Arama


nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
14 Eylül 2008       Mesaj #2
nünü - avatarı
Ziyaretçi
ASLANAĞZI ilginç görünümlü ve güzel renkli çiçekleriyle sevilen bir bahçe bitkisidir. Çiçeklere iki yandan hafifçe bastırıldığında, taçyapraklar kükreyen bir aslanın ağzı gibi açılır ve dişiorganın tepeciği ortada bir dil gibi görünür. Adını bu özelliğinden alan bitkinin bilimsel cins adı (Antirrhinum) da Latince'de "hayvan burnuna benzeyen" demektir.


Aslanağzının bahçelerde insan eliyle yetiş­tirilen çeşitleri Akdeniz çevresinde yaygın olan Antirrhinum majus türünden üretilmiş­tir. Bitkinin doğadaki türleri kayalık yerlerde yetiştiği için, çiçeğin erkekorganlarını ve dişi­organın tepeciğini sert rüzgârlardan koruya­bilmek üzere taçyapraklar sıkıca kapanmıştır. Bu nedenle, ancak toprakarısı ya da yabanan-sı gibi güçlü böcekler çiçeğin kadifemsi tüylü dudaklarını aralayarak çiçektozlarını bir çi­çekten öbürüne taşıyabilir. Tohum kılıfında üç tane delik vardır; rüzgâr çiçekleri sarsınca tohumlar bu deliklerden dışarı saçılır. SSCB'de aslanağzının tohumlarından, hemen hemen zeytinyağı kalitesinde yemeklik yağ elde edilir.


19. yüzyılda Avrupa'da aslanağzının alaca çizgili çeşitleri çok beğeniliyordu. Oysa bugün beyaz, sarı, pembe, kırmızı, mor gibi tek renkte çiçek açan çeşitleri daha çok yetiştiri­lir. Bitkinin bazı çeşitleri 1 metreye kadar boylanabilirken, 15-25 cm boyundaki bodur çeşitleri de vardır. Aslanağzı, toprağın iyi akaçlanmış olması koşuluyla güneşli ya da gölgeli yerlerde tohumdan üretilebilir. Çeşit­lerin büyük bölümü çokyıllıktır, yani aynı bitki üst üste birkaç yıl çiçek verebilir. Ama genellikle her yıl yeniden ekilir. Bazı bölge­lerde bitkinin en büyük düşmanı "aslanağzı pası" denen bir mantar hastalığıdır. Yaprak­larda ve gövdede beliren kahverengi lekeler­den sonra bitkinin solarak ölmesine yol açan bu hastalığa dayanıklı aslanağzı çeşitleri de geliştirilmiştir.


"Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica"