Arama


virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

AVUSTRALYA

Ad:  avustralya6.JPG
Gösterim: 875
Boyut:  48.1 KB

dünyanın en büyük adası ve en küçük kıtasıdır. Büyük Okyanus'ta Avru­pa'ya tam karşıt konumda yer alır. Yüzölçü­mü 7.682.300 km2 olan adanın kuzeydoğu kıyısı boyunca 2.000 kilometreyi bulan ve kıyıdan uzaklığı bazı yerlerde 160 kilometreye varan Büyük Set Resifleri uzanır. Gemiler için birkaç dar boğazdan başka geçit ver­meyen adacıklar ve kum setlerinden oluşan bu doğal engel, olağanüstü güzellikte renkle­riyle, bir zincir görünümündedir.
Kıtanın güneydoğu ucunda Avustralya'ya bağlı Tasmanya Adası bulunur.

AVUSTRALYA'YA İLİŞKİN BİLGİLER

YÜZÖLÇÜMÜ: 7.682.300 km2.
NÜFUS: 16.470.000 (1988).
YÖNETİM: ingiliz Uluslar Topluluğu üyesi Federal Cum­huriyet.
COĞRAFİ ÖZELLİKLER: Kıtanın çok büyük bir bölümü kuru ve sıcak çöllerle kaplıdır ve buralarda pek az insan yaşar. En yüksek dağı 2.228 metreyle Koscius-ko'dur. Murray Irmağı ve kolları Avustralya'nın baş­lıca akarsularıdır. Ünlü Büyük Set Resifleri doğu kıyılarındadır.
ÖNEMLİ KENTLER: Sydney, Melbourne, Brisbane, Perth, Adelaide, Nevvcastle.
BAŞLICA ÜRÜNLER: Sığır, koyun, domuz, yün, buğday, şekerpancarı, arpa, pamuk, üzüm, patates, süpürge-darısı; demir, boksit (alüminyum), çinko, kurşun, ba­kır, kalay, altın; demir-çelik, çimento, fosfat, sülfürik asit, et, un, şeker, dokuma, yapı malzemeleri, motor­lu araçlar, ihracat ürünleri: Maden ve maden cevhe­ri, kömür, kok kömürü, tahıl, dokuma elyafı, petrol ürünleri, demir-çelik, et, şeker.
EĞİTİM: 6-15 yaş-(Tasmanya'da 16 yaş) arası eğitim zo­runludur.

Doğal Yapı ve İklim


Avustralya'da yüksek dağlar bulunmadığı gibi geniş ormanlık alanlar da yoktur. Doğu kıyısı­na paralel uzanan Great Dividing Sıradağla­rının etekleri ağaçlarla örtülüdür. Sıradağla­rın kuzey bölgesindeki en yüksek tepe 1.611 metreyle Bartle Dağı'dır. Yağışın çok bol olduğu bu bölgede krater gölleri, çağlayanlar, tropik ormanlar ve çeşitli çiçekler bulunur. Kuzeyde dar kıyı şeridinin ve dağların ardın­da çalılık ve salkımotu türü bitkilerle kaplı geniş düzlükler uzanır. Buradaki tek yükselti Barkly platosudur. Great Dividing Sıradağla­rında Sydney yakınlarında bulunan Blue Dağlan manzarasıyla ünlüdür. Kıtanın 2.228 metreyle en yüksek tepesi olan Kosciusko Dağı, Great Dividing üzerindeki Karlı Dağlar'dadır. Yılın yansında karlarla kaplı olan bu dağlar, yazlan da bol yağış aldıklan için, Avustralya'nın başlıca akarsuları olan Murray ve Darling ırmaklannı besler.

