Arama

Ekonomi (İktisat) Nedir? - Tek Mesaj #3

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Ekonomi
Ekonomi, insanların yarattığı değerlerin ve ülkelerin zenginliklerinin nasıl ortaya çıktığı­nı; bunların nasıl bölüşüldüğünü inceleyen bir toplum bilimidir.

Fiyatların neden inip çıktığı, neden bazı firmaların ötekilerden daha fazla kâr ettiği, bir hükümetin hangi vergileri toplayacağına nasıl karar verdiği ekonomi alanında ortaya çıkan bazı soru türleridir. Bu soruları yanıtla­maya çalışan ekonomi bilimiyle uğraşan kişi­lere iktisatçı adı verilir.

Hemen hemen herkes çocukluk dönemin­den başlayarak her istediği şeye sahip olama­yacağını, istekleri arasında bir seçim yapması gerektiğini öğrenir. Benzer bir biçimde çok zengin bir sanat koleksiyoncusu da dünyadaki bütün değerli tabloları satın alamayacağını bilir. İşte iktisatçılar insanların sınırsız oldu­ğunu varsaydıktan isteklerini sınırlı gelirleriy le nasıl karşıladıklarıyla; yaptıkları seçimler için ne kadar çalışmaya ve para harcamaya hazır olduklarıyla ilgilenir.

Ekonomi biliminde insanların satın aldıkla­rı şeyler mallar ve hizmetler olarak iki bölüme ayrılır. Mallar ekmek, araba gibi nesnelerdir. Hizmetler ise bankacılık, sigorta ve televiz­yon programları gibi hizmetlerdir. Bu mal ve hizmetleri satın alan kişilere tüketici denir.Mal ve hizmet yaratma süreci üretim olarak adlandırılır. Buğday üreten çiftçi de, öykü yazarı da üretim sürecinde yer alır.

Üretimde kullanılan ve üretim güçleri ola­rak bilinen üç temel öğe vardır. Üretimin temel öğelerinden biri işgücüdür. İnsanlar işgüçlerini kullanmazlarsa hiçbir üretim ol­maz. İkinci ana öğe, doğal üretim gücü olarak da tanımlanan topraktır. Toprak hem tarım­sal üretim, hem de kentleşme ve sanayi için gereklidir. Ekonomide toprak kavramı aynı zamanda petrol, madenler ve öteki hammad­deler gibi doğal kaynakları da içerir. Üretimin üçüncü öğesi sermayedir. Sermaye üretimde kullanılan makine, fabrika gibi malvarlıkları­nı ve üretimi gerçekleştirmek için gerekli olan parayı içerir.

Yalnızca işgüçlerini satarak üretime katkı­da bulunanların gelirine "ücret" ya da "ma­aş"; topraklarını kiraya verenlerin gelirine "rant" ya da "kira"; sermaye sahiplerinin gelirine de "kâr" denir. Sermaye sahipleri kârlarının bir bölümünü, daha çok üretebil­mek için yeni makine ya da fabrika almaya yatırırlar (bak. yatırım). Mal ve hizmet üreten firma ya da şirketler sanayi olarak bilinen grup içinde toplanır. Otomobil, giyim, ilaç gibi mal üreten sanayi­lere yapım sanayileri; bankacılık, turizm gibi hizmet veren sanayilere ise hizmet sanayileri denir.

Mikroekonomi

Ekonomi biliminin mikroekonomi bölümü tüketicilerin ve firmaların davranış biçimlerini inceler. Tüketicilerin gelirlerini var olan mal ve hizmetler arasında nasıl bölüştürdüğünü araştırır. Firmalar hangi malı üreteceklerine karar verirken, tüketicilerin o malı hangi fiyattan, ne kadar istedikleri önemlidir. Bir malın fiyatı düştükçe o mala olan talep artar.

Ama düşük fiyatla fazla üretim her zaman firmanın en kârlı olduğu duruma karşı gelme­yebilir. Bu yüzden firmalar en çok kâr elde edecekleri üretim miktarını ve fiyatını belirle­meye çalışır. Bunu yaparken de o malı üreten firma sayısı göz önünde bulundurulur. Eğer bir malı çok sayıda küçük işletme üretiyorsa "rekabetçi" bir piyasa var demektir ve tek tek firmalar ürettikleri malın fiyatını değiştiremez. Ama eğer bir mal bir ya da az sayıda işletmece üretiliyorsa, o zaman firmalar ürettikleri malların fiyatlarım değiştirebilir. Bu durumda rekabetçi olmayan piyasalardan söz edilir.

