Arama

Salvador Dali

Güncelleme: 31 Ocak 2017 Gösterim: 79.133 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Salvador Dali

Ad:  dali1.jpg
Gösterim: 1460
Boyut:  62.7 KB

Salvador Domingo Felipe Jacinto Dali Domenech
Sponsorlu Bağlantılar
(d. 11 Mayıs 1904, Figueras - ö. 23 Ocak 1989, Figueras, İspanya),
gerçeküstücülüğünü en önde gelen temsilcilerinden İspanyol ressam ve özgün baskı sanatçısı.

Madrid Güzel Sanatlar Okulu’nda eğitim gördüğü sıralarda metafizik resmin öncülerinden de Chirico ve Carra’nın etkisi altında kaldı. Aynı dönemde On-Raffaellocularm ayrıntılı gerçekçiliğine ve Ernest Meissonier gibi 19. yüzyıl ressamlarının yapıtlarına da derin bir ilgi duydu. 1927’de Madrid’de İber Sanatçılar Derneği’nin sergilerine katılmaya başladı, ayrıca Barselona’da Dalmau Galerisi’nde sergiler açtı. Şair Federico Garcıa Lorca ve sinema yönetmeni Luis Bunuel ile bu sıralarda arkadaş oldu. 1928’de iki kez Paris’e gitti, Picasso ve Mıro ile tanıştı. Ertesi yıl Goemans Galerisi’nde yapıtlarını sergiledi ve gerçeküstücülük akımına katıldı.

Aynı yıl şair Paul Eluard’ın eski karısı Gala ile evlendi. Dalı’nin yaşamında her zaman önemli bir yeri olan Gala onun gerçeküstücülükle bütünleşebilmesinde de önemli bir rol oynadı. Dalı, Bunuel ile 1928’de Un chien andalou (Bir Endülüs Köpeği), 1930’da da L’Âge d’or'u (Altın Çağ) çevirdi. 1934’te Lautreamont’un Les chants de Maldoror (1869; Maldoror’un Şarkıları) adlı kitabını resimledi. 1937’de İtalya’ya bir gezi yaptı. II. Dünya Savaşı nedeniyle 1940’ta birçok Avrupalı sanatçı gibi ABD’ye gitti, 1941’de New York kentindeki Modern Sanat Müzesi’nde bir retrospektif sergi açtı. Aynı yıl La vie secrete de Salvador Dalı (Salvador Dalı’nin Gizli Yaşamı) adlı otobiyografisini kaleme aldı. Bu kitapta, çocukluğunda şiddetli isteri krizleri geçirdiğini belirtiyordu. Okulda öğrencileri ayaklanmaya kışkırttığından cezalandırılmış, 1926’da da okuldan uzaklaştırılmıştı. Dalı yaşamı boyunca olağandışı tavırları ve gösterişçi yanıyla da ününü sürdürdü.

Dalı’ye göre insan, klinik paranoya olayında olduğu gibi, gerçek bir düş dünyası yaratmalı, ama bunu yaparken de usun denetim altında tutulup iradenin bilinçli olarak bir süre askıya alındığını da unutmamalıydı. Bu yöntemin sanatsal yaratının yanı sıra, günülük yaşamda da benimsenmesini savunan Dalı, hem yapıtlarına, hem de yaşamına bu doğrultuda yön verdi. 1936’da Londra’daki Uluslararası Gerçeküstücülük Sergisi’nin açılışına dalgıç giysileri içinde ve tasmalarından tuttuğu iki tazıyla gelmesi bu tür davranışlarının bir örneğiydi.

Dalı, Siğmund Freud’un bilinçaltı imgelerin erotik çağrışımları üzerine yazdıklarından ve Paris gerçeküstücülerinin bilinçaltını ortaya çıkarma eğilimlerinden büyük ölçüde etkilenmişti. Gerçeküstücülükte düşüncenin herhangi bir mantık çizgisi izlemeden akmasını temel alan otomatizm kavramını benimsediyse de, bunu öbür gerçeküstücülerden daha iyimser bir bakış açısıyla işledi ve bu eğilime “eleştirel paranoya” adını verdi. Yapıtlarında yarattığı düşsel gerçekçilik (büyülü gerçekçilik), betimlediği gerçekdışı düşsel mekân ve garip düşsel imgelem ile bir karşıtlık oluşturuyordu. Bu yapıtlarda düşle gerçeği ayırmak neredeyse olanaksızdı. Dah’nin amacı günlük uğraşları alaycı bir tavırla düşsel hale getirmekti.
Ad:  Salvador Dalidali5.jpg
Gösterim: 1049
Boyut:  46.9 KB

