engeller (Maeda, 2004)
7. Çocuk ishalleri, IBS, Kolitis, Crohn hastalığı, gastroenteritis ve seyahat ishallerini engeller (Heyman, 2000)

4. Dolaşım Sistemi

1. Kolestrol düşürücü etkisi ispatlanmıştır (Vujicic, 1992; Sena, 2008;Tamai, 1996)
2. Kan şekeri, lipid ve yüksek tansiyon seviyelerini düşürür (Farbwortz, 2005; Vaughan, 1965)
3. Kalp hastalıklarını önleyici etkisi ispatlanmıştır (Diniz, 2003; Rodrigues, 2005)
4. Anti inflamator etkisi ispatlanmıştır (Diniz, 2003; Tadahide, 2011)

5. Üst Solunum Yolları

1. Tuberküloz, bronşit, rinobronşit, alerjik astım ve sinüzit hastalıklarına yakalan- mayı minimize eder, kronik olanları ise uzun süreli kullanımda iyileştirir, sentom ­ ların etkisini azaltır (Nobel Ödüllü Mechnikoff, 1905;Guillemard , 2010;Morisset 2011; Hojsak, 2010; Dugina, 2004; Adamowicz, 1987;Guillemard, 2009;Alvarez-Lerma, 2008; Mee-Young Lee,2007)

6. Sporcular

1. Kemik dokusundaki kalsiyum ve fosfor konsantrasyonunu artırır (Lynne Brown, Michele Volansky, 2003)
2. Kas gelişimi için gerekli olan proteini sağlar (Nichols, 2007)
3. Karaciğer fonksiyonlarını düzenler ve hasarları düzeltir (Sena Cenesiz, 2008)
4. Yüksek kalsiyum emilimi sayesinde hızlı ve etkin kilo verdirir (Diane Rogers, 2009)
5. Sporcuların genel vücut yorgunluğunu ortadan kaldırır (Nichols, 2007)
6. Spor yapanların performansını artırır (Nichols, 2007)
7. Spor yapanların enduransını artırır (Kenneth, 1997)
8. Sporcuların maruz kaldıkları metabolik toksinleri yok eder (Martarelli. 2011)
9. Çok güçlü antioksidan özelliği vardır (Clarkson, 2000)

Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:14
tekneci - avatarı
tekneci
Ziyaretçi
4 Temmuz 2013       Mesaj #9
tekneci - avatarı
Ziyaretçi
Kefir ve Sağlık için Faydaları
MsXLabs.org

Evet Kefir gerçekten de çok faydalı bir içeçek benim katkım da kefir içerisinde yer alan probiyotikler ne işe yarar onu anlatayım.

Yeterli miktarda yenildiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir.
Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere (besinsel lifler gibi) ise prebiyotik denir.
Kitab-ı Mukaddesin Farsça bir versiyonunda Hazreti İbrahim’in uzun yaşaması (yüzlerce yıl!) fazla miktarda fermante süt ürünleri (yoğurt, süt, peynir vb) yemesine bağlanmıştır (Genesis, yaradılış, tekvin”18:8)

MÖ 76 yılında Roma tarihçisi Plinius ishal tedavisinde fermante süt ürünlerinin kullanılmasını salık vermiştir.

1912 Nobel Tıp Ödülünü kazanan Rus bilim adamı Élie Metchnikoff bilim dünyasında probiyotiklerin kaşifi sayılabilir.
Metchnikoff yoğurt, kefir ve peynir gibi süt ürünlerinde bulunan asit yapan mikroorganizmaların bağırsaktaki hastalık yapan mikroorganizmaları nötralize ettiğini saptamıştır.

Metchnikoff Bulgaristan ve Kafkasya’da yaşayan insanların ederek uzun ömürlü olması probiyotiklerden zengin gıdaların fazla tüketilmesiyle açıklamıştır.
Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bu rakam insan hücre sayısının 10 katı kadardır. Sayıları 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bu bakteriler ve mantarlar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde döşer.
Son düzenleyen Efulim; 8 Temmuz 2013 22:50 Sebep: Açık link+sayfa düzeni.
RealEsra27 - avatarı
RealEsra27
Ziyaretçi
28 Ekim 2013       Mesaj #10
RealEsra27 - avatarı
Ziyaretçi
Kefir: Gerçekten Harika Besin mi?
MsXLabs.org

İnsanlar kendi hücrelerinin 10 katı sayıdaki (100 trilyon) faydalı bağırsak mikrobu ile ortak bir yaşam sürdürmektedir. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararlarının yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar.

Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzdaki mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir.
Ad:  kefir5.JPG
Gösterim: 1860
Boyut:  13.4 KB

Bu yazısında Prof. Dr. Ahmet Aydın, beslenmenin en temel konularından biri olan probiyotikleri irdeliyor. Ayrıca mucizevi bir gıda olan kefirin yapımı, saklanması ve tüketilmesine ilişkin çok sorulan soruların cevabını da bu yazıda bulacaksanız. İlginizi çekeceğinizi sanıyoruz.

Kefir ve Diğer Probiyotiklerin İnsan Sağlığındaki Önemi

Yazan: Prof. Dr. Ahmet Aydın

Probiyotik, Prebiyotik

Yeterli miktarda yenildiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir.

Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere (besinsel lifler gibi) prebiyotik denir.

Probiyotiklerin tarihi
Kitab-ı Mukaddesin Farsça bir versiyonunda Hazreti İbrahimin uzun yaşaması (yüzlerce yıl!) fazla miktarda fermante süt ürünleri (yoğurt, süt, peynir vb.) yemesine bağlanmıştır (Genesis, yaradılış, tekvin, 18: 8).

MÖ. 76 yılında Roma tarihçisi Plinius ishal tedavisinde fermante süt ürünlerinin kullanılmasını salık vermiştir.

Probiyotik - Metchnikoff

1912 Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan Rus bilim adamı Élie Metchnikoff bilim dünyasında probiyotiklerin kaşifi sayılabilir. Metchnikoff yoğurt, kefir ve peynir gibi süt ürünlerinde bulunan asit yapan mikroorganizmaların bağırsaktaki hastalık yapan mikroorganizmaları nötralize ettiğini saptamıştır. Metchnikoff, Bulgaristan ve Kafkasya’da yaşayan insanların uzun ömürlü olmalarını probiyotiklerden zengin gıdaların fazla tüketilmesiyle açıklamıştır.

Probiyotikler = yararlı bağırsak mikropları (bakteriler ve mantarlar)
Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bu rakam insan hücre sayısının 10 katı kadardır. Tür olarak sayıları 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar.

Bu bakteriler ve mantarlar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde döşer.

Probiyotiklerin görevleri

  • Kefir bol miktarda probiyotik içeren bir besindir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirmek.
  • Yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak.
  • Vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin vb.) sentezini yapmak.
  • Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak.
  • Zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek.
  • Besin alerjilerini ve ekzemayı önlemek.
  • Kronik enflamatuvar (iltihabi) hastalıkların oluşumunu engellemek.
  • Kanseri önlemek.
  • Yaşlanmayı yavaşlatmak.
  • Depresyonu hafifletmek.
  • Otizm bulgularını hafifletmek.
  • İshali önlemek ve tedavi etmek.
  • İdrar yolu iltihaplarını önlemek .
  • Kabızlığı tedavi etmek.
  • Böbrek taşlarının (okzalat) oluşumunu azaltmak
Sezaryen doğum - probiyotikler
Bebek, doğum sırasında vajenden gelen probiyotikler (laktobasiller ve bifidobakterler) ile karşılaşır. Bebek anne sütü ile beslendikçe normal flora gelişir. Sezaryen ile doğan bebekler dış ortamda bulunan mikroplar ile karşılaşır ve normal flora oluşamaz. Doğum sonrası ilk kolonize olan floradan sağlıklı floraya geçiş uygun beslenme ortamı yaratılsa bile oldukça zordur.

Bağırsak florasının bozulmasının sonuçları
  • Normal bağırsak florasını bozarak zararlı bakterilerin ve mantarların üremesine yol açarlar.
  • Probiyotiklerin bağırsak mukozası üzerinde oluşturduğu koruyucu tabakanın ortadan kalkması bağırsak geçirgenliğini artırır.
  • Yeteri kadar sindirilmemiş yiyecek maddeleri ve nötralize edilmemiş toksinler kan dolaşımına geçer.
  • Bağışıklık sistemi yeteri kadar sindirilmemiş protein parçacıklarına karşı aşırı bir şekilde uyarılır.
  • Bu yabancı protein parçacıklarının bazıları vücudun kendi proteinlerine çok benzer.
  • Bağışıklık sistemi aşırı uyarıldığı zaman kendinden olanı yabancıdan ayıramaz. Onu tahrip ederken kendinden olanı da tahrip eder. Bunlara oto immün (öz bağışıklık) hastalıklar denir.
Ad:  bagirsak-epiteli-hasari-zararlari.jpg
Gösterim: 2648
Boyut:  58.9 KB

Tedavisi ya da Önlenmesinde Probiyotiklerin Kullanıldığı Çeşitli Hastalıklar


Probiyotikler - İshal
Yapılan çok sayıda çalışma, probiyotik yiyeceklerin ishal tedavisinde son derece başarılı olduğunu göstermiştir. Geleneksel halk tıbbında ishalli kişilere yoğurt verilmesi yaygın bir uygulamadır. Probiyotikler virüs ishallerinde daha etkili olmakta, dizanteri şeklinde ishalleri fazla etkilememektedir.

Antibiyotik ishali - Probiyotikler
Oral antibiyotik kullananların yaklaşık %20’sinde bağırsak florasının bozulmasına bağlı olarak ishal gelişmektedir(etkenler daha çok C. difficile ve K. oxytoca’dır). Probiyotikler antibiyotik ishallerinin önlenmesi ve tedavisinde oldukça başarılıdırlar.

Uyarılgan (irritabl) bağırsak sendromu - Probiyotikler
İrritabl bağırsak sendromu 6 ay-4 yaş arasındaki çocuklarda görülen günde 4-10 kez müküslü ve sulu ishal ile özellenen bir bağırsak hareket bozukluğudur. Probiyotikler irritabl bağırsak sendromunda ishali azaltmaktadır.

Crohn hastalığı - Ülseröz kolit - Probiyotikler

Crohn hastalığı ve ülseratif kolitin temel nedeninin bağırsakta sağlıklı mikroorganizma dengesinin hastalık yapan mikroorganizma lehine bozulması sonucu gelişen bir reaksiyon olduğu düşünülmektedir.

Probiyotikler bağırsakta sağlıklı mikroorganizma dengesini kurarak Crohn hastalığı ve ülseröz kolit bulgularını hafifletebilirler.

Probiyotikler - Yağ ve protein sindirimi

Süt ürünlerinin içindeki probiyotikler bağırsakta bulunan proteinlerin ve yağların sindirilmesini sağlarlar yani yiyeceklerin hazmını kolaylaştırırlar. Proteinlerin en küçük birimlerine (amino asitler) kadar indirgenmesi (protein hidrolizi) alerjik olayların oluşumunu azaltabilir.

Probiyotikler ve Kanser

Yaygın olarak kullanılan bir probiyotik kaynağı olan yoğurdun antikanserojenik (kanseri tedavi edici) etkilerinin olabileceği gösterilmiştir.

Meme kanseri - Probiyotik

Göğüs kanseri kadında en çok görülen kanser çeşididir. Çok güçlü deliller olmamasına rağmen yoğurt ve kefir gibi fermante süt ürünlerinin kullanılmasının göğüs kanserini azalttığını çeşitli çalışmalar ile gösterilmiştir.

Kalın bağırsak kanseri - probiyotik
Kalın bağırsak (kolon) kanseri gelişmiş ülkelerde en çok görülen tümörler arasında ikinci ya da üçüncü sıradadır. Deneysel ve epidemiyoloik çalışmaların birçoğu probiyotiklerin kolon kanserinden korunmada önemli bir rolü olduğunu göstermektedir. Epidemiyoloik çalışmaların birçoğu probiyotiklerin kolon kanserinden korunmada önemli bir rolü olduğunu göstermektedir. Bir bölüm çalışmada ise böyle bir etki gösterilememiştir.

