Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Eylül 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kemahlı Feyzullah

Hazreti Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğunu açıklayan şahidler sayılamayacak kadar çoktur. Allahü Teala “Sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım.” buyurmuştur. Bütün varlıklar Allahü Teala’nn varlığını, birliğini gösterdiği gibi, Hazreti Muhammed’in peygamber olduğunu ve üstünlüğünü de göstermektedir.

1. Mahluklar içinde ilk olarak Muhammed Aleyhisselam’ın ruhu yaratılmıştır.
2. Allah’u Teala, O’nun ismini arşa, Cennetler ve yedi kat göklere yazmıştır.
3. Muhammed Aleyhisselamın ismini söylemekten başka vazifesi olmayan melekler vardır.
4. Meleklerin Hz. Adem’e karşı secde etmelerinin emr olunmasının sebebi, alnından Muhammed Aleyhisselam’ın nuru bulunmasıydı.
5. Adem Aleyhisselma zamanında, namaz için okunan ezanda, Hz. Muhammed’in ismi de söylenirdi.
6. Allahu Teala bütün peygamberlere emir etti ki, Muhammed Aleyhisselam sizin zamanınızda peygamber olursa, O’na iman etmeleri için ümmetlerinize de emr ediniz.
7. Tevrat’ta, İncil’de ve Zebur’da Muhammed Aleyhisselam’ı ve dört halifesinin ve eshabından, ümmetinden bazılarının isimleri bildirilmiş ve meth edilmiştir. Allahü Teala kendinin Mahmut isminden Muhammed kelimesini çıkararak Habibine isim koymuştur. Allahü Teala, kendi isimlerinden Rauf ve Rahim isimlerini de Habibine vermiştir.
8. Dünyaya geldiği zaman, melekler tarafından sünnet edilmiştir.
9. Muhammed Aleyhisselam dünyaya gelince şeytanlar göğe çıkamaz, meleklerden haber alamaz oldular.
10. Dünyaya geldiği zaman, yeryüzündeki bütün putlar, tapınılan heykeller yüzüstü devrildiler.
11. Beşiğini melekler sallardı.
12. Beşikte iken gökteki ay ile konuşurdu. Mübarek parmağı ile işaret ettiği tarafa meyl ederdi.
13. Beşikte iken konuşmaya başladı.
14. Çocukken, açıklarda gezerken, başı hizasında bir bulutta birlikte hareket ederek gölge yapardı. Bu hal, peygamberliği başlayıncaya kadar devam etti.
15. Üç yaşındayken ve kırk yaşında peygamberliği bildirildiği vakit ve 52 yaşında miraca götürülürken, melekler göğsünü yardı. Cennetten getirdikleri leğen içinde, cennet suyu ile kalbini yıkadılar.
16. Her peygamberin sağ eli üstünde nübüvvet mührü vardı. Muhammed Aleyhisselam’ın ise, sol kürekteki deri üzerinde kalbi hizasında idi. Cebrail Aleyhisselam kalbini yıkayıp, göğsünü kapadığı zaman, cennetten getirdiği mühür ile sırtını mühürlemişti.
17. Önünden gördüğü gibi arkasından da görürdü.
18. Aydınlıkta gördüğü gibi, karanlıkta da görürdü.
19. Sevr (Öküz) burcunun yanında bulunan “Süreyya” denilen yıldız kümesindeki yedi yıldızı gözleriyle görüp sayısını bildirmiştir.
20. Tükürüğü acı suları tatlı yaptı. Hastalara şifa verdi, bebeklere süt gibi gıda oldu.
21. Gözleri uyurken, kalbi uyanık olurdu. Bütün peygamberler de böyledir.
22. Ömründe hiç esnemedi. Bütün peygamberler de böyleydi.
23. Teri gül gibi kokardı. Bir fakir kimse, kızını evlendirirken, kendizinden yardım istemişti. O anda verecek şeyi yoktu. Küçük bir şişeye terinden koydurup verdi. O kız, yüzüne başına sürünce evi mis gibi kokardı. Evi güzel kokulu ev adıyla meşur oldu.
24. Orta boylu olduğu halde, uzun kimselerin yanında iken, onlardan yüksek görünürdü.
25. Güneş ve ay ışığında yürüyünce gölgesi yere düşmezdi.
26. Bedenine ve elbisesine, sinek, sivri sinek ve başka böcekler konmazdı.
27. Çamaşırlarını ne kadar çok giyse, hiç kirlenmezlerdi.
28. Yürüdüğü her zaman, arkasından melekler gelirdi. Bunun için, eshabını önünden yürütür, “arkamı meleklere bırakın” derdi.
29. Taş üstüne basınca, taşta ayağının izi kalırdı. Kum üstünde giderken hiç iz bırakmazdı. Açıkta abdest bozduğu zaman, yer yarılıp bevl vb. toprak içinde kalırdı. Oradan etrafa güzel kokular yayılırdı. Bütün peygemberler de böyleydi.
