Arama

Suyun İnsan Sağlığı Açısından Önemi

Güncelleme: 28 Kasım 2013 Gösterim: 10.703 Cevap: 9
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
23 Ağustos 2007       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Bir bardak suyun 46 faydası...
Kim derdi ki, gün gelecek insanlar kışın havalar iyi gittiği için kaygılanacak... Kim derdi ki, Balkanlar üzerinden gelen soğuk hava dalgası tüm ülkede yoğun kar yağışına neden olacak dendiğinde insanlar, “oh be, susuzluğa az da olsa çare olur...” diye sevinecek.
Sponsorlu Bağlantılar
Suyun gerçek anlamda faydalarının tespiti konusunda yapılan çalışmaların aslında bir şans eseri ortaya çıktığını ve bu yöndeki çalışmaların o günden sonra hız kazandığını biliyor muydunuz?
İranlı hekim Batmanghelidj, suyun hastalıklara iyi geldiğini, insanı iyileştirdiğini hapishanede bir şans eseri öğrenmiş. Şah döneminde rejim karşıtı oldupu iddiasıyla tutuklanan Batmanghelidj, bir gün koğuşta, mahkumlardan birinin inanılmaz mide sancılarıyla kıvrandığını görür. Gayri ihtiyarı olaya müdahale eder ve ölmek üzere olduğunu düşündüğü adama adama iki bardak su içirir. Fakat ne görsün, adam çok geçmeden kıvranmaktan kurtulur. O günden sonra Dr. Batmanghelidj, suyun şifa verici etkisi üzerine çalışmalarını yoğulaştırma kararı alır. Cezaevinde kaldığı 2,5 yıl içerisinde yaklaşık 2 bin tutuklu ve hükümlüyü iyileştirir.

Tabii ki yalnızca suyla.

2,5 yıl kadar sonra tahliye vakti geldiğinde, hapishane müdürüne ricada bulunu ve "lütfen beni 1 yıl daha burada tutun, zira araştırmalarımın en önemli evresine girmiş bulunmaktayım ve bu kadar çok hastayı dünyanın hiçbir yerinde, bu koşullarda bulamam" der.

Böylece Batmanghelidj, 1 yıl daha "gönüllü hapis" yatar ve çalışmalrını sürdürür. Hapishaneden çıkınca da soluğu Amerika'da alır ve bu konuda kitaplar yazmaya başlar.

Dr. Batmanghelidj “Hasta Değil Susuzsunuz" kitabında vucudumuzuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyduğunu anlatır.

Bunlar şunlardır.

1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz.

2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
3- Su temel enerji kaynağıdır, vücudun “nakit akımıdır.”
4- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.
5- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.
6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.
7- Bağışıklık sisteminin (bütün mekanizmalarının) merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.
8- Bütün besinlerin, vitmin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metobolik aşamalarında görev yapar.
9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
10- Su, besinlerdeki gerekli ögelerin emilimini artırır.
11- Bütün ögelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
12- Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
13- Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.
14- Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.
15- Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur.
16- Omurgadaki diskleri “şok emici su yastıkları” na dönüştürür.
17- Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
18- Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur.
19- Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
20- Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri için vazgeçilmezdir.
21- Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
22- Serotonin ve diğer nörotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir.
23- Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.
24- Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir.
25- Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
26- Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
27- Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.
28- Uykuyu düzenler.
29- Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir.
30- Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.
31- Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
32- Glokomdan korunmamıza yardım eder.
33- Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.
34- Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.
35- Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.
36- Kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş başmasını hafifletir.
37- Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
38- İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.
39- Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.
40- Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.
41- Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.
42- Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.
43- Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.
44- Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Kara verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
45- Yaşılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, multipl skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır.
46- Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.