Kuzeyde, alçak ve düz kıyı içlere doğru yavaş yavaş yükselen bir platoya dönüşür. Bu plato kıtanın orta ve batı kesimlerinin önemli bir bölümünü kaplar. Avustralya'nın hemen hemen tam ortasına düşen Macdonnell ve Musgrave dağları bölgedeki iki yükseltidir. Kuzeyde verimli çayırlarla örtülü olan plato, batıya gidildikçe çölleşir. İç bölümler genel­likle çalılarla kaplıdır. Kıyılarda ağaçlar ve çeşitli çiçekler yetişir.
Batı bölgesi yüksekliği 300-600 metre ara­sında değişen bir platodur. Fundalıklarla ör­tülü olan bu düzlüğün batı kıyılarına doğru çıplak tepeler göze çarpar. Uçurumlar, sarp
kayalar ve çıplak tepelerden oluşan Kimberley Dağları, kuzeybatıda bulunan Hamersley Dağları ve Albany yakınlarındaki Stirling Dağlan bölgenin önemli yükseltileridir. Gü­neydeki Nullarbor Ovası platonun içlerine yayılır. Güney Avustralya'da Adelaide'den kuzeye doğru Flinders ve Lofty dağlan uza­nır. Güney bölgesinin kıyıya yakın kesiminde­ki çukur alanda en büyüğü Eyre Gölü olan birçok göl vardır.
Avustralya'nın en önemli akarsuyu Murray Irmağı'dır. Murray, Yeni Güney Galler ve Victoria eyaletlerinin doğal sınırını da çizer. Darling ve Murrumbidgee ırmakları Murray ile birleşir. Kıtadaki öbür ırmaklar çoğunluk­la denize ulaşmadan kurur.
Göllerin çoğu hemen hiç suyu olmayan tuz birikintileri durumundadır. Deniz düzeyinin 12 metre altında kalan Eyre Gölü'nün kapla­dığı alan 9.300 km2'nin üzerindedir ama için­de hemen hiç su bulunmaz. Güneybatıda, yağışlı dönemlerde sulan bollaşan tatlı su gölleri de vardır.
Avustralya çok sıcak ve kurak bir kıtadır. Az yağış alır, üstelik yağan yağmur aşın sıcak nedeniyle hızla buharlaşır. Doğu kıyıları ve dağlar bol yağış alır; içerlere gidildikçe yağ­murlar azalır, iklim kuraklaşır. Kuzeyde yağ­mur yazın, güneyde ise kışın yağar. Batı Avustralya'da kuzeyden güneye büyük iklim değişiklikleri gözlenir. Kuzeyde Timor Denizi kıyılan tropikal, güney kıyıları ise ılımandır.
Avustralya'da mevsimler kuzey yarıküre­nin tam tersidir. Aralık, ocak ve şubat yaz; haziran, temmuz ve ağustos ise kıştır. Ülke­nin üçte biri tropikal bölgede olduğu için kışlar yumuşak ve bol güneşli geçer. Kar yalnızca kıtanın güneydoğusuna ve Tasmanya'ya yağar.

Bitki Varlığı


Göçmenler Avustralya'ya yıllar boyunca Av­rupa'dan çeşitli bitkiler ve ağaçlar taşıdılar. Bunların birçoğu kıtaya uyum sağladı. Yerli ağaçlar ise yapraklarım dökmeyen herdem yeşil ağaçlardır. Cüce tiplerinden 90 metreye varanlarına kadar 500 değişik çeşidi olan okaliptüs bunlara iyi bir örnektir. Avustralya'ya özgü bir başka ağaç ise akasyadır. Çoğu mimozaya benzer güzel san çiçekleri olan 750 ayrı çeşit akasya vardır.
Ülkenin iç bölümlerinde yağış o kadar azdır ki hemen hemen hiç bitki yetişmez. Ama yağmur yağdığında, tohumlan belki de yıllar­dır toprağın altında uyuyan binlerce çöl çiçeği açıverir. Kuzeydoğunun nemli sıcağında orki­de, eğreltiotu, palmiye ve hiç görülmedik çiçekler açan ağaçlar, tropik bitkiler yetişir. Güneybatıda ise kırmızı ve yeşil, kanguru pençeleri gibi başka yerlerde eşi bulunmayan kır çiçekleri vardır.
Ad:  avustralya8.JPG
Gösterim: 723
Boyut:  111.1 KB