Çoğu kez karanlık bir Katalan manzarası içine yerleştirilmiş, vücudundan yarı açık çekmeceler çıkan insan figürleriyle (“Yanan Zürafa”, 1936-37, Sanat Müzesi, Basel) sanki balmumundan yapılmış ve güneş ısısıyla eğrilip bükülmüş saatler (“Belleğin Israrı”, 1931, Modern Sanat Müzesi, New York) en sık kullandığı temalardı. Veriştik gerçeküstücülük olarak da anılan bu eğilim içinde Dalı birbiriyle ilişkisiz düşsel imgeleri gerçekçi bir yaklaşımla ve otomatizm yöntemini kullanarak bir araya getirmişti. “Aydınlatılmış Hazlar” (1929, Modem Sanat Müzesi, New York), “Delfli Vermeer’in Bir Masa Olarak Kullanılabilen Hayaleti” (1934, Salvador Dalı Müzesi, Cleveland, Ohio) ve “İç Savaş Sezgisi” (1936, Sanat Müzesi, Philadelphia) onun bu doğrultuda ki önemli yapıtlarıdır.

Dalı 1937’deki İtalya gezisinde Raffaello ile İtalyan barok ressamlarının etkisi altına girdi ve kendine özgü bir çağdaş klasikçilik arayışına yöneldi. 1939’da Andre Breton tarafından gerçeküstücüler grubundan çıkartılan Dalı, II. Dünya Savaşı sonrasında mistik bir anlayışa yönelmekle birlikte, gerçeküstücü öğelerden bütünüyle uzaklaşmadı. “Son Yemek” (1955, Ulusal Sanat Galerisi, Washington, D. C.), “Diriliş” (1961, Bruno Pagliali Koleksiyonu, Mexico) ve “Dalfye Bakan Gala” (1965, Andre François Petit Galerisi, Paris) geç dönem yapıtlarına örnektir.


kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 31 Ocak 2017 17:05
Biyografi Konusu: Salvador Dali nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
12 Eylül 2006       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Salvador DALI
Ad:  dali2.jpg
Gösterim: 998
Boyut:  38.3 KB

(1904–1989)
Sponsorlu Bağlantılar

Gerçeküstücü­lük Akımı'nın önde gelen temsilcilerinden İspanyol ressam Salvador Dali, Barselona yakınlarında bir köyde doğdu (bak. Gerçeküs­tücülük). 1921'de Madrid Güzel Sanatlar Okulu'na girdi. Ne var ki, alışılmamış davra­nışları, kimsenin giydiğine benzemeyen giysi­leri ve kuralları hiçe sayan resimleriyle okul çevresinde tepkiyle karşılandı. 1925'te sınav­larda başarı sağlayamayınca okuldan atıldı. Dali Madrid'de film yönetmeni Luis Bunuel ile birlikte Bir Endülüs Köpeği (Un Chien Andalou; 1928) adlı filmi yaptı.

Aynı yıl Paris'e giden Dali orada, Andre Breton'un başlattığı, Rene Magritte, Giorgio de Chirico, Yves Tanguy gibi ressamlarca da benimsenen Gerçeküstücülük Akımı'na katıl­dı. Dali kılı kırk yaran titiz bir ustaydı. Kullandığı fırça ve boyalarla resimlerine ipek gibi bir görünüm kazandırıyordu. Ona göre bunlar "elle yapılmış düş fotoğrafları"ydı. Ünü de kendi geliştirdiği bu özel üsluptan kaynaklanır.

Dali'nin tabloları düşlerden ve imgelemler­den doğan görüntülerle doludur. Bunlar ger­çeküstü, içinde yaşadığımız dünyadan değişik bir dünya yaratır. New York Modern Sanat Müzesi'nde sergilenen Belleğin Israrı (1931) adlı tablosunda saatler sanki balmumundan ya­pılmış da erimiş gibi durur. Başka tablolarında da telefonlar, koltuk değnekleri, çekmeceler, kol ve bacaklar yumuşak, bükülebilir, kolayca biçimlendirilebilir bir görünümdedir.

Çalışmalarının çoğu izleyicileri şaşkınlığa düşürür. Londra'da, Tate Galerisi'nde bulunan bir tablosunda, sudaki yansımasına âşık olan efsane kahramanı Narkissos'u el biçiminde gösterir; bu tabloda, tıpkı sinema oyuncusu Mae West'in dudakları gibi bir koltuk ve almacı ıstakoz biçiminde olan bir telefon yer alır.