ayhşim - avatarı
ayhşim
Ziyaretçi
4 Nisan 2008       Mesaj #2
ayhşim - avatarı
Ziyaretçi
BBC ve Daily Mail'in internet sitelerindeki habere göre araştırmacılar, sağlık için günde 8 bardak (2 litre) suya ihtiyaç bulunduğu yönündeki inancın "bir mit olduğunu" söyledi.
Özellikle 1990'larda yaygınlaşan bu inanca göre, günde iki litre su tene iyi geliyor, kilo verilmesine ve vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor; bunun yanı sıra yeterli su içmeyenler sağlık problemleriyle karşılaşabiliyor. Bu mitin yaygınlaşması, insanları susadıkları zaman su içmek yerine, gün boyunca ellerinde su şişesiyle dolaşmaya sevk etmişti.
Sponsorlu Bağlantılar
Ancak, Pennsylvania Üniversitesinden Dr. Dan Negoianu ile Dr. Stanley Goldfarb'ın klinik çalışmaları tarayarak vardıkları sonuç, bu kadar çok su içmenin saptanmış herhangi bir yararı olmadığı yönünde.
Bilim adamları, sıcak ve kuru havalarda su ihtiyacının arttığını, bazı hastalıklardan mustarip olanların fazla sıvıya ihtiyaç duyabileceğini, ancak "ortalama sağlıklıklı insanlar için böyle bir ihtiyaç bulunmadığını" belirtti.
Yeni araştırmaya göre, susuzluk derinin görünümünü değiştirebiliyor, ancak çok su içmenin deriyi güzelleştirdiğine dair klinik bir bulgu yok. Bunun yanı sıra bazı araştırmaların, fazla suyun böbreğin tuz ve üreyi vücuttan atmasına yardımcı olduğunu gösterse de bunun sağlığa ne gibi yararı olduğunu göstermekte başarısız kaldığı belirtildi.
Daha çok su içmenin tokluk hissi yaratıp kilo vermeye yardımcı olduğu iddiasını da araştıran bilim adamları, bu konudaki araştırmaların da somut sonuca varmada başarısız olduğunu belirtti. Journal of the American Society of Nephrology'de yayımlanan araştırmada, "Genel olarak bu konuda kanıt yetersizliği söz konusu" denildi.

AA

KnocKout - avatarı
KnocKout
Ziyaretçi
27 Ağustos 2009       Mesaj #3
KnocKout - avatarı
Ziyaretçi
Suyun adeta sihirli bir içecek olduğunu herkes biliyor. Sağlıklı ve güzel olmanın, ciltteki ve vücuttaki nemin korunmasının temel koşulu bol su içmek.

NEDEN SUSARIZ?
Susamak, tiroid bezinin ağız yoluyla bize ulaştırdığı bir mesaj olup; sulanmaya ihtiyacın var anlamını taşımaktadır. Ancak bu kişisel ve psikolojik boyutları olan ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir ihtiyaçtır. Kimi insanlar günde 2 bardak su içerken, kimilerinin tükettiği su miktarı 2 litre olabilir.


NE ZAMAN SU İÇMELİYİZ?
Çok basit bir şekilde cevaplamak gerekirse; istek duyduğumuz an dememiz mümkün. Bazı bünyelerin suya daha çok ihtiyaç duyduğu, bazılarının da azla yetindiği sıkça rastlanan bir durumdur. En iyi yöntem ise az ve sık, özellikle de yemeklerin hazmedildiği saatlerin dışında içmektir. Ancak güç sarfederken kesinlikle içmemeye çalışın ve karşılaşmalar sırasında sadece suyla ağzını çalkalayan boksörleri düşünün. Eski zamanlarda madenlerde çalışanların da susadıkça bu yöntemi denediği bilinen bir gerçek. Eğer bir defada çok su içerseniz günün birinde böbreklerin iflas etme olasılığı çok fazla. Özellikle sabah yataktan kalkar kalkmaz ve de aç karnına bir bardak su içmek ise tüm organizmayı temizleyerek, toksinlerden arıtıyor. Zinde ve dinç olmayı sağlıyor.