Hayvan Varlığı


Avustralya'da yaşayan hayvanlar da çok ilginçtir. Yavrulannı ceplerinde taşıyan memeliler dünyanın başka hiçbir yerinde yoktur. Minicik cepli farelerden koskocaman kangurulara kadar pek çok çeşidi olan bu hayvanlara keseliler denir. Valabi (küçük kanguru), opossum, vombat, bandikut, sincap, tasmanyaşeytanı, tasmanyakurdu hep keseli hayvanlardır. Özel korumaya alınmış olan keseli ayı koala ise içlerinde en sevilenidir. Burada bir de gene başka hiçbir yerde rastlanmayan yumurtlayan memeli hayvanlar ya da tekdelikliler yaşar. Bunların ornitorenk ve ekidne denen iki türü vardır. Ornitorenk suda ya­şayan, ördek gagalı, perde ayaklı, kürklü ve yumurtlayan bir hayvandır. Karada yaşayan Ekidne ya da dikenli kanncayiyen ise kesesi­nin içine yumurtlar; kısa, sivri dikenleri vardır ve toprağı çok büyük bir hızla kazabilir.

Avustralya'ya özgü öteki memeliler, fareler ve yarasalardır. Koyunlara aman vermeyen yabanıl köpek dingonun Asya'dan getirildiği sanılmaktadır.
Avustralya'da yaşayan birçok değişik kuş arasında en ünlüleri bir tür yalıçapkını olan kookaburradır. Devekuşu türünden, uçma­yan emu ve tepelideyekuşu ile kuyruğu çengel biçiminde olan ve her türden sesi olağanüstü bir benzerlikle taklit edebilen lirkuşu Avus­tralya'ya özgü kuşlardır.
Rengarenk parlak tüylü papağanlar, kakadular, balkuşlan, çardakkuşları, iriayaklar, turnalar, balıkçıllar, ördekler, karabataklar, pelikanlar, siyah kuğular gibi çeşit çeşit kuş da bu ülkede yaşar.
Kıtada taypan ve kaplan yılanı gibi zehirli, piton ve ağaçyılanı gibi zehirsiz yılanlar, timsahlar, çeşitli kertenkeleler ve kaplumba­ğalar da bulunur. Avustralya'daki böcek ya­şamı da çok renklidir. Yerel böcek türleri 500.000'in üzerindedir. Ayrıca göçmenlerin getirdikleri birçok farklı böcek türü de vardır.

Halk ve Yerleşim


İki yüz yıl önce Avustralya'da Asya'dan göçmüş koyu esmer tenli Yerliler'den başka­ları yaşamazdı. 18. yüzyılda Avrupahlar'm yerleşmek üzere geldiği ilk yıllarda burada 500.000 Yerli yaşıyordu. Sayılan giderek aza­lan Avustralya Yerlileri'nin bugünkü nüfusu ancak 145.000 kadardır. Eskiden toplayıcılık ve avcılıkla geçinen Yerliler'in çoğu günü­müzde çiftliklerde ve kentlerde çalışmaktadır. Bu koskocaman ülkede yalnızca 16 milyon insan yaşar. Baş­langıçta burada yerleşen Avrupalılar'ın büyük çoğunluğu İngiltere ve İrlanda'dan göç etmiş­lerdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra yurtlarından kopmuş binlerce Avrupalı da Avustralya'ya göç etti. 1947-81 arasında yaklaşık 4 milyon göçmen ülkeye yerleşti. Eskiden yü­rürlükte olan Beyaz Avustralya Siyaseti, Av­rupa kökenli olmayan göçmen sayısını kısıtla­mıştı. Bu siyasetin 1970'lerde bırakılmasıyla Asya'dan da çok sayıda göçmen gelmeye başladı.

Avustralya altı eyalete ve iki bölgeye ayrı­lır. En kalabalık eyaletler Yeni Güney Galler ve Victoria'dır. İç kısımlarda ve batı kıyısında nüfus yok denecek kadar azdır. Büyük kent­ler genellikle eyaletlerin başkentleridir. Syd­ney Yeni Güney Galler'in, Melbourne Victo­ria'nın, Brisbane Queensland'in; Adelaide Güney, Perth Batı Avustralya'nın; Danvin Kuzey Toprakları'nın, Hobart ise Tasmanya' nın başkentidir. Tüm ülkenin başkenti ise Avustralya Federal Başkent Topraklan üzeri­ne kurulmuş Canberra'dır.

Sydney, Melbourne, Ade­laide, Newcastle, Brisbane ve Fremantle'dır. Avustralya büyük bir tarım ülkesi olmakla birlikte, halkın beşte dördü kentler ve kasa­balarda yaşar. Evler genellikle ahşap ya da tuğladan tek katlı olarak yapılmıştır. Avlulan ya da dışanda uyumaya elverişli taraçaları vardır. Son yıllarda duyulmaya başlanan ko­nut sıkıntısı devlet ya da özel sektörce yapılan çok katlı apartmanlarla giderilmeye çalışıl­maktadır. Çiftliklerde yaşayanlar kendi elek­trik, su ve kanalizasyon sistemlerini kurarlar. Kitle iletişim araçlannın önemi çok büyüktür. Bir bölümü devletin olan çok sayıda radyo ve televizyon istasyonu vardır. Dağınık ve birbi­rinden uzak olan yerleşim birimlerinde eği­tim, radyo ve televizyon aracılığıyla yürütülür; öğrenciler ödevlerini postayla gönderir­ler. Buna Hava Okulu adı verilir.
Avustralya'da eğitim 6-15 yaş arasında zo­runlu ve yabancı öğrenciler dışında parasız­dır. Ortaöğrenimde liseler, teknik okullar ve tanm okulları vardır.
Sağlık hizmetleri, birbirine uzak yerlerde yaşayanlara uçaklarla götürülür. Royal Flying Doctor Service'in (Krallık Uçan Doktor Ser­visi) doktor ve hemşireleri, hastalarını uçakla ziyaret eder, hastaneye taşır ya da telefon, radyo, telsiz gibi iletişim araçlarıyla öneriler­de bulunurlar. Telefonla, hemen her yerle konuşulabilir. En ıssız bölgelere bile posta düzenli olarak ulaşır.
En güçlü kilise Anglikan Kilisesi'dir. Kato­likler ise nüfusun dörtte birinden biraz fazlası­nı oluştururlar.
Ad:  avustralya9.JPG
Gösterim: 780
Boyut:  23.5 KB

Ekonomi


Avustralya'nın dışarıya sattıklarının yüzde 40'ı yün, buğday, et, meyve ve tereyağ gibi ürünlerden oluşur. Bunların en önemlisi yün­dür. Yılda 700.000 ton kırkılmış yün elde edilir. Bu dünya yün üretiminin yaklaşık dörtte biridir. 19. yüzyıl başlarında Avustral­ya'ya dışarıdan yünleri çok değerli olan meri­nos koyunları getirilerek çoğaltılmıştır. Ko­yun çiftlikleri neredeyse küçük bir Avrupa kenti büyüklüğündedir. Koyun kırkma zama­nı, ekipler bir istasyondan öbürüne dolaşır, hayvanları kırkar ve yünleri niteliklerine göre sınıflandırır.
Dış pazarlarda koyunların yünleri kadar etleri de ilgi görür. Avustralya kendi tüketi­minin dışında ABD, Ortadoğu ve başka bazı ülkelere koyun eti satar. Doğu kıyılarındaki otlaklarda sığır beslenir. Ayrıca domuz çift­likleri de vardır.
Avustralya başta Çin ve Hindistan olmak üzere her yıl dışarıya 15 milyon ton buğday satar. Öteki ürünleri yulaf, arpa, süpürgedarı-sı, mısır ve pirinçtir. Oueensland ve Yeni Güney Galler'de şekerkamışı, pamuk, keten ve tütün yetişir. İklim meyve ve sebze yetiştir­mek için çok elverişlidir. Kuzeyde tropikal meyvelerden muz, ananas, mango, guava, papav; güneyde ise portakal, limon, kayısı ve şeftalinin yanı sıra, elma, erik, çilek, frenk-üzümü ve ahududu yetişir. Bu meyvelerin çoğu taze, kurutulmuş ya da konserve olarak dışarıya satılır.