Ad:  dali3.jpg
Gösterim: 1018
Boyut:  36.5 KB
Dali'nin en ünlü yapıtları

  • Belleğin Israrı (1931; Modern Sanat Müzesi, New York)
  • Mae West (1934–36; Sanat Enstitüsü, Chica­go)
  • Aydınlatılmış Hazlar (1929; Modern Sanat Müzesi, New York)
  • Delfli Vermeer'in Bir Masa Olarak da Kullanılabilen Hayaleti (1934; Salvador Dali Müzesi; Cleveland)
  • İç Savaş Sezgisi (1936; Sanat Müzesi Philadelphia)
  • Yanan Zürafa (1936; Sanat Müzesi, Basel)
  • Narkissos'un Değişimi (1936–37; Tate Galerisi, Londra)
Dali çok yönlü bir sanatçıydı; resmin yanı sıra heykeller yaptı; şiirler, kitaplar yazdı. Ayrıca giysi, vitrin ve mücevher tasarımları, sahne dekorları hazırladı. Olağandışı ve şaşırtı­cı kişiliğiyle ölünceye kadar kendinden söz et­tirdi. 1936'da Londra'da düzenlenen Uluslar­arası Gerçeküstücülük Sergisi'nin açılışına dalgıç giysileriyle geldi. Dali 1965'te yayımla­nan Journal d'un genie (1964; "Bir Dâhinin Günlüğü") adlı yapıtında kendisini şu sözlerle tanımladı:
"Bir deliyle benim aramdaki tek fark, benim deli olmayışımdır."
MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Safi; 31 Ocak 2017 17:06
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Salvador Dali
Doğum: 1904, Figueras/Katalonya
Ölüm: 1989, Figueras
İspanyol ressamı.

Madrid Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim gördü. İzlenimcilik, kübizm, fütürizm gibi sanat akımlarının etkisinde kaldı ama 1929'larda yaratmaya başladığı gerçeküstücü (sürrealist) tablolarıyla tanındı. Ünlü film yönetmeni Bunuel ile birlikte "Endülüs Köpeği" (1928) ve "Altın Çağ" (1930) adlı gerçeküstücü filmleri çevirdi. Renkli yaşamı, çılgınlıkları, gösteri ve gösteriş merakıyla ün kazandı. Sözgelimi Londra'da bir konferansa dalgıç elbisesi ve başlığıyla gitti. 1948'de dinsel kompozisyonlara yöneldi.
Ad:  Salvador Dali Tablo (4).jpg
Gösterim: 1338
Boyut:  62.1 KB

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 31 Ocak 2017 16:10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Salvador Dalidali4.jpg
Gösterim: 921
Boyut:  30.3 KB
Salvador Dali

(1904 - 1989)
Ona İspanyolca El Salvador "Kurtarıcı" adını takmışlardı.

Kübizmin bir başka sanatçılarından biri de Salvador Dali'dir.
Salvador Dali 6 yaşında aşçı olmak istiyordu 7 sine geldiğinde aklını Napolyon'la bozmuştu. Napolyon gibi olmak istiyordu. Gitgide daha hırslı oldu hırsı arttıkça kendine beğenmişliği de arttı. Şimdi artık sadece Salvador Dali olmak istiyordu. İlk resmini de bu erken yıllarda yapmıştı. 10 yaşında iken izlenimcileri, 14 yaşındayken 19.yy akademik ressamlarını keşfetti. 1927 yılında 24 yaşında geldiğinde artık Dali olmuştu.

Ona İspanyolca El Salvador "Kurtarıcı" adını takmışlardı.
Çünkü Dali'ye göre resim sanatını “soyut resim, akademik, gerçek üstücülük, dadıcılık ve bütün öteki karmaşacılıkların yarattığı ölüm tehlikesinden –kurtarması alnında yazılıydı- Salvador Dali gerçekten de zamanın tüm moda akımları çocuk oyuncağı gibi geliyordu. İzlenimciliği, noktacılığı, kübizmi, yeni kübizmi, gelecekçiliği incelemiş, resimlerinde kimi zaman Picasso'ya kimi zaman Matisse’e şaşırtıcı bir ustalıkla göndermelerde bulunarak onlara saygısını göstermişti. Etkilendiği kaynakları saklama gereği duymuyordu. Hevesi ise pek çabuk geçiyor, birkaç hafta sonra yeni arayışlara giriyordu.
Salvador Dali çalışmalarını Paris'te sürdürmek yolundaki isteğini Babasına benimsetmesi zor olmamıştır. 1927 başlarında Halası ve kız kardeşiyle birlikte Paris'te bir hafta kaldı. Dali'ye göre bu sürede üç önemli iş yaptı. Versaillesi Gevin müzesini gezdi ve Picasso ila tanıştı. Picasso'nun çalışmalarını milimi milimine inceleyen kübist ressam Manuel Angeles Ortiz onu Picasso ile tanıştırdı. Ortiz’i Lorca kanalıyla tanıyordu.

Bir sözünde “Picasso'nun atölyesine girer girmez derinden etkilendim sanki onları huzurundaymışım gibi, saygı doluydum. Louru’e görmeden sizi görmeye geldim.” dedi. O da, "Doğru olanı yapmışsın.." diye yanıtladı.