SU ZAYIFLATIR MI?
Elbette hayır. Aynı şey maden suyu için de geçerli. Bir gram bile kaybetme olasılığınız yok. Durmadan su içmenin ve ardından tuvalete gitmenin kesinlikle incelmenize bir katkısı bulunmuyor. Hatta dolaşım sisteminden kaynaklanan ve yaygın bir şekilde selüliti olanların ise fazla su içmekten dolayı şişebileceğini de belirtmekte yarar var. Aşırı su içmenin sonunda vücudun atmakta zorlandığı su, bünyede tutularak ödemlere dahi neden olabilir.


O HALDE NE YAPMALI?
Suyu tatlandırabiliriz. Örneğin hoş kokulu ve dolaşımı hızlandıran bitki çayları denenebilir. Ancak kesinlikle su atıcı ilaçlara ilgi göstermeyin; bu ilaçlar böbrekleri aşırı yorduklarından istenmedik sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.


YAZIN KIŞA ORANLA DAHA FAZLA SU İÇMEK GEREKİR Mİ?
Evet kesinlikle yazın daha fazla su içmeliyiz. Özellikle yaz aylarında vücut ısındıkça daha fazla terler ve su kaybeder. Dolayısıyla su stokunu sık sık ve kışa oranla daha fazla miktarlarda yenilemek şarttır.


MADEN SUYU MU YOKSA KAYNAK SUYU MU?
Her su tadına özellikle de içindeki madeni tuzlara ve oligo-elementlere göre diğerlerinden ayrılır. Kaynak suyuyla, maden suyu arasındaki temel fark ise kaynak suyunun sağlık üzerinde özel bir takım etkilerinin olmadığı ve maden suyu gibi değişmez bir içeriğinin bulunmadığıdır. Bununla birlikte maden suyunun kaynak suyuna attığı fark öyle pek ahım şahım sayılmaz ve beslenmeye özel bir katkısı da olmaz.


GERÇEKTEN DE DERİMİZDE BÜYÜK ÖLÇÜDE SU BULUNUYOR MU?
Evet cildimizin yüzde 50 oranında su barındırdığı bir gerçek, ancak bu oran yaş ve cinsiyete göre değişebiliyor. Bebekler için yüzde 80'lere çıkarken, bu oran erkeklerde yüzde 60, kadınlarda ise yüzde 50 civarındadır. Derinin epiderm tabakasındaki su miktarı altderi tabakasına göre iki misli fazla olup, cildin parlak ve ışıltılı görünmesinde başrolü oynar.


BUNUN DIŞINDA VÜCUTTAKİ SUYUN BAŞKA İŞLEVLERİ VAR MIDIR?
Vücuttaki su, herşeyden önce acil durumlarda organizmanın yıkanmasını sağlayan bir rezervuar olarak devreye girer. Temel görevleri arasında vücut ısısını regule etmek ve cildi sağlıklı tutmak sayılabilir. Bu arada kozmetikçilerin suya neden bu kadar fazla önem verdiği de anlaşılıyor. Son yıllarda üretilen kozmetik ürünlerin içeriklerine bir bakmanız yeterli.


NEMLENDİRME SÜRECİ NASIL İŞLER?
Suyu içinde tüm hücrelerin yıkandığı bir sıvı olarak düşünürsek, su seviyesinin azalması halinde cildin neden kuruyup pul pul olduğunu anlamamız kolaylaşır. Ancak bu pek de sık görülen bir olay değildir. Vücuttaki tüm enzimatik ve immüniter sistemlerin görevlerini yapabilmesi için suya ihtiyacı vardır. Hücreler arası oluşumlar ve antiradikal enzimlerin oluşumu için de yine su gerekli derken, eksikliğinde ciltte gözenekler oluştuğunu da hatırlatmakta fayda görüyoruz.


SU İYİ BİR MAKYAJ TEMİZLEYİCİ OLABİLİR Mİ?
Özellikle yaz aylarında temizleme sütünüz ya da köpüğünüzü kullandıktan sonra bol suyla durulamanız cildinizin tazelenmesini sağlar. Özellikle içinde cildi soymaya yarayan küçük granüller bulunan köpükler cildi hem ölü hücrelerden, hem de tozlardan arındırmak için ideal. Bu tip kremlerin en önemli fonksiyonu, gözeneklerin diplerindeki kirlere kadar ulaşarak, derinlemesine temizlemesi.



Derleyen
: Mustafa Sezgin
KnocKout - avatarı
KnocKout
Ziyaretçi
28 Ağustos 2009       Mesaj #4
KnocKout - avatarı
Ziyaretçi

Terapi İşlemi
Sabah, yataktan kalktıktan hemen sonra ( dişlerini bile fırçalamadan ), 1,5 litre ( 5-6 bardak su iç. Bilin ki bu "Usha Paana Chikitsa" diye anılan eski bir Hint terapisidir. Daha sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Burada en önemli nokta, 1,5 litre su içtikten sonra takip eden bir saat içinde hiçbir şekilde bir şey içilmeyecek ve yenmeyecektir. Bir gece önce alkol içeren içki alınmaması da çok titizlikle uyulması gereken bir husustur. Bu amaçla içilecek en ideal su Reverse osmosis sistemden elde edilen su kullanılmalıdır.
1,5 litre suyun bir kerede içilmesi zor olduğundan derece derece uygulayabilirsiniz. İlk başta dört bardağı bir dikişte, kalanı iki dakika içinde aralıklarla içerek kendinizi alıştırabilirsiniz. Bir saat içinde 2 ya da 3 kere idrar çıkma ihtiyacı hissedebilirsiniz, ancak bir süre sonra bu normal olacaktır.

Araştırma ve Deneylerle
Aşağıda belirtilen hastalıkların, yanlarında gösterilen sürelerde iyileştikleri gözlemlenmiştir.
  • Kabızlık 1 Gün
  • Şeker 7 gün
  • Verem 3 Ay
  • Ekşime 2 Gün
  • Kanser 4 Hafta
  • Yüksek tansiyon 4 Hafta

Not:
Artirit (eklem kireçlenmesi) ve romatizma ağrıları çekenler bu terapiyi günde üç kere; yani ilk hafta sabah, öğle ve akşam yemeklerinden 1 saat önce; ve sonra hastalık geçinceye kadar günde iki kere uygulamaları önerilir.

Sadece Su nasıl etki eder?

Reverse Osmosis sistemden elde edilen su, doğru metotla insan vücudunu temizler. Tıpta "Haematopaises" de denilen yeni kan oluşması, kolonun daha tesirli olmasına yardımıcı olur. Kolon ve bağırsaklarda bu şekilde yeni kan oluşması tartışmasız bir gerçektir. Bu terapi ile kolon ve bağırsakların mukoza kıvrımları çalışır. Eğer kolon temizlenirse, günde birkaç kere alınan kandaki gıdalar emilecek ve mukoza kıvrımlarının çalışmasıyla yeni kan haline dönüşeceklerdir. Kan, rahatsızlıkların tedavisinde ve sağlığın korunmasında en önemli unsurdur ve bunun içinde su düzenli olarak alınmalıdır.
KnocKout - avatarı
KnocKout
Ziyaretçi
28 Ağustos 2009       Mesaj #5
KnocKout - avatarı
Ziyaretçi
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
* 60 yıl ömrü olan bir insan, hayatı boyunca 50 ton su içer.
* İçme sularında yaklaşık 700 organik ve inorganik madde belirlenmiştir.
50 ton suyun vücudumuzda bıraktığı tortu ve yan etkiler zaman içinde,kansere,sakat doğumlara, nörolojik hastalıklara ve diğer birçok rahatsızlığa sebep olabilir.
* Vücudumuzun 4/3’ü su’dur.60 kiloluk bir insanın 40 kilosu su’dur.Ne içiyorsak O’yuz.
* Her gün 2-3 lt. su içmek başta KOLON ve KAN KANSERİ olmak üzere birçok hastalık riskini azaltır. Gece yarısı açlığını giderir. Sırt ve adale ağrılarını azaltır. Gündüz yorgunluğunu önler. Böbreklerin normal fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlar.
* Ortalama 4 kişilik bir aile,ihtiyacı olan içme suyu için yılda ortalama 900 ytl, 10 yılda 9.000 ytl öder.
* Bekleyen sular bayatlar, 13-20 saatte 1 trilyon bakteri - mikrooganizma üremesi gerçekleşir. Suyun ömrü en fazla 2 gündür.
* Her gün su siparişi vermek, her gün dışarıdan yemek yemekten çok farklı değildir.
* Vücudumuza gereken mineralleri sudan değil besin maddelerinden alırız.
* Bir içme suyunun ideal olabilmesi için 8 altın özelliğe sahip olması gerekir.
KnocKout - avatarı
KnocKout
Ziyaretçi
28 Ağustos 2009       Mesaj #6
KnocKout - avatarı
Ziyaretçi
SUYUN ÖNEMİ
Gündelik hayatta ihmal ettiklerimizin başında su içmek gelir. Özellikle kimimiz için eziyettir sanki o bir bardak suyu bitirmek. Ancak sağlığın korunması ve canlılığın sürdürülebilmesi için gerekli bir numaralı madde sudur. Vücudumuzun % 55-75' lik kısmını oluşturur.
Memorial Diyabet, Kardiyoloji ve Hipertansiyon Merkezi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Aksu, suyun sağlık açısından faydalarını anlattı:
Su; metabolizmanın düzenlenmesinde ve vücudumuzdaki tüm reaksiyonlarda görevlidir. Gün boyu içeceğimiz 2 lt su, enerji oluşumunu artırır ve zayıflamaya yardımcı olur, besin maddeleri, oksijeni... taşıyarak organ ve dokuları korur. Aç karnına içtiğimiz su; organizmayı zararlı toksin maddelerden arındırır.
İmmün sisteminin, görevini yapabilmesi için su gereklidir. Bu özelliği ile zinde ve dinç kalmamızda yardımcıdır.
Cildimizin; nem ve elastikiyetinin düzenlenmesinde su rol oynar. Günümüzde bayanların korkulu rüyası haline gelen selülit oluşumunun önlenmesinde de su yine ilk sırayı alır.
Emzikli kadınlarda; süt üretimini artıran en önemli sıvı sudur. Özellikle kalori oranları yüksek hazır meyve suları, gaz yapan asitli içecekler yerine su tercih edilmelidir.
Hamilelikte; suyun önemi daha da artar. Bebeğin içinde bulunduğu amnion sıvısı her üç saatte bir kendini yeniler. Yetersiz sıvı alımı ile amnion miktarı azalacağından, suya gereksinim artar.
Sıcak havalarda; vücut sıcaklığını düzenleyici olarak çalışır. Dikkat edeceğimiz nokta, yazın içtiğimiz su miktarını artırma gerekliliğidir. Bedenimiz ısındıkça terler ve su kaybeder. Bunun için su seviyesini yeterli düzeye getirmemiz gerekir. Vücut, suyu aktif olarak kullanır, depolayamaz. Bu sebeple susuzluğa dayanamayız. Vücudumuzun hiç su içmeden dayanabileceği maximum süre en uygun şartlarda 7 gündür.
Sporcularda; su kaybeden vücut, yeterli sıvıyı yerine koyamıyorsa; buna tepki göstererek metabolizmamızı yavaşlatır. Suyun atımını engellemeye çalışır. Özellikle spor sonrası, ter ile atılan suyun yerine gelmesi için ; egzersiz ve yarıştan 15 dk önce 1-1.5 bardak, egzersiz ve yarış sırasında her 10-15 dakikada bir 1/2 bardak su içilmesi gereklidir.
Nasıl her şeyin fazlası zararlıysa; aşırı su içtiğimizde de bedenin atmakta zorlandığı su tutularak ödemler oluşur. Bir seferde çok fazla su içilmesi ile böbrekler zarar görebilir...
Kısaca; 10-12 bardak suyu, gün içine dağıtarak için.
Su içmek için susamayı beklemeyin. Unutmayın; vücudumuzun, hissettiğimizden çok daha fazla suya ihtiyacı var.
Her öğünden 15 dk önce 1-2 bardak su için ki; 20 dakikada doygunluk mesajı alan beynimizde, bu hissin oluşumunu hızlandırın.
Hiçbir sıvı içeceğin suyun yerini tam anlamıyla tutmadığını unutmayın...