Avustralya dünyanın en kurak kara parça­larından biridir. Irmaklarının su toplamı Tuna'nınkine ancak erişir. Bu yüzden suyun bir damlası bile çok değerlidir.
başka günümüzde boksit, rutil, nikel, manga­nez, uranyum da elde edilmektedir. Ayrıca Avustralya'da petrol ve zengin doğal gaz ya­takları da vardır.
Bir tarım ülkesi olarak bilinmesine karşın, ülkede halkın büyük çoğunluğu toprakta de
ğil, fabrikalarda çalışır. Ülkede, uçaktan ta­nm aletlerine kadar her şey üretilir.
Demiryollan ve karayollan ülkenin en uzak yerlerine ulaşırlar. Devlet havayolları Trans-Australia Airlines'dan başka birçok özel ha­vayolu şirketi de vardır.

Kuzey Toprakları'nın başkenti Darwin Avustralya'nın en işlek limanlarından biridir.
Karlı Dağlar hidroelektrik projesi dünyanın en büyük projelerinden biridir. Güneydoğu Avustralya'da Snowy Irmağı ile başlayıp Mur­ray ve Murrumbidgee ırmaklarını içine alan proje hem geniş toprakların sulanmasında, hem elektrik üretiminde büyük bir artış sağlamıştır.

Madencilik, özellikle demir, kömür ve bok­sit, Avustralya'nın dışarıya sattığı malların üç­te birini oluşturur. Kömür Yeni Güney Galler'de çıkarıldığı için fabrikaların çoğu o yöre­de kümelenmiştir. Yıllardan beri al­tın, gümüş, kurşun, çinko, bakır ve kalay çıkarılmıştır.

Yönetim


Avustralya altı eyalet ve iki bölgenin birleş­mesinden oluşmuş federal bir devlettir. Ulu­sal Meclis savunma, ticaret, dış ülkelerle iliş­kiler, gümrük vergileri ve göçmen sorunlarıyla ilgili genel yasalar çıkanr. Eyalet yönetim­leri ise kendi eyaletlerindeki eğitim, yargı, ulaşım, sağlık, tarım ve sanayi konulanyla il­gilenirler. Avustralya İngiliz Uluslar Topluluğu'nun bir üyesidir ve öbür topluluk üyeleri gibi İngiltere'ye bağlıdır. Kral ya da kraliçeyi Canberra'da bulunan genel vali temsil eder.
Parlamento, Ulusal Meclis ve Senato'dan oluşur. Ulusal Meclis'te, Kuzey Topraklan ve Federal Başkent Topraklan'nın birer temsil­cisi ve altı eyaletin nüfuslarına göre dağılmış toplam 148 milletvekili vardır. Senato'da ise her eyaletten 12'şer ve her bölgeden 2'şer kişi olmak üzere 76 senatör bulunur. Küçük eya­letlerin çıkarını korumak için nüfusu ve yüzöl­çümü ne olursa olsun bu sayı değişmez. 18 yaşını bitiren herkes seçime katılmak zorun­dadır. Avustralya Yerlileri'nin seçme haklan vardır, ama seçime katılmaları zorunlu değildir.

Avustralya'nın bölge siyasetinde önemli bir yeri vardır. Büyük Okyanus'ta Norfolk Ada­sı, Timor Denizi'nde Ashmore ve Cartier adalan, Hint Okyanusu'nda Cocos Adalan, Christmas Adası, Heard ve McDonald adala­rından başka Antarktika'nın bir bölümü de Avustralya yönetimindedir.