Salvador Dalí 11 Mayıs 1904'de Figueras'ın (İspanya'nın Kuzeyinde Pirienelere yakın bir kasaba) bir köyünde doğdu. 6 yaşındayken menenjitten ölen erkek kardeşinden 3 sene sonra dünyaya gelmişti. 1973 de şöyle yazacaktı:
'Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu.. Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinde itibaren çok büyük bir yara oldu benim için.'
Ona koydukları isim; ölmüş kardeşinin ismiyle aynıydı: Salvador. Ressam bu kardeşine ikiz kadar benziyordu. Anne babasının yatak odasında Velazquez'in Çarmıhta İsa resmiyle birlikte asılı olan kardeşinin resminin yaşayan bir aynasıydı. Böylece Salvador Dalí bir küçük despota dönüştü. Ailesinin dikkatini çekmek için yaptığı histeri krizleri, teatral hareketler alışılagelmiş şeylerdi. Uzun süre, onu fetheden kızkardeşi Ana Maria'nın doğumu bile onu düzeltmeye yetmedi. Aksine zaman geçtikçe farklılığını ifade etme isteği daha dayanılmaz hale geliyordu.

Hasta çocuk; 10 yaşında yaptığı ilk self-portresinin ismiydi. Bir süre sonra ilk resim kursuna başladı. Öğretmeni Juan Núñez iyi bir ressamdı; ondan karakalem çalışmayı öğrendi. Daha sonra Catalan (İspanyanın Kuzey doğusunda yaşayan Catalanca adında farklı bir dil konuşan insanlara verilen isim) empresyonist ve realistlerini tanıdı. Daha sonra Kübizm ve Juan Gris'i keşfetti.

20'li yılların başında Madrid San Fernando Akademisine başladı. Ancak anarşist hareketleri nedeniyle okuldan atıldı ve bir süre Girona'da tutuklu kaldı. (1923) Daha sonra tekrar okula kabul edilse bile 1926'da tamamen atıldı. Bunu takip eden yıl Paris'te Picasso'yla tanıştı. 10 yıl sonra Londra'da Stefan Zweig onu Sigmund Freud'a tanıttı. 1923'te Madrid'de Luis Buñuel ve García Lorca ile tanıştı.

Dalí böylece değişti. Görünümüyle de. Başlangıçta ki uzun saçları; ağzından hiç düşmeyen piposu daha sonra kısacık biryantinli saçlı spor kıyafetli asık suratlı birine dönüştü. Günlük yaşamı; entelektüel bir söylemin ve lüks bir yaşamın çevresinde dönüyordu. Buñuel'le 'Bir Endülüs Köpeği' filmini sahneye konmasına yardımcı oldu. Ama. Buñuel.'i dinsizlikle suçlayarak ikinci bir filmden uzak durdu. Buna karşın García Lorca'yla çok yakın bir arkadaşlığı oldu. 1925-36 yılları arasında uyumlu bir dostlukları oldu. Kadınlar pek ilgisini çekmiyordu. Onlar “sadece erotik fantezileri için gerekli”ydiler.
Dali’nin fikrini değiştiren olay 1926’da Gala’yla tanışmasıyla gerçekleşti. Gala; bir Rus avukatın kızı ve sürrealist şair Paul Eduard'ın eşiydi. Onu ilk defa Cadaquez'de Akdeniz'in Catalan kıyısında Hotel Miramar'ın karşı terasında gördüğünde eşiyle beraberdi. Ertesi gün saat 11'de plajda buluşmak üzere sözleştiler. Dali bu olayı tamamen sembolik bir biçimde hazırlamaya karar verdi.

Soyundu. Elbiselerini, göğüs uçlarını, kıllarını, göbek deliğini ve esmerleşen tenini gösterecek şekilde kesti, katladı. Boynuna inci bir kolye, kulağına bir kırmızı bir sardunya taktı. Traş olurken yaralanmasından esinlenerek kendi kanını süründü. Bunu balık kuyruğu, keçi gübresi ve yağla karıştırdı. Ama pencereden Gala'yı, özellikle de çıplak bronzlaşmış sırtını görünce, bu ölümcül ritüele son vererek üzerindeki partallığı ve bu vebalı tutkuyu soyunmaya karar verdi. Birkaç ay sonra tamamen aşık olarak birlikte yaşamaya başlayacaklardı. Ve o andan itibaren Gala; Dali için bir aşık, bir arkadaş, esin perisi ve model (ilk defa profilden Gran Mastrubador'da gözükür), danışman ve herşeyin ilersinde varlığının yöneticisi olacaktır. Port Lligat'de hayatlarının evlerini kurdular.