İçeceğiniz suyun mutlaka arıtılmış olmasına dikkat edin…
Aksi taktirde su içeceğiz diye de vücuda zararlı maddeleri de boşuna almamak lazım..


SUYU DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMİ OLARAK KULLANMANIZ İÇİN ÖNERİLER
1. Aldığınız su miktarını hep diğer içeceklerden ayrı olarak hesaplayın. Çoğu içecek diüretiktir., yani idrar yoluyla su kaybetmenize yol açar. Kafein ve alkol diüretiktir. Çay kahve yada kakao içerseniz daha sık idrara çıkarak su ihtiyacını arttırmış olursunuz.
2. İçeceğiniz su 13-16 derecede olmalıdır. Soğuğu barsaklara zarar verirken, sıcak suyunda damak zevki olmaz.

3. Günde en az 10 bardak su için. Soğuk algınlığı yada başka bir solunum yolu hastalığına yakalanırsanız bunu saatte 1 bardağa çıkarın.

4. Su içmek için susamayı beklemeyin. Susamak en az iki bardak su kaybettiğimizin göstergesidir. O zamana kadar susuzluk hissetmeyebilirsiniz. Yinede özellikle susuzluk hissi ile ciddi dehidrasyon arasındaki sürenin çok kısa olduğu sıcak ve kuru bölgelerde yaşıyorsanız susamadan su için.

5.Gün boyunca su için gerekirse yanınızda bir şişe su taşıyın. Arabada uzun mesafeler katedecekseniz buz takviyeli su taşıyabilirsiniz.

6. Bedeniniz uykuda su kaybeder bu yüzden özellikle yaşınız ilerledikçe hem yatmadan hemen önce, hem de uyanır uyanmaz bol bol su için. Güne çay yada kahveyle başlamanın size daha da çok su kaybettireceğini unutmayın.

7. Terleme yoluyla çok su kaybedilir. Bildiğiniz gibi sadece spor yaparken değil başka nedenlerle de terlersiniz. Güneşte oturmak çok su kaybettirir. Ayrıca yük taşımak merdiven çıkmak yada yürümek gibi normal fiziksel etkinliklerde de sıvı kaybedersiniz. Bu durumlarda fazladan su içmek size iyi gelecektir.

8. Ofisinizde, okulunuzda yada zamanınız nerede geçiyorsa orada uygun bir su kaynağı bulun ve düzenli su molaları verin.

9. Spor yaparken düzenli su molaları verin. Egzersiz programınız bitene kadar beklemeyin. Su molaları bazı antrenörlerin sandığı gibi egzersiz düzeninizi bozmaz.

10. Hastalıkların % 74’ü su kaynaklıdır. Kötü su içmek ve su içmemek hastalığa davetiyedir. Günlük bol bol içeceğiniz su hücre yapınızı canlandıracak, savunma sisteminizi güçlendirecektir. Bir çok hastalıktan korunacağınız gibi depresyon riskinden de uzaklaşacaksınız. İçtiğiniz su mutlaka temiz olmalıdır(kanserojen maddelerden, ağır metallerden ve mikroplardan arınmış olmalıdır.) Borulardan suya karışan ve su yoluyla vücuda giren bakır ölümcül risk taşımasa da depresyona ve Alzheimer hastalığına yol açıyor.