Tarih


Avustralya'da insan yaşamı 10 binlerce yıl ön­ce başlamıştır. Tarihöncesi yerleşimler biri­kinti tabakalannın altında kaldığı ve henüz, örneğin Afrika'da olduğu gibi, yerkabuğunun hareketleriyle ya da toprağın aşınmasıyla yeryüzüne ulaşamadağı için ilk Avustralya Yerlileri'nin kıtaya geldikleri tarih kesin ola­rak bilinmemektedir. Bugün var olan arkeo­lojik buluntular, Yerliler'in kıtaya 40.000 yıl kadar önce Güneydoğu Asya'dan göç ettikle­rini göstermektedir.
Göçmenlerin Avustralya'ya vardıklan dö­nemde Kuzey ve Güney kutupları çevresinde büyük miktarlarda su donmuş durumdaydı. Suyun önemli bir bölümünün kutuplar çevre­sinde toplanması, denizlerde su düzeyinin düşmesine ve birçok yerde bugün su altında kalmış karaların ortaya çıkmasına yol açmıştı. Bu nedenle Asya'dan göç eden Yerliler'in yolun çoğunu yürüyerek aştıkları, kalan kısa deniz yolunu ise kanolarla ya da sallarla geçtikleri tahmin edilmektedir.
Avrupalılar'ın Avustralya'ya gelmelerin­den önce Yerliler deniz, ırmak ve göl kıyılarındaki verimli alanlarda yerleşmişlerdi. Tasmanya Adası'yla bağlantı, su düzeyinin dü­şüklüğü nedeniyle kendiliğinden oluşmuş bir köprüyle sağlanırdı. Avustralya köpeği dingo buraya İÖ 6000'de Yerliler tarafından getiril­di. Tam o sıralarda sular yükselip Tasmanya kıtadan ayrıldığı için dingo Tasmanya'ya hiç geçemedi.

Dış Dünya ile İlk İlişkiler


Portekizli gemiciler 16. yüzyılda Avustralya' ya ilk ayak bastıkları zaman burada yaklaşık 500.000 Yerli yaşıyordu. Bunlar 250 deği­şik- dil konuşan 600 kabileye bölünmüşler­di. Avustralya Yerlileri burada, insanların 10.000 yıl önceki yaşamlarına benzer bir ya­şam sürdürüyor, yiyecek toplayarak, hayvan­ları ve böcekleri avlayarak yaşıyorlardı. De­niz ya da ırmak kıyılarında yaşayanlar kendi kabile topraklan içinde balık da avlarlardı. Herkesin kendi silahı vardı ama toprak, yiye­cek ve öteki mallar kabilenin mülküydü. Krallan ya da şefleri yoktu. Dışandan gelebi­lecek herhangi bir saldınya karşı korunmak için örgütlenmiş değillerdi (bak. avustralya yerlileri). Avustralya'ya dışandan ilk gelen­lerin her yıl Karpentarya Körfezi'nde avlan­maya gelen Endonezyalı Macassanlar olduğu sanılmaktadır.
Birçok tarihçi kıtaya Avrupa'dan ilk olarak Portekizli gemicilerin geldiğinde birleşiyorlar.

Portekizliler 1516 ve 1536'da kıtayı inceleyip haritasını çizdiler. 1606'da İspanyol Kaptan Louis de Torres Avustralya ve Yeni Gine'yi ayıran ve bugün kendi adını taşıyan boğazdan geçti. Aynı yıl Hollandalı bir kaptan kuzey kıyılannda araştırmalar yaptı ve haritasını çı
kardı. Ama buranın yeni bir kıta olduğunu anlayamadı ve Yeni Gine'nin bir parçası san­dı. Doğu Hint Adalan'na (günümüzde Endo­nezya ve Malezya) en iyi yolun Avustralya' nın güneyinden geçtiği anlaşılınca, 1611'den başlayarak çok sayıda Hollanda gemisi Avus­tralya'ya geldi. Hatta buraya Yeni Hollanda denmeye başlandı. Ama Avustralya Yerlileri ile kârlı ticaret ilişkileri kuramayacaklannı düşünen Hollandalılar, adaya hiç yerleşme­diler.