30. Büyük bir mucizesi de, miraca götürülmesidir. Burak denilen cennet hayvanı ile Mekke’den Kudüs’e götürüldü. Oradan göklere ve arşa götürüldü. Kendisine cennet, cehennem gösterildi. Allahü Teala’yı baş gözüyle gördü. Bir anda tekrar evine getirildi. Mirac mucizesi, başka hiç bir peygambere verilmedi.
31. O’na salat ve selam okumaları ümmetine farz oldu. Allahü Teala ve meleklerde, O’na salat ve selam etmektedir.
32. İnsanlar ve melekler içinde en çok ilim O’na verildi. Ümmi olduğu halde, yani kimseden bir şey öğrenmemiş iken Allahu Teala O’na herşeyi bildirmiştir. Adem Aleyhisselam’a herşeyin ismi bildirildiği gibi, Muhammed Aleyhisselam’a herşeyin ismi ve ilmi bildirilmiştir.
33. Ümmetinin isimleri, cisimleri ve aralarında olacak şeylerin hepsi kendisine bildirildi.
34. Aklı bütün insanların aklından daha çoktur.
35. İnsanlarda bulunabilecek bütün iyi huyların hepsi O’na ihsan olundu. Büyük Şair Ömer İbnil Farı’da Resulullah’I niçin medh etmedin dediklerinde, “O’nu meth etmeye gücüm yetmeyeceğini anladım. O’nu meth edecek kelime bulamadım.” Demiştir.
36. Kelime-I Şahadet’te, ezanda, ikamette, namazdaki teşehhüdde, bir çok dualarda bazı ibadetlerde ve hutbelerde, nasihat yapmakta, sıkıntılı zamanlarda, kabirde, mahşerde cennette ve her mahlukun lisanında Allahü Teala O’nun ismini kendi isminin yanına koymuştur.
37. Üstünlüklerin en üstünü, Habibullah olmasıdır, Allahü Teala onu kendisine sevgili, dost yapmıştır. O’na herkezten, her melekten daha çok sevmiştir. “İbrahim’I Halil yaptım ise Seni kadime habib yaptım” buyurmuştur.
38. “Sana razı oluncaya kadar, yeter değinceye kadar her dilediğini vereceğim” ayeti, Allahu Teala’nın peygamberine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri, ahkamı İslamiyye’yi, düşmanlarına karşı yardım ve galebe ve ümmetine fetihler, zaferler ve kıyamette her türlü şefaat ve tecelliler ihsan edeceğini vaad etmektedir. Bu ayet geldiği zaman, Cebrail aleyhisselam’a bakarak “Ümmetimden birinin cehennemde kalmasına razı olmam” buyurdu.
39. Gece, gündüz, uyanık iken, uykuda iken, yanlız iken, çoklukta iken, yolculukta iken, evde iken, harpte iken, gülerken, ağlarken, mübarek kalbi hep Allahü Teala ile beraberdi. Bazı zamanlarda ise, yanlız Allah ile idi. Dünyadaki vazifelerini yapabilmek için, zevcesi Hazreti Aişe’nin yanına gelip “Ey Aişe biraz benimle konuş da kendime geleyim” der, ondan sonra eshabına nasihat ve irşad etmeye giderdi. Sabah namazı sünnetini evinde kılıp, Hazreti Aişe ile bir miktar konuştuktan sonra eshabına farzı kıldırmak için mescide giderdi. Bu hal hasaisi peygamberidir. Hazreti Aişe ile konuşmadan dışarı çıksaydı, ilahi tecellilerden ve nurlardan dolayı yüzüne kimse bakamazdı .
40. Allahü Teala, Kur’an-ı Kerim’de her peygamberi onun ismiyle bildirmiştir. Muhammed Aleyhisselam’I ise “Ey Resulüm”, “Ey peygamberim” diye bidirmiştir.
41. Gayet açık kolay anlaşılır olarak konuşurdu. Arabi lisanın her lehçesiyle konuşurdu. Çeşitli yerlerden gelip soranlara onların lugatıyle cevap verirdi. İşitenler hayran olurlardı. “Allah beni çok güzel yetiştirdi.” Buyurdu.
42. Az kelimelerle çok şey anlatırdı. Yüz binden ziyade hadis-I şerifi onun “cevami-ul kelim” olduğunu göstermaektedir. Bazı alimler dediler ki Muhammed Aleyhisselam İslam dininin dört temelini dört hadisle bildirmiştir. Bunlar: “Ameller niyete göre değerlendirilir”, “Helal meydandadır haram meydandadır.”, “Davacının şahit göstermesi ve davalının yemin etmesi lazımdır.”, “Bir kimse kendine istediğini, din kardeşıne de istemedikçe iman-ı kamil olmaz.”
43. Muhammed Aleyhisselam masumdu. Bilerek ve bilmeyerek büyük ve küçük, kırk yaşından evvel ve sonra, hiçbir günah işlememiştir. Çirkin hiçbir harekaeti görülmemiştir.
44. Müslümanların namazda otururken ” esselamu aleyke eyyühennebiyyu ve rahmetullahi” okuyarak Muhammed Aleyhisselam’ a selam vermeleri emr olundu.
45. Rütbeyi saltanatı istememiş peygamberliği, fakirliği dilemiştir. Bir sabah Cebrail aleyhisselam ile konuşurken” bu gece evimizde yiyecek bir lokmamız yoktu “buyurdu. O anda, İsrafil aleyhisselam gelip “Allahü Teala söylediğini işitti ve beni gönderdi. İstersen her elin sürdüğün taş altın olsun, gümnüş olsun, zümrüt olsun. İstersen melek olarak peygamberlik yap” dedi. Resulullah üç kere” kul olarak peygamberlik istiyorum “dedi.
46. Başka peygamberler belli bir zamanda, belli bir memlekette Peygamberlik yaptı. Muhammed Aleyhisselam ise, yer yüzündeki bütün insanlara ve cinne kıyamete kadar peygamber olarak gönderilmiştir. Meleklerin de hayvanların da, nebatların da cansızların da, kısaca bütün mahlükların Peygamberi olduğunu bildiren alimler vardır.
47. Bütün varlıklara rahmeti, faydası yayılmıştır. Müminlere faydası meydandadır. Bir gün Cebrail Aleyhisselama “Allahü Tealaya benim alimlere rahmet olduğumu bildirdi.benim rahmetimden sana da nasip oldu mu? ” dedi. Cebrail de “Allah’ın büyüklüğü, dehşeti karşısında sonumun ne olacağından hep korku içindeydim. Sana, emin olduğumu bildiren ayeti getirince bu müthiş korkudan kurtuldum.Bundan büyük rahmet olur mu?” dedi.
48. Allahü Teala, Muhammed Aleyhisselam’ın razı olmasını istemiştir.
49. Başka peygamberler kafirlerin iftiralarına kendileri cevap vermiştir. Muhammed Aleyhisselam’a yapılan iftiralara ise Allah cevap vererek, O’nun müdafasını yapmıştır.
50. Muhammed Aleyhisselam’ın ümmetinin sayısı başka peygamberlerin ümmetlerinin toplamından daha çoktur.
51. Mevahibi ledünniyye de diyor ki “ümmetimin dalalet üzerinde birleşmemelerini Rabbimden diledim. Kabul eyledi.” Başka bir hadisi şerifte ” Allahü Teala sizi üç şeyden korumuştur. Bunlardan biri dalalet üzerinde birleşmekten korumuştur.” Bir hadiste “Eshabımın ihtilafı, sizin için rahmettir. Ümmetimin ihtilafı insanlar için rahmettir. “buyurdu.
52. Resullullaha verilecek sevaplar diğer peygamberlere verilecek sevaplardan kat kat ziyadedir.
53. Kendisini ismiyle çağırmak, yanında yüksek sesle konuşmak, uzaktan kendisine seslenmek, yolda onüne geçmek haram edilmiştir.
54. İsrafil Aleyhisselam da Muhammed Aleyhisselam’ a çok kere gelmiştir. Başka peygamberlere yalnızca Cebrail aleyhisselam gelmiştir.
55. Cebrail Aleyhisselam’ı melek şeklinde iki kere görmüştür. Cebrail aleyhisselam kendisine yirmi dört bin kere gelmiştir. En çok Musa Aleyhisselam’a dört yüz kere gelmiştir.
56. Allahü Tealaya Muhammed Aleyhisselam ile and vermek caiz olup, başka peygamberlerle ve meleklerle caiz değildir.
57. Muhammed Aleyhisselam’dan sonra, zevcelerini başkalarının nikahla almaları haram edilmiş, bu bakımdan müminlerin anneleri oldukları bildirilmiştir. Başka peygamberlerin zevceleri kendilerine ya zararlı ya faydasız olmuşlardır. Muhammed Aleyhisselam’ın zevceleri ise dünya ve ahiret işlerinde, kendisine yardımcı olmuşlar, fakirliğe sabır etmişler, şükretmişler ve islamiyeti yaymakta çok hizmet etmişlerdir.
58. Resulullah’ın kızları ve zevceleri, dünya kadınlarının en üstünleridir.
59. Neseb ve sebeb bakımından, yani kan ve nikah bakımından olan akrabalığın kıyamette faydası yoktur. Resulullah’ın akrabası bundan müstesnadır.
60. Herkesin soyu oğlundan ürer. Muhammed Aleyhisselam’ın soyu ise kızı Fatıma’dandır.
61. Onun ismini taşıyan müminler cehenneme girmeyecektir.
62. Onun her sözü, her işi doğrudur. Her içtehadı Allahü Teala tarafından doğrulanır.
63. Onu sevmek herkese farzdır. “Allahı seven, beni sever” buyurmuştur. Onu sevmenşn alameti, dinine, yoluna, sünnetine ve ahlakına uymaktır. Kuran-I Kerim’de “Bana uyarsanız, Allah sizi sever demesi” emr olundu.
64. Onun Ehl-i Beytini sevmek vaciptir. “Ehl-i Beytime düşmanlık eden münafıktır.” Ehli Beyt, zekat alması haram olan akrabasıdır.
65. Eshabının hepsini sevmek vaciptir. “Benden sonra eshabıma düşmanlık etmeyiniz! Onları sevmek, beni sevmektir. Onlara düşman olmak, bana düşman olmaktır. Onları inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de Allah’ı incitir. Allahu Teala kendisini incitene azap yapar.” buyurdu.
66. Alalhü teala, Muhammed Aleyhisselam’a gökte iki ve yerde iki yardımcı yaratmıştır. Bunlar Cebrail, Mikail ve Ebu Bekr, Ömer’dir.
67. Her insanın cinden bir arkadaşı vardır. Bu şeytan kafirdir. İnsanı aldatarak, vesvese vererek, imanını almaya, günah yaptırmaya çalışır. Muhammed Aleyhisselam kendi arkadaşı olan cinniyi imana getirmiştir.
68. Erkek, kadın, büyük yaşta vefat eden herkese kabrinde Muhammed Aleyhisselam sorulacaktır. Rabbin kimdir? Denildiği gibi, Peygamberin kimdir de denilecektir.
69. Muhammed Aleyhisselamın Hadis-s Şeriflerini okumak ibadettir. Okuyana sevap verilir.
70. Resulullah vefat edeceği zaman, Cebrail Aleyhisselam gelip, Allahü Tealadan selam getirdi ve hatırını sorduğunu söyledi. Vefat edeceğini bildirdi. Kendisi ve immeti için çok müjdeler verdi.
71. Mübarek ruhunu almak için Azrail Aleyhisselam, insan şeklinde geldi, içeri girmek için izin istedi.
72. Kabrinin içindeki toprak, her yerden ve kabeden ve cennetlerden daha eftaldir.
73. Kabirde, bilmediğimiz bir hayatla diridir. Kuran-I Kerim okur, namaz kılar. Bütün peygamberler de böyledir.
74. Dünyanın her yerinde Resulullah’a salavat okuyan müslümanların selamlarını işiten melekler kabrinegelip haber verirler. Kabrini her gün binlerce melek ziyaret eder.
75. Ümmetinin amelleri ve ibadetleri her sabah ve akşam kendisine gösterilir. Bunları yapanları da görür. Günah işleyenin af olması için dua eder.
76. Kabrini ziyatret etmek, kadınlara da müstehaptır.
77. Diri iken olduğu gibi, vefatından sonra da, dünyanın her yerinde, her zaman ona tevessül edenlerin yani onun hatırı ve hürmeti için isteyenlerin duasını Allahu Teala kabul eder.
78. Kıyamet günü kabirden ilk kalkan Resullullah olacaktır. Üzerinde cennet elbisesi bulunacaktır. Burak üzerinde mahşer yerine gidecektir. Elinde Livaülhamd denilen bayrak olacaktır. Peygamberler ve bütün insanlar bu bayrağın altında duracaktır. Hepsi bin sene beklemekten çok sıkılacaklardır. Önce Adem, sonra Nuh , sonra İbrahim ve Musa ve İsa peygamberlere gidip hesaba başlanması için şefaat etmelerini isteyeceklerdir. Her biri birer özür bildirerek Allah’tan utandıklarını, korktuklarını söyleyeceklerdir, şefaat edemeyeceklerdir. Sonra Resulullaha gelip yalvaracaklardır. Secde edip dua edecek ve şefaati kabul olacaktır. Önce onun ümmetinin hesabı görülecek, önce sırattan geçecekler ve cennete gireceklerdir. Her gittikleri yeri nurlandıracaklardır. Hz. Fatıma sırattan geçerken “herkes gözlerini kapasın! Muhammed Aleyhisselamın kızı geliyor” denecektir.
79. Altı yerde şefaat yapacaktır. Birincisi; Makamı Mahmüt denilen şefaat ile, bütün insanları mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır. İkincisi şefaati ile çok kimseyi hesapsız cennete sokacaktır. Üçüncüsü azap çekmesilazım olanları azaptan kurtaracaktır. Dördündüsü, günahı çok olan müminleri cehennemden çıkaracaktır. Beşincisi, sevabı ve günahı müsavi olup, Araf denilen yerde bekleyenleri cennette gitmelerine şefaat edecektir. Altıncısı cennette olanların derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir.
80. Resululllah’ın cennette bulunduğu makamın ismi Vesiledir. Burası cennetin en yüksek derecesidir. Cennete bulunan herkese birer dal yetişecek olan sidretülmünteha ağacının kökü oradadır. Cennettekilere her nimet bu dallardam gelecektir.