Ad:  dali.jpg
Gösterim: 1365
Boyut:  40.2 KB

İlk önce İspanya İç Savaşı’ndan daha sonra Dünya Savaşından kaçmak için tüm dünyayı gezdiler. Dali şöyle açıklar düşüncesini:
'Her zaman anarşist ve aynı zamanda da monarşisttim. Her zaman burjuvaziye karşıydım ve hala da öyleyim. Gerçek kültürel devrim monarşist prensiplerin restoresiyle mümkündür.'
Ama 1934'te beş yıllık aktif bir işbirliğinden sonra artık eski sürrealist arkadaşlarından ayrılmış ve küçük burjuvaya dönüşmekle suçlanır olmuştu. Çünkü politikadan kaçıyordu:
'Beni ne marksizm bir parça bile ilgilendirmiyordu. Politika bir kansere benziyordu.'
Newyork'a yerleşti, ama arada sırada geri dönüyordu. Örneğin faşistler arkadaşı Garcia Lorca'yı öldürdükten ya da Nazilerin istilasından sonra. Mamafi, Kuzey Amerikalılar tarafından aranılan, sevilen, iyi ücret ödenen biriydi.
1966'da Newyork modern sanatlar müzesinde 1966'de ona bir retrospektif adadılar. Beuborg'daki bir diğer sergi için 1979'a kadar beklemesi gerekti. 3 sene sonra 1982'de Gala öldü. O zamandan sonra nerdeyse resim yapmayı bıraktı. Dali , Gala'nın mezarının olduğu Pubol'e yerleşti ve son eserlerini verdi.

Bütün akımları tanıyıp; olası bütün etkilerden geçtikten; tüm çılgınlığıyla o devasa eseri 'Babil Kulesi'ni oluşturduktan sonra; Salvador Dali sanatı boyunca uzayıp giden bir ipi farketti. Bu ip görünmez bir şekilde daha Breton'la bile değilken gerçekleştirdiği ilk sürrealist eseriyle, gerçek anlamdaki sürrealist eserlerini birbirine bağlıyordu.
Freud'un içten ve ve fanatik olarak tanımladığı, Dali'nin gözleri; hep büyüleyici bir dünyayı keşfediyordu. Dali hiçbir zaman taptığı esin perisi Gala'dan ayrılmadı, eve kendine duyduğu ihtiyaçtan daha fazla bir ihtiyaçla ona bağlıydı.
Pubol Şatosundaki yangından kurtulduktan sonra; 23 Şubat 1989'da Figueras hastanesinde, 84 yaşında öldü. Cesedi ilaçlandı; ve Figueras'daki müzesine hakim olan dev kubbenin altına gömüldü.
Son düzenleyen Safi; 31 Ocak 2017 17:07
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
26 Ocak 2008       Mesaj #5
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Ad:  d1.JPG
Gösterim: 662
Boyut:  63.6 KB
Salvador Dali

Salvador Domingo Felipe Jacinto Dalí y Domènech, kısaca Salvador Dalí (11 Mayıs 1904 – 23 Ocak 1989), İspanyol sürrealist ressam. Gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiştir. En iyi bilinen eseri olan Belleğin Azmi,ni 1931'de bitirmiştir.
Dalí, ressamlığın yanı sıra heykelcilik, fotoğrafçılık ve filmcilikle de ilgilenmiş, Amerikalı animasyoncu Walt Disney ile beraber yaptığı Destino adlı kısa çizgi film, 2003'te "en iyi kısa animasyon filmi" dalında Oskar adayı olmuştur.
Katalonya doğumlu olan Dalí, 711 yılında İspanya'yı fethetmiş olan Mağribiler'in soyundan geldiğini iddia etmiş, "süslü ve cafcaflı olan herşeye, lüks hayata ve doğu kıyafetlerine olan düşkünlüğünü" de "Arap kökeni"ne bağlamıştır.
Dalí hayatı boyunca, sanatıyla olduğu kadar kadar eksantrik giyimi, davranışları ve sözleriyle de dikkat çekmiş, bu durum kimi zaman, onun sanatını takdir edenleri de etmeyenler kadar usandırmıştır. Bu davranışların getirdiği kötü şöhret, Dalí'nin geniş kesimlerce tanınmasını sağlamış ve eserlerine duyulan ilgiyi artırmıştır.

