Arama


arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Nisan 2006       Mesaj #3
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul için son çağrı: 7.6'lık Deprem ve Tsunami kapıda
Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul'u bekleyen büyük tehlikeyi açıkladı ve ''Marmara'da büyük bir deprem olacak. Ama bugün ama 50 yıl sonra. Eğer 180 kilometrelik fay tek parçada kırılırsa 7.6'yla sallanırız. Bu da Yeşilköy'de dev dalgalara yol açar'' dedi.
17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri korkunç bilancosuyla belleklerimizdeki yerini koruyor. Türkiye'nin metropol kenti İstanbul ise her an yaşanacak olası şiddetli bir deprem gerçeğine alışmaya çalışıyor. Uzmanlar neredeyse hergün ekranlarda. "Marmara denizinde büyük bir deprem mutlaka olacak. Zaman aralığı 2 saniyeyle 50 yıl. Yani her an da olabilir, 50 yıl sonra da" diye uyarıyor. Bilimadamları depremin büyüklüğünü de artık neredeyse kesin olarak hesapladı: Maksimum 7.6. Ancak olabilecek felaket senaryolarına hergün bir yenisi ekleniyor. Son olarak Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Celal Şengör, 7.6 büyüklüğünde olası bir depremin İstanbul'un Yeşilköy semtinde tsunami yaratacağını söyledi.
Hava Harp Okulu istedi
Şengör, tsunami ihtimalini şöyle açıkladı:
"Büyük bir deprem olduğunda Kuzey Anadolu Fayı'nın güneyinden Çınarcık'ın kuzeyinden geçen fay paketi harekete geçer. 160-180 kilometrelik fay tek parça kırılırsa depremin büyüklüğü azami 7.6 olur. Bu da deniz tabanında iki metrelik bir düşey atım demektir. Böyle bir düşeyatım tsunami yaratır ya da deniz tabanında büyük bir yer kaymasına neden olur. Dalgaların yüksekliği üç ya da beş metreye kadar çıkabilir. Tsunaminin olacağı yer de Yeşilköy. Bu semtte bulunan Hava Harp Okulu'nun isteği üzerine bu araştırmayı yaptık. Sonuçlarını da askeri yetkililere ilettik." Sahildeki semtler, dev dalgaların altında kalır Aralarında Fransız uzman Xavier Le Pitchon ile Celal Şengör'ün de bulunduğu bir grup bilimadamının, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'nde kalan bölümü üzerinde yaptıkları detaylı incelemenin sonuçları bir rapor olarak yayınlanmıştı. Buna göre en fazla 7.6 büyüklüğünde bir deprem en geç 50 yıl içinde olacak. Uzmanlar böyle bir depremin İstanbul'daki bilançosunu ise şöyle çıkardı: 50 bin kişi ölebilir, 5 bin ev yıkılır. Yeşilköy'deki sahiller de 4-5 metrelik dalgaların altında kalır.(11-06-

Güney Marmara’da tsunami fayı çıktı!
Prof. Şengör, Çınarcık-Armutlu arasındaki dik atımlı fayların 4 metre ve üstünde tsunamilere neden olabileceğini söyledi.
Prof. Celal Şengör, tsunami konusunda yaptığı açıklamalarla Marmara Bölgesi’nde yaşayanların uykusunu kaçıracak. Le Suroit gemisinin araştırma sonuçlarıyla ilgili Prof. Xavier le Pichon’la yazdığı ikinci makale önümüzdeki aylarda uluslararası bilim dergilerinde yayınlanacak olan Prof. Şengör, "Marmara Denizi’nde ana fayın tek parça olduğu belirlendi. Ancak ana fayın güneyinde de büyüklüğü 7’nin üzerinde depremlere yol açacak faylar var. Bu faylar tsunami yaratacak faylar. Bunlar Çınarcık ile Armutlu arasında" dedi.

‘Ana fay tek parça’
ABD’nin en ünlü bilim kuruluşlarından CalTech’de (California Teknoloji Enstitüsü) bir yıllığına konuk öğretim üyesi olarak bulunan Şengör, "Bilim adamları istemeseler de doğruyu söylemekten asla korkmamalı... Halk unutur, ama bilim unutmaz" diye konuştu. Şengör sözlerini şöyle sürdürdü: "Prof. Pichon’la düşüncelerimizde bir değişiklik yok. Zaten Le Suroit gemisinin ortaya koyduğu veriler, bizim tahminizi destekliyor. Ana fay, Orta ve Tekirdağ çukurluklarında da tek parça olarak devam ediyor."

