Arama

Sanat Akımları - Kübizm

Güncelleme: 7 Ocak 2012 Gösterim: 59.425 Cevap: 5
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
4 Aralık 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
XX. yy. başlarında ortaya çıkan sanat akımıdır. «Kübizm» terimi 1914 Savaşı'ndan önceki yıllarda Paris'te gelişen bir resim akımını belirtir. O dönemde Avrupa'da biçimlenmekte olan modern sanatın temel halkalarından biri kübizmdir. Genellikle kübizmin başlangıç noktasını, 1907 yılında Pablo Picasso'nun yaptığı ve o güne kadar resim alanında benzeri görülmemiş Avignonlu Genç Kızlar tablosunun oluşturduğu konusunda görüş birliği vardır. Burada, çıplak vücutları baltayla yontulmuşa benzeyen beş kadın görülür; basitleştirilmiş biçimler, geometrik biçimler haline dönüşmüştür.

Sponsorlu Bağlantılar
O sıralarda doğadaki biçimleri basit hacimlere indirgeyen tabloları yapan yalnız Picasso değildi. Paris'te, o dönemde, izlenimcilikten ve başlıca kaygıları ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse'in çevresinde toplanmış olan «fovlar»ın çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne'ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne'dan, onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı.

İç İçe Geçmiş Hacimler

«Kübizm» adı, Georges Braque'ın bir tablosunu gören Matisse'in bu tablo için «küçük küpler» sözünü kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bir yanılgı sonucu yeni resme uygulanan bu deyim, Picasso ve Georges Braque'ın o tarihlerde birbirine pek benzeyen ilk kübist eserleri konusunda bir fikir verebilir. Her ikisi de hacimlerin iç içe geçtiği portreler, manzaralar, natürmortlar çizmekteydi. Onlar iki boyutlu (en ve boy) olan tuvalin yüzüne doğada üç boyutlu (en, boy, derinlik) olan nesneleri çizebilmenin çarelerini araştırıyorlardı. Bu, yeni bir sorun değildi; bütün resim sanatının sorunuydu; ama o zamana kadar, derinlik izlenimi perspektif aracılığıyla verilebiliyordu.

Picasso ile Braque, her şeyden önce bir tablonun ne olduğunu unutturan bu çözüm yolunu bir yana bıraktılar: tablo, aslında dümdüz bir yüzeydir. Braque ile Picasso, biçimleri tuvalin üzerine kademeli sıralayarak üst üste yerleştirdiler. Zaten onların niyeti, gerçeği gördüğümüz gibi değil, olduğu gibi göstermekti: yerimizi değiştirmeden bir nesneye baktığımız zaman onun sadece bir kısmını, bir köşesini veya bir yüzünü görürüz.

Kübistler ise nesneleri, sanki çevresinde dolaşıyorlarmış gibi, birkaç bakış açısından, cepheden, yandan, üstten, alttan bakarak aynı imge üzerinde göstereceklerdir. Aynı şekilde, bir yüzü hem yandan, hem de iki gözü görülecek biçimde (karmaşık görüntü) vereceklerdir.

1911'e doğru Braque ve Picasso için, nesneleri kat kat açıp saydam küçük yüzeylere bölmek, kenar çizgilerini kırmak, gerçek bir oyun haline geldi; o kadar ki, neyin resmini yaptıklarını anlamak giderek zorlaştı. İki ressam o sıralarda Avrupa'nın başka merkezlerinde doğmakta olan soyut sanata çok yaklaşmış bulunuyordu.

Resme Gerçeği Sokmak

Kübistler, sanatlarını geliştirirken gerçeği tamamen özgün bir biçimde resim sanatına sokmak amacını güttüler: resme tamamen yabancı öğeleri (kâğıt, gazete parçalan, kibrit çöpleri) tablolarına yapıştırdılar. Üstelik boyalarına kum karıştırdıkları da oluyordu. Bütün bunlar günümüz resim sanatında sık sık rastlanan şeylerdir, ama o dönemde hiç görülmemişti. Kübistler bunu hem gerçek ile ilişkilerini yitirmediklerini göstermek, hem de resimde imtiyazlı madde diye bir şey olmadığını, bir tablonun herhangi bir şeyle yapılabileceğini göstermek için yaptılar. Yeter ki, tablo, biçimlerin tutarlı bir kompozisyonunu oluştursun.