Probiyotiklerin kolon kanserini önleme mekanizmaları

  • Kanser oluşumuna yataklık eden enzimlerin (ß-glukuronidaz, nitroredüktaz, azoredüktaz) aktivitelerinin azalması.
  • Kanser yapan maddelerin (mutajen) etkisizleştirilmesi.
  • Kısa zincirli yağ asitlerinin üretiminin artması ve asiditenin artması.
  • Kanserli hücre intiharının (apopitoz) hızlanması.
Depresyon - Probiyotik
Kefir, hafif bir sinir yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır. Kefir hafif bir gevşeme ve uyku hali verir. Kefirin depresyonu azaltıcı etkisi triptofan, magnezyum ve kalsiyum içeriğinin yüksek olmasına bağlanmaktadır. Benzer özellikler yoğurtta da mevcuttur.

Probiyotikler - İdrar yolu hastalıkları
Probiyotikler genital ve üriner sistem enfeksiyonlarını azaltırlar. Probiyotikler bu özelliklerini aşağıdaki mekanizmalar ile sağlarlar;
a) Vajina pH’sının düşürülmesi,
b) Salgıladıklar H2O2 ve bakteriyosinlerin bakterileri etkisizleştirmesi,
c) Hastalık yapan bakterilerin mukozaya yapışmasının engellenmesi (yarışmalı inhibisyon).

Alerji - Probiyotikler

Probiyotikler inek sütü allerjisi, atopik ekzema ve diğer alerjik hastalıkların proflaksi (korunma) ve tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır.

Romatoid artrit - Probiyotikler

Floranın bozularak bağırsak geçirgenliğinde meydana gelen artışın sadece bağırsakta değil bağırsak dışı birçok organda da iltihabi hastalıklara yol açtığı düşünülmektedir. Yeni tanı almış romatoid artritli hastaların bağırsak florasının normal olmadığı saptanmıştır. Probiyotiklerden zengin bir diyetin antiromatizmal ilaç ihtiyacını azalttığı, klinik bulguları hafiflettiği gözlenmiştir.

Probiyotiklerin alerji önleyici özellikleri
Probiyotikler bağırsaklardaki koruyucu mukoza bariyerini güçlendirirler; böylece bağırsak geçirgenliğini azaltarak alerjik maddelerin kana geçmesini engellerler. Süt proteinleri tripsin ve pepsin enzimleri yerine probiyotik enzimleri ile parçalanır. Bu nedenle mononükleer hücrelerden sitokin sentezini uyarmazlar.

Probiyotikler alfa 1-antitripsin ve tümör nekroze edici faktör düzeylerini düşürerek bağırsaktaki iltihabı baskılarlar. Probiyotikler sekretuvar IgA antikor yapımını artırarak mukoza bağışıklığını artırırlar.

Otistik çocuklarda bağırsak florası

Otistik çocukların çoğunda bağırsak florası bozulmuştur. Bu kişilerde patojen bakteriler, mantarlar ve parazitler aşırı şekilde ürer. Bu patojen mikroorganizmalar yiyeceklerin sindirimini bozarlar ve çeşitli toksinlerin oluşmasına yol açarlar.

Okzalat taşı - Probiyotikler
Bağırsaktan emilen okzalat oranının artmasının (>%5) üriner sistemde okzalat taşı oluşmasının temel nedeni olarak düşünülmektedir. Oxalobacter formigenes bağırsakta bulunan okzalatı parçalayarak emilen miktarı azaltırlar. Probiyotik verilen taşlı hastalarda idrardan okzalat atılımının azaldığı gösterilmiştir.