Cinin-seytanin direge baglanmasi

Ayni hadiste, Muhammed'in "seytani yakaladiginda, bir direge baglamak istedigini, buna güç yetirebildigini, ama bu tür seylerin Süleyman peygambere özgü kalmasi gerektigini düsünüp direge baglamaktan vazgeçtigini" anlattigi belirtilir. Yine bu hadiste Muhammed'in "...Direge baglardim ve Medine çocuklari onunla oynarlardi yoksa." dedigi de aktarilir.(Bkz. Ayni kaynaklar.) Bu hadis, Buhari'nin ve Müslüm'in e's-sahihlerinde de -biraz degisikliklerle- yer aliyor. Müslim'deki bir aktarmaya göre Muhammed söyle anlatmakta: -"Tanri düsmani Iblis, yüzümü yakmak amaciyla, bir ates aleviyle geldi. Bu nedenle ben üç kez: "Senden Tanri'ya siginirim!" dedim. Sonra "Tanri'nin tam lanetiyle seni lanetlerim!" diye ekledim. Yine üç kez. Geriye gitmedi. Yakalamak istedim sonra. Tanri'ya antiçerek söylerim ki, kardesimiz Süleyman'in (bu tür seyleri yapmanin kendisine özgü kilinmasina iliskin) istegi olmasaydi baglanacakti o. Ve Medine halkinin çocuklari onunla oynayacaklardi." (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Mesacid/40, hadis no: 542.)

