Arama

Namık İsmail

Güncelleme: 20 Temmuz 2013 Gösterim: 31.141 Cevap: 2
Avatarı yok
BlueNighT
Yasaklı
2 Mayıs 2007       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
namikismailth
Namık İsmail

Sponsorlu Bağlantılar
Ressam Namık İsmail 1890 doğumlu olup Tophane veznedarı Çerkes İsmail Bey 'in oğludur. Sanayi-i Nefise Mektebi'ni bitirdikten sonra 1912 ‘de Fransa'ya gitmiş ve Paris'te Ecole Nationale des Arts Decoratif 'de Julians ve Cormon Atölyesi'nde 1914 yılına kadar çalışmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'ye dönüp ; Kafkas Cephesinde savaşmağa gitmiştir. Şişli'de kurulan atölyede bir grup ressamla birlikte savaş tablolar ı yapan Namık İsmail ; ressam ve sanat tarihçisi Celal Esat Arseven ile birlikte de Türk ressamlar ı yapıt larını sergilemek üzere 1917 ‘de Berlin ve Viyana'ya gitmiştir. Berlin'de iki yıl kalıp ; Corynth ve Liebermann atölyelerinde ve müzelerinde çalışmıştır. Galatasaray Sergileri'nde resim kişiliğini tanıtan sanatçı, bir süre resim öğretmenliği, Güzel Sanatlar Akademisi Müdür yardımcılığı ve Milli Eğitim Müfettişliği görevlerinide yerine getirmiştir. Ayrıca, Genel sekreterliğini Dr. Şefik Hüsnü Deymer’in yaptığı Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın Vehbi Sarıdal’dan sonra başkanlığını yapmıştır. 1928 de Güzel Sanatlar Akademisi müdürü olarak atanıp, 30 Ağustos 1935 ‘te ölümüne kadar da bu görevde kalmıştır. Namık İsmail 'in eser ve tablolar ı , Resim Heykel Müzeleri'nde ve özel koleksiyon larda yeralmaktadır.

Biyografi Konusu: Namık İsmail nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Eylül 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Namık İsmail
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Namık İsmail, Otoportre 1918, tüyb 39,5x36
namc4b1kc4b0smailotopor