İngilizler'in Gelişi


İlki 1688 ve ikincisi 1699'da olmak üzere Avustralya'ya iki kere gelen İngiliz William Dampier, ilk ziyaretinin ardından gezi anılan-nı yayımladı. Kitap, Avustralya Yerlileri'ni dünyanın en zavallı halkı, Yeni Hollanda'yı ise tehlikeli kayalıklann ardındaki bir dizi ku­ru tepe olarak tanıttı ama İngiltere'de Avus­tralya'ya karşı bir ilgi uyanmasına da neden oldu. 70 yıl sonra İngiltere'nin büyük kâşifle­rinden James Cook, gemisiyle Büyük Okyanus'a açılarak 1770 Nisan'ında Avustralya'nın doğu (günümüzdeki Victoria) kıyılarına var­dı. Ağustosta tüm doğu kıyısını İngiltere'ye bağladı ve bölgeye Yeni Güney Galler adını verdi.

Cook'la aynı gemide bulunan bilim adamı Joseph Banks, geminin demirli kaldığı sekiz gün boyunca çevredeki insanlan, hayvanlan, bitkileri inceledi; o zamana kadar hiçbir yerde görülmemiş bitkiler keşfetti. Bu konuda yaz­dığı kitap ve Cook'un yolculuk raporları ya­yımlanınca İngilizler, Yeni Güney Galler'in Avustralya'nın batısına ve kuzeyine benzeme­diğine, buralann yaşanabilecek yerler olduğu­na karar verdiler. Avustralya Yerlileri'nin o topraklann asıl sahipleri olduğu kimsenin ak­lına gelmedi.
Bu arada İngiltere'nin Kuzey Amerika kıyı-lanndaki 13 kolonisi bağımsızlıklarını ilan ederek ABD'yi kurmuşlardı. Bu İngiltere'yi iki sorunla karşı karşıya bırakıyordu. Sorun­lardan birincisi doğu denizlerinde İngilte­re'nin ticaret haklannı koruyacak yeni deniz üssünün nerede kurulacağı; ikincisi ise o za­mana kadar Amerikan kolonilerine gönderi­len hükümlülerin bundan böyle nerede barındırılacağı idi.

İngiltere'de, Amerika ile savaşın başladığı 1776'dan beri sürgüne mahkûm edilen hükümlüler eski gemilerin içinde, İngiliz liman­larında ve ırmaklarında bekletiliyorlardı. Sayılan her geçen gün artan bu mahkûmlann nereye gönderilecekleri sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyordu. İngiliz Başbakanı William Pitt, sonunda Yeni Güney Galler'de kurulacak bir yerleşim biriminin hem üs, hem sürgün yeri sorununu çözeceğine karar verdi.

Kadın ve erkek 788 mahkûmu getiren ilk gemi, 26 Ocak 1788'de Sydney Cove olarak adlandırılan körfeze girdi. Avustralyalılar bu günü Avustralya Günü olarak kutlamayı sür­dürüyorlar.

Kolonilerin Kurulması


İlk yerleşimi izleyen iki yıl boyunca Sydney' de açlıkla boğuşuldu. Mahkûmların hemen hepsi toprak konusunda bilgisizdi. Bu yüzden buraya ilk gelenler yiyecek bakımından tü­müyle İngiltere'ye bağımlı kaldılar. Ama, za­manla çiftçiliği öğrendiler. Yünün ülkenin başlıca zenginlik kaynağı olacağı da çok geç­meden anlaşıldı. Yünü çok değerli olan meri­nos koyunlannın üretimi hızla arttı.