İlk yıllar


Dalí 11 Mayıs 1904'te, İspanya'nın Katalonya bölgesinde bulunan Figueres kentinde, Salvador Dalí i Cusí ve Felipa Domenech Ferres çiftinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Çiftin 1901 doğumlu ilk çocuğu, Dalí'nin doğumundan tam dokuz ay on gün önce (1 Ağustos 1903'te) sindirim yolu iltihabından ölmüş, onun ismi olan Salvador da ikinci çocuğa geçmişti. İlk çocuklarının küçük yaşta ölmesini bir türlü kabullenemeyen Dalí çifti, küçük Dalí'nin yanında sık sık ölmüş ağabeyinden bahsediyor, ilk Salvador'un bir resmini yatak odalarının duvarında tutuyor, ve Dalí'yle beraber düzenli olarak ilk Salvador'un mezarını ziyaret ediyorlardı.Bu durum, Dalí'nin küçük yaşta kendi kimliği konusunda karışıklık yaşamasına sebep oldu. Sonradan, hiç tanımadığı ağabeyi hakkında "iki su damlası gibi birbirimize benziyorduk, fakat yansımalarımız farklıydı [...] o, herhalde benim fazla mutlak olarak tasarlanmış ilk versiyonumdu" diye yazacaktı.
Dalí'nin babası, sert ve otoriter karakterli bir noterdi. Annesi ise tam tersine sevecen ve anlayışlıydı, ve oğlunun resim konusundaki çabalarına destek veriyordu.Dalí üç yaşındayken kızkardeşi Ana María doğdu. Evin tek erkek çocuğu olarak, annesi, kızkardeşi, teyzesi, anneannesi ve bakıcısından sürekli ilgi gören Dalí, küçük yaşlarından itibaren şımarık ve kaprisli bir karakter sergilemeye başladı.
1914'te annesinin desteğiyle özel bir resim okuluna yazılan Dalí, 1919'da Figueres Belediye Tiyatrosu'nda ilk sergisini açtı. Şubat 1921'de ise çok sevdiği annesini meme kanserinden kaybetti. Annesinin ölümü hakkında "hayatımda aldığım en büyük darbeydi. Ona tapardım [...] Ruhumun kaçınılmaz kusurlarını görünmez kılabilmesine hep güvendiğim bir varlığın kaybını kabullenemiyordum" diye yazacaktı.Dalí'nin babası, karısının ölümünden kısa süre sonra baldızıyla evlendi.
Ad:  d2.JPG
Gösterim: 945
Boyut:  22.1 KB

Madrid, Paris ve ABD


1922'de Madrid'e taşınan ve buradaki San Fernando Güzel Sanatlar Okulu'na yazılan Dalí, ilk eserlerinde kübizm ve dadaizm etkileri gösterdi. Fransa ve İsviçre kökenli olan bu yeni akımlar, o sıralar Madrid'de pek yaygın değildi, ve Dalí'nin eserleri kısa sürede ilgi çekmeye başladı. Dalí, Madrid'de geçirdiği yıllarda, kendisi gibi avangart sanata meraklı olan film yapımcısı Luis Buñuel ve şair Federico García Lorca ile yakın arkadaş oldu. 1923'te disiplinsizlik yüzünden geçici olarak okuldan uzaklaştırılan Dalí, aynı yıl Girona'da anarşist gösterilere katıldığı için tutuklandı ve bir süre gözaltında tutuldu.1925'te okula geri döndü, ve Barcelona'da ilk kişisel sergisini açtı. Resimleri eleştirmenler tarafından ilgi ve şaşkınlıkla karşılandı.

Dalí 1926'da Paris'e gitti ve büyük saygı duyduğu Pablo Picasso ile tanıştı. Sonraki birkaç yıl boyunca, Dalí'nin eserlerinde Picasso etkisi ağır basacaktı. Paris gezisinden döndükten kısa süre sonra okulundan temelli kovulan Dalí, çok geçmeden askere alındı. Ekim 1927'de askerlik hizmetini bitirdi ve Mart 1928'de sanat eleştirmenleri Lluís Montanyà ve Sebastià Gasch ile beraber, sanatta modernizmi ve fütürizmi savunan "Sanat Karşıtı Katalan Manifesto"yu yazdı.
1929'da arkadaşı Luis Buñuel ile beraber çektikleri Bir Endülüs Köpeği adlı avangart kısa film, sürrealist sanat çevrelerinde ikiliye büyük şöhret kazandırdı. Aynı yıl ikinci kez Paris'e giden Dalí, burada ressam Joan Miró aracılığıyla sürrealist akımın öncüleri André Breton ve Paul Éluard ile tanıştı. Éluard'ın karısı Gala (asıl ismi Helena İvanovna Diakonova), tanıştıkları andan itibaren Dalí'nin ilgisini çekti, ve 1929 yazında Dalí ile Gala arasında, sonradan evliliğe dönüşecek olan tutkulu bir ilişki başladı.
1931 yılında Dalí, en meşhur eseri olan Belleğin Azmi,ni yaptı. Yumuşak Saatler ya da Eriyen Saatler olarak da bilinen eserde, geniş bir kumsal manzarası önünde eriyen cep saatleri resmedilmiştir. Eser genel olarak, katı ve değişmez zaman kavramına karşı bir protesto olarak yorumlanır.Dalí sonradan bu resmin ilhamını, sıcak Ağustos güneşi altında erimekte olan bir Camembert peynirinden aldığını yazacaktı.