Bağırsak florasının bozulmasının başlıca nedenleri

  • Karbonhidrattan zengin gıdalar
  • Rafine gıdalar
  • Çeşitli toksinler
  • Antibiyotikler
  • Sezaryen doğumlar
Diyet ile normal bağırsak florası nasıl sağlanır?
  • Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et ve yumurta gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet bağırsak florasının koruyuculuğunu artırır.
  • Fermantasyon ürünleri (turşu, yoğurt, peynir, şarap, boza, sirke, tuzlama yiyecekler, bira mayası) bağırsak florasında bulunan probiyotikleri artırırlar.
  • Pastörizasyon gıdalardaki probiyotikleri büyük ölçüde tahrip eder!
  • Probiyotikten en zengin gıdalar anne sütü, yoğurt ve Orta-Asya Türklerinin milli içeceği olan kefirdir.
Süt ve yoğurt tüketirken dikkat edilecek noktalar
  • Mümkünse pastörize edilmemiş, fakat temiz günlük mandıra sütü tüketilmelidir.
  • Güveniyorsanız (!) sokak sütçüsünden de süt alabilirsiniz.
  • Şehirdekiler için en iyi olabilecek seçenek günlük pastörize cam şişe sütleridir.
  • Probiyotikleri yeterince almak istiyorsanız uzun ömürlü homojenize kutu sütlerini kesinlikle kullanmayınız. (bakınız: Kutu Sütü Savaşları)
  • Sadece ekşiyen ve/veya kesilen süt ve yoğurtları yiyiniz (bulursanız!). Bulamazsanız kendiniz yapın, hem daha ucuz hem de çok daha sağlıklıdır.
Kefirde bulunan yararlı mikroorganizmalar

LACTOBASILUSLAR

  • Lb. acidophilus
  • Lb. brevis
  • Lb. casei
  • Lb. casei subsp. rhamnosus
  • Lb. casei subsp. pseudoplantarum
  • Lb. paracasei subsp. paracasei
  • Lb. cellobiosus
  • Lb. delbrueckii subsp. bulgaricus
  • Lb. delbrueckii subsp. lactis
  • Lb. fructivorans
  • Lb. helveticus subsp. lactis
  • Lb. hilgardii
  • Lb. kefiri
  • Lb. kefiranofaciens
  • Lb. kefirgranum sp. nov
  • Lb. parakefir sp. nov
  • Lb. lactis
  • Lb. plantarum
ASETOBAKTERLER
  • Acetobacter aceti
  • A. rasens
STREPTOKOKLAR/LAKTOKOKLAR
  • Evde kendi kefirinizi kolayca yapabilirsiniz.
  • Lactococci lactis subsp. lactis
  • Lc. lactis var. diacetylactis
  • Lc. lactis subsp. cremoris
  • Streptococci salivarius subsp. thermophilus
  • S. lactis
  • Enterococcus durans
  • Leuconostoc cremoris
  • Leuc. mesenteroides
MANTARLAR
  • C. pseudotropicalis
  • C. rancens
  • C. tenuis
  • Kluyveromyces lactis
  • Kluyveromyces marxianus var. marxianus
  • K. bulgaricus
  • K. fragilis / marxianus
  • Saccharomyces subsp. Torulopsis holmii
  • Saccharomyces lactis
  • S. carlsbergensis
  • S. unisporus
  • **Debaryomyces hansenii
  • **Zygosaccharomyces rouxii
Kefir nasıl yapılır?
  • Kefir yapılışında kullanılan süt bir taşım kaynatılır ve metal olmayan (tercihen cam) bir kap içinde ılıtılır.
  • Üzerindeki kaymak tabakası alınır, 1 çorba kaşığı kadar kefir mayası süte atılır ve süt iyice karıştırılır.
  • Kabın kapağı kapatılır ve süt 20-25 C'de kalacak şekilde kap bir yere bırakılır.
  • Mayalanacak kap soba ya da kalorifer yakınına getirilir. Çevre ısısı düşük ise kabın etrafı bezle sarılır. Kabın 20-30°C'lerde olması sağlanır.
  • Kap içindeki süt normal olarak 18-24 saat sonra pıhtılaşır.
  • Maya miktarı düşük ve ortam soğuk ise pıhtılaşma gecikir.
  • Mayalanmış süt madeni olmayan bir tel süzgeçten ya da tülbentten süzülür.
  • Süzgeç üzerinde kalan daneler tekrar maya olarak kullanılır.
  • Kefir mayası (taneleri) hemen kullanılmayacaksa ağzı kapalı bir cam kavanoz içinde buzdolabında saklanır.
  • Bazıları kefir tanelerini saklamadan önce yıkarlar. Eğer yıkama yapacaksanız kefir tanelerinin zarar görmemesi için klorsuz su kullanın.
  • Saklanmak istendiği zaman daneleri örtecek kadar bardağa su koymak gerekir.
Kefir neye benzer?
Kefir yoğurda ya da ayrana benzer. Zaten benzer şekilde mayalanır. Bekletildikçe tadı ekşir ve çok az olan alkol oranı artar.