Kaynak: 10 Doğal Tedavi Yöntemi – Dr. James F. Balch
Son düzenleyen ThinkerBeLL; 7 Ağustos 2012 13:26
aritmacihazicom - avatarı
aritmacihazicom
Ziyaretçi
2 Ağustos 2012       Mesaj #7
aritmacihazicom - avatarı
Ziyaretçi
Toplumun su içme ve su kullanma gereksinimleri için kullandığı şehir şebekeleri, kuyu, çeşme ve gene aynı amaçlarla temin ettiği teknik metotlarla tasfiye edilmiş dere, nehir ve göl suları “içilebilir su” olarak tanımlanır. İçme ve çeşitli maksatlarla kullanılan, bu niteliği nedeniyle de insan sağlığı ile yakından ilişkisi olan suların tümüne “Alimentasyon suyu” denir.

Genel olarak bir insanın biyolojik ihtiyaçlarını karşılaması ve yaşamını sürdürebilmesi için, günde ortalama 2-2.5 litre su tüketmesi gerekir. Ancak insanın ihtiyaç duyduğu su sadece yaşamını sürdürmesi için gereken miktardan ibaret değildir. Bir insanın sağlıklı bir biçimde yaşaması için gereken içme, yemek pişirme, temizlik, banyo, çamaşır gibi amaçlarla kullanılacak su dikkate alındığında, kişi başına günlük ortalama kentsel su tüketim standardı 150 litreyi bulur.

Dünya genelinde kişi başına su tüketim miktarlarında en çok göze çarpan ülke ABD’dir. Bazı Afrika ülkelerinde kişi başına günde ancak 10 litre su düşerken, Amerika’da kişi başına günde ortalama 380 litre su harcanmaktadır. Bu değer sanayileşmiş ülkelerde günde ortalama 266 litre iken, Afrika’da 67, Almanya’da 129, Asya’da 143, Arap ülkelerinde 158 ve Latin Amerika’da 184 litredir. Türkiye’de ise kişi başına günlük su tüketimi ortalama 111 litredir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
aritmacihazicom - avatarı
aritmacihazicom
Ziyaretçi
2 Ağustos 2012       Mesaj #8
aritmacihazicom - avatarı
Ziyaretçi
a) Yapı taşı: Su vücudumuzdaki organ, doku ve eklemlerin en önemli ve temel bileşenidir. Vücudumuzdaki her organın varlığı suya bağlıdır.
Beynin % 80’i,
Kanın % 83-90’ı,
Kasların % 75’i,
Böbreklerin % 83’ü,
Yağ dokusunun % 20’si,
Akciğerlerin % 86’sı,
Kemiklerin % 22-40’sı,
Diş eti dokusunun da % 10’u sudur.

b) Eritici: Su organizmanın ihtiyaç duyduğu maddeleri eriterek doku ve hücrelere taşır. Gıdaların sindirim sistemindeki seyri (yumuşatılması, emilmesi ve kan dolaşımıyla taşınması) de su sayesinde gerçekleşir.

c) Isı düzenleyicisi: Vücut ısısının düzenlenmesi, insan sağlığını tehdit edecek ölçüde ısınmanın engellenmesi suyla sağlanır.

