Arama


Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
21 Mayıs 2008       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
KAZAKİSTAN-TÜRKİYE
Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılından beri Anadolu'da ve Kazakistan Cumhuriyeti de 1991 yılından beri Orta Asya topraklarında hür ve müstakil iki devlet olarak yaşıyor. Ama bu iki devletten Türkiye Cumhuriyeti'nin mirasçısı olduğu Osmanlı İmparatorluğu 13. asırdan ve Selçuklu İmparatorluğu 11. asırdan itibaren Anadolu topraklarında, Kazakistan Cumhuriyetinin mirasçısı olduğu Kazak İmparatorluğu ise 15. asırdan itibaren Orta Asya topraklarında ömür sürmüştü. Bu manada Kazakistan-Türkiye ilişkilerinden söz ederken 15. asra kadar inmek mümkün. Daha ötelere gidildiğinde ise zaten bir ilişkiden değil, ancak bir birliktelikten söz edilebilir. Çünkü Anadolu topraklan üzerinde Selçuklu ve Osmanlı devletlerini kuran Oğuz boylarının ataları, bugünkü Kazakistan Cumhuriyeti halkının da bir parçası olduğu Orta Asyada’ki Türkistan coğrafyasından harekete geçerek Anadolu'ya geçmişler, ama bu yürüyüşten önce aynı coğrafya üzerinde, aynı hayatı tek bir millet olarak yüzyıllar boyunca birlikte yaşamışlardı. Türkiye, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 17 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlık ilan eden Kazakistan’ı ilk tanıyan ülkesidir. Bağımsızlık kararından 2 saat sonra Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak Kazakistan’ı tanıdığını duyurmuştur. 2 Mart 1992 tarihinde Almatı’da iki ülke Dışişleri Bakanları Töleutay Süleymenov ve Hikmet Çetin tarafından Kazakistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ‘Diplomatik ilişkiler kurma Protokolü’ ve ‘Vize Muafiyeti Anlaşması’ imzalanmıştı. Halen geçerli olan ‘Vize Muafiyeti Anlaşması’na göre, iki ülke vatandaşları, karşı tarafın topraklarına 30 güne kadar vizesiz giriş yapabilmektedirler. İki ülke arasında diplomatik ilişki tesisinden geçen 12 süre zarfında Kazak-Türk temasları kardeşlik ve dostluk, halklarımızın tarihi bağı ve kültür mirasları, oluşan karşılıklı güven ve saygı platformu üzerine kurulmuştur. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticari-ekonomik ve sosyal alanda, askeri-teknik konularında dahil olduğu bölgesel ve uluslararası güvenlik alanlarındaki sıkı işbirliği ilişkilerin pekişmesindeki diğer önemli etkenler olarak göze çarpmaktadır.
Siyasi ilişkiler. İki kardeş ve dost ülkeler arasındaki siyasi ilişkiler en üst seviyede devam etmekte. Siyasi ilişkiler çerçevesinde 2003 yılı 21-23 Mayıs tarihler arasında Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Türkiye Cumhuriyeti’ne resmi ziyareti gerçekleşmiştir. 2004 Haziranda İstanbul’da gerçekleşen NATO Zirvesinde iki ülke yöneticileri ikili ve uluslararası gündemdeki konuları ele almıştır. Bunun dışında her sene çeşitli düzeyde iki ülke bakanlıkları ile kuruluşların en üst yöneticilerin karşılıklı ziyaretleri gerçekleşmekte. Söz konusu görüşmeler sırasında ikili ilişkiler gelişme düzeyinin bütün alanlarda dinamizm kazandığı vurgulanmakta. Kazakistan ve Türkiye yakın gelecekte ikili ilişkiler konusunda elde edilen dinamizmi muhafaza etmekle kalmayıp stratejik ortaklık düzeyinde ikili ilişkileri pekiştirecek yeni unsurlar eklemeye gayret etmektedirler. Bununla ilgili olarak 2003 yılı Ocak ayında gerçekleştirilen AKP lideri Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın Kazakistan’a resmi ziyaretine iki ülke tarafından da ayrıca önem taşıdı. Uluslararası arenada işbirliği konusunda ise iki ülkenin bir çok platformda bölgesel ve uluslararası nitelik taşıyan sorunlarda tutumlarının benzerliği örnek gösterilebilir. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Tedbirler Konferansı Almatı Zirvesine katılması Ankara’nın bu foruma bölgesel ve uluslararası güvenliği pekiştiren önemli unsur olarak gördüğünü, Kazakistan’ın Avrasya kıtasında istenen düzeyde güvenlik ve barışı sağlayabilen bir mekanizma oluşturma çabalarına destek ve anlayışla yaklaştığını gözler önüne serdi. Bu anlamda, 22 Ekim 2004 tarihinde Almatı’da CİCA Bakanları toplantısına TC İçişleri Bakanı A.Aksu temsilen katılması Türkiye’nin bu süreçteki önemli desteğinin kanıtıdır. Kazakistan Türkiye’nin göstermekte olduğu daimi destek memnuniyetle karşılamaktadır. Türk diplomatların CİCA sürecinde aktif şekilde röl üstlenmesi, somut katkılarda bulunması Kazakistan ve CİCA’nın geleceği için ayrıca önem taşımaktadır. Kazakistan ve Türkiye Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve başka da uluslararası teşkilatlar çerçevesinde işbirliği yürütmeye ilgi göstermektedir. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 2002 Ekim ayında gerçekleşen İstanbul Zirvesi çalışmalarına Dışişleri Bakanı ve Devlet Sekreteri Kasımjomart Tokayev’in başkanlığında Kazakistan Cumhuriyeti heyetinin katılması büyük önem taşımaktadır. Zirve çerçevesinde Kasımjomart Tokayev’in gerçekleşen T.C. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüşmesi iki ülkenin uluslararası arenadaki işbirliğinin çok verimli olduğunu ve ikili ilişkilerin hızla geliştiğini bir kez daha gösterdi. Bununla beraber 15 Temmuz, 2003 tarihinde Kazakistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Kasımjomart Tokaev’in katılımıyla KC Antalya’daki Fahri Konsolosluğu faaliyete geçmiştir.
Ticari-ekonomik ilişkiler. Kazakistan Cumhuriyeti 2001-2005 yılları sosyal-ekonomik gelişim Konsepti uyarınca ekonomik ilişkileri geliştirme planında öncelikli ülkelerin başını çeken Türkiye Cumhuriyetidir. 2000 yılı Kasım ve 2001 y. Şubat finans krizleri ve dünya ekonomisi temposundaki düşüşler iki ülke arasındaki mal tedavülüne kendi damgasını vurmakla beraber Türk şirketlerinin yatırım faaliyetlerini yavaşlattı. T.C. Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre Kazakistan’a yapılan Türk ihracatının 2003 yılındaki tutarı 232,6 milyon ABD doları, aynı dönem için ithal edilen Kazak mallarının toplamı 266 milyon ABD doları olarak açıklandı. 2004 senesi Ocak-Temmuz döneminde ise Kazakistan’ın Türkiye’ye ihracatı 184 milyon ABD doları, ithalatı 164 milyon doları olarak gerçekleşti. Uzmanların beklentilere göre 2004 yılında toplam ikili ticaret hacmi 600 milyon dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. 2002 ve 2003 yıllarında Türkiye’den ihraç edilen ürünler ağırlıklı olarak makine ve cihazları, plastik ve plastik eşyaları, prefabrik yapıları, mobilya ve aydınlatma cihazları belirlenmekte, ithal edilen Kazak mallarının büyük bölümünü metalürji alanı maddeleri, buğday ve petrol ürünleri oluşturdu. Ticari-ekonomik ilişkilerin gelişmesinde önemli bir mekanizması da Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonudur (KEK). 