Kefirin zararı var mı?

Kefirin bilinen bir zararı yoktur. Çok nadir olarak bazı kişiler yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemezler. Bu kişiler kefir miktarını yavaş yavaş artırmalıdır. Bazı kişiler toksinlerden temizlenirken toksinlerin geçtiği dokularda birtakım rahatsızlıklar oluşabilir. Kısa bir süre sonra, toksinler vücut dışına çıkacak ve kişi kendini çok iyi hissedecektir (iyileşme krizi).

Kefir tanelerini nereden temin edebilirim?

Kefir tanelerini, Ege Ziraat Fakültesi gibi bazı fakültelerden, aktarlardan ya da tanıdıklarınızdan temin edebilirsiniz. Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır. Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın.

Kefir taneleri neye benzer?
Kefir taneleri karnabahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar(f) vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kefirin rengi süt gibidir. Başka bir renk muhtemelen bulaşmayı gösterir.

Kefir taneleri çok büyümüşse kesilmeli mi?
Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır.

Kefir taneleri sonsuza kadar yaşayabilir mi?
Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya eğer iyi bakılırsa sonsuza kadar sağlıklı kalır (şimdiye kadar nasıl geldi!).

Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihan buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler.

Kefir tanelerini daha çabuk nasıl büyütebilirim?
Mayanın miktarı ne kadar fazla ve mayalama süresi ne kadar uzunsa kefir taneleri de o kadar büyük olur. Fakat belli bir noktadan sonra üreme yavaşlar. Tane ve su ayrılırsa tekrar ekilirse taneler daha çabuk büyür.

Kefir tanelerinin fazlasını ne yapayım?
Olmayan bir dost ya da akrabanıza verin. Ya da yiyin! Doğal yoğurdun nasıl sadece suyunu içmiyorsanız, katısını da yiyorsanız. Kefir taneleri de rahatlıkla yenilir.

Kefirin tam olarak mayalandığını nasıl anlarım?

Bu genellikle oda sıcaklığında 24 saat içinde gerçekleşir. Kefir tanelerine kürdan sokun. Ayakta duruyorsa kefir mayalanmıştır. Mayaladığınız kefirde taneler (yukarıda) ile peyniraltı suyu (whey) (aşağıda) arasındaki sınır keskinleşmişse kefir olmuştur.

Kefirin tadını ve kıvamını ayarlamak için ne yapayım?

Kefiriniz tatlı ise ve ekşi seviyorsanız mayalanma süresini 48 saate kadar uzatın. Kefir ekşidikçe faydası artar. Ayrıca alkol miktarı da artar.

Tatlı kefir istiyorsanız mayalanma süresin 24 saatten fazla uzatmayın ve kefiri buzdolabında saklayın.

Kefirinizin daha katı olmasın istiyorsanız ayırdığınız kefir ayranını birkaç saat buzdolabında tutun.

Kefir yapmayı bir süre ertelemek istiyorsam ne yapayım?

Eğer bir süre kefir yapmayacaksanız, mayayı buzdolabının rafına koyun. Böylece kefirin üremesi yavaşlayacaktır. Birkaç gün bu şekilde fazla değişmeden durabilir. Eğer daha uzun süre tutmak istiyorsanız, kefir tanelerini örtecek kadar kaba süt koyun ve kabı dondurucuya koyun. Böylelikle birkaç hafta süre ile kefir aşırı bir üreme göstermez.

Kefir için hangi sütü kullanayım?

