Arama

Mafya - Tek Mesaj #26

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kürşat Yılmaz'ı cezaevinden kimler kaçırdı?

emailx



Uğur DÜNDAR








Kamuoyunda ‘‘Ülkücü Baba’’ olarak bilinen Kürşat Yılmaz, şubat ayında Burdur Cezaevi'nden firar ederken, yanında adamı Ali Oymak ve Uzman Çavuş Numan Güvenir vardı.

Bu üçlü cezaevinden yaklaşık üç kilometre uzaklaştıktan sonra, kendilerini bekleyen bir otomobile bindiler. İddiaya göre, otomobil resmi plaka taşıyordu ve Ankara'dan gelmişti! Araç, firarileri Ankara'ya götürdü. Önemli bir kişi, firarileri başkentte birkaç gün ağırladı.

VARNA'DAN GELEN MEKTUP

Bulgaristan'da yakalanıp bu ülkeye sahte pasaportla girmek suçundan bir yıl hapis cezasına çarptırılan Kürşat Yılmaz, cezaevi firarından sonra yaşadıklarını anlatmaya hazır.

Daha neler neler anlatacak Kürşat Yılmaz! Ancak bir koşulu var. Bu koşulun ne olduğunu, hafta içinde Bulgaristan'daki avukatı aracılığıyla gönderdiği mektuptan okuyoruz:

‘‘Kürşat Yılmaz, kişisel ve aşağılık çıkarları uğruna insanları kullananları, Türk halkı tanısın istiyor. Ülkede gerçekten hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, temiz topluma geçiş sürecinde, üstüne düşeni yapmak istiyor.

Hiçbir şeyden korkmadan ve yılmadan, devletine ve ülkesine olduğuna inandığı borcunu ödüyor. Bu noktada devletini, milletini ve halkını sevdiğini söyleyen herkese çağrıda bulunuyor. Gelin, gerçekten temiz Türkiye'yi kuralım. Ben, üzerime düşenleri yapmaya hazırım.

Sayın Dündar, daha önceki açıklamalarımda da belirttiğim gibi, şu anda söylediklerimiz sadece hafif bir esinti! Eğer rüzgârı estirirsek, buna kimse dayanamaz. Kalkacak toz bulutu, her tarafı kasıp kavurur. İnanın buna sizler bile hazır değilsiniz! Kaldı ki, maksadım asla devletimin itibarını zedelemek değil. Amacım, kendi çıkarları uğruna devletimi pervasızca kullananları gözler önüne çıkarmak.

Buradan hükümete ve muhalefete sesleniyorum. Temiz toplum yolunda samimi olan herkesi de bu öneriyi desteklemeye çağırıyorum. Ben ve benim durumumda olanlara ceza muafiyeti getirilsin. O zaman her şey ortaya dökülecektir. Ben zaten 8 yıldır cezaevlerinde yatıyorum. Toplumu asıl kirletenler de bedel ödesinler.

Temiz toplum ve gerçek hukuk devleti mi istiyorsunuz? Ülkesini seven, genç, pırıl pırıl, tertemiz, yeni bir nesil, ikibinli yılların temiz Türkiye'sini kursun.

Var mısınız?’’

Kürşat Yılmaz'ın bu önerisine ‘‘hayır’’ demek mümkün değil.

İtalya örneğine bakın. Temiz toplum hareketi, mafya babalarının politikacılar, işadamı ve bürokratlarla olan ilişkilerini itiraf etmeleriyle başlamadı mı?

Türkiye'de de böyle olacak! İtirafçılara ceza indirimi ve yaşam güvencesi sağlayan bir yasanın çıkmasıyla birlikte, her şey çorap söküğü gibi ortaya dökülecek.

O takdirde, Kürşat Yılmaz da bildiklerini anlatacak, diğerleri de...

ÜNLÜ ZİYARETÇİLER

Dikkatli okuyucularımız hatırlayacaktır. ‘‘Ülkücü Baba’’ Yılmaz'ın cezaevi firarından sonra başlatılan soruşturmada, bazı önemli kişilerin onu ziyaret ettikleri belirlenmişti. Bunlardan biri Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yıllardır hizmet veren danışman Hayrettin Gökdemir'di. Gökdemir, medyaya Kürşat Yılmaz'la ilişkisini anlatırken ‘‘Kendisiyle zaman zaman görüşürüm’’ demişti. Vali Oğuz Berberoğlu ve Bayrampaşa Cezaevi'nin sansasyonel eski savcısı Necati Özdemir de idam istemiyle yargılanan ‘‘Ülkücü Baba’’nın ziyaretçileri arasındaydı.

İŞTE SORULAR

Kürşat Yılmaz cezaevinde krallar gibi yaşıyor, özel koğuşunun anahtarını cebinde taşıyordu.

Şimdi yazımızın başına dönüyor ve yetkili, aynı zamanda etkili kişilere şu soruları soruyoruz:

1- Kürşat Yılmaz, Burdur Cezaevi'nden firar ettikten sonra resmi plakalı bir araca bindi mi?

2- Yılmaz, adamı Ali Oymak'la birlikte Ankara'nın Çankaya Semti'nde bir evde kaldı mı?

3- İkili, birkaç gün süreyle ‘‘önemli’’ bir kişinin konuğu oldu mu?

Kürşat Yılmaz'ın mektubundan itirafçılara ceza muafiyeti ya da indirimi sağlandığı takdirde, bu sorulara yanıt vermeye hazır olduğu anlaşılıyor.

Peki ya cezaevinde ziyaret edip ona müthiş(!) görevler öneren ‘‘yetkili ve etkili’’ kişiler? Onlar da hazırlar mı?