Bir baska aktarmaya da, Buhari ve Müslim, birlikte söyle yer verirler: "Dün gece, CINLERDEN IFRIT, namazimi bozdurmak içn bana ansizin saldirdi. Tanri, bana, onu yakalama olanagi verdi. Ve onu, Mescid'in direkelrinden bir direge baglamak istedim. Sabah olunca, tümünüz ona bakip seyredesiniz diye...Ne var ki, kardesim Süleyman'in:"Tanrim beni bagisla, bana benden sonra kimsenin ulasamayacagi bir egemenlik ver!"(Sad, ayet:35) biçimindeki sözünü animsadim ( ve onu direge baglamaktan vazgeçtim)." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu's-Selat/75; Tecrid, hadis, no: 288; Müslüm, e's-Sahih, Kitabu's,Selat/75; Tecrid, hadis no: 288; Müslüim, e's-Sahih, Kitabu'l- Mesacid/39, hadis no: 541.) "Cin-seytan" için, hadislerde baska somut seyler de anlatilir.


AĞLAYAN KÜTÜK

.. "Olay", Muhammed'in 11 "sahabi"si (arkadaşı) tarafından "nakl" edilmiştir. (Bkz. Süleyman Nedvi, Ibid, c.4, s.1653, dipnot1) Bunlar arasında, Abdullah Ibn Abbas, Abdullah Ibn Ömer, Cabir Ibn Abdullah, Ebu Saidi'l-Hudri, Enes Ibn Malik, Übeyy Ibn Kab gibi ünlüler ve Peygamber'in karılarından Aişe de var. Böylesine bir saçmalıkta bile "sahabi"ler birleşebiliyorişte. Peygamber'in, "birer yıldız gibidirler, hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz!" diye övdüğü "sahabiler"..

Söz konusu olay, yani bir "mucize" olarak "hurma kütüğünün Peygamber için ağladığı", "en sağlam" kabul edilen "hadis kitapları"nda da yer almakta, "tefsir kitapları"nda da..(Bkz.Tecrid, hadis no 126). "Olay"ı alıp yazanlar arasında Buhari de var. (Bkz. Kamil Miras,Sahih-I Buhari Muhtasarı Tecrid-I Sarih Tercemesi, Ankara 1966, (2.basım), c.3,s.76,77, 1 no.lu dipnot.)Dahası bu olayı içeren hadis, sağlamlık yönünden hadisçilerce en yüksek derece sayılan "mütevatir" derecesindedir. "Mütevatir hdis"tir, ya da bu mertebede görülmüştür.(Bkz.Kamil Miras,Ibid, c.3,s.79,4 no.lu not. Ayrıca; Bkz.Nedvi,Ibid,c.4,s.1652,1653) "Olay" nasıl olmuş? "Mescid'de mimber yoktu. Peygamber hutbe okurken, bir hurma kütüğüne dayanırdı. Sonra mimber yapıldı ve Peygamber mimibere çıkmıştı hutbe okumak için. Artık hurma kütüğüne dayanmıyordu. Tam o sırada bir "ağlama" sesi duyuldu. Kimine göre bir çocuk ağlamasına, kimilerine göreyse gebe, ya da yavrusunu arayan bir deve sesine benziyordu. Ama kesin olan şuydu: Bir 'feryat', 'acı bir çığlık' ya da 'acılı ağlama' türündendi. Kütükten peygamber ayrıldığı için olmuştu bu. Sarsılarak ağlayan kütüktü. Peygamberin daha önce dayanarak hutbe okuduğu hurma kütüğüydü. Dayanamıyordu ayrılığa. Ağlaması, inlemesi bundandı. Peygember hemen mimberden indi, elini kütüğe koydu. Ya da kucakladı onu. Kütük sesini yavaşlattı. Tıpkı susturulan bir çocuk gibiydi artık. Yavaş yavaş ağlayarak inledi. Ve sustu sonra. Bunun üzerine Peygamber konuşup şunları söyledi.:'Kütük, yanında işitmeye alışık olduğu zikrullah için (artık yanında hutbe okunmadığı için) ağladı."(Bkz. Sahih-I Müslim,yay.Muhammed Abdulbaki,1972,Beyrut,c.4,s.2306,2307.Ay rıca Bkz.Süleyman Nedvi, Ibid,c.4,s.1656,1657.) "Mütevatir" derecesine ulaştığı bildirilen "hadis"in ve Peygamber'in arkadaşlarının anlattıkları böyle işte.