En tercih edileni Eski ve Orta Asya Türklerinin yaptığı gibi çiğ keçi sütüdür. Diğer hayvanların sütü de olabilir. Yemlenen değil otlayan hayvanların sütünü tercih edin. Market sütleri iyi bir tercih değildir. Bunlar içinden günlük şişe sütlerini tercih edin. Kutu sütlerini tercih etmeyin (zaten bazıları da mayalanmıyor, günahı boyunlarına!).

Ne kadar kefir tüketmeliyim?
Ne kadar yoğurt yiyorsanız o kadar. Önce bir çay bardağı için sonra miktar gittikçe arttırın. Genellikle 250-1000 mL kadar tüketilmektedir. Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir.

Sıcak yemeklere kefir konulur mu?

Kefir sıcak yemeklerin üzerine eklenebilir ve hatta pişirilebilir de. Ancak kefirden maksimal etkiyi sağlayabilmek istiyorsanız ısıya maruz bırakmayın. Çünkü bu içindeki faydalı mikropları öldürecektir.

Süt dışı maddelerle de kefir yapılabilir mi?

Evet, yapılabilir. Fakat verilen sıvının içinde kefir mikroplarının hayatiyetini sürdürebileceği herhangi bir şeker bulunmalıdır. Meyve suyu ya da şekerli su ile yapılan kefire su kefiri denmektedir. Bu kefirlerin mayalanması genellikle daha uzun sürmektedir.

Kefir ile yoğurdun farkları nelerdir?

Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler.
  • Yoğurt prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artırır.
  • Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır.
  • Yoğurtta mikroorganizma olarak sadece bifidobakterler ve laktobasiller bulunur (market yoğurdunda ise onlar da yok!).
  • Kefirde ise bunlara ilaveten Lactobacillus Caucasus, Leuconostoc, asetobacter ve streptokok gibi bakteriler ile Saccharomyces kefir and Torula kefir gibi mantarlar bulunur.
  • Sonuç olarak evde yapılan yoğurt sağlığınız için çok iyidir, kefir ise ondan da iyidir.
Kefir - Kanser
Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır.

Kefir - Vitaminler
Kefir içindeki mikroorganizmalar bol miktarda vitamin (K vit, B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik asit B12, ve biyotin) sentezi yaparlar. Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin diğer B kompleks vitaminlerinin emilimini de artırır.

Kefir - İnterferon
Kefirin içinde bulunan sfingomiyelin niteliğinde bir madde, beta-interferon miktarını 3-15 kat artırır. Kefir interferon tedavisinin kullanıldığı hastalıklarda (kronik hepatit, mültipl skleroz vb.) ucuz ve doğal bir seçenektir.

Kefir, pamukçuk küfünün oluşturduğu hastalıkları tedavi edebilir mi?
Doğal olmayan, rafine unlu, şekerli gıdalar yenildikçe bağırsak florası (bağırsaktaki yararlı mikroplar) bozulur. Bunların yerini hastalık yapan mikroplar alır. Pamukçuk küfü bunlardan biridir. Şekerli gıdalar dışında antibiyotikler faydalı mikropları öldürerek, hastalık yapan pamukçuk küfü gibi mikropların üremesini artırır. Kefir kullanılması ile bağırsaktaki faydalı mikroplar artar, hastalık yapan mikroplar ise azalır.

Pamukçuk küfü nasıl müzmin hastalıklara neden olur?
Normalde bağırsak yüzeyi sık ağlı bir eleğe benzer her maddenin kana geçmesine izin vermez. Bağırsakta pamukçuk küfünün aşırı üremesi ve/veya yararlı mikropların azalması bağırsağın geçirgenliğini aşırı bir şekilde artırır.

Bağırsakta bulunan tam sindirilmemiş protein parçacıkları ve pamukçuk küfünün yetmiş dolayındaki zehiri kana geçer ve beyin, kalp, sinüs, kan damarları, safra kesesi, eklemler gibi vücudun çeşitli dokularına ulaşıp bunları tahrip eder.

Pamukçuk küfü ile ilgili hastalıklar nelerdir ve nasıl tedavi edilir?
Hastalık yapan mantar toksinlerinin ve bağırsakta bulunan sindirilmemiş protein parçacıklarının kanser, diyabet, sinüzit, mültipl skleroz, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, artrit ve diğer müzmin iltihabi hastalıklara yol açtığına dair güçlü kanıtlar ya da deliller mevcuttur.