1929'dan beri beraber yaşayan Dalí ve Gala, 1934'te bir devlet nikâhıyla evlendiler. (1958'de bir Katolik düğünüyle nikâh tazeleyeceklerdi.) Aynı yıl New York'da bir sergi açan Dalí, ABD'de büyük sansasyon yarattı ve büyük üne kavuştu. 1936'da Londra Uluslararası Sürrealist Sergisi'nde bir konuşma yapması istenince, sahneye eski tip hantal bir dalgıç tulumu içinde çıktı. Tulumun beline mücevher işlemeli bir kama takmıştı; bir elinde bir bilardo ıstakası tutuyor, diğer eliyle de bir çift kurtköpeğini çekiştiriyordu. Konuşma sırasında nefes almakta zorluk çekince, dalgıç kıyafetinin başlığı çıkarıldı.
Dalí 1937'de Hollywood'a giderek zamanın meşhur komedyenleri Marx kardeşler ile tanıştı, ve onlar için bir film senaryosu yazdı. 1938 yazında ise Londra'da, hayranı olduğu Sigmund Freud ile tanıştı ve ünlü psikoloğun birkaç portresini yaptı. Tüm sürrealistler gibi Dalí de bilinçaltının dışavurumuyla ilgileniyor, ve Freud'un bilinçaltı konusundaki yazılarını ilgiyle takip ediyordu.
1936'da başlayan ve tüm İspanya'yı kaosa sürükleyen İspanya İç Savaşı, 1939'da General Francisco Franco'nun galibiyetiyle sona erince, Dalí yeni kurulan faşist rejimi desteklediğini açıkladı. Bunun üzerine, çoğunluğu Marksist olan, ve Dalí'nin abartılı dikkat çekme çabalarından zaten hoşlanmayan sürrealistler, Dalí'ye açıkça sırtlarını döndüler. Sürrealist grubun önderi Breton, Salvador Dalí'nin isminden iğneleyici bir anagram çıkardı: Avida Dollars (Dolar Heveslisi). Dalí ise cevap vermekte gecikmedi: "Le surréalisme, c'est moi!" (Sürrealizm benim!)Sürrealistler ve Dalí arasındaki çekişme, Dalí ölene kadar devam edecekti.
1940'da Dalí ve Gala, tüm Avrupa'yı etkisi altına almaya başlayan II. Dünya Savaşı'ndan kaçarak ABD'ye yerleştiler. Burada dokuz yıl kalacaklardı. 1942 yılında Dalí, Salvador Dalí'nin Gizli Hayatı isimli otobiyografisini yayımladı. 1945-46 yıllarında, Walt Disney ile beraber Destino, Alfred Hitchcock ile beraber Spellbound filmlerinin yapımında çalıştı. 1947'de sürrealist bir Picasso portresi yaptı.
Ad:  d3.JPG
Gösterim: 907
Boyut:  45.5 KB

Katalonya'ya dönüş


1949'da Dalí, karısıyla beraber Avrupa'ya döndü ve memleketi Katalonya'ya yerleşti. Hayatının sonuna kadar burada kalacaktı. Faşist Franco rejimiyle yönetilen İspanya'ya yerleşmesi, bir kez daha sol görüşlü sanatçı ve aydınların tepkisini çekti.
Dalí 1951'de Katolisizm'in ve modern bilimin bazı kavramlarını sentezlediği Mistik Manifesto,yu yayımladı. II. Dünya Savaşı sonrası eserlerinde, Katolik temalar ve DNA, hiperküp (dört boyutlu küp) ve atomik çözünme gibi modern bilim kavramları öne çıkacaktı. Hiroşima'da patlayan atom bombasının gücünden çok etkilenmiş olan Dalí, hayatının bu dönemine "nükleer mistisizm" adını veriyordu. Yine bu dönemde Dalí, tuvale boya sıçratma, hologramlar, optik yanılgılar ve stereoskopi gibi pek çok değişik teknikle denemeler yaptı.
1960'da Figueres belediye başkanı, yıllar önce Dalí'nin ilk sergisine ev sahipliği yapmış ve iç savaşta zarar görmüş olan Belediye Tiyatrosu'nu "Dalí Tiyatrosu ve Müzesi" adıyla restore etmeye karar verdi. Dalí, 1974'e kadar müzenin inşaatı ve dekorasyonuyla bizzat ilgilendi ve bu projeye çok emek ve zaman harcadı. Müze 1974'te açıldıysa da, Dalí 1980'lerin ortasına kadar ufak eklemeler ve değişiklikler yapmaya devam etti.
10 Haziran 1982'de Dalí'nin çok sevdiği karısı, menajeri, modeli ve ilham perisi Gala hayatını kaybetti. Gala'nın ölümünden sonra yaşama isteğini kaybeden Dalí, karısının öldüğü ve gömüldüğü Púbol Kalesi'ne yerleşti ve münzevi bir hayat sürmeye başladı. Temmuz 1982'de İspanya Kralı Juan Carlos, Dalí'yi Púbol Markisi ilan etti. Dalí ise bu jeste karşılık olarak, krala Avrupa'nın Başı adlı çizimini hediye etti. 1983'te Púbol Kalesi'nde yaptığı Serçenin Kuyruğu adlı tablo, Dalí'nin son eseri olacaktı. Ağustos 1984'te Dalí, kaledeki yatak odasında bilinmeyen bir sebepten çıkan yangında bacağından yaralandı. Bu olaydan kısa süre sonra Figueres'e döndü ve Salvador Dalí Tiyatro ve Müzesi'nde yaşamaya başladı.
Dalí, 23 Ocak 1989'da kalp yetmezliğinden öldü ve Figueres'te kendi adını taşıyan müzenin mahzenine gömüldü.

