Arama


Edd-iTöR - avatarı
Edd-iTöR
Ziyaretçi
5 Temmuz 2008       Mesaj #4
Edd-iTöR - avatarı
Ziyaretçi
KAMBOÇYA KATLİAMI

kambocya




Kafatasları üzerinde yükselen ülke: KAMBOÇYA kambocya SAİM ORHAN
1975-1979 yılları arasında yaklaşık 4 yılda 3 milyon insan katledilmiş Kamboçya’da. Pol Pot yönetimindeki Kızıl Kmerlerin yaptığı katliamın izleri bugün bile çok canlı hissediliyor ülkede. Kamboçyalılar katliamda ölenlerin kurukafalarını bir araya getirerek anıt yapmışlar, sonraki nesillere o dönemde yapılan katliamın büyüklüğünü anlatabilmek için. Kamboçya, pek çoğumuzun sadece ismini bildiği Türkiye’den çok uzakta bir ülke. İç savaşlardan çok çekmiş Kmerlerin vatanı. Pol Pot ve Kızıl Kmerlerin ülkeyi kana buladığı, işkence, vahşet, katliamların birbirini takip ettiği, gözyaşı, acı ve sıkıntıların coğrafyası. Ülkemizin büyükelçiliğinin bile olmadığı Kamboçya’nın Türkiye’yle ekonomik ve ticarî ilişkileri yok denecek kadar az. Kısacası siyasî ve ekonomik açıdan birbirlerini pek tanımayan iki ülke Türkiye ile Kamboçya. Tanıdık bildik manzaralar değildi ölüm tarlaları, katliam müzeleri. Caddeleri sokakları pazarları daha bir farklıydı ülkenin. Sanki katledilen 3 milyon sivil Kamboçyalının ölüm kokusu sinmişti havasına, suyuna. Başkenti Pnom Penh, ülkenin en gelişmiş kentiydi.
Aktarma sırasındaki beklemelerle 16 saatte ulaşılabiliyor bu ülkeye. Tayland, Vietnam ve Laos’la sınırları çevrili ülkede tropikal iklimin etkisiyle sıcaklık 40 derece civarında. Kamboçya halkı Kmer olarak adlandırılıyor, konuştukları lisan Kmer dili. Ülkede dolar, ulusal para birimi gibi kullanılıyor, alışverişlerde para birimleri riyelle birlikte dolar da hayli yaygın. Arazileri genelde düzlüklerden meydana gelen ülkede nüfusun yüzde 80’i kırsal alanlarda yaşıyor. İnsanların en önemli gelir kaynakları tarım ve hayvancılık. Uçsuz bucaksız pirinç tarlaları da bu ülke insanının karnını doyuruyor.
90 yıl boyunca Fransa’nın sömürgesi olmuş
Fransızlar 1863 yılında girdikleri andan itibaren 90 yıl boyunca sömürge olarak kullanmışlar bu ülkeyi. Kendi dillerini ve kültürlerini öğretmiş ve yerleştirmişler. Fransızca ve İngilizce, ülkede Kmerceden sonra en çok konuşulan diller. Fransızcayı genellikle 40 yaşın üzerindeki nesil biliyor ve konuşuyor. Ancak 1953 yılında bağımsızlığını kazanmış Kamboçya. Ülkedeki ünlü bağımsızlık anıtı da 1953 yılında yapılmış. Anayasal monarşi ile yönetiliyor ülke. Yürütmenin başı başbakan. Kralın yetkileri daha çok sembolik. 14 milyon insanın yaşadığı ülkede başkent Phnom Penh’in nüfusu yaklaşık 2 milyon. Ülkenin en kalabalık kenti. Kamboçya nüfusunun % 95’i Budist ve Terevada Budizm’ine inanıyor. İrili ufaklı tapınaklar var ülkede. Nüfusun yüzde 3’ü ise Müslüman. Çok güzel camiler yapılmış başkentte.
Her yerde böcek yeniyor, çerez niyetine!
Yemek kültürü çok farklı Kamboçların. Sadece pazarları dolaşırken bile bunu rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Çok doğalmış gibi rahatlıkla midelerine indiriyorlar kızarmış böcekleri. Alışık olmadığımız bu tablo onlar için çok normal. Çıtırdata çıtırdata büyük büyük böcekler ağızlarında kayboluveriyor. Bu insanlar yolda, işte evde her yerde çerez gibi böcek tüketiyor. Güneş etkisini kaybetmeye başlayınca başkent insanı kendini nehir kenarlarına atıyor bu ülkede. Kimi gezinti yapıyor, kimi böcek sefası. Kimileri ise derin sohbetlere dalmış nehir kenarında. Seyyar satıcılar içinse gün doğuyor tabii. Hepsi de tezgâhını kurmuş, müşteri bekliyor. Kamboçya usulü yemekler kaynıyor kazanlarda. Yol kenarına açılan sofralar ve yenen yemekler. Akşam üzerleri nehir kenarı cıvıl cıvıl oluyor. ‘Say’ adını verdikleri oyunsa Kamboçların oynadıkları yöresel oyunlardan. Topa elle müdahale olmaması ve topun yere düşmemesi gerekiyor oyunun kurallarına göre. Kamboçya’da ana yollar haricinde ilerlemek tehlikeli. Çünkü 14 milyon nüfuslu ülkede 9 milyon mayın olduğu söyleniyor. Mayınlı bölgeler işaretleniyor ve uyarı levhaları konuluyor. Ülkede kolu, bacağı kopmuş, gözü kör olmuş çok sayıda mayın mağduru var. Kamboçya’da her 250 kişiden 1 kişi mayın mağduru ve onlar hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ülkede mayın temizleme merkezleri var. Bu merkezlerde köpekler ve köpeklerin bakıcıları eğitiliyor. Köpekler mayının içindeki patlayıcının kokusunu alıyor ve bu şekilde insanlar mayının nerede olduğunu buluyor. Değişik çapta ve markada mayınlar, hemen merkezin yakınındaki müzede sergileniyor. Hepsi de Kamboçya’da çıkarılmış. Çin, Sovyet, ABD ve Vietnam malı mayınlar sıra sıra dizilmiş. Nice hayatlar sönmüş bu mayınlar yüzünden. Nice çocuklar annesiz babasız kalmış. Yolda mayın kurbanlarının oluşturduğu bir müzik grubu görülüyor. Geleneksel Kamboç müziğini sergiliyor kendi çaplarında. Gelip geçen turistlerin verdikleri paralarla ya da sattıkları CD’lerle hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.
Antik şehir Ankor’a giriş 20 dolar
Kamboçya’nın en turistik yeri eski antik şehir Ankor. Bu şehirde Kamboçya’nın en ünlü tapınağı var. Giriş ücreti kişi başına 20 dolar. Bu tapınak, Ankor Kralı 2. Suriya Varman tarafından 12. yüzyılda yaptırılmış. Yaptırılırken Hindu tapınağıymış, 16. yüzyılda Budist tapınağına çevrilmiş. Kamboçya’nın en çok turist çeken yeri. Yılda 1 milyondan fazla turist bu tapınağı ziyaret ediyor. İsteyenler tapınağın merdivenlerinden zirveye doğru tırmanıyor. Merdivenler çok dik. Ayrıca basamakların genişliği Asya insanının ayak büyüklüğüne göre yapıldığı için Avrupalı turistler bir hayli zorlanıyorlar basamaklardan yukarıya doğru çıkarlarken. Kamboçyalılara göre Ankor Wat, dünyanın sekizinci harikası. Dünyanın en büyük Budist tapınağı. Bu tapınak UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde. Turizm, ülkenin en önemli gelir kaynaklarından biri olma yolunda. Bunu fark eden hükümet, turizmin gelişmesi konusunda ciddi yatırımlara açık ve bunu her fırsatta ifade ediyor.
Ankor Wat’a çok yakın olan Seam Rep şehrinde turistler için kurulmuş olan bir Kültür Köyü bile var.