Unsuz ve şekersiz bir diyet, kefir gibi probiyotikler ve sarımsak, zeytin yaprağı ekstresi gibi doğal mantar ilaçları ile bu hastalıklar büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Laktoz entoleransı - Kefir

Bilindiği gibi Asya, Afrika ve Amerika kökenli (kızılderili) kişilerin büyük bir bölümünde hayatın ikinci yılından sonra süt şekerine (laktoz) karşı tahammülsüzlük gelişir (karın ağrısı, gaz çıkartma vb.). Kefir laktoz entoleransı olan kişiler için ideal bir içecektir. Kefirdeki bakterilerin ürettiği laktaz, süt şekerini sindirir. Kefirin laktozu düşürme özelliği yoğurttan fazladır. Çünkü yoğurta sadece ki probiyotik (L. bulgaricus and S. thermophilus) varken kefirde kırkın üzerinde probiyotik bulunur. Üstelik kefir iki kere mayalanırsa mevcut laktoz düzeyi sıfıra yaklaşır.

Kefirin tarihi
Türklerin Orta Asya’dan göçlerinde ve Avrupa’ya yaptıkları akınlarda kefirden sıkça söz edilmektedir. Göç eden topluluklar, atlarını ve keçilerini de yanlarında taşırlar ve onların sütünden yararlanırlarmış. At sütünden kımız, keçi sütünden kefir yaparak tamamen süt ürünleri ile beslenirlermiş.

Bu yüzden Avrupalılar Türklere “LAKTAFAGÜS” yani “Sütobur” adını vermişler. Bu dönemde Türkler beyinsel ve fiziksel gücü yüksek, protein beslenmesi fazla, çok güçlü ve sağlıklı vücut yapıları ile Avrupalıların dikkatini çekmişlerdir.

Kefir - Türkiye
Kefir de yoğurt gibi Türklerin bulduğu ve yüzyıllardır kullandığı fermente bir süt ürünüdür. Orta Asya’dan ve Kafkaslar’dan Rusya, İskandinav ülkeleri ile Avrupa ve Amerika’ya yayılmış, ama Türkiye’de çok az tanınan bir süt içeceği.

Neden Türkiye’de yıllardır ihmal edildi, unutuldu, sorularına ancak tarihçiler cevap bulacak!.. Çünkü tarihin bir yerlerinde kırılma yaşanmış ve Anadolu topraklarında günümüze kadar gelebilme şansı bulamamış.

Kefir - Kafkasya
Kafkas halklarının uzun yaşam öyküleri sık sık söz edilen önemli bir konudur. Bir asrı devirmiş 120-140 yaşındaki Kafkaslılar, yapılan röportajlarda su ihtiyaçlarını tamamen kefir içerek karşıladıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca Kafkasya kanser vakalarına az rastlanılan bir bölgedir.

İslam’a göre kefir haram mıdır?
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın bu çok değerli ve faydalı yazısından sonra, Zinde Türkiye olarak yazının sonuna bu küçük bölümü eklemeyi uygun gördük, çünkü kefirin İslam dinine göre içilip içilemeyeceğini merak eden okurlarımız olabilir. Biz bu konuda gerekli araştırmayı yaptık. Birçok ilahiyat akademisyenine göre kefir haram değildir ancak sarhoş olmak amacıyla veya sarhoş olacak kadar aşırı içiliyorsa haram diyorlar. İçeriğinde alkol olup olmamasından ziyade sarhoş edici içki olup olmadığı dikkate alınmaktadır ve kefir bu açıdan sarhoş edici içki değildir .


Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 01:15 Sebep: içerik düzenlendi

Benzer Konular

23 Haziran 2011 / HerHangiBiri Sağlıklı Yaşam
16 Ocak 2012 / HerHangiBiri Taslak Konular
16 Ağustos 2010 / HerHangiBiri Taslak Konular
27 Ekim 2011 / _Yağmur_ Taslak Konular