Açıklık kaygısıyla, yapısal çizgileri iyice azalttılar ve kompozisyonlarına, hemen belirli bir nesneyi akla getiren resmedilmiş biçimleri eklediler: sözgelimi, bir gitarı belirtmek için teller ve bir eğri, keman için üzerindeki delikleri, şişe için ise şişenin boynunu çizmekle yetindiler...

kubizm26e670fzq0

«Mürettip» (1919), Fernand Leger'in eseri. Sanatçı 1910 yılında Picasso ve Braque ile tanıştı. Bu karşılaşma onun açısından son derece önemliydi, zira bu etki altında kübizmi ilk benimseyenlerden biri olacaktı. Staatsgalerie, Münih.

kubizm36edda7ur5

«Sürahi ve Kitap», Juan Gris'in eseri. Leger ile birlikte, Picasso'nun arayışlarına ilk katılanlardan biri olan Gris, kübizmin «sentetik» adı verilen ikinci evresine, yani renge ve mantığa daha çok önem, verilen aşamasına etkin bir biçimde katıldı. Özel koleksiyon, Paris.

kubizm33d5b0sw5

Kübizmin temel eserlerinden biri: Picasso'nun «Avignonlu Genç Kızlar» (1907) adlı tablosu. Çağdaş Sanat Müzesi, New York.

kubizm448038rd5

Marcel Duchamp'ın «Merdivenden İnen Çıplak» (1912) adlı bu tablosu, tek bir hareketin ardışık aşamalarını üst üste gösterisiyle dikkati çeker. Hareketin böyle soyut bir biçimde verilmesi, Duchamp'ın deyişiyle, zaman ve mekânın birarada ifade edilmesini sağlar. Philadelphia Milli Müzesi, A.B.D.

kubizm5512d4fb8

Georges Braque'ın «Gazete» adlı eseri. Sanatçının tablolarında rasgele eşya (gazete, kumaş parçaları v.b.) kullanmağa başlaması ve bunlara «yapıştırılmış kâğıtlar» adını vermesi 1911 yılına rastlar. Çağdaş Sanat Müzesi, Paris.

AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
7 Aralık 2006       Mesaj #2
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
1907 - 1914 arasInda Fransa’da Pablo Picasso ve Georges Braque OnderliGinde geliSen bir resim akImIdIr. 1908’de bir sergide, Braque’nin I’Estaque’ta, Evler resmindeki evleri “Ust Uste yIGIlmIS kUplere” benzeten FransIz eleStirmen Louis Vauxcelles’in, aynI benzetmeyi bir yazIsInda kullanmasI Uzerine bu yeni akIma KUbizm denmeye baSlandI.

Sponsorlu Bağlantılar
KUbist resim anlayISInI benimseyen bazI ressamlar, 1911’de Paris’te akImIn en kapsamlI ilk toplu sergisini aCtIlar. Sergide yer alan yapItlar, izleyenler ve eleStirmenler arasInda bUyUk bir SaSkInlIk yarattI.

KUbizm AkImI, 20. yUzyIl baSlarInda, UnlU fizik kuramcIsI Albert Einstein’In geliStirdiGi gOrelilik kuramIyla zaman, uzay ve kUtle kavramlarInI deGiStirerek, bilim ve felsefe alanInda yepyeni bir CIGIr aCtIGI dOnemde doGdu. KUbizm’in kuramsal dayanaGInI Gertrude Stein, Alfred Jarry ve Guillaume Apollinaire gibi yazar ve Sairlerin yapItlarInda yer alan dUSUnceler oluSturuyordu. Picasso, Stein’in yeni baSlayan yUzyIlI “her Seyin paramparCa olduGu, yIkIma uGradIGI ve yalnIzlIGa terk edildiGi” bir CaG olarak tanImlayan sOzlerinden Cok etkilenmiSti. CaGInIn gerCeklerini en iyi biCimde anlatabilecek bir resim dili oluSturma CabasI onu KUbizm’e yaklaStIrdI. Yeni bir anlatIm dili arayan resim anlayISInIn katI kurallarIna karSI CIktI. Nesneleri ISIk, gOlge ve perspektif gibi rastlantIsal Ozelliklerinden arIndIrarak onlarI, temel Ozellikleriyle Cizmeye baSladI. Nesneleri geometrik OGelerine ayrIStIrarak, yatay ve dikey Cizgilerle resmetti.

AmaC, nesneleri “izleyicinin bulunduGu yerden gOrebileceGi biCimde” deGil, deGiSik koSullarda ve baSka aCIlardan baktIGInda gOrebileceGi Ozellikleriyle de gOsterebilmekti. SonuCta, geleneksel sanat anlayISInIn tUm kurallarI altUst oldu. BiCimler ve derinlik duygusu yalnIzca renklerle belirlendi. SOzgelimi, kIrmIzImsI kahverengi gibi sIcak renkler yakInI, mavi, yeSil, gri gibi soGuk renkler ise uzaGI belirtmekte kullanIldI. KUbist ressamlar, CeSitli insan figUrleri ve portreler yaptIlar. NatUrmortlarInda (OlU doGa) ise en Cok gitar, keman, harp gibi CalgIlara, resim paleti ve sUrahi gibi Cevrelerinde gOrdUkleri her tUrlU nesneye yer verdiler.

