Arama

Ziya Gökalp - Tek Mesaj #1

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #1
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi

Ziya Gökalp

Ad:  Ziya Gökalp.JPG
Gösterim: 1407
Boyut:  30.0 KB

(d. 23 Mart 1876, Diyarbakır - ö. 25 Ekim 1924, İstanbul)
Sosyolog ve düşünür.


Türkçülük düşüncesini sistemleştirmiş, II. Meşrutiyet (1908) ve Cumhuriyet (1923) dönemlerinde düşün ve siyaset alanında önemli etkileri olmuştur.İlk ve orta öğrenimini Diyarbakır’da yaptı. Daha bu yıllarda edebiyata, kültürel ve toplumsal sorunlara ilgi duydu. Diyarbakır’ da tanıştığı, İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucularından Doktor Abdullah Cevdet’ ten etkilendi. 1895’te yükseköğrenim için İstanbul’a gitti. Baytar Mektebi’ne girdi. Buradaki öğrenciliği sırasında İbrahim ve İshak Sükûti ile ilişki kurdu. II. Abdülhamid (hd 1876-1909) yönetimine muhalefet çalışmaları sırasında tutuklandı (1899). On ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Diyarbakır’a sürüldü (1900). 1908’e değin burada küçük memuriyetler üstlenen Ziya Gökalp zamanını daha çok toplumsal sorunlarla ilgili incelemelere ve ideolojik araştırmalara ayırdı.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Diyarbakır şubesini kuran Ziya Gökalp aktif siyasal çalışmaya yöneldi. Peyman gazetesini çıkardı. Gerek 31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) nedeniyle daha sonra kapanan bu gazetede, gerekse Diyarbakır gazetesinde şiir ve yazılarını yayımladı. 1909’da Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Kongresi’ne Diyarbakır delegesi olarak katıldı; ertesi yıl da örgütün merkez yönetim kuruluna getirildi. Bu görevi dolayısıyla Selanik’e gitti. Kurulmasında etkin rol aldığı İttihat ve Terakki İdadisi’nde sosyoloji dersleri verdi. Bir yandan da Genç Kalemler dergisinde yazdı.

1912’de Ergani Maden’den Meclis-i Mebusan’a seçilerek İstanbul’a yerleşen Ziya Gökalp, Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı. Derneğin yayın organı Türk Yurdu başta olmak üzere Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbular Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası ve Yeni Mecmua’da düşüncelerini, bilimsel çalışmalarının sonuçlarını dile getiren yazılar yazdı. Bir yandan da Darülfünun-ı Osmani’de sosyoloji dersleri verdi.

I. Dünya Savaşı (1914-18) yıllarında iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ nin en etkin ideologu olan Ziya Gökalp, savaşın yenilgiyle bitmesinden sonra tüm görevlerinden alındı. 1919’da İngilizlerce Malta Adasına sürüldü. İki yıllık sürgün döneminin sonunda Diyarbakır’a gitti ve burada Küçük Mecmua’yı çıkardı (1922). 1923’te Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Heyeti başkanlığına atanarak Ankara’ya gitti. Aynı yıl, İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Diyarbakır mebusu olarak katıldıysa da ertesi yıl kısa süren bir hastalığın ardından İstanbul’da öldü.

Ziya Gökalp Osmanlı Devleti’nin parçalanma sürecinde yeni bir ulusal kimlik arayışına girmiş, toplumsal ve siyasal görüşünü bu hedef doğrultusunda biçimlendirmiştir. Düşüncesinin temelinde Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle Batı’dan aldığı belli değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabası yatıyordu. “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” olarak özetlediği bu yaklaşımın kültürel öğesi Türkçülük, ahlaki öğesi de İslamdı. Genel olarak hars medeniyet ayrımında milli kültür (hars) ile Batı uygarlığı (medeniyet) arasındaki ayrımı vurgulamış, uluslararası kültürün yapıcı öğesinin milli kültürler olduğunu ileri sürmüştür.

Ulusal düzeyde saray edebiyatına ve Batı öykünmediğine karşı halk kültürünü savunmuştur. Öte yandan Batı’nın teknolojik ve sınai gelişmesine temel oluşturan pozitif bilim anlayışını benimsemenin gerekliliği üzerinde durmuştur. Daha çok toplumsal işlevini vurguladığı dini ise toplumda birlik ve dayanışmayı sağlamaya yardımcı bir öğe olarak değerlendirmiştir.

Ziya Gökalp’in toplum modeli özel olarak Fransız toplumbilimci Emile Durkheim aracılığıyla benimsediği solidarizme (dayanışmacılık) dayanıyordu. Bireyi temel alan liberalizmin ve sınıflan temel alan Marksizmin dayandığı çatışmacı toplum anlayışına karşı mesleki örgütleri (korporasyon) temel toplumsal birim olarak kabul eden solidarizmde Gökalp, uzlaşmacı dünya görüşüyle örtüşen toplumsal ahengi sağlamaya yönelik bir sistem bulmuştu. Siyasal partileri reddetmeyen, ama korporatif temsile dayanan bir siyasal sistemi savunması, bireysel özgürlüklerin toplumsal dayanışmaya ve kamu çıkarlarına ters düşmemesi gerektiğini söylemesi, haktan çok görevi vurgulaması ve bir bütün olarak toplumsal bilince (vicdan) verdiği önem bu görüşün ayrılmaz parçalarıydı.

Gökalp kurduğu sistemi içtimai mefkûrecilik (toplumsal idealizm) olarak adlandırmıştı.Siyasal gelişmelere duyarlı bir düşünür olan Ziya Gökalp’in düşüncelerindeki değişme de İttihat ve Terakki ile Cumhuriyet rejiminin siyasal doğrultularına uygun düştü. Mustafa Kemal’in (Atatürk) kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin “halkçılık” ve “milliyetçilik” ilkelerinin olgunlaştırılmasında olduğu kadar kültürel nitelikli atılımlarda da onun düşüncelerinin büyük payı oldu.

Çeşitli dergilerde yayımlanan sayısız makalelerinin yanı şıra, Ziya Gökalp’in başlıca Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1918, 1988), Türk Töresi (1923, 1987), Doğru Yol (1923), Türkçülüğün Esasları (1923,1989), Türk Medeniyeti Tarihi (1926, 1989), Kızıl Elma (1914), Yeni Hayat (1918), Altın Işık (1923, 1987) adlı yapıtları vardır.

Gökalp’le ilgili yayınlar arasında Uriel Heyd’in Foundations of Turkish Nationa- lism, The Life and Teachings of Ziya Gökalp (1950; Türk Ulusçuluğunun Temelleri, \919IZiya Gökalp, Türk Milliyetçiliğinin Temelleri, 1980) adlı kitabıyla Taha Parla’nın The Social and Political Thought of Ziya Gökalp, 1876-1924 (1985; Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye’de Korporatizm, 1989) adlı incelemesi sayılabilir.

Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Baturalp; 11 Kasım 2016 15:05