Tasmanya ve Batı Avustralya'da ilk yerle­şimler Fransızlar'ın gelebileceği korkusuyla çabucak kuruldu. Tasmanya 1825'te ayn bir koloni oldu. Batı Avustralya'ya 1826'da yer­leşildi; 1829'da Yeni Hollanda bölgesinin İn­giltere'nin yönetimine alındığı açıklandı. 1851'e kadar Yeni Güney Galler'e bağlı kalan Victoria'da ilk yerleşimler Tasmanya'dan ge­lerek buradaki topraklara el koyan bir grup tarafından kuruldu. Victoria, 1851'de toprtfklarında altın bulunduktan sonra ayn bir kolo­ni oldu.
Oueensland Avustralya'da suç işleyen hü­kümlülerin gönderildiği bir istasyon olarak 1826'da yerleşime açıldı ve 1859'da Yeni Gü­ney Galler'den aynldı.
Güney Avustralya'da yerleşim ise öteki bölgelerden farklı gelişti. Avustralya'yı hiç görmemiş olan İngiliz Edvvard G. VVakefield koloni kurma konusunda yeni bir kuram ge­liştirdi. Bu kurama göre bölgeye yerleşmek isteyen zenginlere toprak parayla satılmalı ve elde edilen gelir, İngiltere'den getirtilecek iş­çilere ücret olarak ödenmeliydi. Güney Avus­tralya yerleşime açılırken bu ilkeler göz önün­de bulunduruldu.
Ad:  avustralya10.JPG
Gösterim: 2544
Boyut:  106.5 KB

Birleşik Avustralya'ya Doğru


Altın bulununcaya kadar Avustralya'nın nü­fusunda fazla bir artış olmadı. Yeni Güney Galler ve Victoria'da altının bulunduğu 1851'i izleyen 10 yılda, nüfus 740.000'den Macdonnell Dağları'ndan çıkan Todd Irmağı, ancak şiddetli yağmurlardan sonra akmaya başlar.

1.100.000'e sıçradı. Ondan sonraki 30 yılda yeni sanayilerin kurulmasıyla bu sayı üç katı­na çıktı. Altı koloni arasında demiryolu ve deniz bağlantısının sağlanmasıyla halk kendi­ni Tasmanyalı ya da Victorialı olarak tanımla­mak yerine Avustralyalı saymaya başladı. 1901'de koloniler Avustralya Uluslar Toplu­luğu adıyla tek bir ulus olarak birleştiler. Baş­langıçta federal başkent Melbourne'du; 1927'de Canberra'ya taşındı. 1931'de İngiliz­ler ülke üzerindeki denetimlerinden tümüyle

Birliğin Kurulmasından Sonra Avustralya


1901'de Avustralya'nın nüfusu 3 milyonu geç­miyordu. Bugün ise 16 milyonu aşmıştır. Bu gelişmenin temelinde çeşitli ülkelerden birçok göçmenin Avustralya sanayisinin açtığı yeni iş alanlarına çekilmesi yatar. Birliğin gerçekleş­mesinden I. Dünya Savaşı'na kadar olan dö­nem madencilik ve sanayinin gelişme yıllan­dır. İngiltere'nin Almanya'ya savaş ilan etme­siyle, İngiltere'nin yanında savaşa giren Avus­tralya askerleri Çanakkale, Ortadoğu ve Fransa'da savaştılar.
I. ve II. Dünya savaşları arasında Avus­tralya'da sanayinin gelişimi hızlandı. 1939'da savaş çıkınca Avustralya bir kez daha İngilte­re'nin yanında yer aldı. Savaştan sonra nüfu­sunu artırmak için geniş bir kampanya açan Avustralya, birçok ülkeden gelen göçmenler­le çok renkli bir toplum oldu. Bu süre içinde Avustralya Yerlileri'nin durumlannı düzeltici önlemler de alınmaya başlandı.
Bugün Avustralya hem ileri bir sanayi top­lumudur; hem de tanmı ve madenciliği çok gelişmiştir.

MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Aralık 2017 20:50