Çallı Kuşağı ressamlarından olan Namık İsmail (d. 1890, İstanbul - ö. 1935, İstanbul),, ilköğrenimine 1896 yılında Kabataş’taki Şemsülmekatip’te başladı; daha sonra Beşiktaş’taki Hamidiye Mektebi’ne geçti. Resim öğretmeni Arslanyan’ın öğrencisi oldu ve okulu ikincilikle bitirdi. Saint Benoit Lisesi’nde okudu. Galatasaray Lisesi yangın sonrası yeniden açılınca, Tevfik Fikret’in müdürlüğü sırasında ikinci sınıftan beşinci sınıfa kadar bu liseye devam etti. Resim öğretmeni Şevket Dağ’dan özel resim dersleri aldı. Bakalorya sınavını kazanamayan Namık İsmail’i, babası resim eğitimi için Paris’e göndermeye karar verdi. 1911’de gittiği Paris’te resim öğrenimine başlayan Namık İsmail, Kısa süre Julian Akademisi’ne, sonra Fernand Cormon Atölyesi’ne devam etti. Birinci dönemi olarak nitelendirdiği sanat yaşamının, 1914 Fransa dönüşü, yaptığı resimlerde, tekniğin zayıf, duygunun kuvvetli olduğunu, şiir ve düşgücünün teknikten önde geldiğini söyler. Akademik anlayışı benimseyen hocası Cormon’dan sanatçının fazla etkilenmediği görülür.
Namık İsmail, Köy Evi 1911, tüyb -24x33
nikc3b6yevi
1911 tarihli Köy Evi çalışması, Paris’e gittiği yılda empresyonist etkilerle yaptığı bir tablodur. Barbizon Okulu ressamlarının ve Corot’nun yapıtlarını anımsatan resimde, birbirinin içinde eriyen renkler, yeşilin maviye, kahverenginin sarıya kaçan tonları kullanılmıştır. Ağaçlarda, evde, kırda detaya kaçan fırça vuruşları egemendir: renkler, pastelleriyle homojenleştirilerek kullanılmış, yumuşak geçişlerle perspektif sağlanmıştır. Kompozisyon, sol alt köşeden sağ üst köşeye ikiye ayrılarak düzenlenmiştir. Üstte gri renklerin içinde yeşillerin de yer aldığı gökyüzü, alttaysa karakteristik Namık İsmail tarzı lekeci anlayışla ön plana çıkmış ana tema görülür.
1917 Haziran ayında Galatasaraylılar Yurdu’nda açılan serginin düzenlenmesinde emeği geçen kişilerden biri olan Namık İsmail’e bu hizmetinden dolayı, “alamet-i mahsusalı gümüş Hilal-ı Ahmer madalyası” verildi.
Şişli’de kurulan atölyede, Namık İsmail ve dönemin diğer ressamları, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Ruhi Arel, Sami Yetik, Ali Cemal, Ali Sami Boyar gibi sanatçılar savaş konulu resimler yaptılar. Galatasaray Sergisi’ nde halka gösterildikten sonra Viyana ve Berlin’de sergilenmeleri için, Celal Esad Arseven’le birlikte Berlin’e gitti.
İki yıl Berlin’de kaldı. Lovis Corinth ve Max Liebermann’ın atölyelerinde çalışarak tekniğini geliştirdi. 1918 tarihli Kendi Portresi’ne, ışık-gölge kontrastı ve kalın fırça vuruşlarıyla, tabloya anlatımcı bir etki vererek, güçlü ve kararlı kişiliğini, sert ve keskin bakışlarıyla tuvale rahatça aktardığı görülür. 1919’da yurda döndü. Almanya dönüşünü, sanatının ikinci dönemi olarak yorumlar. Corinth’in geniş, kalın fırça vuruşlarından, lekeci, serbest, bir-iki seansta ortaya çıkmış hızlı, atak tekniğinden etkilenen Namık İsmail’in, sonraki dönem tablolarının çoğunda hocasının teknik ve üslubunu uygulandığına tanık olunur. Corinth’in tekniğine yakın çalıştığı Güvertede Adamlar tablosunda, bir renk karmaşasının, açık-koyu tonlamaların, renk lekelerinin ve resimsel değerlerin ön plana çıktığı gözlenir. Figürler, renk kompozisyonunun öğeleri olarak kullanılır. Bu resim, ekspresyonizmin benimsendiği, klasik resim anlayışının geriye itildiği, renklerin ve boya dokusunun, konunun önüne geçtiği bir çalışmadır.
Namık İsmail, Güvertede Adamlar, tüyb 32,8x40
guvertedeadamlar

Almanya’dan döndükten sonra, 1919’da Gazi Osman Paşa Ortaokulu’nda resim öğretmenliğine başlayan Namık İsmail, 1920 yılında Molla Şefik Bey’in kızı Mediha Hanım’la evlenir; on yıllık birliktelikten sonra ayrı yaşamaya karar veren çift, ressamın ölümünden iki ay önce boşanırlar.
Namık İsmail, Eşi Mediha Hanım Portresi
nimedihahanc4b1mportre

1920 yazındaki sergiye çeşitli portrelerle katılan Namık İsmail, “koyu ve az ışıklı renkler kullanan, gerçeklere uyan, modelinin yüz kırışıklıklarını ve yorgunluğunu yansıtmaktan kaçınmayan bir portreci” olarak tanımlanmaktadır.
İtalya’ya gitmek üzere kendisine izin verilmediği için Gazi Osman Paşa Orta Ortaokulu’ndaki görevinden istifa eden sanatçı, bir yıl boyunca bütün İtalya’yı gezdi ve resimler yaptı.
İtalya dönüşünde “İleri” gazetesinde önce ressam, sonra da yazı işleri müdürü olarak çalışan sanatçı, 1921 yılının ekim ayında Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) müdür yardımcılığı görevine atandı. 1922’de bu görevinden ayrılıp tekrar Paris’e gitti.