Nesnelerin birbirinden kopuk kopuk ya da iC iCe geCmiS gibi durduGu bu resimler daha Cok COzUlmesi gUC bir bilmeceye benziyordu. Picasso’nun Avignonlu KIzlar’I (1907) ile Braque’In CIplak (1907) adlI yapItI, yeni baSlayan bir akImIn ilk habercisiydi.

KUbizm AkImI, COzUmsel (analitik) ve bireSimsel (sentetik) olarak iki evrede geliSti. AkImIn 1912’ye kadar sUren ilk evserinde, 1900’lerde Paris’te sergisi aCIlan Afrika heykel sanatInIn ve 1097’de Paris’te bir sergi aCan FransIz ressam Paul Cézanne’In etkileri egemendi. Cézanne’In YIkananlar adlI yapItIndan esinlenen ressamlar, konu aldIklarI nesnelerin deGiSik aCIlardan elde edilen gOrUntUlerini kUCUk yUzeyler biCiminde yan yana getirerek Cizmeye baSladIlar.

Picasso’nun Avignonlu KIzlar adlI yapItIndaki kIzlarIn yUzleri, Afrika Yerlileri’nin yaptIGI maskelere benziyordu. BireSimsel KUzbizm kesikleri, kibrit kutusu, zincir gibi gerCek nesnelerin yapIStIrIlmasIyla oluSan Kolaj tekniGi kullanIldI. SOzgelimi Picasso, Bambu Sandalyeli NatUrmort’u (1912) yaparken, tuvalin Uzerinde gazete, pipo, bardak gibi nesneler, Braque ise Pipolo Adam’da (1912) kalem ve duvar kaGIdI kullandI.

Sanat tarihinde bir devrim yaratan KUbizm AkImI, grafik sanatlardan dekoratif sanatlara kadar birCok alanda etkili oldu.

Kaynak: Temel Britannica, Cilt 11

MaTTo - avatarı
MaTTo
Ziyaretçi
5 Ocak 2007       Mesaj #3
MaTTo - avatarı
Ziyaretçi
20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımı. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır.
XX. yy. başlarında ortaya çıkmıştır. Kübizm terimi Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki yıllarda Paris'te gelişen bir resim akımını belirtir. O dönemde Avrupa'da biçimlenmekte olan modern sanatın ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse'in çevresinde toplanmış olan fovların çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne'ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne'dan, onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı.

İç İçe Geçmiş Hacimler

Kübizm adı, Georges Braque'ın bir tablosunu gören Matisse'in bu tablo için «küçük küpler» sözünü kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bir yanılgı sonucu yeni resme uygulanan bu deyim, Picasso ve Georges Braque'ın o tarihlerde birbirine pek benzeyen ilk kübist eserleri konusunda bir fikir verebilir. Her ikisi de hacimlerin iç içe geçtiği portreler, manzaralar, natürmortlar çizmekteydi. Onlar iki boyutlu (en ve boy) olan tuvalin yüzüne doğada üç boyutlu (en, boy, derinlik) olan nesneleri çizebilmenin çarelerini araştırıyorlardı. Bu, yeni bir sorun değildi; bütün resim sanatının sorunuydu; ama o zamana kadar, derinlik izlenimi perspektif aracılığıyla verilebiliyordu.
Picasso ile Braque, her şeyden önce bir tablonun ne olduğunu unutturan bu çözüm yolunu bir yana bıraktılar: tablo, aslında dümdüz bir yüzeydir. Braque ile Picasso, biçimleri tuvalin üzerine kademeli sıralayarak üst üste yerleştirdiler. Zaten onların niyeti, gerçeği gördüğümüz gibi değil, olduğu gibi göstermekti: yerimizi değiştirmeden bir nesneye baktığımız zaman onun sadece bir kısmını, bir köşesini veya bir yüzünü görürüz.
Kübistler ise nesneleri, sanki çevresinde dolaşıyorlarmış gibi, birkaç bakış açısından, cepheden, yandan, üstten, alttan bakarak aynı imge üzerinde göstereceklerdir. Aynı şekilde, bir yüzü hem yandan, hem de iki gözü görülecek biçimde (karmaşık görüntü) vereceklerdir.
1911'e doğru Braque ve Picasso için, nesneleri kat kat açıp saydam küçük yüzeylere bölmek, kenar çizgilerini kırmak, gerçek bir oyun haline geldi; o kadar ki, neyin resmini yaptıklarını anlamak giderek zorlaştı.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 18 Ekim 2010 14:30
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
16 Haziran 2007       Mesaj #4
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanatPablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır. akımıdır.