Hazreti Muhammed’in mucizeleri bir çoktur. Bunları sayılarla sınırlamak mümkün değildir. Bunlardan meşhur olanları şunlardır:


1. Muhammed Aleyhisselamın mucizelerinin en büyüğü Kur’an-ı Kerim’dir. Bugüne kadar gelen bütün şairler, edebiyatçılar, Kuran-ı Kerim’in nazmında ve manasında aciz ve hayran kalmışlardır. Bir ayetin benzerini söyleyememişlerdir. İcazı ve belagati insan sözüne benzemiyor.Yani bir kelimesi çıkarılırsa veya bir kelime eklense, lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Nazmı arap şairlerinin şiirlerine benzemiyor. İşitenler ve okuyanlar tadına doyamıyorlar. Yorulsalar da usanmıyorlar. Okumsaı ve işitmesinin sıkıntıları giderdiği sayısız tecrübelerle anlaşılmıştır. Nice azılı İslam düşmanları, Kur’an-ı Kerim’i dinlemekle, kalpleri yumuşamış, imana gelmişlerdir. Kur’an-I Kerim’i değiştirmeye çalışanlar oldu ise buna muvaffak olamamışlardır. Allahü Teala buna izin vermemiştir ve vermeyecektir.

2. Muhammed Aleyhisselamın meşhur mucizelerinin en büyüklerinden birisi de, ayın ikiye yarılmasıdır.Bu mucize, başka hiç bir peygambere nasip olmamıştır. Muhammed Aleyhisselam, elli yaşında iken, Mekke’de Kureyş kafirlerinin ele başları yanına geip “peygamberisen ayı ikiye ayır” dediler. Muhammed Aleyhisselam, herkesin, özellikle tanıdıklarının, akrabasının iman etmelerini çok istiyordu. Ellerini kaldırıp dua etti. Allahü Tealaduasını kabul edip ayı ikiye böldü. Yarısı bir dağın, diğer yarısı başka dağın üzerinde göründü. Kafirler, Muhammed bize sihir yaptı dediler, iman etmediler.

3. Muhammed Aleyhissselam, bazı gazalrında, susuz kalındığı zaman, elini suya sokmuş, parmakları arasından su akarak, bulunduğu kap devamlı taşmıştır. Bazan seksem bazan üçyüz, bazan binbeşyüz, Tebük gazasında ise yetmiş bin kimsenin hepsi ve hayvanları, bu sudan içmişler ve kullanmışlardır. Mübarek elini sudan çıkarınca akması durmuştur.

4. Bir gün amcası Abbas’ın evine gidip, onu ve evladını yanına oturtup üzerine ihramı ile örterek “Ya Rabbi! Bu amcamı ve ehlibeytini örttüğm gibi, sen de, cehennem ateşinden kendilerini koru.” Dedi. Duvardab üç kere amin sesi işitildi.

5. Bir gün, kendisinden mucize isteyenlere karşı, uzaktaki bir ağacı çağırdı. Ağaç köklerini sürüyerek gelip sselam verip, “Eşhedü en lailahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resuluh” dedi. Sonra gdip yerine dikildi.

6. Hayber gazasında önüne zehirlenmiş koyun kebabı koyduklarında, “Ya Resulallah beni yeme, ben zehirliyim” sesi işitildi.

7. Bir gün, elindeput bulunan kimseye “Put bana söylerse iman eder misin?” dedi. Adam, “ben buna elli senedir ibadet ediyorum. Bana hiçbirşey söylemedi. Sana nasıl söyler?”dedi. Muhammed Aleyhisselam “Ey put ben kimim” deyince, sen Allahın Peygamberisin sesi işitildi. Putun sahibi, hemen imana geldi.

8. Medinede mescidde dikili bir odun vardı. Hutbe okurken bu direğe dayanırdı. Mimber yapılınca, direğin yanına gitmedi. Odundan ağlama seslerini, bütün cemaat işittiler. Mimberdeb inip direğe sarıldı. Sesi kesildi. “Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyamete kadar alayacaktı.” Dedi.

9. Eline aldığı çakıl taşlarının ve tuutğu yemek parçalrının arısesi gibi tesbih ettikleri çok görülmüştür.

10. Bir kafir gelip, mucize göstermesini isteyince, duvarda asılı hurma salkımına “yanıma gel” demiş. Salkım yere inip Resulullahın yanına gelmiştir. Sonra “yerine git” demiştir. Duvara kadar gidip, yerine çıkıp asılmıştır. Köylü bunu görünce, hemen imana gelmiştir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....