Namık İsmail’in paletinde, 1923 tarihli “Bayır” tablosunda açıkça görüldüğü gibi gerçek bir renklenme başladı. Biçim kaygısı taşımadan, desene önem verilmeden, rengin ön plana çıkarıldığı bu çalışmada, renkler birbirine kaynaşarak, planların tuşlarla, kontur kullanılmadan, renk lekeleriyle bölünerek verildiği bir dönem başladı. 1924’teki Galatasaray Sergileri’ne en iyi eleştiri alan yapıtlar arasında geçen Kasımpatı ve Çıplak tablolarıyla katıldı. Kendisine Maarif Umum Müfettişliği görevi verilen sanatçı, dönemin Maarif Vekili Mustafa Necati Bey’le birlikte incelemelerde bulunmak üzere bir kez daha Paris’e gitti.
1928 tarihinde Güzel Sanatlar Akademisi’ne müdür olarak atanan Namık İsmail, ayrıca “resim atölyesi öğretmeni” görevini de üstlendi. 1935 yılından ölümüne değin bu görevini sürdürdü.
İlk yapıtlarından başlayarak üslup ve teknik gelişimi, belli bir çizgide gitmediği açıkça görülmekte, aynı yıl içinde bile birbirinden farklı teknik ve üslupta resimler yaptığı gözlenmektedir. Sanatçı, Fransa’da empresyonist, Almanya’da akademik, empresyonist ve ekspresyonist ressamlardan etkilenmesine karşın, konuya göre içinden geldiği gibi çalışmayı yeğlemiştir. Bazen paletinde hafif fırça vuruşları ve ışıltılı renklerin görüldüğü empresyonist, zaman zaman parlak renklerin ve karşıt tonların egemenliğinin hissedildiği ekspresyonist bir doğa ressamı, bazen realist bir figür ressam, sırasında akademik bir çıplak ressamı olmuştur. İkinci dönem resimlerinde renklerin ve boya dokusunun, konunun önüne geçtiği yoğun boya tabakaları dikkati çekmektedir.
Namık İsmail, Harman 1923, tüyb 165x200
niharman

Gençlik yıllarında edebiyatla ilgilenen, İtalyan Rönesansı’nın dehalarından Michelangelo’nun yaşamı ve sanatıyla ilgili bir biyografi çalışması da yapan sanatçı, 30 Ağustos 1935’te bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
20 Temmuz 2013       Mesaj #3
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Namık İsmail
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
(1890 İstanbul-1935 İstanbul), ressam.
Sanayii Nefise (Güzel Sanatlar) Mektebi'ni bitirdikten sonra Fransa'ya gitti. Paris'te École Nationale des Arts Decoratif, Julian Akademisi ve Cormon Atölyesi'nde (1912-1914) çalıştı. I. Dünya Savaşı'nda ülkeye dönerek Kafkas cephesinde yedek subaylık yaptı. Savaş resimleri yapan ressamlarla bu sırada çalıştı. Celâl Esat Arseven ile birlikte Berlin ve Viyana'da bu dönemde yaptığı resimleri sergiledi. Resim öğretmenliği, Güzel Sanatlar Akademisi müdür yardımcılığı, eğitim müfettişliği yaptı. 1928'de Güzel Sanatlar Akademisi'ne müdür atandı. Genellikle dışavurumcu ve akademik tarzda çalıştı. Gerçekçi figürlerin yanı sıra izlenimci peyzajlar ve çiçek resimleri de yaptı. "Topçular", "Süvari Hücumu", "Tifüs", "Lale Devri", "Harman ve Düşünen Kadın" başlıca yapıtlarındandır.
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...

Benzer Konular

15 Kasım 2016 / BARIŞ Edebiyat tr
24 Temmuz 2012 / _Yağmur_ Edebiyat
3 Ağustos 2008 / TiglonBoYs Spor tr
11 Mayıs 2010 / SUNU Siyaset tr
12 Şubat 2013 / BARIŞ Siyaset tr