2004 yılı Mayıs ayında Ankara’da yapılan KEK 3.toplantısında geçtiğimiz yıllardaki ikili ticari-ekonomik ilişkilerin bilançosu çıkarıldı ve tarafların net faaliyetler gerçekleştirme yolu ile karşılıklı yarar güdülenen ticari-ekonomik işbirliğini genişletme istekleri ortaya konuldu. Sonuç Protokolünde Uzun Vadeli İkili Ticaret Geliştirme Programın hazırlanması gerek olduğu vurgulandı. Almatı’da bulunan Kazakistan-Türkiye İşadamları Derneği (KATİAD), diğeri de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Kazak-Türk İş Konseyi tarafından gerçekleştiren bir araştırmaya göre, 2003 yılına kadar Türkiye’nin Kazakistan ekonomisine yaptığı yatırımın toplam tutarı yaklaşık olarak 1.5 milyar ABD dolarıdır. Türk yatırımlarının yüzde 90’ı ekonomi alanındaki petrol, iletişim ve bankacılık, ayrıca eğitim ve otelcilik sektörlerine odaklanmış. TPAO (Türk Petrolleri) Kazakistan ekonomisinin petrol sektörüne 380 milyon ABD doları yatırımda bulunmuştur. Türk şirketleri tarafından iletişim alandaki 238.1 milyon dolarlık projelere yatırım yapılmıştır. Türk uzmanlarının tahminlerine göre yaklaşık 204 milyon ABD doları Türk yatırımcı tarafından bankacılık, gıda üretim ve otelcilik alanlarına, 144.9 milyon dolar ise eğitim alanına yatırılmıştır. Verilen rakamlar Kazakistan’a yapılan Türkiye yatırımlarının üçte ikisini oluşturmaktadır. Diğer yatırımlar ise küçük yatırımlar grubuna yer almaktadır. Son yıllarda Kazakistan’da faaliyet gösteren Türk şirketleri ile olumlu işbirliği tecrübesi gelişti, ki bunlar büyük Türk finansal-sanayi gruplarının Kazakistan’ın ekonomik altyapısını güçlendirmek için geliştirilen projelere katılma, petrol, hafif, gıda sanayi ve iletişim sektörüne yatırım yapma olanağını sunmaktadır. Kazakistan’da halen 320’yi aşkın Türk ve ortak Kazak-Türk şirketleri faaliyet gösteriyor. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin verilerine göre 1993-2003 yılları arasında Türk inşaat şirketleri tarafından gerçekleştirilen müteahhitlik çalışmalarının toplam tutarı yaklaşık 3.5 milyar ABD doları. Sonuç olarak, BDT ülkeri arasında direkt dış yatırımlarının ülkeye çekilmesi alanında şüphesiz lider olan Kazakistan’da son yıllarda yatırım ikliminin giderek iyileştirilmesi, birçok önde gelen Türk firmalarının ilgisini çekmekle beraber ülkeye daha fazla yatırım yapma konularında ciddi eğilime girmelerine neden gösterilmektedir. Kazakistan’ın güçlü ekonomik yapısını Türkiye’de tanıtmak için Büyükelçiliğimiz bu sene birçok iş forumlar düzenlenmiş. 3-4 Mayıs tarihlerinde Ankara’da KEK Toplantısı çerçevesinde ‘Kazakistan Ekonomisi: Ulaştırma ve İletişim sektörü geliştirilme Stratejisi’ konulu iş forumu, 2 Mayıs tarihinde Eskişehir’de ‘Kazakistan Ekonomisi’ adlı Konferansı, 31 Ağustos İzmir’de 73. Uluslararası İzmir Fuarı çerçevesinde ve 3 Eylül İstanbul’da 7. Uluslararası Avrasya Ekonomik Forumu sırasında ‘Kazakistan Kalkınması Yeni Ufukları: Kazakistan 2003-2015 yılları Sanayi ve İnnovasyon (Ar-Ge) Geliştirme Stratejisi’ konulu Tanıtım konferansları gerçekleştirilmiş oldu. İnsani-kültürel ilişkiler.