Tarihi

20. yy. başlarında ortaya çıkmıştır. Kübizm terimi Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki yıllarda Paris'te gelişen bir resim akımını belirtir. O dönemde Avrupa'da biçimlenmekte olan modern sanatın ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse'in çevresinde toplanmış olan fovların çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne'ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne'dan, onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı.

İç içe geçmiş hacimler

Kübizm adı, Georges Braque'ın bir tablosunu gören Matisse'in bu tablo için «küçük küpler» sözünü kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bir yanılgı sonucu yeni resme uygulanan bu deyim, Picasso ve Georges Braque'ın o tarihlerde birbirine pek benzeyen ilk kübist eserleri konusunda bir fikir verebilir. Her ikisi de hacimlerin iç içe geçtiği portreler, manzaralar, natürmortlar çizmekteydi. Onlar iki boyutlu (en ve boy) olan tuvalin yüzüne doğada üç boyutlu (en, boy, derinlik) olan nesneleri çizebilmenin çarelerini araştırıyorlardı. Bu, yeni bir sorun değildi; bütün resim sanatının sorunuydu; ama o zamana kadar, derinlik izlenimi perspektif aracılığıyla verilebiliyordu.
Picasso ile Braque, her şeyden önce bir tablonun ne olduğunu unutturan bu çözüm yolunu bir yana bıraktılar: tablo, aslında dümdüz bir yüzeydir. Braque ile Picasso, biçimleri tuvalin üzerine kademeli sıralayarak üst üste yerleştirdiler. Zaten onların niyeti, gerçeği gördüğümüz gibi değil, olduğu gibi göstermekti: yerimizi değiştirmeden bir nesneye baktığımız zaman onun sadece bir kısmını, bir köşesini veya bir yüzünü görürüz.
Kübistler ise nesneleri, sanki çevresinde dolaşıyorlarmış gibi, birkaç bakış açısından, cepheden, yandan, üstten, alttan bakarak aynı imge üzerinde göstereceklerdir. Aynı şekilde, bir yüzü hem yandan, hem de iki gözü görülecek biçimde (karmaşık görüntü) vereceklerdir.
1911'e doğru Braque ve Picasso için, nesneleri kat kat açıp saydam küçük yüzeylere bölmek, kenar çizgilerini kırmak, gerçek bir oyun haline geldi; o kadar ki, neyin resmini yaptıklarını anlamak giderek zorlaştı. İki ressam o sıralarda Avrupa'nın başka merkezlerinde doğmakta olan soyut sanata çok yaklaşmış bulunuyordu.

Resme gerçeği sokmak

Kübistler, sanatlarını geliştirirken gerçeği tamamen özgün bir biçimde resim sanatına sokmak amacını güttüler: resme tamamen yabancı öğeleri (kâğıt, gazete parçaları, kibrit çöpleri) tablolarına yapıştırdılar. Üstelik boyalarına kum karıştırdıkları da oluyordu. Bütün bunlar günümüz resim sanatında sık sık rastlanan şeylerdir, ama o dönemde hiç görülmemişti. Kübistler bunu hem gerçek ile ilişkilerini yitirmediklerini göstermek, hem de resimde imtiyazlı madde diye bir şey olmadığını, bir tablonun herhangi bir şeyle yapılabileceğini göstermek için yaptılar. Yeter ki, tablo, biçimlerin tutarlı bir kompozisyonunu oluştursun.
Açıklık kaygısıyla, yapısal çizgileri iyice azalttılar ve kompozisyonlarına, hemen belirli bir nesneyi akla getiren resmedilmiş biçimleri eklediler: sözgelimi, bir gitarı belirtmek için teller ve bir eğri, keman için üzerindeki delikleri, şişe için ise şişenin boynunu çizmekle yetindiler Sanat felsefesi olarak, ayrı ayrı yerlerde geçen şeylerin birlikte ve ayni zamanda cereyan ettiğini tasavvur ve tasvir etmek düşüncesi ile, karışıklıktan hoşlanma zevkinin birleştirilerek ifade edilmesi esasına dayanır. Nitekim kübistlerin eserlerinde karmakarışık imajlara ve dağınık kelimelere rastlanır.
Kübistler, herhangi bir şeyde gözün türlü yönlerden görebildiği özellikleri, bir arada geometrik şekillerle göstermeye çalışır. Bu tarz resimlere kübik resim adı verilir. Kübizm, eşyanın uzaklık ve yer içinde kapladığı hacim kanununu temel hareket noktası olarak alır. Bu akıma mensup sanatçılar, resimde özün, değişmeyenin peşinde koştuklarını savunurlar. Onlara göre, konunun sadece görünen yönünü değil, görünmeyen tarafını da göstermek gerekir.
Bu akıma mensup olan edebiyatçıların gayesi ise, duygularla olayları birbirine karıştırmak, ayrı ayrı yerlerde geçen olayların birlikte, aynı anda olduğunu kabul etmek ve bu anlayışta eser vermektir. Bu yüzden kübistlerin eserleri oldukça karmaşıktır.
Kübistler, resimde renk oyunlarının yankılarını, güneş ışınlarının tabiat içinde uyandırdığı parıltıları bir yana bırakarak, eşyanın geometrik yapısına önem vermişlerdir. Bu bakımdan Kübizm, tabiatın yepyeni bir anlayışla değerlendirilmesidir denilebilir. Onlar sanatlarının kaynağını duygudan çok, düşüncede aramışlar, empresyonistlerin aksine, ilim yoluyla değil sanat yoluyla sanata varmak prensibini seçmişlerdir.