Bunların yanı sıra mikroekonomi ücret farklılıklarını, sendikalar ile hükümetlerin üc­retler ve çalışma koşullarını nasıl etkilediğini de açıklamaya çalışır (bak. çalışma ve işgücü; Sendika). Mikroekonomi ile ilgilenen iktisat­çılar, firmalara ürünlerini olabilecek en düşük maliyetle üretip üretmedikleri ve bunların doğru fiyattan satılıp satılmadıkları konusun­da önerilerde bulunabilirler. Bazen de bir firma için kârlılığın artışına yol açan bir davranış, toplumun zararına olabilir. Maliye­tini düşürmek için çevre kirliliğine neden olan bir firmanın davranışı buna bir örnektir.

Makroekonomi

Makroekonomi bir ülke ekonomisinin işleyi­şini bütünüyle ele alır. Ekonomik yaşamda insanlar birbirlerine bağımlı olduğu için bir kişinin harcaması, ötekinin kazancını oluştu­rur. Buna gelirin dairesel akışı denir. Daha basit bir deyişle, insanlar firmalardan mal ve hizmet satın alırlar; firmalârsa kazandıkları parayla çalışanların ücretlerini öder, öbür üretim araçlarına yatırım yaparak kazançları­nı artırmayı amaçlar.

Bir ülkenin ekonomisini açıklayabilmek için, tek tek kişilerin değil, toplumun bütünü­nün gelirini nasıl kazandığına ve harcadığına bakmak gerekir. Örneğin çok sayıda insan yerli üretim yerine, yabancı araba ya da çamaşır makinesi satın alırsa, yerli malı üre­ten firmaların kârları düşebilir ve fabrikalar kapanabilir. Kazancını yerli sanayiden sağla­yan insanlar işsiz kalabilir. Bu durum da öteki sanayileri etkiler. Başka ülkelere daha fazla para ödendiği için, bir bütün olarak ulusun zenginliği azalabilir.

İktisatçılar için bir ülkenin zenginliğinin önemli bir ölçütü ulusal gelirdir. Ulusal gelir, belirli bir dönem boyunca, genellikle bir yıl içinde, üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeridir. Ulusal geliri düşük olan ülkeler az­gelişmiş ülkeler olarak adlandırılırken; ABD. SSCB, İngiltere ve Japonya gibi daha zengin ülkelere gelişmiş ya da sanayileşmiş ülkeler denilmektedir. Bir ülkenin zenginliğinin za­man içinde artmasına iktisadi büyüme denir.
Ekonomi biliminin kapsadığı konulardan biri de devletin ekonomik yaşamdaki rolüdür. Devletler sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlara yatırım yapmak için vergi toplar. Çağdaş devletin görevleri arasında vergi adaletini sağlamak, işsizliği ve enflasyonu önlemek de vardır

Ekonomik İlişkilerin Gelişimi


Kazançlarını eskiden basit üretim araçları ile sağlayan insanların ekonomik ilişkileri tekno­lojik yeniliklerle birlikte gelişti. Bütün gereksinimlerini üretmek yerine, daha iyi yapabildikleri ürünleri üretmeye başladılar. Böylece işbölümü sayesinde uzmanlaşma art­tı, çeşitli zanaatlar ortaya çıktı, ticaret gelişmeye başladı.

Daha önceleri yalnızca ülke içi gereksinim­leri karşılamak için üretim yapan küçük işyer­leri, başka ülkeler için de üretim yapan büyük sanayi kuruluşlarına dönüştü.
Toplumların gelişme süreci boyunca her ülkenin kendi içinde olduğu gibi. ülkeler arasında da bir işbölümü düzeni kuruldu. Uluslararası işbölümü de dünya ülkelerini ekonomik bakımdan birbirine bağladı.

Bugün hemen hemen bütün ülkeler birbi­riyle ticaret yapar. Uluslararası ticaret öde­melerinde döviz adı verilen yabancı paralar kullanılır. Zengin ve ekonomisi güçlü olan ülkelerin parası öbürlerine göre daha değer­lidir.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 12 Ağustos 2017 23:34