Çünkü faylar dik atımlı
Kuzeyden geçen tek parça fayın dışında, güneyinde de 7’den büyük deprem yaratacak faylara rastlandığını anlatan Şengör, bu faylar hakkında da şu bilgileri verdi: "Bunlar sağ yanal atımlı değil, normal faylar. Yani aşağı yukarı hareket eden faylar. Bu fayları ana fay oluşturmuş. Bunlar aşağı yukarı hareket eden yani normal faylar olduğu için tsunami yaratacaklar."

Bin yıl içinde 12 kere oldu
ODTÜ ve Güney California üniversiteleri işbirliğiyle yapılan araştırmalarda ortaya konan senaryolara göre, Marmara’da 4 metre ve daha yüksek tsunami dalgaları oluşabilir ve bunlar 5 dakikada karaya ulaşabilir. Son bin yılda Marmara’da 11 tsunami olayının meydana gelmiş olduğunu anlatan bilim adamları, "17 Ağustos’ta meydana gelen 2.52 metrelik tsunami ile bu sayı 12’ye yükselmiştir" diye konuştu.

Tsunamiden 2780 yıl sonra Yalova’daki Aksa fabrikasının arkasında denizden 1.5 kilometre uzaklıkta karada yapılan incelemede, 2780 yıl önce meydana gelen tsunaminin izlerine rastlandı. Tsunaminin M.Ö. 780 yılında gerçekleştiğini belirten Prof. Okan Tüysüz ve Doç. Dr. Can Genç, "15 - 20 santim kalınlıkta ince bir zon tabakasına rastladık. Bu zon bolca fosil (midye, istiridye parçaları) ve memeli kemikleri kapsıyor. Burada 4 metrelik tsunami olmuş" dedi.


Risk Çok Yüksek
Marmara'da 7'den büyük deprem olma olasılığının 30 yıl içinde yüzde 62 olduğunu tekrarlayan Barka, bu oranın yüksek olduğunu bir örnek vererek şöyle anlattı: "Japonya'da meteoroloji, yağmur olasılığı yüzde 30 dediğinde halk şemsiyesiz evden çıkmaz. Bu olasılık kimilerine az geliyor ama aslında yüksek bir orandır. 1766'da Marmara'da art arda dört büyük deprem oldu. Şimdi Marmara'da beklenen depremde 4.7 metrelik bir ileriye kayma bekleniyor. 7.2 büyüklüğüne eşit bir deprem. Deprem geciktikçe giderek büyüyerek gelecektir."

Zaman Daralıyor
Barka, "Bu deprem İstanbul'da yaklaşık 50 - 100 milyar dolarlık bir zarara yol açabilir. Ama biz kabaca yaklaşık 1 milyar dolar harcarsak bu parayı kurtarabiliriz" diye konuştu. Artık Marmara Denizi'nin depremselliğinin bilindiğini, tehlikenin kapıda olduğunu söyleyen Barka, "Bundan sonra yapılması gereken, bir dakika bile kaybetmeden zemin etüdlerini, bina yapılarını öğrenmek ve süratle iyileştirmektir. Zaman gittikçe daralıyor" dedi.

ABD, İstanbul için bizden çok korkuyor
ABD'lilerin İstanbul'da yaşanacak deprem için Türkler'den daha çok korktuklarını anlatan Barka, "Çünkü Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile benzer yapıya sahip olan San Andreas Fayı'nda olan depremleri, onlar 200 yıldır biliyorlar, oysa Marmara'daki depremler 2 bin yıldır biliniyor. Marmara'da bilinen 12 yıkıcı deprem olmuş. Bu nedenle ABD'liler, Marmara'da her deprem olduğunda kendi depremleri hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Ayrıca daha çok korkuyor" dedi.

Beş bin binaya 'kadayıf' uyarısı
Marmara depreminde ölümlerin yüzde 70'inin (3 bin 500 bina), binaların "yassı kadayıf" şeklinde çökmesinden kaynaklandığını ortaya çıkaran Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erdik ve arkadaşları, İstanbul'da aynı şeklinde çökebilecek 5 bin bina belirledi.

Binaya destek şart
Bu çökme sistemiyle en az 20 bin kişinin yaşamını kaybedeceğini belirten Erdik, "Bu insanları, binalara sınırlı güçlendirme uygulayarak kurtarabiliriz. Her bina için sınırlı güçlendirme bedelini 40 bin dolar olarak hesapladık. 5 bin bina için gerekli miktar ise 200 milyon dolar" dedi. Erdik, 7.5’lik bir deprem senaryosuna göre, İstanbul'da 40 - 50 bin binanın ağır hasara uğrayacağını ya da yıkılacağını, 5 - 6 bininin de yassı kadayıf şeklinde çökeceğini, yaklaşık 1 milyon 200 bin kişinin acil konut ihtiyacı içinde olacağını sözlerine ekledi.