İkili ilişkilerin önemli bir kolunu insani-kültürel alanda işbirliği oluşturmaktadır. 2002 yılının iki ülke ilişkileri için en önemli olayı devletlerimizin arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 10. yılını doldurması olduğu kuşkusuz. Bu önemli hadise öncesi Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve Dışişleri Bakanları arasında karşılıklı kutlama yazışmaları yer almakla beraber ülkelerin önemli basın-yayın organlarında bu tarihi hadiseye ilişkin makaleler yayınlandı. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu önemli gün ile ilgili İstanbul ve Kocaeli’nde Güney Kazakistan eyaletinin yatırım için elverişli iklimlere sahip olduğunu sergileyen faaliyetler ve Uluslararası Müzik Festivali çerçevesinde Ankara’da Kazakistan’ın ünlü sanatçıları Janiya Aubakirova ve Gauhar Mırzabekova’nın sanat yönetmenliğini yaptığı “Kazakistan Oda Orkestrası”’nın konserleri ve 2003-2004 yılları arasında Kazakistan’ın ünlü folklor ve pop müzik grupları “Altın Dan”, “Erke-Nur”, “Ulıtau”, “Kokşetau”, “Alatau”, “Akjarma”’nın konserleri gerçekleşti. Ayrıca, Kazakistan ve Türkiye arasında kültürel programlar çerçevesinde ünlü Kazak yazarları eserlerinin Türk diline çevrilmesi faaliyetleri aralıksız sürmektedir. Bunlardan birkaç örnek olarak 2002 yılı ünlü yazar ve devlet adamı Abiş Kekilbayev’in Türkçe’ye çevrilen “Efsanenin sonu” eseri İstanbul’da, “Ürker” kitabı ise Ankara’da tanıtıldı. Şu sıralarda İlyas Esenberlin’in “Göçebeler” romanının tercümesine başlandı. Bu güne kadar Kazak yazarlarının 30-u aşkın eserleri Türk diline çevrildi, ki bunların arasında Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in çalışmaları, Abay, Cambıl, Mağcan Cumabayev, Muhtar Auezov, Oljas Süleyimenov ve Muhtar Şahanov gibi büyük yazarların edebi eserleri yer almaktadır. Eğitim alanında Türkistan şehrinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesini geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Şu anda söz konusu Üniversitenin 15 fakültesinde 17700 öğrenciler 102 meslek lisans ve lisans üstü eğitim almaya devam etmektedirler. Bu öğrencilerin 1160-ı 28 farklı ülkeden olup 460 öğrenci Türkiye Cumhuriyetindendir. Yüksek Öğretim Kurulunun verdiği bilgilere göre 1992 yılından itibaren yürütülen karşılıksız Kazak öğrencilerinin eğitimi programı çerçevesinde 2703 Kazakistanlı öğrenci Türkiye’nin çeşitli eğitim kuruluşlarında eğitim görmüştür. Günümüze dek tam lisans ve lisans üstü eğitim programını tamamlayarak başarı ile mezun olan 1081 ve eğitimlerini sürdüren 794 Kazakistanlı öğrenci mevcut. Türkiye’nin eğitim alanında önde gelen Bilkent Üniversitesinde Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev bursunun iki öğrenciye verilmesi kuşkusuz iki ülke arasında oluşan çok sıcak havanın bir yansımasıdır. İkili insani ve kültürel ilişkilerin perspektifli kollarının biri de ülkelerin çeşitli bölge ve illeri arasında kardeşlik ilişkilerin kurulmasıdır. 2001 yılında Ankara ve Astana, 2003 yılında Antalya ve Taldıkorgan kardeş şehir ve 2004 yılında KC Almatı ili ve TC Antalya ili, KC Jambıl ili ve TC Karaman ili kardeş iller olarak ilan edilmiş. Kardeşlik ilişkiler çerçevesinde İstanbul’da 2002 yılı Ekim ayında ‘Almatı Kültür Günleri’, 27 Eylül – 03 Ekim 2004 tarihinde ‘Almatı’da İstanbul Kültür Günleri’ ve 30 Kasım – 03 Aralık 2004 tarihleri arasında ‘Antalya’da Almatı ili Kültür Günleri’ gibi düzenlenen etkinlikler Kazakistan ve Türkiye arasındaki insani ve kültürel işbirliğine bir ivme kazandırdılar. Halen Türkistan’da yeni cami inşaatı projesi hayata geçirilmeyi bekliyor. Bu konuda projenin son hali Kazakistan Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış, Türk tarafı ise söz konusu projeye mali destek sağlama konusunda karar almış bulunmaktadır. Yakın gelecekte bu inşaata başlanması beklenmektedir.