POL POT, 4 YILDA 3 MİLYON KİŞİ KATLETMİŞ
1975-1979 yılları arasında yaklaşık 4 yılda 3 milyon insan katledilmiş bu ülkede. Birbirlerini katletmişler. Pol Pot yönetimindeki Kızıl Kmerlerin yaptığı bir katliam bu. Kamboçyalılar katliamda ölenlerin kuru kafalarını bir araya getirerek anıt yapmışlar, sonraki nesillere o dönemde yapılan katliamın büyüklüğünü anlatmak için. İnsan ürperiyor bu anıta bakınca.
Ölüm tarlalarında yüzlerce mezar var. Toplu mezarlar ilginçtir kurbanlara kazdırılmış. Tarlalar, kurumuş insan kemikleriyle dolu. Üzerinde “Ölüm ağacı” yazan bir ağaçta bir sürü çocuğun kafatası parçalanmış. Anneleri babaları öldürülmüş çocuklar şehirlerden toplanılmış ve buraya getirilmiş. ‘Ayak bağı olmasın’ ve daha sonra da ‘anneleri babaları öldürüldü, intikam almasınlar’ diye ağaca kafaları vurulmuş, kafatasları parçalanmış, o küçücük beyinleri darmadağın olmuş ve buradaki bir kuyuya da atılıvermişler. Az ileride içerisinde çocuk ve kadınların bulunduğu bir toplu mezar daha var. Bu vahşet ve katliam karşısında ‘nasıl olur da insanlık bu kadar tefessüh eder’ demeden edemiyorsunuz. Sadece bu ölüm tarlasında 10 bine yakın insanın cesedi var. Kamboçya’nın çok farklı yerlerinde ölüm tarlaları var.
Ülkenin yakın tarihinde yaşanmış bu insanlık dışı olaylar çok sayıda yabancının ilgisini de çekiyor. Katliam Müzesi de en çok turist çeken mekanlardan. Pol Pot ve onun emrindeki Kızıl Kmerler kurdukları yeni düzene karşı çıkan veya karşı çıkma ihtimali bulunan herkesi hapishanelerde görülmemiş işkencelere tabi tutmuşlar. O dönemde kullanılan hapishanelerden biri bu Katliam Müzesi.
Sayı: 16 Bölüm: Aktüel