Alev topu, deprem cihazına yakalandı
Elektrik mühendisi Selçuk Şahin, deprem habercisi olduğu iddia edilen ve zaman zaman da UFO sanılan ışık toplarını, Altınoluk açıklarında gördü. Ayrıca Şahin'in ışıkları gördüğü saatlerde deprem erken tahmin cihazı verileri de normalin dışına çıktı. Bu durum, parlak ışıklarla, deprem erken tahmin cihazı arasında ilişki olduğu tezini güçlendirdi. Depremi önceden tahmin etmek için geliştirilen projeyi yürüten İTÜ’den Dr. Berk Üstündağ, gökte parlak ışık görüldüğü haberini aldıkları zamanlarda, cihazın verilerinin normal periyodun dışına çıktığını doğruladı.

Göz yanılması değil
Teknisyen ve gemici iki arkadaşıyla denize açıldıklarını belirten Şahin yaşadıklarını şöyle anlattı: "Altınoluk'un yaklaşık 2 - 3 mil güney batısındaydık, hava açık ve saat 12.00 - 12.30 civarıydı. Gökte biri büyük ikisi küçük ışık topları gördük. Yaklaşıp uzaklaşıyordu. Çok kuvvetli projektör gibiydi, çok parlaktı. Beş dakikadan fazla göründükten sonra kayboldu. Göz yanılması olamaz, yanımdaki iki arkadaşım daha gördü. Sahildeki motorculardan da bazıları görmüş. Jandarma ve Sahil Güvenlik'e
gittim ama onların bilgisi yoktu." Üstündağ da, Şahin'in parlak ışık gördüğü saatlerde, depremleri yüzde 85 tahmin eden cihazın grafiklerinde farklılık olduğunu belirtti.

Işık - cihaz ilişkisi
Üstündağ, "Bölgeye en yakın istasyon olan Balıkesir'de anormal bir değişim gözlemledik. Zaten bize ışık görenlerden sık sık e-mail geliyor. Biz de ışığın görüldüğü saatte, cihazımızın verilerine bakıyoruz. Cihaz, günlük periyodik çizgisinin dışına çıkıyor. Bu bizim için farklı bir durum" diye konuştu.

‘Nisan ayına göre depremsellik arttı’
Marmara depreminden sonra depremselliğin arttığını belirten Dr. Berk Üstündağ, "Nisan ayı oldukça sakin tamamlandı. Ancak mayısta bu azalma trendinin dışına çıkıldı ve nisana göre daha depremsel geçti. Şimdi etkinlik Ege'ye kaydı. Oradaki dönem bitecek, başka bir yere kayacak" dedi. Nisanda Marmara’da magnitüdü 3'ün üstünde altı deprem olduğunu vurgulayan Üstündağ, mayısta bu sayının yüzde 317 arttığını hatırlattı.

Prof. Celal Şengör'ün Açıklaması
'Marmara’daki gaz hayra alamet değil!'
Prof. Celal Şengör’e göre, Marmara fayındaki gaz ve sıcak su çıkışı, 60 kilometrelik bölümün sanıldığı gibi 1912’de kırılmadığını gösteriyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, Marmara Denizi’nde yapılan son deprem araştırma ve çalışmalarını yorumladı. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof. Dr. Naci Görür koordinatörlüğünde hazırlanan, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan 18 bilim adamının isminin yer aldığı raporda, Marmara Denizi’nde kırılması beklenen 110 km.’lik fayın 60 km.’sinin 1912’de kırıldığı şüphesine dikkat çekilmişti.


‘Tsunami riski yüksek’

Raporda, bu nedenle dikkatin, Orta Marmara Çukurluğu’ndan Adalar’ı geçip Körfez girişine uzanan 115 km.’lik fay hattına çevrildiği belirtilmişti. Aynı raporda, Çınarcık çukurluğunun güneyinde yer alan normal faylar için de, "Kırıldığında 6’lar

mertebesinde deprem üretecek bu faylarda tsunami potansiyeli fazla. Karada ise Tuzla - Maltepe hattında da aktif bir fay tespit edildi. Bu fay denizde de devam ediyor" denilmişti. İşte bu sonuçları değerlendiren Prof. Şengör özetle şunları kaydetti:
"Rapordaki gibi bu bölüm 1912’de kırılmış olsaydı, fay üzerinde yoğun gaz çıkışı olmazdı. Çatlak olmadan gaz çıkmaz. Orada büyük bir hareket var ki, sürekli gaz ve sıcak su çıkışı oluyor. O nedenle fayın 1912’de kırıldığını sanmıyorum. Ayrıca kırılmış olsa bile diğer faylar 7’nin üzerinde deprem üretecektir. Unutulmamalı ki, İzmit depreminde 50 km’lik fay kırıldı. 7’nin üzerinde deprem meydana geldi."

Milliyet 2002