d) Lubrikant (kayganlık sağlayıcı) madde: Vücudun oynak yerlerinde, eklemlerde ve iç organlarda gerekli kayganlığı sağlayarak vücudu hırpalayacak sürtünme ve aşınmaları önler.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
aritmacihazicom - avatarı
aritmacihazicom
Ziyaretçi
2 Ağustos 2012       Mesaj #9
aritmacihazicom - avatarı
Ziyaretçi
Toplam ağırlığımızın yarısından fazlasını oluşturan suyun vücuttaki dengesini korumak sağlığımız için zorunludur. Kaybedilen suyu yerine koymanın en iyi yolu, gün boyunca belirli ölçülerde su içmektir. Bunun yanı sıra, yemeğe bir kâse çorba ile başlanması sağlığımız için yararlıdır. Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de fiziksel aktivite sırasında vücuttaki su kaybından dolayı su ihtiyacının artmasıdır.
Bu nedenle, fiziksel aktiviteye su içerek başlamak ve aktiviteyi su içerek sürdürmek vücuttaki su dengesinin bozulmaması açısından çok önemlidir. Fiziksel aktivite bittiğinde dahi su içmeye devam edilmeli ve vücudun su kaybı karşılanmalıdır.
Otomobilde, trende, uçakta, kısacası tüm yolculuklarda kişinin yanında mutlaka içme suyu bulunmalıdır.
Özellikle uçak yolculuğu ve dağ tırmanışları gibi yüksek rakımlara çıkılan durumlarda vücudun su kaybı artar. Fark edilmese de, uçakta ortamın nemi düşer. Yolculukta vücudun kaybettiği suyu hızla geri kazanabilmek için su veya limonla tatlandırılan sıcak su içmek önerilmektedir.

En iyi su içme zamanları, uyku öncesi, uykudan uyanma anı, yemeklerden yarım saat önce veya bir saat sonra ve öğünler arasındaki zamanlardır.
Eğer kendinizi iyi hissetmiyorsanız, hemen su içmeyi deneyin. Su hepimiz için bulunabilecek en iyileştirici iksirdir. İnsanın ruh dünyasını kısa zamanda pozitif etkileme gücü başka pek az şeyle karşılaştırılabilir.
  • Güne bir bardak su içerek başlayın, böbreklerinizi boşaltmanıza ve detoks sisteminizin gün boyu sağlıklı çalışmasına yardımcı olacaktır.
  • Günde en az sekiz bardak su için.
  • Aç değilseniz yemek yemeyin, onun yerine su için.
  • Kendinizi iyi hissetmiyorsanız, ilaç almadan önce bir bardak su için.
  • Aldığınız sonuca göre ilaç içmeye karar verin.
  • Yemek esnasında su içmeyin, yemekten yarım saat önce veya bir saat sonra için.
  • Yediğiniz yiyeceklerle de su alırsınız, çünkü onların içinde de su vardır.
  • Stresli veya endişeli olduğunuzda bir bardak su için. Su sizin vücut sıvınızı ve tuz dengenizi düzenleyerek sakinleşmenize yardımcı olacaktır.
  • Dengeli beslenmeye özen gösterin.
  • Her türlü hazır gıdadan (fastfood, gazlı içecekler vs.) uzak durun.
  • Fazla çay, kahve ve alkol tüketmeyin. Bu içecekler diüretik olduklarından su kaybına neden olurlar.
MeraklıSude - avatarı
MeraklıSude
Ziyaretçi
28 Kasım 2013       Mesaj #10
MeraklıSude - avatarı
Ziyaretçi
VÜCUDUMUZUN ÇOĞU SUDAN OLUŞUR
MsXLabs.org

Beynimizin %70'i sudur.
Akciğerlerimizin %90'ı sudur.
Kanımızın %83'ü sudur.
Derimizin %80'i sudur.
Kalbimizin %75'i sudur.
Kaslarımızın %75'i sudur.
Böbreklerimizin %83'ü sudur.
Kemiklerimizin %22'si sudur.

Su sağlıklı bir yaşamın temelidir.Sonuç olarak vücudumuzda gerçekleşen birçok olayda su rol oynar.Gözyaşlarımızda bolca su vardır. İdrarımızın çoğu sudur. Tükürüğümüzün neredeyse tamamı sudan oluşur.Sağlıklı bir insanın vücut sıcaklığı yaklaşık 37 derecedir....


Kaynakça:Bilim Çocuk Dergisi,ImageShack@
Son düzenleyen NeutralizeR; 12 Kasım 2016 00:00 Sebep: sayfa düzeni

Benzer Konular

11 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap
19 Haziran 2008 / baltaoglu Taslak Konular
20 Kasım 2009 / Misafir Soru-Cevap