Resimde en büyük temsilcilerinden bazıları
  • Picasso
  • Paul Cezanne
  • Georges Seurat

Edebiyattaki temsilcilerinden bazıları
  • Guillaume Apollinaire
  • Max Jacob
  • Blaise Cendrars
Son düzenleyen asla_asla_deme; 18 Ekim 2010 14:32
arrjin - avatarı
arrjin
Ziyaretçi
15 Eylül 2007       Mesaj #5
arrjin - avatarı
Ziyaretçi
picass3

kubizm i futuryzm


300px Kopie Guernica
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
7 Ocak 2012       Mesaj #6
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Kübizm
Pablo Picasso ile Georges Braque’ın 20. yy başlarında (1907 - 1914) geliştirdiği çağdaş sanat akımı. Paris’te ortaya çıkan Kübizm, 20. yüzyılın en etkili akımlarından biri oldu. Kübizmin, 1909’a dek süren ilk evresini Fransız ressam Paul Cezanne önemli derecede etkiler. Hatta, bu akımın başlangıcı, Cezzanne'nin görüşünden kaynaklanır. Ancak akım, Picasso ve Braque’ın resimleriyle kendini ortaya koyar.

Kübizm, figür, nesne ve doğal görünümlerin anlatımında geometrik çözümleme ile yapısal senteze öncelik verir.
• 1910- 1912, Çözümsel (Analitik) Kübizm olarak tanımlandı. Biçimlerin parçalara ayrılması ve bu parçaların çözümlenmesi. Dik açılar ve düz çizgiler, biçim önceliği ve basitleştirilmiş renk kullanımı önem kazandı.
• 1912'den sonraki dönem, Bireşimsel (Sentetik) Kübizm diye adlandırıldı. Parçalar bir araya getirilerek birleştirildi. Renge verilen önem arttı, süslemecilik, kolaj yöntemi, düzgün ve kaba yüzeylerin zıtlığı yapıtlara yansıdı.
Temel Özellikleri
• Konularda mantıklı bir düzen vardı.
• Resim iki boyutlu imgelerle yansıtılmaya başlandı.
• Doğa temel alınsa bile taklit edilmedi.
• Nesneler, farklı yönlerden görünüşleriyle, parçalara ayrılmış olarak aynı anda algılanabilecek biçimde bir araya getirildi.
• Bardaklar, vazolar, kutular, tabaklar (nesneler) yanında portreler ve insan figürleri resmedildi.
• Karşıtlığı vurgulayacak kolajlar yapıldı.
Önemli Temsilcileri
Georges Braque, Picasso - “Avignonlu Kızlar”, “Mandolinli Kız”, “Ambroise Vollard Portresi” Fernand Leger, Robert ve Sonia Delaunay, Juan Gris, Roger de la Fresnaye, Marcel Duchamp, Albert Gleizes ve Jean Metzinger

Aşağıdaki resimde Picasso kübik tarzda kızı Maya'yı resmetmiştir.
picassoy

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

10 Kasım 2012 / Misafir Sanat
9 Mayıs 2012 / ThinkerBeLL Sanat
15 Eylül 2007 / Misafir Sanat
28 Ekim 2009 / ThinkerBeLL Sanat
29 Ağustos 2009 / ThinkerBeLL Sanat