Eserleri


Dalí hayatı boyunca, 1500'den fazla resim ve onlarca heykelin yanı sıra, çeşitli taş baskı eserler, kitap illüstrasyonları, tiyatro dekorları ve kostümleri üretmiştir. Ayrıca, Man Ray, Brassaï, Cecil Beaton ve Philippe Halsman gibi fotoğraf sanatçılarıyla ve Elsa Schiaparelli, Christian Dior gibi moda tasarımcılarıyla beraber çalışmıştır.
Bugün Dalí'nin eserlerinin büyük çoğunluğu, Figueres'deki Dalí Tiyatro ve Müzesi'nde bulunur. Florida'nın St. Petersburg kentindeki Salvador Dalí Müzesi, Madrid'deki Reina Sofia Müzesi ve Los Angeles'daki Salvador Dalí Galerisi de sanatçının yüzlerce eserini barındırır.
Dalí'nin 1965'te New York'daki Rikers Island Hapishanesi'ne bağışladığı çarmıha gerilmiş İsa resmi, 1981'e kadar hapishanenin yemekhanesinde asılı durduktan sonra buradan alınarak hapishanenin lobisine asılmış, 2003'te ise kimliği belirsiz kişilerce lobiden çalınmıştır
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 31 Ocak 2017 16:33
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Ocak 2017       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı

Salvador Dali (1904 - 1989)


Salvador Domingo Felipe Jacinto Dali Domenech, kısaca Salvador Dali (11 Mayıs 1904 - 23 Ocak 1989), Katalan sürrealist ressamdır. İspanyol Ressam Salvador Dali, resimde sürrealist (gerçeküstü) akımın önemli bir temsilcisi olmuştur. Gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiştir. En iyi bilinen eseri Belleğin Azmi’dir.

Nergisin Metamorfozu (1937)!


Ad:  150512100356_dali_5.jpg
Gösterim: 792
Boyut:  47.0 KB
Salvador Dali ressamlığın yanı sıra heykelcilik, fotoğrafçılık ve filmcilikle de ilgilenmiş, sanatın film, heykel ve fotoğraf dallarında da denemeler yapmıştır. Dali’nin eserlerindeki sanatsal ifade ve sembolik karmaşıklıklar sürekli evrilmiş ve 20. yüzyılın en büyük ressamlarından biri olarak değerlendirilmiştir.

Dali “uyuşturucu kullanmıyorum, kendim uyuşturucuyum, Düşmanlarımın, arkadaşlarımın ve halkın resimlerime aktardığım imgelerin anlamını çözemediklerini söylemeleri bence son derece anlaşılır bir durum. Onları yapan kişi olarak ben bile anlayamazken, başkaları nasıl olur da bu imgeleri anlamayı umabilir?!' demişti. Amerikalı Walt Disney ile beraber yaptığı Destino adlı kısa çizgi film, 2003’te ”en iyi kısa animasyon filmi” dalında Oscar adayı olmuştur.

Dali'nin Önemli Çalışmaları!

  • Belleğin Azmi (1931, Çağdaş Sanat Müzesi New York)
  • Haşlanmış Fafülyeli Yumuşak Yapı (1936, Philadelphia Modern Sanatlar Müzesi)
  • Nergisin Metamorfozu (1937)
  • Uyku (1937)
  • Yanan Zürafa (1937, Kunstmuseum / Basel)
  • Yeni İnsanın Doğuşunu İzleyen Jeopolitik Çocuk (1943)
  • Bir Arının Narın Etrafında Uçuşu Nedeniyle Görülen Rüyadan Uyanmadan Bir Saniye Önce (1944)
  • Serap (1946)
  • Uzay Fili (1948)
  • Çarmıhtaki İsa (1951)
  • Kürelerden Deniz Perisi Galatea (Eşi Gala Dali’nin portresi, 1952)

Kaynak: BBC Culture / Tasarım Tarihi
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
31 Ocak 2017       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
reklam dali

SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

31 Ocak 2017 / Misafir Genel Galeri
7 Ocak 2014 / Misafir Soru-Cevap
25 Ağustos 2008 / Bia Taslak Konular
18 Şubat 2012 / Mira Sanat